Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@xqaysegull

Merhaba minik tırtıllarım🦋

 

Yeni bir bölümle karşınızdayım🥰

 

Okumaya başlamadan önce yıldıza basıp beni @xqaysegull hesabımdan takip edebilirsiniz🥰

 

Satır aralarında buluşalım.

 

Herkese iyi okumalar🥰

 

🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋

 

"Arabaya binmeyi düşünüyor musun acaba küçük hanım "

 

Zagros, ayakta dikilmeye devam eden genç kıza seslense de Roni hâla yanağına konan o öpücüğün etkisindeydi.

 

Oysa ki ufacık masum bir öpücüktü...

 

Zagros, dayanamayarak kornaya bastığında Roni, olduğu yerde irkilerek kendine gelip hemen arabaya bindi.

 

"Afferdersin " demekle yetinmişti.

 

Zagros, arabayı çalıştırdığında tüm dikkati yoldayken dikiz aynasından oğlunu kontrol ettiğinde az önceki olayı unutmuş gibi elindeki oyuncağıyla oynuyordu minik Arjen.

 

Gözleri yan tarafındaki kızı bulduğunda ise yanakları hafif kızarmış bir Roni görmek onu nedensizce mutlu etmişti.

 

Küçük karısı masum bir öpücükle bile kızarmıştı...

 

"Nereye gitmek istersiniz hanımefendi" bir öpücük yüzünden bile utanan karısının sessizliğe gömülmesine izin vermeyecekti.

 

Roni, oturduğu koltukta kendini biraz yan çevirerek konuşmaya başladı.

"Ben buraların yabancısıyım beyefendi. Bana ve oğluma nereleri tavsiye edersiniz"

 

"Tavsiye almak için doğru kişiyi seçtiniz küçük hanım. Size ve oğlunuza harika birgün yaşatacağımdan emin olabilirsiniz"

 

Roni, sahte bir endişeyle,

"Ayy! Bilmedim şimdi."

 

"Ne oldu acaba hanımefendi"

 

"Kocam olmadan yabancı bir erkekle gezmem hiç doğru olmaz sanki"

 

Zagros'un dudağının kenarı yukarı doğru kıvrılır gibi oldu ama hemen kendini toparlayıp rolüne devam etti.

 

"Kocanız ha! demek evlisiniz. Oysa ki ben sizi bekar bir anne zannetmiştim"

 

Roni, kaşlarını çatıp, sol yüzük parmağını havaya kaldırmış bir şekilde,

"Parmağımda ki bu yüzüğü de göremeyecek kadar kör müsünüz acaba? Dua edin ben iyi niyetli bir kadınım yoksa bana asıldığınızı düşüneceğim"

 

"Bence düşünebilirsiniz bile küçük hanım. O kocanız nasıl bir adam ki sizin gibi güzel ve genç karısını oğluyla birlikte yalnız bırakabilmiş"

 

Roni, bu iltifatlar yüzünden utanmaya başlasa da rolde kalmaya devam etti.

 

"Benim kocam harika bir adam. Lütfen onun hakkında konuşurken iki kere düşünün ve gerekiyorsa konuşmayın "

 

Zagros, nedense bu sözler karşısında yeniden içindeki o gurur kabarmaya başlamıştı.

 

Zagros Berxwedan karısıyla gurur duyuyordu.

 

"Demek kocan harika bir adam ha " göz kırparak sorduğu soruyla artık rolde olmadıklarını anlamıştı Roni.

 

Genç kız, karşısındaki bu adamdan ne kadar utansa da bir o kadar da güveniyordu.

 

Çünkü Zagros, bakışlarıyla bile güven veriyordu ona...

 

Artık onun yanında elinden geldiğince rahat olmaya karar vermişti o an.

 

Bunu ne kadar becerebilirse....

 

"Evet. Benim kocam harika bir adam ve aynı zamanda da harika bir baba" diyerek arka tarafta oyuncağıyla tuhaf bir diyalog içinde olan oğlunu işaret ederek.

 

Dikiz aynasından oğluna baktığında Zagros'un dudaklarında bu sefer gerçek anlamda bir gülümseme oluştu.

 

Oğlu, onun herşeyiydi.

 

Herşeyden vazgeçtiğinde bile yaşama tutunma sebebiydi..

 

Arjen, yaşam ateşi demekti.

 

Zagros'un yaşam ateşi....

 

Sağ tarafına baktığında ise aydınlık gördü.İsminin anlamına zıt bir şekilde karanlığa bürünen kadına..

