@yagmur_booksss
|
SELAM bugün upuzun bir bölümle geldim umarım beğenirsiniz keyifli okumalar :) 🤍 Bazen tanıdığımız insanlar hakkında onların ardında olan gerçekleri görmek istemeyiz, bunun sebebi belkide yıllarca kandırılmayı kabullenemeyişimiz olabilir. Yada sevdiğimiz için konduramıyor olabiliriz, ama bu ne yazıkki gerçeği değiştirmiyor. O gerçek hep orada kalarak canımızı yakıyor. Kalbinizin ortasında koca bir yumru vamış gibi hissediyorsunuz, kalbiniz o yükü taşıyamayacak diye korkuyorsunuz ama taşıyor, taşımak zorunda kalıyor... Amcamların hakkındaki gerçeği öğrenmemin üstünden iki gün geçmişti, ne yazık ki özellikle Kayra'ya karşı çok büyük hayal kırıklığı yaşıyordum, şöyle ki iki gündür eve bile gitmeyip ofisimde sabahlıyordu. Ona olan kırgınlığımın sebebi, herşeyi önceden beri biliyor olup bana söylememesiydi. Buda ona olan güvenimi zedelemişti çünkü ben onu ne kadar tanıyıp sevsemde, belkide kaç masumu öldürmelerine göz yumdu yada belkide kaç kişinin hakkına göz göre göre girdi. Yine her zamanki gibi aynı saatte kapım çaldı. "Gel Miran" Kapı açılıp içeriye elinde yemek ile Miran girdi, karşımdaki koltuğa oturup elindeki yemeği de önüme koyduktan sonra konuştu. "Benim olduğumu nerden anladın? " "Hergün aynı saatte geldiğini biliyorum ve Kayra'nın gelmeyeceğini bildiğimden" "Bana kızma ama Kayra'ya biraz haksızlık etmiyor musun?" "Etmiyorum Miran hemde hiç etmiyorum, nasıl göz yumar , nasıl bana söylemez aklım almıyor." "Senin iyiliğin için olduğunu biliyorsun." "Ama yinede bana söylemese bile göz yummaması gerekiyordu." Yönünü biraz daha çevirip gözlerini gözlerime odakladı. "Lidya bak gerçekten sesini çıkaramazdı, şuan ne sen, ne ben , ne de Kayra sesimizi çıkaramayız, elimizde kanıt olarak hiç birşey yok." "Kanıtı nasıl toplaya biliriz? " Diyerek direk konuya girdim. "Bak dediğim gibi önce kendini korumayı öğrenmen lazım, daha sonra burayı biraz daha büyütüp ülke çapında bir şirket haline gelmeniz gerek, şimdi bu ne alaka diyebilirsin ama şöyle düşün ülke çapında tanınan ünlü bir mimarın başına birşey gelse hemen araştırılır fakat sıradan birinin başına bişey gelse kimsenin umrunda olmaz. O yüzden tanınman lazım işlerini büyütmen lazım." "Haklısın ama yeni açılan bir şirketin ülke çapında tanınan bir şirket olması için yıllar gerekiyor, sende bunu biliyorsun." "Evet biliyorum, fakat daha kısa bir yolu var en azından müşteri çekmek için." "Neymiş o? " "Bir ünlüyle yada iş adamıyla sevgili olmak, bu ilgiyi tamamen senin üzerine çeker müşterin artar ve şirket kısa süre içinde büyür. Bu sadece senin için de değil Kayra için de geçerli sadece birini bulmanız lazım." "Ben sahte ilişki istemiyorum, Kayra ile konuşalım o halleder." "Peki ben çağırayım onu, konuşalım burada" "Tamam" ---------------------------- "Nee ben mi?, saçmalamayın hayatta olmaz." Diyerek isyan etti Kayra. "Olmaz demek gibi bir şansın yok Kayra, bu zamana kadar sakladığın için en kısa yol olarak bunu bulduk hayata geçirmek de senin işin." "Ya kızım tamam yaptım bir hayvanlık da sen şuan benden bi kızın duygularıyla oynamamı istiyorsun, şerefsiz miyim ben?" "Birincisi evet öylesin, ikincisi de kızın duygularıyla oynamayacaksın saçmalama istersen kızı buraya çağırıp anlatacağız böyle bir oyun oynamamız gerekiyor diye, kabul ederse olucak." "Peki süper zeka, bu kadar üstelediğine göre kızın kim olacağını da düşünmüşsündür herhalde. " Olduğum yere dikleşip Miran ve Kayra'ya baktım. "Hayır ama buluruz" Dediğim sırada telefonum çaldı. Arayana bakınca Elif olduğunu gördüm.
