@x1hayat1w
|
Sabah olmuştu zaten Efe ile konuşmamdan sonra uyumamıştım Bunların hepsi tesadüf mü acaba? Neden bu kadar mutluyum ki? Ufacık bir şeylerle mutlu oluyorum işte Onca acının içinde hala mutlu olabiliyor olmam beni şaşırtıyor doğrusu Uykusuz gecelere alışmıştım peki ya siz almıştınız mı? Sabah ezanın sesi ile yataktan kalkıp oturur pozisyona geldim. Buraya geldiğimden beri en garipsediğim şey ezan sesi olmuştu Paris'te hiç bu sesi duymazdım Müslümanım ama dinle alakalı bir şeyler bilmiyorum Ama 1 yıl önce dinimize göre intihar etnek çok günahmış bu yüzden intihar girişimlerime son vermiştim ezan sesinin bitmesi ile Odamdaki dolaba yürüdüm kıyafetleri alıp banyoya girdim Soğuk bir duş alıp kendime geldikten sonra üzerimi giyinip odama geri döndüm Boy aynasında kendime baktım Giydiğim elbise laciverti kızıl saçlarım çok güzel duruyordu Guzelik başa bela derler evet öyleydi benim güzelliğim başımı çok belaya sokmuştu Ama hayır çirkin olsamda o belalar gelirdi Kız olmam bile yetiyordu belaları kenidme çekmem için Daha fazla kendime bakmayıp kapının kilidini açıp odadan çıktım. Koridorda ilerleyip avluya çıktım kahvaltı masasında idi herkes Kimse beni sevmezdi onlarla aynı msada hatta aynı evde olmam bile sorundu Bende bu sorunu kökünden çözeceğim Masaya oturup bir kaç yiyecek şeyleri tabağına koydum İstanbul'a erkenden gidip bir ev tutmak istiyordum " Babaanne eğer izin verirseniz erkenden İstanbul'a gidip çevreyi keşfetmek istiyorum" Fatmagül " Git kuzum Seyit oğul kıza ne kadar lazımsa ver oğul" dedi paraya muhtaç değildim Hatta onlardan bile zenginim ama bunu bilmelerine gerek yoktu Dedemin sözü ne kadar geçse bile babaannemin sözleri daha çok evde geçerdi İzin alınmıştı hemen yola çıkmak istiyordum - 3 Saat Sonra - Herşey hazırdı hemen valizi alıp konağın girişine gelmiş olan taksiye bindim Bozoğlu sülalesi hayatınızdan sonsuza kadar çıkıyorum Taksici valizi arkaya koymuştu bende arka koltuğa oturup akıp giden yolu izledim Seyit piçi bana hemen bilet bulmuştu benden hepsi hemen kurtulmak istiyordu Üvey babam denen piçin servetine konacaklardı Bok konarsınız şu an mallarının yarısından fazlası bana aitti Babaannemlerin sıkıntılı bir döneminde bir mallarını Kızıl Gölge olarak almıştım Bu bilmiyorlar ama ellerinde tüm kaynaklar bana aitti İsteğim zaman isteğim şekilde kullana bilirdim. Şu an tek isteğim bir süre kafa dinlemekti Ondan sonra ne yapacağıma karar verirdim Hava alanına gelmem ile taksiden inip parayı ödedim valizi alıp tabelaları ve haber verilen sese uyarak uçağa gelmiştim Valizi üst bölmeye koyduktan sonra cam kenarına oturmuştum kulaklığımı zaten çoktan takmıştım Yanıma birisi oturdu ama pek önemsemedim. Erkek olduğunu anlamıştım biraz gerilsem bile bunca insan içinde bana bir şey yapamazdı dimi? Gözlerimi dışarıya vermiştim o tarafa hiç bakmamıştım bir süre sonra uçak havalanmaya başlarken kolumu tutup sıkması ile kaşlarımı çatarak ona baktım Onur Parlak? Onun ne işi var burada? Uçaktan mı korkuyor bu? Lânet olsun beni tanımaz dimi? Efe ile aynı sınıfta sanmıyorum bana baktığını görmedim kafamı eğip saçlarım yüzümü kapatmasını sağladım Bir süre