@yagmur.oz
|
NASILSİNİİZZZZ????
BİZ GELDİKKK:))))
HİÇ UZATMADAANN BÖLÜME GEÇELİMMM:3
"Hazırım" Gerçekten hazır mıydım? Giden tek ailemin dalının yaralarını görmeye, kendimdeki yaraları büyütmeye, acaba bir kez olsun bir şeylere hazır olmasa mıydım? korkmalı mıydım?
Nesrin Hanım iç çelip elindeki evraklardan iki tanesini bana verdi ve gözlerime ben senin yanındayım dercesine baktı. Bu sefer o güveni gözlerinde hissettim ama korkuyordum. Lanet olsun ki hazırım dememe rağmen ödüm kopuyordu. Nesrin hanımdan gözlerimi ayırıp, elimdeki kağıtlara çevirdim. Atlasın vücudundaki o özenli yaraların fotoğrafları siyah bir şekilde gözlerimin önündeydi. Gördüğüm manzarayla ellerim titredi, boğazım düğümlendi. İlk başta vazgeçmeyi düşünüp gözlerimi kısa bir süre kapatsam da geri açtım. Sonuçta görmüstüm ve incelemekten korkmam mantıksızdı. Tekrar gözlerimi açıp fotoğraflara baktım. Yaralar özenliydi ve temizdi. Özellikle şekil verilmiş gibi duran yaraların neye benzediğini anlamaya çalışıyordum. Sankii.. Sanki kalbe mi benziyordu?! Yada benim hayal gücüm biraz fazla çalışıyor. Ayrıca bir haftadır doğru düzgün uyumuyorum beynim bana oyun oynuyor olmalıydı. Gözlerimi kısıp incelerken Nesrin Hanımın söyledikleri aklıma geliyordu. Kim böyle bir şeyin incelenmesini istemezdi. Tamam okulun adının kirlenmesini istemiyor olabilirdi ancak o onun öğrencisiydi hiç mi vicdanı yoktu bu adamın? Ayrıca o kadar polis ve Nesrin Hanımı nasıl ikna etmiş olabilirdi?
Nesrin Hanım tekrar konuşmaya başladığında düşüncelerimden sıyrılıp ona baktım. "Asya fotoğraftakiler cam kesiğinden başka bir şey değil. İstersen daha fazla bakıp moralini bozma." dedi ve elini evrakları almak için uzattı. "Neden yaralar bu kadar temiz?" dediğimde çoktan evrakları ona vermiştim. "Otopsi yaparken yaralardaki cam kırıklarını temizlemiş olmalılar. Kafana takman gereken bir şey değil." dedi. Ama kafama taktığım bir çok şey vardı ve ben bunları öğrenmeliydim. "Eski şehirde yaşadığını biliyorum ancak buraya dönüp şirketle ilgili prosedürleri ayrıca babandan kalan ev ve arsalar için imza atman gereken birçok şey var ve bu işlemler çok uzun sürecek. Okulunu dondurmakta sana katkı sağlamayacak istersen buraya taşın bir süreliğine burada kal okul işine gelirsek Atlasın gittiği okula gitmek zorunda değilsin sana yeni bir okul ve ev ayarlayabilirim "dedi. "Atlasın gittiği okula gidebilirim" dediğinde şok olmuş bir şekilde yüzüme baktı. "Emin misin?" dedi. Evet anlamında kafamı salladığımda gülümsedi ve "Peki" dedi. Bu kafamdaki soruları çözmek için güzel bir fırsat olabilirdi.
"O zaman iki hafta içinde okul ve ev için her şeyi halletmiş olurum. Sen de eşyalarını ayarlayıp gel. Eski şehir için biletini yarın için alırım." dedi. Ben de onayladıktan sonra vedalaştık. Evet ani bir kararla o okula gidecek olabilirdim ama ilk defa ani verdiğim karardan pişman değildim. Yani şimdilik...
-İKİ HAFTA SONRA- Nihayet yeni evime taşınmanın yorgunluğuyla koltuğa kendimi bıraktım. Şu iki hafta o kadar yorucuydu ki Eskişehir'e gidip eşyalarımı toplamam, buraya gelmem, okul için Nesrin hanımla gidip kayıt yaptırmamız, şirket işleri her şey çok yorucuydu. Okula gidip kayıt yaptırdığımızda amacım müdürü görmek olsa da müdür yardımcıları yardımcı olmuştu. Müdürü sorduğumda ise işi olduğunu ve okula fazla uğramadığını söylemişlerdi. Okuldan çıkarken ise bahçede çok sevgili kuzenlerimin nefret dolu bakışlarına maruz kalmıştım. Belli ki bu süreçte beni oldukça zorlayacaklardı.
Eve gelecek olursak oldukça güzel bir apartman dairesiydi. Ailemin evinde tek başıma kalmak istemediğim için Nesrin Hanım bu evi bulmuş ve benim için kiralamıştı. Evin içinde eşyalar olduğundan kişisel eşyalarım dışında buraya hiçbir şey getirmeme gerek olmamıştı. Evin salonunda gri tonlarında bir L koltuk, beyaz bir sehba ve büyük bir televizyon vardı. Duvarda birçok manzara ,hayvan resimleri ve büyük camın yanında duran sehbalarda sahte çiçekler vardı. Kendi odamda ise çift kişilik bir yatak büyük kahverengi bir gardrop vardı yatağın yanında duran şifonyerin iki çekmecesi vardı ve üzerinde bir gece lambası ve dijital siyah bir saat vardı. Evde birde küçük bir misafir odası ve büyük,bir o kadarda güzel olan bir mutfak vardı. Mutfak evin geri kalanının tam aksine bembeyaz döşenmişti.
