@x1hayat1w
|
Okuduğum kelimeler zihnimde defalarca tekrar ediyordu Ne yapacağım şimdi? Savaş hocanın evine gelmiştim salonda koltukta otururdum hiç rahat değildim olmayacağım da Koza ise kucağıma gelmişti şu an onu seviyor olsam bile hala korkuyorum hala olanların etkisindeyim Savaş hoca ise mutfağa geçmişti ben hala ne yapacağımı düşünüyordum Koza'nın kucağımdan kalkması ile kafamı hafif kaldırıp oraya baktım Savaş hocanın ayaklarının dibine gitmişti Savaş hoca yavaş adımlarla yanıma geldi Önümü kahve koyması ile hafif tebessüm ettim " Teşekkürler" dedim soğuk bir şekilde Savaş " Bu da sana " diyip kahveyi koyduğu masaya birde poşet koydu kaşlarımı çatarak baktım " Bu nedir?" Diye sordum saygılı bir şekilde Savaş " Yeni bir kitap seversin diye aldım küçük bir hediye" İlk kez birisi bize hediye alıyor dedi küçük ben Ona baktım. Koltukta otuyordu kitap poşetine sevinçle bakıyordu Geri poşete baktım " Teşekkürler" dedim normal bir şekilde Ama hiç normal değildim ilk kez bir hediye almıştım ilk kez birisinin beni gördüğünü anladım Savaş" Senin hakkında merak ettiğim şeyler var doğrusu sakıncası yoksa sora bilir miyim?" Kafamı kaldırıp 2 saniye yüzüne baktım kafamı sallayıp onayladım Kahveyi alıp bir yudum içtim Rahat olmadığımı anlamış gibi benden on uzak yere oturmuştu Koza ise geri yanıma gelmiş yan tarafımdaki boşluğa yatmıştı Savaş " Hiç Kübra hoca ile Babanı yan yana gördün mü?" Neden bunu soruyor ki? " Bunu neden sorduğunuzu merak ediyorum doğrusu" diye söyledim Savaş " Kübra hoca Betül'e uyuşturucu vermiş kampta ailenin kanında çıkan uyuşturucu ile aynı" Şaşırdım doğrusu Ne yani bu yüzden mi bize geliyordu? Uyuşturucu için " Bir kaç kez gördüm ama ne konuştuklarını duymadım" Savaş " peki amcanlar ile neden küskünsünüz" Babam beni uyutup diğerlerine vermeye başladı zamanla önlem amaçlı amcamlara küs gibi davrandılar uzun zaman onlarla sadece ikinci telefon ile konuşuyordu Eğer bir gün yakalanırlar ise amcamların başı belaya girmeyecekti " Bilmiyorum" diye yalan söyledim Savaş " Hmm peki. Amcanlar ile neden kalmak istiyorsun?" " Neden bunları merak ediyorsunuz?" Dedim kaşlarımı çatarak Savaş " Ela farkın değil misin? Bu işler yüzünden başın belaya girecek bildikleri anlat" dedi otoriteli bir şekilde " Bildiğim herşeyi polislere söyledim zaten" Savaş " Ela sana yardımcı olmaya çalışıyorum eğer ki yalan söylüyorsan sonuçları kötü olacak biliyorsun" " Sizden yardım istemedim bu konular sizi ilgilendirmiyor bırakın polis işini yapsın sizde bulaşmayın" dedim sakince o sırada telefonuma gelen bildirimler ile telefonu alıp açtım Pusat : Ela hemen aşağıya in seni alamaya geldim bana zor kullandırma! Pusat : O öğretmen bozuntusuna bir bok anlatır isen seni kendi ellerimle öldürüm! Hemen aşağıya gel! Gitmek istemiyorum ne yapacağım ? Cehhenmden çıkmak istiyorum artık ama çıkış yoktu! Telefonu kapatıp yanıma koydum. Savaş " Kim o?" Diye sordu " Sizi ilgilendirmiyor" dedim soğuk bir şekilde Savaş " Şu an gerginlikten ölecek gibisin " Bu