Yeni Üyelik
18.
Bölüm
@x1hayat1w

Aç olduğumu söyledikten sonra Alaz abim gidip yiyecek bir şeyler getirmişti

 

Doktorda gelip muhane etmişti beni iyi olduğu ve taburcu olabileceğimi söyledi

 

Alen odada bulunan koltukların birene oturmuş bana bakıyordu

 

Alaz abinin getirdiklerini yemiştim şu an ise Abi tayfası dayım annem babam hepsi buradaydı

 

Annem geldi an bana sarılmıştı babamda öyle abi tayfası sarılmaya yüz bulamamışlardı

 

Arda abim ise dibimden ayrılmıyor Bulut gibi Bulut'la birbirlerine öldürücü bakışlar atıyordu

 

Asya ve grupta gelmişti Asya'nın kucağındaki kar topu uslu durmuyordu bana gelmek istiyordu

 

" Asya kar topu ver istersen"

 

Asya gülümseyip kar topunu bana verdi bana sırnaşan kediye bakıp gülümsedi

 

" Özledin mi beni küçüğüm?" Dememle bana daha çok sokuldu gülüp onu sevdim

 

Savaş " herşeyi haberlerden öğreniyoruz insan bir ara dimi?"

 

Dayıma baktım sabahtan beri aynı konu yaylada pek telefona bakmadığı için ilk kazayı geç öğrenip bana kızmıştı

 

Şimdi ise diğerlerine kızıyordu

 

Bulut " Yeter çıkın artık dışarıya hasta o rahat bırakın!" Diye bağırması ile ona döndüm

 

Şu an herkesten beni kıskanıyor

 

Sağ tarafında oturan Arda abim elini uzattıp Kar topunu sevmeye başladı yerinde keyifle yatan kar topuna bakıp gülümsedim

 

Suat " Sende kimsin de bize emir veriyorsun?" Dedi sinirle

 

Onlar geldiğinden beri emir yağdırıyordu Bulut

 

Sol yanımda oturan Bulut elimi tutup havaya kaldırdı ona anlamaz gözlerle bakıyordum

 

Bulut " Bu güzelliğin biricik abisiyim siz kimsiniz de kardeşime bu kadar yaklaşıyorsunuz hem o bir Zorlu değil! Beni bir tanecik kardeşim" dedi bastıra bastıra

 

Ona bakıp göz devirip elimi sertçe çekip dil çıkardım

 

" Salak orangutan"

 

Bulut " Hey kes sesini Cüce"

 

" Sırık kafa "

 

Bulut " Akıl hastası"

 

" Irk pisliği"

 

Bulut" İğrenç bücür"

 

" Rüya değil kabussun"

 

Bulut " Ne diyorsun dayı?"

 

" Hey I harfiyle bir şey yapamıyorum!"

 

Bulut" yine ben yendim "

 

" Haksızlık yaptın "

 

Herkes bize anlamazca bakıyordu bu Bulut'la dalaşma oyunumuzdu

 

Bulut" Evet ben kazandım artık susacaksın kuralları unutma "

 

Ona dil çıkarıp önüme döndüm

 

Bulut" Gördüğünüz gibi kardeşimle biz çok güzel anlaşıyoruz hadi gidin ben ona bakarım "

 

Hayır Allah'ım en son bana baktığında nerdeyse zehirlenecektim

 

Ben hemen Arda abime döndüm elini tutup bana bakmasını sağladım

 

" Abi Allah aşkına onunla yanlız bırakma beni uğursuzun teki bu beni öldürür"

 

Bulut " İz abartma sadece malzemeleri karıştırmıştım"

 

Bulut'a döndüm

 

" Lan zehirlene bilirdim! Fark etmesem ölecektim!"

 

Bulut" Vallaha bilmeden oldu ne bileyim ben fare zehrinin o kutuda olduğunu "

 

" Sen mal mısın? Kendi evindeki eşyayı ben mi bileceğim!"

 

Bulut" İz ben yemek yapmıyorum annem yapıyor "

 

" O zaman ne diye yemek yapacağım diye tutuyorsun?"

 

Bulut" Abin olarak sana bakmak istedim "

 

" Piç "

 

Bulut" Çimen "

 

" Ne çimeni amk!?"

