Az önce ben bir şeylerin başlamasından mı bahsettim? Çok erken konuştum, hikayemiz başlamadan bitti resmen.

Nasıl mı? Eve girebilmek için boyaları soyulmuş, yıkılmak üzere olan yaklaşık iki metrelik bir duvara tırmanmak zorundayıdık.

Ancak aile genlerimizden dolayı en uzunumuz bile 1.75 olabiliyordu. Bu sebepten ötürü portatif tabure görevi görecek kurban, hem iddayı kaybettiğim hem de en kısaları olduğum -1.57 hiç de kısa değil bence- için ben olmuştum.

"Yaw az yavaş olun, gebercem ha az kaldı" demem üzerine, Aras'cım daha da üzerime çullandı.

"Abi zeka geriliğiniz mi var?? Ben diyorum Ankara sen diyon tövbe yarabbi, in lan sırtımdan"sözlerime sırıtarak cevap verdi;

"Hani sen çok güçlüydün, hani boksta kimse eline su dökemezdi, hani halterde dünya şampiyonluğu hayllerin vardı" dişlerimi sıkarak öfkemi bastırmaya çalıştım, biliyordu zaafımı aklınca beni gaza getirecekti. Ancak yermi Anadolu çocuğu, evet yer.

"Hâlâ da öyle, tüm sözlerim geçerli" diyerek bir anda ayağa kalktım ve neye uğradığını şaşıran kuzenimi duvarın öteki tarafına postaladım.

"Salak niye yapıyon lan böyle bir saçmalığı? Amacın ne amacın?!" diye böğürmelerine bende hanımefendi gibi bağırarak karşılık verdim;

"Knk sen aras kargosun ya o yüzden, yoksa yanlış adres mi oldu"

Laçin ve Salih'in birbirine vura vura anırması, Arya'nın 'mal bunlar' bakışı, Aras ile didişmemiz bittiğinde nihayet evin uçuşan perdeli salonuna girmiştik.

"Eee n'apıcaz şimdi?" diye çok mantıklı bir soru soran kuzenime mutfağa açılan koridoru gösterdim.

"Bak şimdi zeka fıçısı aramızdan bir baba yiğit gidecek ki bu sen oluyorsun çünkü ilk sen konuştun ve tuz alıp gelecek sonra çember yapıp mum yakıcaz bu kadar"

Salih" Hay ben bu gereksiz çenemi -" derken Arya onun ağzına bir tane yapıştırdı.

"Sen sus çok konuşma! Git ordan tuz bul bize , Aras sen de mumları yak Laçin aşkım sen de internetten büyü müyü bak, ben de Sayina aşkımı sakinleştiricem" derken nasıl böyle bir iş bölümü yaptığına hayret ediyordum. O da bu şaşkınlığımdan yararlanıp omuzlarımdan sarsarak bana bir antrenör edasıyla taktikler veriyordu;

" Öncelik sakin olmak tamam mı? Sükunetini bozma, gelse bile en fazla çarpar,merak etme sana bir şey olursa tüm hesaplarını kapatır, geçmişini siler telefonuna beton döküp yakarım, yani güvendesin" Ay içim öyle rahatladı ki anlatamam(!).

"Arya rahat bırak ikizimi , iyice bunalttın kızı" sözleriyle canım ikizim imdadıma yetişmişti.

"Bebeğim kurtar beni bu delilerden, bunlar işi iyice ciddiye bindirdi" derken Laçin'in arkasına doğru saklanmıştım.

"Biliyorum senin için hiç kolay değil ancak bu-" derken kafasına bir tane yapıştırmam ile sözü yarım kalmıştı;

"Ulan ben sana kurtar beni diyorum sen, Arya'dan beter çıktın" demem üzerine Arya'nın ağlama sesleri kulağıma doldu ;

"Hıhğ öyğle oğlsuğn, ben sanağ o kadağr yardığm edeyim sen git beniğ buğ kığş mevsimiğyle biğr tuğt"

"Abi bi susun ya, mahalleyi başımıza toplayacaksınız"diyen Aras ile ajitasyonu yarım kalmıştı.

