Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. BÖLÜM(UYANIŞ)

@xayisigiq

Gözlerimi alan güneşle olabilecekmiş gibi daha fazla kıstım, hem Diyarbakır'ın sıcağı hem de temizlik ikisi bir araya gelince çok zorluyor insanı. Aşağı baktığımda annemle ablamın nişan hazırlıklarıyla uğraştığını gördüm ne güzel bir insanın sevdiği biriyle hayatını birleştirme çabası, öyle mutlu oluyormuş ki ablamın o güzel gülüşünden bunu anlamak zor olumuyordu.

"keçe mın oradan bana hele bir su getir." Diye seslendi annem aşağıdan. "Tabi daye getireyim sen kızını hiç yorma zaten bu keçe te ya biçuk (senin küçük kızın) hem okulundan gelsin sana yardım etsin yanındakini hiç kaldırma zaten." Sitemkâr bir sesle konuştum. "Vii hele şuna bak birde oradan hava atıyor sen evleneydin ben yapardım tüm işleri, hoş hangi akıl noksanı seni alırdı zaten." Diye kahkaha attı ablam. "Hıh en azından senin gibi yangından mal kaçırır gibi gitmiyorum okulu bitirir bitirmez." Dedim ve aşağı indim yavaş yavaş elimdeki suyla.

Ablam yalancı bir sinirle baktı bana. "Kız ne yangından mal kaçırması yaşım olmuş 26 ne bekleteceğim daha sevdiğimi." Annem gülerek bizim laf atışmamızı izliyor. "Benim daha ne acelem var daha okulumun bitmesine 1 senem var ben evlenmem kolay kolay hayatımı yaşarım." Ablam bana baktı birde anneme ardından gülümseyerek bana sarıldı. "İnşallah bunu dedikten 5 ay sonra koca bulup da evlenmezsin." ablam, o sıra abimle yengem bahçeye geldiler.

"oo muhabbetiniz bol olsun inşallah, kimi çekiştiriyorsunuz kızlar?" abim, "kimseyi abi ne çekiştireceğiz senin kardeşin eziyet görüyor hepsi bu." Diye dudaklarımı büzdüm. Abimde beni yanına çekip sarıldı. "Benim Nazlı gülüme kimse karışmasın." Gülümseyip abimin yanağından öptüm, yengem gülümseyerek bize bakıyordu.

çok

"Abi bak yengem bizi kıskanmasın?" diye sorduğumdan abim yengeme bakarak. "Onun yerinin bende nasıl olduğunu o zaten biliyor herkesin benim yanımda ayrı bir yeri var." Deyince yengemin yüzündeki gülümsemesi daha da yayıldı. "Sen benim en son kıskanacağım kişisin Narem sizin abi kardeş ilişkinizi o kadar çok seviyorum ki inşallah hep böyle olmaya devam edersiniz." sarıldı bana.

Diyarbakır'ın havası sıcak olsada burayı hiç bir yere değiştirmem ailemin olduğu kendimi bildim bileli bu sıcaklığa alışmıştım.

Elime aldığım kovayla üst kattaki camları silmeye koyuldum hizmetliler olsa 'da bu işi yapmayı seviyordum, camı silerken dilime tuttuğum türküyü söylemeye koyuldum İstanbul'daki evinde yengemle birlikte temizlerken şarkı açmak yerine yengem sürekli benim türkü, şarkı söylememi isterdi.

Bunları düşünmeye dalmışken elimdeki bez aşağı düştü ve bir adamın omzunun üstüne geldi "Ayy çok özür dilerim." Telaşlanıştım adam kafasını yukarı kaldırıp bana baktı gözleri o kadar güzeldi ki ilk başta sert olan elaları bir anda yumuşadı. Hemen içeri girip aşağı doğru telaşla avluya çıkarken avluda çeyizlerini toplayan ablam telaşlı halimi görüp "kız ne oldu?" diye bağırdı arkamdan bende gülerek "Adamın kafasına ıslak bez düştü kız dur." Gülerek avlunu kapısını açtım ve dışarı çıktım köşeyi dönmemle adamla burun buruna gelmem bir oldu.

