@x1hayat1w
|
Kapıyı açtığım andan beri odanın içindeki mekanizma devreye girmişti
Rüzgar abime baktım ona kadar gitmem çok zordu
Çünkü abimi yukarıya bağlamışlardı ve üç kocaman kuduz köpeği vardı hepsi camdan olan belirli bir alanın içindeydi
Kuzey " Şimdi Napacağız?"
Gözlerimi kısıp onlara baktım
-" Abini köpekler ısırmadan kurtarman lazım"
Yavaş yavaş aşağıya inen abime baktım. Korktuğu belliydi
" İş Ve Kuzey camın arkasına geçip duvarla cam arasında kendinizi yukarıda tutun"
Kuzey " Düşündüğüm şeyi yapmacaksın dimi ?"
" Tamda onu yapacağım dediğimi yapın "
İsa " Sana güveniyorum İz "
Kuzey ve İsa dediğimi yapınca cam kapıyı açtım geriye adımlarım üç köpekte bana doğru geliyordu
" Yakalamaca zamanı"
Bana koşarak gelen köpekler ile arkamı dönüp hızla odadan çıkıp koşmaya başladım
Hızla peşimden gelen köpekleri bakmadım ama bana yaklaştıkları kesin merdivenin korkuluğun üzerinden atlayıp
Alt katın zeminine düştüm hala havlarak bana gelen köpekleri duyuyordum
-" Vay güzel hareket "
" Kes sesini!"
Yukarıya bakıp hızla odalara doğru koşup kapıları açıp içindeki mazemelere baktım
4 odada bulduğum sakinleştiricileri silaha taktım odaya girmiş olan köpekleri tek tek vurdum
Hepsi yere düşüp uykuya daldılar silahı yere atıp odadan çıkıp kapıyı üzerlerine kitledim
" Ne yapmaya çalışıyorsun? Bu test mi? "
-" Seni biliyorum yer faresi sadece uyarı veriyorum bir sonraki sefere bu şehirden gitmeyi aklına bile getirmeyeceksin"
" Vay be bende böyle bir hata yapmanı bekliyordum. Ben salak mıyım? Onlara zarar vereceğini bilerek gitmezdim ahh ama oyunuma gelmişsin ve kendini belli ettin senden zekiyim"
-" Sen… Bu hesabını sana soracağım yer faresi!"
" Aynen aynen napacaksın? Öldürmeyi bile beceremedin"
-" Şanslısın küçük fare "
" Şu Ordu'dan gelirken olan kazanın sebebi de sensin "
-" Zeki fare evet benim her şeyi gördüm fare yaranı umursamayıp herkesi nasıl kurtardığını da son anda hepsi kurtuldu "
" Biliyordum neyse ne senin için tasarladığım yere bayılacaksın "
-" Hangi güçle yaptın zavallı Fare "
" Bilmediğin çok şey var "
Merdivenlerden sakince çıktım çoktan diğerleri geri merdivenlere gelmişti
İsa " Köpeklere noldu?"
" Kış uykusuna yattı"
Onları takmayıp bir üst kata çıktım
Acaba hangi odada ve kim?
-" Eray abicin bu katta sence hangisinde"
Her kapının önünde küçük yazılar vardı
Eray abi en çapkınımız olduğuna göre yazıların en açık sözlüsünde olmalı
Yani ikinci kapıda
Seni her yerde becere bilirim
Yazıya bakıp göz devirdim
" Bu ne böyle manyak"
-"Haha yüz ifadeni görmen lazımdı haha çok komik "
Kapıyı açıp içeri girdim duvara poster gibi kelepçelenmiş ve sadece bokseri ile olan abime şokla baktım
Rüzgar" Vay güzel manzara " dedi alayla
Eray abim ona bakıp göz devirdi
Eray " Biri çözsün beni hemen "
-" Önce anahtarları bulmanız lazım"
Etrafa baktım ama sadece boş bir odaydı
-" Sadece 4 dakikanız var kelepcenin üzerindeki zaman bitince kelepçelerin içindeki zehir Eray'ın öldürecek"
Ne!
