Yeni Üyelik
16.
Bölüm
@x1hayat1w

Erkenden uyanıp duş alıp üzerime bir şort ve uzun bir tişört giydim. Odamdan çıkıp medivenlerinden indim salonda yün topuyla oynayan kar topuna gülümsedim

 

" Yine erkencisin kızım " bana baktı hızla ban doğru gelince eğilip onu kucağıma aldım

 

Kar topu ile mutfağa geçtim. Mutfak taşının üzerine koydum

 

" Sucuklu yumurta yiyelim ne dersin?" Bana sadece miyavlayan kediye bakıp güldüm

 

Sucukları doğrayıp pişirdim üzerine yumurta da kırdım güzel oldu

 

Kahve makinasını da çalıştırıp dolapta olan peyniri zeytini filanda çıkardım. Beni uslu uslu izleyen kediyi kucağıma alıp kahveyi de kupaya koyup masaya oturdum

 

" Bakalım sucukları sevecek misin?"

 

Masada boş olan yere kar topunu koydum. Sucuktan bir kaç tanesini önündeki boş tabağa koydum hemen yemeye başladı

 

" Şu bak sen sanki hiç yemek vermiyoruz"

 

Bende kahvaltımı yaptım sonra bulaşıkları halledip kar topunu da alıp salona geçtim

 

Koltuğa oturunca yanıma bıraktım kar topunu ama geri kucağıma çıktı gülümseyip kafasını okşamaya başladım

 

" Sıkıldım napalım?" Bana bakmayıp sadece keyifli mırıltılar çıkarıyordu

 

Onun bu hali çok tatlıydı

 

Masanın üzerindeki telefonumu aldım

 

Direkt Alen'e yazdım

 

İz : Nasılsın Alen ? Sıkıldım

 

Alen : İyiyim. Bende sıkıldım evde bon boş oturmaktan

 

İz : kar topu seni özlemiş konum atıyım gel

 

Alen : Sen özledin mi?

 

İz : Ben ne alaka?

 

Alen : Hiç tamam konum at geliyorum hemen

 

İz : Çikolatada al

 

Alen : Peki

 

İz : * konum * görüşürüz

 

Alen : 15 dakikaya ordayım

 

Telefonu kapattıp masaya koydum etrafı toplayıp odama çıktım saçlarımı tarayıp dağınık topuz yaptım

 

Kapı çaldı gülümseyip hemen alt kata indim kapıyı açınca bana çikolata ve çiçek uzatan Alen'e güldüm

 

" Hoşgeldin"

 

Alen " Hoşbulduk"

 

Çiçek ve çikolatayı alıp kapının önünden çekildim içeriye girdi. Kapıyı kapatıp önden yürüdüm peşimden geldi

 

Solandaki masanın üzerine koyup koltuğa oturdum. Kar topu da Alen'i görünce hemen onun ayakların yanına gidip sürtündü

 

Alen " Baksen beni çok özlemiş belliki" diyip kar topu kucağına aldı

 

Güldüm

 

" Söylemiştim"

 

Alen yanıma gelip kucağında kar topu ile oturdu

 

Alen " Bende özledim" dedi gözlerime bakarak tebessüm edip kar topuna elimi uzatıp sevmeye başladım

 

" Asya'yı neden getirmedin?"

 

Alen " Ne ?! Ben her yere onunla gitmem "

Gülüp ona baktım

 

" Şaka yapmıştım ee ne içersin?"

 

Alen " Soğuk bir limonata olabilir"

 

" Peki hemen geliyor"

 

Hemen ayağa kalkıp mutfağa yürüdüm. Dolaptan limonatayı çıkarıp bardaklara doldurdum

 

Bardakları alıp geri salona girdim. Kar topu ile oynayan Alen'e bakıp gülümsedim

 

Bardağı masaya koyup yanına oturdum

 

Alen " Sağol"

 

" Ev sahibi olarak hizmet etmek gerekli"

 

Alen gülüp bardağı alıp içti

 

Alen " Ev güzelmiş bu kadar çabuk nasıl buldun? Parasını nasıl ödedin?"

 

Ben şaşkınca ona baktım

 

" Bunları sabah akşam düşündün dimi?"

