@x1hayat1w
|
8 dakika 7 saniye Kapı açılıp polislerin içeriye girdi zamandı Bülent abi ile bir adam daha vardı Adam karşıma geçip oturdu. Bülent abi ise duvara yaslanıp bize baktı -" Merhaba Ela ben başkomiser Soner Arıca" dedi elini uzatarak ve diğer elindeki dosyayı masaya bırakarak Elini tutup sıktım. " Memnun oldum komserim ismimi zaten biliyorsunuz" dedim emin bir şekilde Elimi geri çektim. Fazla temastan hoşlanmıyorum hatta bir insana donmak bile kötü hissediyor beni Kirli olan bana dokununca onları da kirli etmekten korkuyorum. Kendisinizi lanetli diye görmek ve bu lanetle herkese zarar vereceğini düşünmek çok saçma olsa da öyle düşünmeme sebeb olmuşlardı Soner " Öncelikle korkma Ela sadece sorular soracağız bize doğru cevaplar verirsen sevinirim" dedi nazikçe Sesi ne kadar nazik olsa bile gözlerindeki sorgulayan şüpheleri görebiliyorum Hep yalanların içinde büyüyünce insan sadece gözleri okumaya başlıyordu. Gözler yalan söylemezdi " İsteğinizi sorun komiserim dürüst cevaplar vereceğim" Soner " Peki. Aileni en son gördüğün zaman ne zamandı ?" Dün sabah 9.32 " Dün sabah " Soner" Kampa gitmeden önce yani " dedi teyit etmek için " Evet " dedim kesin bir şekilde Arkama yaslandım çünkü bu sorgu uzun olacak gibiydi Soner" Tamam bir saat vere bilir misin?" " Hayır ama 9.30 civarı idi otobüs o saatte gelecekti " Soner" Peki. Ailende son zamanlarda bir gariplik sezdin mi?" Evet! " Hayır " kesin bir şekilde Soner " Ailenin düşmanları var mı?" O pisliği düşmanı çoktu ama düşmanlarını engellemeyi iyi bilirdi " Bilmiyorum" Soner " Babanın vücuda uyuşturucu teşhis edildi bir bilgin var mı?" Evet onların yaptığı pisliklerden birisi idi " Bilmiyorum" dedim sakince bana kaşlarını çatarak bakıyordu Soner " Çok sakinsin ailen ölmesine rağmen" dedi şüpheci ve sorgular bir şekilde " Normal halim" dedim sakince Bir robottan ne bekliyorsunuz ki? Soner " Babanın ve abinin silah kaçacaklığı yaptığını biliyor musun?" Dedi bu sefer sert bir şekilde Sabrı tükenmişti " Bilmiyorum " demem ile sinirle ayağa kalktı sandalye yere düşmüştü Yere düşen sandalyenin sesi odada yankılandı. Sakin halimden ödün vermedim Sertçe ellerini masaya vurup öne doğru eğildi Soner" Bana bak velet buraya kaç tane kişi geliyor ve aynı bilmiyorum sözlerini söylüyor haberin var mı? Ben hepsine inansaydım şu an başkomiser olmazdım beni yorma ve bildiklerini anlat" dedi sinirle " Farkındayım görevinizi yapıyorsunuz ve bende vatandaşlık görevimi yapıyorum söyledim gibi bir şey bilmiyorum " Bana sinirle baktı. Bu bakışlar normal bir insanın telaşlanmasına sebep olurdu ama dediğim gibi normal bir insanı telaşa sokardı bir robota etkisi olmazdı Soner" Anlaşıldı bizi zorlayacaksın madem bir şey bilmiyorsun o zaman bir kan tahlili sonucuna baktırsın uyuşturucu var mı acaba kanında?" " Nasıl isterseniz " diye kabul ettim O lanet zıkkımı bana veripte onlara karşı çıkma ihtimali yüzünden vermediler temizim Korkma mı beklediğini görmüştüm benim sakinliğim onu dumara uğratmıştı Soner " Bülent eve ekip gitti mi? Evinizi aramakta da bir sorun olmaz o zaman " dedi alayla " İşinizi yapın lütfen" dedim aynı sakinle O evde bir şey yoktu. Arka bahçede koç eskiden kalma yapay bir ağaç vardı yapay olduğunu çok zor anlaşılırdı Demirden olan bu ağacın içinden merdivenlerden inip evin altındaki gizli mekana girerlerdi Bu çok eskiden beri böyleydi şu ana denk kimse fark etmemişti. Eve bağlı değildi o ağaç sayesinde girip çıkılırdı Tüm her şey oradaydı uyuşturucular silahlar ve