@x1hayat1w
|
Olkan odunu beni eve getirdiğinde sabahın beşi idi Olkan Kansız bir insan olamaz sabah sabah onun suratsız yüzünü çekmiştim Ama yalan yok çok yakışıklıydı şerefsiz İnsanlara fazla değer vermişim herkes aynıymış demek ben onları iyi insanlar sanıyordum ama her insanın içinde var olan kötülük onlarda da vardı İç sesim haklıydı hem çok haklıydı Sinem varken beni sevmezlerdi Bir hırsızı kim sever ki? Günlerdi evde dinlenmiştim sık sık Efe ile konuşmuştum ne kadar yanıma gelmek istese de ben istememiştim Ailenin diğer üyelerini ise hiç sormamış neler olup bittiğini hiç bilmiyordum artık onları merak etmiyordum bile daha önce içimde olan o merak duygusu o Umut duygusu artık yoktur Ölen bir insan dirile bilir mi? Ölen bir çiçeği hayata döndürebilir miydik? Sanmıyorum Bir bedende ruh ölünce bedenin hayatta olmazsın ne işe yarar ki bomboş bakan gözler ne işimize yarar ki? Ölmüştüm ya da ölüme çok az kalmış ya da uçurumun ucunda bekliyordum kendimi öldürmek için bilmiyorum öldün mü ruhum öldü mü bilmiyorum Ama bildiğim bir şey varsa o da artık o umutlan hiçbir zaman geri gelmeyeceği ve tamamen toprağa verdiğimdi İnsanlar amaçsızca yaşamaz Aslında kendimi birkaç kez öldürmeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim Ben Kızıl Gölge idim elimde bu güç varken bu kadar yetenekliyken neden öleyim ki? Neden çocuklar öldürenleri cezalandırmak yerine öleyim ki? Zenginler her zaman güçsüzü ezmişti bu Kural eskiden beri aynıydı Her zaman güçlüler güçsüzleri ezmek zorunda mı? Peki bir gün o güç elinizden gidin gidince ne olacak güçsüz bir konuma düşünce ne olacaksınız siz ezileceksiniz bunu hiç düşündünüz mü? Belki bir gün o güçsüz dediğiniz kişiler güçlenecek ve sizi ezecekti İnsanlar her zaman aynı konumda olacağını düşünen aptal varlıklardır İnsan yeteneğini bulduktan sonra o yetenekte en güçlü siz olabilmeniz kendini geliştirirsen ve çok çabalarsan o zaman hiçbir zaman hiç kimse önünde engel olamaz İnsanlar savaşıyor her zaman ya da dışarıdaki dış dünyala yada içinizdeki kendinizle Hayır sen kendinle sürekli Savaş halindedir kazanmak için kendinizi bile kandırmak gerekir Ben öyle yaptım sürekli kandırdım Zenginlik nedir ? Güç nedir? Zenginim güçlüyüm ne yarar Bir gün bunların elimden gitmeyeceği ne malum? Günler geçiyor saatler dakikalar saniyeler geçiyor yaklaşıyordu Şifa'yı tanımamıştı Parlak ailesi ben de Şifa'nın kim olduğunu onlara göstermek istiyordum Ben Şifa Yara Bozoğlu 18 yaşında lise son sınıf olmama rağmen son derece zeki bir hackerdim şu ana kadar Paris'te ve birçok yerde aranan en büyük hacker suçlusuydum Türkiye'de çoktan namım salınmış polislerin çoktan aradığı ve en çok arananlar listesine girmiştim Ben yaralarım yüzünden bu haldeydim ben kötü olmayı seçmemiştim ben kötü olmaya zorlanmıştım Sokaktan büyüyen bir kızın iyi olmasın beklemeyin o tüm kötülükleri gömmüş ve tüm kötülükleri yaşamış iken ondan iyi olmasını beklemeyin dünyanın ne kadar kötü olduğunu görmüşken onun da iyi olmasını beklemeyin Belki bir hataydı belki de hatanın kendisiyim Kimsenin beni suçlama hakkı yoktu Çünkü yardım eli uzatanım yoktu. Ben acılar içinde iken bir kişinin dönüp bakmadığı biriydim şu an ise herkesin aradığı bir suçluydum Dönüp bakmadığınız kız Bir suçlu ve her yerde onu arıyorsunuz ne kadar ironik değil mi? Gizleniyordum çok iyi gizleniyordum beni bulabilmeniz için size bir fırsat vermiyordum Kim bilebilirdi ki ünlü bir kızın aranan bir suçlu olduğunu Kimse bilemez çünkü çok iyi gizleniyordum O kadar iyi gizleniyordum ki beni bulmaları geçtim benden şüphe etmelerine bile izin