Yaprağın hamilelik dönemi

Osmandan karpuzu alır almaz o gidince hemen kapıyı kapatıp mutfağa koştum artık nasıl canım çektiyse.

Bıçağı elime aldım karpuzu ikiye bölüm bir yarısını aldım hep karbuzu böyle yaparım yarıya böler kaşıkla yerim.

Ben mutfakta karpuzu yemekle meşkulken Alevin içeriye girdiğini farketmemişim birden mutfakta bürünü verdi birden.

" Yamyam kız sen hamilelik sana hiç yaramamış giderek yamyamlamışsın dur seni videoya alayımda doğumdan sonra bu halini izlersin. "

" Cadı benim telefonlarımı niye açmadın kırk yılın başında canımız bir karpuz aşerdi onuda arkadaşımızdan istiyecez dedim o da telefonu kapalı. "

" Demeya kızım baş hekim toplantı üstüne toplantı yapıyor. O bitiyor ameliyat başlıyor. Yani anlayacağın bugün arkadaşının telefona bakacak vakti yoktu. E kim aldı sana bu karpuzu yamyam hanım."

" Şey Osman hoca aldı."

" Dur Osman hoca mı? Kız bu adam ne ara fırsat bulduda sana karpuz getirdi. "

" Zaten fazla kalmadı acil ameliyatım var dedi hemen gitti. Onu buna ben zorladım çok ısrar ettim. Çünkü o kadar canım çekmişti ki dayanamadım."

" Osman iyi çocuk bak karpuzunu bile getirmiş. Yaprak sence bizden olur mu? Ben ve Osman hoca."

" Olur neden olmasın ki hem bütün karpuzu bitirme dedi akşam ben sana uğruyacam dedi bende yiyecem canım çekti diyordu. İstersen sende kalk süslen püslen akşam gelince ona şöyle sivil şık bir kadın gibi görün."

" Kız çok haklısın hay aklına bin yaşa sen bu işi yaparsın."

Belliki arkadaşım Alev Osman hocaya iyice vurulmuş. Onları nasıl birbirine bağlatacağım diye düşünüyordum. Aklıma yine o p*ç Atila gelmişti. Onunla yasadığımız o güzel günler geldi.

Karpuzun yarısını bitirdikten sonra oraları biraz toparladım sonra biraz kestirmek için odama gittim uyudum. Tabi Alev izin verirse hiç verir mi o .

"Yaprak sen uyuma sakın kıyafet seçimime yardımcı ol. Hadi kalk odama gidelim."

O kadar uykum geliyordu geldi ibneliğe götürdü odasına. Zaten hep benim yüzümden ben ona umut vermeseydim şimdi mışıl mışıl uyuyordum ama salak kafam işte hiç kendine zarar vermeden dururmu."