@x1hayat1w
|
Okuldan kaç kişi nefret ediyor sorsama cevabı kesin şu olurdu ' sevmeyeni sormak yerine seven var diye sor bakalım cevap gelecek mi?' Bence de kimse sevmiyor Mesela ben hiç sevmiyorum. Okulun sitesini hackerleyim okulu batırma düşüncesi çık aklımdan! Dersler bitmek bilmez iken sabahtan beri telefonum götüm de titriyordu Kesin Efe Axel'i öğrendi başka açıklaması olamazdı Axel piçini öldürmem lazım bence onun yüzünden Tolga'dan trip yiyordum Sıkıcı derslerin bitmesi ile telefonu açıp baktım bir sürü Efe'den mesaj ve arama vardı Telefonu kapatıp yeni cebime şu anda zaten başım çatlamak üzere bir de onunla hiç uğraşamayacağım galiba Kıskanç Efe'nin hallerini bilmiyorum yani bir kere erkek lafı geçti mi sonuna kadar kim olduğunu öğrenmeden durmayan bir tipti Motorla Eve geldikten sonra direkt odama geçmiştim Üzerini değiştirdikten sonra saçlarımı açık bırakmıştım Parlak ailesine yemeğe gideceğim için hazırlanmıştım yani şu anda güzeldi elbise de güzel olmuştu Bana önce söylenen sözü tabii ki de hemen affetmeyecektim affedebilir miyim bilmiyorum da Hazırlandıktan sonra tekrar aynada kendime baktım gerçekten güzel olmuştum Kulaklarını da kulaklarına taktıktan sonra her şey tamamdı. Odamdan çıkıp merdivenlerin başına geldim yine merdivenin korkuluklarına yan oturarak kaymıştım Evden çıkıp motora bindim normal hızda sürmeye başladım acelem yoktu hem daha akşam yemeğine vardı Bu yüzden restoranta gelmiştim. Odama geçip birkaç bakmam gereken işi yapmıştım Saatler akıp geçerken akşam yemeğini az kalması ile restaurant'tan ayrıldım motoruna binip hızla parlak ailesinin evine doğru sürmüştüm Yoksa geç kalacaktım Aslında pek de umurumda değildi ama Efe'yi gömlek için sabırsızlanıyordum 15 dakika içinde parlak ailesinin evine gelmiştim Evleri bir villa gibiydi ve büyük kapının önünde iki koruma ve bahçede de birçok koruma vardı Büyük kapının önünde durmuştum iki koruma da bana bakıyordu. " Şifa Yara Bozoğlu" dedim normal bir şekilde kendimi tanıtarak Korumalar ismini duymaları ile hemen kapıyı açmışlardı Ben de motorla hızlıca içeriye girdim İlerle villanın önündeki Park alanına motorumu park ettim Motordan inmem ile eve girdim 6-7 basamak Bir merdiven vardı oraya gelince her 3 merdivende durup 3 saniye içimden sayıp beklemiştim Merdivenlerin bitmesi ile zile basıp beklemeye başladım Kapıyı tonton tatlı bir kadın olan Hatice abla açmıştı ona gülümsedim " Merhaba Ben Şifa" dedim kendimi tanıtarak Kadın bana bakıp gülümsedi ve kapıyı iyice açıp kenarıya çekildi Hatice" Bende Hatice kızım buyur geç içeriye" demişti gülümseyip içeri girdim Evin her anını evdeki herkesi her şeyi bilmekteydim zaten İlerleyip salona gelmiştim tüm aile üyeleri hepsi buradaydı Herkesten önce Efe hemen gelip bana sarılmıştı ama bu sarışı her seferinden farklıydı kulağıma ürkütücü bir şekilde fısıldadı Efe " Evindeki piçin kim olduğunu konuşacağız telefonlarıma bakmamı saymıyorum bile" dedi sinirli bir şekilde Galiba ölümüm Efe'nin elinden olacaktı Benden ayrılırken Ben hafif yutkunmuştum Benim bu ciddi sesinden sonra zaten korkmama geldi değildi " Bende seni özledim ikiz " dedim gülümsemeye çalışarak kimseye Efe'nin Beni tehdit ettiğini diyecek halde değildim Efe'den sonra Sinem gelip bana sarılmış onun sarılmasına şaşırsam da karşılık vermiştim Sinem " Biz gelmene sevindim "deyip benden ayrılmıştı ona gülümsedim Bana kaşlarını çatarak ve nefretle bakanlara baktım onlar pek taktığımda söylememezdi Banu hanım önüme gelip durdu Elini uzatması ile Bence eline sonra yüzüne baktım Banu " Banu Parlak kızım tanıştığımıza sevindim" dedi sanki sen iki yabancıydık