@xqaysegull
|
Yeni bir bölümle karşınızdayım🦋
Okumaya başlamadan önce yıldızlara basmayı unutmayın🌟
Tiktok hesabım xqaysegull
Beni @xqaysegull hesabımdan takip edebilirsiniz.
Satır arası yorumlarda buluşalım🥰
Bölüm şarkısı Rojda 'Henna Binin'
Herkese iyi okumalar🥰
🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋
Akan göz yaşları ile birlikte Zagros'a daha çok sokulup başını göğsüne yaslayarak sessizce dökmeye devam etti göz yaşlarını...
Bu süre zarfında Zagros tek kelime etmeyip rahatlamasını bekliyordu. Hem böylelikle içinde biriktirmektense ağlayıp rahatlardı.
Roni hâla kaldıramıyordu bu başına gelenleri. Herşey o kadar hızlı bir şekilde olmuştu ki gözlerine inen bu kara perdeyi nasıl fark etmediğini düşünmekten kafayı yiyecek duruma geldiği günleri bile olmuştu.
Değmeyecek bir adam için kendini daha fazla yıpratmak istemiyordu. Elini karnının üzerine koyup bebeğinin varlığından güç almaya başladı. Hafifçe okşadıktan sonra başını Zagros'un göğsünden kaldırıp elinin tersi ile yanaklarını silmeye başladı.
"Ben... Özür di.. dilerim böyle olmasını istemezdim"
Bugün kendi düğünleri için alışverişe çıkmışlardı ama O, şuan burada başka bir adamın yaptıkları yüzünden nişanlısı olan adamın göğsünde ağlıyordu. Bunu ona yapmaya hakkı yoktu. Her ne kadar aşk evliliği olmasa yada aralarında ki evlilik gerçek bir evlilik olmasa bile bunu ona yapamazdı.
"Özür dilemeni gerektirecek bir durum yok Roni. Sadece hamilesin ve olması gerektiğinden daha fazla hassassın bunun sebebi hormonların ama benim sana sormak istediğim tek bir soru var"
Zagros durumu anlamıştı ama yinede emin olmak istiyordu. Eğer tahmin ettiği şey doğru ise o zaman Sidar'ın Zagros'tan çekeceği çok şey vardı.
Roni hemen ayaklanmaya çalıştı ama üzerindeki gelinlik ile zorlandığı için mecburen Zagros'un yardımını alıp ayaklandı.
"Tabi sorabilirsin. Ne istersen sorabilirsin" Roni ellerini önünde birleştirmiş ve parmakları ile oynamaya başlamış, gözlerini ise ellerine dikmişti.
Zagros Roni'nin çenesini parmaklarını arasına alıp, aşağıya eğdiği başını kaldırıp, göz göze gelmelerini sağladı. Ama Roni ısrarla bakışlarını kaçırıyordu ondan.
"Benimle konuşurken bakışlarını kaçırma, gözlerimin içine bak!"
Roni utanıyordu... Başka bir adam için onun kollarında ağladığı için Zagros'tan utanıyordu.
Halbuki asıl utanması gereken kişi o değilken..
Roni zar zorda olsa gözlerinin içine bakmaya başlamıştı. Ne soracağını az çok tahmin ediyordu ama ne olursa olsun ona bu konuda yalan söylemeyecekti.
"Kendini cevap vermek zorunda hissetmene gerek yok bu senin özelin ve bunu bana söylemek istemezsen bile anlayabilirim seni" Biran duraksadı Zagros, Roni sadece dolu gözlerle ona bakıyordu. Ama sormak için bundan daha iyi bir zaman bulamazdı belki birdaha. Zagros, derin bir nefes alıp içine çektikten sonra yavaşça aldığı nefesi geri verdi. "Sadece onu gördükte sonra bu hâle gelmen kafamda soru işaretine neden oldu. Az önce kapıdaki adam o mu?"
Roni, Zagros'un bu kadar iyi ve düşünceli bir adam olduğunu gördükçe içten içe mutlu oluyordu. Yıllarca kendi ailesinden bir abisi Robin ona iyi davranmıştı, birde amcası Asım.
Asım hem amcası hemde eniştesiydi ama Roni'nin ilk doğduğu zamanlar konaktan ayrıldığı için onunla fazla iletişim kuramasa bile Elif'in sürekli yanında kalmasına ve ona arkadaşlık etmesine izin verdiği için onu ayrı bir seviyordu Roni.