sonra kolumu bırakması ile hızla kalkıp yüzümü göstermeden uzaklaşıp başka boş bir koltuğa oturdum Ucuz atlattım. İstanbul'da karşılaşma oranımız düşük olsa bile karşılaşa bilirdik En iyisi peruk farklı göz lensler ve dinlendirici bir gözlükle kendimi gizlerdim … Saatler sonra İstanbul'a gelmiştim herkes inince bende indim. Onur'u aileden birisi almak için illaki gelecektir diye düşünüyorum İşlemleri hallettikten sonra hemen çıkışa doğru giderken bile kafamı eğmiştim beni görme ihtimali düşmeliydi Bir taksiye doğru yürüdüm. O sırada Çağrı ve Sinem'i gördüm onlar ise daha yeni gelmiş olmalıydı kapıdan çıkınca görmemiştim Kapıya bakıyorlardı. Onur'u almaya gelmişlerdi Ben hızla taksiye binip oradan uzaklaştım -2 Hafta Sonra - Günlerce onları uzaktan izledim. Sarı bir peruk mavi lens gözler ve dinlendirici bir gözlükle Şifa Arslan olmuştum Evet yeni bir de kimliğe bürünmüştüm İstanbul'da sadece bir restoran'tım vardı ve ben buraya sürekli gelerek işleri yürütüyordum 17 yaşında hem sürekli diğerlerini izleyipte aynı zamanda da işlerle ilgilenmem ne kadar zor olsa bile ben bunu zevkle yapıyordum Şu an ise Efe , Onur ve bilmediğim daha doğrusu önemsemediğim bir kaç kişi ile karşı takıma karşı karşıya idiler Basketbol oynuyorlardı telefonu çıkarıp kısa bir video çekip Efe'ye gönderdim Efe ile son 2 haftada arkadaş olmuştuk Kızıl domates olarak biliyordu ama ben sarı civciv olmuştum Kızıl Gölge :* Video* Kızıl Gölge : Basketbol ha yakışmış sana unutma terli terli soğuk su içme hasta olursun Telefonu kapatıp cebime koydum çantamı sırtıma geçirip ilerlemeye başladım Maçları bitmişti. Efe telefonu yeni almıştı vereceği tepkiyi yan gözle izliyordum Efe birden sahadan çıkıp etrafına bakındı her tarafta birisini aradı o sırada telefona bildirim geldi Efe : Hemen kaçtın mı? Benden neden kaçıyorsun Kızıl domates Kızıl Gölge : Efe soru isteğin kadar sora bilirsin ama cevabı yok Efe : Seni anlamıyorum benden ne istiyorsun? Kızıl Gölge : Senden bir şey istemiyorum Efe kendine iyi bakman yeterli Efe : Beni tanıyorsun değil mi? Seni bulacağım kızıl domates! Kızıl Gölge : Bol şans o zaman Telefonu kapatıp cebime koydum. Hızla ilerlemeye başladım Efe ile gülmeye başlamıştım ama son günlerde benim kim olduğumu merak ediyordu Ve araştırmıştım Efe küçüklüğünden beri sık sık kalp doktoruna gitmiş ama hiç bir sonuç bulamamıştı Şu ikiz bağsı vardı İki gün önce kalbimin ağrıması ile hemen Efe'yi aramıştım ama defalarca aramama rağmen açmadı Aramalarımı görüp geri dönüş yapmıştı. Ben ise ona bir şey mi oldu korkusu ile evin olduğu sokağa kadar gelmiştim Kuzeni ile kavga etmişlerdi bu yüzden canı hala acıdığını söylemişti Ben hissediyordum acısı vardı O gün o sokaktan eve geri dönmüştüm Neyse ki şu an daha iyiydi Çok değişmiştim 2 haftada ona çok bağlanmıştım Seni kimse sevemez! Anla şunu artık! Güvenme o da bize zarar verecek! Diyen iç sesim ile derin bir nefes alıp verdim burnumun ucuna düşen gözlüğü düzelttim Orijinal hesabındaki tüm fotoğrafları kaldırmıştım tesadüf eseri bile olsun beni görsün istemiyorum Boynumdaki kulaklığı kulaklarıma takıp müzik listemdeki müzikleri dinlemeye başladım Nereye