Yeni Üyelik
9.
Bölüm

BÖLÜM9

@yagmur_g.01

Demet şirketten erken çıktığı için kendisine kahve alıp yürüyerek eve gitmeyi tercih etmişti. Yolda ilerlerken birinin ona seslendiğini duydu. Arkasına baktığında yanına siyah bir araba yanaştı. Demet biraz tırsmıştı. Bakışlarını yanındaki arabaya çevirdiğinde içindeki kişinin Tamer olduğunu gördü.

" Selam. İstersen bırakabilirim." Demet gülümsedi. Yürümek istiyordu fakat yağmur yağmaya başlayınca binmek zorunda kaldı.

" Sanada merhaba. Zahmet oldu biraz ama kusura bakma ." Tamer bu haline gülümsedi Demet'in. Araba ilerlemeye başladığı sırada Demet utandığı için birşey diyemedi.

" Nasılsın?" Sessizliği bölen Tamer oldu. Demet çekinerek bakışlarını ona çevirdi.

" İyiyim. Sen nasılsın." Tamer bir yola birde Demet'e bakıp duruyordu. Kahverengi saçları muhteşem duruyordu. Demet arabaya bindiğinden beri Tamer'in burnuna muhteşem bir vanilya kokusu gelmişti. Derin bir iç çekti Tamer. Bu kokuyu ezberlemek istercesine aklının heryerine kazımak istermiş gibi. Demet kahverengilerini Tamer' e çevirince Tamer kendisini toplayıp önüne döndü.

Üstünde duran siyah gömleğin düğmeleri kopmamak için çaba sarf ediyordu âdeta. Siyah ve hafif dalgalı saçları çekici duruyordu Demet gözlerini alamıyordu Tamer'den. Demet'in burnuna dolan sert erkeksi ve bir o kadarda etkileyici bir parfüm doldu. İkiside birbirinden çekindi. Demet'in evinin önüne geldiklerinde Demet teşekür etti.

" Bu kısa oldu bir dahakine daha uzun sohbet etmek isterim" dedi Tamer. Demet bu hamleyi beklemediği için utanmıştı. Tamer'i çekici buluyordu ama Tamer böyle bir istekte bulunduğu için utanmıştı.

" Bende isterim. Tekrardan çok teşekkür ederim." Deyip arabadan indi ve ıslanmamak için koşarak eve girdi. Tamer ise arkasından bakmak zorunda kalmıştı. Demet içeri girince Tamer ise yola koyuldu.

 

                                     ✨

Sabah uyandığımda Pusat beni izliyordu. Gülümsedim. " Günaydın" sesim uyku mahmuru bir halde çıkmıştı. Saçımın başımın dağınık olduğunun farkındaydım. Yavaşça ve ürkekçe saçımın bir teline dahi zarar vermemek adına yavaşça geri itti saçlarımı. Derin bir öpücük bıraktı. " Sanada günaydın güzelim" gülümsedim. Ondan kaçan ben bu sefer ona doğru daha çok sokuldum. Sıkıca sarıldı bedenime. Onun yanında küçücük kalmıştım adeta. Kendisi üstsüz yatma hastası olduğu için başta çekindim. " Sen benim karım değil misin niye hala çekiniyorsun" alttan alttan baktım ona. Birşey diyemedim. " Hadi kahvaltı yapalım. Çok acıktım." Başıyla onaylayıp bir hamlede yataktan kalktı. Ben yattığım yerde ona bakarak kaldım. Üstüne gri bir tişört geçirdi. Ardından ellerimden tutup benide kaldırdı. Yataktan kalkıp üstümü değiştirmek için çıkmasını bekledim. Boş gözlerle baktı bana.

" Ne oldu? Neyi bekliyorsun?" Göz devirdim.

" Üstümü değiştireceğim iznin olursa." Ekşitti yüzünü.

" Artık karım değil misin" hızlıca ittirmeye çalıştım. Zorda olsa hareket etti. Kapıya kadar itirdim.

" Başka zaman kocacım." Diyip kapıyı suratına kapattım. Elime geçen ilk eşyaları alıp giydim. Aşağıya indiğimde kahvaltı masasına doğru ilerlediğini gördüm. Yüzü asıktı. Yanındaki sandalyeye oturdum gülerek. " Başka zaman dedim. Asma yüzünü" diyerek öpücük attım uzaktan.