Roni'nin bir derin düşüncelere daldığını fark eden Zagros, omuzuna dokunduğunda Roni kendine gelip sadece cevap olarak başını olumlu anlamda sallamak ile yetinmişti.
Bu bile yeterli bir cevaptı Zagros için. Artık gerisini o hallederdi.
"Nerede kaldınız acaba kaç saattir sizi bekliyoruz ağaç olduk, kök salmaya başlayacağız birazdan" İçeriye bodoslama dalan Elif ile Roni kabine doğru yürümeye Zagros ise Elif'e cevap vermek için yönünü giriş kapısına çevirdi.
"Size yukarıda bekleyin birazdan geliyoruz demiştim oysa ki"
"Bunu demenin üzerinden neredeyse bir saat geçmişti oysa ki"
Tek kaşını kaldıran Zagros'a karşılık Elif de tek kaşını kaldırıp resmen eniştesinin meydan okumasına karşılık veriyordu.
"Yalnızda değildin neden geldin ki sen yanında ablan, Cüneyt ve Rohat vardı oysa"
"Ablam olacak kadından bahsetme lütfen sırf Cüneyt ile kahve içmek için beni o Habeş maymunu kılıklı kardeşin ile yalnız bıraktı. Bende insanım sonuçta enişteciğim en fazla kardeşine bir saat tahammül edebildim o da on dakikada bir tuvalet bahanesi ie kaçıp on dakika oyalanarak ama seni tebrik ediyorum gerçekten, benim bir saat dayanamadığım kardeşine sen yıllardır katlanıyorsun ve bu bence taktir edilesi"
Zagros karşısında tek nefesle bu kadar çok konuşan bir kadını ilk defa görüyordu. Hangi kelimesini yakalayacağını şaşırmıştı. Tek yakaladığı Rohat'ı Habeş maymununa benzettiğiydi.
Az önce kardeşine Habeş maymunu mu demişti o?
Kardeşine şimdiden acımıştı. Belli ki Elif hiç acımayacaktı...
Allah şimdiden kardeşine yardım etsindi. Yoksa bu kadından kardeşinin daha çok çekeceği vardı. Şuan içinden tek geçen acaba Roni de sinirlendiği zaman böyle çok konuşur mu sorusuydu.
"Ah! Sonunda buldum seni asi ceylanım. Her yerde seni arıyorum. Ee sen tuvalete gitmemişmiydin en son? burada ne arıyorsun?"
Elif'in arkasında beliren Rohat ile Zagros gülümsedi. Şimdi biraz gülebilirdi.
Elif elini anlına vurup bir "Ah!"çekti.
"Burada olduğuma göre nasıl tuvalette olurum ama yine de emin olmak için sen en iyisi mi git bir bak kadınlar tuvaletine ben orada mıyım?"
Rohat, öylece Elif'e bakıyordu. Biran onun dediklerini ciddiye almış olmalı ki arkasını dönüp tam gidecekken Zagros'un,
" Gerçekten rezilsin Rohat. Kız göz göre göre seninle dalga geçiyor. Sen bu kadar ahmak bir adam değildin. Ne oluyor sana böyle?"
Rohat, abisinin sesini duyduğu gibi hemen abisine dönmüştü. Ama o da bir türlü anlam veremiyordu bu olanlara daha bir haftalık tanıdığı bir kız yüzünden neredeyse aklını kullanma yetisini kaybetmişti.
"Sana gelince küçük hanım kardeşimle uğraşmaktan vazgeç yoksa seninde ona karşı boş olmadığını düşüneceğim"
Zagros'un Elif'e bakarak sarf ettiği sözlerden sonra Rohat hemen Elif'in önüne geçerek,
" Ben zaten biliyorum bana karşı boş olmadığını hırçın kedim, hiç böyle şeylere gerek yok aslında benden kaçıyor gibi yapmana" Karşısında sinirden kırmızıya dönen kıza baktığında konuşmasına devam etti." Haa şimdi anlıyorum kaçan kovalanır taktiği, tabi sende haklısın benim gibi bir adam öyle herkesin peşinden koşmaz bu yüzden şanslısın hırçın kedim"
Elif'in sinirden yüzünün rengi kırmızının her tonunu almaya başlamıştı. Herşeyi geçmiş karşısında ona karşı boş olmadığını söyleyen bir Habeş maymunu kılıklı bir adam vardı.
Bu adam hiç aynaya bakmıyor muydu?
