Yeni Üyelik
2.
Bölüm

BÖLÜM 2

@yagmur_g.01

Sabah erkenden kalktım. Hızlıca elimi yüzümü yıkadım. Ağlamaktan elim yüzüm şişmişti. Yüzümün şişliğini kapatmak adına yüzüme fondoten , rimel ve eyeliner sürdüm. Çok hafif allık ve fazla kırmızı olmayan rujumu sürdüm. Saçımı dalgalı olması için havluya sardım. Aşağı inip kendime tost hazırladım. Bir bardak nescafemi de içip geri odama çıktım. Saçlarımı çözdüm. Üstüme bej rengi bir pantolon üstüne ise yeşil saten bir gömlek giydim. Çantamı da aldıktan sonra çıktım. Kapıda Salih ağabey karşıladı.

Arabaya oturduğumda sürmeye başladı.

" Alev hanım babanız öğlen sizi işten almamı istedi" bakışlarım ona çevrildi.

" Pardonda sebep?" Allah kahretsin bu gece isteme vardı.

" Babanız akşam için hazırlık yapacağınızı söyledi. Bu yüzden öğlen sizi işten almamı söyledi" ardından birşey demedim. Salih ağabey beni şirkete bıraktığında hızlıca içeri girdim. Adımlarım Suat beyin odasına yöneldi. Kapıyı çaldım.

" Gir" sesi duyduğumda içeri girdim.

" Günaydın Suat bey. Nasılsınız?" Diyerek söze girdim.

" Günaydın Alev hanım. Buyrun dinliyorum"

Bakışlarımj ona çevirdiğimde söze girdim.

" Suat bey ben evleniyorum. Bugün istemem var. O yüzden işten erken çıkabilir miyim diyecektim" sorgulayan gözlerle baktı bana.

" Saat kaçta çıkacaksın?"

" Öğlen molasında çıkacağım eğer izniniz olursa." Anlayışla karşıladı.

" Peki Alev hanım. Bu arada verdiğim dosyaları bitirmişsin eline sağlık. İki gün sonra bir toplantı var seninde katılmanı istiyorum." Dedi.

" Anlaşıldı efendim. İzninizle " deyip çıktım odadan. Kendi odama geldipimde Yakup bey in kalan dosyalarınıda bitirip götürdüm. Bugün yorucu geçmemişti. Çıkmama yarım saatten az kalmıştı. Bu sürede şirkete gelen e-mail leri cevapladım. Bir e- mail ile şaşkınlıkla bakakaldım hızlıca bunu Suat beye attım. Bir şirket yaptığımız projeleri beğenmiş ve ortak olmak istemişti. Telefonum çaldığında bakışlarım telefona deydi. Bir tane numara arıyordu. Açtım.

" Alo." Ses yoktu.

" Alo kimsiniz" yine ses yoktu. Bende dayanamayıp kapattım. Çıkma saatim geldiği için çıktım ofisten. Salih ağabey aşağıdaydı. kapıyı açıp oturmamı bekledi. Bem oturduktan sonra o da şoför koltuğuna geçip arabayı sürmeye başladı. Camdan sadece dışarıyı izliyordum. Yolumuz eve değilde avm tarafına yönelince şaşırdım.

" Ağabey alıncaklar mı var?" Sorgulayan sesimle sordum.

" Bu gece istemeniz oldupu için babanız çok dikkatli bir şekilde giyinmenizi ve bu geceye özenmenizi istedi" derin bir nefes verdim. Hayır zorla evlendiremesi yetmiyomuş gibi birde zorla alışveriş yaptırıyordu. Avmye geldiğimizde ilk olarak lüks bir mağazaya girdim. Çok güzel bir elbise aldım. Elbise derin göğüs dekolteli , ip askılı, sırtı açık ve dizin biraz üstünde yırtmacı olan uzun lacivert bir elbiseydi. Ardından Salih ağabey zorla kuaföre götürecekti ama zor tuttum. Eve geldiğimde annem ve firdevs abla mutfakta uğraşıyorlardı.

" Ben geldim" diyerek geldiğimi belirttim. Annem kocaman gülümsemesini koyarak hamurlu elleriyle sarıldı.

