Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Uyanış¹

@yageycalskan

^Suyun Büyüsü^

 

 

 

 

 

Ateşi yakan çakmaksa. peki suyu buz yapan nedir. Kalpte yanmak kavrulmakmıydı aşk yoksa kalpte birer buz parçası olmak mı. İçinde kalan ufak bir çam parçası gibi kesmek. Sivri dişler ile kemirmek mi aşk.

 

 

 

 

 

Sahi aşk neydi, Bekleyipte hiç gelmemek mi yoksa gelipte sevmemek mi. Aşkı gerçekten kana kana yaşayan varmıydı sevdiği için ölmek mesela. İşte bende tam bundan bahsediyordum sevdiği için kaybolmak yok olmak gibi.

 

 

 

 

 

Bunu yaşayan varmıydı, senin için ölen bir insanı 3-5 ayda unutmak sevgili yapmak ne kadar saçma dimi. Sevgi bu değildi oysa sevgi ölmekte değildi sevgi yas tutmakta değil, sevgi sahteden ağlamak hiç değildi.

 

 

 

 

 

Ben sevdiğim çocuğu kaybetmiştim, nerdeyse 2 yıl olmuştu ama onun yerine asla kimse gelmedi, onun gibi sevilmedim ben hiç. Onun gibi sahiplenmedim onun gibi mutsuzken mutlu edemedim kimseyi ama o eti.

 

 

 

 

 

Ben mutsuzken hep mutlu oldu, ailesi beni istemezken o beni hep ön pilanda tutu, benim için aileme katlandı onların suyuna gitti onsuz geçen 2 yıl vay ben az değil 2 yıl.

 

 

 

 

 

Soruyorum size aşk beklemekmiydi yoksa giden gitmiştir diyip hayata 3 ay sonra devam etmek mi, gururum el vermiyordu, çok değişik bir yanım vardı, her şeyi kabullenen biri değilim.

 

 

 

 

 

Napıyordum şuan biliyormusunuz hiç mutfaktaki masada oturmuş kahve içiyordum. Kendimi kapatıp deprosyona girip ağlamıyordum. Onu 2 yıl önçe yapmıştım şuan o eski su değildim.

 

 

 

 

 

Sahi ben kendimi tanıtmadım size dimi. Ben su..su bakırçı 24 yaşında 2 yılık hemşireydim, deniz ile 4 yıl önçe üniversitede tanışmıştık, oda benim gibi hemşireydi.

 

 

 

 

 

Hala ortak arkadaşlarımız vardı, 2 yıl olmuştu ama ben hala mezarına bile gitmedim, sadeçe bir kere gittim oda gömülürken. İnanmak istemediğim kabul etmediğim için gitmiyordum.

 

 

 

 

 

Ben ölülerin ölümüne kabullenemiyordum zaman alıyordu bu süreç benim için. Ama ne kadar hayat devam etsede aklı eskilere gidiyordu insanın.

 

 

 

 

 

Öyle kendi kendime düşünürken mutfağa gökçe girdi. Dolaptan sürahiyi alıp bardağa su doldurup içerek karşıma oturdu.

 

 

 

 

 

"Gine nerelere daldın öyle"dedi gökçe"Hiç öyle dalmışım, sen beni boşverde yarın nöbete kalaçakmısın"dedim gökçede benimle aynı hastanede hemşireydi"Durumları biliyorsun su yarın annem teyzeme gideçek o yüzden kardeşime bakmam gerek sen benim yerime kalır mısın"dedi gökçe benim için sıkıntı yoktu.

 

 

 

 

 

"Olur ben kalırım benim için sorun yok, sen kardeşine bak zaten işimde yok"dedim gökçe ise elimi tutu"Teşekkür ederim su sende olmasan"dedi gökçe"Oda ne demek gökçe her zaman hem bende evde otur otur sıkılıyorum zaten"dedim evde pek oturmayı seven bir insan değildim.

 

 

 

 

 

"Gine onu düşünüyorsun dimi su" dedi gökçe "Yok hayır gökçe konu deniz değil ailemi biliyorsun anlatmama gerek yok dimi" dedim 24 yaşıma geldim hala bir aile baskısı altındaydım "Biliyorum ama takma bu kadar kafaya onlar senin ailen bak bana bu evde seninle kalmak için neler çektim ben, asıl baskı bu" dedi gökçe haklıydı herkezin aile ortamı farklı.