iki yabancının tanışması gibiydi anne kızın tanışması Bu ne kadar ironik olsa da eline tutup sıktım " Memnun oldum efendim" dedim saygılı bir şekilde Adem değil karşıma gelip elini uzatmadan saçlarıma getirip saçlarımı karıştırdıktan sonra beni kendisine çekip sarıldı Adem " vallahi kusura bakma kızım ama sarıldığım için de kızamazsın artık" dedi eğlenen bir şekilde Benden ayrıldığında Ben şaşırmıştım doğrusu yani Adem Bey 'den böyle bir şey beklemiyordum doğrusu daha çok bunu Banu hanım'dan bekliyordum Yine de yanlış anlaşılmamak için gülümsemiştim Banu " Kızım seni tanıştırayım en büyük abin Aram İkinci abin Oğulcan üçüncü abin Tolga küçük abin Çağrı ve evin yakışıklı oğlumuz Onur" diye tanıtmıştı hepsini Kimseyip hepsine kafayla sallayarak selam vermiştim " Aslında kendileri daha önce görmüştüm ama isimlerini bilmiyordum Efe ve tolga'dan başkasını bilmiyordum" dedim yalandan Sinem " biliyor musun bugün senin için bir sürü hazırlık yaptık Hadi bahçeye çıkalım yemek yiyelim"dedi heyecanla Aslında ben abilerin ve onun sen o bizim kardeşimiz değil ben demesini beklemiştim galiba anne ve babalarından korktukları için bana bir şey diyemiyorlardı Ya da hepsi pişmandı bilmiyorum Herkes Sinem'i kafasını sallayarak onaylamıştı. Bahçeye çıktığında masa gerçekten çok güzel gözüküyordu sanki burada yabancıymışım gibi hissediyorum Kendi öz ailemin yanında bir yabancı bu çok tuhaf bir duyguydu Sanki bir oyunun veya bir şeyin içerisinde gibi hissediyorum kendimi kazanmam gereken bir oyun ya da kaybetsem de umurunda olmayan bir oyundu bu Bilmiyorum belki de içimdeki kız çocuğu istiyordu bu oyunu oynamayı ne kadar canının yanacağını bilse bile Belki daha hatalıydım buraya gelmemem lazımdı. Belki de Paris'e gitmem ve bir daha asla geri dönmem gerekti Bilmiyorum neden buradayım boş bir umudun arkasından gidiyormuşum gibi hissediyorum Zengin olduğumu bildikten sonra ama hepsi bana böyle davranmaya başladı Bilmiyorum kendimi çok tuhaf hissediyorum sanki etrafımda koca bir oyunun içindeyim Sizce de garip değil mi? Axel'in hayatta olması? Ailem ölünceye kadar online üvey kızı olmadığını bile bilmemek bile ne tuhaf değil miydi? Bu yemek sanki ölümden önceki son yemeğimmiş gibi hissetmem normal miydi? Sanki ben kendi ayaklarımla ölüme gelmişim gibi hissediyordum kalbim korkuyla atıyordu neden korkuyordum Bunu bilene bilmiyordum Herkes gibi ben de masaya oturduktan sonra herkesin yüzüne tek tek bakmıştım hepsinin yüzünde farklı bir şey vardı onlar da anlayamadım bir duygu Efe'ye baktım Efe bile normal değildi! Adem " Hadi çocuklar afiyet olsun" demesi ile herkes yemeğe başladı Ben isteği içindeki sıkıntı ile yemeğe baktım Bir şey olacakmış gibi hissetmem normal miydi? Bu duygulara yabancı olduğum için mi böyle hissediyordum Kafamı kaldırıp Sinem'e baktığımda sinsi ve zafer'le gülümsüyordu Ve işte bu gülüş burada bir şeylerin ters gittiğini bana tamamen belli etmişti Kafamı pek kaldırmadı ama masadaki bardakların yansıma ile korumalara baktım Hepsi fark etti dediklerini düşünerek bana bakıyordu ama ben onlar fark etmiştim Oyun diye geçirdim içimden son 2 yıl koca bir oyunun içindeydim bunu şu anda fark ediyordum Bunların hepsi masal ve oyundan ibaretten başka bir şey değildi Hepsi bu oyunun içindeydi içimdeki küçük kız kanmıştı Masanın altında olan elim yumruk olmuştu böyle bir oyuna geldiğime inanamıyordum O Axel de değildi dimi? Sadece Axel'e çok benzeyen birisiydi Bu sabah fark etmiştim onun Axel olmadığını Axel'in kulağının arkasında Bir Ben'ni vardı Sabah fark ettim bu gerçekle zaten şüphelen gitgide artıyordu her şeyi böyle bir anda olması bu