Yeni Üyelik
5.
Bölüm

05 : İkiz Kiraz

@x1hayat1w

Hastaneye gelmiştim lanet olası o adama katlanmak zorunda idim

Şu an ise odada herkesin beni beklediğini biliyorum. Birazcık geç kalmıştım

Yani 10 dakika da beklesinler değil mi?

Neden geç kaldığıma glirsek lanet olası asansör bozulmuş bende dört katı da medivenlerinden çıkıyorum her üç basamakta üç saniye bekleme takıntım yüzünden geç kalmıştım

En saçma takıntım buydu bunu bırakmayı çok istiyorum doğrusu

Ve sonunda basamaklar bitti

Derin bir nefes alıp hızla doktorun odasına doğru yürüdüm

Kapıyı çaldım içeriden gelen gel komutu ile içeriye girdim

Şaşkın olduklarını söylemek isterdim ama herkes normaldi kapıyı kapatıp

Emmim denen pisliğin yanındaki boş koltuğa oturdum

Doktor bir şeyler zırvaladı yalanlara karnım tok olduğu için sadece Efe'ye bakmıştım zaten o bana bakıyordu

En sonunda kanları vermeye gitmişti büyükler gözüm o zaman Sinem'e kaydı sürekli Efe'nin elini tutuyordu kaşlarımı çatarak ona baktım

Normal giyinmişti. Kafasını ise Onur'un omuzuna yaslanmıştı

Kızı sevmiyorum değil sadece Efe'ye bu kadar yakın olmasına katlanmıyordum

İlk Sinem oturdu sedyeye kanı vermek için

Doktor kanı aldıktan sonra Efe geçti

Efe'den de kan alınınca ben geçtim elimdeki sargıya baktı hemşire

-" isterseniz önce eline bakalım sonra kan alalım "

" İstemiyorum kanı alın " dedim normal bir şekilde

Hemşire kafasını sallayıp beni onayladı

Benim kanı da alınca odadan çıktık

Sonuçlar normal bir haftaya çıksa bile bize iki güne gelecekmiş

Seyit " Diyorum ki öğlen yemeğine çıkalım hem birbirimizi tanırız"

Efe " Bana uyar" dedi ailesi gelmemişti zaten gelmelerine gerek yoktu

Banu " Bizim için uygun" diye onayladı herkes bana bakması ile ' Ne var?' bakışımı attım

Seyit " Yara sende bizimle gelirsin bence " dedi tehditkar bir şekilde

Bana yine yara diye seslenmesi ile hala sargılı olan elimi yumruk yaptım

" Tabi Emmicim " dedim yalandan gülümseyerek

Hızlı adımlarla merdivenlere doğru ilerledim

Hadi ama yine öyle inmek zorunda mıyım?

Koltuklardan kaya bilirdim böyle daha kolaydı

Herkes önden inerken ben merdivenlerin başında öylece baktım

Seyit emmim bana sırıttı korkuluğa yan oturup kaydım. Efe bana bakıp gülümsedi

Tüm merdivenleri aynı şekilde indim

Hastaneden çıktıktan sonra herkes arabalara doğru gidiyordu

Neyse ki ehliyet almıştım moturuma doğru ilerleyip bindim

Efe bana doğru gelmesi ile elime almış olduğum kaskı takmadan gözlerimi kısarak ona baktım

Efe " Selam Efe ben beni de atar mısın?" Dedi elini uzatarak

Beni tanımamasına sevindim

" Memnun oldum Efe Şifa bende " dedim elini tutup sıktım

Elimi geri çekip kaskı kafasına geçirdim

" Şunu iyice tak Efe ondan sonra arkama geçe bilirsin" dedim normal bir şekilde

Efe hafif kıkırdadı sonra kaskı düzgünce takıp arkama bindi az önce giden arabalara yetişmek için hızla sürdüm

Efe korkmuş olmalı belime sarıldı

Efe " Fazla hızlısın elinde yaralı biraz yavaşla" dedi

Biraz yavaşladım kısa süre sonra benim restoranta gelmiştik

Restorantın önüne durduk Efe inip kaskı çıkarıp bana verdi bende inip kaskı motora koydum