gidiyorum bilmiyorum sadece gidiyorum işte Ne önemi var ki? Benim kimsem yoktu hep yalnızdım hepte öyle olacağım Mutluluk bir gün yanlışlıkla bile bana gelmezdi Ben kapıyı açmış mutluluğu beklerken acılar içeriye daldı kapıyı kapatma fırsatım bile bulamadım Yaşamak ne demek? Ben yapamıyorum ben hiç yaşamadım Sokaklarda ilerliyordum. Belki de aynı sokaklar değiller ama sokak aokaktır benim hayatımın en acılı günleri sokaklarda geçmişti Paris halkı bilse 17 yaşında genç bir kızın en çok aranan bir suçlu olduğunu ne derdi dünya bilse ne derdi Zeki mi? Yoksa Hırsız mı? Evet hırsızım! Benden çalınanların karşılığında kötülerin parasını çalıyorum O paraların çoğunu yetimhanelere ve huzur evlerine filan veriyordum Kızıl Gölge Paris'in en çok aranan hırsızı olarak bilinirdi Yani ben Benim erkek olduğumu 25 yaşlarında filan olduğumu sanırdı polisler Bir kız ve daha ergen olduğumu bilmiyorlardı Ses değitirme yeteneğim sayesinde sürekli onları yanıltırdım Şu an Türkiye'de de aynı şeye devam ediyordum Türkiye yavaş yavaş kim olduğumu öğrenecekti Peşime çoktan özel harekat polisi düşmüştü Pekde umrumda değildi beni bulamazlardı. İstedikleri kadar araştırma yapsınlar Kafamı kaldırıp etrafıma bakındım sahile gelmiştim gözlüğü çıkarıp çantama koydum Sahilde çok insan yoktu kış geliyordu insanlar artık gelmezdi Suyun gelmediği bir yere oturup çantamı yanıma koydum. Masmavi denize baktım Çok güzeldi gökyüzüne baktım yağmur bulutları toplanıyordu sabah güneşli olan hava şu an bulutlu olmuştu Geri denize baktım güzelliğinden bir şey kaybetmemişti Kulağımda bilmem hangi Türk sanatçının şarkısı çalarken denizi izlemek çok güzeldi Acılarımı versem içine alır mısın deniz? Ben taşıyamıyorum artık lütfen al artık Ölmek istiyorum neden sürekli şöyle yapsam ölür müyüm düşüncesi var? Neden bu kadar kötü bir hayatım var? Sinem Parlak o kızı araştırmıştım Narin ve çok kırılgan bir şeydi. O bunlarla baş edemezdi dimi? Bu yüzden ben onun yeeine baş ettim belki de Mutlular Onları sadece uzaktan izleyeceksin! Yaklaşmak yok sevgi yok güven yok! Dedi iç sesim unutmam için İnsan geldiği yeri unutmazdı. Ben asla geçmişimi unutamazdım unutmayı çok isterdim ama olanları unutursam zayıf ve güçsüz bir kız çocuğu olurdum Gözlerimi kapatıp denizin kokusunu içime çektim. " Hiç sadece bir hiçiz"diye mırıldandım Elime düşen ıslaklıkla gözlerimi açıp elime baktım sonra da gökyüzüne Yağmur başlıyordu Çantam su geçirmezdi bu yüzden sorun yoktu Islanmak iyi gele bilirdi ben hep kendime gelebilmek için saatlerce soğuk suyun altında beklerdim Soğuğa alışkınım sokaklarda soğuğu iliklerime kadar hissetirdim Yağmur aniden şiddetli yağmaya başladı. Ben sırılsıklam oluyordum umrumda bile değildi Peruk olan saçlarımın içinden yaşlar geçmiş gerçek saçlarımı ıslatıyordu Ben ise sadece karşıya denize bakıyordum. Dakikalar içinde ıslanmadık yerim kalmamıştı Üzerime tutulan şemsiye ile kafamı kaldırıp önce siyah şemsiyeye sonra onu tutana baktım Siyah saçlı uzun boylu siyah gözlü yapılı vücudu ve sert yüz ifadesi vardı İnsanlara yük olmayı sevmiyorum Bir zamanlar çok yardım isterken sesimi kimse duymamıştı. Bir kız öldükten sonra