@yageycalskan
|
^Ateşin Büyüsü^
Çokmu kırılmıştı o bilmediğin yanın, çokmu yanlızdı, belkide param parçaydı. Peki neden kırılmıştı kıran kimdi kalp boşuna kırılmaz dimi, oda arıyordu hayatına girip üstüne kurduğun hayatı bir anda kaybetmek nasıl bir his bilirmisiniz o gün ne kadarda mutlu bir şekilde eve gelmiştim oysa.
Elimde çikolatalı pasta çiçek kocaman bir ayı ile eve girmiştim, ilk inanmak istemedim, terk edilmek değilde benden kaçar gibi bir mektup ile gitmesi. Hiç bir şey demeden gitmesi bu gururuma çok dokunuyordu, hani benden nefret edeçeksin belki yazıyordu ya, heh işte bunu başarmıştı. O günden sonra onu arayıp bulmak çok istedim ama terk edilmiş bir gururu yenmek hiç kolay değildi.
O günden sonra çok şey değişti hayatım düzenim en çokta ben, ben çok değişmiştim sahi ben kimdim. Ateş mi yoksa suyun ateşimi, ben kimsenin ateşi değildim Ateş Zorluydum 2 yılda hayatımda olmayan şeyler olmuştu, her gece girdiğim çatışmalar savaşlar bitmemişti. Şirketle olan bağım tamamen kopmuş kendime kumar dükkanı açmıştım.
Öldürdüğüm adamların haddi hesabı yoktu. He birde evlenmiştim tabi kumar dükkanını açmam için kuzenim ile evlenmek zorundaydım, eve giriş çıkışlarımın belirli bir saati yoktu. Akşam 3 sabah 7 bu iki sayı hayatımın gidiş gelişiydi. Şuan ise gine kumarhanedeydim Bu gün kafam allak bullaktı.
Dün gece gördüğüm kişi 2 yıl sonra tekrar burdaydı hangi yüzle gelmişti, hangi sıfatla yüzüme bakabiliyordu. Çok değişmişti ama hala çok güzeldi, neden bunu bize yapmıştı o kadar güzel ilerlerken neden bir mektup bir boşanma kağıtı ile gitmişti canımı yakan en çokta buydu. Sevmemişti beni oynamış kandırmıştı, helal olsun güzel oynamıştı benimle.
^Suyun Büyüsü^
"Su" dedi gökçe bense ayağa kalktım, gökçe yanıma gelerek direk bana sarıldı."S-sen ne zaman geldin nasıl oldu neden haber vermedin bana" dedi gökçe boğulmamak mümkün değildi."G-gökçe geberdim l-lan" dedim en son gökçe benden ayrıldı."Ayy rüya değilmiş su gelmiş" dedi gökçe "He sonunda evinin yolunu buldu su hanım" dedi musa hala telefon ile uğraşıyordu, gökçe ise musanın kafasına vurdu."Salak bana neden haber vermedin" dedi gökçe.
"Telefonu bir bıraksa vereçekte işte bıraksa" dedim gülerek "Sus sen gülme" dedi gökçe koluma vurarak."Ben naptım şimdi" dedim "Sen bizi bırakıp gittin su daha ne yapaçaksın" dedi gökçe "Gökçe eskiyi açmasak" dedim "Ne demek açma ya insan bir haber verirdi hiç bir şey olmamış gibi birde burda mutlu mesut kahvaltı mı yapacağız" dedi gökçe hafif yüksek sesle.
"Haklısın ama inan bana gitmem gerekti elimde olan bir şey değil, benim içinde zor zamanlardı ben çokmu istedim gitmek" dedim "Beliki çok istemişsin yoksa bizi yüz üstü bırakıp gitmezdin" dedi gökçe gine yüksek bir ses tonu ile."Bende yoruldum anlıyormusun 2 yıl sustum kendimi avutup yeni bir hayata ayak uydurmak istedim ama olmadı gökçe olmadı" dedim yüksek bir ses tonu ile.
"Hangi hayat ya o söylesene hangi hayata ayak uydurmaya çalıştın, bizsiz olan bir hayat öylemi" dedi gökçe yüksek sesle "Hayır sizsiz bir hayata değil ben kendimden kaçtım gökçe eğer gitmesem burda kalsaydım her şey bambaşka daha kötü olurdu" dedim kimse anlamıyordu beni."Evet sen aşkın ve sevgin bittinçe arkadaşlarını satan bir insansın" dedi gökçe.