"Aha bak işte fırsat ayağımıza geldi." Diyerek kendi kendime konuştuğumda ikisi de bana anlamaz gözlerle baktı, ben ise onları takmayıp aramayı cevapladım.
"Efendim canım? "
"Kime canım diyor lan bu"diyerek Miran'a bakıp yükselen Kayra'yı elimle sus işareti yaparak susturdum.
"Evet oldu öyle tatsız olaylar Elif'ciğim. "Olsun bak şimdi kendi şirketimizi açtık." "Teşekkür ederim canım" Elif tam telefonu kapatacaktı ki araya girdim.
"Elif benim seninle bir konu hakkınsa konuşmam gerekiyor, müsaitsen buraya gelebilir misin? "
"Tamamdır bekliyorum."
Telefonu kapatıp Miran ve Kayra'ya dönmem ile Kayra bağırmaya başladı. "Lan ne yaptın sen? " "Sana sahte sevgili buldum işte"diyerek cevap verdim. "O olmaz Lidya, gerçekten olmaz." "Neden" Diyerek Miran girdi araya. "Ya nedeni yok ,olmaz işte anlayın" "Kayra ne bok yedin sen anlatsana sen" Diye sorumu sordum. "Ben gerçekten seviyorum o kızı" "Ne"diye Miran ile aynı anda sorduk. "Öyle işte, seviyorum bir süredir." Küslüğümü bir kenara bırakıp lafa atladım. "İşte sana fırsat salak kuzenim benim, kızda belki seni seviyordur bakarsın oyun diye başlar gerçeğe döner." "Olur mu? " Diyerek beni es geçip Miran'a döndü. "Ben bilemem kardeşim, ama olabilir tabi"diye cevap verdi Miran. "Olur o zaman" Aradan yarım saat kadar geçen bir sürenin sonunda kapı çalındı. "Gel" İçeriye Elif girdiğinde odada Miran ve Kayra'yı görmeyi beklemediği belliydi. "Gel Elif merak etme onlarla bu konu hakkında konuştum biliyorlar sadece sen kaldın bilmeyen." "Dinliyorum" Elif'e olayları en başından anlattım, hepsini sabırla dinledi. En sonunda onunla Kayra ile sahte sevgili olmasını fakat istemiyorsa da sorun olmayacağını söyledim. Başta tereddüt etse de sonra tamam dedi. Hatta bu sevgili olayını duyurmak için magazini değil de, onların hafta sonu yapılacak olan lansman'ına gelmemizi söyledi. Orda amcamların ve Miran'ın babasının olacağını bilsem de gitmek zorundaydık. Mecbur kabul ettik. Lansmana daha bir gün vardı ve Miran başkası ile gidiyordu, bu başkası da Kayra ve benim hisselerimi alarak şirkete ortak olan kadındı. Kim olduğunu henüz bilmiyordum. Miran'a da soramamıştım. Elif gittikten sonra bizde dağılmıştık eve gelip güzel bir uyku için hazırlanıp yatağıma girdim. ------------------------------------ "Kalksana kızım ya, geç kalacağız" Diyen bir Kayra ile gözlerimi açtım. Uykusuzluktan gözlerimin içleri acıyordu. "Saat kaç ki? " Diye sordum, telefonu ararken, nihayet bulduğumda ekranı açıp saate baktım. "Salak mısın Kayra sen, daha saat sabahın 09:00'u.çık git odamdan ya , kaç gece sabahladım ben haberin var mı?. " "Hayır olmaz Lidya kalk, çok heyecanlıyım ben."