Bizden önce çıkan arabalar bizden sonra gelmişti

" Hadi içeriye geçelim" dedim Efe'ye bakarak

Efe kafasını sallayıp beni onayladı. Efe ve beraber içeriye doğru yürüdük

İçeriye girmem ile Elif hemen yanıma gelmişti

Elif " Hoşgeldiniz efendim"

" Hoşbulduk balkondayız" diyip balkona doğru yürüdüm

Efe ile balkondaki büyük masaya geçtik

Efe " Burası seninmiş "

Karşımda oturan Efe'ye baktım

" Evet benim "

Efe " Seni daha önce hiç görmedim " dedi düşünür gibi

" Olabilir " dedim normal bir şekilde

O sırada diğerleri masaya doğru geliyordu yan tarafıma Onur oturmuştu köşe kısmında olduğum için tek sağ yanım boştu oraya da Onur oturmuştu

Sinem Efe'nin yanına geçmişti

Diğerleri de boş yerlere oturdu

Adem " Merak ediyorum da ne iş yapıyorsunuz?"

Seyit" Paris'te iken böyle bir restorantı işletiyordum abim ve karısının ölümünden sonra Mardin'e dönmüştüm orada da babamın bıraktığı işleri yapıyordum peki ya siz? " Dedi merakla

Pislik adam zengin olduklarını anlayınca hemen onlara yaklaşıyordu

Adem bey cevap vereceği an konuştum

" Emmicim sana ne?! Yemeğini ye sen hep eşin ve çocukların seni merak ediyordur sen bir onlarla konuş " bana sinirle döndü

Seyit" Yara büyükler konuşurken küçükler konuşmaz "

Sinem" Abiniz nasıl öldü?"

Seyit" Trafik kazası " dedi biraz gergin bir şekilde ona gözlerimi dikmiş her hareketini izliyordum

Nedense bunun bir kaza olmadığını düşünüyordum eminim bu işte bir iş vardı

Onur " Anne abimler de buraya geleceklermiş"

Banu " Gelsin oğlum" dedi nazik bir şekilde

Bir garsonu çağırdım herkes sipariş verdi

Efe " Ben çok aç değilim sadece havuçlu kek ve çikolatalı pasta yanında limonata istiyorum"

" Bana her zamankiden getirin " dedim normal bir şekilde

Herkes sohbet ederken garsonlar yemekleri getirdiler

Ben önüme gelen havuçlu keki yemeye başladım yanına da kahve içiyordum

Bir süre herkes sohbet ederken abiler de gelmişti

Aram hemen Efe'nin yanına gelip onu kaldırıp kendisi Sinem'in yanına oturdu diğer yanına da Tolga oturmuştu

Efe " Hey hala benden mi kıskanıyorsunuz lan! Ben kardeşiniz çıktım hala aynı tavırlar" söylene söylene

Çağrı " Efe kardeşimiz çıkmış olsan bile Sinem bizim biricik kız kardeşimiştir " dedi

Seni kimse sevmeyecek sen sevilmeyi hak etmiyorsun! Dedi sesim

Haklıydı ayağa kalkıp sandalyeyi çektim

" Buyur otur Efe zaten fazla vaktim yok işlerim var" dedim yaralı elimle kahveyi alıp içeriye doğru yürüdüm

Direk odama geçtim. Bir çok işim varken neden böyle boş şeylerle uğraşıyorum ki

 

- 2 Gün Sonra -

Hastaneye gelmiştik yine sonuçları biliyordum

Bu iki gün boyunca sürekli benim restoranta gelmişlerdi sürekli sabah akşam yanımdaydılar

Sürekli beni de masalarına çağırsalar bile kabul etmemiştim Efe için bir kaç kez yanlarına gittim ama sürekli Sinem'le ilgilenen abiler ve sürekli onu övmeleri beni görmezden gelmeleri sinirimi bozmuştu

