Yeni Üyelik
30.
Bölüm

30 : Havuz

@x1hayat1w

Holding'den çıkınca Bora'yla beraber timin kaldığı eve gelmiştik

Tufan abicim bana bahçeye güzel bir hamak kurmuştu

Yavaş yavaş gözüme giriyordu

Her neyse akşama kadar Mehmet abi ben ve Bora dedikodu yapmıştık

Akşam olmaya başlarken abimler ve üçüzlerde gelmişti

Kimse onların Alihan abimin timi olduğunu bilmiyordu. Hepsi Alihan abimin arkadaşları sanıyordu

Bulut abim ve Alihan abim sadece yoktu geri kalan herkes burada idi

Serpil abla ise bilgisayarı açmıştı

Yakında Bulut abimle sevgilisinin yemeğini izleyeceğiz

Havuz başında çok güzel bir yemekti

Ben ise Bora ile onların arasından ayrıldık

Abim sadece havuza düşecek olsaydı yanına gitmezdim ama sevgilisinin pisliğini göreceği için yanında olmak istiyordum

Vuslat abim hala Nesrin'in yaptığına üzülüyordu bunu biliyorum konun açılmasını bile istemiyordu

Biraz zaman vermiştim ama Bulut abim onun kadar sakin yada kendi başına çözemezdi

Ne kadar ona sinirli ve kırgın olsam bile abimi o şekilde bırakmadım

Bora motor ile beni bırakıp geri gitmişti

Restorantın balkonunda havuzun yanında güzel bir yemek hazırdı

Havuzun içinde olanlar gözükmüyordu çünkü üzerine cam bir tabaka çekilmişti

Böyle yerlerde istedikleri zaman havuzun üzerini kapatıp orayı da kullanılabilir hale getirlerdi

Ben onları uzaktan izliyordum

Abimin gözlerindeki sevgiyi çok net görüyorum

Abini çok üzeceksin

Biliyorum ama susamam o kadın abimi hak etmiyor

Ona aşk ne kadar üzülecek biliyorsun hadi son ver bunlara

Hayır! Kandırılmasına izin vermeyeceğim!

Abimizin yanında ol onu bilerek üzüyorsun hani kimseyi bilerek üzmeyecektik

Onun yanından olacağım ! Bunu bilerek üzmek zorundayım

Özür dilerim abi ama gerçekleri bilmen lazım

Yemek çok güzel geçmişti abim çok mutluydu

Onu ne kadar yıkacağımı biliyorum

Tahmin ettiğim gibi Ezgi hesabı ödememek için bir bahane bulup hemen ayrıldı abim masadan kalkıp havuzun üzerindeki camda yürümeye başladı

Tam o an mekanizma çalıştı ve abim buz , Pirana ve akrep dolu olan havuza düştü

Akrepler zehirli değildi ama onu sokacaktı

Dondurdun be adamı!

Sana ne lan! Bu bana dediklerinin bedeli

Abim suya düşmesi ile önce şaşkın kaldığına eminim sonra sokulması ve ısırılması ile yüzeye çıkmış çığlık atarak hızla havuzdan çıktı. Üzerindeki akrep ve Pirana'ları sinirle atıyordu buzların kıyafetinden içeriye girdiğine eminim tir tır titriyordu üşüyordu

Abim hala üzerindeki hayvanları atar iken havuza arkası dönüktü sudan atlayan bir Pirana poposunu ısırdı

Gülmemek için kendimi sıkıyordum ama abim çoktan çığlık atarak onu alıp suya atmıştı

Bulut abim sinirli ve öfkeli bir şekilde hızla içeriye doğru gelirken duvara yansıtılan video ile kala kaldı

Şokla bakıyordu. Gözlerinde yıkımı adım adım gördüm

O çok üzüldü

Üzüldü evet

Abime doğru yürüdüm beni fark etmedi bile hala şaşkınca videoya bakıyordu

Üşümemesi restoranta önceden gelen battaniyeyi alıp abimin üzerine koydum

Gözleri bana değdi

Bulut " I…ışıl" dedi ağlamaklı bir şekilde

Bana bir şey demesine gerek yoktu onu anlıyorum acı çekiyordu

" Sarıl abi ihtiyacın var" dedim

Abim onca olan şeyleri unutmuş sadece kalbinin acısını hissediyordu

Hayat böyle kalpteki acıları daha derin hissedir iken bedendeki acıları unutuyoruz zamanla

Ama kalpte öyle bir acı kalır ki sadece zamanla o acıyla yaşamayı öğreniyoruz o hiç geçmiyordu

