Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13 : Oyun

@x1hayat1w

Okuldan kaç kişi nefret ediyor sorsama cevabı kesin şu olurdu

' sevmeyeni sormak yerine seven var diye sor bakalım cevap gelecek mi?'

Bence de kimse sevmiyor

Mesela ben hiç sevmiyorum. Okulun sitesini hackerleyim okulu batırma düşüncesi çık aklımdan!

Dersler bitmek bilmez iken sabahtan beri telefonum götüm de titriyordu

Kesin Efe Axel'i öğrendi başka açıklaması olamazdı

Axel piçini öldürmem lazım bence onun yüzünden Tolga'dan trip yiyordum

Sıkıcı derslerin bitmesi ile telefonu açıp baktım bir sürü Efe'den mesaj ve arama vardı

Telefonu kapatıp yeni cebime şu anda zaten başım çatlamak üzere bir de onunla hiç uğraşamayacağım galiba

Kıskanç Efe'nin hallerini bilmiyorum yani bir kere erkek lafı geçti mi sonuna kadar kim olduğunu öğrenmeden durmayan bir tipti

Motorla Eve geldikten sonra direkt odama geçmiştim

Üzerini değiştirdikten sonra saçlarımı açık bırakmıştım

Parlak ailesine yemeğe gideceğim için hazırlanmıştım yani şu anda güzeldi elbise de güzel olmuştu

Bana önce söylenen sözü tabii ki de hemen affetmeyecektim affedebilir miyim bilmiyorum da

Hazırlandıktan sonra tekrar aynada kendime baktım gerçekten güzel olmuştum

Kulaklarını da kulaklarına taktıktan sonra her şey tamamdı. Odamdan çıkıp merdivenlerin başına geldim yine merdivenin korkuluklarına yan oturarak kaymıştım

Evden çıkıp motora bindim normal hızda sürmeye başladım acelem yoktu hem daha akşam yemeğine vardı

Bu yüzden restoranta gelmiştim. Odama geçip birkaç bakmam gereken işi yapmıştım

Saatler akıp geçerken akşam yemeğini az kalması ile restaurant'tan ayrıldım motoruna binip hızla parlak ailesinin evine doğru sürmüştüm

Yoksa geç kalacaktım Aslında pek de umurumda değildi ama Efe'yi gömlek için sabırsızlanıyordum

15 dakika içinde parlak ailesinin evine gelmiştim

Evleri bir villa gibiydi ve büyük kapının önünde iki koruma ve bahçede de birçok koruma vardı

Büyük kapının önünde durmuştum iki koruma da bana bakıyordu.

" Şifa Yara Bozoğlu" dedim normal bir şekilde kendimi tanıtarak

Korumalar ismini duymaları ile hemen kapıyı açmışlardı Ben de motorla hızlıca içeriye girdim

İlerle villanın önündeki Park alanına motorumu park ettim

Motordan inmem ile eve girdim 6-7 basamak Bir merdiven vardı oraya gelince her 3 merdivende durup 3 saniye içimden sayıp beklemiştim

Merdivenlerin bitmesi ile zile basıp beklemeye başladım

Kapıyı tonton tatlı bir kadın olan Hatice abla açmıştı ona gülümsedim

" Merhaba Ben Şifa" dedim kendimi tanıtarak

Kadın bana bakıp gülümsedi ve kapıyı iyice açıp kenarıya çekildi

Hatice" Bende Hatice kızım buyur geç içeriye" demişti gülümseyip içeri girdim

Evin her anını evdeki herkesi her şeyi bilmekteydim zaten

İlerleyip salona gelmiştim tüm aile üyeleri hepsi buradaydı

Herkesten önce Efe hemen gelip bana sarılmıştı ama bu sarışı her seferinden farklıydı kulağıma ürkütücü bir şekilde fısıldadı

Efe " Evindeki piçin kim olduğunu konuşacağız telefonlarıma bakmamı saymıyorum bile" dedi sinirli bir şekilde

Galiba ölümüm Efe'nin elinden olacaktı

Benden ayrılırken Ben hafif yutkunmuştum

Benim bu ciddi sesinden sonra zaten korkmama geldi değildi

" Bende seni özledim ikiz " dedim gülümsemeye çalışarak kimseye Efe'nin Beni tehdit ettiğini diyecek halde değildim

Efe'den sonra Sinem gelip bana sarılmış onun sarılmasına şaşırsam da karşılık vermiştim

Sinem " Biz gelmene sevindim "deyip benden ayrılmıştı ona gülümsedim

Bana kaşlarını çatarak ve nefretle bakanlara baktım onlar pek taktığımda söylememezdi

Banu hanım önüme gelip durdu

Elini uzatması ile Bence eline sonra yüzüne baktım

Banu " Banu Parlak kızım tanıştığımıza sevindim" dedi sanki sen iki yabancıydık iki yabancının tanışması gibiydi anne kızın tanışması