Tamam kardeşiniz olarak görmeyin görün diyende yokta bari bir insan olarak görselerdi

Şu an da DNA testinin sonuçlarını söyleniyordu

Bildiğim şeyleri dinlemiyordum

En azından hastanenin asansörü tamir edinmişti

Herkes pek şaşkın değildi

Seyit " Sinem sende istersen yeğenim benimle Mardin'e gelir misin?" Dedi nazik bir şekilde

Sinem ise daha çok Onur'a sarıldı

Sinem " Ben gitmek istemiyorum" dedi kısık bir şekilde

" Kız gitmek istemiyor zorlama 18 yaşında zaten sende defol git işin bitti"

Seyit " Yara ! Sinem'in ailesinden kalan mirası alması lazım yani senin o mirası ona vermen lazım"

" Ee ben veririm sen ne işsin o paradaki gözünü çek bu kızı kandırmana izin verecek değilim!" Dedim sinirle

Seyit" Ne saçmalıyorsun sen !?" Dedi öfkeyle

Omuz kaldırıp indirdim

" Bence sen beni anladın üvey Emmicim beni zorlama bu kıza da bulaşma yoksa başına bela olurum " diyip odadan çıktım

Asansöre doğru yürürken arkamadan kapının açılıp kapanma sesi geldi. Düğmeye basıp asansörün gelmesini bekledim

Efe " içeride ne demeye çalıştın?" Diye sordu ben de ona baktım

Şu ana kadar beni gören sadece Efe'ydi

" O piçi sizden iyi tanıyorum böyle iyi birisi olduğuna kanma paranız için böyle yapıyor Sinem'i ondan uzak tut fazla saf bir kıza benziyor sevgilinin yanına dön Havuç Kafa " asansöre bindim kapıları kapanırken bana şaşkınca bakıyordu Efe

Telefonuma gelen bildirimler ile telefona baktım

Havuç Kafa : Şifa Sen misin?

Şifa : Sen ne kadar zekisin böyle havuç Kafa

Havuç Kafa : Neden daha önce karşıma çıkmadın?

Şifa : Başka zaman konuşuruz Efe git Sinem'i koru bende o piçi Mardin'e göndermem lazım zaten

Havuç Kafa : Ne yapacaksın?

Şifa : Sonra anlatırım

Havuç Kafa : Ne zamandan beri biliyordun ikiz olduğumuzu?

Şifa : Öğleden sonra 2'de gel sana her şeyi anlatacağım

Telefonu kapatıp cebime koydum

Hızlı kavradı ve zekiydi en az benim kadar

Aslında bir umutla tüm gün telefonuma baktım

Ne bileyim beni görürler kızları olduğum için yemeğe çağırırlar yada onlarda filan kalmamı isterler diye bir umutla tüm gün bekledim

Ne bir telefon geldi ne de bir kişi geldi

Tüm gün restoranta bir umut bekledim

Ne gelen vardı ne de giden

Yine umutlarım tek tek yok olmuştu

Saat iki gibi Efe geldi ben ise sabahtan beri telefona bakıyordum sık sık şu an benim odamdayız Efe gelmeden önce onun için hazırlatmış olduğum keki ve pastayı yiyordu ben ise onun bu halini izliyordum

Efe " Bu havuçlu kek favorim" dedi

" Benimde un ve sütü getirim en iyisi bana kalmadı kafana dökeriz yenisi olur" dedim gülerek bana göz devirdi

Efe " Şu yapmayı kes ya hem sen bana herşeyi anlat bakalım" demesi ile derin bir nefes alıp verdim sonra olanları anlattım

Tabi ki de sadece karışıklığı fark ettiğimi herkes hayatında mutlu diye bir şey yapmadığımı söyledim

Efe " Anladım sende haklısın insanların hayatını mahvetmek istemedin benim hakkımdaki onca şeyi nasıl bildin?"