Abim bana sarılıp kafasını omzuma koydu ağlamaya başladı

En güçsüz ve en zayıf anıydı

Bulut " I ışıl" dedi hıçkırıkları arasından

Konuşacak hali yoktu biliyorum abime daha sıkı sarılıp saçlarını okşadım

" Konuşmana gerek yok abi " dedim

Bazen bağıra çağıra içimizi dökmek konuşmak isteriz

Bazen ise sessizce ağlayıp susmak

Aslında susmuyoruz sadece göz yaşlarımızın konuşmasına izin veriyoruz

Abim hıçkıra hıçkıra ağladı ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama abimden ayrılmadan yeriye doğru gidip bir kolonun dibine oturduk

Bulut " Işıl neden bana bunu yaptı ben onu çok seviyordum"

" Abi düşünme unutalım ben sana daha güzelini ve daha iyisini bulurum onun için ağlamaya değmez" abim bana daha sıkı sarıldı

Bulut " Sabah dediklerim için özür dilerim beni affediyor musun?"

" Havuza düşerek cezanı verdim zaten affedildin" hızla benden ayrılıp bana baktı

Bulut " Her şeyi sen yap…" sözünü kestim

" Sabah söylediklerim sadece ilk görüş açımdı biliyorum ileri gittim ama bilmiyorum o kızı hiç sevmedim sonra holding'de yakaladım tesadüfen sana bu gece sadece ceza verecektim gerçekleri de bilmen gerektiği için gördün " dedim suçlulukla

Şu an üzgün olmasının tek sebebi ben değildim ama yine de ne bileyim abimi böyle görmek beni de üzüyordu

Bulut " Güzel ders verdin kardeşim " diyip acıyla gülümsedi

O sırada diğer de geldi

Anıl " Ah be Işıl bu salak şokta ondan bu halde peki ya sen hasta olacaksınız"

Alp " Bulut abi su nasıldı? Popon da gitti tüh ya " diye dalga geçti

Şu an herkes Bulut abim biraz neşelensin diye saçmalıyordu

Alpaslan" Bulut abi sen niye yerdesin bulutlar gökyüzünde olması lazım "

Vuslat" İkiz bir daha birsene havuza sana iyi gelir soğuk su kendine getirir seni "

Vefa " Abi saçındaki akrep mi?" Diye sordu dalga geçerek

Saçında bir şey yoktu abimde bunu biliyordu

Murat" İkinizde havale geçirmeden kalkın gidelim "

Bulut Abim hepsine ' sizden bir bok olmaz ' bakışı attı

Sonra ayağa kalkıp havuzun biraz önünde dizilere baktı

Gözündeki o sinsiliği görmem ile ayağa kalktım

Bulut abim belindeki silahı çıkarıp onlara doğrulttu hepsi şokla ver korkuyla geriye doğru gittiler

Arkadaki havuzu hepsi unutmuş gibiydi

Abin bir taşla 6 kuş vuruyor

Aynen bana da keyifle izlemek düşüyordu

Bulut abim bir kez ateş edip Vuslat abinin ayaklarının dibine sıktı hepsi korkuyla gerilemesi ile havuza düşmeleri bir oldu

Ben bu aileye geldiğimden beri anladığım tek şey herkesin benim gibi deli olduğu idi

Genetik olduğu belliydi

Kanımız da delilik vardı

Suya düşünler hızla sudan çıkmıştı

Üzerleri Pirana ve akrep doluydu hepsi çığlık bile atmıştı

Bu gece akrep ve Pirana'lar ziyafet çekti

Bu Pirana'ların tek amacı popo yemek mi? Şu an hepsinin poposunda en az bir tane vardı

Alp'in de iki tane vardı

Anıl ve Alpaslan'ın da ise üç tane vardı

Ben gülerek iken Bulut abim kahkaha atarak yerde yatıyordu

Adamın sinir sistemi çöktü

Deliler kulübüne hoşgeldin Bulut abicim

Alihan nerede?

He lan benim abiş nerede?

Bana haberde vermedi geç gelecekti ama hala yoktu!

Neyse sabah sorguya çekerim

Gülmem durmuştu şu an herkes söyleniyordu ve hepsi tir tir titriyordu

Bana bakan Alp'ın yüzündeki o keyif ifadesiyle bana gelmeye başlamasının ne anlama geldiğini anlamıştım

Kaç! Pirana'ların yemi olacağız!

Tabana kuvvet!

Üzerim diğerleri kadar yaş olmasa bile yaştı. Ben hızla koşmaya başlamam ile Alp arkamdan bağırdı

Alp " Işıl gel buraya! Popom gitti lan !" Diye sinirle bağırdı

Yutkunup daha hızlı koşmaya başladım şu an balkonda tur atıyorduk

Ve bilin bakalım kim ihanete uğradı

Evet doğru cevap!

Tâbiki de Ben!