Elif onu ne yapsındı?
Elif bir kere esmer seviyordu. Rohat onun aksine sarışındı. Bu bile olmaması için yeterli bir sebepti Elif için...
Rohat'a cevap vermek yerine ona arkasını dönüp kabine doğru yürümeye başladı. En azından kuzenini orada beklemek onun için daha sağlıklı olurdu. Yoksa elinden bir kaza çıkacaktı ve bu Rohat için hiç iyi şeyler olacağı anlamına gelmiyordu.
İki adamıda ardında bırakıp kabine geldiğinde, kabinden giyinmiş bir şekilde çıkan Roni ile birlikte Zagros'un yanına ilerleyip
" Başka birsey kalmadıysa biz artık gidelim ha enişteciğim" Ronide aynı fikirdeydi Elif ile zaten kaç saattir alışveriş yapmakla uğraşıyorlardı.
Tabi değmeyen bir insan için oturup göz yaşlarını akıtmasaydı...
"Elif haklı zaten alışveriş de bitti gereken herşeyi aldık biz gidelim en iyisi"
Zagros, Roni'yi zor durumda bırakmak istemiyordu ailesine karşı.
"Nasıl istersen öyle olsun. O zaman sizi eve bırakalım"
Zagros'un konuşması ile birlikte Elif bemen söze girdi.
"Gerek yok biz kendimiz gideriz. Kardeşin olacak bu kişiyi daha fazla kaldırabileceğimi sanmıyorum"
"Kırılıyorum artık hırçın kedim ama" Bu sefer lafa atlayıp cevap veren Rohat olmuştu.
"Amaan çokta olmayan şeyimde" Elif'in konuşması üzerine Roni, Elif'in kolunu çimdikleyip,
"Terbiyesiz oldun sen iyice artık ama" kulağına fısıldayıp geri çekildiğinde Rohat gülerek,
"Neyinde hırçın kedim, yani sırf meraktan soruyorum" Abisinin uyarı dolu bakışları arasında mecburen geri kalan kelimelerini söylemeden yutmak zorunda kalmıştı Rohat.
"İtiraz istemiyorum sizi biz getirdik biz geri götüreceğiz. Bu yüzden kızlar siz benim arabaya geliyorsunuz. Cüneyt ve Rohat da, Cüneyt'in arabasıyla"
Roni olumlu anlamda başını salladığı sırada Elif, "İyi hoş da ablam ortada yok ki " demesiyle Zagros, kaşlarıyla arkasını işaret ettiğinde ağzı kulaklarında olan bir adet Gül ve ona hayran hayran bakan bir adet Cüneyt görmeyi beklemediği kesindi.
"Ooo çifte kumrular sizden hızlısı mezarda yemin ederim. Bu ne hız"
Gül, kardeşinin bu lafları yüzünden daha çok utanıyordu. Cüneyt'i sevmişti. Ilk görüşte aşk değildi onunkisi belki şuan ama hoşlandığı kesindi.
"Valla helal olsun sana Cüneyt. Ben bir haftadır uğraşıyorum ama hırçın kedim sadece benden kaçıyor ama sen ne yaptında kızla hemen randevuya çıktın hemde bir saat içinde"
Rohat'ın bu sözleri Cüneyt'in göğsünün kabarmasına ve kendisi ile gurur duymasına neden oluyordu.
"Bir ara gelde abinden ders al aslanım" diyerek elini Rohat'ın omzuna attığında, Zagros artık daha fazla dayanamamış olacaktı ki Roni'nin elini tutup herkesten önce alışveriş merkezinden çıkıp arabasına doğru yönelmeye başladı.
Roni ise bir yanındaki adama birde elindeki kocaman ele bakıyordu. Ne kadar da küçük kalmıştı eli Zagros'un avucunda...
Zagros Roni'yi ön koltuğa kendi yanına oturttuktan sonra arabaya binip kızların gelmesini bekledi. Kısa bir süre bekledikten sonra gelen kızlar ile birlikte yola çıkmışlardı.
Yol boyunca sessiz kalmıştı hepsi. Araba Zerxan konağının önüne geldiği sırada Elif ve Gül, Roni'den önce inip Zagros'a teşekkür edip konağa girdiklerinde Roni tam kapıya uzanacağı sırada Zagros tarafından tutulan kolu ile duraksamak zorunda kaldı.
