Yeni Üyelik
26.
Bölüm

Kaçış bir umutmuydu.

@y.erkanaygun

otogarda helin'le karşılaşıp artvin'e kaçacaklardı Artvin otobüsüne bindiler gece yolculuğa çıkıp artvin'e gitmişlerdi.

 

Artık yanında sadece bir çocuk yoktu Bir de Helin vardı yine ne yapacaklarını ne edeceklerini bilmeyen bir şehre gelmişlerdi para kazanmak zorundaydılar bir ev tutmak zorundaydılar Çünkü yanlarına bir bebek vardı ama zannettikleri gibi Artvin'de duramamışlardı Sedef ablanın eli çok güçlüydü Artvin'de onları bulup ve Antalya'ya geri getirdi Meral'e şiddet uyguladı ve onu zorla kendi emri altında çalıştırıyordu genelevinde çalıştırıyordu acımadan evlere gönderiyordu zengin adamların maskotu haline getirmişti.

 

Çünkü Meral'e olan güveni kırılmıştı artık Meral'den nefret ediyordu Sedef abla onu sadece işlerinde kullanmıyordu onu uyuşturucu işlerinde bir sürü iğrenç işlerde kullanıyordu bu sefer oğlunun elinden almıştı oğlunun ona hiç göstermiyordu Meral Can çekişiyordu yıkılmıştı Meral oğlunu artık göremiyordu göremeyecekti Sedef abla eğer emirlerini dinlerse ona arada bir oğlunun yanına getireceğini söylemişti.

 

Çünkü dinlemek zorundaydı başka bir çağresi başka bir çözüm yolu yoktu .Sedef abla ona sadece fuhuş yaptırtmıyordu uyuşturucu her türlü pisliği Meral'e yaptırıyorlardı çaresizce kabul ediyordu Çünkü evladını görmek için bir anne çektiği acılardan ötürü evladı için her şeye katlanırdı .

 

Meral de katlanmıştı onu artık ayda bir gösterip de oğlunun yüzünü ona çünkü herhalde nefret ediyordu elinden gelse oğlunu öldürtecekti. Sedef ablanın güveni kırıldığı zaman çok acımasız bir kadınla dönüşüyordu . Bir genelevi yöneten bir kadın aslında bir çetellidideriydi. Sedef abla Meral'e onu sattığını çok zengin bir iş adamına para karşılığında kendisini sattığını söyledi artık bir iş adamının satıldığını anlamış bir kadındı ona bugün gelip onu alacağını ve onunla birlikte çocuğunu da alacağını söylemişti akşam olmuştu o zengin iş adamı gelmişti o zengin iş adamı kim çıksın Cenk bu adam Cenk badem para karşılığında Sedef abladan Meral'i satın almıştı .

 

Cenk badem öfkesinin sonu gelmemişti ona Şahin'in acısını çektirmekten de büyük acılar çektirecek diye ona oğlunun acısını yaşattıracaktı .Cenk Badem Helin ile birlikte alıp İstanbul'a götürmüştü. Cenk badem artık İstanbul'da kalıyordu artık Ankara'ya gitmek istemiyordu babasından ne kadar uzakta çalışsa o kadar iyiydi onun için Meral'e çok öfkeliydi Meral'i tutsak etmişti .

 

Meral'i oğluyla öldürmekle tehdit ediyordu. Meral'in acı çekmesi için gözlerinin önünde tutsak edip. Meral'in kankası arkadaşı olan Helinin kafasına sıkmıştı Meral'e acı çektiriyordu Meral acıya fazla katlanmadı Cenk Bademi öldürdü .İstanbul'da Meral tutuklandı 15 yıl hapis cezası vermişler .Meral tekrardan cezaevine girdi .

 

Bu sefer kimse onu kurtaramazdı iki cinayetin işleyen bir kadının cezaevinde çıkması kolay değildi. Cezaevinde yaşamak zordu cezaevindeki Kader mahkumlarıyla yaşıyordu oğlunu hiçbir şekilde göremiyordu devlet birkaç kez çocuğunu göstermişti .Meral Cenk'in ölümünden sonra hapishaneye girmişti. Aslında daha önce cezaevine girmişti ama yine dört duvarla kaplı bir alanda mahkum olmak dünyanın en zor şeylerinden birisidir . Çünkü özgürlüğünü bağımsızlığını ve gençliğinin en güzel yıllarını mahkum olarak geçiriyordu .Bu sadece bir kadın için değil bütün herkes için zor ama hayata başımıza gelen bir sürü olaydan sonra insanın bazen karşısına hayat tarafından mecburi bir mahkumluk veriliyor. Meral de bu mecburi mahkumlarındandı. Şimdi onun için yaşadığı onun için nefes aldığı oğlu Şahin için hiçbir şey yapamıyordu . Mahkum olmak bu kadar kötü bir şey hele de bir evlat sahibiysen mahkumluk sadece 4 duvar kaplı bir alan değil de bir cehennem gibi geliyor insana, bu durum bir anne için apayrı zorlukları vardır.