Kuzey " Her tarafa bakın "
Her tarafa baktık ama yoktu sadece 1 dakika kalmıştı aklıma gelen şeyle Eray abime şokla baktım
Eray " İz niye öğle bakıyorsun"
" Anahtar şeyinde olmasın "
İsa " Siktir"
Rüzgar " İz çık biz geliyoruz hemen "
Odadan çıktım
" Nasıl bir piskopatsın amk?"
-" Bu kadar zeki olmanı beklemiyordum doğrusu"
" Piç herif"
Odadan çıkan abilerime sonra Eray'a bakıp gülmeye başladım
Kuzey " Bu olaya sonra daha çok güleriz hadi diğerlerini bulalım "
Merdivenlere gelip üst kata çıktık yine beş oda vardı ama bu sefer kapının üzerindeki numaraların rengi farklıydı kaşlarını çatarak dikkatle baktım
-" Samet abicini bul bakalım"
AA bu çok kolay oldu Samet abicim benim piskojimin renginin siyah olduğu biliyordu Siyah kapıyı açıp girdim
Yes be!
Bu ne amk?
Şu an şu Sirkler de bulunan kutunun içine insan koyup ikiye bölünüryor ya onun içindeydi
-" Bakalım abiniz ikiye ayrılmadan onu oradan çıkara bilecek misiniz?"
Kutunun etrafında dolaştım yukarıdan onu ikiye bölmek için inen alete baktım
Yerde sihir bazların tuttuğu sopayı alıp kutuya üç kez vurdum. Sopa pek belli değildi ama bana göre açıktaydı
" Açıl susam açıl" kutu açıldı bana şaşkınca bakanları takmayıp odadan çıktım
" Daha zorlarını bekliyordum doğrusu"
-" Gözünden bir şey kaçmıyor bence bana teşekkür etmen lazım ajan bile olmak için çok güzel bir adaysın"
" Ahh çok sağol hayatıma sıçtığın için!"
-" Görevimiz farecik" dedi gülerek arkamdan gelen abimlere bakmayıp son kata çıktım
-" Suat Abini bul bakalım "
Kapıların önünde yağlar vardı yerde motor yağıyla karışacak yağlar ama ben yemem abim birinci odaydı kapıyı açtım
Samet " İz bir dur" dedi ama takmayıp odaya girdim
Motorun üzerine canlı bombalara bağlı abime şokla baktım
Samet " İkiz ! " Dedi endişeyle
" İsa dışında hepiniz dışarıya"
Bana şaşkınca baktılar
Kuzey " İz saçmalama!"
" Bana güveniyor musunuz?"
Rüzgar " Evet " dedi ve çıktı
Kuzey homurdanıp çıktı Samet abim kararsız bir şekilde bana bakıyordu koluna dokunup ona sarıldım
" Onu kurtaracağım daha bana motor borçlu "
Samet" Sana güveniyorum "
Abim hafif kıkırdayıp çıktı kapıyı kapatıp İsa'ya baktım
" Motoru çalıştırıp 90'da gitmesini sağlaya bilir misin?"
İsa " Yaparım "
Zeminin üzerindeki motor ne ileri ne de geri giderdi olduğu yerde gidenlerden
İsa motoru çalıştırıp 90'da kadar çıkıp aynı hızda devam ettirdi
Abimim bombaları motora takacağım işin ısınması lazımdı
Bu bombaları biliyorum vücut ısısına göre odanın özel yapısından belli patlasa bile içine etki ederdi
" Sakin ol halledeceğim"
Bana bakıp gözlerini kapatıp açtı
Tek tek bombaları çıkarıp geri motora takıyordum
İsa " Neden motora takıyorsun?"