"Yarından sonraki gün kına, eğer birseye ihtiyacın olursa çekinmeden direkt beni ara " demesi ile Roni,
"Tamam. Herşey için teşekkür ederim tekrardan"
Ne kadar çok teşekkür ediyor bu kız diye düşündü Zagros..
"Sana daha kaç kez demeliyim bilmiyorum ama sen bana bunu tekrar ettirmekten bıkmayacaksın gibi"
Roni, anlamaz gözler ile Zagros'a baktığında tıpkı sudan çıkmış balık gibi kocaman olmuş gözleriyle ile komik bir görüntü sunuyordu karşısındaki adama.. Zagros'un dudağının kenarı yukarı doğru kıvrılır gibi oldu ama hemen kendini toparlayıp,
"Sana daha kaç kere demeliyim. Ortada bana teşekkür edebileceğin bir durum yok, bunlar benim zaten yapmam gerekenler" Biraz bekleyip ona bu sefer parlayan gözlerle bakan kıza baktığında" Anlaştık mı Hesna hanım" deyip elini uzatmasıyla bu sefer dudağı kıvrılan taraf Roni olmuştu. Bu ona isteme gününden sonra ilk defa "Hesna" ismi ile hitap edişiydi.
Roni, çekingen bir şekilde bir Zagros'a birde uzattığı eline baktı. Zagros kaşları ile elini işaret ettiğinde Roni, daldığı düşüncelerden ayrılıp elini hafifçe tuttu.
"Anlaştık Zagros Bey"
Zagros, ilk defa Roni'nin ağzından kendi ismini duymuştu ve bu nedensizce hoşuna gitmişti. Arabadan inip Zagros'a son kez el sallayıp konağa doğru yürüdüğünde Zagros hâla giden kızın arkasından bakıyordu.
Roni, konağa girdiğinde bile hâla orada ve boş bir şekilde konağın kapısına bakmaya devam ettiğinde arkasında duran Cüneyt'in kornaya basması ile kendine gelip arabasını çalıştırıp Amed'e doğru yola koyuldu.
Roni, konağa girdiğinde kimseye görünmeden direkt odasına girdiğinde kuzenleri de onu orada bekliyorlardı.
"Ne gündü ama değil mi Roni"
Hep beraber yatağın üzerinde oturduklarında ilk konuşan Elif olmuştu.
"Yorulduk ama değdi"
Kızlar, aldıkları kıyafetleri arabadan kendileri ile birlikte konağa taşıdıkları için Roni aldıkları kıyafetleri düzenli bir şekilde hemen köşede bulunan valize yerleştirmeye başlamıştı bile...
O gecelik takımlarını başka birinin görmesini istemediğinden değil yoksa...
"Bugün en çok da birine yaradı ha ne dersin" dediğinde gözleri otuz iki diş sırıtıp boş duvarı seyreden ablasındaydı. Gözleriyle de Roni'ye ablasını işaret ettiğinde Roni de Gül'e baktığında ikili kıkırdayarak gülmeye başladı.
"Cüneyt senin burada ne işin var" diyerek bağıran Elif ile Gül, oturduğu yerden ayağa fırlayıp,
"Cüneyt mi? nerede? hani?" telaşa kapılan Gül yüzünden ikili birlikte artık kahkaha atarak gülmeye başladılar.
"Ha ha ha çok komiksiniz sümüklü böcekler. Güleyim de boşa gitmesin bari" hoşnutsuz bir şekilde kızlara sırtını dönerek onlara karşı tavrını koymuştu.
"Sen kabul etmesen de komikti ablacım" Roni'nin yanına yaklaşarak" öyle değil ama "
"Aynen öyle Eloşum. Biz komik olduğunu biliyoruz yeter bu bize"
"Sana katılmaya bayılıyorum Ronim"
İkili birbirini desteklemeye devam ederken Gül,
"Siz gülün gülün ama unutmayın ki yarından sonra kına var, bu güldüğünüz zamanları artık hatırlar hatırlar ağlarsınız" söylediği sözlerden sonra iki genç kızında yüzlerinde ki gülümsemenin anbean solduğuna şahitlik yaptığında bu sefer gülme sırası Gül'ündü. Biranlığına da olsa unuttukları şeyi Gül yüzlerine vurmaktan hiç çekinmemişti.
"Zaten kurt vardı değil mi sende. Hatırlatmasan olmazdı dimi, iki dakika mutlu olduk ya hemen gel sıç içine abla sağ ol ya gerçekten"
"Eee ne demişler; dost acı söyler hayatım"
İki kız kardeş birbirleri ile tartışırken yanlarındaki Roni'yi nasıl kırdığının farkında değildi Gül.