"Banane ya bırak beni, uyuyacağım ben lansman da yaşlı nineler gibi uyuya kalmak istemiyorum."
"Ya Lütfen kalk takım almaya gidelim bana hadi."
"Of Kayra of" Deyip yataktan kalktım. Tarlası yanmış çifçiler gibi yatakta bir süre oturup kalktım. Günlük rutinimi halledip aşağı indim. "Hele şükür be, nerde kaldın?." "Sus Allah aşkına ya, beynim allak bullak zaten.Hadi gidelim sana kıyafet alalım da erken gelirsek biraz daha uyurum. "Tamam hadi gidelim." Arabaya doğru giderken nasıl bir model istediğini analtıyordu. -------------------- "Kayra allah için yeter artık, bak saat geliyor hadi alalım bir tane , daha bende hazırlanıcam." "Of tamam alalım o zaman bunu da eve geçelim cidden saat gelmiş." Kayra'nın takımını aldıktan sonra eve geri geldik. Lansman saatine son bir saat vardı. Dolabımı açıp elbise aramaya başladım. Siyah, kısa, göğüs dekolteli bir elbise giydim. Yüzüme köyü tonlarda bir makyaj yapıp, kapalı kırmızı rujumu sürdüm. Ayağıma ise siyah tek bant topuklu ayakkabı giydim. Saçlarımada fön çekip bıraktım. Saate baktığımda son yirmi dakika kaldığını gördüm. Hızla aşağı indiğimde Kayra'yı göremedim. Tam seslenecekken merdivenlerden indiğini görmem ile sustum. Beni görünce konuşmaya başladı. "Hazır mısın? Hadi gidelim geç kalıyoruz." "Tamam." Arabaya binip lansman yerine gitmeden önce Elif'i aldık. Mekana gelince önde Elif ve Kayra kol kola giderken arkada ben tek başıma onların peşinden ilerliyordum. Kapıda bekleyen magazincileri görünce yüzümde hafif bir tebessüm belirdi. Ordan geçerken Kayra'ları soru yağmuruna tuttular fakat Elif daha sonra diyerek kendilerini içeriye soktu. Bu sefer bana dönen magazinciler sorularını ard arda sıraladı. -Amcanız ile yolları ayırdığınız doğru mu Lidya hanım? -Kayra bey ile beraber yeni bir şirket kurduğunuz haberleri yayıldı bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? -Miran bey diğer davete sizinle birlikte gelmişti, bu sefer sizinle değil de yeni ortakları Banu hanım ile gelmesini nasıl karşılıyorsunuz? -Miran bey ile birlikteliğiniz ortaklık bitince bitti mi? "Birlikte olduğunuz biri var mı?" "Öncelikle amcam ile yollarımızı ayrıdığımız doğru bir bilgi, Kayra ve ben artık kendi ayaklarımızın üstünde durmayı daha doğru bulduk ve kendimize yeni bir şirket kurduk." "Miran bey ile geçen davete beraber geldik evet ama aramızda birşey yok arkadaşız sadece, Banu hanım ile gelmesi de beni ilgilendirmez" "Hayır şuan hayatımda biri yok kariyer odaklıyım. Şimdi izninizle içeriye geçmem gerekiyor kolay gelsin." İçeriye doğru yürürken oldukça şaşkındım Banu'nun mimarlıkla fln işi olmazdı o ne alakaydı derken aklıma Miran'a olan ilgisi geldi. Tabi ya başka neden olacaktı. İçeriye girince Kayra ve Elif'in Miran'ların masasında oturduğunu gördüm. Farklı bir masaya yönelmişken Kayra beni fark etti içimden ona saydırırken eliyle buraya gel işareti yaptı. Ayaklarım istemsizce oraya yöneldi onun da bakışları bana dönünde önce beni süzdü gözleri en son gözlerine denk gelince ben bu olayı daha fazla uzatmadan göz temasını kesip Kayra'nın yanına onun ise tam