@xjulietx0
|
(LIAM PAYNE - TEARDROPS ACOUSTIC)
Olayların ardından bir kaç gün geçmişti, Neva evindeydi. Uyandığından bu yana kendisini halen bitkin hissediyordu, bir fincan yeşil çay yapıp televizyonun karşısındaki koltuğa geçip çayından yudumladı. Beş dakika sonra teklefonu çalıyordu, arayan Barlastı. Neva telefonu açmadan önce derin bir nesef çekip öyle açtı. Biraz konuştuktan sonra kapı zili çalmıştı, ayağa kalkıp ağrı çeke çeke kapıya doğru ilerledi. Kapı deliğinden baktığında Barlası görünce ufak çaplı bir panik yaşadı, ikinci kere kapı çalınca açtı. Barlas ''Geçmiş olsun Savcım.'' dedi ve içeriye girdi. Neva da kapıyı kapatıp arkasından salona doğru ilerledi. İkiside koltuklardan birine oturdular, Neva ''Niye zahmet ettin buralara kadar?'' dedi Barlasta ''Ne zahmeti? İki sokak var aramızda.'' dedi. Neva hafif gülümserken öksürük de peşinden geldi Barlas hemen oturduğu yerden kalkıp mutfağın tezgahından su alıp Nevaya verdi. Neva teşekkür edip sudan içti, biraz daha iyiydi. Barlas ''Ben sana şöyle güzelinden bir çorba yapayım.'' diyerek ayağa kalktı Neva da ''Aslında hiç zahmet etmesen yani etmene gerek yok.'' dedi. Biraz heyecanlanmıştı sanırım kelimeleri düzgün seçememişti. Barlas ''Sayın Savcım kendinizi bana bırakın.'' dedi ve çorbayı yapmak için kollarını sıvazladı. Neva ''Başlamadan biraz konuşsak mı?'' diye sordu Barlas da ''Ne hakkında?'' diye sordu. Neva ''Attığım mesajın üzerinden günler geçti ve konuşamadık hiç.'' dedi. Barlas Nevanın yanına gelip oturdu, hatta kalkıp biraz daha yakınına otudu. ''Neva, ilk önce şu utanmanı yenmemiz lazım.'' diyerek Nevanın yanağına düşen saçını kulağının arkasına alıp konuşmasına devam etti ''Bak sen ne hissediyorsan bende onu hissediyorum belki daha fazlasını. Seni ilk gödüğümde duruşun, bakışın, egoist tavrın hiç aklımdan çıkmadı hatta dedim 'bir daha ne zaman görürüm bu kadını?'. Sonra markatte denk geldik, dedim 'Bu tesadüf olamaz heralde?'. Sonra eve geldiğimde dedim ki 'Eğer bir daha karşıma çıkarsa bu benim nasibimdir.' dedim ve bir daha karşılaştık bir kaç hafta özel oparasyondan ötürü ortalıkta yoktum ama Belgin ve Kayranın sayesinde seninle tekrardan denk geldik. O an iyice hislerimden emin oldum dedim 'Güzel bir zamanda açılırım en fazla ne kaybederim ki?' öyle oldu ki açılmak istedğimde sendne öyle kelimeler duyunca kırıldım. Sonra mesajınla kendime geldim 'Bir umut.' dedim ve şuan buradayım.'' dedi ve Nevanın ellerini tutuyordu. Neva ''Ben, o gün seni kırmak isteme...'' Barlas Nevanın dudaklarına yapışında Nevanın sözü yarım kalmıştı.
Aradan bir kaç saat geçmişti Barlas Nevaya onun için yaptığı çorbayı içirmişti. Neva koltukta uzanıyordu Barlas da yanında elini tutmuş ona masal anlatıyordu. Bir kaç masaldan sonra Neva tatlı bir uykuya gitmişti. Barlas Nevanın yanağına bir buse kondurup otuduğu yerden kalktı ve etrafı toparladı. Etrafı topladıktan sonra bir kağıt ve kalem alıp 'Akşam yine geleceğim o zamana kadar dinlen. -Yüzbaşın Barlas.' diye yazdı ve yazdığı kağıdı masanın üzerine koyup evden çıktı. Arabasına binip eve sürdü. Önce üzerini değişecekti sonra da işe gidecekti.