 

Onun deyimiyle karagüle..

 

Kendi topraklarından acımadan sökülüp bir uçurum kenarına atılan karagüle...

 

Onu kendi topraklarına yeniden ektiği gibi yeniden yaşamasını sağlayacağına dair söz vermişti kendi kendine.

 

Karagül kendi topraklarından ayrılınca renklerini kaybederdi.

Bu Zagros Berxwedan için sorun değildi.

Onu yeniden kendi topraklarına ekip canlandırdıktan sonra varsın rengi kara olmasın ama yeterki yaşasın.

 

Rengi değişse bile bu onun gözünde bir karagül olduğu gerçeğini değiştirmeyecekti.

 

Zagors, yola devam ettiğinde aynı zamanda da konuşmaya devam etti.

 

"Sizi öncelikle Kaleiçi'ne götüreceğim."

 

"Nasıl bir yerki orası" diye merakla sormuştu Roni. Sonuçta ilk defa geliyordu bu şehre.

 

"Gittiğimizde göreceksin fakat şuna eminim ki çok seveceksin"

 

"Sen öyle diyorsan severim"

 

Duyduklarıyla bakışları biran için yoldan ayrılıp yanındaki kadına kaysa da hemen kendini toparlayıp yola devam etti.

 

Araba Kaleiçi'nin dar sokaklarından birinde durduğunda Roni, arabadan gördüğü kadarıyla karşısındaki ahşap kaplı evlerin her birinin ayrı ayrı renkte olduğunu gördüğünde çok şaşırmıştı.

 

Zagros, vakit kaybetmeden hemen arabadan inip arabanın bagajından daha önce koydurdigi bebek arabasını çıkarttığında Roni ise Arjen'i indirmişti.

 

Bebek arabasını gören Roni,

"Ne gerek vardı ki ona zaten Arjen kendi yürüyebilir olmadı ben yada sen taşırdık"

 

Zagros, siyah bebek arabasını açıp Arjen'i içine koyduktan sonra emniyet için bulunan yerleri de kapattığında Roni'ye döndü.

 

"Biz Antalya'ya neden geldik Roni?" diye sorduğunda

Roni de ona,

 

"Tatile geldik ama bunun konumuzla ne alakası var"

 

"Adı üstünde tatil. O zaman neden rahat etmek yerine kendinize zorluk çıkartalım."

 

Zagros, benek arabasını dar sokaklara doğru sürmeye başlamıştı.

Roni de hemen arkasından yürüyordu.

 

"Haklısın galiba" diyerek Zagros'a yetişmişti.

 

Ben duyan Zagros, ağzının içinden söylenmeye başlamıştı.

"Birde galiba diyor ya sabır selamet"

 

Zagros'un birşeyler mırıldandığını duyan Roni,

 

"Birşey mi dedin?" diye sorduğunda Zagros,

 

"Şu ilerdeki kafeye gidip birseyler yiyelim diyorum ne dersin"

 

"Olur zaten bende acıkmıştım"

 

İkili dar sokak boyunca ilerlerken Roni, hayran olmuş bir şekilde etrafindaki renkli ahşap evlere bakıyordu.

 

Rıha ve Amed'de yaşadığı ve gördüğü çoğu ev taştan ve tek renk iken burası gökkuşağı gibi rengarenkti.

 

"Buradaki evler çok güzel" hayran olmuş bir şekilde konuşurken Roni,

 

"Sana seveceğini söylemiştim. Burası bizim yaşadığımız yerler gibi tek renkten ibaret değil. Değil mi?"

 

"Evet burası çok güzel, gökkuşağı gibi ama bizim memleketimiz de güzel "

 

Zagros, gülümseyerek,

"Hemen de çıkar tırnaklarını. Tabi ki de Amed'de, Rıha'da hatta tüm güneydoğuda güzel ve bir o kadar eşsiz" "Hatta bizim ülkemizin her yeri bir o kadar güzel ve bir o kadar eşsiz"

 

"Haklısın öyle tabi"

 

Konuşarak yürüdükleri yolu bitirip bir kafeye vardıklarında vakit kaybetmeden içeriye girdiler.

Kafenin sesiz sakın bir köşesine geçtiklerinde Arjen'in bebek arabasında uyuduğunu fark etmişlerdi.

 

Gelen garsona sipariş verdiklerinde Roni, biraz acıktığı için kendine ıspanaklı börek siparişi verdiğinde Zagros, ise sadece kahve siparişi vermişti.

