Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@yagmerii

Bölüm ismi Alk hatam : arapca

Manası:yüzük

 

Hafsanın güncesinden.

 

Bugün sensiz 33. Günüm.

Bugünde bi tas çorba bir parça ekmekle yetindim.

Neden diye sorma gönül sancım.

Yüzünü güldüren tatlılar nerede kaldı diye sorma.

Sensiz ne yemeğin tuzu var.

Ne Suyun tadı.

Anam nicedir söyler durur.

"Bu kız dertsiz bir dermana yakalanmış "

Evet.

Derdi bende, dermanı sende olan dert.

 

... Ne çıkar yanımda olmasan?

Kalbim ve ruhum senden ibaret değil mi ?

Sanki Allah bana ruh üflerken senin isminide fısıldamış içime.

Uzaktan sevmek zor demişsin.

Etme sevdam...

Görmeden sevmek ibadet değil mi ?

 

Günümüz

...

 

Toplantı bittikten sonra Osman amca zeyd ben hariç herkesi serbest bırakmıştı .

Bi yanında ben diğer yanında da zeyd oturuyordu zeyd direkt karşımdaydı

 

Ona bakmamak için bütün odayı gözlerimle yemiştim

 

Ben sinir stres içindeyken

 

"Neden sizi şu an burda tuttuğumu

merak ediyorsunuz degil mi ? "

 

Osman amcanın tebessüm ederek söylediği sözlere "ciddimisin " bakışı attım

Zeydin de benden farkı yoktu.

İkimize de göz gezdirdikten sonra elinde tuttuğu kadife kutuyu ikimizin ortasında ki masaya koydu.Yavaşça kapağını açtığında bunun iki çift söz yüzüğü olduğunu gördüm

Zeyd göz göze geldiğimde izlediği animede ki karekter kız çıkmış gibi ni ifadesi vardı.

Wtf. Bu ne! (Arnav misali)

"Bu ikinizin söz yüzüğü "

NEĞ biri beni cimdiklesin

"Dede ne diyorsun sen "

"Senin kuşağında ki tek kızı kapıyorsun oğlum ne güzel işte... ayrıca ben Hafsa kızımı seviyorum güzel, akıllı en önemlisi sana ve ailemize yakışan bi kız ve senin gücünün karşılığı var merve de "Dalga mı geciyon Osman amca.

Ailede ki 20 tane erkeğin arasında ki tek kız bendim yine aralarında iyi kalmışım ben erkek doğacakken kız doğmuş birisiyim küçükken ailede kız olmadığı için erkeklerle oynardım ayrıca sokakta büyümüş sayılırdım

Güç meselesine gelirsek... evet ben su elementini taşıyordum.Aslında ateşin bende olmasını isterdim ama karşımda ki şahıstaydı maalesef.Bloom kıskanıyorum seni.

Zeyd histerik bi gülüş, ve az sonra deliricekmiş gibi duran sesiyle "Dede Saçmalama "Dedi.

"Saçmalamıyorum oğlum ciddiyim "Derken ormal bi şeyden bahseder ggibiydi. Zeyd sandalyesine astığı ceketi aldı ve ayaklandı

"Bana ayrilan surenin sonuna geldik. Size iyi ciddi düşünmeler ben gidiyorum "Dedi ve gitti.

Olduğum yere bi kere bile bakmazken.Arkasından Boş boş Karşıma Bakmakla kaldım. Osman amca zeydin çıktığı kapıda ki gözlerini çevirip

"Bakma sen onun böyle esip gürlediğine. Yarın gelip ben evlenmek istiyorum diyecek. Bak gör"

İnanmayarak"Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz. ?Yüzüme bile bakmadı çıkarken "

Derin bi iç çekti ve anlatmaya başladı

"Babam öldükten sonra zeyd dahada içine kapandı. Hatırlıyorsundur belkide... Hırçınlaştı.Odasından çıkmaz oldu. Kimseyle konuşmaz oldu.Psikologlara götürüp etti annesi. Ama fazla kâr etmedi. Yalnızca sakinleştirdi. Onun asıl ihtiyacı olan şey bi hedefti ve kendisini koşulsuzca sevecek biriydi. Şu an Ama Bazı şeylere kaldıramadı ve bizleri arkasında bırakıp gitti..."

Osman amcanın hüzünlü sesiyle, dile getirdiği şeylerle suçlu olmadığım halde kendimi suçlu ve pişman hisettim.

Keşke hic yazmasaydım ona. İçimde hissettiğim şeylereden kurtulmak ve cevap aramak için yazmamalıydım ona.Pişmandım fazlasıyla.