vermiyordum Hangi suçlu kendi parasını çalar ki? Paris'teyken yaptığın bir suç işleminde babamın yürüdüğü Daha doğrusu üvey babamın holdindeki paranın bir çoğunu çalmıştım Neredeyse iflas edecekti ve ben de zaten planım buydu iflas etmesiyle Daha doğrusu hisselerini hiç bilmediği görmediği Efsun Bota satmak zorunda kalmasıydı Planım işe yaramıştı en sonunda tüm holding benim üzerime geçmişti yani sahte kimlikteki Efsun Bota yani bana Tabii ki de buna çok uzun süre saklamadım elimde birçok aleyhlerine delil olduğu için üvey babamı tehdit etmiş ve sırrını saklatmıştım benim Kızıl Gölge olduğumu öğrendiğindeki yüz hali gerçekten unutulmazdı Türkiye'de ise Bozoğlu holding'in yıldönümünün partisi olacaktı İlk kez Türkiye'de kutlanan bu parti herkesin dikkatini çekmiş ve herkesi partiye çekmişti Tabii Türkiye'deki birçok şirkete gittiği gibi parlak ailesinin şirketine de bir davetiye gönderilmişti Gelip gelmeyeceklerini bilmem ama büyük ihtimalle böyle bir partiye geleceklerdi Bu yüzden günlerde evde parti ile ilgili çalışmalar yapmaktayım Bu büyük bir parti olacağı için güvenliği iyi bir şekilde seçmem lazımdı güvenlik önemliydi birçok önemli isim bulunacaktı bu partide Paris'te tek arkadaşım Mari idi O da bu partiye gelecekti eminim onunla güzel eğleneceğiz Günlerde bu parti için çabalıyor ve uğraşıyordum neredeyse her işime ara vermiştim Günlerde Efe ile çok fazla konuşmuyorum Hatta restoranta bile uğramıyordum Efe kaç kez yanıma gelmek istese de ben çok meşguldüm ve bunu ona söylemiştim Efe'yi tanıyorsan lunaparkta olanlardan sonra benden defalarca özür dilemeye falan çalışacaktı Ama ben bunu istemiyorum O geceyi anmmak bile istemiyorum O gece hiç yaşanmamış gibi davranıyordum Artık hayatında Parlak ailesi diye bir şey yoktu sadece ben vardım İçimdeki Kız ne kadar hala o ailenin olduğunu söylese de ben emindim ve artık kendimi işlerime verecektim Sadece bana söyledikleri kulaklığım yüzünden onu rezil ettim ilgili sözleri bu partide onlar yedirecektim Her insana zayıflıklar vardır benim de vardı Ben kendi isteğimle bu kulaklığı takmıyordum istesem ameliyat olurdum ama çok riskli bir ameliyat olduğu için olmayacaktım Kulaklık benim acılarımdan birisiydi bu kulaklığı takmak zorunda bırakılmıştım Buna sebep olanlar utanmazken Ben neden kulaklığı taktığım için utanmam lazım ki? Bir de bu konuda onları rezil ettim sözleri incitme işte beni ama kulaklıktan ne kadar iyi tanındığımı göreceklerdi
- Parti Gecesi - Parti alanını herkesten önce gelmiş ve üst katta son kontrolleri yapmaktaydım Saçlarını uyumlu kırmızı güzel dekoratif bir elbise giymiştim saçlarımı dağınık bir topuz yapmıştım gerçekten güzel gözüküyordu Mari 2 gün önce gelmiş ve bana parti ile ilgili bir yardım ediyordu İki gündür daha çok çalışıyorum ve çok yorulmuştum Ama buna değmişti Kapılar belirli bir süreden sonra kapanacaktı. Herkes bu süre içinde gelmek zorundaydı geç gelenlerse dışarıda kalacaktım Mağlesef Ben dakik ve düzenli bir iş insanıyım ve herkesin öyle olmasını beklemiyorum ama olmak zorundalar iş düzeni ister Kapıların kapanma süresinden sonra ayağa kalkıp boy aynasında kendime baktım son kez Çok iyiydim inebilirdim artık aşağıya Odamdan çıkıp merdivenlerin başında durdu herkesin gözü bendeydi normalde yüksek ses nedeniyle kulaklığımı takıyordum Ah şu merdivenlerden 3 saniye inme takıntım yüzünden insanlar bana garip baksa bile buradaki çoğu kişi beni tanıdığı için bunu garipsemedi Parlak ailesi ise bana şaşkınca bakıyordu Beni daha yeni tanıyanlar ise bu duruma şaşırmıştı en sonunda merdivenlerin bitmesi ile direkt