 

Siparişler geldiğinde Zagros, kahvesini içerken Roni de iştahla ıspanaklı böbreğini yiyordu.

 

"Bu kadar acıktığını bilseydim kafe yerine direkt restorana giderdik"

 

Zagros'un konuşmasıyla böreği yemeği biranda bırakıp,

"Fazla aç değilim ama böreğin kokusu iştahımı kabarttı sadece" konuşmasını kısa kesip yemeğine geri döndü.

 

Zagros, kahvesini yudumlarken aynı anda börekle aşk yaşayan kızı izliyordu.

 

Roni, iştahla böreğini bitirip çayını yudumlamaya başladığında ikisinin de telefonuna aynı anda düşen bildirimle birbirlerine bakıp telefonlarını eline aldılar.

 

Rohat kişisi sizi

"TellioğulllarıvsSeferoğulları"

grubuna ekledi

 

İkiside birbirlerine baktıklarında, gelen mesaj sesiyle tekrar telefona baktılar.

 

Rohat

Tellioğullarına selam🫡

 

Gördükleri mesajla birbirlerine bakıp gülmeye başladılar.

Roni, Zagros'a bakıp, işaret parmağıyla kendini gösterdiğinde,

 

"Bu durumda Seferoğulları da biz mi oluyoruz"

 

"Ah! Bu Rohat'ın tuhaf işleri "

 

Roni, grup bilgilerine baktığında grupta Gül, Cüneyt, Elif ve Zeynep 'in de olduğunu gördü.

Cüneyt'in yazmaya başladığını görünce beklemeye başladı.

 

Cüneyt

Aleykümselam

 

Zagros'un da yazdığını görünce kafasını kaldırıp baktığında ona değil telefonda yazmaya devam ettiğini gördü.

 

Zagros

Sen hiç akıllanmaz mısın oğlum😡

 

Elif

Akıl onda ne gezer enişteciğim😏

Hem bu grupta benim işim ne?

 

Rohat

Sensiz eksik kalırdım😍

 

Elif

Kal hatta kalacaksın çünkü gruptan çıkıyorum.

 

Gül

Dur bir kız sende

 

                                                             Roni

Çıkda göreyim seni🤨

 

 

Rohat

Cansınız yengelerim 😘

 

Cüneyt

Höst lan! kimi öpüyorsun sen

 

Zagros

O emojiyi bir tarafına sokturma Rohat!

 

Gül

Pardon da nereden yengen oluyorum ben senin ve bu arada SANANEEEE Cüneyt öpebilir ben izin veriyorum.

 

Cüneyt

Ne demek nereden, ben neyim burada bostan korkuluğu mu? 🤨

 

Gül

Bilemiyorum artık. Ben güzel ve yalnız bir kadınım😎

 

Cüneyt

Ne yalnızı lan! Gül'üm bak bana geliyorlar sağdan soldan haberin olsun ha

 

Gül

Tamam be sende aaaa

şaka da yapılmıyor burada.

 

Elif

Iyyyhh! Grup aşk kokuyor.

Biriniz evlendi diğerininde daha belli olmayan sevgilisi. Benim ise Michele'immm

 

Rohat

O kim lan!

 

Elif

Sevgilimmmm

 

Rohat 

Ne sevgilisi lan! Yengelerim bu ne diyor acil açıklama bekliyorum

 

                                                                Roni

Yok öyle birşey

takma onu

 

Gül

Bosver sen onu

hayali biri

 

Elif

Sizene ya bizden .

Bari hayallerime karışmayın

 

Rohat

Senin o hayalini sikeyim

 

Zagros

Senin olmayan beynini sikeyim Rohat

Kızlar var lan burada küfür etme

 

Cüneyt

amk malı

yengenlerin yanında nasıl böyle konuşursun

 

Rohat

Bana diyenlere bak amk

 

Elif

Rohat sen kimi şey yapıyorsun pardon da ha bu arada dikkat et de o seni yapmasın.

 

Rohat

Kim kimi yapıyor görürüz hanımefendi😎

 

Roni, tam mesaj yazacakken Zagros, elindeki telefonu çekip almıştı.

 

"Ama "

 

"Aması yok. Boşver onları geri döndüğümüzde zaten fazlasıyla maruz kalacaksın onlara"

 

Roni, alınmış bir şekilde "Peki" dediğinde

 

"Kızdın mı bana" diye sordu Zagros.