Neva yavaş yavaş gözlerini açıyordu, gözlerini tam açtığında etrafa bakınıyordu ama Barlası görememişti. Sonra masanın üzerinde ki beyaz bit kağıt gözüne elişince kağıdı almak için oturur pozisyonuna geçip kağıdı aldı. Kağıdı okuduktan sonra içine su serpilmişti, kendi kedine 'Şapşal ya.' diyip ayağa kalktı. Kendisini daha da iyi hissediyordu, banyoya doğru gidip ılık bir duş alacaktı. Banyoya geldiğinde suyu ayarlayıp üzerindekileri çıkardı ve kendisini suyun altına bıraktı.
Barlasın aklında Neva vardı, bir boşluk bulup hemen aramak istemişti. Cebinden telefonunu çıkartıp Nevayı aradı ama açmamıştı. Barlas biraz merak etmişti 'Neyse uyuyordur daha sonra yine ararım.' diye geçirdi içinden.
Neva duştan çıkmıştı bornozunu giymişti, saç havlusu kalmamıştı bu yüzden saçlarına çıakrdığı tişötü geçirmişti. Odasına geçip yeni pijamalarını giymişti. Başındaki tişörtü çıkartıp bornozu ile kirliler sepetine attı. Saçlarını taramak istiyordu ama hasta olduğu için vücu direnci can çekişiyordu resmen. Salano gelip uzandığı koltuğa uzandı, Barlası yanında istiyordu telefonunu masanın üzerinden alıp Barlası aradı zaten Neva duştayken Barlasta onu aramıştı. Neva Barlasla konuştuktan sonra telefonu masanın üzerine bırkıp gözlerini kapatıp dinleniyordu. Yarım saatin ardından kapı çalmıştı Neva uzandığı yerden kalkıp kapıya gitti. Gelen kişi Barlastı, kapıyı direkt açtı. Barlasın elleri doluydu ''Çekil bakalım Savcı Hanım.'' diyerek içeriye girdi. Elinde ki poşetleri mutfak tezgahının üzerine koyup ellerini yıkamak için banyoya girdi. Ellerini yıkayıp geldiğinde Nevayı poşetlerin içindekileri yerleştirirken gördü. ''Hop hop ne yapıyorsun sen? Otur bakalım.'' diyerek diyerek koltuğu gösterdi. Neva ısrarla poşetleri yerleştiriyordu ki Barlas Nevayı kucaklayıp koltuğa getirdi. ''Yahu ne var bunda iyiym ben.'' dedi. Barlas da ''O yzüden mi erken gelmemi istedin?'' diye sordu. Barlas Nevanın saçlarını ıslak görünce ''Saçlarını neden kurutmuyorsun? İyice hasta olmak için mi?'' dedi sinirle. Neva ''Azarlamaya mı geldin?'' diye sordu. Barlas ''Hey Allahım, yav kızım hastasın hasta. Neyse.'' diyerek banyoya gitti geri döndüğünde elinde saç kurutma makinesi vardı. Televizyonun olduğu yerdeki firizlerden birine takıp Nevanın saçlarını kurutuyordu. Neva aşırı huzurlu hissediyordu, ilk defa bir erkek onunla böyle yakından güzel ilgileniyordu.
Sabah olmuştu, Neva gözlerini Barlasın kollarında açmıştı. Aşırı huzurlu uyumuştu, Barlasın yanağına küçük bir öpücük bırakıp kalkmıştı. Barlas halen uyuyordu, Neva bugün düne nazaran daha iyiydi. Kahvaltıyı hazırlıyordu, bir yandan da telefonundan gelen maillere bakıyordu onaylaması gereken mahkemeleri onaylıyordu. Barlas da o sürede yavaştan uyanıyordu, kalkar kalkmaz ''Ooo Hanımefendi ayaklanmışsınız.'' dedi. Neva ''Sayenizde Yüzbaşım.'' dedi hafif gülümseyerek. Barlas kalkıp Nevanın yanına gitti, Nevanın arkasından sarılıp yanağından öpmüştü. Neva çok pis utanmıştı ama bir o kadar da ona güven vermişti ki kelimeler yetmezdi anlatmaya. Masanın kalanını birlikte hazırlamışlardı, oturup yemeğe başaldılar bir yandan da tatlı sohbet ediyorlardı.
