Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@xqaysegull

Yeni bir bölümle buradayım minik tırtıllarım🦋

 

Bölümü okumadan önce yıldızlara basalım pleaseeeee🙏

 

Beni @xqaysegull hesabımdan takip edebilirsiniz.

 

Biraz geç geldi bölüm ama rahatsızdım biraz, anlayışınız için şimdiden teşekkürler ❤

 

Herke🦋🦋se iyi okumalar 🥰

 

🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋

 

Karşısında gördüğü adam ile girdiği şoktan daha çıkamadan dedesinin sesini duyması ile bakışları bir an için dedesine kaysa da tekrar bakmıştı onu o gece uçurumun kenarından kurtaran adama..

 

Ona tekrar umut olan adama..

 

Bebeğini kabullenmesi sağlayan adama..

 

Şimdi ise karşısında durup onu kendine istemişti.

 

Neydi şimdi bu adamın derdi?

 

Neden hamile olduğunu bildiği halde kendisine istemişti onu?

 

Genç kızın kafası karışmış bir şekilde öylece ayakta durmaya devam etti.

Zagros ise bunu neden yaptığını bilmiyordu ama içinden bir ses bu kıza yardım etmesi gerektiğini söylüyordu.

Zelal'den sonra asla evlenmeyi düşünmüyordu ama şuan nedensiz bir şekilde bu kızı kendine istemişti.

 

Yoksa hamile olduğu için acımışmıydı ona?

 

Yada eğer Rohat ile evlenirse Rohat'ın böyle birşeyi kabul etmeyeceğini düşünmesimiydi?

 

Genç adam şuan için bu soruları düşünmemeye çalıştı.

Nede olsa buradan gittikten sonra yeterince düşünmesi için zaman olacaktı.

 

Mahmut ağa Roni'ye bakıp

 

"de hayde öp büyüklerinin elini ne diye dikilirsin öyle ayakta" daldığı düşüncelerden çıkan Roni yavaş adımlarla Delal hanımın elini öptü.

Delal hanım Roni'yi kendine çekip sıkıca sarıldı.

 

" hayırlı olsun kızım. Rabbım utandırmasın" diyerek omuzuna okşadı.

Sonuçta kızının kurtulması bu evliliğe bağlıydı.

Eğer Zagros berdel hükmüne onay vermeseydi şuan evinde kızının yasını tutuyor olacaktı ama o şuan burada kızı için kurban edilen başka bir genç kızı istemeye gelmişti.

 

Nede olsa kızı kurtulmuştu..

 

Kurbanın kim olduğunun ne önemi vardı ki..

 

Roni daha sonra bunu istemese de dedesi ve babasının da elini öpüp annesinin elini de öpmüştü.

 

Zagros ağa da olsa büyüklerine karşı saygısını gösterirdi.

O da Roni'nin anne ve babasını ve dedesinin ellerini öpüp Rojbin'e sadece sarılmıştı.

 

Zeynep, Mihrimah ve Şehriban da yeni yengelerini gördükleri gibi sevip sarılmışlardı.

Her ne kadar Zagros'un kendisine istemesi sürpriz olsa da onlar abilerinin bir bildiği olduğunu düşünerek bu işe kafa yormamayı tercih etmişlerdi.

 

Rohat ise bu durumdan kurtulduğu için utanmasa ortaya geçip bir dokuz sekizlik açıp göbek atacaktı.

 

Rohat aşk evliliği istiyordu.

 

Tabi annesi buna izin verirse..

 

Zagros ve Roni el öpmeleri bittikten sonra ortaya geçtiklerinde yüzükleri Mahmut ağa takmıştı.

 

Roni Zagros'un elinin ust tarafında ki kızarıklıkları görse de şuan onu düşünecek durumda değildi.

 

Yüzükler takıldıktan sonra tatlılarda yenilmişti.

 

Roni bir robot gibi sadece verilen komutları yerine getiriyordu.

 

Zagros bu durumu fark ettiğinde Mahmut ağadan izin isteyip Roni ile yanlız konuşmak istemişti.

Artık sözlü oldukları ve Zagros'un da yakında ağa olacağını bildiği için izin vermişti konuşmalarına, normalde başka biri olsa asla izin vermezdi ya ama gel gör ki şuan herşey Dewrim içindi birde Zagros ile arasını kötü tutamazdı ne de olsa Berxwedan aşireti Amed'in en güçlü aşiretiydi ve onlarla dünür olacaktı bu durum her yönden onu iyi etkileyecekti..

 

Zagros Roni ile birlikte başka bir odaya geçtiğinde kapıyı kapatıp Roni'nin yanına yaklaştı.

Zagros ne diyeceğini nasıl başlayacağını düşünürken ilk söze başlayan Roni olmuştu.

 

"neden böyle birşey yaptın" hâla aklı almıyordu hamile olduğunu bildiği halde neden onu istemişti ki..

 

Zagros ne diyeceğini bilmiyordu ki o da neden yaptığını bilmiyordu sadece o an öyle yapması gerekiyormuş gibi hissetmişti..