daha bir çok şey sadece abim ve babam bilirdi ben ise tesadüfen öğrenmiştim Bildiğimi kimse bilmezdi Bir kaç kez oradan silah alıp onları öldürmek istedim ama ben ailesini katleden bir cani olmak istememiştim Bülent " Komiserim şimdi varmışlar" dedi telefonu ile uğraşırken Mesaj atmış olmalıydı diğer polislere Ben gayet sakinim çünkü orasını nerdeyse kimse bilmezdi. Orası belki de benden başka bilen yoktu Neden gerçekleri söylemiyorum diye düşünüyorsunuz biliyorum Onlar ölmüş olsa bile amcanlar kuzenlerim ve bu işlerde olan diğerlerin hedefi ben olacağıma eminim Amcanlar ve kuzenlerim de babam ve abim gibiydiler Babam ve abim beni herkesin becermesine izin verdikten sonra defalarca onlarda bana tecavüz etmişti Herkes kapalı kapılar ardında olan şeyin tecavüz olduğu bilmesine rağmen hala önüme çıkıp bir gece daha istemeleri ise bana yapılan ayrı bir İşkence idi Sanki onlara zorla değilde kendi isteğimle kalıyormuşum gibi davranmaları canımı yakan ayrı bir konuydu Yapmadığınız bin tane şeyle suçlanınca insan alışıyor ve tepki de vermiyor tam şu an olduğu gibi Suçlu benmişim gibi hissetmemi istiyordu ve açık vermemi Ama ben bunları defalarca yaşadım benden göreceği tek şey sakinlik Soner " Ailenle en son konuştuğun zaman ne zaman?" Diye başka bir soru yönetmesi ile düşmüş olan sandalyeden bakışlarımı çekip ona baktım " Kampa gitmeden önce sonra hiç konuşmadım" Soner " Ailen nereye gidiyordu?" " Bilmiyorum iş gezisi dediler" Soner " Ailen nereye gittiklerini söylemediler mi?" " Hayır" Soner " Ailenin arabasından Yunanistan'a dört bilet çıktı ailen kaçıyordu" " Bilmiyorum söyledim gibi bana iş gezisi dediler" Başkomiser masanın etrafında dolanıp yanıma geldi göğüsümde birleştirmiş olduğum kollarımı çözüp ellerimi masaya koydu Soner " Ela ailen kaçıyordu seni yanlarına almak yerine neden iki hafta önce tanıdıkları bir adamla kaçıyorlardı?" Dördüncü kişi kimdi ki? Ailemin umrumda olmazdım. Ben onların nefret ettiği kişiydim ölmemi çok isterlerdi Ellerime baktım titremiyordu benden bir konuda bir duygu göstermemi bekliyordu Robotun duygusu olmaz ki? " Bilmiyorum bunu kaçıncı defa demem lazım" dedim bıkkınlıkla Önce ellerime sonra bana baktı. Açık saçlarımı eliyle arkaya attı ben ise her hareketini izledim Eğer şu an sorguda ve karşımdaki bir polis olmasaydı bana dokunmasına izin vermezdim Soner " Bence bildiğin şeyler var neden saklıyorsun? Eğer korktuğun birisi varsa bize güvene bilirsin seni korkuruz" Ben bu sözleri çok duydum komiser hala aynıyım ve hayatım diye bir şey kalmadı Herşeyi tek tek alındı elimden yaşamak istemiyorum keşke bende ölsem Ölürsem geçer mi? Bilmiyorum Hala bana değiyor olan ellerini ittirdim " Böyle bir şey olsaydı bu kadar sakin olmazdım bilmiyorum bunu anlıyor musunuz?" Dedim Birden silahını çıkarıp başıma tutu çenemi sertçe tutup arkaya yatırdı bana yaklaşıp tıslayarak konuştu Soner " Ne sanıyorsun beni aptal mı? Bilmiyorum laflarına inanmıyorum! Bana doğru söyle kime çalışıyorsun kendi ailesini bile öldürecek kadar olan ne!?" Önce bana sinirle bakan gözlerine sonra anlıma dayadığı silaha baktım çenemi sıkıyordu yine de konuştum " İkimizde o silahı ateş edemeyeceği biliyoruz elinde kanıt var mı? Yok değil mi? Kanıtlar ile gel bana komiser çünkü bilmediğim şeylerin kanıtını bana suna bileceğini düşünmüyorum " Sinirle soluyordu Bülent abi gelip benden çekmişti onu Soner" Merak etme yakında kanıtları getireceğim " dedi emin bir şekilde Çenemi sıkmıştı bir elimle çenemi ovdum " Olmayan