" Ben odama gidiyorum. Demet gelecek" dedim. Demet beni bu günde yanlız bırakmamak için işinden izin alıp gelecekti. Mutfakta bir kaç birşeyler yerken kapı çaldı. Kapıyı açtığımda Demet'i gördüm.

" Güzelim hoşgeldin" sıkıca sarıldık sanki yıllardır görüşmemiş gibi. Demet'ide mutfağa sokup zorla birşeyler tıkmıştım ağzına. Saate baktığımda saat altı buçuktu. Annem hazırlanmamı söyledi. Ne kadar istemesemde zorla gittim odama. İlk olarak aldığım elbiseyi giydim. Demet arkadaki ipleri bağladı. Hemen ardından saçlarıma kalın maşa yaptık. Demet hiç birşeye dokunmama izin vermedi ve makyajımıda yaptı. İşi bittiğinde geri çekilip bana baktı. Kocaman gülümseyip beni döndürdü.

" Muhteşemsin fıstığım. Ben söyleyeyim Pusat sana bakmazsa gel tükür yüzüme" güldü.

" O istediği kadar baksın ben bakmak istemiyorum." Somurtuyordum.

" Sende bakarsın. Ayrıca gülsene ne bu surat. Şimdi sen otur ben hazırlanayım" hızlıca çantasından siyah straplez ve dizlerinin üstünde olan elbisesini giydi. Saçlarını salıp kendisine hafif makyaj yaptı. İkimizde hazır olduğumuzda kapı çaldı.

" Geldiler çabuk inelim. Gülümsemeye çalış Alev lütfen" deyip sarıldı. Benden fazla heyecanlıydı. Şaka gibi gidiyordum. Kendi kuyumu kendim kazıyordum resmen. Aşağı indiğimde annem kapıyı açmıştı bile. Hızlıca yanına gittim.

" Hoşgeldiniz" zorla gülümseyerek karşıladım. Hafif siyah dalgalı saçlı. Kahverengi gözlü kaslı ve bir doksan boyunda biri girdi içeri. Üzerinde siyah takımlar vardı. Tam vir mafyaydı. Başta şaşırdım. Çünkü üstüme dev geliyor sandım. Elinde bir buket gül vardı. "Kızım alsana elindekileri" dedi annem dişlerinin arasından. Göz devirip gülleri aldım ve teşekkür ettim. Hemen arkasından annesi ve babası geldi. Babasının saçları beyazlamıştı ama öyle beyazlamak değil. Zengin beyazı. Anlarsınız ya. Annesinin ise saçları omuzlarındaydı ve kahverengiydi sanırım boyamıştı. Somurtarak çiçekleri ve çikolatayı mutfağa bıraktım. Demet yanımda durmadan gülmem için işaret yapıyordu. İçeri geçtiğimde annemler babamlar muhabbet ediyordu. Gözlerimi Pusat' a doğru kaydırdığımda onun zaten bana baktığını fark etmiştim. Hızlıca gözlerimi kaçırdım.

"Kızım kahveleri yapar mısın?" Annem de gayet memnun gibiydi. Somurtarak ayağı kalktım. Demet'te arkamdan geldi. Beraber kahveleri yapmaya başladık.

" Kızım azıcık Güler misin? Yeminle benim içim bayıldı."

" Demet sus kızım ya. Valla ben evleniyom diye herkes mutlu" dediğimde kahveyi fincanlara dökmeye başlamıştım. Uzun bir süre sessiz kaldık. Tam götürecek durdurdu beni.

" Tuz atmadın" dedi

" Ne tuzu boşver " yine durdurdu.

" Olmaz öyle şey " deyip bir kaşık tuz attı.

Sabır dercesine yürüdüm. Kahveleri dağıttım. Pusat bir yudum içmesiyle kahveyi püskürtmesi bir oldu.

" Zehir mi attın sen bunun içine ya " söylendi bir yandanda püskürttüpü kahveyi üstünden temizlemeye çalışıyordu.

" Beğenmiyorsan içme " dedim büyük bir imayla.

" Kızım sabrımı sınama zatem herşey zorla oluyor" dişlerinin arasından söylemişti bunu.

" Valla bende meraklı değilim sana ama malum pirensip gereği" arkama yaslandığımda babam boğazını temizledi. Bende başka birşey demedim.