 

Alen " Merak ediyorum "

 

" Peki İstanbul'da Kübra diye bir ablam var buraya geldiğim zaman nolur nolmaz diye ev tutmasını istemiştim "

 

Alen " Bu devirde kim böyle yardımlar yapar " dedi evi gösterek gülüp onayladım

 

" Parasını ödüyorum tabiki de boşa yardımcı olmuyor "

 

Alen " Bu paralar nerden geliyor?" Dedi şüpheyle

 

" Yetimhanede 4 yıldır kalıyorum çalışmaya başladım paraya ihtiyacım oluyordu zamanla kazandıklarımı biriktirdim "

 

Alen " Pek inandırıcı değil ama uzatmayacağım "

 

" Peki "

 

Bir süre sessizce oturduk

 

Alen " Yeni aldın galiba " dedi kar topu için ayarladığım alanı gösterek

 

" Evet "

 

Alen " Film izleyelim mi?"

 

Masadan kumandayı alıp televizyonu açtım

 

" Olur önerdiğin bir film var mı?"

 

Alen " Örümcek adam olabilir "

 

Ona şaşkınca baktım benim gibi örümcek adam hayranı !

 

" Süper "

 

Örümcek adamın ilk serisini açtım

 

Alen Bana yaklaşıp kolunu omzuma atıp omuzuna yatmamı sağladı

 

Alen " Böyle daha rahat edersin "

 

" Sağol. Alen O günü biliyorsun dimi?" Dedim ilk tanıştığımız anı kastederek anlamıştı

 

Bedeni kaskatı kesildi bana baktı şu an çok yakındık geri çekilip gözlerine baktım

 

Alen " Hiç unutmadım sadece sevgiye muhtaç o kızı unutmadım sevilmek için her şeyi yapan kızı unutmadım o güçlü yeşil gözleri unutamadım "

 

Gözlerim doldu ona sarılıp ağlamaya başladım

 

" Aramızda kalsın lütfen ben üzgünüm "

 

Alen " hşşş tamam sakin ol aramızda kalacak söz veriyorum "

 

" Sağol "

 

Ondan ayrılıp göz yaşlarımı sildim

 

Alen " Bir daha ağlamak yok ağlayınca çirkin oluyorsun "

 

" Öylemi " dedim tebessümle

 

Alen " Öyle neyse küçük kedicik filme dönelim " dedi omuzama kolunu atıp kendisine yasladı beni ona gülüp kucağındaki kar topuna elimi uzatıp sevmeye başladım

 

" Sağol gri gözlü iyi ki varsın "

 

Alen " Sende iyi ki varsın matmazel "

 

Filmi izledik. Alen'den gelen kahve kokusu ile mayışmıştım

 

Alen " uykun mu geldi?"

 

" Yanında güvende hissediyorum abimlerin yanına olduğum gibi ilaca ihtiyacım kalmıyor"

 

Alen " İlaçları kullanmak zorunda mısın?"

 

" Evet uyumak için gerekli"

 

Alen " İz sadece merak ediyorum da uyku bozukluğun hep mi vardı?"

 

" Hayır yoktu küçükken kaçmak için ilaçları alıp uyurdum bir zaman sonra ilaçsız uyuyamaz hale geldim ama sonra kabuslar başladı uyumak haram gibi oldu"

 

Alen " Hala kabus görüyor musun?"

 

" Evet. Abimlerle uyurken görmüyorum huzurlu oluyorum"

 

Alen " Onlara bu yüzden iyi davranıyordun dimi?"

 

" Hayır hissediyorum onların abim oldukları kabullendim sadece çabalıyorum ön yargıları yıkmaya çalışıyorum ama olmuyor başarısız oluyorum "

 

Alen "Umarım aranız kısa süre de düzelir "

" İnşallah"

 

Alen " İz çok mu kötüydü geçmişin abim hakkında bir şey bulamamışta"

 

Evet ölmek isteyeceğim kadar kötüydü

 

" Çok kötüydü Alen ölmek isteyeceğim kadar kötüydü hala hayatta olmam bile mucize"

 

Dememle Alen doğrulup bana baktı

 

Alen " Nasıl?"

