Yeni Üyelik
7.
Bölüm
@x1hayat1w

Hala inanması güç Savaş abi dayım çıktı!

Şu an yayla evinde salonda oturuyoruz bizeden açıklama bekleyen aileye baktım gözlerimi dayıma çevirdim

Savaş " İstanbul'da bir yetimhaneye yardım parkı yapmak için gitmiştim hatırlarsanız orada tanıştık" dedi kısaca

Suzan " Anladım "

Adını bilmediğim annaannem konuştu

-" Oğlum şu bahsettiğin Prenses mi ? "

Savaş " Evet anne küçük prenses İz "

-" Memnun oldum kızım bende Fatma"

Kalkıp Fatma ninemin elini tutup öptüm

" Bende memnun oldum nine "

Bana gülümseyen kadına gülümsedim gözlerim dedeme kaydı

Geçmişim de dedem hep benden nefret ederdi. Ona nasıl yaklaşmam lazım acaba onun önünde durup elini öptüm bana gülümseyen adama tebessüm ettim

-" Bende Yavuz Korkmaz kızım memnun oldum"

" Bende efendim"

Geri hemen Savaş dayımın yanına oturdum hemen beni kolunun altına almasına güldüm

Akif " Dayı bize etrafı gezdirmeyecek misin?"

Savaş " Her yıl görüyorsunuz zaten gidin gezin "

İsa " Dayı bizi yanlız mı bırakıyorsun abim bile dayı dedi ama umrunda olmadı"

Savaş " Dayıcım İz ilk defa geliyor hem sizin bana dayı demeniz artık takmıyorum İz'in demesi yetiyor " dedi alayla

Hepsi kaşlarını çattı. Bana baktılar ben yerimden memnun bir şekilde oturdum Arda abim ayağa kalkıp önümde durdu kolumu tutup beni çekti ayağa kalkıp ona baktım

Arda " Sen bizim kardeşimizsin dayım bile olsa sana sarılsın istemiyorum "

Abime şaşkınca baktım. Savaş abime döndüm ona zorla öğrettiğim dudak okumasını sayesinde ne dediği anlamıştı ve güldü ona göz devirip abime döndüm

" Abartma o benim Ordu bebem"

Arda " Bana ne " abime şaşkınca bakıyordum

Allah'ım neyle sınanıyorum?

Savaş " Vay prenses hemen gönül çelmişsin off seni bunlarla paylaşmak zorunda olmak zorundayım"

" Onu bunu bırakın ben kara şimşeki görmek istiyorum "

Savaş " Benden başkasına bindirmez boşuna uğraşma "

" Bineceğim göreceksin!"

Savaş" Sakin ol prenses "

Arda " O benim Presesim " ben hala abime ciddi misin bakışı attıyorken Savaş Dayıcım beni kendisine çekip herkesin içinden çıkarıp bahçeye çıktık

Eray " Dayı bekle!" Diye arkamızdan bağırdılar ama dinleyen kim?

Ahıra geldik bana siyah atını gösterdi. Cidden dediği gibi çok güzeldi ona doğru yüzdüm elimi uzatıp başını okşadım

Savaş " Vay seni sevdi "

" Bu çok güzel"

Üzerine çıkıp bindim bana şaşkınca bakan dayıma güldüm

" Ben sana demiştim bineceğim diye "

Savaş " Tamam bahçede binelim " dedi

Başka bir ata bindi ahıra gelen adamlara baktım hepsi şaşırdı ama sonra onlarda atlara bindi

Sadece Alaz bey ve Akif bey yoktu

Atın üzerinde dışarıya çıktım peşimden diğerleri de geldi kısa süre sonra hızlandım bahçede dört nalan koşan ata gülümsedim

Uzun bir süre ata bildik Dayım yanımdan hiç ayrılmadı. Akşam yemeği saatti gelince atları ahıra koyup yemlerini verip eve geçtik sofyaya oturduk çocuklar bana gülümserek bakıyordu onlara gülümsedim