kadar belli mi ediyorum? " İznizle gitmem lazım " diyip ayağa kalkıp telefonu alıp çıkışa doğru yürüdüm Savaş" Nereye?" " Eve " Eve? Evim bile yoktu benim Savaş " Bekle bende Koza'yı ile yürüyüşe çıkacağım" dedi ona döndüm bardaklar mutfağa koyup geldi Koza çoktan kapının önüne çıkmıştı. Abarmanın üçüncü katından aşağıya indik Koza önden hızla inmişti ben ise sadece ayaklarıma bakıyordum Beyaz spor ayakkabım ve merdivenler Aparmandan çıkmamız ile Pusat arabadan inmiş beni görünce zaferle gülümsedi Pusat " Hadi Ela hızlı ol işlerim var!" Dedi sert bir şekilde Derin bir nefes alıp verdim hızlı adımlarla eve girip kapıyı kapattım Ne yapacağımı bilmiyorum? Ormana gidelim kulübeye bizi bulamazlar dedi küçük ben Ormanda terk edilmiş bir kulübe vardı arka bahçeden ormana girip kulübeye doğru gide bilirim Hadi kaçalım! Dedi neşeyle Onun için herşey oyun gibiydi Odama girip çantama eşyaları doldurdum. Mutfağa geçip yiyecek şeyler aldım telefonu açıp Pusat'a yazdım Ela : Seninle gelemeyeceğim dışarıda sivil polisler var farkındaysan git buradan! Pusat : Ailen ölünce dilin uzamış merak etme bunların cezasını zevkle vereceğim Ela : Bulabilirsen ödetirsin Telefonu yere atıp ayağımla iyice parçaladım sonra kalan parçalarını alıp tuvalete attım Camdan dışarıya bakınca sinirle arabasına binip giden Pusat'a baktım Pencereleri ve kapıları iyice kapatıp arka bahçeye çıktım. Sivil polisler bu tarafı görmezdi Hızla çitlerin oaraya gidip üzerinde geçip ormana doğru hızla ilerledim Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama uzun süre yürümüştüm Ormanın derinliklerinde olan bir kulübeydi kimse ormanın içine bu kadar girmezdi ben dışında Kulübeye geldiğimde akşam olmuştu çantama koymuş olduğum mumları kullanarak etrafı aydınlattım Sen salaksın! Polisler evde olmadığı fark edince başın belaya girecek! Haklıydı! Ben neden bu kadar ani kararlar veriyorum! Şu an ne yapmam lazım bilmiyorum telefonu da kırdım harika ben kafayı yedim kesinlikle Seni kandırdım dedi neşeyle ona baktım Oyun oynuyoruz sanıyordu ve bende ona kanmıştım Korku insana çok şey yaptıyordu. Düşünmenizi engelliyordu aklınıza ilk gelen çözümü yaptırıyordu O an o korku ile doğru karar verdiğinizi sanırsınız ama aslında en yanlış kararı vermişsinizdir Oturmuş ne yapacağımı düşünüyordum
♪ Barlas Gündoğdu ♪ Koza'nın tasmasında küçük bir kamera vardı yakındaki bir parka gelip Ela'nın ne yaptığını izliyordum Kübra yakalanmıştı ama şimdi yeni görevim Ela'nın ailesinin yaptığı bu büyük uyuşturucu işiydi Bu işle bağlantısı olan herkesi bulacaktım Ela'nın sorgusunu izlemiştim Çok saksindi. Bir şeyler biliyordu ve saklıyordu Ama bugün gördüklerimle şaşırmıştım Bars denen kuzenden kaçmıştı resmen son anda yetişmesiydim şu an ne halde olurdu bilmiyorum Neden onu koruyordum? Korkuyu gözünde görmüştüm sürtük olsaydı bu kadar kokrmazdı yoksa hayır bu çok kötü Ona yardım edeceğim ne olursa olsun gerçekleri ortaya çıkaracağım Şu an ise evinde yoktu ne teyzesi de ne de amcaları da hiç bir yerde