hazırlanmış ve düzenlenmiş bir oyundu ve ben bu oyuna kalmıştım Banu " Kızım niye yemiyorsun yesene yemeğini"dedi tatlı ve sevecen bir şekilde Bu oyun hazırlanan kimde çok merak ediyorum güzel oyunu güzel kanmıştım Seyit diye geçirdim içimden tabii ki de ondan başkası olamazdı Kafamı kaldırıp Banu hanıma baktım gülümsedim " Sadece hayatında ilk kez bir aile yemeğinde bulunuyor doğrusu" demiştin hüzünlü bir şekilde Hepsi böyle bir şeyi beklemedikleri belli olan yüz ifadesi ile ve şaşkınlık bana bakıyordu Banu " anlamadım kızım nasıl?" " Hiç hiçbir şey yemeğimizde devam edelim lütfen" diye geçiştirdim Yemeği yemeye başladım Masada koca bir sessizlik vardı Hepsi beni izlyordu Hani ölümden önceki sessizlik derler ya ölüm sessizliği galiba şu anda o oluyordu ölümden önceki son sessizlik Yemekten sonra gene sallana gelmiştik çok fazla yememiştim fazla yiyemediğimi de söylemiştim Herkesle sohbet ederken telefonumu alıp alalım hazırladım telefonum zil sesi ile aynı olan 2 dakika sonra çalacaktı o çalmasıyla Ben telefon atıyormuş gibi yapıp acil bir işimin çıktığını söyleyip hemen buradan gidecektim Telefona gelen yanıma koyduktan sonra 2 dakika sonra telefon çalmıştı ben telefonu açıp konuşuyormuş gibi yapalım bahçeye kadar çıkmıştım Geri yüzümde korku ve endişe ile gelmiştim Banu " Kızım bir sorun mu var ? " " Çok özür dilerim ama acil bir işim çıktı hemen gitmem lazım gerçekten ama başka bir sefere tekrardan gelirim" demiştim hızlı bir şekilde endişeli ve gergin tutmuş olduğum sesimle Hepsi bana inanmıştı gidebileceğimi söylemişler Ben de hızla evden çıkıp motora bindim Motora binmeden önce en yakın arkadaşıma mesaj attım Motoru hızla sürerek ilerlemeye başladım rotam hastaneydi bilmedikleri bir şey vardı Kızıl Gölge olduğum idi İstanbul'da benim özel bir hastanem vardı orası Buraya yakın olduğu için zaten direk oraya gelmiştim zaten her türlü buraya gelmek zorundaydım Buradan başka bir yere gitmek hata olurdu hemen anlarlardı oyunu anladığımı Hastaneye yakın bir yerdeyken başım dönmeye başlamıştı bile kötüydüm Bunun farkındayım acaba o yemeye ne kattılar? Böyle aptalca bir oyunun içinde olduğuna inanmıyorum Motorun hızının gittikçe düşünmüştüm kaza yapabilirdim her an bunun farkındayım ama neyse ki zar zor da olsa hastaneye kadar gelebilmiştim motoru Park ettikten sonra motordan inip yavaş adımlarla hastaneye doğru yürüdüm Gözlerinin önü kararmaya başlamıştı dengemi kaybediyor gibiydim kısa süre sonra hastanenin kapısından girmiştim Ama daha fazla dayanamayıp kendimi yere atmıştım En son hatırladın bana bu gelen bir hemşire sonra tamamen bir karanlık Bir ormanın içindeyim ben en son hastaneye gelmemiş miydim? Orman sisli ve karanlıktı gözümün önünü zor görüyordum Karanlıkta ilerlemeye başladım adım attıkça sisler dağılıyor gibiydi. Hayır adım attıkça sisler başka yerlere gidiyordu Önüne kocaman patika yolu açılmış sadece karanlık vardı ağaçları ve diğer her şeyi sis kapatıyordu sadece gözümün önünde gördüğüm bir patika vardı Yavaş adımlarla ilerlemeye başladım birden yanımdan hızla geçip giden beyaz bir şeyle kalakaldım önünde koşarak giden beyaz bir tilkiydi Ben ona şaşkınca bakarken tilki biraz önümde Durmuş ışıl ışıl parlıyordu karanlığın içinde kafasını çevirip bana baktığında gözlerinin kan kırmızısı olmasıyla bir adım korkuyla geriye çekilmiştim Hayatımda daha önce bir tilki görmemiştim hayatımda daha önce böyle bir tilki olduğunu bilmiyordum Bana baktı sana geri önüne bakıp geri bana baktığında beni takip et der gibiydi ona korkuyla bakmama rağmen o bana öylece boş gözlerle bakıyordu Bana birden koşmaya başladı peşinden koşmaya