karşısına oturmuş oldum. "Hoşgeldin" Dedi tekrar bana bakarak. "Hoşbuldum" Diyerek kısa kestim. "Neye sinirlendin sen? Magazinciler canını sıkacak bişey mi dedi? " Diye kulağıma fısıldamaya çalışan Kayra'ya döndüm masadakiler zaten duymuştu gizlenicek bişey yoktu. "Hayır gerginim sadece" "Gerilmenin sebebi ben olabilir miyim? " Diye bana soru soran Banu'ya döndüm. "Neden öyle olsun?" "Bilmem belkide sinirini bozan bendirimdir. Dedi sinir bozucu bi konuşmayla. Bende alaylı bi şekilde ona doğru eğilip konuşmaya başladım. "Ah canım sen kendini o kadar değerli mi sanıyorsun, gerçekten yazık, sen benim sinirimi bozamayacak kadar basit insanlardan birisin sadece" Arkadan Elif'in "Bu iyiydi" Diyen fısıldamasını Duysamda bozmadan önüme döndüm, fakat birilerini öyle bi kudurtmuşum ki demekki bana laf söylemeden duramadı. "Senin benimle alıp veremediğin ne Lidya, yıllardır arkadaşız seninle şimdi bu tavır niye?" "Banu beni param bitince bırakan sensin, şimdi seninle normal bir şekilde konuşmamı bekleyemezsin." "Ben seni bırakmadım,bende zor bi dönem geçiriyorum" "Zor dönemin ben şirketi kurunca geçti galiba, çünkü şirketin ismini duyurduktan sonra aramaya başladın." "Ben sade-" Onun devam etmesine izin vermeden nefretle ben konuştum. "Sen sadece Miran'a yaklaşmak için beni kullanan, parayı hayatının merkezine koymuş bir sürtüksün Banu." "Lidya! " Diyerek beni uyaran Kayra'yı umursamadım. "Ne Lidya Kayra yalan mı? Ben onun zor zamanında yanında oldum, annesi vefat etti yanında ben oldum, babası kumar oynarken bütün malını kaybetti parası yok demedim yanında ben oldum, elimden geldiğince destek çıktım. Ama o ne yaptı? İlk pürüzde beni sattı ister buna bir adam için de ister para için, bu beni sattığı gerçeğini değiştirmiyor değiştiremez." "Yapmasaydın Lidya ben mi dedim sana yap diye? Yapmasaydın bu kadar saf olmasaydın. Annen baban bile seni terk etmiş, bırakmış gitmiş. Kendi ailesinin bile önemsemediği bir insanı ben neden önemsiyeyim." Diyen Banu'ya ağzım açık baktım. "İşte sen busun Banu,insanları zaaflarından vuran iki yüzlü birinden başka birşey değilsin." Diyerek çantamı masadan alıp hızla oradan ayrıldım. Peşimden gelen Elif yüzünden durup onu bekledim. "Lidya dur nereye? " "Bilmiyorum Elif ama bırakın da biraz yanlız kalayım lütfen" "Tamam o zaman sana terasın anahtarını vereyim oraya çık olur mu? Merak ederim." "Tamam, teşekkür ederim" Diyerek Elif'e tebessüm edip terasa çıktım. Terasın korkuluklarına kadar gittim orada öyle dururken telefonum titredi, normalde bakmazdım ama içimden bir ses bakmamı söylüyordu. İçimdeki sesi dinleyip telefonumu çıkardım. Banu ve Miran'ın biz gelmeden önce çekilmiş bir röportajıydı. Açıp dinlemeye başladım. -Banu hanım Miran bey ile birlikte olduğunuz söylentileri doğru mu? Banu yanındaki Miran'a bakıp cevap verdi. "Evet doğru, fakat daha çok yeni." -bu birliktelik şirket ortağı olduğunuz için mi oldu yoksa gerçekten aşık olduğunuz için mi? "Tabikide gerçekten aşık olduğumuz için, kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz değil mi. " Diyerek gülerek