@yagmur_g.01
|
Sabah Pusat'ın sesiyle uyandım. Gözlerimi açtığımda " Günaydın güzelim" dedi Pusat. " Neden beni erken kaldırdın ne oldu?" Zorlukla açtım gözlerimi. Başımı yataktan kaldıramıyordum. Saçlarımı suratımda çekip nazikçe okşadı. " Sana bir sürprizim var" zorlukla doğruldum yatakta. Sırtımı yatak başlığına yaslayıp gözlerimi ovuşturdum. " Neymiş o ?" Bakışlarımı ona çevirdim. " Uyanırkende güzel olma be kızım. Sürprizi buraya getiremem aşağı inmemiz lazım." Elimden tutup beni aşağı doğru sürükledi resmen. Uyku sersemi bir halle peşinden gittim. Dış kapıya doğru yöneldi. " Nereye gidiyoruz? Üstümü giyinseydim bari." Güldü. " Bir yere gitmiyoruz. Ama istersen gideriz." Dışarı çıkarken arkadan elleriyle gözümü kapattı. " Pusat neler oluyor?" Sabırsızlanıyordum. Gözlerimi açmaya çalıştım ama izin vermedi. Gözlerim kapalıyken beni dışarıda biraz ilerletti. Ellerini gözlerimden çektiğinde otoparkın kapısıyla bakıştım bir kaç saniye. Boş boş göz kırpıştırıp ona döndüm. " Eee noldu geldik buraya." Sırıttı. Yeminle yumruğu yiyecekti ağzına. " Dur yavrum daha görmedin." Otoparkın kapısı yavaşça açılmaya başladı. Gözlerimi devrirerek karşıma baktığımda gözlerim fal taşı gibi açıldı. İlk önce yanımdaki Pusat'a ardından karşımdakine ve tekrar Pusat'a baktım. " Pusat... Şaka yapmıyorsun değil mi?" Hayır anlamında başını salladı. " Neden şaka yapayım ki. Bu araba artık senin." Şaşkınlığımı bir kenara bırakıp tüm sevincimle güldüm. Karşımda muhteşem lacivert bir ferarri vardı. Hızlıca arabanın yanına gittim. Kapısını açtım. Yukarı doğru açıldı. Arabaya bindim direksiyonu kırılcak birşeymiş gibi okşadım. Muhteşemdi. Arabadan inip Pusat'ın yanına gittim. " Pusat ben çok teşekkür ederim. Ne gereği vardı." Sıkıca kollarımı boynuna doladım. Ensesindeki saçları karıştırdım. Bu adam dokunduğu çoğu şeyi kırıyordu ama düzeltmesinide biliyordu. Ellerini belime doladı sıkıca. Bırakmak istemedi. Sanki bir daha olay olursa bırakıp gitmemden korkarmış gibi sarıldı. Kafasını boynuma gömdü. " Senden çok ama çok özür dilerim güzelim. Sana bağırdığım için, sana kızdığım için çok özür dilerim. Bir daha lütfen böyle olmayalım. Bana soğuk davranman beni çok üştüyor." Başımı göğsünden kaldırıp alttan alttan ona baktım. Ellerimi boynundan çözüp kollarını tuttum. Ama o beni bir an olsun bırakmıyordu. " Seni affettim ama bir dahakine bu kadar şansın olmaya bilir. Bende kavga etmek istemiyorum. Sen bana sesini yükselttiğinde , bana inanmadığında beni evimden uzaklaştırıyorsun. " Gözlerindeki suçluluğu gördüm. Dudaklarıma küçük bir buse kondurdu. Bir süre öylece bekledik. " Söz güzelim bir daha asla olmayacak" tekrar sıkı sıkı sarıldık. Biribirimizden kopmak istemedik. Ayrılmak istemedik. Bir süre sonra mecburen ayrıldık birbirimizden. Elimi kavradı bu sefer. Elim onun elinin içinde yok olmuştu âdeta. " Beğendin mi?" Başımla onayladım. " Çok güzel tekrar teşekkür ederim." Deyip yanağına ufak