"Söyledin de ne oldu sanki iyi halt ettin bak şu kıza, üzdüğüne değdi mi gerçekten?" Gül o an anladı ne yaptığını. Hemen Roni'nin yanına oturdu.
"Ben gerçekten özür dilerim Roni. Bazen patavatsızlığım üzerimde olabiliyor, niyetim asla seni üzmek değildi."
"Biliyorum abla. Sen yanlış birşey söylemedin zaten doğrusu ne ise onu söyledin. Bu yüzden üzülme"
Üç kuzen hep birlikte o günü birlikte kâh gülerek kâh da hüzünlenerek geçirmişlerdi. Ertesi gün sabah erkenden kalkıp işe koyulmuşlardı. Yarın olacak olan kına için gelecek organizasyon şirketi ile son hazırlıklar yapılacaktı.
Kına Zagros'un Rıha'da bulunan otelinin balo salonunda yapılacaktı. Anlaştıkları organizasyon şirketinden birkaç kişi geldiğinde katalogları incelemeye başladılar.
Elif, ilk başta siyah taht konseptli beğensede Gül, "Yasta desinler sonra arkamızdan" diyerek kestirip atmıştı bu fikri.
Gül ile tozpembe taht ve tahtın etrafı pembe perde ile çevrili olan konsepti seçince bu sefer Elif," Sanki beş yaşında kız çocuğunun doğum kutlaması yapıyoruz" oda Gül'ün fikrini kestirip atmıştı.
Roni,gözüne takılan bordo taht, tahtın üstündeki altın rengindeki süs ve süsün etrafından yere süzülen bordo tül, tülün kenarlarından sarkan altın rengindeki işlemeleri görünce çok beğenmişti. Kızlara gösterdiğinde ise direkt kabul görülmüş ve onaylanmıştı kızlar tarafından.

Son hazırlıklara uğraşana kadar akşam olmuş, yemekler yenmiş herkes odasına çekilmişti. Elif ile Gül kendi evlerine geçmiş sabah erkenden geleceklerine dair söz vermişlerdi.
Roni, odasında oturmuş bu odada geçirdiği kimi zaman mutlu ama çoğu zaman üzüntü dolu hayatını düşünmeye başlamıştı. Tam üzüntülü zamanlarını düşündüğü sırada çalan telefonu ile daldığı düşüncelerden sıyrıldı. Çalan telefona baktığında arayan kişi Zagros'du. Büyük ihtimal Arjen yine uyumamış ve Roni'yi görmek istemişti.
Görüntülü aramayı cevapladığında karşısında turuncu, ördek baskılı pijaması ile Arjen ve onun yanında siyah tişörtüyle ve dağınık saçları ile Zagros vardı.
"Kusura bakma Roni. Biz sormadan aradık ama müsaitsindir umarım" Zagros cümlesini bitirdiği gibi gülerek çığlık atmıştı Arjen.
"Olur mu öyle şey. Arjen Bey ne zaman isterse ben ona hep müsaitim" diyerek Arjen'e öpücük attığında, Arjen de acemice avucunu ağzına götürüp kendince öpüp ekrana değdirdiğinde Zagros ikilinin bu hallerini kıskanmadan edemedi.
"Ooo küçük bey burada da bir babanız olduğunu unutmayın lütfen. Anneyi gördüğün gibi babayı satıyorsun ama olmaz böyle"
Zagros'un bu tatlı isyanı karşısında gülmeden edemedi Roni. Arjen'i kucağına yatırıp karnını gıdıklayarak isyan etmesi ve gülmeleri Roni'nin hoşuna gitmişti.
Arjen gülerken bir yandan babasının elini tutup, bir yandan da Roni ye seslenmeye çalıyordu. "An.. ni "gülmekten heceleyerek anne demeye çalışıyordu.
"Babası lütfen bırakır mısın oğlumu yeter bu kadar ama karnı ağrıyacak şimdi" Roni'nin Arjen'i sahiplenmesi şimdiden hoşuna gitmişti Zagros'un.