şeyleri nasıl sunacaksınız merak ediyor ve eninde sonunda suçsuz olduğum ortaya çıkacak o zaman dava açacağıma enim olabilirsiniz " Böyle bir yapmazdım ama haddini bilmesi lazımdı Kaç kez yardım diye sığındığım karakol beni kurtaramadı ama şu an o pislikleri kimin öldüğünü bulmaya çalışıyordu Kim yaptı bilmiyorum ama en iyisini yapmış Amacamlar eminim gelip beni alacaktır Amca ha onlarla soysuzlar pislikler Cehhennemden çıkış yoktur Çıkış kapısı sanarsınız ama daha çok alevin içinde bulursunuz kendinizi Karşımdaki adama bana öfkeyle ve nefretle bakıyordu. Soner " Beni mi tehdit ediyorsun?" Dedi alayla Omuzlarımı kaldırıp indirdim " Sizi tehdit etmiyorum sadece olacakları söylüyorum" Soner " Et ulan isteğin yere şikayet et!" Diye bağırdı Ona bakıp göz devirdim. Sinir insanın kontörlü elinden alıp onu bir canavara çevirdi Sinir bu duyguyu sonuna kadar yaşayıp bir canavara asla dönüşmemiştim Ben insan olamamıştım ki de canavar oluyum Ben neydim? Hala duyguları var olan sürekli ölmek isteyen ve asla kendini öldüremeyen bir ucube mi? Bülent abinin başkomiseri odadan çıkaralı 2 dakika 11 saniye olmuştu Ben ise hala yerde düşmüş bir şekilde duran sandalyeye baktım gelen giden yoktu öylece bomboş bakıyordum ayağa kalkıp düşmüş olan sandalyeyi düzeltip yerime geri oturdum Tavandaki beyaz ışığa baktım Onlar öldüler mi gerçekten? Diye duyduğum küçüğümün sesiyle ona baktım Beyaz kapıya yaslanmış bana bakıyordu yere eğilip kapıya yaslanarak oturdu " Galiba öldüler hala cesetlerini görmeden inanmayacağım ölü soğuk bedeni görmek lazım" Bizi mi suçluyorlar? Diye sordu bu kez korku dolu bir şekilde Küçük ben her türlü şeyden korkardım. Sadece kendimi gördüğüm cama baktım " Evet suçlu ilan ediliyoruz ama gerçekler illaki ortaya çıkacak" Bu odayı sevmedim çıkalım dedi korku dolu bir şekilde Ona baktım " Ben sevdim güzel dekore edilmiş havalı duruyor " Çok değiştik dedi üzgün bir şekilde Büyüdükçe değişiyoruz. Zaman insanı değişiyordu Masum bir çocuğu kötüye çevire biliyordu Aslında buna sebep olan insanlardı çevre ne kadar kötüyse o insanda o kadar kötü olur derler hayır çevrem kötü olsa bile kötü olmadım Ne zaman eve gideceğiz? küçük benin evi vardı en azından öyle sanıyordu Evsiz kimsesiz birisiyim Hayatta en acı şey ne ailen olarak aile özlemi mi çekmek? Yoksa defalarca tecavüze uğramak mı? Yada küçük topum tanesi kadar olan bir bebeğe sahip çıkamamak mı? Anne olmayacağını öğrenmek mi? Abinin , babanın , kuzenin , amcanın bile tecavüz etmesi mi? Hangisi daha acı bilmiyorum Hepsi kaldıramayacağım kadar ağır şeylerdi Bir söz var Rabbimiz bize kaldıramayacağımız şeyleri vermezmiş Hepsi fazla ağır şeylerdi. Kaldıra bildim mi? Hayır sürekli ölmeyi dinlemekle kaldıramazdım kaldıra bileceğim yükler değildi Bedenimdeki izler kadar ruhumada işlenmişti izler Kimse görmesin diye saklamak zorunda kaldığımız izler vardır. En derin yaraları kendi içinizde yenmeye çalışmak zorunda bırakılmak zorunda kalıyoruz Yanlızlık nedir? Onca insanın arasında yapayanlız olmam normal mi? Bülent abi gelip beni alması ile sorgu odasından çıkmıştım. Revir de kan verip çıkmama izin verdiler şehir dışına çıkmam yasakmış birde Karakoldan çıkmak için çıkışa doğru giderken Savaş hocayı görmem ile ona doğru yürüdüm " Hocam siz hala burada mısınız? Keşke gitseydiniz ben hallederim" Savaş " Çok tuhaf bir kızsın neyse düş önüme evine yada akrabalarına bırakayım" O sırada girişten içeriye giren Amcamları gördüm Biliyordum. Benim cehhennemim hiç değişmeyecek