" Gelelim konumuza. Allahın emri peygamberin kavliyle kızınız Alev'i oğlumux Pusat'a istiyoruz." Hala hazır değildim evlenmeye.

" Verdim gitti" sen beni çoktan çıkarmışsın hayatından baba. Şimdi gitsem ne olacak. Düşüncelerimden annem sıyırdı .

" Öpsene kızım ellerimizi " teker teker öptüm ellerini. Ardından Payidar bey yani Pusat'ın babası cebinden yüzük çıkarıp taktı ikimizede. Demet makası verdiğinde kurdeleyi kesmişti. biraz daha pturduklarında annem ve Firdevs ablanın yaptıkları ikramlıkları dağıtmıştım. Pusat ve ailesi gitmişti. Onlar giderken Demet'te gitmişti. Firdevs abla erken gitmişti eve. Annemle beraber mutfağı topladık. Hala somurtuyordum. Yarın ise düğün olacaktı.

" Kızım gülsene biraz. Bak ne güzel evleniyorsun seninde bir yuvan olacak." Bakışlarımı anneme deyirdim. Elimde süngeri lavabonun içine fırlattım.

" Bilmem farkındamısın ama biz sizin zorunuzla evleniyoruz. Bu kadar mutlu olcağını bilseydim önceden terk edersim bu evi" sesim yükselmişti. Benim gitmeme bu kadar mı mutlu oluyorlardı.

" Gitmeni istemiyorum tabikide ama..." Sözünü yarıda kestim.

" Ama ne anne. Bal gibide gitmemi istiyorsunuz apaçık belli ben ne yaptım size. İkinizede çok kırgınım." Ellerimi yıkayıp odama çıktım. Kapıyı sertçe kapatıp yatağa oturdum. Elimdeki yüzükle oynayıp bir yandanda ağlıyordum.

" Ben ne yaptım size. Beni sattınız. Herkesten nefret ediyorum" yüzüğü parmağımdan çıkarıp yatağın üstüne attım. Yatağın başlığına yaslanıp dizlerimi kendime doğru çektim. Ağlamaya devam ettim. Yarın ise düğün vardı. Hala daha inanamıyordum. O sırada kapı çaldı. Bakışlarımı kapıya çevirdiğimde gelen kişinin beni satan babam olduğunu gördüm.

" Yine hayatımımı karartmaya geldin" yavaşça yaklaştı yanıma.

" Yarın şirkete gitmeyeceksin. Düğünün olduğu için izin aldım şirketinden" deyip çıktı odamdan. Sinirden dolaba yumruk attım. Yatağa cenin pozisyonunda yatıp ağlamaya devam ettim.

 

Ağlarken uyumuştum. Sabah annemin seslenmesiyle uyandım. Düğün günüydü. Allah kahretsin keşke bugün gelmeseydi. Yataktan kalktım. Üstüme beyaz bir gömlek altıma siyah bir pantolon giydim. Saçımı yukarıdan dağınık bir topuz yaptım. Aşağıya indiğimde annemle babam iştahla kahvaltı yapıyordu resmen. Masaya oturdum sadece bir dilim ekmek yedim. O da zorla. Kahvaltı bittikten sonra annem itekleyerek arabays bindirdi. Gelinlik alacaktık. Mağazaya geldiğimizde bir sürü elbise denettirdi annem. Hayır sanki kendisi evleniyor. En sonda bir tane de karar kıldık kabarık derin göğüs dekolteli ve simli yarı straples bir gelinlik. Gelinliği aldıktan sonra ayakkabı aldık. Oradan da kuaföre geçtik. Saçlarımı dalgalı yaptırdım. Arkadan bir kaç tutamı sabitleyip bir kaç tane taş taktılar. Duvağıda saçıma sabitledikten sonra makyajımı yaptılar. Ne diyim muhteşem olmuştum resmen. Kuaförden çıktıktan sonra çekime gitmiştik. Hiç mutlu değildim. Ama mutlu gözükmek zorundaydım. Çekim yerine vardığımızda Pusat oradaydı. Dalgalı saçlarını kestirmiş üzerinde beyaz bir gömlek ve siyah pantolon ve ceket vardı. Sakallarınıda kestirmiş gibi duruyordu. Çekiciydi. Ama bu ondan hoşlandığım anlamına gelmiyordu. Onun anne ve babasıda yanındaydı. Annem babam ve ben yanlarına doğru ilerledik. Annem arkdan elbisenin eteklerini tutarak yardım ediyordu. Yanlarına gitmeden önce yüzüğü parmağıma takmıştım. Annemler arkada bizi izliyordu. Biraz sonra Demet'te gelmişti.