 

Bulut" Minik kafa "

 

" Akıl yoksunu "

 

Bulut" Uğursuz civciv "

 

" Vefasız "

 

Bulut" Zayıf bebe "

 

" Emzik alda sus "

 

Bulut" Şerefsiz şeref "

 

" Fındık kafa "

 

Bulut" Alıngan hıyar "

 

" Ruhsuz balık "

 

Bulut" Kaltak "dediği kelime ile kolunu tutup ters çevirdim

 

" Kulağım çınladı duyamadım ne dedi Bulutçuk"

 

Bulut " Kardeşim dedim canım "

 

" Mal yazmıyor anlamda ne dedin tekrar söyle Bulutçuk"

 

" Kusura bakma kardeşim ama demem kolumu kırmanı istemiyorum"

 

" Mal kafa" diyip onu ittim. Oturduğu koltuktan düştü

 

Bulut" Acı ama "

 

" Az bile oldu sana "

 

Bulut" Ama böyle olmaz bebeğim "

 

" Maydanoz kafa siktir git yoksa elimden bir kaza çıkacak!"

 

Yerden kalkıp güldü

 

Bulut" Kardeşim canım seni sinir etmek çok zevkli bebeğim "

 

Ona sinrile bakıp etrafıma bakındım

 

Yan taraftaki sehbadaki telefonu alıp Derin'in numarasını açtım ona gösterip sırıttım

 

" Mükemmel bir fikrim var Derin'le konuş aranızı bozsam nasıl olur?"

 

Bulut" Hayır yapmazsın!"

 

Zaferle gülümsedim

 

" Ben kazandım kes sesini artık "

 

Bulut" Peki susacagın sende elindekini sakince yerine koy bebeğim "

 

Onun bu hâline gülüp telefonu yanıma koydum

 

Burak" Şu anı izlemek o kadar zevkli ki İz sende kala bilirim"

 

Burak'a döndüm

 

" Yok kalma ben birisiyle zor baş ediyorum ikinizle intihar etmek zorunda kalırım " dedim alayla

 

Odadaki çocuğu kişi gülerken ikiside homurdandı kucağımda uyumak üzeri olan kar topuna baktım

 

Arda abime döndüm

 

" Bir süre benle kalırsın dimi abi?"

 

Arda " Kalırım " dedi dudaklarını oynatarak

 

Suzan " Kızım bizimle konağa gelsen "

 

Bulut" hayatta olmaz " Bulut'a göz devirip anneme döndüm

 

" Yok anne böyle daha rahat ederiz hem siz Aziz beyle Kuzey'e bakın bendende selam söyleyin "

 

Agâh " Kızım koca konakta sana da yer var "

 

" Olsun baba en azından suçsuz olduğma kanıtlayıncana kadar ayrı kalalım "

 

Suzan " Peki kızım "

 

Bulut " İz anlamıyorum bana niye abi demiyorsun buna diyorsun " dedi Arda abimi göstererek

 

" Bulut sana Bulutçuk demek daha güzel "

 

Bulut" Bana ne abi diyeceksin! "

 

" Asla ! Beni zorlamaya devam ettikçe demeyeceğim "

 

Bulut" İnatçı keçi "

 

" Evet bebek öyleyim "

 

Alen " Arda abin kalacaksa biz gidelim "

 

" Peki ama sık sık gelin "

 

Alen " Geliriz tekrar geçmiş olsun "

 

Alen , Asya ve grup çıktı gittiler

 

Abi tayfası da gidince çıkış işlemlerini yapıp gelen Arda abimle bizde çıktık

 

Arabaya kadar beni kucağında taşıyan Arda abime gülümsedim. Kucağımda hiç rahatsız olmayıp uyuyan kedime bakıp kafasını hafiften okşadım

 

Bulut ise homurdandı sadece Arda abim arabayı çalıştırdı eve gelince Arda abim yine beni kucağına alıp salona taşıdı

 

Kendim yürüye bilirdim ama abimin kucağı daha rahat

 

Koltuğa oturdu beni kucağımdaki kar topunu uyandırmadan alıp yerine yatırdı

 

Bulut ise hemen yanıma oturup kolunu omzuma attı. Onun bu kıskanç halleri komik bazen de sinir bozucu

 

Arda abim de diğer yanıma gelip oturdu masanın üzerinden kumandayı alıp televizyonu açtı

 

Rasgele bir filmde durdu kafamı omuzuna yatıran Bulut'a bakıp gülümsedim

 