Neden yeniden bunları konuştuğunu anlayamamıştım.

"Ama Hafsa kızım, babam vefatından evvel bıraktığı vasiyetler arasında sizlerde vardınız."

Gözlerimi kısıp başımı eğdi.m

"Bıraktığı vasiyet derken.?"

"Bana ikinize sahip çıkmamı, eğitmemi, ve bu görevin başına geçip,birbirinizle evlenmendirmemi söyledi."

Duyduğum şeylerle şoka uğradım. Yasin dede görevin başına geçip, insanları yönlendirmek için bizimi seçmişti.Neden biz... Evlenmemizi Aslında onun istemesine İnanamıyorum.Bide ölüm döşeğindeyken söylemişti bunları.

Ben duyduklarımın şokunu atlatamamışken Osman amca iki elini birleştirerek devam etti.

"Ve birbirimize kenetlenmemizi, ayrılmamızı da öğütledi. Ne kadar becerebildik orası tartışılır..."O konuşurken ben sessiz kaldım.

Osman amcanın teselli sözcükleri kulağımda cınlanıyor, zeydle evlenme yoluna henüz giremesekte adının bi kere koyulmasından kaynaklımı bilmiyorum ama başımda derin bi ağrı hisettim.

Kulaklarım çınlıyor. Sanki beynim kilit altındaymış gibi kafatasımı zorluyordu.

Hafif sendeleyerek yavaşça yerimden kalktım. Kalkarken başım döndü.

Elim başıma giderken. Osman amca yüzünü bana kaldırdı. "İyimisin kızım.?"

Elimle "sorun yok" der gibi sallayıp, dışarı çıktım Abike kapının çaprasında ki odanın başındayken endişeyle yanıma gelip koluma girdi ve beni bi odaya çekti.

Beynimde ki ve kulaklarımda ki uğuldama kesilirken. Karşımda bi şeyler söyleyen Abikeye cevap veremedim ve yatağa oturdum. Şimdi ise beynimi kemiren başka şeyler doluştu.

Kesinlikle ben sevilmeyecek kadar çirkin yada yana durulmayacak kadar kötü birisiydim sanırım yoksa niye bu derece tepki versin ki.

Bu dört yılda birisi olmuşmuydu hayatında acaba.Olduysa güzelmiydi, iyimiydi.

Bende olmayıpta onda olan neydi .Belkide olmayan birini kıskanıyordun

"Hafsa! Hişt hafsa kendine gel "

Kolumda ki sarsıntıyla kendime geldim

"Hı ne var ? "

"Ne kadar kibarsın arkadaşım. Her neyse ne oldu içeride kapının arkasından duymak zordu. Ne konuşuldu.? Betin benzin atmış."

Elimle alnımı ovuşturmaya başladım

Kısık sesimle "Osman amca bizi evlendiricekmiş "

"Ne! Oha hemen elbise bakmam lazım ne zamanmış "

Donmuş bir şekilde önüme bakmaya devam ettim.

Gücüm suydu ama içim yanıyordu kalbim... kalbim ağrıyor

"Hafsa neden mutlu değilsin? "Abike yanıma oturarak bana bakmaya başladı

"Zeyd... zeyd istemiyor abike "

"Saçmalama bence zeyd kesinlikle seni seviyor bakma onun sen bi andan çıkıp gittiğine eminim yarın gelip "evlenelim " diyecek aha buraya yazıyorum " yazacak bi şey bulamayınca iki kere parkeye vurdu.Normalde bu hareketine gülerdim.

Niye herkes aynı söylüyordu. Onların bildigi ama benim bilmediğim bir şey vardı sanki

Asık suratımda ona dönüp konuşmaya başladım " Osman amcada aynısını söyledi. "

"Bak gördün mü. Münnecim miyim ne yağ "

"Hah"layarak başörtüsünün ucunu yana dogru savurdu

"Asiyeliği birak şimdi. Bi kere ben evlenilecek bi kız değilim.Elimden hiçbir iş gelmez. Fazla alınganım en ufak bir şeye ağlatacak duygusal, içimde ki okyonusla birini boyamak kadar sinirliyim. Ama o bağırsa çağırsa, içime atarım büyük ihtimalle.Mideme düşkünüm.Çocuk gibiyim hala winx izliyorum.Hoplar zıplar dururum. Fazla gülerim.Ama ruh halim çok çabuk değişir ve buda onun sinirlerini bozar"

Abike yanıma oturarak, sol kolunu omzuma gecirdi.