" Meslek sırrı canım söylemiyoruz"

Efe " Peki" diyip bitirdiği kekin tabağını bırakıp pastayı aldı onu yemeye başladı

Efe " İster misin?" Dedi çatalla bana biraz uzatarak

Hafif kıkırdadım

" Çikolataya alerjim var"

Efe " He lan ben unutmuşum Kusura bakma"

" Sorun değil" dedim geriye yaslanıp onu izleyerek

Gözlerim geri telefona takıldı. Ne bir mesaj ne de bir arama vardı

Onların zaten bir kızları var sana ihtiyaçları yok!

Haklısın

Efe'nin telefonu çalması ile ona baktım

Efe " Sinem" dedi bana bakıp kim olduğunu merak edeceğimi düşünmüş olmalı

Telefonu açıp konuşmaya başladı

Efe " Efendim benim dünyalar güzeli sevgilim" dedi neşeyle

Onu mutlu görmek bana yetiyordu

Efe " Tabi ki de geleceğim! Hatta ben senin odana taşınsam daha iyi olmaz mı?"

Efe kahkaha attı ne konuştuklarını bilmiyorum ama anladığım kadarıyla Efe'yi yanlarına çağırıyorlardı

Efe " Tamam güzelim geliyorum görüşürüz " diyip telefonu kapattı

Bana döndü

" Gitmen lazım değil mi? Yarın görüşürüz git sen "

Efe " Tamam görüşürüz " diyip hemen ayağa kalkıp hızla çıkıp gitmişti

Telefona baktım. Hala umut ediyordum

Neye umut ediyorum ki? Şu ana denk sadece Efe beni sevdi koskaca dünyada ilk kez birisi beni sevdi o da ikizimdi

Bir ailemi istiyorum?

Evet istiyorum sevgiye aç bir kız var içimde

Saatler akıp giderken akşam olmuştu hala bir kişinin bile telefon etmemesi üzerine bilgisayarı açıp Parlak ailesinin kamera sistemine girdim

Hepsi bahçede idi Efe'nin ailesiyle Efe de vardı. Ne konuşuyorlardı bilmiyorum ama hepsi çok mutluydu

Benim öz annem Sinem'in saçlarını okşuyordu.

Tüm abiler hatta Onur bile Sinem'i Efe'den kıskanıyordu

Sinem bu kadar değerli demek.

Kimseden bir şey beklemiyorum aslında sadece içimdeki o kız çocuğu bekliyordu

Çektiği acılarını geçirmek istiyordu ilaç arıyordu kendisine

Ama ilaç yoktu

Sinem'i kıskanıyor musun? Masum güzel ve saf bir kızı kıskanıyor musun?

Senin gibi hırsızı sevmelerini gerçekten bekledin mi?!

İç sesim yine acımasızca vuruyordu herşeyi yüzüme

Daha fazla izlemeyip bilgisayarı kapattım

O sırada telefonuma bildirim geldi

Havuç Kafa : Şifa iyi misin? Kalbim hafif ağrıyor bu acaba ikiz bağı yüzünden mi? İkiz bağımız var mı?

Şifa : İyiyim ben ve bilmiyorum

Havuç Kafa : Eskiden çok ağrıyordu büyüdükçe hafifledi arada ağrıyor ama çok az doktorlar kalbimin iyi olduğunu söylüyor sebebi ne o zaman?

Şifa : Bilmiyorum Efe ben doktor değilim!

Havuç Kafa : Sinirli gibisin sorun ne?

Şifa : Efe işlerim var sonra yazarım

Havuç Kafa : Peki ikiz kiraz

Şifa : İkiz kiraz?

Havuç Kafa : Kirazlar gibi kırmızı saçların var ikizimde olduğuna göre artık ikiz kiraz diyeceğim sana

Şifa : Öyle mi? Peki

Havuç Kafa : Neyse görüşürüz o zaman

Şifa : Görüşürüz

Saniyeler içinde beni mutlu etmişti bunu nasıl başarıyor bilmiyorum ama beni kolayca sakinleştiriyor

Telefonu kapatıp cebime koyup odamdan çıktım. Restoranta herşey yolundaydı kahve aldım elim şu an daha iyiydi

Balkona çıkıp gece manzarasını izledim. Deniz'in gece görüntüsü çok güzeldi şehrin manzarası çok güzeldi

Ayakta balkonun korkuluklarına yaslanmış keyifle bu manzaranın keyfini çıkarıyordum

Yüksek seslere karşı hala boynumda kulaklığım vardı. Normal birisi değildim belki de bu yüzden beni de yanlarında istemediler

Anneler ve babalar çocuklarını severdi dimi?

