Hiç düşündünüz mü en kötü huyunuzu hani böyle kurusun dediğiniz? Ben çok düşündüm engel de olmaya çalıştım ama nafile. Bir türlü bu deli cesaretimi ve çabuk gazlanma özelliğimi yenemiyorum. Ben de dedim madem bükülmüyor öpeyim bari. Böylece sevdiğim sevmediğim her duygumu kabullenip yaşama sürecim böyle başladı. Fakat bu kararım bana avantajdan çok dezavantaj sağladı. Nasıl mı? Şimdi düştüğüm lanet durum gibi.

" Hadi ama Sayina söz verdin ne gelirse yapacağım dedin yoksa bir yerlerin yemiyor mu " Bu söz bardağı taşıran son damlaydı.

"Tamam ulan! Gideceğiz kasabanın çıkışındaki rahmetli hacı abinin evine çağıracağız o dediğiniz şeyi"

İşte böylece canım ikizim Laçin ve gıcık kuzenlerimin gazına gelip hep birlikte, iddasına girip kaybettiğim Galatasaray- Beşiktaş maçı yüzünden rahmetli hacı abinin evine gidiyorduk.

İddiayı ben kaybettim ama niye cümbür cemaat gidiyoruz? Çünkü hacı abinin karısının ruhunu kim çağırırsa o ruh o kişiyi zorla umreye yollayıp orada öldürüyormuş tabi büyüklerimize göre bu harika bir şey hatta mahallede bunu yapmaya can atanlar bile var mesela çılgın alzheimer dedem. Adamcağız hayatında 3 hac 2 umre yaptığını unutup her yıl bu eve zorla girmeye çalışıyor.

Ama bize göre bu berbat bir durum. Niye ? Çünkü ölmek için daha çok açım. Evet ben her daim açım. Fakat asıl konu bu değil.Bizim asıl merak ettiğimiz konu teoremlerin doğruluğu o yüzden hep birlikte gidiyoruz. Ancak ruhu bir kişi çağırıyor diğerleri de saklanıp olacakları izliyor.

Plan buydu ve çok basitti. Önce rahmetli hacı abinin köye gitmesini bekleyeceğiz. Adam yaşıyor ama niye rahmetli diyoruz? Çünkü 101 yaşında! Ve bu yaşına özel neredeyse her gün 101 oynuyor. İşte bu yüzden onun adı rahmetli , hem ruhu ,hem bedeni gitti gidecek. Karısı da öteki tarafta bekliyor. Sonra da evine saat tam üçte eski balkonundan girip salonda tuzdan hayalet çemberi yapacağız. Sonra da bakıp gideceğiz olay bu basit.

Şimdiyse evde oturmuştu saat 12' ye gelirken Laçin ile gotik göz makyajımızı yapıyoruz. Laçin canım ikizim benim tam zıttımdır. Yaw zaten çift yumurta ikiziyiz neden karakterimizde zerre benzerlik yok??

Kendilerinin dondurucu buz mavisi gözleri gece gibi simsiyah saçları bana benzeyen -asla benzemediğine emin olabilirsiniz- güzel bir fiziği vardır. Benim ise çilek sarısı saçlarım saçlarımla nerdeyse aynı renkte olan bal rengi gözlerim ve sadece Laçin'in tatlı olduğunu düşündüğü çillerim var. Fizik bakımından ise biraz etine dolgun bir kız olabilirim ama çok hafif.

Tek ortak noktamız porselen gibi bembeyaz tenimiz ve sol bileklerimizdeki amip biçimli doğum lekelerimiz. Her ne kadar bana 8 saniye önce doğdu diye ablalık taslasa da seviyordum keratayı. -Kesinlikle benden iyi eyeliner çektiği için değil- Ama bu sefer beğenmemiştim.

" Bu ne lan panda gibi düzgün çek şunu"

"Ay çok konuşma beceriyorsan kendin çek"

"Onu mu diyorum gerizekalı kaş yaparken göz çıkarma, daha gelin olacağım ben" yalandan göz yaşımı sikerken dediklerime güldü

"Gül bakalım sen senin bu taş gibi ikizin evlendiğinde sen de salak abimle -evet maalesef şuan yurtta kalsa da evimizde abi adı altında bir ayı beslediğimiz efsaneleri doğrudur-evde kaldığından kıskancından çatlararsın" dediklerime ismail abi taklidiyle,

"Yaw he he inandım okey" dedi. Tepkisizliğim karşısında;

"Sana bakan senden çirkindir kız" diye burnunu kırıştırdı. Ben ise kahkahamı koyvermekle meşguldüm.

"Kendine göz göre göre çirkin diyen ilk gerizekalı tanesi" işte kendi kazdığı bok çuvalına seni böyle tıkarlar ikizim.

Tam Laçin bana laf yetiştireceği sırada telefonu çaldı bakalım bu günkü favori kuzenim ve aynı zamanda kurtarıcım kimmiş? Tabi ki Arya'cım kendisi bir tık salak olabilir ama sonuçta amcamın kaynının bacanağının pederinin kaynanasının küçük torunu yani uzaktan kuzenimiz.

Arya'nın cırtlak sesine hazırlanırken derin bir nefes aldık evet işte başlıyoruz.