"Canım arkadaşım. Sen çiçek olup, etrafa gülücükler saçmaya söz verirsen. Toprak olup, seni başının üstünde tutmaya gönüllü birisi mutlaka ololur. Ünlü bi şairin sözüydü sanki.Unuttum ama. Sen biliyorsundur kız "

Dedi kolumdan çimcimkleyerek. Asık suratımda tebessüm oluşurken

"Mevlanın sözü " Dedim

Hatırlamış gibi yapıp

"Heh işte o "Dedi.

Bende diğer kolumla ona sarıp,

"Yıllar önce çekip! Gittiğinde beni yine teselli etmiştin gözyaşlarımı silmiştin. Ne sevap işledim de Allah seni başıma verdi "

"Hım bi düşünelim belkide hafızlık yapma ve yıllarca 40 çocuğu dinleme ve zeydi sevme sevapı olabilir "

Kıkırtı içinde söylediği sözlerle yüzüm düştü

"Anma şu nursuzun ismini "

Yüzümü ekşiterek geri çekildim

"Nursuz mu ?Adam yürüyen yunan heykeli gibi parlıyor senin söylediklerine bak "

"Hı hı bende, bende Afroditim aslında "

"He öylesin zaten "

Yüzümü elinin içine kıstırarak yanaklarımı sıktı

"Güzellik tanrısıda kimmiş benim burda galaksiler güzel kuzenim varken"

"Tanrının cinsiyet mi olur hem ne saçma "

"Doğru valla"

"Allahım tövbe"

Ellerini geri çekerken birbirine gecirerek dya ediyormuş gibi yaptı

"O el ne öyle kız bi tane siyasi lider vardı dua edicem derken böyle yapmıştı aklıma o geldi " dedim gülmemi tutamazken

"Ay ne bileyim yağ. Benim kafada bi milyon oldu.Bence daha fazla günaha batmadan çıkalım şu odadan."

Dedi. Kollarıma girip, beni sürüklerken

"Yemekte etli pilav var " demesiyle bende kayış koptu. Ne başımda ki ağrı ne de zeyd kaldı aklımda hebsini bir süreliğine halının altına itekledim

Ne! Etli pilavmı ?

....

 

Yarım saatten beri etli pilavlı aşk yaşarken

Abikenin :"Al şu ayranı erkekler tarafına götür" demesiyle sonlandı.Çok kibar arkadaşım beni aşkımdan ayırmak için saniye sayıyordu sanki.

Dakka başı şunu götür, bunu götür diyordu

Şimdide rotamı erkekler tarafına cevirmem gerekiyordu

Pilava melül bakışlar atarken elinde ki sürahiyi alıp pıtı pıtı, yürümeye başladım.

Evin kapısını açıp merdivenlerden aşağı inmeye başladım.

Holü gectikten sonra sağa dönüp, diğer hole açılan kapıyı tıkladım. Anında kapının açılmasını beklemediğimden elimde ki ayran sürahisiyle karşıma çıkan ilk buldozere çarptım

Buldozor derken...

Bakışlarımı yavaş yavaş (acunun o yavaş konuşması kadar yavaş biçimde) kaldırıp kahve gözlü o kişiyle bakıştık

O elimde yarısı bitmiş sürahiye ve üstune saskin bakislar attı Ben de şaşkın gözlerine bakakaldım.O sürahiye, Ben gözlere, O ayrana, Ben kahveye

O üstüme sıçrayan ayran lekelerine Ben gözlerinin içinde ki kahvenin ve kızılın tonlamasına dalarken...

Zeydin yanında kiaşagi inen merdivenlerin olduğu bodrum katından ses geldi

"Zeyd ! Nerde kaldı oğlum ayran?" Diyen erkek sesi duyuldu

Yanına bakıp

"Arıza çıktı yolda. "Dedi.

"Ne arızası oğlum arabamı bu "

Çocuk merdivenlerin sonunda olduğundan beni göremiyordu.

"Üstüne ne oldu oğlum. Kuşta yok ki buralarda. Kustun mu ne yaptın "

Eliyle gömleğini tuttu.

"Kapıya tünemis bi kuşun işi. " Bana bakmadan söylemişti ama cümle içinde ki "kuş" bendim ve üstüne sıçtığımı ima etmişti.

Aşkından olduğum çocuğukla bizim max muhabbet.

Adam sıçtığımın ima etmişti daha ne kadar yerin dbinee girebilirim diye düşünüyorum karşısında.

Merdivenlerden adım sesleri yukarı doğru gelirken.

Zeyd kaş göz işareti yaptı.

"Ne diyorsun" der gibi elimi salladım.