 

" Boş ver. Bu gece burada kalsana kâbus görmek istemiyorum"

 

Alen " Peki"

 

Akşama kadar başka konulardan sohbetler ettik akşam yemeğini beraber hazırlayıp yedik

 

Kar topuna da mamasını verdim. Sonra Örümcek adamın ikinci serisini izledik

 

Yine Alen'in omzuna kafamı koymuş izliyordum. Gözlerimi huzurla kapattım

 

Alen'den

 

Omuzumda uyuya kalan İz'e baktım çok tatlı ve güzeldi dağınık topuzunun tokasını çıkarıp kısa saçlarını okşadım

 

Gözünün önüne gelenleri arkaya atıp alından öptüm

 

" Hala o yeşil gözleri seviyorum matmazel"

 

Koltukta uzanıp onunda kucağıma aldım. Bana sıkıca sarılıp uyudu. Saçlarını okşayıp öptüm yaş toprak kokusu çok güzeldi

 

Giydiği kısa şort yüzünden üşür mü acaba ?

 

Etrafta baktım yan koltukta olan çarşafa uzanıp aldım onun üzerine örtüp saçlarını okşamaya devam ettim

 

Sabaha kadar kucağımdaki güzelliği sevdim. Nasıl bu kadar güzel oluyor?

 

Saat daha sabahın yedisi iken İz'in telefonuna bildirimler düştü uzanıp telefonu aldım. Ekranda Bulut isimli birisinden mesajlar vardı

 

Kaşlarımı çatıp daha önce gördüğüm şifreyi girip açtım

 

Bulut : İz beni özledin mi?

 

Bulut : Duydum ki gerçek aileni bulmuşsun eskisini unutma da

 

Bulut : Mardin'e geldim senin için görüşmemiz lazım

 

Bulut : Hem isteğinin dosyayı getirdim akşam***** restoranında buluşalım

 

Telefonu kapattıp masaya geri koydum

 

Bu da kimdi? Niye benim güzelime yazıyordu? İz'in isteği dosya neydi? Bulut kim amk?

 

Aklımda bin bir türlü soruyla kala kaldım. Saat sekiz gibi İz uyandı

 

İz'den

 

Gözlerimi açtığımda Alen'in kucağında uyuya kaldığı fark ettim. Hemen kalktım kızardığıma eminim

 

" Özür dilerim ben uyuya kaldım"

Alen gülüp oturur pozisyona geldi

 

Alen " Sorun değil matmazel sabah sabah Bulut diye birisi yazdı haberin olsun " demesi ile hemen telefonu elime aldım

 

Bulut Kübra ablanın oğlu bana yavşar ama pek umursamam eski ailemi yanlışlıkla öğrendikten sonra bana karşı daha iyi oldu

 

Onunla arkadaş değilim ama o beni küçük ölen kız kardeşine benzettiği için sürekli rahatsız ederdi Derin'le tanışana kadar ona aşk oldu

 

Mesajları okuyup tamam diye kısaca yazıp gönderdim. Alen'e döndüm bana kaşları çatık bakıyordu

 

" Bur sorun mu var?" Dedim anlamazca

 

Alen " Bulutlu bir gün olacak gibi " dedi pencereden dışarıya baktım haklıydı

 

" Haklısın yağmurda yağa bilir" dedim telefonu masaya koyup ayağa kalktım

 

Hala uyuyan kar topuna baktım kaplarını alıp yem ve Su doldurdum

 

Kahvaltı hazırlayıp masaya koydum. Alen ise salonda oturuyordu. Çayda yaptım

 

Her şey hazır olunca Alen'i çağırdım. Hemen geldi

 

Alen " Bulutları sever misin?" Demesi ile ona şaşkınca baktım

 

Ne demeye çalışıyordu? Yoksa...

 

Hadi canım Bulut'u kıskanmış!

 

Gülümsedim

 

" Alen Bulut Kübra ablanın oğlu ve sevgili var sadece bazı gerekli şeyleri gelirken getirmiş hem o bana yavşasa bile beni ölen kız kardeşine benzettiği için biraz farklı davranıyor o kadar "

 

Alen " Ee o zaman akşam bende geleyim hem tanışmış oluruz"

 

" Tabi arkadaşım gele bilirsin" dememle içtiği su boğazında kaldı

 

Öksürük krizinin ardından bana şaşkınca baktı

 

Alen " arkadaş?" Dedi sorarcasına

 

" Evet arkadaşız dimi?" Dedim masumca

 

Gözlerime baktı sonra sessizce ' arkadaşını sikeyim ' dedi ama ben duymuştum

 

Alen " Evet arkadaşız tabi "

 

" Hı hı"

 

Kahvaltıyı yapınca Alen gitti bende mutfakta bulaşıkları yapıp odama çıktım dolaptan kıyafet alıp banyoya girdim kısa bir duş alıp üzerime siyah uzun bir tişört ve lacivert kot şort giydim