"Yaaa siz nerdesiniz kaç saattir hani 2 de oradaydık ya geç kalırsak en iyisi ben gelmeyeyim. Çok korkuyorum-" Arya'nın cırtlak sesini sabırsız kardeşim kesmişti,

"Lan amma kafa ütüledin hee bi sus geliyorz her halde" diyerek yüzüne kapattı. Ona doğru attığım gururlu adımları gördükçe de geriye doğru kaçarken oluşan o rahatlama ifadesi yüzünden gözle görülür bir şekilde kaybolmuştu.

"Sayina sakın, bak çok fena bozuşuruz , lan makyajım bozulacak-" derken alnından şap diye sulu bir öpücükle öpmek sonucu sözü ağzına tıkmıştım.

Arkamdan bağırışlarını görmezden gelerek koşmaya başladım. Kendimi can hıraş sokağa attığımda zaten hazırdım ardımdan gelen ikizim sadece kapıyı kitleyecekti.

"E hadi kitlesene kapıyı" söylemlerim ardından bana anlamaz gözlerle baktığında derin bir nefes aldım.

" Canım, balım, bir tanem, lan sen niye anahtar almıyon! Eve geri nasıl döneceğiz!?"

"Lan ben nerden bileyim bir anda peşinden çıkınca kapı kapandı işte" birbirimize karşı tepkilerimizi sürdürürken karşı evden Serkan çıktı yani yavşak Serkan.

"Ooo naber kızlar böyle süslenmiş nereye? Söyleyin atayım sizi" derken babasına ait olan ama her fırsatta yıkamak için aldığı BMW anahtarını sallıyordu. Ulan o düşerse ne gülerim ha.

"Asıl sen nereye geçenin 2' si 3'ü yeni sevgililerini mi barlarda aldatmaya gidiyorsun" derken Laçin'in sesi çok sakin çıkıyordu. Bu ses tonunu ancak onu tanıyanlar bilirdi. Tıpkı adı gibi yaman bir kış öncesi sessizlikti bu.

Serkan'ın kulakları bile mosmor kesilmişti." Sana n'oluyor lan? Hesap mı verecem ben sana boklu bebe!" Derken gerçekten sinirli duruyordu ancak bilmediği şey biz ondan daha da sinirliydik.

" Sen yılışık yılışık sorarken bir sıkıntı yok , biz soralım sen kimsin ulan sen değil miydin orta sonda bana yalvaran ne olur sevgilim ol diye şimdi teklifini geri çevirdik diye mi boklu bebe olduk!?" Sinirlendirmeyin lan beni dökerim tüm pis çamaşırlarınızı.

"Dua edin de geciktim gitmem gereken yere yoksa bu evi başınıza yıkmıştım" derken arabasına biniyordu.

Laçin ardından " Bok yıkarsın" diye bağırıyorken egzozu gümlete gümlete bize resmen toz attırdı.

Artık cidden sinirlerimiz bozulmadan eve ulaşmalıydık. Toplam 5 kişiydik. 3 kız 2 erkek. Birisi Annemin dayısının görümcesinin ablasının torunu Aras diğeri de bildiğimiz düz kuzen evet benim kendi kuzenim Salih.

Arya grubun pick me girl benzeri kızı ama hem çok gıcık hem de kendini sevdirmeyi başarıyor. Salih sessiz çocuk oyunlarla ararsın iyi bilişim dersinde en arkadaki bilgisayarı hackleyip ne olduğu belirsiz şeyler yapar. Laçin ise genelde hem okulda hem mahallede ağır abla takılır yanından çakısı eksik olmaz tam bir keko adidias koleksiyonu var. Ben ise yemek çılgını ve en delileri zaten başımıza ne geldiyse benim fikirlerim ve deli cesaretim yüzünden ama akıllanır mıyız? Tövbe haşa! Ve gelelim grubun en normali bize göre anormal normal insanlara göre normal kişisi, Arascım kendisi en mantıklmız olup grubu -özellikle Laçin'i- beladan ve karakoldan kurtarır.

Sonunda hacının evinin arkasına ulaştığımızda nefes nefeseydik ancak azar seansı başlamıştı bile.

"Yaa siz kaç saattir nerdesiniz?" Diyen Arya'ya,

"Tarafınca aldatıldığın Serkan adlı bok parçasıyla karşılaştık ve anahtarı içeride unuttum" cevabını verdiğimde Salihten cazip bir teklif geldi,

"Zaten gece kimse kalmıyor hava da sıcak gün doğana kadar ağaç evde kalsanız?' oha lan çok mantıklı.O ağaç evi yapmamız tüm bir yazmımızı almıştı ancak değmişti çünkü ne zaman üzülsek, başımız belaya girse bize bir sığınak olur kendisi.

"Ev işini de böylece hallettiğimize göre başlayabiliriz" diyen Salih ile maceraya ilk adımımızı atmış olduk.

******

Selamlar, gençler ve kendini genç hissedenlerrr.

Sizce nasıl olmuş?

İlk kurgum, telaşlı ve heyecanlıyım, verecek tavsiyeniz ve ya konuşacak konunuz olursa her türlü açığım ^^

Eğlence amaçlı yazdım, pek üzerinde durduğum bir kurgu değil desem de inanmayın bir türlü içime sinmiyor.

Bölüm sıklığı nasıl olur bilmiyorum, hafta sonları yayınlayabilirim diye düşünüyorum, hafta içi malum okul var , pek aktif olamayabilirim.

Yine çok konuştum, sizleri seviyorum 🤍