yoktu telefonunu tuvalette parçalanmış bir şekilde bulundu Soner ile konuşmuştum bu operasyonda bende vardım onunla çalışmak zorunda idim Ela'yı bulacağımı söylemiştim Koza'ya onun bir kıyafetini koklatıp bulmasını istemiştim Ormana doğru gidiyorduk. Uzun bir yürüyüşten sonra ormanın içindeki kulübeye gelmiştik uzaktan oraya baktım Hafif içeriden ışık geliyordu orada olmalıydı Koza'yla beraber oraya doğru yürüdüm kapıyı çaldım Ela " Kim o?" Dedi temkinli bir şekilde Şu an rahatladım telefonu çıkarıp Soner'e onu bulduğumu söyledim bu işi bana bırakmasını söyledim " Benim Ela aç kapıyı" dedim nazik bir şekilde Kapı açması ile Koza hemen içeriye girip onun ayaklarının dibine gidip ona sürtündü Ela 2 saniye bana şaşkınca baktı sonra bakışlarını benden çekip Koza'ya baktı Ela " Hocam siz beni nasıl buldunuz? " Diye şaşkınca sordu " Koza buldu. İçeriye gelecelim konuşacak çok şey var" dedim net bir şekilde Gerildiğini anladım yine de kafasını sallayıp geri çekildi içeriye girip kapıyı kapattım Küçük bir kulübeydi içerideki koltuğa oturdu Koza da kucağına Hala anlamıyorum Koza bana bile bu kadar düşkün değilken bu kıza nasıl bu kadar düşkün oldu anlamıyorum Bende bir sandalyeye çekip karşısına oturdum. Ben konuşurken gözlerime bakması sinirime dokunuyordu " Öncelikle benle konuşurken ve ben konuşurken gözlerime bak Ela " diye uyardım bana baktı hemen geri gözlerini çekti Oflayıp hafif öne eğildim kollarımı dizlerime yaslayıp ellerimi birleştirdim " Peki. Anlat bakalım neden buradasın? Ela yalan istemiyorum" Ela " Sadece canım sıkıldı bende geldim" dedi yalan söyleyerek Bu kız neden bu kadar çok yalan söylüyor? Hayatta en nefret ettiğim şey yalan iken hemde Derin bir nefes aldım " Ela yalan söyleme telefonu bile parçalamazsın bak derdini anlat sana yardımcı olacağım" dedim nazik olmaya çalışarak Neden bilmiyorum ama onu korkutmak istemiyorum güzelliği ve masumlu vardı bunlar beni etkiliyor mu acaba? Neden sürekli onu izlerken kendimi buluyorum? Ela " Yalan söylemiyorum" Hala yalan bu kız yalan söylediğinde baş parmağını işaret parmağına bastıyordu bunu istemizce yaptığına eminim " Ela yalandan nefret ediyorum şu dünyadaki en nefret ettiğim şey yalan bana bak Amcamlardan mı kaçıyorsun?" Diye sordum Ela " Hayır" dedi kesin bir şekilde ama baş parmağını işaret parmağına bastıyordu yalandı demek onlardan kaçıyordu " Amcanlar yüzünden mi yalan söylüyorsun? " Ela " Yalan söylemiyorum onlarla alakası yok!" Dedi net bir şekilde Ama baş parmağını işaret parmağına bastıyordu hala Ayağa kalkıp Koza'ya bakan kafasını kaldırdım Gözlerine baktım bana şaşkınca baktı sonra gözlerini benden çekti " Yalan söylüyorsun hala Ela başındaki bela ne kadar büyük farkında mısın? Yardım edeceğim söz veriyorum sadece bana gerçekleri söyle başka kimse bilmeyecek" dedim net bir şekilde Gözleri gözlerime baktı sonra geri çekti çenesindeki tutuşumu çektim Ela " Neden yardım etmek istiyorsunuz? Siz kimsiniz öğretmen olmadığımız belli " dedi net bir şekilde Fark etti