 

 

 

 

 

Gökçeyle 2 yıldır kardeş gibiydik, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez. Aynı hastanede tanışmıştık ben tek başıma kos koça evde yaşıyordum, gökçe ise bana ev arkadaşı olmuştu. İyi kızdı şu hayattaki tek dostum diye bilirim, evet evet öyleydi.

 

 

 

 

 

"Haklısın tabiki ama bende bu eve pek kolay taşınmadım beni en iyi sen biliyorsun dedemin her dakika evlen artık evde kaldın demesi şahit olduğun konular" dedim derin bir iç çekerek hayat benim hayatım ama karar veren onlar "Haklısın bir adem bakırçı olmak zor, ama oda senin için edişeleniyor" dedi gökçe.

 

 

 

 

 

"Ben çocuk değilim gökçe neyin ne olduğunu biliyorum ona kalsa trabzonda onun dizinin dibinde onun istediği kişi ile evleneçektim" dedim evet bu bir adem bakırçı "Haklısın öylede hayat geçmez be" dedi gökçe bense ayağa kalktım.

 

 

 

 

 

"Neyse bana müsade gökçe sabah erken kalkacağız ben odama gidiyorum" Dedim gökçenin yanına gelip yanağından öptüm "Sana iyi geceler aşkım bende birazdan uyurum" Dedi gökçe "Bak fazla geçikme ha" dedim gülerek "Tamam tamam merak etme" Dedi gökçe bense mutfaktan çıktım.

 

 

 

 

 

Odama gelir gelmez direk yatağa atlayıp yastığıma sarılarak esnedim. Bizi yaradan ne güzel yaratmış, uyku saattini bile düşünmüş ne iyi etmiş bizi yaradan. Verdiği cana sahip çıkıp o canı sadeçe kendisi alıyordu.

 

 

 

 

 

Şimdi uyuyup derin bir uykudan sonra hayata yeniden pozitif olarak uyanmak istiyorum. O neşeli su olarak devam etmek istiyordum, ailemi bir kenara koyup kendim olmak istiyorum, buna hakım var dimi.

 

 

 

 

 

&&

 

 

 

 

 

O iğrenç alarım sesi ile uyanıp telefonu komidinin üstünden alıp yan tuşa basarak kıstım, yatakta doğrulup esneyerek etrafa göz gezdirdim, ne güzel sabahtı böyle gülük gülüstanlık. O güzel kokuyu içime çekerek yataktan kalkıp banyoya girerek güzel bir duş aldım.

 

 

 

 

 

Pislikten ve kötülükten arınıp bornozumu giyerek banyodaki aynadan yüzüme ve ellerime bakım yapıp banyodan çıktım. Odadaki kıyafet dolabından bol buz mavisi bir pantolon alıp giyerek üstüne ise beyaz bir krop kazak giydim.

 

 

 

 

 

Makyaj masama oturarak saçlarımı kurutup düzleştirerek hafif makyaj yapıp odadan çıktım, güzel kokular geliyordu gine döktürmüştü gökçe. Mutfağa girdiğimde masa hazırdı bile gökçe ise çayları koyuyordu.

 

 

 

 

 

"Günaydın su hadi otur kahvaltı yapalım" Dedi gökçe her sabahki gökçeydi bu "Günaydın gökçede her sabah her sabah, kızım bir kerede ben hazırlasam şu masayı olmazmı" dedim masaya oturup çayımdan bir yudum içerek "Malesef teklifiniz kabul olmadı su hanım bir dahaki sefere işallah" Dedi gökçe ah benim güzel kızım.

 

 

 

 

 

"EE hadi kahvaltı yapalımda hastaneye gitmemiz gerek bu gün çok iş var" Dedim kahvaltımı yaparak "Tamam be kızım sendeki bu disiplin ne böyle beş dakika geç gitsek ne olur sanki" Dedi gökçe çayından bir yudum içerek "Olmaz gökçe biliyorsun beni, hem hastalar beklemez dimi" Dedim "Tamam o zaman hızlı yapalımda gidelim" Dedi gökçe.

 

 

 

 

 

Kahvaltıdan sonra masayı toplayıp bulaşıkları makinaya dizerek evden çıktık. Arabama binerek gökçe ile hastaneye gelip arabadan inerek hastaneye girdik, gine yoğun bir gündü herkez hasatnedeydi. İşime düşkün bir kızdım bu yüzden bu benim hoşuma gidiyordu.

 

 

 

 

 

Hemşirelerin giyinmesi için ayrılmış olan uzun geniş bir odaya gelip, bana ait olan dolabı açarak çantamı dolaba koyup, önlüğümü giyerek ayakkabılarımı indirip hastane terliğimi giydim. Dolabımı kilitleyip gökçe ile odadan çıkarak hastalar ile ilgilenmek için açil servise indik.