Derin bir nefes almış ve yavaşça bırakmıştı Zagros ve aklına ilk gelenleri söylemişti.

 

" senin hamile olduğunu bildiğim halde nasıl kardeşime isterim seni, her halükarda zaten verecekti deden seni ama Rohat hamile olduğunu öğrenirse bunu kabul etmezdi"

 

Bunu zaten kimse kabul etmezdi biliyordu Roni ama onun asıl merak ettiği o neden kabul etmişti..

 

"böyle birşeyi kimse kabul etmez bunu bende biliyorum peki sen, sen neden kabul ettin karnımda başkasının çocuğunu taşıdığımı bildiğin halde neden böyle birşey yaptın"

 

Roni Zagros'un Zelal'e olan aşkını biliyordu..

 

Gerçi bunu bilmeyen yoktu ya...

 

Ama şuan karşısına geçip neden onunla evlenmeyi kabul etmişti ki..

 

" sana bir söz vermiştim hatırlıyor musun" dediğinde Roni başını olumlu anlamda salladı.

" ben o gün ne olursa olsun sana yardım edeceğime dair söz vermiştim ve bende sana verdiğim sözümü tutuyorum bu evlilik gerçek bir evlilik olmayacak bunu ikimizde biliyoruz" derin bir nefes içine çekip konuşmasına devam etti Zagros.

 

" o uçurum kenarında sana umut olurken bu sözü öylesine vermedim ben Roni yada o gece bana söylediğin ismin ile mi hitap edeyim Hesna " tek kaşını kaldırıp genç kıza sorgulu gözlerle baktığında Roni açıklama gereksinimi duydu.

 

" iki ismin var benim Roni Hesna, yani sana yalan söylemedim şöyle bakmayı bırak, sanki yalancıymışım gibi"

 

O gece onun sayesinde bebeğini kabul etmişti ve onunda dediği gibi umudu olmuştu onun..

 

" Artık olan oldu Roni geçmişe değil de geleceğe bakalım biz, benim senden tek bir beklentim olur oda oğluma annelik yapman ona anne eksikliği hissettirmemen bende senin bebeğine baba olurum belki gerçek bir evlilik olmaz ama iki dost olabiliriz ha ne dersin"

 

Roni biliyordu zaten gerçek bir evlilik olmayacağını

ama oğluna annelik yapabilir miydi?

 

" ben nasıl annelik yaparım ona ben, beceremem ki" demesi ile Zagros hafifçe tebessüm edip

 

" onunla birlikte öğrenirsin tek yapacağın şey onu sevmek olacak, bunu yapabilir misin onu sevebilir misin"

 

Roni hiç düşünmeden cevap verdi.

 

" severim o masum günahsız daha melek neden onu sevmeyeyim ki" demekle yetindi.

Bu cevap şimdilik yeterliydi Zagros için zamanla oluşurdu bağlar..

 

" peki sen sevebilir misin senin olmayan bir bebeği ona babalık yapabiir misin " diye soran Roni'ye bakarak

 

" severim çünkü o da masum günahsız ve ona baba da olurum Arjen'den ayırmam" bu cevap da yeterli olmuştu Roni için şimdilik...

 

Bir kapıyı kapatan Allah diğerini de açar..

 

Sidar kendi bebeğini kabul etmezken Zagros onun bebeğine babalık yapmayı kabul etmişti.

 

Roni ölümü düşünürken şuan yeni bir ailesi oluyordu hemde başka bir çocuğa da annelik yaparak..

 

Peki Roni Arjen'e anne olabilecek miydi?

 

Yada Zagros yeniden bir bebeğe baba?

 

"bak Roni şuan eminim ki kafan oldukça karışıktır ki benimki de aynı şekilde karmakarışık, hiç böyle birşey olabileceğini düşünmeden geldim buraya ama iyiki de gelmişim yoksa olacakları düşünmek bile istemezdim"

 

Zozan hanım zaten onu kabul etmeyecekti bir de hamile olduğunu öğrenirse...

 

Zagros bunu düşünmek bile istemiyordu..

 

"artık olan oldu bizim ise tek yapacağımız şey birbirimize alışmak olacak ve Arjen'in de sana alışması istersen yarın sizi tanıştırmak isterim ne kadar erken o kadar iyi"

 

Roni biran tereddüt etsede kabul etmekten başka yolu yoktu.

Zaten Zagros haklıydı ne kadar erken alışırlarsa birbirlerine o kadar iyi olurdu her iki taraf içinde.

 

" isterim ama dedem buna müsade etmez ki" oda da konuşmalarına nasıl müsade etmişti onu bile anlamıyordu ya..

 

" merak etme ben konuşurum deden ve babanla, zaten düğün işini de daha konuşacağız karnın belli olmadan yapalım ha ne dersin"

 

" düğün mü" Roni ona düğün yapılacağını hiç sanmıyordu.

Ama Zagros düğünden bahsediyordu.

