Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Bölüm 6

@yagmur_g.01

Günler birbirini kovalayıp giderken sonunda balo günü gelmişti. Hafta sonu olduğu için işe gitmemiştim. Pusat başka işlerinin olduğunu söyleyip çıkmıştı. Balo'ya Demet'te gelecekti. Muhteşem kırmızı bir elbise almıştım. Akşama yakın hazırlanmaya başlamıştım. İlk önce elbiseyi giydim. Ardından saçlarıma hafif bir dalga yaptım. Ben saçımı yaparken Demet'te makyajını yapıyordu. Ardından o saçını yaparken bende muhteşem bir gece makyajı yaptım. Olmazsa olmazım kırmızı rujumuda sürmüştüm. Ardından ikimizde hazırdık. Pusat biraz erken gelmişti aşağıda bekliyordu. Bir iki fıs parfüm sıktım. Parfümü ve rujumu çantama attım. Üstüme birtane ceket atıp aşağı indim. Pusat beni görünce başta şaşırdı. Ardından kendine gelip dudağının bir yanı kıvrıldı. Ayağa kalkıp yanıma geldi.

" Muhteşem olmuşsun güzelim. Yanlız bu kadar güzel olman sinrimi bozuyor." Yüzümü buruşturarak baktım.

" Çok mu biliyorsun sen. Seninde bu kadar yakışıklı olman sinrimi bozuyor." Söylediğim şeyin sonradan farkına vardım. Dudağımı ısırdığımda Pusat sırıtıyordu.

" Nasıl olmam sinrini bozuyor anlamadım." Ukalaca güldü. Koluna hafif bir sille vurdum. Demet'te aşağı indiğinde çıkmaya hazırdık. Tek tesellim Pusat'ın elbisenin arkasını görmemesiydi. Elbise uzun bir elbiseydi. Dizinin bir iki parmak yukarısına kadar yıtmacı vardı. Arkası ise iple bağlıydı fakat belimin bir karış üstüne kadar açıktı. Arablara doğru ilerledik.

" Tamer siz Demet ile arkamızdan gelin." Tamer başıyla onayladı ve Demet ile arabaya doğru ilerledi. Demet sırıtmıştı. Biz Pusat ile arabaya binip yola çıktık. Balo yerine vardığımızda buranın çok kalabalık olduğunu fark ettim. Demet ve Tamer' de yanımıza geldiğinde içeri girdik. . İçerisi sıcak olduğu için ceketimi omuzlarımdan indirip koluma attım. Pusat elini belime attığında gözlerini kocaman açtı . İlk suratıma sonra eline sonra tekrar aynı şaşkınlıkla suratıma baktı.

" Yavrum güzelsin güzel olmasına da başka elbisemi yok gözünü seveyim." Koluna hafifçe bir sille geçirdim.

" Karışma. Demet' te buna benzer giydi." Demet'te şacivert derin göğüs dekolteli onumda sırtı benim ki gibiydi. Başka birşey demeneden bir tane masa bulup oturduk. Bir kaç dakika sonra Alman şirketinden biri çıkıp konuşma yaptı. Bu toplantıya gelenlerden değildi ve Türkçe biliyordu.

" Hepiniz bizi kırmayıp geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Büyük adımlar atıyoruz Türkiye' den bir kaç şirketle anlaştık. Şimdi izniniz olursa anlaştığımız en iyi en güzel şirketinin sahibini taktim etmek istiyorum." Gurbetçiler gibi konuşuyordu adam. Kimi çağırıcağı muammaydı.

" Sayın Pusat Toralı'yı takdim ediyorum." Şaşırmıştım. Toplantı işe yaramıştı. Ortalıkta kocaman alkış tufanı koptu . Pusat önünü ilikleyip kürsiye doğru ilerledi. Boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

" Öncelikle herkese marhaba. Jugend şirketi bizi tercih ettiği için teşekkür ederiz. Beraber çok güzel iş birliği ve tasarımlar yapacağımıza inanıyorum. Tekrardan bizi tercih ettiğiniz için çok teşekkür ederim. İyi eğlenmeler." Yine bi alkış tufanı koptu. Pusat yanıma geldiğinde hayranlıkla baktım ona.

" Başardık Pusat" deyşo koluna sarıldım. Ardından ortamda şarkılar başladı. İçkiler ve yemekler dağıtıldı. Güzelce yiyip içtik. Danslar dahi ettik.

" Alev lavaboya gitsek ya." Bakışlarımı Demet'e çevirdim. Pusat'a nereye gittiğimizi söyleyip kalktım. Demet benden önce girdi lavboya. Bende tam arkasından giderken biri kolumu tuttu.

