@y.erkanaygun
|
Defne çok sürmeden Meralerin evinin önüne gelmişti. Kapıyı çalar teyzesi kapıyı açar içeriye davet eder . Meralin odasına gider kapıyı arkadan kapatır. Meral bu yaptıklarına şaşırmıştı ve anlam veremiyordu.
Defne " Meral sana çok önemli bir haberim var ,ama kimse duymasın."
Meral " söyle burda kimse duymaz rahat ol."
Defne" Cüneyt dediki Merale söyle yarın akşam hazır olsun kaçacağız. Kendini ona göre hazırlasın alilesi uyuduğunda dışarı çıkmanın bir yolunu bulsun dışarda onu bekliyor olacağım." Meral mutlu olmuştu, sanki umutları uzaktan yeniden yansıma yapıyor gibi .
Meral " Ona hazır olacağımı söyle." Meralin sözünü söyledikten sonra orda ayrılır. Cüneyt 'in onu beklediği yere gitmişti. Cüneyti orda gördü ve yanına gitti.
Defne " Cüneyt Meral dediki hazır olacam ."
Cüneyt " Bana dünyanın en güzel haberini verdin. Sana ne kadar teşekkür etsem azdır."
Defne " Bana teşekkür etmene gerek yok kuzenime iyi bak o bana yeter onu koru kola onun senden başka kimsesi olmayacak."
Cüneyt " Biliyorum onu o kadar seviyorum ki bütün dileklerim kabul olmuş. Onu gözbebeklerimden daha iyi bakacam koruyacam." Defne ordan uzaklaşır evine gider. Cüneyt e aldığı güzel haberden dolayı mutluluktan havaya uçar. Meral için bu durum çok zor ailesiyle son gecesi olduğunu bir o birde kuzeni biliyordur. İnsan için ailesini bırakıp gitmek zor geliyor. Kardeşlerini çok öpüyordu onlarla oyunlar oynuyordu korku gölgelerinin altında. Mutluydu bir yanı hayalerine kavuşma fırsatı vardı. Belki yöntem farklı ama hedef hep aynı. Cüneyti sevmesi gerekiyordu çünkü asıl büyük fedakârlık Cüneyte aitti. Babası ona bir sıkı yönetim getirmesin diye onu uymayı ve onun için seçtiği adamı kabul ettiğini söyleyecekti.babası eve gelmişti oturma odasına geçmişti babasının yanına gitti .
Meral " Baba sana bir şey söylemek istiyorum."
Vedat " Söyle ama olumsuzsa beni hiç yorma."
Meral " Baba benim için seçtiğin adamı kabul ediyorum. Onunla evlenmekte gönlüm razı bunu söylemek istemiştim."
Vedat " afferin benim kızıma bu kadar işte. İnsan demeki biraz durup düşününce babasına hak veriyor aferin kızım. Şimdiden itibaren koyduğum yasakları kaldırıyorum." Babası kızına koymuş olduğu yasakları kaldırmıştı artık kızına güveniyordu. Kapısını falan kitlemeyi bırakmıştı. Bu durumda Meralin işine yarayacaktı çünkü kapısı kilitli olsa kaçamazdı. Gitti odasına içinde hem buruk hemde mutlu bir durumdaydı. Başını yastığa koyup uyudu. Sabah oldu kalktı herkesten önce kahvaltıyı hazırladı. Çünkü bu onun son kahvaltısıydı ailesiyle birlikte. Özen göstermişti belkide artık hiçbir zaman ailesini görmeyecekti. Kahvaltılarını yaptı babasından Defneler'e gitmek için izin isteyecekti. Babası izin vermişti oda hemen erkenden evden çıktı Defneler'e gitti. Defneyle uzun bir muhabbet etmişlerdi belkide bu onların son yan yana gelip muhabbet etmeleriydi. Vedalaştık' tan sonra ordan ayrıldı kasabanın en yüksek yerine çıkmıştı. Özel bir yeri vardı orda bütün kasaba ayaklarının altında. Kasabayı izliyordu. Birden arkadan Cüneyt yaklaştı sesizce.
Cüneyt " Bırakıp gitmek zordur bu kasabadan . Çok kötü başkada şansımız yok. Bazen mutluyum durumdan böyle olmasaydı, belki sen bana hiçbir zaman evet demiyecektin.)
Meral" Eğer birbirimizin kaderinde varsak elbette kavuşurduk yani şunu bil ki herşey kader."Meral gitmesi gerekiyor bu sever babasına çok dikkat etmeliydi yoksa hiçbir zaman artık kurtulma şansı olmayacaktı. Koşarak evine gitti babası gelmeden.o çok şükür babası gelmemişti. Hemen mutfağa annesinin yanına gitti ona yardım etti son yemeğinde annesine güzel sözler söyleyip sürekli sarılıp yanaklarından öpüyordu. Akşam yemeği hazırdı sofrayı kurup yemeklerini yemişlerdi ve herkes odasına dağıldı.