Çocuğun sesi yaklaşırken, zeyd kolumu tutup, beni yavaşça geriye doğru savurunca. Ne anlatmak istedigini anlayıp, kapının yanında ki duvara yasladım sırtımı. Kan akışım durmuş gibi daha yeni akmaya başladı ve karıncalanarak ürperdim.

Utançtan, ve az kalsın bir erkeğe elbiseyle gözükeceğimden dolayı farklı bi bi galaksiye ışınlanabilseydim keşke. Bir günde bu kadar aksiyon yeterdi bana.

Bi dk ne? Elbiseyle mi. ? Ben onun karşısına elbiseyle mi çıktım korkuyla üstüme baktığımda ustumde gercekten de elbise olduğunu gördüm.

Elbise boldu ve robalıydı aslında fazla zorun yoktu sonuçta nisanlı sayilirdik o her ne kadsr kabul etmesede ama ona bu şekilde Yakalanmamak yüzüme tokat gibi çarptı.

2 günde dengemi altüst emişti yine.

Sesleri kulaklarıma çalındığında onları dinlemeye başladım

"Ee oğlum gidip değiştirsene üstünü, ben gidip alırım ayranı "

Endişeyle ve ters bir şekilde

"Yok ben gömleğimi değiştirip alırım. Sen merak etme "

Yani o görmesin diye beni itmişti. Beni mi düşünmüştü yani. Yoksa kendisini mi. Benim kafamda çarpışmanın etkisiyle yıldızlar döndüğünden fark edemezdim belki ve beni gören çocuk adımızı çıkartabilirdi.

"Tamam sakin kanka. Sen bilirsin " çocuğun sesi korkmuş gibiydi. Kim bilir nasıl baktı çocuğa. Yalnızca seslerini duyuyordum.

Çocuğun sesi kesilp gittiğine emin olduktan sonra saklandığım yerden çıkıp, hafif aralık duran kapıda hala ayranlı üstüyle duran Zeydin karşısına geçtim.

Üstüne giydiği siyah bi gömlek olduğundan karanlık geceye düşmüş ay gibi duruyordu leke ilk başta. Ama artık gömlekle bütün olmuş ve iz bırakmıştı.

Konuşmak için başımı ona kaldırdım

Arkamdan "Kız hafsa nerdesin?"

Diyen abikeyle burayi gelicegini anlayıp, hızla kapının önünden çıkıp, korkuyla durdurdum.

"Dur! Zeyd burda"

Gözlerine arsız parıltılar kuruldu.

"He ben anladım olayı, Nişancılık mı oynuyorsunuz siz kanka da hatırlatırım üstünde duran elbiseyle çıkmışsın adamın karşısına"

"Biliyorum." Bu çarşaf giydikten sonra bir erkeğin karşısına bu şekilde ilk çıkışımdı. Eğer evlilğimiz gercekleşmeseze bi ömür boyu bunun pişmanlığını çekerim.

Elimde duran yarısı boş sürahiyi görünce

"Ayrana ne oldu.? Üstünede hep sıçramış. Ne yaptın o kadar ayranı".

Çaresiz kalmış gibi,

"Bi anda aldım kafaya diktim desem inanırmısın.?"dedim

Kafasını yukarı kaldırıp dişleriyle çıtladı.

Kafamı arkaya çevirdim onun olduğu yere baktım sonra Abikeye çevirdim başımı

Yüzünde az sonra kahkaha atacakmış gibi duran ifadeyle,

"Sakın bana ayranı gidip zeydin üstüne bocaladığını söyleme "

Kafamı aşağı yukarı salladım. Gülmeye başlayıp,

"Zeydi görünce aklın başından gitmesi normal. Aksi oldumu şüphelenmek lazım zaten ".

Kınayıcı bir ifadeyle "Arkadaşın burda rezil olsun az kalsın elalemin adamlarına yakalansın senin burda dediğine bak"

"Adamlar derken.? Başka kime yakalanıcaktın ki.?"

"Bilmiyorum genç bi çocuk sesi geliyordu merdivenlerin aşağısından."

Gülmesinin yavaş yavaş, kahkahaya dönüşmeden arkasını döndürüp itekledim.

Geri zeydin karşısına gittim

Sonunda gözleri bana çevrilen zeydin göz bebeklerinde muzip kıpırtlarla oturup çay içtik.

"Şey pardon ben yıkarım istiyorsan üstündekini"

Sonunda beynime kan gitmiş olmalı ki konuşabildim

Gözlerinde ki muzip parıltılarla "gerek yok" Dedi.

Sıkı sıkıya, sarıldığım surahiyi gösterip,"bırak oda senin olsun. Fazla sevmişe benziyorsun "Dedi.Ve

Hafifçe tebessüm etti

Ne teb- ne!