" Başka zaman kaçma şansın olmaz baştan söyleyeyim " kocaman sırıttı suratına bi tane zeytin çekirdeği fırlattım. Güldü adi adam.

" Bu arada bugün Demet bize gelecek ama arabası arıza yapmış. Tamer onu almaya gidebilir mi?" Başıyla onayladı. Demet'i arayıp Tamer'in onu alacağını söyledim. Güzelce kahvaltı yaptıktan sonra Pusat çıkmıştı. Bende Bade ile beraber mutfakta yiyecek birşeyler hazırladım. Bugün kız günü yapacaktık. Bade'ninde kalması için ısrar ettim ama o evin ihtiyaçlarını almak için alışverişe çıkacağını ve bizimde konuşmamız gereken konular olduğunu düşündüğü için gitmeyi seçti. Bende fazla ısrar etmedim. Bade gittiğinde son bir kaç dokunuşları yaptım. Ardından kapı çaldı. Kapıyı açtığımda üzümlü kekim Demet'i gördüm. Sanki yıllardır görüşmemiş gibi kocaman sarıldık birbrimize.

" Bebeğim hoşgeldin" içeri girdiğinde elinde bir kaç poşet olduğunu gördüm.

" Ne gerek vardı kuzum sadece kendin gelsende yeterdi." Kocaman gülümsedi.

" Hem ev hediyesi hemde evlilik hediyesi" göz kırpıp içeri girdi. Kapıyı kapatıp bende peşinden gittim.

" Evlilik demişken Pusat bana evlenme teklifi etti." Dedim. O da benim kadar sevindi.

" Yemin et. Allah'ım sonunda anlaşmalı oldu bu evlilik. Eee teyze ne zaman olacağım." Koluna ufak bir sille vurdum.

" Saçma sapan konuşma Demet." Dedim harfleri uzatarak.

" İlerde olur olur. takma sen bunları. Ee aldığım hediyeleri açmayacak mısın artık?" Elindeki paketleri bana uzattı. Heyecanla açtım. Bir tanesi muhteşem üzerinde Anka kuşu olan bir bibloydu. Anka kuşuna bayılırdım. Çünkü Anka kuşu yeniden doğuşu simgelerdi. Ne zaman kötü bir olay yaşasam veya çöksem mutlaka toparlanırdım. Yeniden hayatımı kurardım. Tıpkı Anka kuşu gibi. Diğer poşeti açtığımda ise muhteşem siyahlı bir yemek takımı vardı.

" Çok teşekkür ederim kuzum ne gereği vardı." Mutlu olmuştum hediye almasına gerek yoktu ama Demet durup dururken hediye alıp beni mutlu etmeyi severdi ve tabi bende. Bibloyu televizyonun yanına koydum. Yaptığım atıştırmalıklark ve çayları koyup tekrar salona geçtik.

" Sende yok mu birileri" Demet'te doğru kişiyi bulsaydı çok mutlu olacaktım. Son sevgilisi Ahmet onu aldatmıştı. Bir yıldır birliktelerdi. Demet'i toplamak kolay olmamıştı. Bana bunu anlattığında Ahmet'i dövmek adına kapısına dayanmışlığım bile vardı. Sevdiklerime zarar veren kişileri yok edesim geliyordu. Telefonda arayıp ağzına iyice etmek yetmemişti. Demet o günden beri kimseyle bir dahada konuşmadı.

" Yok be kızım. Kim niye olsun ki" haklıydı. Bende aynı durumları yaşasaydım güvenemezdim. Biz derin muhabbetlere dalmışken kapı açıldı. Bakışlarımı kapıya çevirdiğimde gelen kişinin Pusat ve takımı olduğunu gördüm. Pusat sadece Tamer Gökhan ve Yağız ile anlaşıyordu ve bu üçü onun en yakın arkadaşlarıydı. Pusat'ın geldiğini görünce yanına gidip sarıldım.

" Hoşgeldiniz. Aç mısınız?" Pusat ise elini belime dolayıp ayrıldı. Yine derin bir işleri vardı belliydi.

" Hoşbulduk güzelim. " deyip anlımdan öptü. Pusat içeri girdiğinde Tamer Gökhan ve Yağız sırayla selam verdiler.

" Merhaba yenge." Dedi Gökhan.