 

Üzerime sanki kısa siyah bir elbise girmiş gibiydi tişört üzerine bir kemer taktım karın bölgeme şu an çok güzel duruyordu ıslak saçları havlu ile kurulayıp saçlarımı taradım

 

Açık bıraktığım saçlarımla çok güzel olmuştu

 

Siyah omuz çantası alıp odamdan çıktım. Masanın üzerindeki telefonumu alıp yün topuyla oynayan kar topunu kucağıma alıp evden çıktım

 

Bu gün yetimhaneye gitmek istiyorum sonra da hasta çocukları ziyaret etmek İstanbul'da bunların hepsini sık sık yapardım

 

Mardinde de yapacağım !

 

Önce bize en yakın yetimhaneye doğru yürüdüm. Yol üzerindeki bir oyuncakçıya girip oyuncak alıp ödedim

 

Şu an çok zorlanarakta olsa yetimhaneye geldim kapıdaki çalışanın yardımı ile poşetleri içeriye taşıdık

 

Çocuklarla beraber güzel vakit geçirdik. Sonra yetimhaneden çıkıp hastaneye doğru yürüdüm

 

Hasta çocuklara gülümsemek onları unutmadığımızı göstermek bile yetiyor

 

Yinede bir dükkana girip bir poşet yiyecek ve bir kaç oyuncak aldım. Beni yürüyerek takip eden Demir beyi takmadım

 

Çantamdan kulaklığı çıkarıp saattime bağlandım

 

Lili " Merhaba İz nasılsın?"

 

" İyiyim sen?"

 

Lili " Bende iyiyim bir isteğin var mı?"

 

" Var polislere gizli bir şekilde yardım et ve benim suçum olmadığını kanıtla "

 

Lili " Peki "

 

" Sağol Lili suçsuzluğum ispatlanınca telefonu bildirdi"

 

Lili " Tamam "

 

" Görüşürüz Lili müzikte açar mısın?"

 

Lili " açtım"

 

Çalan Umut Capone - Söyle şarkısı ile gülümsedim

 

Bir süre sonra hastaneye gelmiştim. Hasta çocukları ziyaret ettikten sonra hastaneden çıktım

 

Kucağımda uslu uslu her gittim yeri izleyen kar topuna baktım masum masum bakıyordu

 

Onun kafasını okşayıp bir parka gelip banka oturdum. Oyun oynayan çocuklara gülümseyerek baktım

 

Uzun zaman sonra böyle tek olduğum günlerdeki gibi davranmak iyi gelmişti

 

Ailemi sevmiştim hemde çok onlardan vaz geçemezdim asla

 

Bulutlu havaya baktım. Yağmur yağacak gibiydi. Kucağımdan atlayan kar topuna baktım

 

Hızla koşarak az ileride olan kedilerin yanına gitti. Onu izledim kısa süre sonra yağan yağmur ile geri yanıma geldi Onu kucağıma aldım hemen ilk markete girip bir şemsiye aldım

 

Hala yağan yağmurun altında yürüyordum kucağımda ıslanmayan kedinin keyfi yerindeydi

 

Herkes evlere kapanmış sokaklar boşalmıştı çocuklar yağmurdan kaçardı

 

Şemsiye ile gezen insanlar yağmur yüzünden başını yere eğen insanlar

 

Sanki hepsi suçları kabul etmiş gibiydi

 

Hem şu sözü duyorum

 

Dünya da adalet yok diyorlar yanlışlar Dünya yapması gerekeni yapıyor hiç durmadan dönüyor

 

Adaletsiz olan insanlar dünya değil!

 

Akşam olmak üzere sokak ışıkları yanmıştı. Kış yaklaşıyor bazı insanlar bana tuhaf tuhaf bakıyordu

 

Çünkü giydiğim kıyafetler yüzünden bacaklarım sırılsıklam olmuştu

 

Soğuk değildi ama onlar için soğuktu!