 

" evet düğün, yoksa düğün olmayacak mı sandın sen"

 

" yani ne bileyim beni kabul etmek zorunda değilken kabul ettin birde üstüne de senden düğün istemek hakkım değil"

 

Her genç kızın hayali değil miydi beyaz gelinlik ama Roni bu hayalinden bile mahrum kalacağını düşünüyordu.

 

Ama bilmediği birşey vardı.

Zagros onu hiçbirşeyden mahrum bırakmayacaktı.

 

Bu gece zaten görmüştü.

Babasının ve dedesinin Roni'ye değer vermediğini, ona söz hakkı bile tanımadan istemede direkt verdiğini hatta babası sanki bir yabancıymış gibi bir köşede oturup tek kelime etmemiş resmen tüm sözleri dedesi söylemişti.

Eve gidince bu aileyi araştırmayı aklının bir köşesine not etmişti.

 

"bak Roni sen öyle sıradan biri ile evlenmiyorsun, sen Amed'in en güçlü aşireti olan Berxwedan aşiretinin gelecekteki ağası ile evleniyorsun senin hiçbirseyden mahrum kalmanı istemiyorum.

Tabi ki seninde diğer genç kızlar gibi düğünün olacak ve ben elimden geleni yapmaya çalışacağım"

 

Roni karşısındaki adama hayretler içinde bakıyordu.

Nasıl olurda bu kadar iyi biri olur diye düşünüyordu.

 

" teşekkür ederim gerçekten bunların hiçbirine mecbur değilken neden bunları yapıyorsun"

sormadan içi rahat etmeyecekti.

 

Bu sözleri neden söylüyordu.

Zaten onu uçurumdan kurtarıp umut olmuş ve bebeğini kabul etmesini sağlamıştı.

Peki neden şimdi de hayallerini gerçekleştiriyordu.

 

Zagros biran durup düşünmek istedi ama bir neden bulamadı.

Sadece karşısında ki bu kızın nedensizce mutlu olmasını istiyordu.

Aklına gelen ilk bahaneyi söyledi.

 

" sen ağa karısı olacaksın etrafında da önemli kişiler olacak ki benim bir ayağım İstanbul'da oraya da benimle gelip davetlere katılacaksın ki oradaki insanlarda gelecek düğünümüze onların içinde eksik kalmana izin veremem" belki biraz saçmalamıştı ama bir çıkış yolu bulmalıydı.

 

Genç kızın kalbi adamın bu dedikleri ile kırılsa da belli etmeyip tebessüm etti.

Demek ki oda kendini düşünüyordu.

 

"peki sen nasıl istersen" genç kızın artık düğünde umrunda değildi.

Onun tek derdi bebeğini sağlıkla kucağına almaktı.

 

"o zaman ben deden ile konuşayım yarın seni almaya gelirim, zaten numaran var bende haberleşiriz" diyip Roni ile birlikte odadan çıkıp herkesin oturduğu salona gelmişlerdi.

 

Mihrimah abisine yaklaşıp

 

" biran hiç gelmeyeceksiniz sandım" imalı bakışları ile abisine bakıp gülümsedi ama abisinin ona tek kaşını kaldırıp bakması ile eliyle ağzına fermuar çekmiş gibi yapıp tekrar yerine oturdu.

 

Mihrimah daha on altı yaşındaydı ve abisinin göz bebeğiydi tıpkı Şehriban gibi...

 

Aynı anneden olmasa da kardeşiydi Şehriban'da..

Ayırt edemezdi hiçbirini birbirinden..

 

"gençlerde geldiğine göre o zaman bize müsade Mahmut ağa" diyerek ayaklandı Delal hanım ve onunla birlikte Rohat..

 

Kızlar zaten çoktan ayaklanıp Roni'nin kuzeni Elif ile sohbet ediyorlardı.

Rohat'ın gözleri Elif'in üzerine gidip gelsede karşılaştığı sert bakışlarla geri çekilmek zorunda kalmıştı ama bu vazgeçeceği anlamına gelmiyordu.

 

" müsade sizindir" diyip ayaklandı Mahmut ağa ve onunla birlikte oğlu ve gelini...

 

Herkes avluya geçerken yukarıda ailesini gözyaşları içinde izleyen Zehra her ne kadar yanlarına gitmek istesede biliyordu ki şuan zamanı değil hem abileri hemde annesi çok kızgın ve kırgındı ona..

Zaten Dewrim'de daha gelmemişti.

 

Acaba nerede kaldı diye düşünmeye başladı.

 

Avluda birbirleriyle vedalaşıp birbirlerine tekrar hayırlı olsun dileklerini dileyen yeni dünürler artık Berxwedan ailesini yolcu etmeye başlamıştı.

 

" birdahakine Baziyan ağayı da bekleriz" diyne Mahmut ağa ile Delal hanım,

 

" inşallah zaten rahatsız olmasaydı şuan burada o olacaktı ama kısmet değilmiş birdahakine artık" diyerek Dila Hanım ile sarılıp arabasına binmişti.