"Tamam annesi bıraktım oğlunu"
Arjen'i yeniden kucağında oturtup Roni'yi görmesini sağlandığında Arjen telefona elleri ile gel işareti yapıp aynı zamanda" anni ge" demesi ile Zagros
"Gelicek oğlum annen az kaldı" dediğinde Roni'nin surat ifadesine bakmak için telefona baktığında karşısında baba oğula gülen gözlerle bakan Roni'yi görmek onuda mutlu etmişti. Bir süre konuştuktan sonra Arjen'in esnemelerine daha fazla dayanamayacağını anlayan Zagros, telefonu kapatıp oğlu ile birlikte yatağa uzanarak onu uyutmaya başlamıştı. Birkaç gün sonra bu yatakta artık üç kişi olacakları düşüncesi içten içe onu rahatsız etse de oğluna bakıp içinden"sadece senin için " demekle yetindi.
Güneş, hem Rıha'yı hemde Amed'i aydınlatmaya başladığında sabahın ilk saatlerinde Elfi ve Gül Zerxan konağına gelmiş işlere koyulmuşlardı bile. Zagros, bugün onları otele götürmek için üç araç gönderecekti. İlk araç kızlar için gelirken diğeri Dila hanım ve Rojbin için son araç ise konakta çalışan yardımcılar için gelecekti. Roni, yıllardır ona yardımcı olan yeri geldiği zaman annesine karşı onun yanında olan evdeki yardımcıları unutmamış, odalarında bugün orada olmalarını istemişti.
Mahmut ağanın bu düğün işine geldiği için Roni'ye karşı daha sessiz kalmıştı. En azından bu son günlerinde canını acıtacak, kalbini kıracak sözler söylememiş olması Roni içinde büyük birşeydi.
Roni, bu son günlerde babasına daha çok ihtiyaç duysa da babası yine her zaman yaptığı gibi ona karşı hem kör hemde sağır olmuş, mutluluğunu paylaşmak yerine el gibi dışarıdan seyretmekle yetinmek istemişti.
Roni'yi doğduğundan beri sevmemiş ve bu saatten sonra seveceğini de sanmıyordu. Ne de olsa bu dünyaya bir geliş amacı vardı ve o bu geliş amacını bile yerine getiremediği gibi onun yüzünden giden şey hem Mahmut ağanın hemde Ahmet ağanın Roni'ye karşı olan nefretinin günbegün artmasına neden olmuştu.
Zerxan konağında kahvaltılar yapılmış ve herkes artık hazır bir şekilde gelecek olan araçları bekliyordu. Kuaför zaten otelde olacağı için günlük kıyafetler giyinmiş bir şekilde avluda beklerken çalan korna sesi ile araçlar konağın kapısına gelmişlerdi.
Kapıda üç tane siyah renginde olan Range Rover'ı gören Elif, Roni'nin koluna dokunup kaşları ile arabaları işaret ettiğinde Roni,
"Görgüsüz gibi davranmasan mı Elif" Roni'nin sitemi üzerine Elif ona omuz silkerek,en başta duran ve kapıyı açan şoföre ufak bir baş selamı verip arkaya oturduğunda Roni ile Gül de arabaya binmişlerdi. Diğer araçlara da binmesi gerken kişiler bindikten sonra önde Roni ve kuzenleri olmak üzere üç araç yola koyulmuşlardı.
Berxwedan ailesi dün geceden otelde kaldıkları için onların hazırlanması daha erken olacaktı. Şuan burada olmaktan rahatsız olan kişiler şüphesiz Zozan hanım, kız kardeşi Yeter hanım ve yeğeni Serap'tı.
Normalde gelmeyeceklerdi ama Zagros hepsini dün geceden bir araya toplamış "Sorun istemiyorum eğer sorun çıkaracak olan varsa şuan buradan çıkıp gidebilir, ha birde bundan sonraki hayatımda da olmamak şartıyla tabi" demesi üzerine istemese de burada bulunmak zorundaydı Zozan hanım. Biliyordu Zozan hanım eğer Zagros birşey söylüyorsa asla boşuna değil direkt yapardı, karşısındaki kişi annesi bile olsa... Zozan hanımda yalnız kalmamak için kız kardeşi ve yeğenini yanından ayırmamıştı.
Roni ve ailesini otelin lobisinde karşılayan Zagros, Dila hanımın elini öptükten sonra kızlar için ayırdığı odayı görevlilerden göstermelerini istedi. Daha sonrasında ise Arjen, Rohat ve Cüneyt ile birlikte kına için traş olmaya gitmişti.
Kına saati yaklaştıkça Roni'nin de heyecanı katbekat artıyordu. Yanında olan kuzenlerine her fırsatta teşekkür ettiği için kızlar artık bu kelimeden nefret edecek hâle gelmişlerdi.