" Bugünde çok güzelsin güzelim. " Beni zorla bir yere çekiştiriyordu. Bu eski şirketimde çalışan Çağataydı.

" Ne istiyorsun benden bırak beni yoksa çok kötü olur" kolumu çekmeye çalıştıkça o kolumu sıkıyordu.

" Güzelim telefonda o kadar konuştuk. Şimdi neden böyle yapıyorsun. "

" Bırak beni pis sapık" dediğim anda Çağatay yere yığıldı. Bakışlarımı karşıma çevirdiğimdr bu kişinin Demet olduğunu gördüm elinde bir tane vazo vardı ve onunla Çağatay a vurmuştu. Hızlıca ordan uzaklaştık. Masaya oturduğumuzda birşeyden bahsetmedik.

" Herkes bakıp duruyor Alev ve bu benim sinrimi çok bozuyor. Umarım bu gece aksiyonsuz biter." İnşallah öyle olurdu. Çünkü Pusat sinirlenince gözü hiç birşey bilmiyordu. Çağatay uyanmış bizim çaprazınızdaki masaya oturmuştu. Durmadan bana bakıp duruyordu. Pusat bunu fark etmiş olmalı ki yanaşıp şunları söyledi.

" Alev gerçekten beni sinir etmeye çalışıyorsun sanırım. Başka elbisemş yoktu." Yandan yandan ona baktım.

" Sanane Pusat karışmasana." Biraz sarhoş gibiydi.

" Ney banane Alev.sabır yarabbim " deyip kendisine başka bir kadeh doldurdu. Telefonum çaldı. Aynı numaraydı. Telefonu kulağıma koyduğumda Çağatay " telefonu Pusat'a ver " dedi. Bende öyle yaptım. Pusat telefonu alıp kulağına koydu.

" Oğlum seni gebertirim. " Ne dediğini bilmiyordum ama Pusat'ın çenesinin kırılcak kadar kasıldığını görebiliyordum. Bana öldürücü bakışlarını yolladı. Telefonu almak istedim ama izin vermedi. Hızlıca ayağa kalktı.

" Adamsan çık lan karşıma seni geberteceğim." Çağatay'ın masasına baktığımda kimse yoktu. Ne söyleyip Pusat'ı kışkırttıysa bunu başarmıştı. Pusat telefonu masaya fırlattı. Pusat'ı sakinleştirmeye çalıştım fakat beni umursamadı bile. Tamer' de aynı şekilde sakinleştirmeye çalışıyordu ama gözü hiç birşey görmüyordu. Sonrasında nerede olduğunu fark etmiş olacak ki kolumdan tutup salondan çıkardı. Hepimiz dışarı çıktığımızda arabalara ilerledik. Yine aynı şekilde tüm sinirle arabayı kullanıyordu.

" Pusat neler oluyor. " Birşey demedi.

" Sana diyorum " hala daha sinirle araba sürüyordu.

" Pusat cevap vere-" derken sözümğ kesti .

" Alev benimle sakın konuşma. Tekrar seni kırmak istemiyorum. " Anlamamış bir şekilde bakıyordum ona.

" Ben ne yaptım Pusat?" Bakışlarınk bana çevirdi. Gözlerinden alev topu fışkırıyordu.

" Sakın ağzını açma Alev." Birşey demedim. Hiç birşey anlamıyordum. Eve geldiğimizde arabayı yanaştırması için anahtarı Yağız'a verdi . Hızlıca içeri girdi. Arkasından bende yürüdüm.

" Pusat ne yaptım ben sana neden böyle davranıyorsun bi açıklama yapar mısın artık"

" Onu bana sorma sen gayet ne olduğunu biliyorsun Alev" anlamıyordum. Bende sinirleniyordum.

" Ne dedi sana " güldü.

" Alev bi git lütfen ya"

" Sana ne dedi dedim" sesim yüksek çıkmıştı.

" Senin çocuğun varmış Alev. Onu seviyormuşsun. İkimizi bir mi yürütüyorsun Alev." Şaşkınlıkla baktım.

" Senin ne dediğini kulağın duyuyor mu?"

" Gayet te iyi duyuyo. Ben seni sevdim Alev. Çocuğun olduğunu saklamasaydın o zaman" güldüm.

" Ne çocuğu Pusat sen neyden bahsediyorsun. Ortada çocuk falan yok."

" Alev benim sinrimi daha fazla bozma beni sevmiyorsan da uzak dur" iyice kızışıyordu herşey.

" Pusat ne alaka. Ne çocuğundan bahsediyorsun sen ya." Kolumu sıkıca kavradı

" Ondan hamileymişsin." Dehşet içinde baktım. Kolumu çektim elinden.

