@x1hayat1w
|
Holding'den çıkınca Bora'yla beraber timin kaldığı eve gelmiştik Tufan abicim bana bahçeye güzel bir hamak kurmuştu Yavaş yavaş gözüme giriyordu Her neyse akşama kadar Mehmet abi ben ve Bora dedikodu yapmıştık Akşam olmaya başlarken abimler ve üçüzlerde gelmişti Kimse onların Alihan abimin timi olduğunu bilmiyordu. Hepsi Alihan abimin arkadaşları sanıyordu Bulut abim ve Alihan abim sadece yoktu geri kalan herkes burada idi Serpil abla ise bilgisayarı açmıştı Yakında Bulut abimle sevgilisinin yemeğini izleyeceğiz Havuz başında çok güzel bir yemekti Ben ise Bora ile onların arasından ayrıldık Abim sadece havuza düşecek olsaydı yanına gitmezdim ama sevgilisinin pisliğini göreceği için yanında olmak istiyordum Vuslat abim hala Nesrin'in yaptığına üzülüyordu bunu biliyorum konun açılmasını bile istemiyordu Biraz zaman vermiştim ama Bulut abim onun kadar sakin yada kendi başına çözemezdi Ne kadar ona sinirli ve kırgın olsam bile abimi o şekilde bırakmadım Bora motor ile beni bırakıp geri gitmişti Restorantın balkonunda havuzun yanında güzel bir yemek hazırdı Havuzun içinde olanlar gözükmüyordu çünkü üzerine cam bir tabaka çekilmişti Böyle yerlerde istedikleri zaman havuzun üzerini kapatıp orayı da kullanılabilir hale getirlerdi Ben onları uzaktan izliyordum Abimin gözlerindeki sevgiyi çok net görüyorum Abini çok üzeceksin Biliyorum ama susamam o kadın abimi hak etmiyor Ona aşk ne kadar üzülecek biliyorsun hadi son ver bunlara Hayır! Kandırılmasına izin vermeyeceğim! Abimizin yanında ol onu bilerek üzüyorsun hani kimseyi bilerek üzmeyecektik Onun yanından olacağım ! Bunu bilerek üzmek zorundayım Özür dilerim abi ama gerçekleri bilmen lazım Yemek çok güzel geçmişti abim çok mutluydu Onu ne kadar yıkacağımı biliyorum Tahmin ettiğim gibi Ezgi hesabı ödememek için bir bahane bulup hemen ayrıldı abim masadan kalkıp havuzun üzerindeki camda yürümeye başladı Tam o an mekanizma çalıştı ve abim buz , Pirana ve akrep dolu olan havuza düştü Akrepler zehirli değildi ama onu sokacaktı Dondurdun be adamı! Sana ne lan! Bu bana dediklerinin bedeli Abim suya düşmesi ile önce şaşkın kaldığına eminim sonra sokulması ve ısırılması ile yüzeye çıkmış çığlık atarak hızla havuzdan çıktı. Üzerindeki akrep ve Pirana'ları sinirle atıyordu buzların kıyafetinden içeriye girdiğine eminim tir tır titriyordu üşüyordu Abim hala üzerindeki hayvanları atar iken havuza arkası dönüktü sudan atlayan bir Pirana poposunu ısırdı Gülmemek için kendimi sıkıyordum ama abim çoktan çığlık atarak onu alıp suya atmıştı Bulut abim sinirli ve öfkeli bir şekilde hızla içeriye doğru gelirken duvara yansıtılan video ile kala kaldı Şokla bakıyordu. Gözlerinde yıkımı adım adım gördüm O çok üzüldü Üzüldü evet Abime doğru yürüdüm beni fark etmedi bile hala şaşkınca videoya bakıyordu Üşümemesi restoranta önceden gelen battaniyeyi alıp abimin üzerine koydum Gözleri bana değdi Bulut " I…ışıl" dedi ağlamaklı bir şekilde Bana bir şey demesine gerek yoktu onu anlıyorum acı çekiyordu " Sarıl abi ihtiyacın var" dedim Abim onca olan şeyleri unutmuş sadece kalbinin acısını hissediyordu Hayat böyle kalpteki acıları daha derin hissedir iken bedendeki acıları unutuyoruz zamanla Ama kalpte öyle bir acı kalır ki sadece zamanla o acıyla yaşamayı öğreniyoruz o hiç geçmiyordu Abim bana sarılıp kafasını omzuma koydu ağlamaya başladı En güçsüz ve en zayıf anıydı Bulut " I ışıl" dedi hıçkırıkları arasından Konuşacak hali yoktu biliyorum abime daha