Kızlar sırası ile hazırlanmaya başladıklarında Roni, bindalli giymeden önce giymek için aldığı bordo balık kesim kolları dantel işlemeli elbiseyi giydi. Abartı makyajı sevmediği için sade bir makyaj yapıp saçlarını dalgalı bir model yaparak artık kınaya hazırdı.

(Roni'nin elbisesini buna benzer hayal edebilirsiniz)
Elif ise lacivert üstü dantel büstiyeri andıran, altı ise tül olan elbisesi içinde çok güzel olmuştu. Gül ona bakıp ıslık çalarak "Rohat bu gece yanindan bir saniye bile ayrılmayacak" demesiyle her ne kadar Rohat'ı sevmediğini söylese de içten içe Elif'in de hoşuna gitmişti.

(Elif'in elbisesini buna benzer hayal edebilirsiniz)
"Asıl bana söyleyene bak ablacım. Cüneyt eniştemi kalpten götürmeye niyetlisin bakıyorum" Gül, aynanın önüne geçip son kez üzerindeki yeşil üzeri parlayan tülle kaplı, sırt tarafı hafif bağlı olan birbirine geçmiş ipli ve dizin bir karış üzerinde olan bacak dekoltesi olan elbise ile muhteşem görünüyordu.

(Gül'ün elbisesini de buna benzer hayal edebilirsiniz)
Kızlar artık hazır olduklarında çalan kapı ile İçeriye Rizwan'ın eşi Sonay girmişti. Sonay, kendi halinde kimseye zararı olmayan bir kadındı. Rizwan'la İstanbul da tanışmış onun için hemşirelik okuduğu okulu yarım bırakıp, ailesini de ardında bırakarak yabancısı olduğu Amed'e gelin gelmişti. Sonay, üzerindeki koyu yeşil ince askılı göğüs kısmı taşlı, derin bacak dekolteli elbisesi içinde bir kuğu gibi görünüyordu.

(Sonay'ın elbisesini buna benzer hayal edebilirsiniz)
"Artık hazırsanız aşağıya inme vakti geldi hanımlar" demesi ile Roni'ye yaklaşıp,
"Çok güzel olmuşsun. Umarım bahtına yüzün kadar güzel olur" dedikten sonra Roni'ye sarılmıştı.
"Teşekkür ederim Sonay. Sende çok güzel olmuşsun" Roni'den sonra söze başlayan Elif,
"Roni çok haklı kız. Bu ne güzellik böyle. Allah kocana şimdiden yardım etsin" Odada bulunan kızlar Elif'in sözlerinden sonra kahkaha atıp yavaşça odadan çıkıp kattaki asansöre binmek için hareketlendiler.
Zehra, bugün burada değildi. Gelmesini Zagros istemişti fakat Rizwan kesin bir dille karşı çıkmış ve eğer Zehra gelirse ben, karım, annem ve Şehriban yokuz diyerek ettiği tehtid yüzünden Zehra gelmemişti.
Asansör balo salonunun olduğu katta durduğunda kızlar asansörden indiğinde Roni olduğu yerde kalmıştı. Bunu fark eden Sonay,
"Bir sorun mu var Roni?''
"Hayır! sadece korktum sanırım"
"Bu çok normal ama sakın ol ve derin derin nefes alıp ver. Sen yine iyisin benim kendi kınamda yaptıklarımın yanında" demesi ile Roni,
"Ne yaptın ki" Roni'nin meraklı çıkan sesi ile rahatladığını anlayan Sonay,
"Bugünü bir atlatalım en ince detayına kadar anlatacağım. Şuan anlatmaya kalksam zamanımız yetmez" demesi üzerine Roni,
"Söz mü "
"Söz biricik eltim söz. Zaten birkaç gün sonra artık hep beraberiz" ikili Elif ve Gül'ün ardında balo salonunda girdiğinde salonda olan herkes birden alkışlamaya başladığında bir yandan da eğlenceli müzikler çalmaya başlamıştı. Erkekler şuan için değil yaklaşık bir saat sonra katılacaklardı kınaya..
Birkaç müzikten sonra Elif "keçe kûrda" şarkısını açtırıp zorlama olsa bir koluna Roni'yi diğer koluna Gül'ü takip halaya başlaması ile Sonay, Zeynep, Mihriban ve Şehriban da onlara katılmıştı. Salonda bulunan bazı gözler mutlulukla bazıları ise kıskançlık dolu gözler ile seyretmeye başlamışlardı halay çeken kızları.