" İsa işime karışma"
İsa " Tamam ikiz "
Dona kalıp İsa'ya baktım
" Ne?" Dedim şaşkınca
İsa " İkiz ne ikizim değil misin?" Burası yerimi AMK!
" İsa su durumda mı cidden mi neyse şunları halledelim"
En sonunda abimi de çözüp İsa'nın elini gazdan geçip ben aldım
" Çıkın merdivenlere kadar gidin! Hemen!"
İkisi de kararsız bir şekilde çıkıp gittiler
" Güzel numara sevdim bunu "
Elimi gazdan çekip hızla koşarak medivenlere geldim
" İnin hemen "
Hepimzi koşarak indik 4 kata inice patlama sesi geldi
İsa " Bu çok harikaydı!"
-" Evet ikizinle ve abilerininle diğer tarafa geçmen yasak tek gideceksin "
" Peki "
Diğerleri ne kadar itiraz etse de ben önden inip diğer merdivenlere yöneldim durup onlara baktım
" Siz gidin yarım saate döneriz belki "
İsa " dikkatli ol ikiz "
" Söz ve benle uyuyacaksın buradan çıkınca "
İsa " tamam "
Merdivenlerden çıktım acaba bu katta kim var
-" Avukatı kurtar bakalım "
Kapılara yere her yere baktım ama bir iz bile yoktu
-" Avukat olsan hangi kapıyı seçersin? " Dedi alayla ona göz devirip etrafı taradım
Salak abimin olduğu odanın ışığını açık unuttukları kapının altından gözüküyor
Bu mal ahmak bir kafa kesin !
3. Kapıyı açıp içeri girdim
Poyraz abim su dolu bir yerin üzerindeki kütükte bağlıydı
" Bu ne böyle? "
Kütük hareket etmeye başladı suyun içi Pirana doluydu!
Şokla baka kaldım
" Piç"
Ne yapmam lazım hızlı olmama lazım suyun etrafında dolanıp baya yukarıda olan sopayı almaya çalıştım zorla alıp suyun dibindeki büyük tıpayı açtım
Şu hızla çekildi Piranalarla beraber
Hemen aşağıya inip yere doğru inen kütükteki bağlı abimi çözdüm
Zemine düştü ama iyiydi ayağa kalkıp bana sarıldı
Poyraz " Hayatını tehlikeye atma gittikçe zorlanıyor"
" Ben iyiyim çıkalım " dedim ondan ayrılıp
Odadan çıktım. Merdivenlere doğru yürüdüm arkamdan geliyordu. Merdivenlerden çıktım
İkinci kattaki 5 odayada baktım acaba hangisinde
-" Aziz komiseri sağlam bulman lazım "
Sıçtık kesin !
Kapıların üzerinde küçük bir boşluklar vardı sadece birisi kurşunla olmuştu yani beşinci kapı önü açıp içeriye girdim
Odanın ortasında sandalyeye bağlı Aziz abiye baktım sonra toprakta olan zemine
Mayınlı bölge!
Poyraz adım atacağı an kolunu tutup durdurdum
Poyraz " Sorun ne?"
" Adımlarına dikkat et hatta sen burada kal mayınlı bölge"
-" Lan ne göz bu nasıl anladın?" Dedi alayla
"Kes sesini amık kafa "
Yavaş ve dikkatli adımlarla Aziz abiye ilerledim yanına gelip eğildim
" İyi misin?"