" Gelin hanım elinizi damat beyin omzuna koyun ve gülümseyin çekiyorum" zorla gülümseyerek dediğini yaptım.

" Şimdi damat bey sizde gelin hanımı anlından öpün" gözlerim fal taşı gibi açıldı.

" Başka poz verelim ben beğenmedim bu pozu" dedi. Derin bir nefes verdim acilen bitmeliydi bu eziyet.

" Tamam o zmn gelin hanıma arkadan sarılın ve birbirinize bakın "

" Hacı dayı sen başka bişry bilmiyomusun ne bu pozlar " sinirle yükseldi Pusat.

" Pusat denileni yap" babası sinirlenmişti.

Malesef ikimizde denilen herşeyi yapmak zorunda kalmıştık. Çekim bittiğinde annemler kendi arabalarıyla Meral hanımlar kendi arabalarıyla gitmişti. Ben ise Pusat'ın arabasıyla gitmek zorunda kalmıştım.

Pusat'ın adamı kapıyı açtı. Pusat ön tarafa ben ve Demet arkaya oturduk.

" Şimdi nereye ağabey" diye sordu adam.

" Gönül isterdi eve gitmek ama maalesef düğün salonuna gidiyoruz Tamer"

" Tamamdır ağabey" Tamer denilen adam arabayı salona doğru sürdü.

" Yenge arkadaşın mı?" Gözlerim aynadaki gözlerle kesişti.

" Yenge mi?" Pusat yandan bana bakıyordu.

" Evet arkadaşıyım. Ben Demet tanıştığıma memnun oldum." Tüm neşesiyle ortamdaki gerginliği yok etmeye çalışıyordu Demet.

" Bende Tamer. Bende memnun oldum" dedi Tamer. Pusat artık nasıl bir bakış attıysa yol boyunca hiç konuşmadı Tamer. Biraz sonra düğün salonuna gelmiştik. Pusat adamlarıyla Damat odasına gitti. Bende Demet ile gelin odasına gittim.

Odaya girince kendimi koltuğa attım. Ağlıyordum. Demet yanıma yaklaşıp oturdu.

" Alev ağlama ama artık. Makyajın akacak" ellerimş tuttu.

" Bilmiyorum istemediğim şeyi zorla yapıyorum. "

" Farkındayım güzelim ama yapacak birşey yok belki anlaşırsınız anlaşamazsanız boşanırsınız" kafamı iki yana salladım.

" Boşanmayız. Çünkü boşanırsak anlaşmada bozulur" dedim. O sırada kapı tıklatıldı içeri Tamer geldi.

" Yenge Pusat ağabey sizi bekliyor." Dedi.

" Tamam geliyoruz." Demet benden önce atıldı. Tamer odadan çıkmıştı.

" Artık ağlama zorda olsa gülmeye çalış lütfen. Hem çok güzelsin. Güzelliğini maf etmemek adına gülümsemeye çalış" gözyaşlarımı silip ayağa kalktım.

" Hadi gidelim" zorla güldüm. Gelin odasından çıkıp damat odasına gittik. İçeri girdiğimizde pusat koltukta yayılmış oturuyordu yanında Tamer ve adını bilmediğim iki adam daha vardı. Ben içeri girdikten sonra Demet'te arkamdan geldi.

" Hoşgeldin yenge. Gel otur şöyle" Pusat'ın yanından kalkıp benim oturmamı bekledi.

" Biliyorum zorla ama lütfen mutlu gözükmeye çalışın " dedi Demet.

" Valla şuan mutlu olmak bir yana dursun gülmek bile gelmiyor içimden. İstemdiğim biriyle evlenmek hala herşey şaka gibi" gözlerimi ona diktim.