bir öpücük kondurdum. Artık gerçekten tamamen aşık oluyordum. Bu evlilik bile zorla evlenmişim gibi gelmiyordu. " O zaman" dedi harfleri uzatarak. " Senin arabanla şirkete gidelim bugün. Şoförüm sensin" dediğinde gülümsedim. " Tamam o zaman içeri girip kahvaltı yapalım sonrasında gidelim." Başıyla onayladı. İçeri girip güzelce kahvaltı yaptık. Ardından hazırlanıp yola koyulduk. " Gerçekten çok rahat bir araba" gülümsedi. Yol boyunca beni izlediğini fark etmiştim. Bakışlarımı kısa süreliğine ona çevirdim. " Neden bakıp duruyorsun" " Çok iyi araba sürüyorsunda o yüzden" gülümsedim bu sözüne. " Teşekkür ederimm" kısa süre sonra şirkete geldik. Odama gittiğimde ona yakın dosya olduğunu gördüm. Anlaşıldı yine iş beni bekliyordu. Masa başına oturdum hızlıca dosyaları tamamlamaya başladım. Kendimi fazla kaptırmıştım . Kapı açıldığında Pusat'ı gördüm. " Güzelim sen yemeğe çıkmıyor musun?" Yemek mi? Saate baktığımda saat on ikiydi. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile iki dosya bitirmiştim daha. " Saat ne ara on iki oldu?" Telefonumu alıp çıktım. Pusat ile ikimiz şirkete yakın bir yerde yemeğe gittik. Yemekler gelmişti. " Yorgun duruyorsun." Bakışlarımı ona çevirdim. " On tane dosya var ve ben daha iki tanesini yaptım." Dikkatlice baktı bana. " İki dosya benim. Diğer Dosyalar kimin?" " Dört tanesi Tanju beyin. İki tanesi senin. Diğer dört taneside Yasemin'in." Dikkatlice baktı. Yemeğimiz bitmişti. " Sadece benim dosyalarımı yap. Diğerleri dosya verirse kendi yardımcılarına vermelerini söyle." Başımla onayladım. Şirkete geri geçtiğimde Pusat dosyları hızlıca sahiplerine yollattı. Bende sadece onun dosylarını yaptım. Bir günde böyle geçmişti.
Şirketten çıktığımızda arabaya binip evin yolunu tuttuk. " Güzelim akşam seninle yemeğe gidelim mi eğer fazla yorgun değilsen" bakışlarımı ona çevirdim. " Olur gidelim hem kafamı dağıtmış olurum" nereye gideceğimizi söylemedi. O da sürprizmiş. Bende fazla üstünde durmadım. Eve gittiğimizde üstüme arabayla aynı renk olması için lacivert bir elbise giydim. Hafif gece makyajı yaptım. Saçımı kurdele toka ile arkadan tutturdum. Pusat'ta hazırlanmış aşağıda beni bekliyordu. " Yine çok güzelsin yavrum." Diyerek yanıma geldi . Hafif tebessüm ettim elini belime atıp alnıma ufak bir öpücük kondurdu. " Hadi gidelim o zaman." Arabaya bindiğimizde yol boyunca çok birşey konuşmadık. Deniz kenarına geldik fakat burada neredeyse gemiler ve tekneler hariç hiç birşey yoktu. " Ne yapacağız burada?" Arabadan indiğimizde bakışlarımla Pusat'ı süzdüm. " Akşam yemeği." Elini belime koydu ilerlemeye başladık. " Tekneye masa hazırlattım. Deniz eşliğinde yemek yeriz hem sessizlikte kafamızı dinleriz diye düşündüm" Gülümsedim. Bu adam gerçekten insanı nasıl sevindireceğini biliyordu. Tekneye girdiğimizde garsonlar karşıladı. Teknenin arkasına gidip masaya oturduk. Güzelce yemeğimizi yemeğe başladık. Birden kulaklarıma şarkı sesi doldu.