 

Diğerleride birbirleriyle vedalaşırken Zagros, Mahmut ağa ile konuşmak istediğini dile getirmiş ve ikili avludakilerden biraz uzaklaşıp konuşmaya başlamışlardı.

 

" eğer müsaadeniz varsa yarın Roni'yi alıp dışarı çıkarmak istiyorum"

 

Normalde asla izin istemezdi ama Roni için zorluk çıkarmak istemiyordu.

 

Biliyordu dedesinin ondan pek haz etmediğini..

 

" tabii oğlum artık sende bu evin bir oğlusun sormana bile gerek yoktur, hem artık siz sözlüsünüz "

Başkası olsa asla müsaade etmeyeceği şeye sırf, Baziyan ağadan sonra ağa olacağı ve torunu Dewrim için onay veriyordu.

 

Mahmur ağa Roni'yi hem kendi hemde Dewrim için

kurban ediyordu ve bunu yaparken gram pişmanlık yada üzüntü duymuyordu.

 

Onayı alan Zagros da aile üyelerinin yanına giderek Zerxan konağından ayrılıp Berxwedan konağına doğru yola çıkmıştı.

 

Mahmut ağa Roni'ye dönüp,

 

" yarın Zagros ağa gelip seni alacak sakın onun yanında da böyle surat asmayasın ha eğer ki yanlış birşey yaptığını görürsem Roni, seni kimselere bırakmaz kendi ellerimle öldürürüm, o kıymetsiz canını kendi ellerimle alırım. Hele bir yanlış yap, hele bir yanlış yap senin yüzünden Dewrim'imin başına bir hâl gelsin kendine ölümlerden ölüm beğen" arkasını avludaki herkese dönüp kendi odasına doğru merdivenlerden çıkmaya başladı Mahmut ağa.

 

Roni zaten dedesi tarafından sevilmediğini biliyordu ama ondan bu kadar nefret etmesinin sebebi neydi bir türlü anlam veremiyordu..

 

Ne yapmıştı ki dedesine..

 

Doğduğundan beridir bir türlü sevmemişti onu Mahmut ağa, Roni bir suçu olduğunu düşünüyordu küçükken, bazen ufak tefek yaramazlık yaptığında ve dedesine yakalandığında bunu misliyle dayak yiyerek öderdi. Babası eve geldiğinde dedesini ona şikayet ederdi çocuk aklıyla ama babası" sen nasıl babamı bana şikayet edersin" diyerek birde ondan azar yiyip itilir kakılırdı. Zaten o günden sonra birdaha ne yaramazlık yapmıştı nede babasına dedesinden yediği dayakları, hakaretleri söylemişti.

 

Yaşı küçük olsa da aklı en azından buna ermişti.

Annesine de çok kırgındı Roni, dedesi ve babasının ona yaptığı tüm bu haksızlıklara karşı susup ses etmemişti. Bu yüzden annesini affedeceğini hiç sanmıyordu.

 

Zagros sayesinde o da bebeğide kurtulacaktı artık ona hiçbir zaman yuva olmayan bu cehennemden.

 

Dedesinin laflarından sonra gözlerinden birkaç damla yaş aktı ama kimseye belli etmeden hemen elinin tersi ile sildi.

 

Babası da dedesini arkasından merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başladı. Bu Roni'yi az da olsa mutlu etmişti. En azından birde babasından hakaret ve azar işitmeyecekti.

 

Roni bu sefer annesine baktı ama annesi onu şaşırtmamıştı, kocasının arkasından oda yukarıya doğru çıkmaya başlamıştı.

 

Roni ile Elif avluda tek başlarına kalmışlardı.

 

Roni başını gökyüzüne kaldırıp yanında ki kardeş bildiği kuzenine hitaben konuştu,

 

" benim suçum ne Elif" herhalde ölene kadar öğrenemeyecekti bu sorunun cevabını.

 

Elif hemen kollarını yanında ki kuzenine sarıp

 

" senin hiçbir suçun yok güzelim, tüm suç o kendini ağa zanneden genetiği bozuk herif ile ve kendini baba zanneden ama hiçbir zaman gerçek bir baba olmayı beceremeyen o taş kalpli adamın suçu sen en az bir bebek kadar masumsun ne olur böyle yapıp üzme kendini" Elinden teselli etmekten başka hiçbirşey gelmiyordu Elif'in de..

 

Roni olduğu yerde kuzeninin kolları arasında dizlerinin üzerine çöktü.

Elif hemen kuzeni ile birlikte onun yanına çöktüğünde Roni,

 

" hayır... ben masum değilim, eğer masum olsaydım babam beni severdi değil mi, bazı geceler...

bazı geceler görüyorum Rojbin'in odasına giriyor bende odanın penceresinden baktığımda görüyorum saçlarını okşuyor ve üzerini örtüp çıkıyor, onu ilk gördüğümde belki benimde odama geliyordur ve bende uyuduğum için fark etmiyorum diye düşünmüştüm hatta o gece sabaha kadar uyumayıp gelmesini bekledim, gelip saçımı oksamasını sırf belki üzerimi örter diye açık bıraktığım üstümü örtmesini..