" Ben sana bayılıyordum zaten. Baba bu adama aşık oldum beni zorla evlendir demiştim bende" alayla söyledim.

" Kızım benim sabrımı sınama bak" sesini yükseltti.

" Ya sen ne sanıyorsun kendini bana sesini yükseltemezsin" bende yükselmiştim.

" Alev çeneni kapat" kolumu sıkıyordu.

" Ağabey tamam. Kendinize gelin Allah Allah" Yağız ayırmıştı birbirimizi.

" Hadi çıkma vakti. " Demet' e çevrildi gözlerimiz. İkimizde ayağa kalktık.

" El ele tutuşun" öküzün trene baktığı gibi baktık Pusat'la birbirimize.

" Ne bakıyorsununuz ya zorla evlendiğinizi kimseye belli etmemeniz lazım hadi" haklıydı. Maalesef el ele tutuştuk. Ardından giriş müziği çaldığında içeri girdik. Etrafta kocaman alkış tufanı koptu. Piste geldiğimizde dans müziği çalmaya başladı bu sefer.

" Bide dans mı edeceğiz" diye söylendi Pusat.

" Bende seninle dans etme meraklısı değilim. " Dansa başlamıştık. Ardından pyun havaları takı derken düğün bitmişti. Artık eve dağılma vaktiydi. Arabaya doğru ilerlediğimde annem seslendi.

" Alev nereye?" Arkamı anneme doğru döndüm.

" Eve." Dedim tekdüze bir sesle.

" Evlendiniz kızım Pusat'ın evinde kalcaksınız artık" bu ise Pusat'ın annesi Meral hanımdı.

" Birde aynı evde mi kalacağız" şaşkındım.

" Bide benim evimde " dedi Pusat'ta

" Çocuklar haydi iyigeceler" babam ilk bana sonra Pusat'a sarıldı. Payidar beyde aynı şekilde. Herkesle vedalaştık. Adımlarım istemeye istemeye Pusat'ın arabasının önünde durdu. Kapıyı açıp ön koltuğa bindim. Pusat ' ta şoför koltuğuna geçti. Elimi anlıma dayayıp camdan dışarıyı izlemeye başladım.

" Dertli gibisin " bakışlarım Pusat'a çevrildi.

" Konuşmak istemiyorum " dedim sadece. O ise bir yola bir bana bakıp duruyordu.

" E ama güzelim evliyiz artık böyle davranmasan mı?" Bu sefer şaşkınlıkla tekrar baktım.

" Güzelim mi? Salonda öyle demiyordun ama." Dedim.

" Hala kabullenmiyorum. Ama sonuçta evliyiz." Derin nefes verip arabanın camını açtım. Bir kaç dakika sonra eve gelmiştik. Arabadan inip evin kapısına doğru gittim. Pusat'ın adamı Göhkan arabayı alıp yanaştırmak için götürdü. Pusat hemen arkamdan gelip kapıyı açtı. İçeri girdiğimde şaşırmıştım. Çok güzel bir evdi.

" Burada tek mi yaşıyorsun?" Bir yandan etrafa bakınıp bir yandan sorguluyordum.

" Sen gelene kadar öyleydi. " Ters bir bakış attım. Kapıdan girince solda mutfak vardı. Kapıdan biraz ilerleyince iki basamak merdiven vardı ve kocaman bir salon vardı. Üst katta vardı ama üst katta neler var bilmiyordum. Pusat ceketini astı ve yukarı doğru çıkmaya başladı.

" Benim odam nerede? Ben nerede yatacağım?" Diye sordum adımlarını durdurdu.

" Beni takip et" dedi sadece. Mecburen arkasından gittim. Merdivenlerden çıkıp biraz ilerleyince solda yatak odası vardı. Oraya girdik.

" Maalesef bir tane yatak odası var. " Dedi.

" Nasıl yani aynı yerde mi yatacağız?" Biraz düşündü.

" Bilmiyorum ona daha sonra karar veririz. " Odada kocaman iki dolap vardı. Kapının yanındaki dolabı gösterdi.

" Eşyaların burada. Bade yani hizmetçi yerleştirdi. Yarın onunla da tanışırsın. Odanın çaprazındaki misafir odası. Onun yanında misafir banyosu var. bu odanın yanında ebevyn banyosu ve onun yanında çalışma odam var. Koridorun sonunda ise spor aletleri var " Üst kattaki odalarda aydınlanmamı da yapmıştı.