"Gerçekten benim böyle bir insan olduğumumu düşünüyorsun" dedim "Evet sen tamda böyle bir insansın seni kaç ay bekledim senin için bekledim belki su gelir diye nikahta memuru bile beklettim ama sen gelemdin benim en mutlu günümde yanımda olmadın şimdi neden geldin" dedi gökçe."Haklısın aslında hiç gelmemem gerekti biliyordum huzur bozaçağımı" dedim salondan ayrılıp odama gelerek yatağa oturdum.
Gine huzur bozup ortalığı maf eden bendim doğru su zaten hep ortalık karıştırır. Dolaptan diz üstü kısa bir tulum giyip altıma beyaz ayakkabı giyerek saçlarımı salıp hafif makyaj yapıp odadan çıktım. Gökçe ile musa salonda oturmuş yüzüme bile bakmıyorlardı."Merak etmeyin huzur bozamaya gelmedim herkez ama herkez olduğu yerde çok mutlu, bende öyle" dedim evden çıkarak derin nefes aldım.
Bu pis hayat hep benim üzerime oynuyordu, arabama binerek hastaneye doğru yol aldım. Eski hastaneme tayinim çıkmıştı ama bu sefer hemşire değil doktor olarak devam ediçektim. Hastaneye gelip arabayı park ederek arabadan inip hastaneye girdim, fazla hata çok fazla değişmişti hastane. Danışman bile değişmişti.
"Merhaba ben yeni doktor su bakırçı tayinim buraya çıktı" dedim "Hemen bakıyorum su hanım" dedi danışman "AA evet gelin ben size odanızı göstereyim, diğer doktor hanım gidince geriye siz geldiniz" dedi danışman "Diğer doktor neden çıktı" dedim "Küçük bir oğlu var pek yerinde durmaz onun için ayrıldı su hanım" dedi danışman "Heh odayada geldik burası odanız içerisi tamamen size ait, ben kapı isimini hemen değiştiricem" dedi danışman.
Kapının yanında uz,dr yeliz zorlu yazıyordu, Tanıdık gelmiyor değildi. Odaya girip çantamı masaya koyarak yerime oturdum. Güzel manzaralı bir odaydı, sonunda istediklerine kavuştun su ama hala eksiksin. Bazı kokuları çok özlemiştim bazı sesler hepsini çok ama çok özlemiştim.
Telefon kartımı türkiyeye açık bir şekilde etmiştim, artık hem yurt dışı hemde türkiye ile iletişime geçebilirdim. Odadan çıkıp danışmanın yanına gittim,"Bu gün ameliyat veya başka bir şey varmı" dedim "Yok hayır su hanım oda tamamen yarına hazır olur o zaman başlaya bilirsiniz" dedi danışman "Anladım bana bir yardımçıda ayarlarsın asistan gibi numaram burda yazıyor benimle burdan iletişime geçsin" dedim.
"Tamam su hanım hemen haledicem" dedi danışman bense hastaneden çıkıp arabama binerek sahile doğru yol aldım. Çok özlemiştim istanbul boğazını sahil kenarına gelip taşlara oturdum, böylesi iyimi oldu yoksa kötümü bilmiyordum ne yapıçam onuda bilmiyordum. 2 yıl boyunca neler çektim en iyi ben bilirim ben her gece onun kokusu ile uyudum.
O ise her gece başka bir koku ile uyudu sevmişmiydi beni, ben gittikten hemen sonra evlenmişti, bu sevgimiydi hayır kendi beni sevmemişken benim aşkıma sevgime laf edemezdi. Birde çocuğu olmuştu adını toprak koymuş, bizim hayalimizdi ben oğluma toprak ismini koyacaktım, ama o zaten oğlunu bulmuştu.
Oda haklı asla ona çocuk veremeyeçek olan bir kadının peşinden geleçek değil ya. Ama ben hakediyordum her şeyi hakediyordum, o yüzden sadeçe susuyordum gökçe musa ikiside haklıydı ben çok kişinin hayatını değiştirdim en önemliside kendi hayatımı maf ettim. Suya ne oldu ateşin suyuna ne oldu çokmu yanlız kaldı su ateşini korumak için çok yanlız kaldı.
Akşama kadar burda böyle oturup o hasret kaldığım istanbul sahilinin kokusunu içime çektim, derin derin çektim. Çok özlemiştim bir tek istanbulu değil her şeyi herkezi çok özlemiştim hemde çok.