adalet diye bağırmak ne işe yarıyordu? Bana şemsiyeyi tutan kişiden bakışlarımı çekip yan tarafımdaki çantamı alıp ayağa kalktım Üzerime gelmiş olan toprağa biraz temizledim ama daha berbat olduğum zamanlarda olmuştu insanların dediklerini önemsemezdim Hızlı adımlarla sahilden çıkışa doğru yürüdüm. Bana şemsiye tutan çocuğa ne oldu bilmiyorum ama ben yağmuru severdim Yağmur yüzünden herkes başını eğerken ben dik tutup yürümeye devam ederdim Dilenmek ne demek bilir misiniz? Zorbalığa maruz kalmak ne demek peki? Hiç günlerce aç kaldınız mı? Hepsini yaşamıştım. Bunların hepsi en hafif olan acılarımdı Çocuk ne demek? Ben bilmiyorum! - 2 Gün Sonra - Şu an restoranta oturmuş uzaktan Parlak ailesini izliyordum Bugün Sinem'in doğum günüydü tesadüfe bakın ki ailecek benim restoranta gelmişlerdi Buradan sonra ise büyük salonda doğum günü kutlaması yapılacaktı önce ailecek kutluyorlardı Bugün benimde Efe'nin de doğum günüydü. Efe doğum günü kutlaması yapmazdı hatta pek önemsemiyordu ailesiyle sadece kutluyordu Ben Parlak ailesini izlerken Efe'ye sipariş ettiğim oyun seti çoktan ona ulaşmış olmalıydı Efe son günlerde deli gibi beni araştırıyordu Ama bir sonuç bulamıyordu Telefonuma gelen bildirimler ile Efe'nin yazdığını anladım Ondan başka kimsem yoktu şu an Telefonu açıp mesajlara girdim Efe : Kızıl domates Sağol! İyiki varsın! Kızıl Gölge : Doğum günün kutlu olsun Efe : Teşekkürler Kızıl Gölge : Hediyemi sevmene sevindim Efe : Sevinmemek elde değil sen bunu nereden biliyorsun? Kızıl Gölge : Yine cevapsız kalacak bir soru daha Efe : Kim olduğunu bilmiyorum ama seninle konuşmak bana iyi geliyor sağol kızıl domates Kızıl Gölge : Rica ederim havuç kafa Telefonu kapatıp Parlak ailesine baktım Onur ve Efe ne kadar arkadaş olsalar bile okul dışında görüşmezlerdi Aram Sinem'e pahalı bir takı seti almıştı Sinem takılara bayılıyordu Oğulcan ise en sevdiği çikolataları kalp şeklinde yaptırıp içine ikisinin bir fotoğrafını altın çerçeve yaptırmıştı Tolga ise güzel bir elbise almıştı Çağrı polis olmak isteyen Sinem'e polis ünü forması almıştı Onur ise Sinem en sevdiği bilgisayar oyununun yeni serisini almıştı Banu hanım ise kızına bir bez bebek almıştı Sinem bez bebekleri çok severdi hatta evlerinde sadece bir oda onun oyuncakları ile doluydu çoğu da bez bebekti Benim bir tek oyuncağım bile olmamış iken bir oda dolusu oyuncağı vardı Kıskanmıyorum Ne bileyim üzülüyorum işte ben ailem sandığım insanların bana yaptığı eziyetlerle büyümüştüm Ah yanlış oldu büyümedim öldüm Bebekler degişmeseydi belki de şu an ben Sinem gibi mutlu olacaktım Sinem ailesinin sevgisini alıyordu ailede ona sevgiyi veriyordu kimse gerçeği bilmiyordu Bu yüzden kıskanma hakkım yoktu Benim kaderimde vardı sevgisizlik benim hayatımda vardı yanlızlık Adem bey ise kızına bir araba almıştı garajda duracaktı ehliyet alınca kullana bileceğini söylemişti Onlara arada bakıyordum seslerini ise masanın altına yerleştirmiş olan cihaz sayesinde kulaklığımla duyuyordum Çok mutlulardı Sinem'in en sevdiği pasta Çikolatalı pastaydı Benim alerjim olan pasta Ayağa kalkıp eşyalarımı toplayıp oradan ayrılıp içeriye girdim Onlar balkonda