 

"Hayır tabiki. Herneyse bırakalım onları şimdi ee nereye gidiyoruz şimdi"

 

"Önce burada biraz dolaşalım çünkü sana göstermek istediğim bir yer var"

 

Roni, merakla "Ne göstereceksin ki" dediğinde

 

"Sen önceden de bu kadar meraklı mıydın yoksa bana mı özel"

 

"Ben her zaman meraklı biri olmuşumdur" diye cevapladıktan sonra çantasını ve bebek arabasını alıp kafeden Zagros'un hesabı ödemesini beklemeden çıktığında kafenin önünde kalakaldı.

Çünkü Zagros olmadan buralarda ne yapacağını bilmiyordu.

 

Bebek arabasını kontrol ettiğinde Arjen'in uyandığını gördü.

 

"Günaydın annecim "

 

"Anni"

 

"Efendim annecim"

 

"Baba"

 

"Hemende babanı sor annecim tamam mı"

 

Roni, Arjen'le konuşurken hesabı ödeyen Zagros da haklarına geldiğinde ikiliyi dinliyordu..

 

"Ne oldu kıskandın mı annesi" diyerek arabadaki oğlunu çıkarıp kucağına aldı.

 

"Yoo neden kıskanayım ki sen onun babasının " dediğinde bile kıskandığı sesinden bariz belli oluyordu.

 

"Peki öyle olsun" dedikten sonra ailecek ilerlemeye başlamışlardı.

Zagros'un aslında burada gelmesinin nedeni tatil değil yeni açtığı restoranttı.

 

Kafeden çıktıktan Kaleiçi'nin dar sokaklarında kafeler ve restoranların yani sıra hediyelik eşya satan dükkanlarını da gördüklerinde dayanamayıp hem görümcelerine hemde kuzenlerine hediyelik birkaç eşya almıştı.

 

Zagros'un adımları bir restoranın önünde durduğunda Roni de onunla beraber durdu.

Roni, kafasını kaldırıp restoranın üzerindeki tabelaya baktığında "fire of life" yazısını görünce şaşırmadan edemedi. Bunun anlamını biliyordu.

 

Bu yaşam ateşi demekti.

 

"Tahmin ettiğim şey mi" diye sorduğunda Zagros,

 

"Tam da o. Hadi gel bak bakalım beğenecek misin?''

 

"Önce otelin olduğunu öğrendim şimdi de restoran bakalım daha neler göreceğim"

 

"Antalya için bu kadar ama başka sehirler için söz veremem" göz kırparak kucağındaki oğlu ve yanındaki karısıyla birlikte içeriye girdiler.

 

Onların geldiği gören restoran müdürü Sanem hanım hemen Zagros'un yanına doğru ilerlemişti.

 

"Hoşgeldiniz Zagros Bey" diyerek elini uzattığında,

 

"Hoşbuldum Sanem" diyerek uzattığı eli tutmuştu Zagros.

 

Sanem hanım, Roni'yi fark etmemişti.

Zagros'la selamlaştıktan sonra kucağındaki Arjen'in yanağından makas alıp,

 

"Oo yakışıklı ne kadar büyümüşsün sen"

 

Arjen de Sanem hanıma ağzındaki yirmi dişleri gülümsemişti.

 

Roni, bu sefer kıskanmıştı.

 

Daha fazla bu manzaraya dayanamayan Roni,

"Bende Zagros Beyin karısı ve o yakışıklının annesi Roni" diyerek öne atılmıştı.

 

Bunu beklemeyen Sanem hanım şaşkın gözlerle Zagros'a bakıyordu.

Bunu beklemiyordu.

 

Oysa ne hayaller kurmuştu.

Zagros'un buraya geleceğini duyduğunda...

 

"Ah! kusura bakmayın. Sizde hoşgeldiniz Roni hanım" hoşnutsuz sesi kulaklarına dolduğunda,

 

"Hoşbuldum Sanemcim"

 

Zagros, ortamın gerildiğini fark ettiğinde konuşmayı kısa kesip hemen karısı ve oğluyla birlikte köşede bulunan masalardan birine geçmek için hareketlendiğinde, orta masada bulunan kişiyle adımlarını ilk olarak oraya yöneltti.

 

Masaya yaklaştıkça yanlış kişiyi görmediğine emin olmuştu. Bu kişi onun kurduğu masadaki ortaklarından biriydi.

 

Bu kişi Ares Korkmaz'dı.

 

Zagros, ona yaklaşıp omuzuna dokunduğunda Ares yerinde hareketlenip karşısında gördüğü Zagros'la hemen onu kendine çekip sıkıca sarıldı.