~~~
Saat gece 17.46'dı zamanın ne kadar hızlı geçtiğini almamıştım ayağa kalktım. Yerdeki taşlara uzun süre oturmaktan ayaklarım karınçalanmaya başladı. Arabaya doğru gelip binerek eve doğru yol alıp eve geldim. Umarım sabahki gibi bir olayla karşılaşmam gerçekten hiç çekemem aynı şeyi.
Arabadan inerek anahtar ile evin kapısını açtım, mutfaktan güzel kokular geliyordu anahtarı çantama koyup çantamıda koltuğun üstüne koyarak mutfağa girdim. Gökçe mutfakta yemek yapıyordu yanına gidip dezgaha dayanarak gökçeyi izledim."Heh su geldin mi yemekler hazır sen masayı kur" dedi gökçe."Masayı kurayım" dedim "Evet su hadi kuzum bak şimdi gelirler zaten" dedi gökçe.
"Kim gelir gökçe" dedim "Güney birde arkadaşı" dedi gökçe arkadaşı kimdi."Arkadaşı kim" dedim "Su geç kalıyoruz hadi güzel arkadaşım masayı kur" dedi gökçe "İyi tamam kaç tane tabak koyucam" dedim masanın üstündeki eşyaları kaldırdım."5 tabak koy" dedi gökçe "4 tabağı anladımda 5'inçi kim" dedim "Bilmiyorum güney bir tabak fazla koy dedi" dedi gökçe "Tamam ellerimi bir yıkayıp geleyim, zaten en sevmediğim yemekleri yapmışsın" dedim.
"Yoo sen bunları çok seversin" dedi gökçe "Eskiden çok severdim gökçe" dedim mutfaktan çıkıp odamdaki banyoda elimi yıkayarak odadan çıkıp geri mutfağa geldim. Tabakları dizerek salata ile pilavı masanın ortasına koyup kaşık çatal koydum masaya, sonra kapı çaldı."Su kapıya sen baksana ben fırının altını kapatıçam" dedi gökçe "Tamam" dedim.
Mutfaktan çıkıp salona gelerek evin dış kapısını açmam ile karşımda güneyi görmemle içimde bir mutluluk oluştu,"Güneyy" dedim güney ise eve girerek bana sarıldı."Yen- suu" dedi güney "Hoş geldin" dedi güney "Hoş buldum, sende hoş geldin geçsene içeriye" dedim güney ise baçağını gösterdi, arkasında güneyin baçağına sarılmış ufak bir beyfendi gördüm.
"Bak ya bu yakışıklıda kimmiş" dedim ufak beyin önüne diz çökerek."Bobo bu obo kom" dedi ufak bey "O senin teyzen anneçim" dedi arkadan gelen gökçe "Bonim toyzom mi vor" dedi ufak bey "Evet anneçim alev teyzen gibi" dedi gökçe "Adın ne senin ufak bey" dedim "Melih" dedi ufak bey "Bende su melih" dedim elimi uzatarak melih ise elimi tutup sıktı."Momnun oldum tozom" dedi Melih bir anda bana sarılarak.
Bense melihi kuçağıma alıp öptüm."Oh bu çok tatlı yaa yerim seni" dedim "Onno boni su tozom ile ovlonocom" dedi melih beni öperek "Babaçım teyzenin alıcısı var biz sana teyzenin kızını alırız" dedi güney salondaki koltuğa oturarak."Olur" dedi melih bense güldüm."EE musa nerde" dedim melih hala kuçağımdaydı."Ekmek alıp geleçek" dedi güney bense melihle birlikte koltuğa oturdum.
"EE artık burdasın demek su" dedi güney "Evet tayinim buraya çıktı bende geldim" dedim melihi öperek gıdıkladım."Hala hemşirelik yapıyorsun dimi" dedi güney "Yok hayır doktorluğu okudum londurada 2 sene önce doktorluğa adım attım" dedim "Yemin et" dedi gökçe yanıma gelip oturarak."Yemin ederim" dedim."Aferim kız sana seninle gurur duyuyorum" dedi gökçe.
"Zaten suyun yapmadığı şey değil ameliyat dikiş pansuman, dimi" dedi güney imalı imalı konuşarak."Aynen öyle" dedim o sırada eve musa girdi, arkasından ise alev girdi."Lan yengoş" dedi alev "Yanıma gelerek bense melihi gökçenin kuçağına verip, aleve sarıldım."Ne zaman geldin sen Hoş geldin iyiki geldin" dedi alev soluksuz bir şekilde."Hoş buldum Hoş buldum kız bir sakin ol soluk al ver" dedim.