idi Bilmiyorum sadece düşünmeden edemiyorum gerçekler ortaya çıkınca beni severler miydi? Sen hırsızsın! O kız melek gibi senin gibi mi ha söyle bana?! diye haykırdı iç sesim Haklıydı ben onlara layık değilim Sinem onların kızı olmak için doğmuştu Benim gibi bir hırsızla ne işleri olurdu benim gibi bir ezikle işleri olmazdı Odama girip eşyalarımı masaya koydum kulaklığı çıkarıp masaya bıraktım cama doğru yürüdüm pencereyi açıp içeriye temiz havanın girmesini sağladım Aniden kapım açılması ile oraya baktım Elif gelmişti bura çalışandı Elif " Efendim hemen gelmeniz lazım acil bir durum demesi ile hemen peşine düşmüştüm Yüksek sesler yoktu ama taki bir anda bir adamın yumruk yemesi üzerine bir masaya düşmesi ile yüksek ses insanların çığlığı yüzünden kulağım çınlıyordu Canım yanıyordu ellerim ile kapatıp sesi azaltmaya çalıştım Seslerin azalması ile kulaklarım eski haline gelmişti Önüme baktığımda kırılmış masa ile yere düşmüş baygın bir adam Kafamı kaldırıp yan tarafa bakınca Aram Parlak ile karşılaştım. Öfkeyliydi boynundaki damarlar net bir şekilde gözüküyordu Eli hala yumruk hâlinde idi gözleri baygın adamda idi Parlak ailesinin diğer üyeleri de gelmişti Ne olduğunu bilmiyorum ama eminim haksız yere olmadığı idi Adem " Aram noluyor oğlum?" Bizim bir çalışandı yerdeki adam onlara hizmet edenlerden birisiydi sorun neydi? Aram " Bu piç Sinem'in bacaklarının resmini çekti" dedi hala öfkeli bir şekilde Hemen yerde yatan adamın ceplerine baktım Telefonu bulunca açtım ama şifresi vardı şifre kırmak çok kolaydı benim için saniyeler içinde kırdım Galeriden resimlere baktım gerçekten de çekmişti hatta başka masaları da Sinem'in fotoğrafları silip telefonu Elif'e uzattım " Bunu polise verin bir daha da böyle bir olay istemiyorum! " Elif telefonu alıp başını sallayarak onayladı beni Geri aileye döndüm. " Kusura bakmayın. Elif tüm masraflar bizden" diyip arkamı dönüp gitmeye başladım Oğulcan'ın sesiyle durdum Oğulcan " Böyle kolay kurtulamazsınız" demesi ile ona döndüm " Dava açabilirsiniz ama bu sorunla benim bir alakam yok insanların içini göremiyorum Mağlesef " diye cevap verip geri odama doğru ilerledim duyduğum güçlü sesle kulaklarım çınlaması ile allerimle kulaklarımı kapattım Bir şey sertçe atılmıştı ve gürültülü bir şekilde kırılmıştı Kulağımdaki çınlama kesilince arkama baktım Aram büyük vazoyu duvara sıkmıştı Sinir kontrolü olduğunu biliyordum bu yüzden yaptığına eminim " Şu vazoyu da at tek başına kalmasın yazıktır" dedim alayla Kırmızı vazoyu gösterek Aram sinirle onu alması ile hemen kulaklarımı kapattım Yine de ses gelmişti Şu an aşırı derecede kulaklarım ağrıyordu yüksek sesleri sevmiyordum Ellerimi çekmeme rağmen hala çınlama vardı Elif " Efendim iyi misiniz?" Demesini boğuk bir şekilde duymuştum Elimi kaldırıp susturdum " Kulaklığı getir çıkacağım sabaha herşeyi yerli yerinde görmek istiyorum bu gece mesai yap yarın izinlisin" dedi İtiraz istemez bir şekilde demiştim odama koşup kulaklığı getirdi ama hala çınlayan kulağıma arada gidiyordu elim Can yakıcı bir durumdu Bak çok farklısınız onlar sadece zarar verir bize demişti acımasızca Haklıydı
~ Bölüm Sonu ~ |
0% |