sıkı sarılıp saçlarını okşadım " Konuşmana gerek yok abi " dedim Bazen bağıra çağıra içimizi dökmek konuşmak isteriz Bazen ise sessizce ağlayıp susmak Aslında susmuyoruz sadece göz yaşlarımızın konuşmasına izin veriyoruz Abim hıçkıra hıçkıra ağladı ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama abimden ayrılmadan yeriye doğru gidip bir kolonun dibine oturduk Bulut " Işıl neden bana bunu yaptı ben onu çok seviyordum" " Abi düşünme unutalım ben sana daha güzelini ve daha iyisini bulurum onun için ağlamaya değmez" abim bana daha sıkı sarıldı Bulut " Sabah dediklerim için özür dilerim beni affediyor musun?" " Havuza düşerek cezanı verdim zaten affedildin" hızla benden ayrılıp bana baktı Bulut " Her şeyi sen yap…" sözünü kestim " Sabah söylediklerim sadece ilk görüş açımdı biliyorum ileri gittim ama bilmiyorum o kızı hiç sevmedim sonra holding'de yakaladım tesadüfen sana bu gece sadece ceza verecektim gerçekleri de bilmen gerektiği için gördün " dedim suçlulukla Şu an üzgün olmasının tek sebebi ben değildim ama yine de ne bileyim abimi böyle görmek beni de üzüyordu Bulut " Güzel ders verdin kardeşim " diyip acıyla gülümsedi O sırada diğer de geldi Anıl " Ah be Işıl bu salak şokta ondan bu halde peki ya sen hasta olacaksınız" Alp " Bulut abi su nasıldı? Popon da gitti tüh ya " diye dalga geçti Şu an herkes Bulut abim biraz neşelensin diye saçmalıyordu Alpaslan" Bulut abi sen niye yerdesin bulutlar gökyüzünde olması lazım " Vuslat" İkiz bir daha birsene havuza sana iyi gelir soğuk su kendine getirir seni " Vefa " Abi saçındaki akrep mi?" Diye sordu dalga geçerek Saçında bir şey yoktu abimde bunu biliyordu Murat" İkinizde havale geçirmeden kalkın gidelim " Bulut Abim hepsine ' sizden bir bok olmaz ' bakışı attı Sonra ayağa kalkıp havuzun biraz önünde dizilere baktı Gözündeki o sinsiliği görmem ile ayağa kalktım Bulut abim belindeki silahı çıkarıp onlara doğrulttu hepsi şokla ver korkuyla geriye doğru gittiler Arkadaki havuzu hepsi unutmuş gibiydi Abin bir taşla 6 kuş vuruyor Aynen bana da keyifle izlemek düşüyordu Bulut abim bir kez ateş edip Vuslat abinin ayaklarının dibine sıktı hepsi korkuyla gerilemesi ile havuza düşmeleri bir oldu Ben bu aileye geldiğimden beri anladığım tek şey herkesin benim gibi deli olduğu idi Genetik olduğu belliydi Kanımız da delilik vardı Suya düşünler hızla sudan çıkmıştı Üzerleri Pirana ve akrep doluydu hepsi çığlık bile atmıştı Bu gece akrep ve Pirana'lar ziyafet çekti Bu Pirana'ların tek amacı popo yemek mi? Şu an hepsinin poposunda en az bir tane vardı Alp'in de iki tane vardı Anıl ve Alpaslan'ın da ise üç tane vardı Ben gülerek iken Bulut abim kahkaha atarak yerde yatıyordu Adamın sinir sistemi çöktü Deliler kulübüne hoşgeldin Bulut abicim Alihan nerede? He lan benim abiş nerede? Bana haberde vermedi geç gelecekti ama hala yoktu! Neyse sabah sorguya çekerim Gülmem durmuştu şu an herkes söyleniyordu ve hepsi tir tir titriyordu Bana bakan Alp'ın yüzündeki o keyif ifadesiyle bana gelmeye başlamasının ne anlama geldiğini anlamıştım Kaç! Pirana'ların yemi olacağız! Tabana kuvvet! Üzerim diğerleri kadar yaş olmasa bile yaştı. Ben hızla koşmaya başlamam ile Alp arkamdan bağırdı Alp " Işıl gel buraya! Popom gitti lan !" Diye sinirle bağırdı Yutkunup daha hızlı koşmaya başladım şu an balkonda tur atıyorduk Ve bilin bakalım kim ihanete uğradı Evet doğru cevap! Tâbiki de Ben! Abiler ve üçüzlerim bana karşı savaş açmıştı Beni onlar yakalamadan bu binadan