Kafasını sallayıp onayladı ellerini ayaklarını ve ağzını çözdüm adımlarımı takip ederek geri Poyraz abinin yanına geldik
Aziz " Bunları nereden biliyorsun diye sormayacağım"
Mayınlı odadan çıkıp diger kata çıktım
-" Alaz abicin seni bekliyor küçük fare "
Birden durdum çünkü saatime bildirim gelmişti ona baktım
Her şeyin bir simülasyon oyunu olduğu yazısı ile kala kaldım
Arkamı dönüp Aziz ve Poyraz'a baktım
Sinrile duvarlara tekme atmaya başladım
" Sizden nefret ediyorum Zorlu ailesi lanet şeyler!" Duvarlar yıkılmış her şey karanlığa düşmüştü tek başıma yere oturup gözümden akan yaşları tutmadım
" Alen " dedim zar zor bir şekilde
Birden gözlerim açıldı hala agliyordum ama bana bağlı makineleri görünce hemen çekip çıkardım
Alen odaya girip bana sarıldı
Ona sarıldım kulağına fısıldadım
" Bana bu işte olmadığını söyle "
Alen " Yemin ederim haberim yoktu Abimler geçmişini öğrenip böyle bir şey yaptılar "
" Hepsi mi biliyor?"
Alen " Evet "
Hızla ondan ayrılıp ayağa kalkıp hızla dışarıya çıktım. Suzan hanım üzgün gözlerle abiler pişman ikizimi saymıyorum bile
Arda abi haberi olmadığı dudaklarını oynatarak söylüyordu
Agâh bey ise oğullarına öfkeyle bana mahçup bir şekilde bakıyordu
" Biliyor musunuz hiç bir şeye değmezsiniz! Artık isteğini yapın ama bu zamandan sonra ne sizi affederim ne de duyarım artık bittiniz Arda abi benimle gel bunların yanında asla konuşman belli "
Hemen yanıma gelip bana sarıldı ona karşılık verip diğerlerine baktım
" Bir daha evime dahi gelmeyin yüzünü görmek istemiyorum!"
Arda abimle ve Alen'le beraber çıkıp gittim
En sonunda eve gelmiştik. Hala aklım almıyor nasıl yaparlar? Bana geçmişime acıma tuz bastılar!
Onları sevdiğime inanıyorum!
Ayakta yürüyecek halim bile yoktu Alen beni kucağına alıp eve taşıdı kapıyı Bulut açtı benim halime kaşları çattı
Bulut " Ne oldu kardeşime!?"
Alen " Yoruldu bırak dinlesin sonra anlatırım"
Bulut itiraz edeceği an elimi kaldırıp susturdum
" Bulut lütfen dinlenmek istiyorum sonra söz herşeyi anlatacağım"
Bulut pes edip önümüzden çekilince Alen beni odama getirip yatırdı
Gideceği an kolunu tutup kalmasını sağladım. Yanıma yatınca ona sıkıca sarılıp uyudum
Yazardan
Zorlu erkekleri yaptığı hatanın farkındaydı ama kendilerine engel olamadılar
Sadece ona tamamen güvenmek içindi ama hepsi onu sonsuza kadar kaybettiklerini düşünmeye başladılar
Hataları affedilir gibi değildi
Ne yapacaklarını bilmeyerek az önce giden İz'in arkasından baka kaldılar
Agâh bey oğullarının ne zaman böyle vicdansız olduklarını sorguluyordu
Suzan hanım ise konuşmak istemiyordu kızının haline çok üzülmüştü
Herkesin içindeki neşe gitmişti İz'le beraber
Konağa gelen ailen sessizce odalarına kapanmıştılar
İz'e yaptıkları şeyin affı olamazdı hepsi farkındaydı
Aziz ve Demir beye dün gelen kutuda İz'in tüm geçmişini herkes görmüştü
Üzerine böyle bir oyun yapmaları hataydı
Zamansız gelen şeyler üzücü bir hayat kırıcı sözler yakıp kavuran anılar hepsinin bir önemi kalmamıştı
Ruh gibi evin içinde dolaşıyorlardı günlerdir
Okullar başlamış İsa ikizini görme umudu ile her gün gidiyordu ama 1 hafta boyunca gelmemişti
İz'den özür dilemek istiyorlardı ama kimse olara ulaşamıyor ve bulamıyordu
İz Arda abisiyle beraber dağ evine çıkmışlardı
Çok güzel vakit geçirip olanları unutuyorlardı
İz dağ evinden çıkıp biraz odun topluyordu o sırada çalıların arkasındaki kurt ona yava yavaş yaklaşıyordu
Arda bu görmüştü koşa yetişemedi defalarca İz'e seslenmeye çalıştı ve sonunda konuştu
Arda " İz dikkat et!" Diye bağırdı
İz refleksle arkasına dönüp kurta baktı üzerine atlayan kurtla yere düştü ama kurt onu yemeye çalışmadı
Yüzünü yalayan kurtu kenarı itip ayağa kalktı. Evcil bir Kürt olduğunu tasmasından anlamıştı
Kurtu severken bir şeyi fark etti hemen abisine baktı
Arda kürtün evcil olduğunu anlayınca derin bir nefes verdi sonra ize doğru yürüdü
İz Arda abisine şokla bakıyordu hızla koşarak ona gidip sarıldı
İz " Konuştun abi ! " Dedi sevinçle
Arda da yeni fark etmişti az önce konuşmuştu
Arda " Presesim" dedi çatallı bir sesle
İz kafasını kaldırıp abisine baktı konuşuyordu boynuna sarılıp yanağından öptü
İz " Abim artık dilin çözüldü!"