Ben de sıkılmıştım artık bir an önce halletmeliydik bu işi;

" Salih tuzu getirdiysen dök şöyle, Aras mumları dizdin mi? Tamam, Arya sen şöyle soluma geç Laçin sen de Salih'le Aras'ın arasında dur , Aras geç Arya'nın yanına, tamaaam işte bu kadar ne gerek var onca tantanaya?" Yağdırdığım emirler üzerine herkes yerlerine geçmişti ve Laçin'in ortmıza koyduğu telefondan cümleleri okumaya başladım;

"O anima, si hic es, occide illos!"

"Lan bu ne böyle değişik değişik şeyler?"

"Laççi Allah aşkına nerden buldun bunu"

"Kanka doğru olduğuna emin misin?"

"Evet tam da böyle yazıyordu"

Söylenmelerimizin ardından zeka fıçısı ikizimden başka bir fikir çıktı;

"O zaman şöyle yapalım, Sayina 'ey ruh buradaysan bize bir mesaj gönder' gibisinden bir şey desin"

Herkesten onaylayan mırıltılar çıkınca derin bir nefes alarak ve sözleri biraz değiştirerek tekrar ettim;

"Bütün arkadaşlar olarak toplandık kalplerimiz temiz, etraftaki ruhlar ulaşsın size sesimiz, ey ruh eğer buralardaysan ve çağrımızı duyduysan bize bir mesaj yolla"

Belli etmesek de her birimiz tedirginlik içinde bekliyorduk. Saatler 02:38'i gösteriyordu. Dışarıdan karga sesleri ve ağaç hışırtısı geliyordu, içerideyse sadece nefes seslerimiz vardı. Arka taraftan gelen kapı gıcırdama sesiyle irkildik.

"O ses de neydi?"

"Kör misen Arya kapı gıcırdadı , rüzgardandır."Laçin'in cevabına göz devirmekle yetindi küçük kuzenim.

Evet ikizim ve ben 1,5 ay sonra yani 29 Kasım'da 18'imizi dolduracaktık. Arya ile Salih ise bizden 1 yaş küçüklerdi, Aras ise 18'e bizden önce girdiği için ehliyet alma hakkına sahip olmuştu.

"Offf ben cidden çok sıkıldım ne zaman gelecek şu şey" diyen Salih'e saatime bakarak cevap verdim;

"15 dakika geçti bir 7 dakika daha beklesek tam 3 oluyor o zaman kaçarız" kafa sallayarak beni onaylamaları üzerine beklemeye devam ettik.

5 dakika sonra...

"Biiiiiir çok sıkıldım, ikiiiii yerim çok dar" diyerek beni itekleyen Arya'ya göz devirdim.

"Az dayan be, daha 5 dakika geçti"

"Amaaaaaaa beeeeeen çoooook sıkıldımmm"

"Lan bağırmasana kulağımın dibinde"

"Niye, sesimin cazibesine dayanamam diye mi korkuyorsun"

"Allah'ım sabır, n'olur sabır"

"Aras'cım sabır sana gökten inmeyecek herhalde , az mantılı ol canikom"

"Canikom ne ya"​​​​​​ diyerek didişen ikiliye göz devirerek ofladım.Tam o sırada Salih bağırdı;

"Oha lan ikizsiniz ama aynı anda da göz devirmezsiniz"demesiyle zaten bana bakan ikizime döndüm;

"8 ay aynı yerde kaldık bir zahmet bazı şeyler aynı olsun " derken göz kırpmama gülümsemeyle karşılık verdi.