cevap verdi Banu. -peki Lidya hanımın amcası ile olan ortaklığınız çok ani gelişti buna nasıl karar verdiniz? "aslında benim aklımda yoktu, Murat amca çok ısrar edince kıramadım." -güzel bir ilişkiniz var galiba kendisiyle? Yine tebessüm ederek cevap verdi Banu. "Evet biz gerçek bir baba kız gibiyiz, asla bir anlaşmazlık gibi durumlar söz konusu değil." Kamera Miran'a çevrildiğinde onun da gülerek Banu'ya baktığınu gördüm. İçimde istemsiz bir ağlama isteği oluştuğunda gözümden bir damla yaş aktı. -Miran bey geçen günlerde Lidya hanım ile davette görüntülendiniz şuan ise Banu hanım ile birliktesiniz bu aranızda anlaşmazlıklara yol açmadı mı? "Hayır Lidya hanım ile sadece arkadaşız, biliyorsunuz önceden bir ortaklık durumumuz olduğu için kendisiyle birlikte davete geldik fakat Bir birlikteliğimiz olmadı şuanda da olamaz" Deyip tebessüm ederek Banu'ya döndü. -sizi gerçekten mutlu görüyoruz, umarım ilişkiniz mutlu bir şekilde ilerler bu haftanın favori çiftleri arasında olduğunuzu söyleyebiliriz, çokta yakışıyorsunuz. "Teşekkür ederiz" Diyen Banu'dan sonra kameralar kapanıyor. O an beynimde Banu'nun söyledikleri dönmeye başladı. **Yapmasaydın Lidya ben mi dedim sana yap diye? Yapmasaydın bu kadar saf olmasaydın. Annen baban bile seni terk etmiş, bırakmış gitmiş. Kendi ailesinin bile önemsemediği bir insanı ben neden önemsiyeyim **
Haklıydı.
Kendi ailesinin bile bırakıp gittiği birini neden önemsesinler.
Gözlerim elimde sıkı sıkıya tuttuğum telefonun ekranına kaydı. Banu ve Miran. Gerçekten Birlikteydiler. Telefonu bir hışımla havaya kaldırıp terastan aşağıya doğru fırlattım. Yere oturup hıçkıra hıçkıra ağladım. Bir süre sonra artık ağlamam durmuştu ama kalbim yanıyordu. Daha fazla orda duramadım. Ayağa kalkıp aşağı indim önce lavaboda elimi yüzümü yıkadım sonra arkama bile bakmadan dışarı çıkıyordum ki kapıda Elif ile çarpıştım. "Nereye? " "Kafamı dağıtmam lazım Elif, burda kalamam anla beni." Elif sanki bişeyleri anlamış gibi kafa salladı ama sonra ekledi. "Telefonunu açık tut ama tamam mı?" "Artık bir telefonum yok."diye cevap verdim ona. " Nerde? ne yaptın? Kafamla dışarıda yerde olan parçalanmış telefonu gösterdim. "Orada" "Off ne yaptın canım sen? Nasıl ulaşıcaz sana?" "Ben size ulaşırım, görüşürüz." Diyerek dışarı çıktım. Arabaya binip nereye gittiğimi bilmeden gaza bastım. -------------------------- KAYRA'DAN Lidya masadan kalktığında peşinden bende gidecektim ama ben kalkmadan Elif kalktı. Aradan fazla bi süre geçmeden Elif tek geldiğinde ona soran gözlerle baktım. "Lidya nerede?" Diye sordum. Miran'da dikkatle bizi dinliyordu. "Kafa dinlemek istedi, terasın anahtarını verdim, terasta şuan." Miran ayaklanırken Elif niyetini anlamış olacak ki onu durdurdu. "Miran gitme, bırak biraz yanlız kalsın. Onu şuan kimse anlayamaz çünkü hepimizin ailesi var, kendiyle baş başa kalsın." Bende onu onaylayınca Miran yerine oturdu tekrar. Banu farklı bir masaya geçmişti. Miran'ı da götürmek istese de o gitmemişti. Aradan 40 dakikaya yakın bir zaman geçmesine rağmen Lidya gelmemişti. Dışarda bir sorun