 

"Hayırdır savaş tanrısı ne işin var burada" diye soran Zagros'a,

 

"Antalya da ufak bir işim vardı gelmişken de senin mekana uğrayıp biraz sana kazanç sağlayayım dedim" diyerek cevaplamıştı Ares.

 

Ares, Roni ve elini tuttuğu Arjen'i gördüğünde Zagros'a kaş göz yaparak onları işaret etmişti.

 

"Eşim Roni ve oğlum Arjen"

 

"Merhaba tanıştığımıza memnun oldum. Ben Ares. Ares Korkmaz" Roni'ye elini uzattığında genç kız Zagros'a bakma gereği duydu.

 

Zagros nedense kasılmıştı.

Roni'nin aklına onunda Sanem hanımın elini sıktığı geldiğinde sorun olmayacağını düşünüp uzatılan eli sıkmıştı.

 

"Bende memnun oldum"

 

"Roni, sen Arjen'i de alıp masaya geçin ben geliyorum hemen" dediğinde Ares,

 

"Tekrar görüşmek dileğiyle çünkü sizin gibi güzel bir kadını tekrar görmek isterim " dediğinde Zagros, hemen konuşmaya başladı.

 

"Görecek bir gözün kalırsa tabi" Ares hemen teslim oluyorum der gibi ellerini havaya kaldırdı.

 

"Görüşürüz Ares " diyerek oğluyla birlikte masalardan birine geçtiğinde Zagros, Ares ile konuşuyordu.

 

Zagros, masaya bir süre sonra geri döndüğünde Ares çoktan gitmiş Zagros da restoranın işlerine kısa bir göz atmıştı.

 

"Nasıl beğendin mi burayı" diye soran Zagros'du.

 

Roni, tekrar etrafa baktığında genelinin beyaz ve mavi renkte olduğu mekanı çok beğenmişti.

İnsanlar buraya geldiğinde lüks bir restorantta olmalarına rağmen kendilerini sahil kenarındaki mekanlarda gibi hissedebilirlerdi.

 

"Evet çok güzel ve sıcacık."

 

"Beğenmene sevindim çünkü burası Arjen'in geleceği için yaptığım ufak bir yatırım. Buradan kazandığım herşey tek bir kuruşuna bile dokunulmadan Arjen için açtığım hesaba yatırılıyor"

 

Roni, gururla karşısındaki adama bakıyordu.

Zagros harika bir babaydı...

 

"Bu çok güzel bir düşünce gerçekten"

 

" Ama şuan büyük bir sorunumuz var" dediğinde Roni, endişeyle ona bakmaya başladı.

 

"Bir tane daha restoran açmamız gerekiyor"

 

"Neden burası yeterli değil mi?'' diye soran Roni'ye bakıp,

 

"Bak Roni ben eşitlikten yanayım kız veya erkek ayırmam"

 

"Bunun konumuzla alakası ne peki" anlamaz gözlerle bakıyordu karşısındaki adama.

 

"Doğacak olan çocuğumuz içinde bir tane açmalıyım.

Sonuçta ben düşünceli bir babayım" dediğinde Roni, dolan gözleriyle karşındaki adama bakıyordu.

 

Bu çok fazlaydı...

 

Sidar bebeği inkar ederken Zagros onun geleceğini düşüyordu.

 

"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten" sol gözünden düşen bir damlayı sildiğinde " Bunu yapmaya mecbur olmadığın halde " yanında oturmuş meyve yiyen Arjen'e bakıp " onu öz oğlunla bir tutuyorsun gerçekten çok teşekkür ederim"

 

Zagros, masada duran peçeteye eline alıp Roni'nin akan gözyaşını sildikten sonra

"Teşekkür etmen için yapmıyorum Roni. Sen nasıl Arjen'i ayırmayıp kendi oğlun gibi sevdiysen bende aynı şekilde onu seveceğim ve asla Arjen'den ayırmayacağım"

 

Zagros, ayağa kalkıp "Bu kadar duygusallık yeter tatile geldik sonuçta ağlamaya değil hadi kalk gidiyoruz"

 

Roni, ayaklandığında konuşmaya başladı.

"Nereye gideceğiz şimdi "

 

"Yüzmeye" diyen Zagros'a uzaylı görmüş gibi bakmaya başladı Roni.

 

"Ne oldu "

 

"Hiiiç birşey olmadı"

 

"Emim misin " diye tekrar sorduğunda başını olumlu anlamda sallayan Roni'yle sesini çıkarmadı.