Arda abim bize bakıp Bulut'a göz devirdi kafasını omzuna koyup koluma sarıldı. Arda abimin bu çocuksu haline seslice güldüm

 

Bulut " Ne kadar seni paylaşmak istemesem de büyüyorsun bebeğim kendimi tuttmam gerek galiba hele ki 10 abin ve ikizine karşı

 

İsa sadece bana sarılmış konuşmamıştı o aklıma geldikçe mutlu oluyorum beni kabul etmiş gibiydi

 

Samet Abimle Suat abim hala onlara tavırlı olduğumun farkındalar

 

Bir süre film izledik sonra Arda abim beni kucağına alıp odama çıkardı. Beni yatağa koyunca kolu tutup gitmesini engelledim

 

" Abim yanımda kal ilaç almak istemiyorum"

 

Yanıma yatması ile ona sıkıca sarıldım

 

Bur süre sonra uykuya dalmıştım

 

Sabahın erken saatlerinde uyanmıştım hala abime sarılıyordum abimi uyandırmadan yataktan kalkıp dolaptan kıyafet alıp banyoya girdim kısa bir duş alıp üzerimi giyinip odama geçtim

 

Başımdaki sargıyı çözmüştüm ama su deydirmemem lazımdı saçlarımı yıkamadım

 

Hala uyuyan abime baktım

 

Sonra aynaya baktım yeşil gözlerim kumral kısa saçlarım beyaz tenim güzel kızdım yalan yok

 

Gözlerimin içine de sadece ölmüş bir kız çocuğu vardı en derininde ölmüştü

 

Şu an içindeki ölü çocukla yaşamaya çalışıyordu

 

Bencil bir kızım !

 

İnsanlar bana bencil olmayı öğretti! Dünya değil dünyanın içindeki insanlar herkes gibi suçu dünyaya atacak değilim

 

Dünya görevlerini yapıyor peki ya insanlar?

 

Aynada kendime bakmayı kesip tarağı alıp saçlarımı yavaşça taradım

 

Odamdan çıkıp medivenlerinden indim salonda faresi ile oynayan kar topunun yanına gittim

 

Onu kucağıma alıp sevmeye başladım. Saat baya erkendi kucağıma İyice yerleşen kediye gülümsedim

 

Mutfağa geçip onu mutfak taşının üzerine koydum. Yine koşarak eşyalarla uğraşmaya başladı

 

Bende dolaptan kahvaltıları çıkardım

 

Güzel bir sofra kurup kar topu alıp salona geçtim mama kabına suyunu ve mamasını koyup onu da yere bıraktım

 

Ben koltuğa oturup Arda Abimle Bulut'un uyanmasını bekledim

 

Mamasını yedikten sonra hemen yanıma gelip bana sürtündü gülüp kar topunu kucağıma aldım

 

Kucağıma İyice yerleşip keyifli mırıltılar çıkardı

 

Kar topunu beyaz tüylerini okşamaya devam ettim. Telefonumu masaya koymuştu dün gece Bulut onu alıp boş boş gezindim

 

Savaş Dayıcım buradaydı bugün kesin yanıma gelirdi

 

Aradan geçen yarım saatin sonunda Bulut'la Arda abim uyanmıştı. Kahvaltı ettikten sonra salonda bon boş oturmuştuk

 

Arda Abimle Bulut kahvaltıyı hazırladığım için beni azarlamıştı onları takmadım

 

Zil çalınca Arda abim gidip açtı içeriye abi tayfası ve dayım gelince gülümsedim

 

Aziz abiyde gelmişti!

 

Kuzey hala yatakta olmalı yarası derindi

 

Dayım Arda abimden önce davranıp yanıma oturdu. Dayımın omuzuna kafamı koydum o da hemen kolunu omzuma attı

 

" Seni özlemişim ordu bebesi"

 

Bulut " Ben hiç özlemedim"

 

Evet dayımla Bulut tanışıyor ikisi de birbirini çok sevmiyor

 

Savaş " Bende seni hiç özlemedim"

 

Alaz " Ee bugün nasılsın İz ?"

 

" İyiyim siz nasılsınız?"