" Sen onun dediğine mi inanıyorsun gerçekten."

" Kime inanacağım? Ben seni gerçekten sevmeye başlamıştım Alev. Senin kılına zarar gelecek diye diken üstündeydim. Herşey boşunaymış ne halin varsa gör." Sinirle üstüne yürüdüm.

" Ben seni sevmedim mi sanıyorsun Pusat. Bende sevdim seni. Aşık oldum. Şimdi bir tane salak yüzünden cidden bana bu muameleyi mi yapacaksın. Ben hamile falan da değilim ayrıca. Bir salağın lafına bakıp beni yargılayamazsın."

" Yargılarım. "

" Yargılayamazsın çocuğum olsa sana neden sana söylemeyim. Neden sana yanaşayım biraz mantıklı davran." Derin bir nefes verdi.

" Alev gerçekten öyle birşey varsa söyle." Hızlıca bağırdım.

" Yok"

" Neden o zaman o it öyle söylüyor Alev hanginiz beni kandırıyor." İşaret parmağımı ona doğru kaldırdım.

" Sen bana madem aşıksın neden o zaman ona inanıyorsun. Sana yazıklar olsun. Sen birde koca olacaksın" Sinirle üstüne yürüdü. Sırtım duvara yaslandı. Bütün öfkesini kustu.

" Kocalığımı beğenmiyorsan defolup gidersin. Seni zorla tutmuyorum burada. Anlamıyorsun beni." Çıldırmışçasına bağırıyordu.

" Seni sevdim Alev sana aşık oldum. Deli gibi aşık oldum. Kılına zarar gelse kendimi affetmem. Sana önceden de söyledim. Göz önünde fazla bulunma. Beni hiç umursamıyorsun. Herşey senin kafana göre değil." Bağırmaya devam ettiği sırada kapı açıldı içeri Yağız Tamer ve Gökhan girdi.

" Sen bu aptal beyninle herşeyi basit sanıyorsun. Herşey senin istediğin gibi olsun istiyorsun. Çocuğu söyleseydin sana kızmazdım." Artık benimde iyice kafam atmıştı. Hızlıca göğsüne vurup ittirdim.

" Benim çocuğum falan yok Pusat. Hala neyini anlamak istemiyorsun sen. O gerizekalı bizim aramızı bozmak için yapıyor bunu hala görmüyorsun şu aptal gözlerini aç biraz . Etrafına adam akıllı bak. Bir kişi yüzünden on kişiyi yargılama. " Üstüme atılacağı sırada Gökhan arkasından tutup uzaklaştırdı ama hala söyleniyordu.

" Benim gözüme gözükme Alev!" Yağız beni tutuyordu. Tamer ve Gökhan'da Pusat'ı

" Herşeyin farkına varacaksın ama o zaman çok geç olacak" hızlıca yatak odasına çıktım. Ağlıyordum ama sinirden. Hızlıca ğstümğ değiştirdim saçımı yukarıdan topuz yaptım. Pusat ve diğerleri çıkıp gitmişti. Makyajımı çıkarırken sesler duydum bi anda cam patladı. Ardından bir sürü silah sesi yükseldi. Hızlıca yere çöktüm. Ne olduğunu anlamamıştım. Pusat'ın çekmecesindeki yedek silahı aldım. Yere yatarak cama doğru ilerledim. Mermiler o kadar sık geliyordu ki sıkamadım bile. Duvara yaslanıp sıktım. Ama birşey göremiyordum. Hava karanlıktı. Eğilerek odanın ışığını kapattım. Geri yerime geçip tekrar ateş edeceğim sırada kolumda ıslaklık hisettim. Hızlıca yere oturdum. Mermi sıyırmıştı. Herşey üstüme geldiği için artık sğlamaya başladım. Yerde sürünerek masanın yanına gittim. Çekmeceyi açıp yarayı sarmak istedim. O sırada silah sesleri sustu. Dışarı baktığımda kimse yoktu. Odanın kapısının orda hareketlilik hissettim hızlıca silahı oraya doğrulttum. Işık açıldığında gelen kişinin Pusat olduğunu gördüm. Bende silahı geri indirdim. Yerden kalkıp sargı bezi pamuk ve tentürdiyot aldım.

" Alev iyi misin?" Endişeliydi. Sanki biraz önce bağıran o değilmiş gibiydi.

" İyiyim ." Yanından hızlıca geçip aşağı indim. Aşağı indiğimde tişörtümün kolunu yukarı doğru sıyırdım. Kurşun sıyırmıştı. Pamuğa batikon döküp yaranın etrafını temizledim. Dikiş atılması gerekiyordu ama yarın gidecektim . Pusat yanıma geldi. Kolumu gördüğünde dehşetle baktı.