çıktığı için Elif ona bakmaya gitmişti. Biz Miran ile masada boş boş otururken içeriye telaşlı bir Elif girdi. Nerdeyse koşa koşa yanımıza geldiğinde ona endişeyle sordum. "Elif ne oldu? Ne bu hal?" "Kayra Lidya" Deyip sustuğunda derin bir nefes aldı o sırada Miran da Lidya'nın adı geçince dikkatini bize vermişti. "Ne olmuş Lidya'ya? "Diyerek o sorduğunda Elif cevap verdi. "Lidya ile karşılaştım içeri gelirken, hali hiç iyi değildi Kayra. Gözleri,dudakları ağlamaktan feci şekilde şişmişti, nefes alamıyor gibiydi." Daha fazlasını dilemeden elime telefonu aldım. "Atama boşuna" Diyen Elif ile durdum. "O niye? " "Telefonunu terastan aşağıya atmış paramparça olmuş." Miran ile koşarak dışarı çıktığımızda gerçekten de yerde paramparça bir şekide duran telefonu gördüm. Kapanmıştı. Elime alıp açma kısmına uzunca bastırdım. Açıldığında ekran kaymasına rağmen belli olan Banu ve Miran'ın reportaj videosu karşıma çıktı. Yüksek sesle siktir diyerek bağırdıktan sonra telefonu tekrar yere çarpıp arabaya gitmeye başladım. Peşimden gelen Miran'ın ve Elif'in de hiç konuşmaması da ayrıca sinirimi bozuyordu.
Arabayı park ettiğim yere gittiğimizde orda olmadığını görünce ciddi manada sıçtığımızı anladım. "Allah kahretsin ya ,Allah kahretsin ne bok yiyeceğiz şimdi, Miran sende bişey söyle amına koyayım." "Benim yüzümden gitti o video ona" "Nasıl lan" Diyerek bağırdığımda açıklamaya başladı. "Banu telefonumu istemişti birini arayacağım diye, numarayı gizleyip özelden ona atmış." "Of abi of çıldıracağım" Diyerek Elif'e döndüm. "Elif nefes alırken çok mu zorlanıyordu, eli kalbine gidiyor muydu?" "Biz konuşurken bir iki kez gitti ama bunun konuyla ne ilgisi var?" "Lidya kronik astım hastası, ve senin bu anlattıkların onun astım krizi geçirdiğini işaret ediyor."diyerek konuyu özetledim. "İlaçları yanında değil mi? "Diye soran Miran'a döndüm, ve cebimdeki astım ilacını çıkardım. "O ilaç taşımaz, onun ilaçlarını ben taşırım hep .zaten onun yanında çok fazla ayrılmama sebebim de bu." O an ilk defa Miran'ın gözlerinde kaybetme korkusunu gördüm. "Benim arabaya koşun, gidebileceği bütün yerleri sırala Kayra, en iyi sen tanırsın onu." --------------------------- Yaklaşıp 1 buçuk saattir arıyorduk, gidebileceği bütün yerlere bakmıştık ama yoktu. "Acaba ofise mi gitsek? Belki ordadır yada oraya gelir." Titreyen sesime engel olamadan cevap verdim. "Gelmez,biliyorum ben onu,çok ağır geldi ona herşey. Sindiremez kabullenemez, kabullenene kadar da gelmez." "Kardeşim ümidini kesme bulucaz"diyen mirana döndüm. "Miran ya gelmezse? Sahip çıkamadım. ben ona ailen ben olurum demiştim. En az ailesi kadar yaraladım onu, onların hayatından çıktığı gibi benim de hayatımdan çıkarsa ne yaparım ben?" Miran bir şey demeden Elif girdi araya. "Saçmalama Kayra, ofise gidip bekleyelim ben size ulaşırım dedi, o seni bırakmaz." "Tamam" Deyip sustum. Ofise geldiğimizde onun odasında oturup beklemeye başladık. Onlara gitmelerini söyledim fakat gitmemişlerdi. Elif bir süre sonra uyuyakaldığında benim de gözlerim kapanıyordu. Miran'a baktığımda içtiğini gördüm