" Baba Demir ağanın kızı Reyşan dır. Reyşanı ban isteyin." Dedi bu habere çok sevinen murat ağa kalkıp oğluma sarıldı ve doğru kararı verdiğini söyledi. Tabiki çok mutluydu murat ağa çünkü can dostuyla dünür olacaktı buna çok sevindi safiye hanımda oğluna sürekli Reyşanı istediğini söylüyordu ama bir türlü oğluna söylüyememişti. Oğlundan duydu oğlunu tebrik ettikten sonra saat ebeyce geç oldu. Ali müsade istedi evine gitti ailede bu güzel haberden sonra uyumaya gitti...🌹👍❤️‍🔥

İstanbul

Bugün İstanbul'da güzel birgün davut öğretmen 45 yaşına gelmiş bir aile babasıdır. Hacer adında bir kızı varmış. Sıradan bir hayatları varmış. Öğretmenlik yaparak üniversite okuyan kızını okutur, evine bakar. Hacer çalışkandı babası gibi öğretmen olmak istiyordu. Taki o başbelası piskobat başına bela olana dek:

Hacer yaşadığı istanbulda hayali olan edebiyat fakültesini kazanmış edebiyat hocası olmak istiyordu. Okulada o neşeyle gidip geliyordu.

Her sabah kalkar herkesten önce mutfağa girer kahvaltıyı hazırlardı. Babasını uyandırırdı, kahvaltıyı yaparlardı. Sonra Elif arkadaşı gelirdi ona Sabah birlikte giderlerdi akşamda birlikte gelirlerdi. Elif'le sıkı dostlardı, aralarında çok samimi bir bağlantı vardı. Birbirlerinin bütün gerçeğini ve bütün sırlarını biliyorlardı.Elif her sabah olduğu gibi bu sabah ta haceri okula gitmek için evlerine giderdi çağırırdı. Okula sabah servisle akşam yürüyerek geliyorlardı.

Sabah okula geç kalmamak için her sabah servisle giderlerdi. Sabah okula giden Hacer ve Elif servise binip okula gitmişlerdi. Derslerini ve okulunu çok seviyordu ama üzüldüğü bir durum vardı. Sınıfındaki bazı arkadaşlarının uyuşturucu bağımlısı olması üzmüştü iyi kalpli haceri çünkü okula ilk gittikleri dönem o arkadaşları daha uyuşturucu bağımlısı olmamışlardı. Epeyde çalışkan ve hedeleri olan çoçuklardı.

Taki şu oyuşturucu çetelerinin onları zehirlemeyene kadar okuların önlerine gelirlerdi. Önce dost gibi görünüp bedava verip,alıştırana kadar sonra çeplerine ve sağlıklarına zehir oldular. Okul bitmiş Elif'le birlikte eve doğru yürüyorlar. Ne görsünler sınıf arkadaşları Şahin'e uyuşturucu satan bir adam görmüşlerdi.hemen koşarak müdahale etti. Şahini adamın yanından çektiler başka tarafa ittiler. Sonra adama bağırdı Hacer, kızdı ve hemen polisi çağırdı. Polisler geldi Hacer gördüklerini ve öbür arkadaşa olduklarını söyledi polise.

Poliste Hacerden Aldıkları bilgiyle o bölgede uyuşturucu satıcılarının üzerlerine gittiler. Çok uşturucu şebekesini çözdüler, tonlarca uyuşturucu yakaladılar. Bu durum çete lideri mert kardumanın hoşuna gitmemişti yaklaşık bir hafta içerisinde tonlarca mallı polise yakalatmıştı. Nedenini merak etti o herşeyi ve polise deşifre eden adamını sorguya çekti.

" Söyle ne oldu nasıl yakalanıdın lan. Tonlarca mal yakalatım senin yüzünden, söyle nasıl oldu."