Bir süre daha farklı müzikler eşliğinde çekilen halaylar ile artık kına zamanı geldiği için Roni'yi yukarı çıkarıp bindallısını giydirdiler. Salona geri döndüğünde tahta oturması ile elinde davullar ile kınayı basan erkeklerin salona girmesi ile herkes alkışlamaya başlamıştı.
Sanki berdel ile değilde kendi istekleri ile evleniyor gibiydiler...
Zagros'un kucağındaki takım elbiseli Arjen'i görmesi ile yüzündeki tebessüm giderek arttı Roni'nin. Yavaş adımlarla Roni'ye yaklaşıp Arjen'i onun kucağına verdikten sonra Roni'nin anlına bir öpücük kondurduğu gibi Roni ile birlikte tahta oturdu.
Elif'in üzerindeki elbiseye sanki karşında düşmanı varmış gibi bakan Rohat'la Gül'ün üzerindeki elbiseye önce hayran bir şekilde bakıp daha sonra arka kısmını gördükten sonra suratı sinirden kırmızıya dönen Cüneyt'e aldırmadan yanlarından geçip kına tepkisini eline almış gelinin etrafında dönmek için şarkının başlamasını bekleyen Sonay'ın yanına gitmişlerdi Elif ile Gül.
Elif'in işareti ile çalmaya başlayan şarkı ile tüm kızlar ellerine kırmızı ışıklı yapay mum alıp Roni ve Zagros'un etrafında dönmeye başladılar.
Hinê bînin li teştê kin Şîr û şerbetê çêkin Kevçî bi kevçî hûn lêkin Bînin li destê zavê kin Bînin li serê bûkê kin
Şarika bûkê heftreng e Dayê rabe dereng e Dawet hate ber derî Dawet hate ber malê Bêhna zavê pir teng e Bêhna bûkê pir teng e
Berbû hatin bermalê Rabe bûka delalê Ha dîlan dîlan dîlan Stran lîlan û dîlan Çi bûkekî delal e Zava bû xwedî malê
(Anlamı)
Kınayı getirin leğene koyun Süt ve şerbet yapın Kınayı kaşık kaşık yapın Getirip damadın eline sürün Getirip gelinin başına sürün
Gelinin duvağı yedi renklidir Anam kalk vakit geçtir Düğün gelmiştir kapıya Düğün gelmiştir evin yanına Damadın canı sıkılır Gelinin canı sıkılır
Düğün alayı gelmiştir kapıya Kalk güzel gelin Ha düğün düğün düğün Şarkı, zılgıt ve düğün Nede güzel bir gelindir Damat artık ev reisidir.
Roni şarkını ilk kısmında ağlamasa da ikinci kismında etrafında dönen kızların arasında kalan boşluktan gördüğü ağlayan annesi ile daha fazla dayanamayıp oda ağlamaya başlamıştı.
Annesi onun için mi ağlıyordu yani...
Belki de ilk defa onun için ağlayan annesini gördüğü içindi bu istemsizce akan göz yaşları..
Sol elinin üzerinde hissettiği el ile oraya döndüğünde Zagros'un elini kendi elinin üzerine ve elini okşarken görmesi onu mutlu etmişti. En azından artık yalnız değildi.
Sözler olmasa da bir hareketle bile insan hissedebiliyordu yanında birilerinin olduğunu...
Roni'nin ağladığını fark eden Sonay, durup duvağı kaldırıp zılgıt çekmişti. Roni'nin önüne eğildiğinde Roni direkt avucunu açmış kına sürmesini beklerken Sonay,
"Gelinin elini açmıyor Zozan ana" demesi ile Zozan hanım bir tane beşi birlik altını herkesin önünde Roni'nin avucuna koyup kına sürülmesini bekledi.
Sürülen kınadan sonra Rohat, Arjen'i Zozan hanım verdi. Çünkü sırada gelin damat dansı vardı.
Çalan Mem Ararat buka barane şarkısı ile sadece gelin damat değil diğer tüm çiftler pistteki yerini almıştı.
🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋
Düğün davetiyemiz💜

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?
RONI?
ZAGROS?
ELIF?
ROHAT?
GÜL?
CÜNEYT?
Yıldıza basmadan geçmeyin.. 👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇
|
0% |