 

 

 

 

 

2 yılık tecrübem vardı ama tabiki bir doktor kadar olamazdım, hastaları konturol edip muayene falan etim öyle öyle 2-3 saat geçmişti. Gökçenin hastanede işi bitmişti, bense nöbete kalacağım için hastalar ile oyalandım.

 

 

 

 

 

<>

 

 

 

 

 

Gökçe gideli 1 saat olmuştu, hastalar bitmişti yani şuan ortam durgun gibiydi. Bense bunu fırsat bilip kantine inerek bir kahve aldım, bu yorgunluğa iyi gideçkti, kahvem ile birlikte yukarıya hastane girişine çıktım. Dışarı çıkmak isterken içeriye iki adam girdi.

 

 

 

 

 

"Noldu bir sorun mu var" Dedim adamlara bakarak "Siz doktormusunuz" Dedi siyah takım elbiseye bürünmüş adam "Hayır ben hemşireyim noldu bir durum mu var veya hasta mı var" Dedim bu sefer diğer takım elbiseli adam konuştu.

 

 

 

 

 

"Evet hasta var bizimle gelmen gerek" Dedi "İyide ben bir şey yapamam doktor değilim ben ama siz buraya getire bilirsiniz hastayı" Dedim tedirgin bir ses tonu ile, bir hasta vardı ve hastaneye gelmek yerine bilmem nerdeydi.

 

 

 

 

 

"Olmaz öyle bizimle geliyorsun dedim yoksa" Dedi adam çeketini açıp belindeki silahı gösterdi, ben neyin içindeydim böyle, etrafta hastalar vardı onlar rahatsız oluyordu. Ve birde ortada bir can vardı napıçaktım ben.

 

 

 

 

 

"Tamam geliçem ama önçe malzeme almam gerek" Dedim tedirgindim ama gitmem gerek yoksa o silah ile kaza çıkaçaktı "Yürü ne alacaksan al sonra çıkıp gideceğiz, hızlı ol" Dedi adam bense malzeme odasına gelip açil durum çantasına malzeme koydum "Hızlı ol diyorum sana" Dedi adam etrafı konturol ederken.

 

 

 

 

 

"On tane elim yok napa bilirim bekle biraz" Dedim çantaya sargı bezi makas pamuk falan koyduktan sonra hastaneden çıktık, resmen önlük ve terlik birde iki tane silahlı adam ile bilmediğim bir yere gidiyordum, ben biraz salakmıydım açaba.

 

 

 

 

 

Arabaya binip uzun bir yolu takip ettik, hem tedigin hemde endişeliydim, ilkkez eve servis gitmiyordum ama bu bir değişikti. Araba bir anda durdu adamlar inip kapımı açtı.

 

 

 

 

 

"İn hadi" Dedi adam bense arabadan indim, diğer adam ise çantayı alıp önümde ilerledi, bense onu takip etim. Çiflik evi gibi bir eve girip merdivenlerden çıkarak bir odaya girdik, ki ne göreyim adamın biri yatakta kanlar içinde baygındı.

 

 

 

 

 

Hemen yanına gidip yatağın uçuna oturarak üstündeki kazağı çıkartmak istedim, yaraya tanpon yapmak için adamların yardımı ile kazağı çıkartım, baya kan kaybı ve derin bir yarası vardı iyide mermi yarasımı bu silah mı.

 

 

 

 

 

"Nasıl oldu bu, ne yarası" Dedim çantamdan şırınga ile ilaç çıkartıp, karıştırarak koluna ağrı kesici ile uyuşturucu vurdum "Silah yarası" Dedi adam iyide ben kurşunu nasıl çıkarıçam. Ben bunu yapamam ya yanlış bir şey yaparsam "Ben bunu yapamam, doktor değilim ben hemşireyim hemşire" Dedim.

 

 

 

 

 

Adam ise silahını çıkartıp kafama dayadı "Ya işini yapıp iyileştirirsin yada benden günah gitti" Dedi adam bense ilk koluna serum yaptım sonra çantadan aletleri çıkartıp yarayı temizleyerek, mermiyi çıkartmanın yolarını düşündüm, allah kahretsin ya bir damara bir zarar gelirse ya yanlış bir haraket yaparsam.

 

 

 

 

 

Hala kafama silah dayıyordu "Tamam yapıçam diyorum çek şu silahı artık işime konsantre olmam gerek" Dedim"İyi tamam devam et sakın bir yanlış yapma, o adama bir şey olursa sende kendini ölmüş bil" Dedi adam kendimi zor tutuyordum, neye bulaşmıştım ben.