Ali " Hala ben de ata binmek istiyorum"

" Peki halacım yarın binelim"

Emre ve Emir de bizde diye bağırınca onları da onayladım

Yemekleri yedikten sonra salona geçip oturduk koyu sohbetler başladı. Ben sadece dayıma yaslanıp onları dinledim

Dayım saçımla oynuyordu gözlerim Abi tayfasına kaydı hepsi dayıma sinirle bakıyordu

Beni istemeyip kıskanmaları ne garip

İlaçları alıp uyumak istiyorum

Fatma " Kızım İz kimle kalacak? " Diye sordu

Bende merakla Suzan hanıma baktım

Savaş " Benle kalır anne"

Fatma " Olmaz sen horluyorsun kızımız rahat etmez "

Suzan " Aslında İsa ile kalır diyecektim ama Arda ile daha çok anlaştılar onunla kalır"

" Bana uyar"

Savaş " Abla saçmalama yeğenimi başka birisinin koynuna vermem !"

Suzan " Savaş o nasıl söz öyle abisiyle yatacak"

Savaş " Bana ne ! İz'i önce ben sevdim"

Suzan " Savaş çocuklaşma !"

Savaş" off tamam be!" Dedi hoşnutsuz bir sesle

Arda abime baktım ban göz kırpması ile gülmem bir oldu o da bana bakıp gülümsedi

Diğerlerine bakınca hepsinin dumara uğramış ifadelerini gördüm

Konak kadar olmasa da burasıda büyüktü herkes ikişer gruplar halinde kaldı

Çocukları tek odaya aldık Arda abimle kalacağım odaya geldim. Sadece çift kişilik yatak vardı

Suzan " Kızım eğer Arda ile yatmak istemezsen hamakta yata bilirsin ama geceleri ormandan çocuk ses gelir korkarsın"

" Sorun değil yatarım"

Suzan hanım gülümseyip iyi geceler diyip çıktı. Arda abim çoktan yatmıştı ona bakıp göz devirdim

Arda " Uykum var ışığı kapa " dedi dudaklarını oynatarak

Kafamı sallayıp onayladım ışığı kapatıp gece lambasını yaktım yatağın diğer tarafına geçip yattım

Belime sarılan kollar ile abime çekildim. Sırtım abimin göğüsüne geliyordu saçlarımın üzerinde nefesini hissettim

Abimden gelen deniz kokusu ile gözlerimi kapadım

" İlk kez İsa ile olmuştu İstanbul'da uyur gezerliği tutmuştu. Bana sarılınca kısa süre de uyuya kalmıştım. O gece ilaç yoktu ilk kez ilaçsız uyudum. Ve araba da ikinci kez senin yanında uyudum ve bu gece de uyayacağım kesin "

İyice uykuya düşmüştüm. Uykunun huzurlu kolları arasında tatlı bir uyku geçirdim

Kapının ayı gibi açılma sesiyle gözlerimi açıp kafamı kaldırıp oraya baktım

Savaş Dayıcım ve abi tayfası

İnanmıyorum hala uykum var !

Gözlerimi geri kapatıp sert yastığa kafamı koydum

Sert yastık mı?

Gözlerimi geri açıp baktım. Arda abimin kucağına küçük kalmış bir şekilde yatıyordum bu durumdan rahatsız olmadı belli olan abimin göğüsüne geri kafamı koyup uykuma devam etmek istedim

Ama sadece istemekle kaldım

Savaş " İz! Kızın uyandın kalksana!"

" Benim daha çok uykum var! Saat kaç ki?"

Alaz " 06.30 "

" Daha çok erken uyuyacağım ben çıkın!"

Aziz " Kalkın hemen çok işimiz var "

" Siktir git be yapın işleri uyuyacağım ben !"

Savaş " Dayıcım sen uyumazdın? " dedi sorgular bir şekilde

" Evet Dayıcım uyumazdım ama şu an çok uykum var gidin uyuyacağım!"