"Kusura bakma ağam benim sakarlığım elimden kaydı çok özür dilerim." Bakışlarımı yere sabitlenmiş bir şekilde adamdan özür diledim gözlerine bakamazdım abimler falan görürse çok yanlış anlaşılırdı o topa hiç giremezdim.

"Lüzumu yok." Sesi nasılda sert çıkmıştı çok mu kızmıştı acaba? Bende elindeki bezi alıp hemen omzundaki ıslaklığı elimdeki kuru bezle temizlemeye çalıştım, "Reyhanların konağında mı çalışıyorsun yenisin buralarda şayet seni hiç görmedim?" sorusuyla ellerim durdurdum ve yavaşça uzaklaştırdım. "Yok ben Diyarın kız kardeşiyim." Gözlerimi bir dakika olsun yerden ayırmadan cevapladım onu.

Şimdi durduk yere neden benim kimlerden olduğun sordu ki bu, hem ne yapacak benim kim olduğumu? "neden sordunuz ne yapacaksınız benim kim olduğumu?" Sordum kafamı kaldırıp gözlerinin içine bakarken, nedir bu merak böyle ben soruyor muydum kimsin necisin kimlerdensin diye?

Adam bu çıkışıma şaşırmış olacak ki gözleri şaşkınlıkla önce açıldı ve ardından toparlanıp gözlerini başka yere çevirerek, "hayır konuşmanda tavrından buranın kızları gibi değil deme ki sen Diyar ağanın okuyan kardeşisin." Dedi ve başka hiç bir şey söylemeden oradan ayrıldı.

Şaşkınca etrafıma bakındım kimse var mı diye ama Allahtan kimse görmemişti, direk kendimi avlunun kapısına doğru atım tekrardan onun gittiği yöne baktığımda kimseyi görmemiştim ama kalbimi atlılar kovalıyordu resmen. Kalbime saydırmayı bırakıp hemen avluya girdim, ablamda ortalıkta görünmüyordu hemen odama çıkıp yatağa uzandım ve keskin Ela hareleri düşünmeye başladım.

Sonrada kendime kızıp ev işlerine geri döndüm ben ne yapıyordum böyle hayır adama aşık gibi davranmayı anlamıyorum ben ne ara böyle aklı uçuk kaçık şeylere çalışan bir kız oldum Allah aşkına?

Biraz ders çalışmam lazım yoksa bu gidişle önümüzdeki yaz Büte kalıp aileme kavuşamayacaktım.

Ders çalışmaya o kadar odaklanmışken annemin sofrayı kurduğuna dair bağırışını duyup hemen ayaklandı ve kitaplarımı toplamaya başladım, ee bu kadar çalışmak yeterdi sonuçta.

"oo yine döktürmüşsün hafsa sultan neler yapmışsın böyle, vallahi ağzımın suyu aktı." gülümseyerek salona geçip yemek masasına oturdum.

"sorma kızım bir anda olu verdi, amacım cidden bu kadar çok çeşit yapmak değildi zaten yengen güzel bakıyor sana ondan şüphem yok ama ne bilim bir anda oldu işte." bunu söylerken bir nevi masum çocuk gibiydi.

Gülümsedim ve yerimden kalkıp ona sarıldım, yanaklarında sulu sulu öpücükler bıraktıktan sonra. “Elbette yapacaksın sultanım sonuçta yavruların gelmiş sıkma canını sen." dedim

Yemeğe abim, yengem, babam, ablam da oturduktan sonra yemeğe başladık.

Her şey o kadar güzeldi ki doyduğumu bile anlamadım. Gözlerimi yemekten kaldırıp etrafıma bakındım herkes bir muhabbet sohbet içerisindeyim, insanın ailesi yanında olduğu zaman hiç bir zorluğu geçemem diye bir şey yok.