" Tamam. Şimdi çıkabilirsin." Sorgulayan gözlerle baktı.

" Sebep?" Halay çekçem ondan çıkarıyorum seni. Salaktı bu adam.

" Neden olabilir sence üstümü değiştireceğim iznin olursa eğer." Anladım der gibi bir işaret yaptı. Kendi dolabına yöneldi bir kaç parça kıyafet alıp çıktı odadan. Yatak odasına bayılmıştım. Siyahın yoğunluklu olduğu bir odaydı. Balkon batı tarafına baktığı için manzara muhteşemdi. İlk önce ayakkabılardan kurtuldum. Ardından arkamdaki düğmeleri açmaya çalıştım fakat olmadı. Kendi kendime söyledim. Maalesef Pusat'tan yardım istemek zorundaydım. Kapıyı açıp seslendim.

" Pusat!" Banyodan çıktı üstünü değiştirmiş bana doğru geliyordu.

" Ne var " kadınlara bari biraz nazik davran ayı.

" Halay çekeceğim gelecek misin? Ne olabilir Allah aşkına elbisemin düğmelerini açamadım yardım eder misin diyecektim" oflayarak geldi. Odaya geçtiğimizde yavaş yavaş düğmeleri açmaya başladı.

" Kocaman kız olmuşsun hala düğmemi açamıyorsun" arkadan onda bakmaya çalıştım.

" Maalesef gömlek olmadığı için." Düğmelerin hepsini açmıştı.

" Tamam çık şimdi" dediğimde çıkmıştı. Elbiseyi üstümden attım. Üstüme şimdilik bir tişört ve şort giydim. Bir tane saç havlusu ve bornozumu aldıktan sonra banyoya girdim. Güzelce bir duş alıp çıktım. Aşağı kata indiğimde Pusat PlayStation oynuyordu. Yanına gidip oturdum. Sadece onu izledim.

" Neye bakıyorsun" gözlerimi devirip arkama yaslandım.

" Sen hep böyle kaba mısın ?" Güldü konsolu önümüzdeki sehpaya bırakıp o da arkasına yaslandı.

" Hayır" ne hayır sadece hayır mı cidden.

" Peki sen hep insanları sorgular mısın" sanane Allah Allah.

" Evet" dedim bende onun aksine.

" Benim çok uykum geldi ben yatmaya gidiyorum" esnemeye başlamıştım. Birde yarın iş vardı yeminle yeter. Vallahi de billahi de tillahide imdat diye bağırıcaktım.

" Nerede yatacaksın" bakışlarımı gözlerine deydirdim.

" Oda da" yorgun çıkıyordu sesim.

" Ben nerede yatacağım peki" kafamın üstünde yat tövbe tövbe.

" Burda " aferin Alev adamın evinde yattığın yetmiyormuş gibi birde odasından da kov. Aferin kızım.

" Öylemi oluyormuş? Neyse bir gün sen birgün ben yatarız o zaman" tamam der gibi başımı salladım. Tam kalkacağım sırada telefonum çaldı. Yine o numara arıyordu.

" Alo?" Yine ses yoktu.

" Lan kimsin arayıp duruyorsun?" Yine ses yoktu bu. Çıldıracaktım.

" Kim o?" Telefondan sonra bakışlarım Pusat'a deydi.

" Bilmiyorum biri arıyor ama asla konuşmuyor. Neyse ben yatıyorum iyigeceler." Deyip ayrıldım yanından. Sabah erken kalkıp işe gidecektim. Odaya çıktığımda saçımı kuruttum. Üstüme siyah ip askılı ve saten bir gecelik altıma ise onun takımı olan şortu giyip yattım. Pusat garip biriydi. Anlaması zor biriydi. Hoşlanılcak bir adamdı ama değildi de. Ona karşı hiç birşey hissetmiyordum. Ne aşk ne sevgi ne de mefret hiç bir duygu yoktu. Hepsi bir günde yok olmuştu.

 

 

Bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum canlarımm keyifli okumalar 💖 🌸

Loading...
0%