Algılarım kapandı. Hürrem gibi "bu ne çok güzel" Diyip, bayılacağım şimdi şuraya.

Arkasını dönerek yıllar sonra gördüğüm yarım tebessümünden beni mahrum bıraktı

Gitmeden son kez başını çevirip, olduğum yere baktı.

"Bu arada üzerinde böyle bi etkim olduğunu bilmiyordum... üzerime ayran dökecek kadar " Dedi ve gitti.

Bi anda kan beynime sıçradı sanki

Daha beni istememesini kaldıramamışken, bide beni kolay lokma gibi görmesine sinir oldum

"Hah haspam, uZeriMDe bOyle bI etKim OlduGunu bIlmIyoRdUm"

Arkadan başını uzatmaya devam eden Abike taklidime gülmeye başladığında

"Tek bi kelime edip, dalga geçersen bu sürahiyi kafanda patlatırım "

Dedim ciddi ciddi

İki parmağıyla hayali fermuar çekip içeriye geçti

"Bez getirmeyi unutma !"

Arkasından bağırırken yere serseriler gibi köpek oturşuyla oturdum. Surahiyide yanıma koydum Allahım neydi günahım triplerine girerken yerde ki ayran lekesine göz kırptım

 

...

Yeri silip, mutfağa geri döndüğümde tezgahta bi şeylerle uğraşan haticeyle karşılaştım.

Arkadan bi anda sarıldım.

Neye uğradığını şaşırmıştı.

Elleri ıslak olduğu için havada asılı kaldı.

Hafif titreyen sesiyle.

"Kimsiniz "Dedi.

Yüzümde tebessüm oluşurken.

"Delizkon "

Dedim kıkırdayarak.

Aydınlanmış sesiyle.

"Hafsa !?"

Bende onun sesini taklit edip, "Hatice? "

Dedim.

Önüne dönmeye çalışınca.

"Sen bize selam verirmiydin hafsa hanım "

Dedi tripli sesiyle.

İki elimin işaret parmağını uç uca getirerek anime kızı gibi yaptım.

"Şey o konu... şey yağ biliyorsun hoca oldum iç güç işte canım "

Dedim gururlu bi sesle.

Ve elimi omzuna koydu

"Yardımcı hoca olduğun kurstan mı bahsediyorsun "

Dedi tırnak işareti yapıp, küçümseyen bi sesle.

ana bunu söyleyen ceydaydı

 

Yüzüm düştü.

Bana bak kızım seni yolarım he. Yolduğum saçlarınlada

büyü yaparım beni delirtme.

Tabi bunların hebsini içten söyledim.

Asıl gelmek istediğim konuya geçiş yapsam iyi olacaktı.

Yoksa burda bi vahşet çıkacaktı.

Kafamı ona çevirip,

"Sen peki ? Sen niye buradasın "

Üzülmüş gibi duran bi ifade takındı.

"Aşk olsun hafsa kovuyormusun beni.

Ama ben sana eğitim vermeye geldim.

Korkma nişanlını kaçırmam"

Dedi. GÖZ KIRPARAK.

 

Tutmayın beniğgg.

Haspama bak sen hele.

Umarım misafirliğe gittiğinde evde hela tıkanır.

Islak çoraplarla parmak arası terlik giyersin unutarakta vıcık vıcık, olursun inşallah

Helada peçete bitsin de kartonla sil kıçını.

Sevdiğin filmin en heyecanlı sahnesinde annen sana iş versin.

Hay babanın süt kasesine böcek düşsün!

 

İçimden bunları söylerken yüzüm dümdüzdü.

içimde öfkeden volkanlar patlıyor ama ben buz gibi ifadeyle bakıyorum

Sanki lavlar buz tutmuş göldeki oyukten girip kayboluyor

 

"Ahe şey gerek yoktu canım cicim "

Dedim arkasından kollarımı koyarak dışarı itekledim.

 

Ne oluyor, ne yapıyorsun derken.

Kapıya gelmiştik,

Yüzüne kapıyı kapatmadan. Elini ayran sürahisini tutuşturdum

 

"Al bunu abikeye ver. O sana ne yapman gerektiğini söyleyecek. bide iki sistemi zorlama kardeşim

Sinir sistemi ve bağırsak sistemi "

Diyip, yüzüne kapıyı çarptım.

Ve kapıya başımı koydum.

Elimde kapıdaydı.

Bende Hafsa mahursam bu zamana kadar nasıl kendi ayaklarımın üstünde durarak bir çok şeyi öğrendiysem, yine büyük bi azimle kendimi eğiticektim

 

 

 

Loading...
0%