 

Akif " iyiyiz"

 

Azîz " geçmiş olsun"

 

" Sağol sana da geçmiş olsun eve geldiğimde uyuyordun"

 

Aziz " Evet duydum sağol"

 

İsa " İkiz dışarıya çıkalım mı? Biraz hava alırsın hem çikolata da alırız"

 

İkizime kralsın bakışı attım

 

" Süper olur hadi gidelim" dedim neşeyle

 

Poyraz " Olmaz " diyince Üzgünce ona baktım

 

Eray " Yani sen dinlen biz Rüzgar abimle alır geliriz"

 

" Tamam hemen gelin"

 

Rüzgar " 10 dakikaya buradayız"

 

Diyip gittiler

 

Kar topu Arda abimin kucağındaydı ondan atlayıp Aziz abinin ayaklarına sürtündü

 

Aziz " Adı ne?"

 

" Kar topu , kar topu gibi"

 

Aziz " Tam ona yakışan isim " diyip kucağına aldı

 

Kısa süre sonra onunda kucağından atlayıp bana doğru geldi ama dayıma sürtündü

 

Dayım kolunu omzumdan çekip kar topuna eğilip aldı

 

Dayımı çok sevdiği belli hiç inmek istemiyor gibi yerine yerleşmiş bizi izliyordu

 

Suat " Bu kedi çok zeki"

 

Samet " İz gibi "

 

" Hiç boşuna çabalamayın size hala küsüm"

 

Bulut " Ben Derin'i arayacağım hemen geliyorum bebeğim"

 

Diyip üst kata çıkıp ona göz devirdim. Hemen Bulut'un yerine İsa çöktü İsa'nın omuzuna kafamı koydum

 

Şaşırdı ama bir şey demedi

 

" İsa okulara çok az kaldı gidecek misin?"

 

İsa " ilk hafta gitmeyeceğim biraz daha dinleneceğim sen?"

 

" Bende "

 

Alaz " Bundan neden bizim haberimiz yok"

 

" Velim değilsin senden izin almayacağım"

 

Alaz " Öylemi?"

 

" Öyle"

 

Alaz" İz sinirlerimi zorlama"

 

" Zorlarsam naparsın? Söylene napacaksın? Hem siz neden geldiniz sizi ölüme sürükledim diye evinizden kovuyordunuz ha şimdi niye buradasınız?" Dedim sinrile

 

Kırılmıştım bir anda onları affetmezdim

 

Akif " Fazla oluyorsun?"

 

" Ben mi fazla oluyorum okey " sinirle ayağa kalktım hepsi bana bakıyordu

 

" Madem fazlayım Bulut'la beraber İstanbul'a dönüyorum dava açarsanız o zaman sizin karşınızda gerçek İz'i görürsünüz!" Dedim hepsi şaşkınca bana bakıyordu

 

Galiba duygu patlaması yaşadım benim çabalamam yetmiyor yoruldum ve fark ettim ki hedef benim beni öldürmek istiyorlar benim yüzünden hepsinin başı belada bu yüzden böyle yapmak zorundayım

 

Medivenlerinden bana şaşkınca bakan Bulut'un yanından geçip odama girdim

 

Yazardan

 

İz'i izleyen Demir bey olaylı fark etmişti İz'i öldürmek isteyen kişi aileye de zarar veriyordu

 

İz'in yaptığı konuşmanın sebebini anlamıştı.

 

Salondan oturam herkes İz'in bu kadar çabuk değişen duygusuna şaşkınca bakıyordu

 

Bulut ise şaşkındı çünkü İz'den böyle bir şey beklemiyordu

 

Eve gelen Eray ve Rüzgar ortamın gergin havasından ters giden bir şeyler olduğu anlamıştı

 

Savaş ise İz'i tanıyordu yaptığı bu şeyin sebebini anlamıştı hakta vermişti

 

Konağa gelen Zorlu erkekleri annelerine ne diyeceğini bilmiyordu

 

Oraya kızı ikna edip konağa getireceken geri İstanbul'a dönmesine sebep olmuşlardı

 

Hepsi suçlukla kalmışlardı. Sadece Aziz İz'in yaptığını anlamıştı

 

Annelerine gelmedi diyerek hepsi odasına kapanmıştı

 

Hepsi ne yapacaklarını bilmeyerek düşünüyordu

 

Bulut ise hala odasına kapalı olan İz'in yanına gitti yatağında öylece tavanı izleyen İz'e baktı

 

Yanına gidip yatağa oturdu

 

Bulut " İz neden böyle bir şey yaptın?"