Kahvaltı bitmişti birlikte masayı topladıktan sonra koltuklara geçmişlerdi Barlas ''İyisin dimi güzelim?'' diye sordu Neva da ''Çok şükür iyiym iyi olmasına da biz olduk galiba dimi?'' diye saçma bir soru sormuştu ama emin de olmak istemişti. Barlas ''E ama yani Sayın Savcım, sorduğunuz da soru mu şimdi? Bizden hatta çok güzel oldu.'' diye cevap verdi. Verdiği cevapla Nevanın yüreğine su serpmişti. Barlas ''Benim şimdi çıkmam gerek akşam yine gelirim.'' dedi tam ayağa kalktı gidecekken Neva ''Dur bende hazırlanayım çok sıkıldım evde durmaktan Belgine geçerim.'' dedi. Barlas ''Güzelim henüz daha tam iyileşmedin evde dur izin gününün tadını çıkar.'' diyip Nevanın yanağından öptü ve montunu giyip evden çıktı. Neva hasta olduğu için izinliydi ama evden de çalışabilirdi. Maillerine bakıyordu yine gözden kaçırdığı bir dava varmı yokmu diye.
Akşam olmuştu Barlasın gelmesine bir şey kalmamıştı. Neva tam tuvalete gidecekken kapı çalmıştı, koşarak kapıyı açtı ''Hoş geldin aşkı-'' gelen kişi Belgin ve Kayraydı. ''Hoş buldum canım hoş buldum.'' dedi Belgin. İçeriye geçtiklerinde birer koltuğa oturup Nevaya ''Barlas olmasa hasta olduğunu bilmeyeceğim Neva.'' dedi. Neva duvara yaslanıp tam konuşacakken kapı çaldı, kapıya yönelip kapıyı açtı. Bu sefer gelen kişi beklediği kişiydi. Kapıda birbirlerine sarıldıktan sonra içeriye geçtiler, Barlas ''Ooo kayıplar hoş geldiniz.'' dedi Kayra ''Hoş bulduk.'' dedi Neva Barlasın elinde ki poşeti alıp tezgaha koydu. Belgin, ''Beraber mi kalıyorsunuz?'' diye sordu merakla. Barlas ''Bi mahsurumu var Belgin öğretmen?'' diye sordu sert bir tavırla. Belgin ''Üstünler günler geçti halen bana kızgın mısın?'' diye sordu Barlasa Barlas da Nevaya dönüp ''Güzelim nasıl oldun iyisin dimi?'' dedi. Neva da olumlu anlamda kafasını salladı. Belgin ''Böyle mi olduk Neva?'' diye çıkıştı yüksek sesle Neva da ''Belgin ne saçmalıyorsun ya?'' dedi. Belgin ayağa kalkıp ''O çocuk yokken ben vardım, bir hata yaptım diye sırt dönüyorsun. Bu mu senin arkadaşlığın?'' dedi Nevada bunun üzerine bağırarak ''YA YETER YETER! SEN O GECE SUSUP KALSAYDIN ÇOK DAHA İYİ GEÇECEKTİ TATİLİMİZ. RESMEN BURNUMUZDAN GETİRDİN ŞİMDİ ÇIK GİT EVİMDEN!'' dedi. Belginde bağırarak karşılık verdi ''YAZIKLAR OLSUN SANA BİR ERKEK İÇİN ARKADAŞINI ATIYORSUN. İYİ ÖYLE OLSUN GİDİYORUM HAYATINDAN DA ÇIKIYORUM KALTAK!.'' dedi. belgin sinirle Nevaya ağıza alınmayacak kelime söylemişti. Neva resmen çılgına dönmüştü bu kelimeyi hak etmemişti. Barlas Nevayı sakinleştirmeye çalışıyordu Kayra Belgini alıp evden çıktı.
Kayra ve Belgin dışarı çıktıp arabaya bindiler. Yol boyu hiç konuşmamışlardı. Bir saatlik yolun ardından gelmişlerdi Kayra Belgine dönüp ''Belgin ben seni böyle tanımadım. Meğer ne çok çirkeflik varmış sende. Bizden olmaz hadi yoluna bak hoşçakal.'' diyip Belgini arabasından inmesi için eli ile kapıyı gösterdi. Belgin ağlıyordu ''Sende pişman olacaksın, asıl ben seni bırakıyorum.'' diyerek arabadan inip evine çıktı. Kayra arabasını çalıştırıp oradan uzaklaştı.
Belgin eve çıkmıştı ağlayarak odasına girdi, aynanın karşısına geçip 'Bunu size ödeteceğim.' dedi ve duvara Neva ile olan fotoğrafını çıakrtıp 'Neva sen bittin hep senin yüzünden oldu.' diyerek fotoğrafı yırtıp odasında bulunann çöp kovasına attı.
|
0% |