 

"Tamam o zaman biran önce gidelim ve kendimizi Antalya'nın serin sularına bırakalım"

 

Zagros, oğlunu ve bebek arabasına yerleştirip karısıyla birlikte oradan ayrılıp arabalarına doğru yürümeye başladıklarında Roni kara kara düşünüyordu.

 

Roni, yüzmeyi bilmiyordu.

 

Bunu söylemekten utanmıştı o an için ama yol boyunca da bunu düşünüp sessiz kalmıştı.

 

Zagros, karısının yol boyunca, otele dönene kadar sesiz kalmasından bir sorun olduğunu anlamıştı ama bunu onun ağzından duymak istiyordu.

 

Otele vardıklarında arabayı valeye verdikten sonra elini tutup yürüttüğü oğlu sağ tarafında kalırken sol tarafında ise Roni vardı.

 

Zagros, lobiye girdiklerinde karşılarına çıkan üstü çıplak ve alt kısmında sadece deniz şortu olan erkek müşterileri gördüğünde hemen sol tarafına döndüğünde karısının dalgın olmasına o an için sevinmişti.

 

Hemen sol eliyle Roni'nin gözlerini kapatıp,

 

"Bana hemen otel müdürünü çağırın" diye bağırdığında Roni, Zagros tarafından birden kapatılan gözlerine mi yoksa müdürü çağırmasına mı şaşırsa bilemedi.

 

" Ne oluyor Zagros? Neden gözlerimi kapattın ve ne için bağırıp duruyorsun"

 

"Bir dakika güzelim. Sen sadece bekle " dedikten sonra hâla çıplak duran erkeklere bakıp,

 

"Siz hâla burada mısınız çıkıp gidin" diye bağırdığında bu sefer nefes nefese yanına gelen otel müdürüne patlamıştı.

 

"Bu ne terbiyesizlik ha! Burası aile oteli insanlar buraya ailesiyle birlikte dinlenmeye tatil yapmaya geliyor ama ben size daha ilk başta hiçbir müşterinin üstü bikini veya deniz şortuyla otel içinde gezemeyeceğini söylememe rağmen bu ne böyle " diyerek ona korkarak bakan müşterileri işaret ettiğinde müdür ne diyeceğini bilemeden öylece kaldı.

 

"Şey... efendim... kusura bakmayın hemen hallediyorum"

 

"Hallet yoksa ben kendime başka bir müdür bulmak zorunda kalacağım" diyerek Roni'nin gözleri kapalı bir halde oğlunun da elini tutarak asansöre binene kadar böyle yürümeye başladılar.

 

"Zagros aç artık gözlerimi "

 

"Olmaz! Asansöre binelim sonra" demesiyle asansör gelmişti.

Asansöre bindikten sonra açmıştı genç kızın gözlerini.

 

"Abartmadın mı sence" asansör aynasından dağılan saçlarını düzeltmeye çalışıyordu genç kız.

 

"Hayır. Bence az bile . Onları buradan attırmalıydım"

 

"Saçmalama istersen" Roni, Arjen'in boyuna eğilip

"Ah! Oğlum senin bu baban çok tuhaf bir adam" dediğinde Zagros,

 

"Sen daha tuhaf görmedin" diyerek duran asansörden inip odasına doğru yürümeye başladı oğluyla.

Arkasında da Roni ile birlikte.

 

Odaya girdiklerinde Zagros,

"Hadi hazırlanında yüzmeye gidelim' dediğinde Roni, o an aklına gelenle,

 

"Daha üstü çıplak adamları görmeme izin vermiyorsun nasıl onlarla beraber yüzeceğiz" diyerek kendince bu işten sıyrıldığını sanıyordu ama Zagros,

 

"Hani bu kattaki diğer odayı sormuştun ya işte orada kapalı bir havuzum var o yüzden sıkıntı yok "

 

Roni, baş edemeyeceğini anlayıp tek nefeste söylemişti.

"Ben yüzme bilmiyorum" dediğinde Zagros, karısının neden birden surat astığını şimdi anlamıştı.

 

Zagros, Roni'ye yaklaşıp,

 

"Merak etmene gerek yok ben sana öğretirim" diyerek son noktayı koymuştu.

 

🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋

 

Nasıldı...

 

ZAGROS...

 

RONI....

 

(Ares Korkmaz yeni yazdığım kitabımın karakteri)🫠🫠

 

Yıldıza basmayı unutmayın💜

👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇

 

 

Loading...
0%