Eray " Arda kalk lan ikiz çok işimiz var bize yardımcı olacaksın "

Kafamı kaldırıp odamda olan erkelere baktım Arda abim de uyanmıştı. Bir elimi kaldırıp işret parmağımı uzatarak konuştum

" Bana bakın ne ben ne de Arda gelmiyoruz eğer itiraz eden olursa onun belasını sikerim! Defolun!"

Savaş " Ben bu bakışı biliyorum kaçın " dedi hemen kaçtı diğerleri dayıma baktı sonra bana baktı hepsi çıktı

Arda abime döndüm

" Off uykumda kaçtı "

Arda " Benimde ama biraz daha yata biliriz kahvaltıya kadar kalalım "

" Tamam "

Geri abimin göğüsüne yatıp gözlerimi kapadım. Uyumadım ama böyle iyiydi

" Sağol sayende çok rahat ve huzurlu bir uyku çektim "

Sesini duyamayacağım abime bakmadım ama merak ediyordum hiç mi konuşma şansı yoktu?

Kucağından kalkıp yatağa oturdum bana kaşlarını çatıp baktı karşımda oturur pozisyona geldi

Arda " Sorun ne prenses?"

" Kazadan dolayı konuşamıyorsun sonsuza dek mi böyle kalacaksın?" Dedim üzgün bir sesle

Arda " Psikolojik anlamda konuşamıyor çok denedik ama konuşamadım "

Gözlerimdeki ışıltıyı gördüğüne eminim

" Yani hala şansın var oley be konuşman için her şeyi yapacağım "

Arda " Boşuna deneme prenses umudum kalmadı "

Ona sinirle bakmaya başladım

" Sen böyle vazgeçerse olmaz ki " dedim üzgün bir şekilde

Bana bakıp iç çekti

Arda " Tamam üzülme deneyelim denemekten zarar gelmez "

" Tamam "

Yataktan kalkıp neşeyle dans etmeye başladım

Sonra durup bana gülen abime baktım üzerine atlayıp yatağa düşürdüm

" Gülme!"

Kafamı kaldırıp ona baktım kahkaha atmaya başladık odanın kapısı öküz gibi açıldı gülmeni kesip oraya baktım

Dayım ve abi tayfası?

Savaş " İz noluyor Dayıcım?" Dedi kıskanç bir şekilde

" Yok bir şey"

 

Dayım hızla yanımıza gelip beni kucağına aldı gülüp ona sıkıca tutundum

Neden kısayım bilmiyorum ama bu kısalık işime yarıyor

Savaş " Yeter artık uyuduğun kahvaltı zamanı"

Arda abime baktım dayıma sinirle bakıyordu. Abi tayfasının homurtu sesleri geldi. Dayım kimseyi takmayıp beni odadan çıkardı

Kahvaltı masasına gelince beni boş bir koltuğa oturdu hemen yanıma oturdu bizim bu halimize çocuklara ve büyükler güldü

Emre " Hala şen yürüyemiyorsun? " Diye soran yeğenime bakıp gülümsedim

" Hayır halacım yürüye biliyorum ama Dayıcık beni bırakmıyor"

Savaş" Bana ne ya seni o zibidilere bırakmam " dedi kıskanç bir şekilde

Dayıma bakıp göz devirdim.

Suzan " Savaş çocuklaşma ablacım!"

Savaş " Sen önce oğullarına söyle onu "

Masaya diğerleri de gelince Yavuz dede afiyet olsun diyince kahvaltıya başladık

İstemsizce Yavuz dedeye bakıyorum. Davut dede benden nefret edip uzak durdu. Yavuz dede sevecen birisiydi aynı eski dedem gibi acaba onun gibi rol mü yapıyordu yazlık kaldığımız da bana zara mı verecek?

Ona baktığımı anlayan Yavuz dede ile göz göze gelince hemen önüme döndüm

Harika!

İştahım niye yoktu?

Savaş " İz yemeğini ye oynama !"