Arda " Sana bir şey olma korkum sayesinde" dedi hala çatallı olan sesiyle
İz " Seni çok seviyorum abicim "
Arda " Bende seni seviyorum prensesim "
İz ile Arda eve girip uzunca sohbet ettiler
Bunu kutlamaları lazımdı. Bu yüzden geri şehre ineceklerdi
İz'den
Şu an çok mutluyum Arda abim konuşuyordu ve sinirimde geçmişti o an sinirle söylediğim sözler aklıma geldikçe kendime kızıyorum
Evet hata yaptılar ama büyüklük yapıp affedeceğim galiba
Tabi gönlümü alırlarsa!
Şehirdeki Bulut'la kaldığım eve gelmiştik dün bu gece İsa büyük bir salonda parti vereceğim
Zorlu ailesini de davet etmiştim
Partide abimle bir şarkı söyleceğim
Üzerime Siyah elbisemi giydim

( İz'in giydiği elbise)
Saçlarımı dağınık topuz yapıp aynada son kes kendine baktım çok güzeldim
Topuklu ayakkabımı giyip siyah çantamı omzuma alıp masanın üzerindeki telefonu çantama atıp odamadan çıktım
Makyajı sevmiyorum doğal halim daha güzeldi
Medivenlerinden indim beni salonda bekleyen üç yakışıklı ya göz kırptım
Alen'in yanına gidip koluna girdim
Bulut'la Arda abim kıskançlıkla bize bakıyordu
" Hadi gidelim" dedim neşeyle
Arda " Prensesim prensi yanlız mı bırakıyorsun?" Dedi üzgün bir şekilde ona bakıp iç geçirdim
" Abi yapma ama hadi gidelim geç kalacağız "
Bulut " şu mendebur niye geliyor ki ?"
" Ay yeter düşün önüme"
İkiside önüne düşünce Alen'e dönüp gülümsedim
Alen " Sen harika bir şeysin"
" Evet öyleyim bebeğim hadi gidelim"
Alen " Seni çok seviyorum matmazel"
" Bende seni çok seviyorum Gri gözlüm"
Evden çık ıp parti yapacağımız mekana gelmiştik
En son geldiğimiz için tüm gözler bizdeydi
Medivenlerinden Alen'in kolunda mutlu bir şekilde indim
Arda Abimle Bulut'a arkadan geliyordu masaya gelince Arda abi çekiştirip sahyene çıktık
Mikrofonu alıp konuşmaya başladım
" Öncelikle geldiğiniz için çok teşekkürler bu gece burada Abim Arda'nın tekrardan konuşmasını kutlayacağız! Ve açılışı abimle beraber bir şarkı söyleyerek yapacağız "
Zorlu ailesinin şaşkınlığına bakıp gülümsedim
∞ Bölüm Sonu ∞
|
0% |