 

İz Bulut'a bakıp oturur pozisyona geldi

 

İz " Çünkü onarın yanında oldukça şu herşeyi kontrol eden pislik onlara zara vermeye devam ediyor"

 

Bulut yeni fark ettiği durumla şaşkınca İz'e baktı

 

Bulut " Haklısın"

 

İz " Yarın dönüyoruz İstanbul'a savak erkenden araba ayarla"

 

Bulut " tamam bebeğim"

 

İz odasından çıkan Bulut bir kez daha İz'in zekasına hayran kaldı olayların kaza olmadığı düşünecek tek kişi İz'di

 

Akşam yemeğinden sonra salonda hazırlık yapan ikili kapı zili ile İz kapıya baktı

 

Alen elinde çiçekler ile gelmişti

 

İz en çok onu özleyeceğini anladı

 

İz " Hoşgeldin" diyip kenara çekildi. Alen içeriye girdi kapıyı kapatan İz'e çiçekleri uzattı

 

İz çiçekleri aldı

 

İz " teşekkür ederim hiç gerek yoktu"

 

Alen omuz silkip salona doğru yürüdü salonda valizleri görünce kaşlarını çatarak İz'e baktı

 

İz " Yarın sabah erkenden İstanbul'a dönüyorum"

 

Alen şokla baka kaldı

 

Gelmesem bize haber vermeyecektin bu kadar mı onemsizim diye düşündü

 

İz sessizce ve Kırgınca Kendisine bakan Alen'e doğru adımladı

 

Ama Alen sinirlenmiş ve kırılmıştı İz'i kırmamak için hızla kapıya doğru yürüdü evden çıkıp sokakta ilerlemeye başladı

 

İz sinirle çıkan Alen'in arkasından evden çıktı. Sokakta ilerleyen Alen'e doğru koşup kolu tutu p

 

İz " Alen 1 dakika dinle lütfen"

 

Alen sinirle İz'e baktı

 

Alen " Neyi İz? Yarın gideceksin haber verseydin keşke gidiyorum desen olmaz mı? "

 

İz " Alen temelli gitmiyorum "

 

Alen "Temelli olmasa da haber verseydin "

 

İz " Tamam haklısın özür dilerim"

 

Alen " Özür dinleyince geçmiyor"

 

İz'den

 

Alen bana çok kırıldığı belli ona sarıldım

 

" Biliyorum kırıldın zaten ani verdiğim bir karardı haklısın sana heber vermem lazımdı çok üzgünüm"

 

Bir kaç derin nefesler alıp verdi

 

Sonra bana sarılıp kafasını saçlarımın arasına gömdü

 

Alen " İz seni özleyeceğim geri ne zaman dönersin"

 

" Bilmiyorum"

 

Alen " Neden gidiyorsun?"

 

" Çünkü öyle gerektiği için"

 

Alen " Yeşil gözlüklerini özleyeceğim gülüşünü özleyeceğim"

 

" Bende gri gözlü seni özleyeceğim"

 

Ondan ayrılıp gözlerine baktım bana gülümsüyordu ona gülümsedim

 

Elini yanağıma koyup okşadı

 

Alen " Seni seviyorum matmazel " demesi ile ona utançla baktım geri ona sarıldım

 

" Şapşal niye birden bire bunu diyorsun "

 

Benim bu halime seslice güldü

 

Alen " Ne zaman söyleyim?"

 

" Off dalga geçme zaten biliyorum bana aşıksın dile dökmene gerek yok "

 

Alen " Ne biliyor musun?"

 

" Evet "

 

Alen'den ayrılıp ona baktım elin

i yine yanağıma koyup okşadı gözlerinde kayboluyorum sanki

 

Bana doğru yaklaşmaya başladı istemsizce gözlerim dolgun dudaklarına kaydı

 

Kulağıma fısıldadı

 

Alen " Hala bana bir cevap verdim matmazel " dedi tahrik edici bir sesle onun gözlerine sonra dudaklarını baktım

 

Ona yaklaşıp elimi boynuna koydum dudaklarımızın arasında çok az bir mesafe vardı

 

" Seni çok seviyorum Gri gözlüm " dedim dudaklarının üzerine nefesimi vererek

 

Gri gözleri koyulaştı.

 

Galiba artık öpecekti beni!

 

∞ Bölüm Sonu ∞

 

Loading...
0%