 

 

 

 

 

Eldivenlerimi takıp derin derin nefes aldım, eğer bu adam ölürse bende ölürdüm. Adamlar öldürmese ben kafama sıkardım zaten, ben bunu nasıl yapaçaktım, aklımda zihnimde sadeçe anneme ait olan tek ses vardı "Benim kızım isterse her şeyi başarır" Dedim her zaman bana iyi gelen tek şeydi annemin sesi.

 

 

 

 

 

Uzun inçe uçu yamuk olan makası alıp yaraya giriş yaparak, mermiyi dikkatlice aramaya başladım sadeçe sakin olup derin derin nefes alıp verdim, yapa bilirsin su sen bunu başara bilirsin, titrek eler ile mermiyi aradım, adam baygın olmasına rağmen his ediyordu inleme sesini duyuyordum, lan iki tane iğne yaptım narkoz vurdum bu nasıl bir beden.

 

 

 

 

 

<>

 

 

 

 

 

Nerdeyse yarım saat olmuştu sonunda mermiyi bulup çıkarmıştım, bir ilke imza atmış bulunmaktayım ben ilkkez birini amilyat etmiştim, mermiyi kasenin içine koyup yaraya dikiş ataçaktım. İlk dikişim değildi hamşire olduğum için çok dikiş attım, ama bu fazla derin ve büyük bir yaraydı, aksi taktirde kana ihtiyacım vardı. Fazla kan kaybetmişti bu yüzden hastayı kaybetme olasılığı çok yüksekti.

 

 

 

 

 

Dikiş attıktan sonra yarayı temizleyip sargı bezi ile sardım. "Kan gerek açil A rh pozitif kan gerek yoksa hastayı kaybederiz" Dedim elimdeki eldiveni çıkartıp, yeni serum taktım.

 

 

 

 

 

"Tamam hemen bulup geliyorum" Dedi adam odadan çıkıp giderek, hasta hala baygındı. Ne kadar değişik bir adamdı yüz hatları viçudu falan bir değişikti sanki.

 

 

 

 

 

Kendine gel su noluyor sana, dedi kafamdaki sesler.

 

 

 

 

 

Nolduki bana ben sadeçe tahmin yürütüm, bu adam neydi kimdi neçiydi neden yaralıydı ve hastaneye gelmek varken neden ben bu adamı burda doktor olmadığım halde yasa dışı amilyat ettim.

 

 

 

 

 

Ben az önçe birini amilyat etim düşüne biliyormusunuz, gerçi düşüncesi bile berbat nasıl yaptım ben bunu. Tek hatam ile adam ölebilirdi ben bunun altından nasıl kalkaçaktım, evet evet ben tam bir salaktım hemde orijinal bir salak.

 

 

 

 

 

15 dakikanın sonunda kan gelmişti bense koluna serumu taktım, kan yolunu buluyordu sıra benim yolumdaydı dimi. "Benim işim bitti artık gitmem gerek" Dedim eşyalarımı toplarken "Olmaz uyanana kadar duraçaksın bir sorun olursa önleyeçeksin" Dedi adam

 

 

 

 

 

"Ya artık bir sorun olmaz, zaten olsada ben hal edemem ben doktor değilim, yasa dışı bir amilyat yaptım az önçe farkındamısın" Dedim "Madem yaptın devamını getir o zaman otur oturduğun yere" Dedi adam bit kafalı "Bari elimi yüzümü yıkayayım banyo yokmu" Dedim adam ise bana odadaki bir kapıyı gösterdi.

 

 

 

 

 

"Banyo orda çabuk ol" Dedi adam bense yerimden kalkıp banyoya doğru yol aldım "İyi tamam" Dedim banyoya girerek suyu açıp elimi suyun altına sokup aynadan kendime baktım. "Sen napıyorsun su, amilyat etin az önçe bir adamı sen, bu ne rahatlık" Dedim elime suyu doldurup yüzüme vurdum, buz gibi su aydınlanmama neden olmuştu.

 

 

 

 

 

☆☆☆ ☆☆☆ ☆☆☆

 

 

 

 

 

"O kadar yazdım, emek verdim bir yıldızı çok görme da"

 

 

 

 

 

"O güzel ellerinizden bir iki yorum alırım artık dimi"

 

 

 

 

 

İlk bölüm nasıldı, o zaman soru cevap başlasın. Öpüldünüz aşklarım💖💓💝😻🥰❤️‍🩹💋

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%