Abiler ve üçüzlerim bana karşı savaş açmıştı

Beni onlar yakalamadan bu binadan kaçmam lazım

Birden önüme çıkan Anıl abimin bacakları arasından yuvarlanıp hızla ayağa kalkıp koşmaya devam ettim

Kurtlar geliyor daha hızlı

Kendimi kurtlardan kaçan yavru bir ceylanmış gibi hissediyorum!

Lânet olsun!

Birden önüme Vefa abicim çıktı

Abicim adın gibi vefalı ol ama…

Gülümseyip bana doğru gelen abim ile ofladım

Arkamdaki adım seslerine bakılırsa köşeye sıkıştım

Alp " Sonunda be bu hız ne ?" Diye söylendi

Bir tarafımda havuz diğer üç yanımda ise abimler vardı

Ben bittim galiba!

Ne yapacağım ben şimdi?

Ben kara kara kaçış yolu ararken Serpil ablacım imdadıma yetişti

Daha doğrusu havuzun mekanizması çalıştırıp cam bölme ile kapattı zaferle gülümsedim

Ama abimlerin öfkeli bakışı ile hızla havuzun cam bölümünden koştum

Suya düşme sesi ile arkama baktım

Benim peşimden gelen abimler son anda havuzu boylamıştı

Serpil abla seni çok seviyorum!

Pirana'ların yemeği oldu hepsi

Ben gülme krizine girmeden bu fırsatı değerlendirip kaçtım

Restorantan çıkınca Bora'yı görmem ile hemen motora atladım

Bora bende daha çok gülüyordu onlar aklımıza geldikçe gülüyoruz

Tüm kayıtlar Serpil ablamda olduğu için yarın kahvaltıda babama şaheseri mi göstereceğim!

Bu gece eve gitmem riskli idi annemi arayıp Bora'larda kalacağımı söyledim

Bora'nın ailesi ile sürekli iyi anlaşırdım İkiz gibi büyümüştük

Bora benle uyumayı severdi küçükken kaybettiği kız kardeşi gibi gördü beni

Vallaha yalan yok bende özledim onunla uyumayı

Bora'nın kıyafetoerinden giyip hemen yatağa girdim Bora ise babasıyla konuşuyordu

Nedenini bilmiyorum ama Bora'nın babası hiç bir zaman beni sevmezdi

Bora benden önce akıllı uslu bir çocukmuş benim yüzümden sürekli böyle imiş

Yalana bak ya Bora benle tanışmadan önce tamam 12 kez komşuların camını kırmış

Hatta buraya taşınmadan önce merdivenlerden aşağıya kendisine zorbalık yapan çocuğu itmesi yüzünden gelmişler

Bora hem deli doluydu sadece benle daha düzgündü

Ben nerede ne yapacağımıza karar verirdim aniden yapılan herşey başa bela açardı

Mesela parkta Bora ile dalga geçen kızın saçını başını yolmak istemiştim ama sonra küçük bir oyun oynayıp onu inek pisliklerinin içine düşmesini sağladık

İntikam soğuk yenen bir yemektir lafı gerçekten de öyle

Bu Bora nerede kaldı? Yorgunlukla gözlerim kapandı

Uykuya dalmıştım. Kapı sesi duydum ama gözlerimi açmadım hala çok uykum var bir süre sonra yanımda ağırlık hissettim

Bora'nın zeytin kokusu gelmesi ile bana sıkıca sarılan kollarla beraber huzurla uyudum

 

° Araf Solmaz °

İşlerimi bitirmiştim. Işıl ile konuşmam lazım iken aptal adamların beceriksizlikleri ile Bursa'ya gelmek zorunda kalmıştım

Benim işler böyleydi en ufak sorunda şehir değiştirmem gerekiyordu

Ne kadar istemesem bile yapmak zorundayım

Işıl'dan uzak oldukça nefes alamıyorum gibi oluyordu sürekli onun için endişeliyordum

Şu hayatta tek güvendiğim kişi Baran'dı bu yüzden ben şehirde olmadığım her an Işıl'ı uzaktan koruyordu

En ufak sorundan bana haber veriyordu

Baran'a ne kadar güvensem bile onu da öldüre bilirdim

Ama bu biraz zordu Baran 'ın bana çok iyiliği olmuştu her hatasını affede bilirim canımı bile alıyor olsa sesim çıkmaz ama Işıl'a karşı en ufak yanlışın da dünyayı başına yıkardım

Baran Işıl'a yan gözle bile bakmazdı bu yüzden rahattım. Işıl'ı sadece ona emanet edebilirim

Şehre yaklaştıkça heyecanım artıyordu Işıl beni affetmese bile bilmesi iyi olmuştu

İstediğim zaman sarılırım bir şey demesine de müsade etmezdim

Zaten öğrendiğime göre dün gece baya eğlenmişti güzelim şu an okulda olmalıydı

Bir andan önümü kesen araba ile son anda fren yaptım

Siktir pusu kurmuşlar!