Bekledim.. çok bekledim yemin ederim çok bekledim ama benim odamın kapısı hiç açılmadı.

Kaç gece.. kaç gece bekledim bilmiyorum ama benim odamın kapısı hiçbir zaman açılmadı ve bende vazgeçtim...

Beklemekten babamın beni sevme ihtimalinden vazgeçtim çünkü öyle bir ihtimal hiçbir zaman olmadı.

Bazen ne düşünüyorum biliyor musun Elif"

 

Ağlıyordu Roni bunları anlatırken yıllardır içinde tuttuğu bir sırrı anlatırken, kalbini parçalayan bir sırrı...

 

Babasının ona hiç değer vermediğini anlatırken..

Anlatınca bu kadar ağladıysa yaşarken ki gözyaşlarını düşünmek bile ona acıdan başka hiçbirşey vermiyordu ama bunu kendine yapmaya devam ediyordu.

 

"ne ge.. geliyor Roni" Elif'te kuzeni ile birlikte ağlıyordu.

Zaten onlar her zaman birlikte ağlar birlikte gülmezler miydi..

 

" dedemin bana olan nefretini belki bir nebze olsun anlarım da ama ya babam..

Ona ne yaptım da beni hiç sevmedi, hiç gözleri beni görmedi bana karşı hep sağır ve kör oldu.

Yoksa ben bilmeden bir yanlış mı yaptım ha Elif biliyorsun ben bazen çok unutkan olabiliyorum, sen tüm çocukluğumda yanımdaydın her zaman, eğer sen hatırlıyorsan lütfen bana da söyle lütfen sana yalvarıyorum ben bir yaramazlık mi yaptım da babamın bu kadar nefretini kazandım ha söyle bana ne olur söyle ki bende bileyim hatamı da gidip ayaklarına kapanıp özür dileyelim belki o zaman affeder beni, okşar saçlarımı yada birkez olsun, yirmi yıllık hayatımda birkez olsun bana kızım diyip sarılır lütfen Elif söyle bana" artık kendini tutamayıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştı Roni.

 

Elif'in de ondan bir farkı yoktu.

Biliyordu kuzeninin masum olduğunu tek bir hatasının bile olmadığını hatta küçükken sokakta ondan büyükler onu döndüklerinde bile gidip ailesine anlatmazdı çünkü eğer anlatırsa bir postada dedesi olacak aşağılık heriften yiyeceğini bilirdi.

Ama Elif hiçbir zaman kuzenini yanlız bırakmaz ertesi gün onu döven kişiyi kendi ablasına dövdürürdü.

 

Elif'in ablası Gül sayesinde artık kimse onlara karışamazdı. Çünkü Gül erkek fatma diye tabir edilen kızlardandı.

Yalnızca kızlar değil erkeklerde ondan korkarlardı.

 

"hayır kuzum senin hicbir suçun yok ne olur yapma böyle hem.. hem sen şuan sadece kendine değil karnındaki bebeğine de zarar veriyorsun yapma" son kısmı kulağına yaklaşıp fısıldayarak söylemişti.

 

Roni bu duyduğu ile hemen gözyaşlarını silip ayağa kalktı.

 

" hayır ona zarar gelmeyecek ben korurum onu" diyerek kuzeni ile birlikte ayaklanıp odasına doğru yürümeye başladı.

 

Avluda kimse kalmamıştı.

Herkes kendi odasına çekilmişti.

 

Zehra'da odasında yatağında uzanmış ama bir türlü uyuyamıyordu.

Çünkü daha bir günlük kocası eve gelmemişti.

Böyle hayal etmemişti.

Biliyordu Dewrim'in ona sırılsıklam aşık olduğunu aşkından hiç şüphe etmiyordu ama ya başına birşey geldiyse diye de düşünmeden edemiyordu.

 

Yatağından kalkıp kayın babasına haber vermek için ayaklandığı sırada odanın kapısının açılması ile gözleri oraya kaydı.

 

Gelen Dewrim'di ama yüzü gözü morarmış bir Dewrim.

 

Ufak bir çığlık atıp hemen kocasının yanına koştu.

 

" ne bu halin Dewrim" elini patlamış ama pansuman yapılıp üzerine bant yapıştırılmış kaşını koyarak konuşmuştu.

 

" önemli birşey yok Zehra'm sen düşünme beni" kaşına uzanan eli öpüp dolaba yönelip kendine bidlr eşofman altı çıkarıp giyinmeye başladı.

 

" nasıl beni düşünme dersin Dewrim, yüzünün halini görmedin mi sen kim yaptı bunu sana" kocasının karşısına geçip resmen hesap soruyordu.

 

Dewrim eşofmanını giyip karısını kendine çekip

 

" beybuna mîn sana önemli birşey yok dedim değil mi arkadaşlarla eğlenirken ufak bir sürtüşme oldu o kadar" diyip başını karısının boynuna gömdü.