"Vallaha çok özledim, o kadar çok özledimki tirip ataçak değilimi şuan ilk öpüp sarılayım sonra konuşuruz" dedi alev benden ayrılmayarak daha sıkı sarıldı bana."Neden gittin be su" dedi alev "Yemin ederim boğaldum boğaldum her şeyin bir zamanı var dimi, hem ben çok açıktım yemek yiyelim sonra konuşup hasret gideririz" dedim mutfağa giderek diğerleri ise arkamdan geldi.
Gökçe ile yemekleri koyup masaya oturduk, pilav üstü tavuk salata içli köfte falan vardı, ben pilav üstü tavuk salata yedim."Sevgilim sen neden bir tabak fazla koy dedin alev için mi" dedi gökçe "Yok hayır başka birini davet ettim ama işim var diyince bende zorlamadım" dedi güney bu kişiyi az çok tahmin edebiliyordum."Bu kişiyi biz tanıyormuyuz" dedi gökçe güney ise kaş göz yaparak gökçeye beni gösterdi.
"Hee işten bir arkadaş anladım" dedi gökçe bense sulahiden su doldurup içtim."EE su naptın nereye gittin neden gittin yengem" dedi alev "Alev bana yenge demesen, su de" dedim "Haklısın alışkanlık işte" dedi alev."Londuraya gittim okudum çalıştım doktorluk sınavına çalışıp kazandım doktor oldum buraya atandım sonrası zaten bildiğiniz gibi" dedim.
"Neden gittin su" dedi alev "Olmuyordu alev olmadı yani gitmem gerekti bunu bilseniz yeter, ama gerçekten isteyerek gitmedim hepinizi bırakıp gitmek benim için kolay değildi" dedim gökçenin elini tutarak konuştum, gökçe ise elimin üstüne elini koydu."Madem gittin bir bildiğin vardır fazla kurçalamaya gerek yok hadi yemeğe devam edelim" dedi gökçe.
...
Yemek yemiş mutfak masasında oturmuş kahve içiyorduk, melih ise uyumuştu, kıreşe gittiği için çok yorulmuş beyfendi."Su yarın akşam güney ile bir davete gideçeğiz güneyin iş arkadaşları ile sende gelsene" dedi gökçe "Yok ya benim ne işim var" dedim "Yaa su bak bizle musada gideçeğiz yanlız kalmazsın" dedi alev "İyide daha yeni geldim yani beni alakadar etmeyen bir davete ne işim var" dedim "Su oda nerden çıktı kafa dağıtmak adına sesli bir davet oluçak" dedi gökçe.
"İyi tamam kafa dağıtmak adına gelirim" dedim "O zaman yarın akşam seni alırız biz güney ile" dedi gökçe "Gerek yok siz konum atın biz musa ile geliriz" dedim "Peki olur" dedi gökçe "Senin içinde değişiklik olur" dedi güney "Aynen" dedim kahvemden içerek, açaba şuan ne yapıyordu.
~~~
Kahve içerken bir anda alevin telefonu çaldı, alev ise açarak konuştu."Ne var" dedi sadeçe duyduğum tek şey bu olmuştu. Alev mutfaktan çıkıp telefonla konuşarak tekrar mutfağa girdi."Toprak rahatsızlanmış yüzünde sivilce falan çıkmış ateşi varmış ben bir gidip bakıp geliçem" dedi alev "Dur alev sen gidip napıçaksın doktor yok bir şey yok suda gelsin seninle" dedi güney.
"Ama" dedim "Su gelirmisin lütfen" dedi alev nasıl giderdim."Gelirim am-" dedim sözümü kesen gökçe oldu."Su çocuk daha 2 yaşında bir git bak belki önemli bir durumdur" dedi gökçe bense tamam diyip ayağa kalkarak odamdan açil durum çantamı alıp, evden çıkarak arabama binip alevin tarif ettiği eve doğru yol aldık.
Ev tanıdıktı 2 yıl önçe 4 ayımın geçtiği o evdi, anılarla dolu olduğu kadar kabuslarımında olduğu o evdi. Arabadan indip eve girmek istedim ama ayaklarım geri geri gitti. Demir beni görmüştü tabi sadeçe kafasını eğip yere baktı, bu beni şaşırtmıştı sadeçe demir değil bütün korumaların kafası eğikti.
☆☆☆ ☆☆☆ ☆☆☆
"Vallaha durmadan kitap yazasım geliyor bir yıldız verin da"
Sizçe ateş su ile karşılaşacak mı?
"Hadi ama bana bir yıldız ile yorumu çok görmeyin, eskisi gibi yorum yapan yok artık.!
|
0% |