 

 

 

Cezaevine ceza kesildikten sonra cezaevi arabasıyla ve askerleriyle cezaevine gelmişti . Onun isminin olduğu koğuşa gardiyanla birlikte gitmişti. Koğuşun kapısı açıldıktan sonra kendisi gibi mahkum kadınları görmüştü onun gibi kimileri bilerek suç işlemiş kimileri severek kimileri de onun gibi mecburiyetten suç işlemiş kadınlarla doluydu .

 

Hepsinin ortak hâlleri mahkum olmaları. Kimi 10 yıl kimi müebbet kimin kocasını öldürmüş kime düşmanını kimi de onun gibi yeni girmişti cezaevine. koğuşun kapısından içeri girerken gardiyan Allah kurtarsın deyip ona kalacağı yeri gösterip koğuştan ayrılmıştı. Sonra hep bir ağızdan Kader mahkumu kadınlar ona hoş geldin ve Allah kurtarsın cümleleri ile ona adeta mahkumluğuna, senin yanında olduğumuzu ve seninle birlikte cezaevinde cezamızı birlikte çekeceğimizi söyler gibilerdi.

 

çocuğundan uzak sadece Meral değildi onun gibi bir sürü anne vardı. Koğuşta kadınlar çocuğundan çocuklarından uzak eşinden uzak işte hepsi için zor olan mahkum olmaları değil de sevdiklerinden uzak olmalarıydı . Bazen insanı en kötü hislerinden birisi de sevdiğinden uzak durmakmış ama yapacak hiçbir şey yoktu ortada mecburiyetten de olsa işlenmiş suçlar vardı ve adaletin kesmiş olduğu bir ceza vardı .

 

Adaletin kesmiş olduğu parmak acımaz! ve herkes cezasını çekecek'ti ta ki cezaları bitip çıkana kadar sabredeceklerdi. Meral'in yanına onun yaşlarında Helin adında ikinci bir Helin adında bir arkadaşı olmuştu. Oda onun gibi mağdur bir kadındı . Oda erken yaşta evlendirilen kocası tarafından sürekli şiddet gören onu tehdit eden darp eden şiddet uygulayan erkeğini kocasına öldürmüştü . İşte o da böyle mahkum doğmuştu dünyanın hapishanesine hapishanede insanlar kendileriyle uzun bir süre boyunca yalnız kalıyorlar kendilerini öyle bir eleştiriyorlarki ki cezalarını çekip çıktıkları zaman öyle masum olurlar, ne olursa olsun suç işlemez haldeler ki insanlar değişimlerine şaşırıyor resmen hapisanede mahkum kalarak.

 

Bütün bunlar yaşayıp gördükleri mahkumluğun ne kadar zor olduğunu özgürlüğün ve bağımsızlığın hiçbir şeyle değiştirilmeyeceğini hissede hissede yaşaya yaşaya öğrendikleri içinde kim bilir bir daha bu hissi yaşamamak ve bir daha mahkum olmamak için hiçbir suça karışmazlardı. Ölüm bile mahkumluğun yanında çok iyiydi o yüzden hani bir zamanlar idam cezaları vardı ya insanın gözüne çok kötü gelen bir ceza o ceza aslında kurtulmakmış anlık çekilmiş bir acı Bir ölümmüş ama mahkum olmak her gün ölmektir. İdam bir gün öldürür mahkumluk uzu süren bitene kadar her gün öldüren bircezaydı.Meral Helinle birlikte mahkumluk sürecini iyi geçirmişlerdi. İyi geçiriyorlardı birlikte bir dostluk kurmuşlardı Helinin çocuğu olmamıştı . Onun kocası kısırdı Bu yüzden kocası sürekli öfkelenip sorunu Helinde ararmış sürekli onu bunun yüzünden şiddet uygulardı hiçbir zaman kısır olduğunu kabul etmezdi .

 

Doktorlar söyleye söyleye hiçbir şekilde kabul etmezdi her zaman suçu Helinde arayan bir kocaydı ve bundan dolayı sürekli karısına şiddet uygulardı bunu artık çekememişti bunu artık katlanamıyordu nasıl olmuşsa artık kızın nasıl tebesine atmışsa öfkesine hakim olamamıştı.O da kocasını öldürmek zorunda kalmıştı cezaevinde günler resmen hiç geçmiyor çünkü sürekli gördüğün şeyler hep aynı olunca bu sefer ister istemez sabretmek bile umut etmek bile bir işkence gibi geliyordu. Diğer koğuşlara göre bu birbirini seven birbirine değer veren kadınlarla dolu bir koğuştu birbirine yardım eden birbirinin dertlerini dinleyen bir koğuştu öteki koğuşlarda zorbalık ağalık vb şeyler sürekli tartışmalar kavgaların olduğu koğuşlardı .Meral hiç değilse koğuş konusunda şanslı olmuştu. Birlikte epeyce zaman geçirdikten sonra birbirlerinin sadece isimlerini değil birbirlerinin hayatlarını da öğrenmişlerdi.

 

 

 

Loading...
0%