" İştahım yok dayı " dedim kafamı kaldırıp dayıma bakarak dayım Arda abime döndü

Savaş " Bak senin yüzünden yemek yemiyor "

Ben şaşkınca dayıma baktım Arda abim de şaşkındı

" Dayı ne alaka hem Arda abimle gayret rahat bir şekilde uyudum "

Öksürük tufanı ile dayımdaki bakışlarımı çekip Zorlu erkeklerine baktım. Arda abim elinde tuttuğu çatala bastırmış olduğu peynirle bana bakıyordu şaşkınca

Diğerleri boğuluyor gibi öksürüyordu

Arda " Abi mi?" Dedi dudaklarını oynatarak

" Evet abi dedim abim değil misin?"

Arda abim gülümseyip kafasını salladı ona gülümsedim diğerleri bana şaşkınca bakıyordu

" Ne var be ? "

Kuzey " Bu kadar çabuk kabullenmen tuhaf 9 ay sonra gideceğim diyen birisine göre "

Kuzey'e baktım arkama yaslanıp rahat bir şekilde konuştum

" Evet 9 ay sonra gideceğim! Ama bu yeğenlerimi ve Abimle bir daha görüşmeyeceğim anlamına gelmiyor! "

Eray " Çocuklardan uzak dur onları kendine bağlama!"

Eray'a döndüm

" Bundan sana ne ! Onlar senin olduğu kadar benimde yeğenim! Bizle bağımı kabul etmiyor oluşum yeğenlerimi kabul etmiyorum demek değil! "

Alaz " Çocuklardan uzak duracaksın! "

" Sebep? "

Akif" Bildiğin sebepleri sorman ne hoş"

" Evet biliyorum doğru benle alakası ne ? Ben mi sizinden birilerini çaldım onca şeyi ben mi yaptım? Hayır sizin ön yargınız var diye yeğenlerimi görmeyecek değilim!"

Agâh " Bu aile ile bağını kabul etmedikçe çocukları göremezsin?"

Suzan " Agâh sende mi? Yeter artık! Bu kadarı da fazla ! "

Aziz " Fazla olan ne anne ? Yine sevdiklerimizi mi kaybedelim güvenip "

Suzan " Ben size güvenin demiyorum ama böylede olmaz şans vermiyorsunuz ki "

Savaş " Boş ver abla İz sen 18 yaşına girince hemen buraya gel burada kapı gibi dayın var abilerine ihtiyacın yok "

Dayıma dönüp güldüm

" Kralsın Dayıcım "

Rüzgar" İsteğini yapa bilir bizden uzak olsun yeter "

Poyraz" Dayı söylesene nasıl güveniyorsun bu kıza hem bizi daha önceden tanıdığı için kesin gelmiştir!"

Savaş " Tesadüfen tanıştık Poyraz sadece 1 ay kadar kısa sürede onu sizden fazla sevdim kan çekmiş olmalı o zamanlar 13 yaşındaydı onu birine benzetirdim ama hiç İsa'ya benzediği düşünmezdim son dört yılda değişmiş daha çok benziyorlar sürekli konuşak bile fark etmedim aklımın ucundan bile geçmedi yeğenim olacağı "

Suat " Peki diyelim tesadüf bizden de haberi vardır ama ?"

Savaş " Sadece isimlerini biliyor soyisminizi bile demedim sizden çok konuşmadık bile saçmalamayın artık "

Suzan " Evet bitti mi sorgunuz ?"

İsa " Hacker olduğu neden söylemedin?"