Aile zorbalığı, hiçbir zaman işe yaramaz her zaman ayrılışlara neden olur.vakit yaklaşmak üzereydi Meral kardeşleriyle vedalaşır gibi çaktırmadan seviyordu şefkatle. Herkes uyumak için odasına gidiyordu. Saat iki gelmişti herkes uyumuştu, Meral valizini alıp sesiz adımlarla evden çıkmaya çabalıyor. Babası kalkması durumunda istenmeyecek sorunlar gerçekleşeceğinin farkındaydı . O yüzden çok sessiz hareket ediyordu. Kapıya yaklaştı ve son kez döndü arkasına gözünde göz yaşı akıyordu çaresizliğin göz yaşlarıydı. Kapıyı açtı sesizce kapıyı kapattı. Araba şüphe çekmesinler diye biraz uzaktaydı. Biraz yürüdükten sonra tırın önünde Cüneyt'in onu beklediğini gördü. Hemen koşarak yanına gitti .
" Meral geldin demek ben acaba birşey mi? olmuş acaba diye düşündüm."
" Cüneyt hemen gidelim ben çok korkuyorum birşey olmadan hemen gidelim."
" Korkma ben burdayım rahat ol hadi bin bakayım." Meral bindikten sonra Cüneyte biner ve geri dönüşü olmayacak bir yolla çıkmışlardı. Kasabadan çıkmışlardı Meral hala korku vardı üzerinde. Cüneyt Merali sakinleştirmeye çalışıyordu. Sonunda gün aydınlamıştı, İstanbul'a bir ,iki saat kalmıştı. Meral uyumuştu akşam çok korkmuş gibiydi. Sonunda kendini tutamamış uyumuştu. Derken İstanbul'a varmışlardı. İlk geldikleri için asker arkadaşının evinde kalacaklardı.Meral uyanmıştı İstanbul'u izliyordu. Çünkü böyle bir büyük şehiri daha önce hiç görmemişti.Ferdinin evine varmışlardı , valizlerini alıp eve girmişlerdi. Ferdi yükü boşaltması gerekiyordu o yüzden şirketin deposunun olduğu yere gidecekti.
" Meral sonunda başardık istanbuldayız."
" İstanbul çok büyükmüş ve çok kalabalıkmış. "
" Meral sen otur ben bize yemek getirmeye gideceğim kendine dikkat et" Meral başıyla tamam işareti yaptı. Cüneyt evden çıkmış iki sokak köşede lokanta vardı . Lokantaya girdi lokanta dan paket siparişlerini verdi . Yemeği alır almaz eve gelirler oturur yemeklerini yerler. Cüneyt ikinci kez imam nikağı için camiye hocayı almaya gitmişti. Bir saat geçtikten sonra kapı çaldı imam ve iki yabancı ve Cüneyt imam nikahı için herşeyi ayarlamıştı. İçeriye girerler nikahı yaparlar sonra imam ordan ayrılır. Cüneyt o daha küçük olduğu için ona dokunmama kararı almıştı. Kendini ne zaman hazır hissederse o zaman dokunacaktı ve gerçekten karısı yapacaktı. Sabah olmuştu, kahvaltı yaptıktan sonra Cüneyt Merali alıp İstanbul'un deniz kenarına götürdü. Ordaki simitçiden simit ve yanındaki paloncudan kalpli bir balon almışlardı. Ne güzel eğlenirken baktı pamuk şekerciyi görmüşlerdi. Merali bank oturdu pamuk şeker almaya gitti. Onu pürdikat izliyordu onu Meral . Pamuk şekerleri aldıktan sonra Meralin yanına doğru ilerliyordu. Birden başı döndü ve yere düştü Meral koşarak yanına gitti. Cüneyt közlerini açamıyordu, Meral ağlaya ağlaya yardım istiyordu. Ambulans geldi Cüneyti sedyeye aldılar sonra ambulansa bindirip görtürdüler.Hastaneye varmışlardı hemen doktor ilgilendi bir kaç soru sordu sonra tahlilleri istedi. O arada ferdide gelmişti, Meral haber vermişti.
" yinge nasıl oldu neden hastaneye geldik benim devreme ne oldu . Birisi söylesin artık."
" Cüneyt pamuk şeker almaya gitti,gün boyunca herşey yolundaydı ama birden pamuk şeker alıp geldikten sonra bu şekilde yere yıkıldı bizde ne olduğunu bilmiyoruz. " Doktor odadan ayrıldı birazda hasta kendine gelir odaya alacaklar onu birazdan. Odaya aldıklarından sonra gözlerini açtı üzerine baktı tuhaf bir şekilde.
" Cüneyt sen baygınlık geçirdin bizde seni ambulansla hastaneye getirdik." Cüneyt kabul etti durumunu ve neden olduğunu öğrenmişti. Doktor hasta yakınlarını odasına çağırmıştı. Onlarda tahliller çıkmış doktor ne diyecekler diye odasına gitmişlerdi. Kapıyı çalıp gel sesini d uyduktan sonra kapıyı açıp içeriye girmişlerdi.
|
0% |