" Abi bende nasıl olduğunu anlamadım. Bir üniversiteli gence uyuşturucu satıyordum benim alıştırdığım Şahin adında bir çocuktu. Tamam malı satarken bir tane okulundaki kız bir anda karşımıza çıktı çocuğu başka tarafa çekti banada bağırdı kızdı sonra polisi arıyacam dedi. Bende polisi duyunca hemen kaçtım ordan. Sonradan oraya polis gelmiş beni tarif etmişler. Emniyet dosyasından beni bulmuşlar. Sonra bizim bölgeye dayanmışlar ve bir sürü adamlarımızı ve mallarımızı yakalamışlar."

" Olan beceriksiz bir kızla nasıl başa çıkamadın. Nasıl deşifre olursun köpek( yumruklar,tekmeler) ben ne kadar kayıptayım biliyormusun senin yüzünden şerefsiz götürün lan şu itin kafasına sıkın o kızın kim olduğunu öğrenin öğrenmeyene kadar gözüm sizi görmesin." Adamı elinden alıp götürdüler. O gün eve geç gelmişlerdi Hacerle Elif polis ve emniyeten dolayı . Onları deşifre etsinler diye karakola götürmüşlerdi. Babası Davut bey annesi Fatma hanım çok merak etmişlerdi kızlarını. Sonra kapıları çaldı hemen kapıya koşmuşlardı. Kabıyı açtılar kızlarnı gören anneyle baba kızlarına sarıldılar.

" Kızım nerede kaldın gözlerimiz yollarda kaldı seni çok merak etmiştik. "

"Baba anne size herşeyi anlatacam içeriye geçelim. Baba hani bizim okuldaki uyuşturucu bağımlısı olan arkadaşlardan bahsediyorum ya bugün akşam okuldan gelirken birisini arkadaşımıza uyuşturucu satarken gördük hemen müdahale ettik polisi çağırdı. Emniyet e gittik deşifre etmek için. O yüzden geç kaldım ."

" Kızım senin ne işin vardır bunlarla bunlar tehlikeli adamlar. Sana zarar vermelerinden korkuyorum. Bunlar çete mafyalar insanlara bulaşıyorlar. Bella olurlar insanların başına, keşke hiç bulaşma saydın kızım. " Hacer babasının cümlelerinden sonra düşününce babasına hak verdi. Bu adamların hakketen sağı solu belli olmaz. İçten içe korkmaya başlamıştı iyi kalpli Hacer.

" Kızım korkma sen doğrusunu yaptın benim cümlelerime inanma. Onlar arkadaşlarını zehirliyorladı, sende gerekeni yaptın. Korkma baban burda sana birşey olmasına izin vermem. Gerekirse canımı veririm birtanem korkmana gerek yok o şerefsizler korksun insanların ailesini ne hale sokmuşlar. Huzur bırakmamışlar millete." Dedi zamanda epeyce geç olmuş odalarına dağılmışlar uyumak için ama zor bir uyku gerçekten Hacer belki düşünceden kafayı yer uyuyana kadar...📖🙃🌹🐦

İstanbul'da bir pazar sabahına kalkmak kadar güzel birşey yok.Hacer bunu her pazar yaşardı bugün güzel geçmesi için ders çalışmasını akşama bırakıyordu pazar günleri. Bugün sahilde dolaşacaktı, deniz havası alacaktı. Çok sevdiği herşeyi yapıyordu, midye,dondurma, pamuk şeker, cinema hepsini bugüne sızdırıyordu. Pazarları kahvaltıyı annesi hazırlar, kızının uyumasını istiyordu.

Hacer mahleden geçen işportacının sesiyle uyandı. Zor bir geceydi ne zaman uyuduğu muamma, babasının kullandığı o adamlarla ilgili sözleri aklına takıldı ya zarar verseler kendine. Duasını yaptıktan sonra yataktan kalkmıştı. Lavaboya elini yüzünü yıkamaya gitti. Sonra kahvaltıya sofraya geçti,

" Günaydın canım babam ve canım annem."

" Günaydın dünya güzeli kızım bu balkaymaklı ekmeği senin için hazırladım al ye."

" Baba bu gidişle çok şımaracam haberin olsun sonra deme şu şımarık kızın babası benmiyim ah düşman başına."