 

" bu pek ufak bir sürtüşme gibi durmuyor Dewrim"

 

Dewrim karısının daha fazla soru sormasını engellemek için karısını kucağına alıp kendi ile birlikte yatağa girip üzerlerini örtüp karısının anlına bir öpücük kondurup

 

" yorgunum Zehra'm uyuyalım şimdi olur mu " karısını göğsüne çekmişti.

 

Zehra kocasının birşey anlatmayacağını anlamış bir şekilde sadece başını sallamakla yetindi.

 

" darılma bana rıhe mîn önemli birşey olsa anlatmaz mıyım sanki hadi iyi geceler" Başının üstüne öpücük kondurup karısına daha sıkı sarılmıştı.

 

" iyi geceler" diye mırıldanmakla yetindi Zehra ve bugün hakkında tek soru sormadan ve başına gelenleri anlatmayan kocasına..

 

Berxwedan konağında ise durumlar karışıktı.

 

Roni'yi Rohat'a değilde kendine istediğini öğrenen Zozan hanım daha da öfkelenmişti.

 

Çünkü Zozan hanım Zagros'u yeğeni ile evlendirmek düşünüyordu.

İlk başta buna Zelal şimdi ise Roni engel oluyordu.

 

Herkes avluda otururken üç katlı konağın ikinci katından gelen ses ile herkesin bakışla oraya buldu.

 

" Bu nasıl bir midesizliktir Zagros. Sen nasıl kardeşimizi kaçıran adamı öldürmek yerine gidip onun kız kardeşini kendine istersin hem de aşiret Rohat için karar vermişken"

Bu ses Rizwan'a aitti.

 

"Bu seni ilgilendirmez Amcamın oğlu, kardeşler benim kardeşim, hüküm benim hükmüm sana ne oluyor" Zagros sadece Rizwan'a sinirlendiğinde ona amca oğlu derdi yoksa kardeşiydi o da diğerleri gibi..

 

" senin ne dediğini kulakların duyuyor mu Zagros, Zehra benim de kardeşimdir tıpkı Şehriban'ın olduğu gibi" diğerlerini saymamıştı çünkü onlar amca çocuklarıydı.

 

Baziyan ağa Zozan hanım ile evliyken erkek kardeşi Boran ağa ise Delal hanım ile evliydi.

Her ikisinde ilk çocukları erkekti ama Baziyan daha büyük olduğu için ağalık ona geçmişti.

 

Zagros ve Rizwan çok iyi anlaşırlardı küçükken, zaten kuzen gibi değil de kardeş gibi büyümüşlerdi taa ki Boran ağa birgün düşmanları tarafından öldürülene kadar..

 

Kimse bu olayın faillerini yıllar geçmesine rağmen hâla bulamamışlardı ama aşiret Delal hanımın ortada kalmaması için Baziyan ağa ile evlenmesine karar verdikten sonra Berxwedan konağında o mutlu ve huzurlu günler resmen mazide kalmıştı.

 

Birbirlerini kardeş gibi seven iki elti artık birbirine düşman daha doğrusu Zozan hanım Delal hanıma düşman iki kuma olmuşlardı.

 

Zozan hanımın Zagros, Rohat, Zeynep ve Mihrimah adında dört çocuğu varken,

 

Delal hanımın Rizwan ilk eşinden daha sonra Zehra ve Şehriban adında iki kızı olmuştu.

 

Zagros hiçbir zaman kızları kendi kardeşlerinden ayırt etmeden büyümüştü ki aynı şekilde Rizwan'da ama sinirlenince ve dışlandığını hissedince bazen

saçma sapan konuşabiliyordu.

 

" O zaman sende ona göre davran. Ne yapsaydım göz göre göre kardeşimizin ölmesine göz mü yumsaydım, aklını başına al Rizwan ne beni nede aldığım kararları sorgulama ben bu hakkı kimseye vermem "

 

Etrafındaki insanları umursamadan en üst katta olan odasına doğru çıkmaya başlamıştı.

 

Bu kat sadece ona ve Arjen'e aitti.

Birde evlendikten sonra Roni'ye..

 

Oğlunun odasının önüne geldiğinde içeriden gelen ağlama sesi ile içeriye girdiğinde Arjen'i kucağında sallayan evin çalışanlarından olan Rojda vardı.

Rojda Zagros'u gördüğü gibi

 

" ne yaptıysam susmadı ağam huysuzlandı" diyerek kollarını ona uzatan Zagros'un kollarına verdi Arjen'i..

 

"tamam Rojda sen çık ben hallederim"

 

Rojda başını olumlu anlamda sallayıp odadan ayrıldı.

 

Zagros Arjen'i koltuk altlarından tutup kaldırıp sanki bir yetişkin ile konuşuyormuş gibi yapıp konuşmaya başladı.

 

" Arjen ağam neyin var senin ha söyle bakalım, evdeki bütün kızlar etrafında pervane olurken nedir senin bu huysuzluğunun sebebi"

 

Arjen zaten babasının kollarına gittiği gibi susup babasına dikkatli bir şekilde bakmaya başlamıştı.