İlk İstanbul üniversitesini kazandığımda babam kati suretle göndermeyeceğini okul hayatımın burada bittiğini söyleyip duruyordu ama o sırada orda olan Diyar abim buna müsaade etmedi, yeni evlenmiş olsada benim onun yanında kalmam da bir sakınca olmadığını söyledi. Aynı şekilde yengem ona yoldaşlık yapacağım içinde mutluydu.

Ben düşüncelerime bu denli derin dalmışken yengemin sözleri sıyırdı beni, "Anne o kadar güzel yemek yapmışsın ki utanır bir daha yemek yapamam ben." gülüşlerinin ardından devam eti, "hatta bak sen gel inat etme bizimle birlikte kal bize güzel güzel yemekler yap." diyerek arkasına yaslandı sevinçle. Annem gülümsedi ve sahte bir kızgınlıkla, "Yok kızım ben sizin o beton dolu şehrinizde nefes alamam, sen çok istersen gelirsin kalırsın burada." gülümsedi annem yengemle yalandan atışmalarını izlerken keyifle yemeğimi yemeğe devam etim.

Yengem tam bir İstanbul hanımefendisiydi abimle üniversite zamanlarında tanışmışlardı, o kadar atışmanın sonunda bir birlerine aşk-ı ilan etmeyi başarmışlardı, en sonunda 2 sene önce anıyla şanıyla bütün Diyarbakır’ın dilinde olan düğünlerin gerçekleştirdiler.

Yengem İstanbul yaşantısında uzaklaşmak istemedi, abimde onu buna zorlamadı zaten oradaki şirketle uğraşmak için sürekli gidip geliyordu buda onun bahanesi olmuştu.

Yine düşüncelerime daldığım sırada ezan sesiyle doyduğumu hissedip kalktım ve akşam namazı kılmak için abdest almaya gitmek için ayaklandım. "Ben abdestimi alıp namazımı kılıp çaya gelirim yanınıza, kuranımıda okumam gerekiyor." bizimkilere açıklama yaparak sofradan kalktım.

"Dur beraber namaz kılalım benimde cüzümü tamamlamam lazım, bekle beraber okuyalım." ablam peşim sıra sofradan kalktı. Abdestimi aldıktan sonra namazımızı kılıp kuranlarımızı elimize alıp terastaki sedire oturup beraber okumaya başladık, bu şekilde anca kendimi huzurlu ve rahat hissediyordum.

İnsanın kendini bu şekilde Allaha yakın olmasını sağlaması güzeldi, diğer türlü içine dolan sıkıntıları nasıl atıklarını bilmiyor, anlamıyorum.

"Sadakalahül azim." ablam kurbanını kapatıp elini göğe açıp duasını okuduktan sonra ellerini yüzüne götürüp sürdü, "Sonunda içimdeki sıkıntı geçti, bir kaç gündür bir sıkıntı hapis içimde anlam vermedim. Herhâlde kuranımı biraz geciktirdiğimden kaynaklı?" gözlerine baktım gerçekten ferahlamış görünüyordu, "Sanırım öyle abla, biraz daha özen göster dünya telaşına fazla düşüyorsun ondan olmalı birde 2 gün sonra olacak nişanlınla alakalı olduğunu düşünüyorum." kıkırdamama engel olmadan konuştum, ablam gülümseyerek bana döndü.

"Sanırım haklısın Nare biraz fazla telaşa kapıldım unutuyordum sürekli, birde sürekli yorgunlukla şeytana uymaya engel olamadım." gülerek kendisini açıkladı.

"Hadi aşağı inelim annemlere katılalım." gülümseyerek kafasını olumlu anlamda salladı kuranları kaldırıp annemlerin yanına indik ve koyu bir sohbet eşlik etmeye başladık.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%