" Yaralanmışsın. Dikiş atılması lazım hemen hastaneye gidelim." Kolumu elinden kurtardım. Ardından üstüne temiz bir spanç koyum sardım.

" Sana diyorum Alev"

" Gözüme gözükme demedin mi bende gidiyorum işte." Benim için endişeleniyordu. Neden endişeleniyordu ki? Sanki biraz önce o bağıran değilmiş gibi davranıyordu. Evde hasar vardı. Camlar kırıktı. Tadilat yapılacaktı. Bu yüzden geceyi bizim evde geçirdik. Sabah uyanıp hızlıca hazırlandım. Hastaneye gidecektim.

Pusat yeni uyanmıştı.

" Nereye?" Birşey söylemedim.

" İşe beraber gideriz daha erken" ayakkabılarımu giydikten sonra ona döndüm.

" İşlerim var."

" Gökhan bıraksın seni." Birşey demeden çıktım. Tek başıma gidecektim. Arabanın birini alıp çıktım. Kolum sızlıyordu. Hastaneye geldiğimde ilk olarak kolumu pansuman ettirdim. Ardından hamilelik testi yaptırdım. Bir iki saat sonra sonuçlar çıkmıştı . Sonuç tabikide negatif ti. Kağıdı çantama attım. Ardından şirkete gittim. Odama gireceğim sırada Pusat seslendi.

" Geç kaldın. Neredeydin." Omzumun üstünden ona doğru baktım.

" İşimi halledip geldim." Pişmanlık duyduğunun farkındaydım. Odama girip işleri bitirdim. Çıkma vakti geldiğinde Pusat'la beraber gitmek zorunda kalmıştım. Sabah erkenden Pusat evi tadilat ettirmişti. Çok birşey olmadığı için bitmişti. Arabadayken camdan dışarıyı izliyordum.

" Neden konuşmuyorsun Alev?" Birşey demeden yola baktım konuşmayacağımı anlayınca başka birşey demedi. Eve vardığımızda Bade sofrayu kurmuştu. Yine konuşmadan yemeğimi yedim. Pusat soru sorduğunda kısa cevaplar vermiştim yada hiç bir cevap vermemiştim. Bade sofrayı toplayıp gitmişti.

" Alev konuşabilir miyiz?" Bakışlarımı ona çevirdim.

" Dün gözükme gözüme dedin ana hala benimle konuşmaya çalışıyorsun. Ben konuşmak istemiyorum. " Yanından kalkıp giderken birden durup geri döndüm. Bugün yaptırdığım testin sonucunu önüne koydum.

" İnanmıyordun ya bu belki inanmana yardımcı olur. Ben yatıyorum iyigeceler" deyip yukarı çıktım. Pijamalarımı giymek zor geldiği için direkt eşofman takımlarımla yattım. Daha nereye kadar kavga edecektik. Ben artık kavga etmek istemiyordum. Onu seviyordum ama onun bana inanmaması beni her defasında kırıyordu. Odanın kapısı açıldığında uyuyormuş gibi yapıp gözlerimi kapattım hemen. Pusat tişörtünü çıkarıp yanıma yattı. Bakışlarını üstümde hissediyordum ama gözlerimi açmadım. Eli saçıma gitti. Narince okşadı saçlarımı.

" Çok özür dilerim. Beni affetmeyeceğini biliyorum ama özür dilerim. Kafama sıkmak istiyorum. Dilimi kesip atmak istiyorum. Sana böyle davranmamalıydım. Seni gerçekten çok seviyorum ama beni bazen zorluyorsun be güzelim. Böyle olmasını istemezdim. Özür dilerim" saçlarıma derin bir öpücük bıraktı. Ardından bana sarıldığını hissettim. Onu affederdim ama zor affederdim. Çünkü beni çok kırmıştı. Beni seviyorsa bana neden böyle davranıyordu. Sarıldığında yana kayarak uzaklaşmak istedim ama buna izin vermedi. Yine korkuyordum ama bu sefer aşık olmaktan değil, her defasında ufacık birşeyde bile kavga etmekten, aramızın bozulmasından korkuyordum ama bunu dile getirmiyordum.

 

 

Arkadaşlar bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum.bu bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayın. Biliyorum biraz geç oldu bunun içinde özür dilerim. Her gece bölüm yayınlamaya çalışıyorum. Gece yayınlayamasam bile sabah yayınlamaya çalışıyorum. Tekrardan aksaklık için özür dilerim. Keyifli okumalar 💖 🌸

 

Loading...
0%