Türkiye'de nam salmış en ünlü ve benim Dede gözüyle baktığın Hamdi dedinin yanına doğru yürüdüm Hamdi dedenin direkt elini öptüm o beni gördüğüne çoktan sevinmişti beni kızı olarak görür ve severdi Hamdi " Kız sen Türkiye geliyorsun ve bana haber vemiyor musun aşk olsun bizi hiç mi sevmiyorsun?" Diye sordu " Hamdi dede bende seni özledim biliyorsun iş güçten kafam kalmıyor " Hamdi" Bilmez miyim " dedi alayla Bir süre Hamdi dede ile konuştuktan sonra konuklarının hepsi ile tek tek konuşup sohbet etmeye başladım Burada kı çok iyi neredeyse herkes de tanıyordum Mari benim gibi herkesle sohbet etmek ne meşguldü Türkiye'de olan iş ortaklarından birisi Hakan Tekir O çoktan elinde bir limonatayla benim yanıma doğru geliyor benim çok fazla içki içmediğimi biliyordum bu yüzden bana sürekli böyle şeyler getir idi Hakan " güzel organizasyon uzun zaman oldu görüşmeyeli nasılsın kızılcık?" " İyi mi Hakan sen nasılsın?" Hakan " gayet iyiyim güzellik bak şuradaki Aram Parlak işinde çok iyidir Parlak ailesinin şirketini yönetiyor işinin ehlini yapıyor" Hakan beni tutup çekiştirerek onların yanına doğru getirmişti ne kadar yanlarına gelmek istemesem de bir türlü geliyorduk işte Hakan " adam bak kardeşim Seni kimle tanıştıracağım Şifa Yara Bozoğlu Paris'teki iş ortağımız gerçekten çok iyi işler yaptık kendisiyle Şifa Aram Parlak çok iyidir işinde eminim güzel işler yaparsınız"tanıttı beni onlara doğru Parlak ailesi bana şaşkınca bakıyordu Ben ise onlara göz devirip Hakan'a döndüm " Hakan Biz zaten tanışıyoruz tanıştığım bana gerek yok Neyse herkese iyi eğlenceler benim bazı arkadaşlarımla görüşmem lazım" deyip yanlarından ayrıldım onlarla konuşmaya geçtim yüzlerini bile görmek istemiyordum Siz de yanlarından ayrılırken Sürme ailesine denk geldim Efe'nin ailesi geldikten sonra Efe geri ailesinin yanına dönmüştü. " Merhaba Kazım bey " dememle karı koca bana dönmüştü beni tanımadıklarınï biliyorum ama Efe'yle benzerliğime şaşırdıklarını göre biliyordum Kazım " kusura bakma kızım ama çıkartamadım tanışıyor muyuz?" " Hayır yani Siz beni tanımıyorsunuz Ben sizi Efe'den dolayı tanıyorum Efe'nin ikizi ben Şifa "diyip elimi uzattım Lazım değil gülümseyip elimi tuttu Kazım " Ah demek o kızın domates sensin Efe senden çok fazla bahsediyor gilinden düşünmüyor seni çok seviyor belli ki" dedi elimi çektim " Ben de onu çok seviyorum efendim çok iyi bir oğlunuz var" Selma " Ben de Selma tatlım memnun oldum" diyerek elini uzattı elini tutup gülümsedim " Efe nerede onu görmedim?" Diye sordun merakla Kazım " Sinem'le beraberdi burada bir yerde olmalılar etrafa iyi bakın bulursun" " Peki efendim iyi eğlenceler sonra tekrar gelirim " Selma " bir gece yemeğe bekleriz Efe de sürpriz olur " " Neden olmasın tabii ki de gelirim " Onların yanından ayrıldıktan sonra etrafta Efe'yi aramaya başladım. Kısa süre sonra Efe'yi bulmuştum Onur Efe ile Sinem'in arasına girmiş Efe'yi sinem'den uzak tutmaya çalışıyordu Ne kadar Onur ve Sinem'i görmek istemesem de onlara doğru ilerledim " Efe naber eğleniyor musun?" Diye sordum diğerlerine bakmayarak Efe bana bakıp gülümsedi hemen bana doğru gelip bana sıkıca sarıldı Efe " seni çok özledim sincap neredesin sen kaç gündür?" Diye yalandan azarladı " İşlerim yoğundu Joker bey " dedim sarılmasına karşılık verir iken Ondan ayrıldım " Neyse iyi olduğunu gördüğüme göre ben gitmem lazım Daha burada çok fazla insanla konuşmam lazım " Efe " sincap senin bu kadar ünlü olduğunu bilmiyordum hayret" dedi şaşkınlıkla " Ne yapalım çalışanın emeği işte" dedim Efe " ama bu kadar da zengin olduğunu düşünmemiştim