" Neden bu bilgiye ihtiyacın var ki? Hem sende söylemedin"

Aziz " Yeter susun san gelirsek küçük hanım yakında elimde kanıtlar olacak o zamana kadar oyununa devam et "

Aziz beye boş boş baktım

" Pişman olacağınız adımlar atamazsınız umarım"

Yemeğime döndüm ama iştahım yoktu masadan kalkıp bahçeye çıktım. Ahıra doğru yürüdüm

Kara şimşekin yanına gelip onu sevmeye başladım. Kaldığı küçük ahırın kapısını açtım yanımda duran atın üzerine bindim bahçeye çıkıp bahçede bir kaç tur attım

Yemeğini yemiş olan aile üyeleri bahçedeki çardaka gelmişti. Savaş dayım yanlız kalmak istediğimi anlayıp yanıma gelmedi ama beni izliyordu. Arda abim de beni izliyordu

Hiç konuşmayan Piskolok beyin bir şeyler düşündüğü belliydi

Çocuklar çardakın içinde oyun oynuyordu

Madem onlar beni sinir etti sıra bende!

Kara şimşekle hızla çardaka doğru gittim. Çardakın yanında durup Ali'ye baktım

" Ali binmek ister misin?"

Ali hevesle zıplayıp atın yanına geldi. Savaş dayım da geldi

Savaş " İz Kara şimşekle binemezler"

Dayıma göz devirip kara şimşeke bakıp onu okşadım

" Akıllı Kara bu sen Ali'yi ver yeterli "

Dayım bıkkın bir nefes verip Ali'yi kucağına alıp benim önüme koydu

Bu duruma hoşnut olmayan at kişnedi

" Hey sakin ol oğlum " diyerek onu sakinleştirdim

Sonra Ali'yle beraber bahçede 2 tur attık geri çardakın yanına gelince İkizlerin kavgası sonucunda ilk Emre bindi

Sonrada Emir bindi hepsini ikişer tur attırıp geri indirdik

Emir'i de indirince Savaş dayıma baktım

" Dayı sende bir at alda gel hadi Arda abi sende al beraber yaylayı gezelim "

İkisi de beni onaylayınca atları alıp gelmelerini bekledim

İsa " Bende geliyorum " diyince ona baktım

" Sen abinlerle gez eee isteğiniz gibi sizden uzak duruyorum ama asla yeğenlerimden uzak durmam "

İsa sözlerim ile geri kalktığı yere oturdu onu takmayıp dayımla abimi bekledim

Kısa süre sonra ikiside gelince dayım biraz önden gitti onu takip ettim

Bizi görenler Savaş dayıma selam veriyor Arda abimi tanıdıkları belli bana garip bakışlar atıyorlardı

Savaş " Gel mandıra peyniri istiyordun"

Az ileride olan yere doğru gittik atlardan inip çitlere bağladık. Burada ürün satıldığı belli olan yere girdik benim yaşlarımda genç bir çocukla bir adam vardı

Savaş " Kolay gelsin Mustafa amca "

Mustafa " kolaysa başına gelsin uşağım"

Savaş " Allah korusun"

Dayımla gülen adama bize döndü

Mustafa " Hoşgeldin Arda oğul"

Arda abim kafasını sallayıp onayladı. Adam bana dönünce kaşlarını çattı sorguladı ama sonra güldürmeyip bana da selam verdi

Mustafa " Sende hoşgeldin kızım"

Genç çocuk bizimi takmadığı belli bir şekilde eşyaları yerleştiriyordu Mustafa amca kızım diyince bize dönüp baktı.

" Hoşbuldum"

Mustafa " Ee ne alırsınız Savaş oğlum "

Savaş " Prenses hanıma mandıra peyniri verir misin? "

Mustafa " Tabi oğlum veririm. Serkan oğlum mandıra peyniri getir hemen "

Serkan mı? Serkan'a baktım onda tanıdık gelen bir şeyler vardı

Gözlerimi kısıp ona baktım. Peyniri alıp geldi o an anlının orada saçlarının kapattığı hafiften gözüken yara izini gördüm

Şokla ona baktım.

Serkan Dağhan! Elime aldığım peynir tabağı elimden düştü

" Serkan sen ..." Dedim ama gözlerimin önü kararması ile kendimi boşluğa bıraktım

 

∞ Bölüm Sonu ∞

 

Loading...
0%