kaçmam lazım Birden önüme çıkan Anıl abimin bacakları arasından yuvarlanıp hızla ayağa kalkıp koşmaya devam ettim Kurtlar geliyor daha hızlı Kendimi kurtlardan kaçan yavru bir ceylanmış gibi hissediyorum! Lânet olsun! Birden önüme Vefa abicim çıktı Abicim adın gibi vefalı ol ama… Gülümseyip bana doğru gelen abim ile ofladım Arkamdaki adım seslerine bakılırsa köşeye sıkıştım Alp " Sonunda be bu hız ne ?" Diye söylendi Bir tarafımda havuz diğer üç yanımda ise abimler vardı Ben bittim galiba! Ne yapacağım ben şimdi? Ben kara kara kaçış yolu ararken Serpil ablacım imdadıma yetişti Daha doğrusu havuzun mekanizması çalıştırıp cam bölme ile kapattı zaferle gülümsedim Ama abimlerin öfkeli bakışı ile hızla havuzun cam bölümünden koştum Suya düşme sesi ile arkama baktım Benim peşimden gelen abimler son anda havuzu boylamıştı Serpil abla seni çok seviyorum! Pirana'ların yemeği oldu hepsi Ben gülme krizine girmeden bu fırsatı değerlendirip kaçtım Restorantan çıkınca Bora'yı görmem ile hemen motora atladım Bora bende daha çok gülüyordu onlar aklımıza geldikçe gülüyoruz Tüm kayıtlar Serpil ablamda olduğu için yarın kahvaltıda babama şaheseri mi göstereceğim! Bu gece eve gitmem riskli idi annemi arayıp Bora'larda kalacağımı söyledim Bora'nın ailesi ile sürekli iyi anlaşırdım İkiz gibi büyümüştük Bora benle uyumayı severdi küçükken kaybettiği kız kardeşi gibi gördü beni Vallaha yalan yok bende özledim onunla uyumayı Bora'nın kıyafetoerinden giyip hemen yatağa girdim Bora ise babasıyla konuşuyordu Nedenini bilmiyorum ama Bora'nın babası hiç bir zaman beni sevmezdi Bora benden önce akıllı uslu bir çocukmuş benim yüzümden sürekli böyle imiş Yalana bak ya Bora benle tanışmadan önce tamam 12 kez komşuların camını kırmış Hatta buraya taşınmadan önce merdivenlerden aşağıya kendisine zorbalık yapan çocuğu itmesi yüzünden gelmişler Bora hem deli doluydu sadece benle daha düzgündü Ben nerede ne yapacağımıza karar verirdim aniden yapılan herşey başa bela açardı Mesela parkta Bora ile dalga geçen kızın saçını başını yolmak istemiştim ama sonra küçük bir oyun oynayıp onu inek pisliklerinin içine düşmesini sağladık İntikam soğuk yenen bir yemektir lafı gerçekten de öyle Bu Bora nerede kaldı? Yorgunlukla gözlerim kapandı Uykuya dalmıştım. Kapı sesi duydum ama gözlerimi açmadım hala çok uykum var bir süre sonra yanımda ağırlık hissettim Bora'nın zeytin kokusu gelmesi ile bana sıkıca sarılan kollarla beraber huzurla uyudum
° Araf Solmaz ° İşlerimi bitirmiştim. Işıl ile konuşmam lazım iken aptal adamların beceriksizlikleri ile Bursa'ya gelmek zorunda kalmıştım Benim işler böyleydi en ufak sorunda şehir değiştirmem gerekiyordu Ne kadar istemesem bile yapmak zorundayım Işıl'dan uzak oldukça nefes alamıyorum gibi oluyordu sürekli onun için endişeliyordum Şu hayatta tek güvendiğim kişi Baran'dı bu yüzden ben şehirde olmadığım her an Işıl'ı uzaktan koruyordu En ufak sorundan bana haber veriyordu Baran'a ne kadar güvensem bile onu da öldüre bilirdim Ama bu biraz zordu Baran 'ın bana çok iyiliği olmuştu her hatasını affede bilirim canımı bile alıyor olsa sesim çıkmaz ama Işıl'a karşı en ufak yanlışın da dünyayı başına yıkardım Baran Işıl'a yan gözle bile bakmazdı bu yüzden rahattım. Işıl'ı sadece ona emanet edebilirim Şehre yaklaştıkça heyecanım artıyordu Işıl beni affetmese bile bilmesi iyi olmuştu İstediğim zaman sarılırım bir şey demesine de müsade etmezdim Zaten öğrendiğime göre dün gece baya eğlenmişti güzelim