mi? Ama nasıl? " Görevimi yapıyorum " dedim yalan söylemeyerek Ela " Ne görevi gizli bir polis filan mısınız?" Diye sordu merakla " Hayır Ajanım görevim sadece Kübra'yı yakalamak idi o yakalandı şu an ise bu uyuşturucu ile bağlantısı olan herkesi yakalamak için görevliyim" Anladığım kadarıyla Ela bana güvenmiyordu bir amacım olduğunu anlamıştı Kafasını salladı beni onayladı bir süre konuşmadı aklından ne geçiyor bilmiyorum ama düşündüğü kesindi Koza arada yüzünü yalıyordu o da Koza'yı seviyordu
♪ Ela Sis Kartal ♪ Ajan görevi onları bitirmek yardımcı olursam cehhennemden çıka bilir miyim? Yardım edelim hak ettiklerini bulsunlar dedi hemen küçüklüğüm Ona bakmadım ama bende onların cezalarını çekmelerini istiyordum " Gerçek adınız ne?" Diye sordum yani gizli bir kimlik kullanıyor olmalıydı Savaş " Ela sana bilmemen gereken çok şey söyledim adımı söyleyemem" Haklıydı " Peki. Uyuşturucu işinde amcamlar hatta o mahalledeki herkes yer alıyor yanlış bilmiyorsam bu iş baya büyük şehir arasında bir köprü gibi uzun her yerde kolları var polislerin içinde adamları hastanede her yerde adamları var kaçmayı geçtim en ufak yanlış hareketinizde ölürsünüz" Savaş " Bana isimler vermen lazım Ela " " İsim mi? Size kaç isim veriyim şu an Türkiye'de kaç kişi bu işin içinde olduğunu bilseniz aklınız şaşar ajanlar içinden bile olanlar şu anda bu işlerin ne kadar büyük olduğunu bilmiyorsunuz! Ülke sınırları saymıyorum bile " Savaş" Bunları nereden biliyorsun sen?" " Ne önemi var ki? Şu an bir çok ülkenin en büyük dokunulmazlık hakkı olan insanlar bile bu işte tahmin edemeyeceğiz kadar büyük bir iş bu " Savaş" Zoru severim " " Kötü bir haberim var ama " Savaş" Kötü haber ne ?!" Dedi şaşkınca " Onlara ulaşmak imkansız ne ufak şüpheleri olsun tüm herşeyi siliyorlar onları bulmak imkansız hale geliyor " Savaş" Ben bulurum aklımda bir fikir var ama bu baya zor olacak " dedi kafamı kaldırıp ona baktım 2 saniye sonra gözlerini çektim " Fikriniz nedir?" Savaş " Ölü gözükmen lazım ormanda kanlı kıyafetlerin bulunmalı eğer ölü gözükürsen seni daha iyi koruya bilirim bize daha faydalı olursun" Kala kaldım bu nasıl olacaktı " Nasıl yapacağız?" Savaş " Çantan kıyafet çıkar biraz kanını akıtmamız lazım " demesi ile galiba ne yapacağımızı anladım Kıyafet aldı bazı yerlerini yırttı. Dışarıya çıktık toprakla kapladı sonra iyice kirlenmiş kıyafeti bana uzattı Savaş" Rasgele kan bulaştır " demesi ile cantamdaki bıçakı almıştım onunla bileğimi kestim hiç düşünmeden Savaş" Sana biraz dedim! Bu kadar yapmana gerek yoktu !" Dedi sinirli bir şekilde Hızla kulübeye girip başka bir kıyafet alıp onu yırtıp bileğime sarmaya başladı İlk kez birisi yaramızı sarıyor küçüklüğüm ona baktım ağaca beyaz elbisesiyle yaslanmış bana ve Savaş hocaya yani ajan beye bakıyordu Kolumu sarması bitince yere attığı ve yırtmış olduğu kıyafeti alıp ilerlemeye başladı Savaş" Beni burada bekle Koza yanında kalsın " diyip ilerledi Koza ile kulübeye girdim benim yaralı bileğime hiç deymemesi ile ne kadar