"Birlikte anne karnında bile maximum 8 ay durabilmişsiniz bana neyin edebiyatını yapıyorsunuz sabırsız sabriyeler"diyen Aras'a kaşlarımı çattım ;

"Sana n'oluyor lan gebeş kaplumbağa, hem sen geçen gün vurmadın mı Hakan abinin Passat'ını" derken Arya'ya bakıp kaş göz yapıyordum. Aras da benim kadar iyi biliyordu ki taze bir haber varsa onu tez elden herkese yetiştirecek tek kişi Arya'ydı.

Bana bakarak ofladı.

"Oflama bana daha ne istihbarat haberlerim var bir bilsen" derken sırıtıyordum.

Bizim bakışma savaşımızı kesen Laçin'in sözleri oldu;

"Onu bunu bırakın da odaklanın azıcık, 59 geçiyor her an her şey olabilir" kafamı sallayıp odaklanmaya çalıştım içimden en güçlü şekilde çağırmaya çalışırken bir anda taramalı tüfek sesiyle her birimizden ayrı bir tepki çıktı;

Arasın Laçin'i kolunun altına alıp korumaya çalışması, Arya'nın ellerini yanaklarına yerleştirip attığı çığlık, Salih'in n'oluyor lan bakışları, ve onların bu haline kahkaha atan ben harika bir tablo oluşturmuş olduk.

Yavaş yavaş sesler duralmaya başlayınca en sona benim kahkaham kalmıştı;

"Biz burda korkudan ölelim hanımefendi gülsün, kuzen dedik bağrımıza bastık hain çıktı"

"Abi az sakin olun belki kız korkudan delirmiştir?"

"Ne delircek lan bu, aklınca dalga geçiyor, en son telefon mesaj seslerini böyle ayarlamıştı , hain "

Gülmemi bastıramadığım için kafamı sallayarak ikizimi onayladım. Ardından bizimkilerin baygın bakışları eşliğinde telefonumu çıkarmaya koyuldum.

"Ama nasıl da tutuştu lan bir yerleriniz" derken kafama gelen darbe ile hışımla arkama döndüm;

"Salak aferin, şimdi naneli ayvayı yemedin mi? Sen ne akla hizmet boksör kıza yapıştırıyorsun"diyerek bana vurduğu için geri geri kaçan Aras'a taktik veren Salih'i tebrik ettim;

"Evet aranızda 2 beyin nöronundan 1'ini çalıştırabilen Salih'i tebrik ediyor ve Aras'ı dövmeye gidiyorum" dedikten sonra tam koşacaktım ki Laçin beni durdurdu;

"Kanka önce mesaja bak belki önemlidir" bu kız niye hep bu kadar zeki? Çünkü zekasını benden almış.Kesinlikle egoist bir insan değilim.

"Tamam" diyerek mesajlara girdiğimde ellerim buz kesmişti.

Telefon tam düşecekken Arya yakaladı;

"O telefon 70.000 TL oldu bir de kırsaydın istersen!" derken sesi uğultu gibi geliyordu.

"Sayina, sayina iyi misin?"

"Ne oldu, mesajda ne yazıyordu?"

"Oha kız buga girdi"

"Alooo kime diyoruz"

Sarsıldığımı hissettiğimde bana bakan dört çift göze hitaben telefonumu Arya'nın elinden alıp ekranı gösterdim.

******

Kestik 🎬

Nasıldı?

Aslında bu aklımda yoktu, içimden geldi kdndiendjd

Daha önce de dediğim gibi acemiyim ve fazlasıyla hatalarım olabilir, affınıza sığınarak söylüyorum.

Karakterkeri kurgu içinde tanıtmaya çalışacağım, model de seçmek istemiyorum, okur kendisi canlandırmalı bence ^^

Hafta içi belki bölüm gelebilir ama genel olarak hafta sonu 2 bölüm yayınlamayı düşünüyorum.

Kitap tutar mı bilmiyorum ama yorumlarınız benim için önemli çünkü ona göre kurguya bir şekil vermeyi planlıyorum

Şimdilik bu kadar hoşça kalın 🖤