ama onun da sızması yakındı. Gözlerimi daha fazla açık tutamadım ve kendimi karanlığa bıraktım. ------------------------ LİDYA'DAN. Arabada giderken krizinin tutacağını anlamam fazla sürmedi. Arabanın içine göz attığımda ilacımı bulamadım. Kayra'da olmalıydı. Kendimi bir hastanenin acil servisinde bulduğumda gerekli ilacımı verdiler. Ordan ayrıldıktan sonra kendimi bir tepede buldum. Orda saatlerimi geçirdim bazen ağladım, bazen sadece baktım ama bazı şeyleri kabullendikten sonra arabaya binip ofise gittim. Kendi odamın ışığının açık olduğunu görünce sessizce oraya ilerledim kapıyı açtığımda koltukların birinde Elif'in diğerinde Kayra'nın ve benim koltuğumda uyuya kalan Miran'ı görmem ile tekrar gözlerim doldu. Diğer odaya gidip 3 tane battaniye alıp geldim. Önce Elif'in, sonra Miran'ın, en son Kayra'nın üstünü örttüğümde Kayra'nın yanından ayrılmadan elimi yüzüne götürdüğümde yanağındaki ıslaklığı fark ettim, istemsizce benimde gözümden yaş aktığında daha fazla orda durmadan koridordaki açık mutfağa gittim. Kendime kahve alıp koltuğa oturdum. Boş boş ileriye bakarken arkamdan bir tıkırtı geldi, oraya döndüğümde gözlerini ovuşturarak mutfağa gelen Elif'i gördüm. Oda beni görmüş olacak ki elleri gözlerinde durdu. Koşarak bana doğru gelip bana sarıldı. "İyisin,burdasın, geldin" Dedi gözleri dolu dolu. "Geldim, burdayım" Dedim bende aynı şekilde ona sarılırken. O yanımdan kalkıp "Ben uyandırayım onları" Diyince onu durdurdum. "Bırak uyusunlar" "Lidya ikisi de deliye döndü, kaç saat seni aradık haberin varmı bişey oldu sandık."dedi tekrar yanıma otururken. "Biliyorum ama yapmam gerekiyordu, kabullenmem gerekiyordu." "Neyi Lidya?" "Banu'nun söylediklerini" "Hangisini Miran ile olan ilişkilerini mi? Ailen hakkında söylediklerini mi? Amcanla olan ilişkisini mi? Yoksa Sana yaptığı kahpeliği mi?" "Miran ile olan hariç hepsini" Dedim gözlerine bakmadan. "Neden o hariç peki? " "Çünkü onunla ilgili kabulleneceğim birşey yok, kendi hayatı Banu'yu sevip sevmemesi ona bağlı onun kararı,onun mutlu olmasını isterim." "Gerçekten ne kendinin ne onun farkında değilsin demi? Yoksa beni mi yiyorsun? " "Farkında olunacak bişey yok, Banu haklı, kendi öz ailesinin bile kabullenip önemsemediği birini kim neden kabullenip önemsesin değil mi? " "Küçükken seni bırakmaları senin suçun değil, onların karsktersizliği" "O zaman neden şuan acısını ben çekiyorum? kendi öz babamın şuanki kardeşime Dünya'nın en iyi babası olup beni kendi nüfusuna bile almamasını ben hak edecek ne yaptım o küçücük yaşımda. Babalar kızlarının kahramanı olmak istermiş hep, benim babam benim kahramanım değil de düşmanım olmayı tercih etti. Anneler çocuklarına kıyamaz derler. Beni yengemin kollarına sanki bir eşyaymışım gibi bırakıp giderken nasıl kıydı bana? Elif hiç birşey söylemeden bana sarıldığında onun omzunda ağlamaya başladım. Tabi bizi izleyen Miran'dan ikimiz de habersizdik... --------------------------- Selamm nasılsınız umarım iyisinizdir -bölüm nasıldı? Kayram üzümlü kekim... Diğer bölümlerde görüşmek üzere sağlıcakla kalın :) 🤍
|
0% |