 

Babasının konuşmalarını gülümseyerek dinlemiş ve ufak bir çığlık atmıştı.

 

"bu gece benimle uyumaya ne dersiniz ağam" oğlu ile birlikte bebek odasından çıkıp kendi odasına geçmişti.

 

Yatağa geçip oğlunu da yanına uzandırıp,

 

" hem yarın sana sürprizim var eminim ki çok seveceksin"

 

Zagros oğlunun bir anneye ihtiyacı olduğunu biliyordu.

 

Roni doğru seçim miydi bilmiyordu ama kader Roni'yi boşuna karşısına çıkarmamıştı.

 

"baba e ee" oğlunun uykusunun geldiğini anlayıp onunla birlikte uyumaya başladı.

 

Güneş tüm Amed'i aydınlattığında Zagros yüzündeki ufak bir elin dokunuşlar ile güne uyanmıştı.

 

"Günaydın paşam sen uyandın da babayı da mi uyandırıyorsun ha" oğlunu yatağa yatırıp başını karnına gömüp onu gıdıklamaya başlaması ile Arjen hem gülüyor hemde çığlık atıyordu.

 

"hadi bakalım bu kadar tembellik yeter seni bugün ben hazırlayacağım" oğluyla birlikte yataktan kalkıp oğlunun odasına girdiğinde Rojda odayı toparlıyordu.

 

Arjen'in odası beyaz ve mavi tonlarını yoğun olduğu ve odanın köşesinde olan normal beşiklerden daha büyük ve üzerinde farklı şekillerin olduğu dönence olan beyaz beşik ve hemen yanında mavi bir dolaptan oluşuyordu.

 

Odanın diğer köşesine yapılan raflarda ise oyuncakları vardı.

 

"Rojda sen Arjen'i yıka bende o sırada üzerimi değiştireyim. Ha bu arada bugün Arjen'i ben hazırlayacağım" diyerek onları odada bırakarak kendi odasına geçip hazırlanmaya başladı.

 

Zagros kendini hazırlandıktan sonra Arjen'in odasına gidip banyo yapmış oğlunu önce koklayıp sonrada kocaman öpüp onun içinde dolaptan kıyafet seçmeye başlamıştı.

 

Çok fazla düşünmeden kahverengi kapri ve beyaz küçük yeşil timsah desenleri olan gömlek yaka tişörtünü giydirip ayağına ise beyaz spor ayakkabılarını giydirip oğlu ile birlikte evdekilere haber verip onlar ile vedalaşıp evden ayrılmıştı.

 

Rıha'ya vardığında Roni'yi almadan önce Arjen'i Zelal'in babaannesinin evine bırakıp oradan Roni'yi almak için tekrar yola çıkmıştı.

 

Roni ise dün gece ağladığı için sabah şişmiş gözler ile uyandı.

Telefonuna gelen bildirim sesi ile telefonuna baktığında gelen mesaj Zagros'tandı.

 

" iki saate orada olurum"

 

Roni bugünü tamamen unutmuştu.

Eliyle anlına vurup kendine kızmaya başladığı sırada yanına uyuyan kuzenini görmesi ile yüzünde bir tebessüm oluştu.

 

Kuzenler bugün içindir değil mi..

 

Hemen Elif'i dürtmeye başladı.

 

" Elif, kız Elif hadi kalk" uykusu biraz ağırdı Elif'in.

 

" bir saat daha lütfen" diyerek uyumaya devam etti.

 

" ne bir saati normal insanlar beş dakika der sen bir saat diyorsun hadi kalk ya ihtiyacım var sana" diyerek daha hızlı dürttü.

 

Elif tek gözünü açıp,

 

" onlara normal insanlar peki sence biz ne kadar normaliz, dur cevap vereyim hiç normal değiliz"

Tekrar gözünü kapatıp uyuyacağı sırada Roni onu ayağı ile iterek yataktan yere atması ile çığlık atıp ayaklandı.

 

"Al buda kanıtı işte değişik kadın ne istiyorsun benden ya bırakta biraz daha uyuyayım ne güzel Michel'imle beraberdim"

 

Roni kuzenine bakıp sadece göz devirmekle yetindi.

 

" hadi kalk beni hazırla Zagros gelecek bugün oğlu ile tanıştıracakmış beni mesaj attı iki saate burada olurmuş, ben duş alıp gelene kadar sende git Rojbin'in odasında bir elini yüzünü yıkayıp kendine gel" Kuzeninin konuşmasına izin vermeden odasında bulunan banyoya girip kapıyı kapattı.

 

Elif ise giden kuzeninin ardından dilini çıkarıp kendi kendine söylenmeye başladı.

 

" Ah Michel'im rüyada bile rahat yok bize"

 

Roni banyodaki işlerini bitirmiş ve odasına döndüğünde hâla pijamalarla oturan kuzenini aldırmadan dolaptan kendine beyaz üzerinde küçük kalplerin olduğu bir elbise çıkardı ama bunun çocukça olduğunu düşünüp geri yerine bırakıp kendine kahverengi belden bağlamalı bilek boy bir elbise çıkarıp onu giyindi.