şu an okulda olmalıydı Bir andan önümü kesen araba ile son anda fren yaptım Siktir pusu kurmuşlar! Hemen eğilip kurşun yağmurundan kurtuldum Ama kırılan camlar üzerime gelmişti sorun değildi Torpidodan silahı aldım Bende ateş etmeye başladım. Bir yandan da Baran'a mesaj atıp gelmesini söyledim Kısa süre sonra polis sirenleri bile gelmişti Lanet adamlar yine de geri çekilmeyip ateş ediyordu Azrail dilerdi lakabımı duyanlar tir tır titrierdi Araf Solmaz olarak ise sadece genç ve ünlü bir iş adamı idi Çok masum sanırlardı beni ama hiç masum değilim Bir süre sonra ise silah sesleri kesilmişti kafamı kaldırıp baktım Polisler herşeyi halletmişti Arabadan çıktım … Karakoldaki işlerim bitmişti karakoldan çıkıp Baran'ın getirdiği arabanın arkasına bindim Baran " Araf iyisin dimi?" " İyiyim Baran ama çok tuhaf beni öldürmek isteseler böyle olmazdı" Baran " Araf gözünü korkutmaya çalışıyorlar yani ben öyle düşünüyorum ihaleye girme diye yapıyorlar" " Haklısın. Işıl nasıl?" Diye sordum Baran " Yenge gayet iyi Araf dün geceyi görmen lazımdı vallaha ben bile korktum Araf bu kız seni öldürür haberin olsun "dedi gülerek " Onun için ölüyorum zaten " diye cevapladım Baran aynadan bana bakıp geri önüne baktı Baran " Kara sevda dedikleri bu galiba " dedi alayla Baran benden üç yaş büyüktü bana abi demesini istemiyordum yada efendim gibi şeyler desin istemiyorum " Bence bu kız beni gördüğü gün büyü yaptı " Baran kahkaha atarken ben camdan dışarıya baktım İçimde bilmediğim bir sıkıntı vardı. Işıl'ı görmek istiyordum onu özlemiştim. İçimdeki bu tuhaf rahatsızlık geçmiyordu Telefonu çıkarıp Bulut'u aradım İkinci çalışta açtı Bulut " Araf önemli değilse sonra konuşalım mı?" Dedi telaşlı bir şekilde " Bulut iyi misin bir sorun mu var?" Bulut" Işıl'a ulaşamıyoruz Bora'ya da kaç saattir hala yollar Bora'nın ailesi de hala eve gelmediklerini söyledi " Saat 23.52 idi bu saatte kadar haber verirdi Işıl " Ne zamandan beri kayıplar?" Diye sordum Bulut" Okuldan sonra haber alamadık en son Alp'e Bora'yla takılacaklarını yazmış " " Tamam bende sahile filan bakacağım " Bulut" Her yere baktık yoklar " dedi endişe dolu bir sesle " Onu bulacağım " dedim kesin bir şekilde telefonu kapattıp Baran'a baktım Baran " Sorun ne Araf?" " Şu saldırının amacı dikkat dağıtmak içinmiş Işıl'ı kaçırmışlar " Baran" Merak etme onu bulacağız " Direk eve gelmiştim. Önce bana haber gelmesi lazımdı yoksa ona ulaşamazdık Saatler akıp giderken Baran bir çok yer bulmuştu sabaha kadar depodan depoya gitmiştim ama hala bulamıyordum Her şeyi yıkıp geçmek istiyorum Işıl'ı bulmak istiyorum Lanet olsun sadece 12 saat oldu ve ben kafayı yemek üzereyim Her yere dikkatle bakıyordum. Ama bulamıyorum Nerdesin? Bu pislik bunları nereye sakladı! Hepsinin canını alacağım eğer Işıl'ın kılına bile zarar geldiyse kökünü kurutmazsam bana da Azrail demesinler! Ne olursa olsun Işıl'ı bulacağım! Çalan telefonum ile hemen açtım Baran " Araf yerlerini buldum" " Nerede?" Baran " Suriye'deler" " Ne!? Lanet olsun Kafet'in elinde deme?" Baran "Mağlesef" " O piçi öldüreceğim! Benim olana elini uzatmak ne demek göstereceğim!" Baran " Anlaşma yapmak istiyor " " O pislikle anlaşma yapmam!" Baran " Araf Işıl'ın canı için yapmak zorundayız " " Lanet olsun kılına zarar gelsin o zaman Kafet'i öldürürüm!" Baran" Ben haber vereceğim " diyip kapattı Sinirden delimek üzereyim! Lânet olsun benim miniğim baş düşmanımın elinde idi! Ne olursa olsun seni alacağım Işıl
Bölüm Sonu
|
0% |