Gözlerim kapanırken garip bir şekilde huzurluydum. Yorgunluktan olmalıydı ki hemen uykuya daldım.
Gözlerimi açtığımda bugün okula gitmem gerektiğini hatırlayıp duvardaki saate baktım. Neyse ki saat daha yedi buçuktu. Hazırlanmam uzun sürmeyeceği için gidip önce karnımı doyurdum daha sonra da üstümü değiştirmek için odama geçtim. Son sınıf olduğum için sivil gelmemize izin vardı ve bende okul fomasına para vermek istemediğim için sivil giyinecektim. Dolabımı açıp üzerime sıfır kollu ve boğazlı bedenime yapışan siyah bir boddy giydim. altıma ise yine siyah bir kumaş bol paça bir pantalon. saçlarımı tarayıp her zamanki gibi açık bıraktıktan sonra doğal bir makyaj yaptım ve evden çıktım. Öğrendiğime göre dersler saat tam sekiz buçukta başlıyormuş. Ben de derse geç kalmamak için saat sekizde evden çıktım. Okula yürüyerek gitmeye karar verdiğimde yaklaşık on beş dakika sonra okulun tabelasını gördüm. AVCI LİSESİ. Kısa bir süre tabelaya bakıp derin bir nefes alıp verdim ve okula ilk adımımı attım. Evet Nesrin Hanımla gelmiştim bu okula ancak o zaman bu kadar gergin olmamıştım. Galiba o zaman yanımda Nesrin Hanım olduğundan kendimi kasmamıştım. Sınıfımı ilk geldiğimde öğrendiğim için hızla sınıfa gidip içeriye adımımı attım. Sınıfa girer girmez insanların bakışlarına maruz kalırken gözlerim boş bir yer arayıp buldu ve oraya ilerledim. Oturan siyah saçlı beyaz tenli kızın omzuna dokunduğumda irkilerek bana baktı. "Ah korkuttun beni! Sen de kimsin ?" dediğimde tebessüm ettim. "Kusura bakma. " dedim. "Ben okula yeni geldim. Eğer yanın boşsa olursa oturabilir miyim?" beni süzüp kaşlarını çattı. " Son senende gerçekten buraya mı geldin? Beyninde sorun mu var burası berbat! Ayrıca oturabilirsin." dedi. Ben de yanına oturup çantamı sandalyeye asıp ona döndüm. "Yani bazı özel nedenlerden buraya geldim. Ayrıca teşekkür ederim." dediğimde gülümsedi ve elini uzatıp "Ben Damla. Damla Erge. Siz kimsiniz acaba güzel bayan?" dedi ve çapkın bir şekilde göz kırptı. Bende kıkırdayıp elini sıktım. "Asya. Asya Atasu" dediğimde ismimi fısıltı şeklinde tekrar etti ve bana şok içinde baktı. " Sen şu intihar eden çocuğun kardeşi misin yoksa?" dediğinde sesi yüksek çıktığında herkes bize bakmaya başladı. Damla da bunu fark etmiş olacak ki bize bakanlara ters ters bakışlar atıp bana döndü ve bu sefer sessiz sayılabilecek bir ses tonuyla " Özür dilerim. Bir an soy adlarınız aynı olunca şaşırdım." dedi bende ona tebessüm ettim. Elimi hala tuttuğunu fark edip elimi çektiğimde bu sefer o tebessüm etti. "Önemli değil evet ikiz kardeşiyim " dediğimde daha çok şoka girdi ve gözlerini kısıp beni süzdü. "Benzemiyorsunuz. Emin misin ikiz olduğunuza?" dediğinde tebessümüm büyüdü. Benzemediğimiz doğruydu ve bu alışkın olduğumuz bir tepkiydi genelde böyle söylediklerinde Atlas bunu söyleyen kişiye dönüp "evet ikiz değiliz o benim hayatımın aşkı doğduğumuz anda evlendik" gibi şeyler söyler karşımızdakiyle alay eder bende ona kızardım. Damla'nın ismimi seslenesiyle irkilip ona baktım. "Evet benzemiyoruz hiçbir yönden ama gerçekten ikiziz." dedim. Damla ise olumlu anlamda kafasını salladığı sırada öğretmen geldi. Herkes ayağa kalktığında bende ayağa kalkıp öğretmene selam verdim. Karsımda ki kadın kırklı yaşlarda kısa ve biraz kilolu bir kadındı gözlüklerinin arkasındaki buz mavisi beni bulduğunda gülümseyip yanıma geldi. "Yeni gelmiş olmalısın canım. Müdür bey biraz durumundan bahsetti çok üzüldüm. Kendini tanıt ve derse başlayalım" dediğinde teşekkür edip ayağa kalktım ve tekrar tüm sınıfın bakışlarını üzerimde hissettim. "Ben Asya Atasu. Atlas'ın ikiz kardeşiyim. Umarım iyi anlaşırız."
BÖLÜM SONUUU..
NASIL GİDİYOR SİZCEEE?????
DAMLA SİZCE NASIL BİRİİİİ????
OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM BALLARIIIMMMMMMM=))))
|
0% |