Hemen eğilip kurşun yağmurundan kurtuldum

Ama kırılan camlar üzerime gelmişti sorun değildi

Torpidodan silahı aldım

Bende ateş etmeye başladım. Bir yandan da Baran'a mesaj atıp gelmesini söyledim

Kısa süre sonra polis sirenleri bile gelmişti

Lanet adamlar yine de geri çekilmeyip ateş ediyordu

Azrail dilerdi lakabımı duyanlar tir tır titrierdi

Araf Solmaz olarak ise sadece genç ve ünlü bir iş adamı idi

Çok masum sanırlardı beni ama hiç masum değilim

Bir süre sonra ise silah sesleri kesilmişti kafamı kaldırıp baktım

Polisler herşeyi halletmişti

Arabadan çıktım

Karakoldaki işlerim bitmişti karakoldan çıkıp Baran'ın getirdiği arabanın arkasına bindim

Baran " Araf iyisin dimi?"

" İyiyim Baran ama çok tuhaf beni öldürmek isteseler böyle olmazdı"

Baran " Araf gözünü korkutmaya çalışıyorlar yani ben öyle düşünüyorum ihaleye girme diye yapıyorlar"

" Haklısın. Işıl nasıl?" Diye sordum

Baran " Yenge gayet iyi Araf dün geceyi görmen lazımdı vallaha ben bile korktum Araf bu kız seni öldürür haberin olsun "dedi gülerek

" Onun için ölüyorum zaten " diye cevapladım

Baran aynadan bana bakıp geri önüne baktı

Baran " Kara sevda dedikleri bu galiba " dedi alayla

Baran benden üç yaş büyüktü bana abi demesini istemiyordum yada efendim gibi şeyler desin istemiyorum

" Bence bu kız beni gördüğü gün büyü yaptı "

Baran kahkaha atarken ben camdan dışarıya baktım

İçimde bilmediğim bir sıkıntı vardı.

Işıl'ı görmek istiyordum onu özlemiştim. İçimdeki bu tuhaf rahatsızlık geçmiyordu

Telefonu çıkarıp Bulut'u aradım

İkinci çalışta açtı

Bulut " Araf önemli değilse sonra konuşalım mı?" Dedi telaşlı bir şekilde

" Bulut iyi misin bir sorun mu var?"

Bulut" Işıl'a ulaşamıyoruz Bora'ya da kaç saattir hala yollar Bora'nın ailesi de hala eve gelmediklerini söyledi "

Saat 23.52 idi bu saatte kadar haber verirdi Işıl

" Ne zamandan beri kayıplar?" Diye sordum

Bulut" Okuldan sonra haber alamadık en son Alp'e Bora'yla takılacaklarını yazmış "

" Tamam bende sahile filan bakacağım "

Bulut" Her yere baktık yoklar " dedi endişe dolu bir sesle

" Onu bulacağım " dedim kesin bir şekilde telefonu kapattıp Baran'a baktım

Baran " Sorun ne Araf?"

" Şu saldırının amacı dikkat dağıtmak içinmiş Işıl'ı kaçırmışlar "

Baran" Merak etme onu bulacağız "

Direk eve gelmiştim. Önce bana haber gelmesi lazımdı yoksa ona ulaşamazdık

Saatler akıp giderken Baran bir çok yer bulmuştu sabaha kadar depodan depoya gitmiştim ama hala bulamıyordum

Her şeyi yıkıp geçmek istiyorum

Işıl'ı bulmak istiyorum

Lanet olsun sadece 12 saat oldu ve ben kafayı yemek üzereyim

Her yere dikkatle bakıyordum. Ama bulamıyorum

Nerdesin? Bu pislik bunları nereye sakladı!

Hepsinin canını alacağım eğer Işıl'ın kılına bile zarar geldiyse kökünü kurutmazsam bana da Azrail demesinler!

Ne olursa olsun Işıl'ı bulacağım!

Çalan telefonum ile hemen açtım

Baran " Araf yerlerini buldum"

" Nerede?"

Baran " Suriye'deler"

" Ne!? Lanet olsun Kafet'in elinde deme?"

Baran "Mağlesef"

" O piçi öldüreceğim! Benim olana elini uzatmak ne demek göstereceğim!"

Baran " Anlaşma yapmak istiyor "

" O pislikle anlaşma yapmam!"

Baran " Araf Işıl'ın canı için yapmak zorundayız "

" Lanet olsun kılına zarar gelsin o zaman Kafet'i öldürürüm!"

Baran" Ben haber vereceğim " diyip kapattı

Sinirden delimek üzereyim! Lânet olsun benim miniğim baş düşmanımın elinde idi!

Ne olursa olsun seni alacağım Işıl

 

Bölüm Sonu

 

Loading...
0%