Onların arkasından Suna teyzemi görmemle gülümsedim Suna teyzem annemin tek akrabası sürekli beni korumaya çalışırken o da babamdan dayak yerdi ben daha 9 yaşında iken babam onu bir adama vermişti o zamanlar teyzem 18 yaşına yeni basmıştı Evlendikten sonra bir daha bize gelemedi. Babamlar izin vermedi Teyzemin bir oğlu ile bir de kızı olduğunu duymuştum Şu an ise hala çok güzel bir kadındı. Teyzem beni görmesi ile hızla Amcamların yanından geçip gelip bana sarıldı Suna " Ela çok şükür iyisin abin iyi mi? " Diye sordu Yanımıza gelmiş olan kuzenler ve amcanlar teyzemden beni ayırdılar Amcam Efendi Kartal kuzenlerim Bars , Pusat ve Mamuş Bars " Hepsi ölmüş emimizden bize emanet Ela " dedi sanki gerçekten öyleymiş gibi Bana yapacakları eziyetleri biliyordum. Teyzemin beni amcama bırakacağını sanmıyorum Suna " Ablamdan bana emanet asıl çek o ellerini" dedi sinirle Hala kolumu sertçe tutan Bars beni Pusat'a doğru itip teyzemin üzerine yürüdü ama Savaş hoca konuşması ile durdu Savaş " Ela 18 yaşında kimde isterse onda kalır" demesi ile amcam ona döndü Efendi " Sende kimsin bundan sana ne?!" Diye sinirle söylendi Savaş " Ela'nın öğretmeniyim beyefendi" Amcam bunu duyması ile daha saygılı bir hale geldi. Savaş hoca ise ona göz devirip bana döndü Savaş " Ela kimle kalmak istiyorsun " Pusat kolumu daha sert sıkmaya başladı. Bu uyarı gibi bir şekilde yapmıştı Teyzem tabiki fark etmişti bir anda birisi tarafından çekilip Pusat'ın elinden tutulmuştum kafamı çevirip bakınca teyzemin kocası Kemal abiydi İyi bir insandı beni kurtarmak için çok uğraştı ama eli kolu bağlınıyordu Suna teyzeme de deli gibi aşktı Kemal " Bu soruya gerek yok hocam tâbiki de bizimle kalacak ben Ela'yı bu pisliklere bırakacak değilim" diye konuştu iğrenti ile Efendi " Laflarına dikkat et Kemal " dedi tehditkar bir şekilde Suna teyzem amcama yaklaşıp kulağına bir şeyler söyledi gözlerindeki korkuyu gördüm Efendi amcamdan Efendi " Bars hadi ifadeli verin gidiyoruz çok istekliler bir sürtüğe bakma bari baksınlar" diyip gitti Kemal " İyi misin Ela?" Diye nazikçe sordu çoktan benden uzaklaşmıştı " İyiyim" Teyzem yanıma gelip tekrar sıkıca sarılıp kulağıma fısıldadı Suna " Korkma seni onlara vermeyeceğim hala onları senden uzak tutacak bir kozum var " Teyzem benden ayrılması ile gülümsedim İçten değildi belki de sahteydi. Bilmiyorum ama teyzemi görmek bana şu an biraz iyi gelmişti " Artık gidelim mi teyze?" Diye sordum Kemal " İfade vermemiz lazım Ela biraz beklemen gerekiyor" dedi eniştem kafamı sallayıp onayladım Suna " Tam olarak nasıl olmuş Ela?" Diye merakla sordu teyzem " Bilmiyorum kaçıyorlarmış sonra saldırıya uğramaşlar yani ben böyle anladım" Kemal " Kim bilir yine ne halt yediler" diye sinirle soludu Suna " Tuğçe'yi defalarca uyardım ama nafile o adamla ne işler çevirdiler ise sonucu gördük" dedi hala anneme sinirli idi Ben ne hissediyorum bilmiyorum teyzem ve eniştem ifade vermeye gittiler. Savaş hocayla kalmıştım O sıra Bars yanımıza geldi. Bana bir kağıt uzattı ona sonra kağıda baktım elinden kağıdı aldım Açıp baktım Fazla umutlanma küçük sürtük ya kendi isteğinle gelirsin yada sevgili teyzenin hayatını cehenneme çevirerek Geri ona bakmam ile kağıdı aldı elimden Bars " Pusat şu an ifade veriyor seçim senin " diyip gitti Savaş hoca kaşlarını çatarak bakıyordu Savaş " Ela sorun yok değil mi?" Diye sordu " Hayır yok teyzeme söyler misiniz kendi evimde kalacağım yanlız kalmaya ihtiyacım var" diyip hızla yanından ayrıldım
_ Bölüm Sonu _
|
0% |