Ne saçmalıyorum ben ya üvey ailem beni öz kızları sanırken bile beni sevmemiş iken yabancılardan sevgi beklemek ne demek be!

Kendime kızıyorum beni kimsenin sevmeyeceği bilerek umut etmeme kızıyorum üzerine üzülüp beni tek seven Efe'nin canını yakmıştım

Birden birisinin bana çarpması ile dengemi kaybedip yere düştüm elimdeki kupa yere sertçe düşmesi ile aniden çıkan yüksek sesle kulaklarım çınladı

-" Hanımefendi iyi misiniz? Kusura bakmayın dalgındım sizi görmedim" dedi birisi

-" Burak bırak şu sürtüğü hadi gidelim" dedi başkası sert bir şekilde kafamı kaldırıp ikisine de baktım

Birisi hafif eğilmiş bana bakıyordu diğeri ise bana üsten üsten bakıyordu

Bu şey değil mi?Olkan Kansız! Ondan gözlerimi çekip diğer adama baktım Burak demişti demi?

" İyiyim sorun yok"diyip ayağa kalktım

Sargıdaki elimin kanadığı görünce bıkkınca bir nefes verdim

Burak " Eliniz kanıyor" dedi elime bakarak

Geri o adama baktım. Olkan kadar acımasız değildi Buarak ama içindeki canavarı biliyorum Olkan tek değer verdiği arkadaşı Burak Deniz idi

" Sorun yok" dedim normal bir şekilde

Elimin kanaması bile umrumda değildi

Hızlı adımlarla yanlarından ayrıldım aynı zamanda ise sargıyı çözüyordum

Balkonun kapının yanındaki çöpe çözdüğüm sargıyı atıp içeriye girdim

Elif'ten ilk yardım çantasını istedim hemen getirdi

Elime pansuman yaparken onu balkona gönderdim. Orasınında temizlenmesi lazımdı

Pansuman bittince telef olan kahvemin yerine bir kahve aldım geri balkona çıktım geri yerime geçip manzarayı izledim

Elim o çokta ağrımıyordu. Yine de hemen iyileşmesi için onu kullanmadım

Hani insan izleniyor gibi hissedip etrafına bakar ya bende durduk yere öyle hissetmiştim etrafıma bakındım ama kimse bana bakmıyordu

Gözlerim Olkan Kansız'ın oturduğu masada kaldı Burak ona heyecanla bir şeyler anlatıyordu

Suratsız mendebur ona öküze bakar gibi bakıyordu

Burak'a Allah sabır versin yani birisi karşımda öyle bana bomboş baksa kesin dalarım

Onlardan gözümü çekip geri manzarayı izlemeye başladım bildirim sesiyle telefonu cebimden çıkarıp baktım

Efe yazmıştı

Havuç Kafa : Şifa hala restoranta mısın?

Şifa : Evet de neden sordun?

Havuç Kafa : Sinem'in canı çikolatalı pasta çekmiş konum atsam acilen gönderir misin?

Şifa : Sen neredesin ki?

Bilmiyormuş gibi sorduğuma bak be!

Havuç Kafa : Sinem'lerin evindeyim

Şifa : Tamam sen konum at ben gönderirim

Havuç Kafa : * Konum*

Havuç Kafa : Sağol İkiz kiraz

Şifa : Ne demek her zaman havuç Kafa

Telefonu kapatıp cebime koydum kahveyi alıp içeriye girdim

Elif'e adresi verip hemen pasta göndermesini söyledim

Ben de restorantan çıkıp motora binip eve sürdüm

 

 

~ Bölüm Sonu ~

Loading...
0%