Affet beni akşam üstü Gölgen uzarken Öğleden sonra affet Ne zaman istersen
Kulaklarıma Müslüm babanın şarkısı dolduğunda etrafıma bakındım ışıklar söndü ve loş bir ışık açıldı. Pusat'ı sandalyesinde göremedim. Telaşla etrafıma bakındığımda arkamda bir el hissettim. Hızlıca arkama baktığımda Pusat'ı gördüm . " Güzelim seni üzdüm biliyorum onun için ağzıma , suratıma istediğin kadar vurabilirsin. Hatta direkt sıkabilirsin. Sözü fazla uzatmak istemiyorum. Başta bu zorunlu bir evlilikti, bende istememiştim evlenmek. Ama şuan bütün kararım değişti. İyiki evlenmişim diyorum. İyiki zorda olsa benim karım olmuşsun diyorum. Senin kılına zarar gelmesinden çok korkuyorum. Senin canın bir yansa benimki bin yanar. Başta sana bunu söyeleyememiştim çünkü zorunlu evlilikti ama ben bu evliliğin daha fazla zorunlu olarak devam etmesini istemiyorum. Sana başta söyleyemedim ama şuan söylüyorum. Güzelim iyiliğinle kötülüğünle her zaman benim yanımda benimle birlikte olmak ister misin? Benimle evlenir misin?" Cebinden ışıklı bir kutuda yüzük çıkardı. Şaşkınlıkla baktım ona. Gözlerim doluyordu. Neden doluyordu? Ayağa kalktığımda Pusat alttan alttan bana bakıyordu. Ellerini tutup ayağa kaldırdım onuda. Arkada müslüm baba şarkı söylerken birde üstüne böyle bir teklif almışken göz yaşlarımı tutmak mümkün olmuyordu.
Birden gecem tutarsa Güneşi çevir bana Sevgilim bağışla Biraz zor olsada
Müslüm baba arkada şarkısına devam ediyordu. Bakışlarım Pusat ve elindeki yüzük arasında gidip geliyordu. " Bende başta istememiştim ama bende iyiki diyorum. Bana bir daha bağırırsan ağzına tıkarım bu yüzüğü. Seninle evlenirim evet." Diye bağırdığımda yüzüğü parmağıma geçirdi. Ardından sıkıca sarıldık birbirimize. Birbirimizi bırakmak istemedik. Mutluluktan ağlıyordum. Başta sevmediğim adama şuan aşkımdan ölüyordum resmen. Gözlerinin içine baktım. Uzun uzun , onu ezberlemek istermiş gibi baktım. Gözlerinde sevgi vardı. Başta zorla evlendiğim adamla şuan gerçekten ve severek tekrar evlendim. Arkada Müslüm baba başka şarkısını söylerken dans etmeye başladık.
Solmadan gel artık aşkımın gülü Olsada konuşsa kalbimin dili
" Seni gerçekten çok seviyorum iyiki tanışmışız" gülümsedim bu cümlesine başımı omzuna dayayıp dans etmeye devam ettik ve böylece bir gece daha sona ermişti.
Aşktan uzak olan ben şuan deli gibi aşıktım. Sevmeyi unutan ben tekrar sevmeye başlamıştım. Pusat sayesinde ölen bütün duygularım canlanmıştı. İçimdeki büyük siyah ormanda herşey yeşermeye başlamıştı. O ormanda soluk olarak duran sterliç ve nilüfer çiçekleri tekrar canlanmıştı. Babam gittikten sonra kendimi buz gibi bir odada bulmuştum. Ama Pusat o odayı da ısıtmıştı. Nasıl yaptığı hakkında bir fikrim yoktu ama beni kendisine bağlamayı başarmıştı. Artık herşeyin güzel olacağının farkındaydım. Sadece anın tadını çıkarmaya odaklandım.
Arkadaşlar bölüm çok geç geldi çok ama çok özür dilerim. Umarım beğenirsiniz tekrardan özür diliyorum. Keyifli okumalar 💖 🌸
|
0% |