Bu ne kadar ironik olsa da eline tutup sıktım

" Memnun oldum efendim" dedim saygılı bir şekilde

Adem değil karşıma gelip elini uzatmadan saçlarıma getirip saçlarımı karıştırdıktan sonra beni kendisine çekip sarıldı

Adem " vallahi kusura bakma kızım ama sarıldığım için de kızamazsın artık" dedi eğlenen bir şekilde

Benden ayrıldığında Ben şaşırmıştım doğrusu yani Adem Bey 'den böyle bir şey beklemiyordum doğrusu daha çok bunu Banu hanım'dan bekliyordum

Yine de yanlış anlaşılmamak için gülümsemiştim

Banu " Kızım seni tanıştırayım en büyük abin Aram İkinci abin Oğulcan üçüncü abin Tolga küçük abin Çağrı ve evin yakışıklı oğlumuz Onur" diye tanıtmıştı hepsini

Kimseyip hepsine kafayla sallayarak selam vermiştim

" Aslında kendileri daha önce görmüştüm ama isimlerini bilmiyordum Efe ve tolga'dan başkasını bilmiyordum" dedim yalandan

Sinem " biliyor musun bugün senin için bir sürü hazırlık yaptık Hadi bahçeye çıkalım yemek yiyelim"dedi heyecanla

Aslında ben abilerin ve onun sen o bizim kardeşimiz değil ben demesini beklemiştim galiba anne ve babalarından korktukları için bana bir şey diyemiyorlardı

Ya da hepsi pişmandı bilmiyorum

Herkes Sinem'i kafasını sallayarak onaylamıştı.

Bahçeye çıktığında masa gerçekten çok güzel gözüküyordu sanki burada yabancıymışım gibi hissediyorum Kendi öz ailemin yanında bir yabancı bu çok tuhaf bir duyguydu

Sanki bir oyunun veya bir şeyin içerisinde gibi hissediyorum kendimi kazanmam gereken bir oyun ya da kaybetsem de umurunda olmayan bir oyundu bu

Bilmiyorum belki de içimdeki kız çocuğu istiyordu bu oyunu oynamayı ne kadar canının yanacağını bilse bile

Belki daha hatalıydım buraya gelmemem lazımdı. Belki de Paris'e gitmem ve bir daha asla geri dönmem gerekti

Bilmiyorum neden buradayım boş bir umudun arkasından gidiyormuşum gibi hissediyorum

Zengin olduğumu bildikten sonra ama hepsi bana böyle davranmaya başladı

Bilmiyorum kendimi çok tuhaf hissediyorum sanki etrafımda koca bir oyunun içindeyim

Sizce de garip değil mi? Axel'in hayatta olması? Ailem ölünceye kadar online üvey kızı olmadığını bile bilmemek bile ne tuhaf değil miydi?

Bu yemek sanki ölümden önceki son yemeğimmiş gibi hissetmem normal miydi?

Sanki ben kendi ayaklarımla ölüme gelmişim gibi hissediyordum kalbim korkuyla atıyordu neden korkuyordum

Bunu bilene bilmiyordum

Herkes gibi ben de masaya oturduktan sonra herkesin yüzüne tek tek bakmıştım hepsinin yüzünde farklı bir şey vardı onlar da anlayamadım bir duygu

Efe'ye baktım Efe bile normal değildi!

Adem " Hadi çocuklar afiyet olsun" demesi ile herkes yemeğe başladı

Ben isteği içindeki sıkıntı ile yemeğe baktım

Bir şey olacakmış gibi hissetmem normal miydi? Bu duygulara yabancı olduğum için mi böyle hissediyordum

Kafamı kaldırıp Sinem'e baktığımda sinsi ve zafer'le gülümsüyordu

Ve işte bu gülüş burada bir şeylerin ters gittiğini bana tamamen belli etmişti

Kafamı pek kaldırmadı ama masadaki bardakların yansıma ile korumalara baktım

Hepsi fark etti dediklerini düşünerek bana bakıyordu ama ben onlar fark etmiştim

Oyun diye geçirdim içimden son 2 yıl koca bir oyunun içindeydim bunu şu anda fark ediyordum

Bunların hepsi masal ve oyundan ibaretten başka bir şey değildi

Hepsi bu oyunun içindeydi içimdeki küçük kız kanmıştı

Masanın altında olan elim yumruk olmuştu böyle bir oyuna geldiğime inanamıyordum

O Axel de değildi dimi? Sadece Axel'e çok benzeyen birisiydi

Bu sabah fark etmiştim onun Axel olmadığını Axel'in kulağının arkasında Bir Ben'ni vardı

Sabah fark ettim bu gerçekle zaten şüphelen gitgide artıyordu her şeyi böyle bir anda olması bu hazırlanmış ve düzenlenmiş bir oyundu ve ben bu oyuna kalmıştım