şuraya bak saray yavrusu olmuş mübarek" " Abartma neyse gece uzun sonra geri gelirim görüşürüz " Efe " Tamam bak sakın erkeklere bakayım filan deme hem bu kıyafet ne böyle çok açık çıplak Sen Beni delirtmek mi istiyorsun eğer sana birisi bakarsa onların hepsini öldürürüm" dedi sinirle ben ise gülüm yanından ayrıldım Gece boyunca sürekli birbirleriyle konuşup sürekli onlarla ilgilenmek gerçekten çok yorucuydu Herkesten uzaklaşmak için Mari'nin yanına gelmiştim Mari " off çok yoruldum" " Bence canım" Mari " Sen benim kuzenle tanışmadın dimi?" " Şu salonda tanışmadım tek bir insan kaldığını zannetmiyorum" dedim yorgunlukla Mari " kızım benim kuzen bu kadar kalabalığın içinde oturmaz ki Gel şurada köşelerde bir yerde olmalı Seni tanıştırayım " Mari beni sürüklenmesi ile herkesten uzakta olan pek kimsenin bu tarafa gelmediği oturma grubana doğru yürüdük Gördüğüm 2 insanla ise şaşırdım doğrusu Olkan Kansız ve en yakın arkadaşı Burak Mari " Olkan kuzen bak arkadaşım Şifa, Şifa kuzenim Olkan " dedi neşeyle ve yorgunlukla Boş koltuğa atmıştı kendisini zaten " Ah maalesef kendisiyle tanışmıştık" dedim kendimi koltuğa atarken Mari " Benim niye haberim yok?" Dedi öfkeyle " Kızım kuzenin olduğunun yeni öğrendim sus hele zaten yorgunum" Mari " Neyse seni sonra sorguya çekerim " Efe " Şifa " demesi ile kafamı kaldırıp Efe'ye baktım Yanında Sinem ve Onur vardı Efe yanıma gelip hemen oturdu kafamı omzuna koydum " Şifa diye bir yok öldü" dedim yorgunlukla Mari " Şifa senin ikiz bu mu gerçekten çok benziyormuş sana" " Efe Mari , Mari Efe" diye kısaca tanıttım Efe " bayağı yorgun görünüyorsun sincap hanım" " Yorgun değil ölmüş görünüyorum Joker Bey" Burak" kızıl kafa vallahi senin bu kadar zengin olduğunu düşünmezdim ama motorundan bilmem lazımdı" " Burak canısı çalış seninki de olur" Olkan" ikiniz başka bir yerde cilveleşisenize " Burak" Olkan ayıp ediyorsun ne cilveleşmesi dünya ahiret bacımdır" dedi " Eyvallah" dedim gülerek Burak yediği pastadan bana da uzattı Burak" açmışsın kızıl kafa bir şeyler ye " dedi ama çikolatalı olduğu için yiyemezdim " Ben daha sonra alırım sana afiyet olsun" Efe kafamı omzundan kaldırıp ayağa kalkıp gitti Ben şaşkınca gidişini izlerken Sinem'e baktım o da size şaşkındï niye gitti Bu çocuk? Mari " Efe niye gitti?" " Bilmiyorum" Burada koyu bir sohbet yapılırken ben pek oralı olmadım bir süre sonra Efe elinde bir tepsi ile geldi elindeki tepsiyi masaya bıraktı tepsideki çikolatalı pasta ve limonatayı Sinem'in önüne koyduktan sonra kek ve portakal suyunu benim önüme koydu Efe " bir şeyler ye Şifa böyle aç aç durma" dedi normal bir şekilde Bu ince düşüncesine gülümseyip saçlarını karıştırdım Efe " Ya kızım ne karıştırıyorsun saçlarımı bak bozuldu" diye homurdandı bu haline gülüp portakal suyuyla keki alıp yemeye başladım Mari " Şifa ben burada kalmak istiyorum " " Kal canım sana kalma diyen mi var?" Mari " var tabii şu Olkan kuzenim beni burada kalmama izin vermiyor" " Ben ne yapabilirim canım?" Diye sordum Mari" Olkan'ı dövebilirsen çok memnun olurum" dedi keyifle " Bak canım arkadaşım iki kişinin ağzına girilmediği gibi kuzenlerin de arasına girmez bu bana düşmez sen adam tut dövdür gerisini boş ver" Mari bana sinirle baktı Mari" He canım sonra da benim ağzıma sıçsın değil mi?" " Mari sus gerçekten yoruldum hiç şu an beynim durdu " Efe " Şifa yarın restoranta buluşalım mı? Vallaha yoğunsun diye evini basmadım ama konuşmamız lazım " " Tamam Joker bey " Parti bittinceye kadar yorgunluktan ölmüş anca eve gelmiştim direkt kendimi yatağa atıp uykuya bırakmıştım
~ Bölüm Sonu ~
|
0% |