 

Hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Bulut'la buluşma vaktim gelmişti. Attığı konuma geldim restorana girip şemsiyeyi kapadım

 

Cam kenarında güzel bir masada yemekleri sipariş etmiş olan Bulut'un karşısına geçip oturdum

 

Hayvan sokmak yasak değildi

 

Bana bakıp gülümsedi ona göz devirdim beni sinir etmekten zevk alıyor

 

" Evet şu dosyayı ver "

 

İstanbul'da Kübra ablanın üzerine olan şirketi yönetiyorum kefilim şu anlık 18'e girdiğim an üzerime geçecek olan şirketin önemli dosyalarına ben bakardım

 

Kontrol Lili'nin elindeydi Kübra ablanın bilgisayarına yapması gerekenleri aktarıyordu

 

Böyle önemli dosyalara ben bakardım imza atmam gereken şeyler oluyordu

 

İstanbul'daki Yeşil Holding sahibiyim

 

Bulut bu sefer beni çok uğratırmayıp dosyayı verdi dosyada yazanlar ile kaşlarımı çattım

 

Zorlu şirketi ile iş birliği yapacağız

 

İnanılmaz buna sevindim bize kadar gelmiş demek

 

Dosyayı kontrol edip imzamı attım iki farklı imzam var tıpkı iki farklı ismim gibi

 

Dosyayı kapatıp o an yanıma oturan kişiye baktım Alen gelmişti. Alen yan tarafıma oturması ile kar topu hemen onun kucağına gitti

 

Alen " Selam millet"

 

" Hoşgeldin"

 

Bulut " Hey bu kim beni aldatıyor musun? Bebeğim seni çok seviyorum aldatmasın beni " diye söylenen Bulut'a bakıp göz devirdim

 

" Bulut boşuna uğraşma seni biliyor"

 

Bulut bana bakıp dil çıkardı hala çocuk!

 

Alen " Yani bana anlatmamış olsan yerdim"

 

Bulut " Hala bu hıyarın kim olduğunu söylemedin?"

 

" Alen sana bahsettiğim Bulut, Bulut bu da Alen arkadaşım"

 

Bulut " Ne!" Dedi şaşkınca hemen ayağa kalkıp yanıma geldi elini anlıma koydu

 

Bulut " Ateşinde yok sen İz değilsin İz'in arkadaşı olmaz beni bile arkadaş olarak görmüyor kulon kesin kulonsun sen ! "

 

Diyip benden uzaklaştı ona sinirle bakmaya başladım

 

" Bulut beni sinir etme otur yoksa bir daha oturamayacak hale gelirsin!"

 

Derin bir nefes verdi

 

Bulut " Evet sen İz'sin" diyip oturdu

 

Bulut " Ee anlat beni bile arkadaş görmeyen İz'çik"

 

" Bulut!"

 

Eliyle ağzına fermuar çekti

 

" Afferin" dosyayı ona attım kafasına çarptı

 

Bulut" Hay ebeni İz ! Niye atıyorsun be?"

 

" Artık gide bilirsin defol"

 

Bulut " Ayıp ayıp 1 aydır görüşmüyoruz böylemi karşılıyorsun misafirini"

 

" Bulut! Lan bir git !"

 

Bulut " Sinirlenince kıpkırmızı oluyorsun domates salçası"

 

Ona sinirle bakıp gözlerimi kapatıp sakin olmaya çalıştım

 

" Bulut siktir git!"

 

Bulut " Yok bir kaç gün tatil yapacağım otelde sürünmem seninle kalacağım "

 

" Ne! Hayatta olmaz şehrin diğer ucuna git hatta sen Paris'e git bence "

 

Bulut" Hayır kız kardeşimi sinir edeceğim biraz bazıları onu boş bulup kene gibi yapışmış " dedi imayla Alen'e karşı

 

" İnsan biraz değişir büyü lan biraz "

 

Bulut" Şu anlık büyümeyi düşünmüyorum bebeğim " diyip öpücük attı 😘

 

Sabır dilerek Alen'e döndüm

 

" Bunla beni yanlız bırakamazsın! Sabaha cesedi çıkar evden "

 

Alen " Asya söylerim berabe

r geliriz yarın "

 

" Tamam. Kaç gün kalacaksın Bulut ?" Dedi Bulut'a dönerek

 

Bulut" 1 hafta "

 

" Yok artık istersen yanıma taşın seni 2 günden fazla çekemem!"

 

Bulut" Beni sokağa mı atacaksın?" Dedi Yavru köpek bakışları arasında ona bakıp göz devirdim

 

" 1 haftadan fazla kalırsan seni o eve gömerim!"

 

Bulut" Afferin abisinin gülü "

 

" Kes çıvıma!"

 

1 hafta Bulut'u çekmek bana işkence olacak !

 

 

∞ Bölüm Sonu ∞

 

Arkadaşlar oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

 

Loading...
0%