Banu " Kızım niye yemiyorsun yesene yemeğini"dedi tatlı ve sevecen bir şekilde

Bu oyun hazırlanan kimde çok merak ediyorum güzel oyunu güzel kanmıştım

Seyit diye geçirdim içimden tabii ki de ondan başkası olamazdı

Kafamı kaldırıp Banu hanıma baktım gülümsedim

" Sadece hayatında ilk kez bir aile yemeğinde bulunuyor doğrusu" demiştin hüzünlü bir şekilde

Hepsi böyle bir şeyi beklemedikleri belli olan yüz ifadesi ile ve şaşkınlık bana bakıyordu

Banu " anlamadım kızım nasıl?"

" Hiç hiçbir şey yemeğimizde devam edelim lütfen" diye geçiştirdim

Yemeği yemeye başladım

Masada koca bir sessizlik vardı Hepsi beni izlyordu

Hani ölümden önceki sessizlik derler ya ölüm sessizliği galiba şu anda o oluyordu ölümden önceki son sessizlik

Yemekten sonra gene sallana gelmiştik çok fazla yememiştim fazla yiyemediğimi de söylemiştim

Herkesle sohbet ederken telefonumu alıp alalım hazırladım telefonum zil sesi ile aynı olan

2 dakika sonra çalacaktı o çalmasıyla Ben telefon atıyormuş gibi yapıp acil bir işimin çıktığını söyleyip hemen buradan gidecektim

Telefona gelen yanıma koyduktan sonra 2 dakika sonra telefon çalmıştı ben telefonu açıp konuşuyormuş gibi yapalım bahçeye kadar çıkmıştım

Geri yüzümde korku ve endişe ile gelmiştim

Banu " Kızım bir sorun mu var ? "

" Çok özür dilerim ama acil bir işim çıktı hemen gitmem lazım gerçekten ama başka bir sefere tekrardan gelirim" demiştim hızlı bir şekilde endişeli ve gergin tutmuş olduğum sesimle

Hepsi bana inanmıştı gidebileceğimi söylemişler Ben de hızla evden çıkıp motora bindim

Motora binmeden önce en yakın arkadaşıma mesaj attım

Motoru hızla sürerek ilerlemeye başladım rotam hastaneydi bilmedikleri bir şey vardı Kızıl Gölge olduğum idi

İstanbul'da benim özel bir hastanem vardı orası Buraya yakın olduğu için zaten direk oraya gelmiştim zaten her türlü buraya gelmek zorundaydım

Buradan başka bir yere gitmek hata olurdu hemen anlarlardı oyunu anladığımı

Hastaneye yakın bir yerdeyken başım dönmeye başlamıştı bile kötüydüm Bunun farkındayım acaba o yemeye ne kattılar?

Böyle aptalca bir oyunun içinde olduğuna inanmıyorum

Motorun hızının gittikçe düşünmüştüm kaza yapabilirdim her an bunun farkındayım ama neyse ki zar zor da olsa hastaneye kadar gelebilmiştim motoru Park ettikten sonra motordan inip yavaş adımlarla hastaneye doğru yürüdüm

Gözlerinin önü kararmaya başlamıştı dengemi kaybediyor gibiydim kısa süre sonra hastanenin kapısından girmiştim Ama daha fazla dayanamayıp kendimi yere atmıştım

En son hatırladın bana bu gelen bir hemşire sonra tamamen bir karanlık

Bir ormanın içindeyim ben en son hastaneye gelmemiş miydim? Orman sisli ve karanlıktı gözümün önünü zor görüyordum

Karanlıkta ilerlemeye başladım adım attıkça sisler dağılıyor gibiydi. Hayır adım attıkça sisler başka yerlere gidiyordu

Önüne kocaman patika yolu açılmış sadece karanlık vardı ağaçları ve diğer her şeyi sis kapatıyordu sadece gözümün önünde gördüğüm bir patika vardı

Yavaş adımlarla ilerlemeye başladım birden yanımdan hızla geçip giden beyaz bir şeyle kalakaldım önünde koşarak giden beyaz bir tilkiydi

Ben ona şaşkınca bakarken tilki biraz önümde Durmuş ışıl ışıl parlıyordu karanlığın içinde kafasını çevirip bana baktığında gözlerinin kan kırmızısı olmasıyla bir adım korkuyla geriye çekilmiştim

Hayatımda daha önce bir tilki görmemiştim hayatımda daha önce böyle bir tilki olduğunu bilmiyordum

Bana baktı sana geri önüne bakıp geri bana baktığında beni takip et der gibiydi ona korkuyla bakmama rağmen o bana öylece boş gözlerle bakıyordu

Bana birden koşmaya başladı peşinden koşmaya başladım korktum şeyin peşinden gidiyordum neden?