başladım korktum şeyin peşinden gidiyordum neden? Bunu bilinçsizce yapıyormuş gibi hissediyordum bir süre sonra bir yerde durması ile Ben de durmuştum Baktığı yere baktığımda bir sürü bembeyaz giyimli insanlar vardı şaşkınlıkla kalakaldım Onların hepsi belirli bir yerde toplanmış gibiydi sana etrafı incelerken bir tabela gördüm üzerinde mezarlık yazıyordu Gözlerim şaşkınlıkla açıldı sana gece tilkiye baktım O bana bakmıyordu sadece insanlara bakıyordu Daha doğrusu ölü insanlara Sonra kendi üzerime baktım şaşkınlıkla kalakaldım üzerinde Ben beyaz bir elbise vardı tıpkı onların üzerindeki gibi Ben ölmüş müydüm? Şokla kafamı tilkiye kaldırdım da ona baktım " Öldün mü?" Diye sormuştum korku yoktu sesimde ya da hiçbir duygu yoktu Tilki kıpkırmızı gözlerine göre bana diktiğinde gözlerinin rengi değişmişti şu anda masmavi durgun bir su gibiydi gözleri Bana cevap vermeden ormana doğru yeni koşup gitmişti sislerin arasında kaybolmuştu Ben şaşkınlıkla ona bakarken geri mezarlığa baktım da herkesin bana baktığını gördüm Korkuyla ne yapacağımı şaşırmış bir haldeydim yavaş adımlarla mezarlığa doğru ilerledim kapısında durup onlara baktım İçlerinden birisi kapının yanına gelmişti -" misafir" demişti korkutucu ve ürkütücü bir şekilde Korkuyla bir adım geri çekildiğinde başka birisi gelip onu geri çekmişti -" herkesi korkutmayı kes "demişti bir başkası Burası neydi neler olduğunu çözemiyordum -" git " dedi içlerinden bir başkası -" Daha yaşayacak çok günün var git buradan burası senin için uygun bir değil" dedi içlerinden yaşlı birisi Ben ne yaşadığımı düşünürken adımların geriye doğru gitmeye başlamıştı bile Ormanın içine gittim derinliklerinde geldim karanlığın içinde yürüdüm Sonra tekrar tilki karşıma çıktı kızıl gözleri yine yoktu sadece mavi durgun gözleri vardı Yine onu takip etmemi ister gibi hareket etmişti yine istemsizce onu takip ettim Otomatik bir şekilde onu takip bu sefer ormanın çıkışına gelmiştik Tilkiye baktığımda o çoktan gittiğini gördüm Ormanın çıkışında koca bir şehir vardı Şehre doğru yürümeye başladım beni neden beklediğini bilmeden şehrin girişinde Durmuş öylece içeriye bakıyordum beyaz elbiseli kimse yoktu Herkes rengarenk girilmişti Adımımı atmamla hepsi simsiyah olmuştu ben korkuyla geri adım atarken hepsi bana taşlar atarak git buradan diye bağırırlardı ben kaçarak geri ormana gelmiştim Nerede olduğumu bilmiyor korkuyla ilerliyordum Bir süre sonra tekrar tilki karşıma çıkmıştı gösteri bu sefer yepyeşildi istemsizce tekrar onun peşine düşmüşüm Bu sefer ise beni ormanın içinde büyük bir gölün kıyısına getirmişti her taraf yemyeşil ve çok güzeldi sanki cennette gibiydim Çok susadığımı hissederek suya doğru ilerledim suya eğilip Bir yudum içeceğim an su kan kırmızı olmuştu Hayır kankamızı değildi tamamen kan olmuştu Korkuyla geri çekilirken etrafıma bakındım her taraf kapkaranlık ve ürkütücü tilkiye baktığımda kıpkırmızı gözleri ile sadece bana bakıyordu Korkuyu iliklerine kadar hissettiğimi anladım sanki ölüm anım şu anmış gibi geliyordu Sonra gür ve yüksek bir ses yükseldi -" Seni hiçbir yer kabul etmiyor yaşadığın yere geri dön daha vaktin dolmamış senin " demişti yüksek bir şekilde etrafıma bakıldığında bu sesin tilki'den geldiğini anlamıştım Şu an birden her taraf karanlık oldu ben de karanlık bir çukurun içine düşüyormuş gibi hissetmiştim Çığlık atıyordum sesim çıkmıyordu kendi sesimi duymuyordum Karanlığın içine gömülmüştüm Karanlığın içinde bir ses duydum -" kalbi durmak üzere acele edin" demişti yabancı bir ses Karanlıktan dolayı hiçbir şeyi görmüyordum karanlığın içinde bir sesti işte
~ Bölüm Sonu ~ |
0% |