zeki olduğu bir kez daha anladım Ne kadar bekledim bilmiyorum ama uzun süre sonra Savaş hoca yani ajan bey işte ismini öğreninceye kadar Savaş demeye devam edeceğim İsmini öğreneceğine emin misin? Hem sana ne! Neden kızıyorsun durduk yere canım? Sen beni öldürdün isteğim zaman sana kızarım! Tamam Savaş " Her şey tamam bu ormanın ana yola çıkan bir yeri var mı?" " Var " Savaş " Tamam hadi yolu göster bizi alacaklar sen artık öldün herkes böyle bilecek Ela en azından herşey bittinceye kadar artık seni koruma görevi Türkiye'ye Cumhuriyeti'nin" Öldükten sonra gelen korumanın ne anlamı var ki Önden kulübeden çıkacağım an kolumu tutup durdurdu Savaş " Üzerine kalın bir şeyler al hava soğuk" dedi Üşümüyorum ama yine de onun dediğini yaptım Neden onun söylediklerine uyuyorum ki? Neden onun yanında güvendeymişim gibi hissediyorum? Bir çok soru kafamda dönüyordu. Koza uslu uslu bizi takip ediyordu. Ana yola uzun sürerdi normalde ama ben kestirme biliyordum Savaş önümüze bir fener tutuyordu sürekli tetikte olması beni geriyordu Sürekli temkindeyim her ana hazır mıyım? Bilmiyorum Şu an tek isteğim bu cehhennemden çıkmaktı ve onların hak ettiği cezayı almasıydı Bunu kendim için yapmıyorum bunu uyuşturucu yüzünden ölen çocuklar için yapıyordum Kendimi önemsemiyordum kendisinde nefret eden bir kız sadece çocukları düşünürdü onlar için bir şeyler yapmaktı Bir çok şey biliyorsunuz çoğu şeyi değiştirecek bir şeyler ama susmak zorunda olduğunuz için bir şey yapamıyorsunuz Kader belki de artık benden yana olmuştur belki de kader de artık bu durumdan sıkılmıştı adalet yerini bulsun istiyordur Bilmiyorum ama artık değişmek zorunda hayata veda eden onca çocuk için onca masum insan için değişmek zorunda Benden çalınan hayatın karşılığında diğer çocuklara hayat olmaya çalışacağım Bu bir şans mı yada bu bir mucize mi? Bilmiyorum Tek bildiğim artık birşeylerin değişme zamanı gelmişti Daha önce yapamadım defalarca çabaladım ama yapamadım ama bu sefer kaybetmek yok bu sefer kazanacağız Kazanacağız çünkü bu sefer kaybedecek bir şeyim yoktu Bu sefer kazanacağız çünkü benden çok şey alındı İlahi adelette onlardan çok şey almak istiyor ve bu defa alacak Ana yola gelmemiz ile Savaş bey birisine yazdı kısa süre sonra kimsenin geçmediği ormanlık yola bir araba geldi Siyah bir araba Savaş bey araka kapıyı açtı Koza koşarak arkaya bindi ben önce arabaya sonra Savaş Bey'in gözlerine baktım 2 saniye sonra gözlerimi ondan çekip arabaya bindim Kapıyı kapatıp öne şoför koltuğunun yanına bindi Şoför koltuğunda uzun boylu kıvırcık siyah saçlı bir adam vardı sadece 2 saniye ona bakmıştım -" Merhaba Ela bana Wifi diye bilirsin herkes öyle diyor" " Neden Wifi?" Wifi " Çünkü internette herşeyi saniyeler içinde buluyorum " " Hacker demek daha mantıklı olur o zaman " dedim Koza'yı severek Hacker" İsteğini söyleye bilirsin adımı söyleyemiyorum biliyorsun " Savaş" Wifi fazla konuştun sür şu arabayı " dedi sinirle Wifi" Tamam Patron " diyip arabayı çalıştırdı
_ Bölüm Sonu _
|
0% |