Bunu bilinçsizce yapıyormuş gibi hissediyordum bir süre sonra bir yerde durması ile Ben de durmuştum

Baktığı yere baktığımda bir sürü bembeyaz giyimli insanlar vardı şaşkınlıkla kalakaldım

Onların hepsi belirli bir yerde toplanmış gibiydi sana etrafı incelerken bir tabela gördüm üzerinde mezarlık yazıyordu

Gözlerim şaşkınlıkla açıldı sana gece tilkiye baktım O bana bakmıyordu sadece insanlara bakıyordu Daha doğrusu ölü insanlara

Sonra kendi üzerime baktım şaşkınlıkla kalakaldım üzerinde Ben beyaz bir elbise vardı tıpkı onların üzerindeki gibi

Ben ölmüş müydüm?

Şokla kafamı tilkiye kaldırdım da ona baktım

" Öldün mü?" Diye sormuştum korku yoktu sesimde ya da hiçbir duygu yoktu

Tilki kıpkırmızı gözlerine göre bana diktiğinde gözlerinin rengi değişmişti şu anda masmavi durgun bir su gibiydi gözleri

Bana cevap vermeden ormana doğru yeni koşup gitmişti sislerin arasında kaybolmuştu

Ben şaşkınlıkla ona bakarken geri mezarlığa baktım da herkesin bana baktığını gördüm

Korkuyla ne yapacağımı şaşırmış bir haldeydim yavaş adımlarla mezarlığa doğru ilerledim kapısında durup onlara baktım

İçlerinden birisi kapının yanına gelmişti

-" misafir" demişti korkutucu ve ürkütücü bir şekilde

Korkuyla bir adım geri çekildiğinde başka birisi gelip onu geri çekmişti

-" herkesi korkutmayı kes "demişti bir başkası

Burası neydi neler olduğunu çözemiyordum

-" git " dedi içlerinden bir başkası

-" Daha yaşayacak çok günün var git buradan burası senin için uygun bir değil" dedi içlerinden yaşlı birisi

Ben ne yaşadığımı düşünürken adımların geriye doğru gitmeye başlamıştı bile

Ormanın içine gittim derinliklerinde geldim karanlığın içinde yürüdüm

Sonra tekrar tilki karşıma çıktı kızıl gözleri yine yoktu sadece mavi durgun gözleri vardı

Yine onu takip etmemi ister gibi hareket etmişti yine istemsizce onu takip ettim

Otomatik bir şekilde onu takip bu sefer ormanın çıkışına gelmiştik

Tilkiye baktığımda o çoktan gittiğini gördüm

Ormanın çıkışında koca bir şehir vardı

Şehre doğru yürümeye başladım beni neden beklediğini bilmeden şehrin girişinde Durmuş öylece içeriye bakıyordum beyaz elbiseli kimse yoktu Herkes rengarenk girilmişti

Adımımı atmamla hepsi simsiyah olmuştu ben korkuyla geri adım atarken hepsi bana taşlar atarak git buradan diye bağırırlardı ben kaçarak geri ormana gelmiştim

Nerede olduğumu bilmiyor korkuyla ilerliyordum

Bir süre sonra tekrar tilki karşıma çıkmıştı gösteri bu sefer yepyeşildi istemsizce tekrar onun peşine düşmüşüm

Bu sefer ise beni ormanın içinde büyük bir gölün kıyısına getirmişti her taraf yemyeşil ve çok güzeldi sanki cennette gibiydim

Çok susadığımı hissederek suya doğru ilerledim suya eğilip Bir yudum içeceğim an su kan kırmızı olmuştu Hayır kankamızı değildi tamamen kan olmuştu

Korkuyla geri çekilirken etrafıma bakındım her taraf kapkaranlık ve ürkütücü tilkiye baktığımda kıpkırmızı gözleri ile sadece bana bakıyordu

Korkuyu iliklerine kadar hissettiğimi anladım sanki ölüm anım şu anmış gibi geliyordu

Sonra gür ve yüksek bir ses yükseldi

-" Seni hiçbir yer kabul etmiyor yaşadığın yere geri dön daha vaktin dolmamış senin " demişti yüksek bir şekilde etrafıma bakıldığında bu sesin tilki'den geldiğini anlamıştım

Şu an birden her taraf karanlık oldu ben de karanlık bir çukurun içine düşüyormuş gibi hissetmiştim Çığlık atıyordum sesim çıkmıyordu kendi sesimi duymuyordum

Karanlığın içine gömülmüştüm

Karanlığın içinde bir ses duydum

-" kalbi durmak üzere acele edin" demişti yabancı bir ses

Karanlıktan dolayı hiçbir şeyi görmüyordum karanlığın içinde bir sesti işte

 

 

~ Bölüm Sonu ~

Loading...
0%