 

Aynanın önüne oturup kendini kuzeninin ellerine bıraktı.

Elif ona sade bir makyaj yapıp saçlarına ise fön çekmişti.

Zaten fazla vakti kalmamıştı.

Zagros yarım saate burada olurdu.

 

Hazırlandıktan sonra son kez aynadan kendine baktığında fena sayılmazdı.

Kuzenine dönüp teşekkür edip çantasını alıp odasından çıkıp avluda Zagros'u beklemeye başlamıştı.

 

Elif ise uykusuna ve rüyasına kaldığı yerden devam etmek için kendini yatağa geri atmıştı.

 

Roni zaten Zagros izin aldığı için kimseye haber verme gereği duymamıştı.

Ama merdivenlerden inen her zamanki gibi suratsız dedesini görmeyi hiç beklemiyordu.

 

" Roni hanım hayırdır böyle hazırlanmış nereye gidersin"

 

" Şey.. dede Zagros beni almaya gelecek"

Mahmut ağa Roni'ye yaklaşıp

 

" Haberim vardır. Sakın geç kalma sözlü mözlü dinlemem yine kendini bulursun ayağımın altında"

 

Roni dolan gözleri ile başını salladı ama Mahmut ağa için bu yeterli değildi.

 

" duyamadım" Bu adam kalp yerine taş taşıyordu artık emin olmuştu Roni ama ya abilerine gösterdiği sevgi ve merhamet..

 

Bir Roni'ye taştı..

 

" ta..mam dede"

 

Mahmut ağa arkasını dönüp tekrar merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladı.

 

Roni başını yukarıya kaldırıp dolan gözlerinin akmaması için gökyüzüne bakmaya başladı.

 

Biraz daha bekledikten sonra çalan kapı ile kapıyı açıp Zagros'un geldiğini görünce birbirlerine selam verip ikisi birlikte arabaya bindiler.

 

Zagros Roni'ye baktığında üzerinde gördüğü kahverengi elbise ile dudağının bir tarafı istemsizce kıvrılmıştı.

 

Birbirinden habersiz oğluyla aynı renk giyinmişlerdi.

 

Aralarındaki sessizliği bozan Roni olmuştu.

 

" Arjen nerede"

Onunla tanışmak için gelmişti ama arabada Zagros yalnızdı.

 

" Arjen'i Zelal'in babaannesine bıraktım biz gidene kadar onunla vakit geçirmesi için şimdi onu almaya birlikte gideceğiz"

 

Zagros'un hâla ölen karısının ailesine değer vermesine şaşırsa da ona belli etmeden sadece başını sallayıp önüne döndü.

 

Zelal'in babaannesinin evine kadar arabada çıt çıkmıyordu.

Araba yaşlı kadının evinin önünde durduğunda Zagros önden inip Roni'nin de inmesini bekledi.

 

Biliyordu Zagros, Roni çekiniyordu ama çekinmesini gerektirecek hiçbirşey yoktu.

Çünkü Zagros'un yeniden evlenmesini herkesten çok istiyordu Berze hanım.

 

Roni Zagros'un onu beklediğini fark edince yavaş adımlarla arabadan inip Zagros'un yanına geldi.

İkili birlikte Berze hanımın kapısını çalıp bekledikleri sırada açılan kapı ile Roni şok olmuştu.

 

Bu kadın o gün Sidar'a herseyi anlatıp , Sidar'ın da ona inanmadığı gün eve dönerken yere düştüğünde onu yerden kaldıran yaşlı kadındı.

 

Zagros elini öpüp kucağındaki Arjen'i ondna alıp Roni'ye bakıp,

 

" babaanne bu Roni benim sözlüm" son kısmı çekinerek söylese de Berze hanım gülümseyerek elini Roni'ye uzatmıştı öpmesi için.

 

Roni girdiği şoktan çıkıp ona uzatılan eli hemen öpmüştü.

 

" bahtında yüzün kadar güzel olsun keça mîn" diyerek omuzuna okşamıştı.

 

Roni kabul görmeyeceğini sanmıştı ama tam tersi iyi dileklerini bile almıştı yaşlı kadından..

 

" teşekkür ederim xâlti" demekle yetindi

 

Yaşlı kadın onlarla vedalaşıp evine geri girdiğinde Arjen öylece Roni'ye bakıp duruyordu.

Bunu fark eden Zagros Arjen'i Roni'ye uzatmıştı.

 

Roni çekinsede Arjen'i kucağına aldığında Arjen eline Roni'nin saçlarını alıp elindeki saçlara bakmaya başladı.

 

Babasına bakıp,

 

"An..ne" demesi ile ilk defa oğlunun ağzından bu kelimeyi duyan Zagros oğluna yaklaşıp,

 

" Evet oğlum anne"

 

🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋

 

Bölüm nasıldı...

 

Yıldıza basmadan geçmeyin...

👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇

 

 

Loading...
0%