" Selamın aleyküm yenge" dedi Yağızda.

" Hello yenge" dedi Tamer'de güldüm bu hallerine.

" Hello ne lan. " Diye sordu Yağız.

" Görende Avrupa vatandaşı sanar." Gökhan'da içeri doğru ilerledi. Onlar içeri girince kapıyı kapattım arkalarından.

" Ne var oğlum hepiniz farklı farklı selam verdiniz benimde bir imajım olsun istedim." Sırıtarak yürüdü arkalarından Tamer'de.

" Hay senin imajına " onlar bu şekilde söylenirlerken susmalarını sağlayan Pusat oldu.

" Bi kesin. Boş yapacaksanız çıkın." Gergindi Pusat. Ne olduğunu anlayamamıştım. İçeride Demet'i görünce onunlada selamlaştılar.

" Alev sen çalışma odama ,bize tabak hazırlayıp getirir misin." Başımla onayladım. Onlar yukarı doğru çıkarken Demet'i çağırdım.

" Kuzu sen çayları doldurup getirir misin arkamdan ben tabakları götüreyim" Demet olur anlamında mırıltı çıkardı. Ardından ben tabakları götürürken Demet'te arkadan çayları getiriyordu. Kolumla kapıyı açıp içeri girdik. Tabakları ve çayları bırakıp geri çıktık. Pusat'ta anlamadığım bir şekilde gerginlik vardı ama çözememiştim. Herkes gittikten sonra ne olduğunu sorardım. Demet ile biraz daha oturduktan sonra Demet gitmişti. Bende bulaşıkları makinaya yerleştirip salona geçtim. Sosyal medyada dolaşırken tekrardan telefonum çaldı. Yine aynı numaraydı. Bu numara eski şirketimde ki Çağatay'a aitti. Açtım.

" Ne var yine ne istiyorsun?" Hırıltılı bir ses geldi kulağıma.

" Pusat ve üç adamı bir odada birşey konuşuyorlar sanki. " Gözlerimi kocaman açtım ve perdenin arkasından dışarıya baktım fakat hiç kimseyi göremedim.

" Boşuna bakma beni göremezsin. "

" Adi pislik ne istiyorsun benden sapık herif" diye bağırdım salonda.

" Sakin ol prenses... Olamaz Pusat'ın sırtında kırmızı bir nokta var sanki. Belki birazdan kan gölü olur heryer." Olduğum yerde çakılıp kaldım.

" 6" dedi. Derin nefes aldım.

"5" dediği anda hızlıca yukarı doğru koştum. Merdivenleri ikişer ikişer çıkıp üst kata çıktım. Hızlıca çalışma odasının kapısını açtım. Bütün gözler bana çevrildi.

" Pusat!" Pusat ayaktaydı. Hızlıca yanına koştum. Sırtından sertçe itirdiğim sırada olduğum yerde kaldım. Göğsümün sağ yanında ıslaklık hissettim. Sol elim oraya gittiğinde elime kırmızı bir sıvının bulaştığını fark ettim. Dizlerimi hissetmedim ve bir anda kendimi yerde buldum.

" Alev kendine gel. Alev neler oluyor. Güzelim bana bak" Pusat'ın sesi telaşlı geliyordu. Zorlukla ona çevirdim gözlerimi.

" Pusat" güçlükle yutkundum.

Beni hemen kucağına aldı ve Gökhan'dan hızlıca araba hazırlamasını istedi.

Beni kucağına alıp dikkatlice aşağı inmeye başladı.

" Söyle güzelim. Ne oldu kim yaptı bunu." Gözlerine baktım zorlukla.

" O burada." Anlamamış gözlerle baktı.

" Kim burada." Güçlükle konuştum tekrar.

" Çağatay" arabanın yanına geldiğimizde beni kucağından indirmesini istemedim. Çünkü her harekette canım yanıyordu. Gökhan arabayı sürerken ben Pusat ile arka koltuktaydım. Pusat yaranın üstüne baskı yaptığı anda hafifçe inledim. Gözlerim kapanıyordu.

" Uyumak istiyorum Pusat" o kadar sessiz söylemiştim ki. Ben bile güçlükle duymuştum kendi sesimi.

" Sakın güzelim. Uyumak yok bende kal tamam mı yavrum. Bak sen iyileşeceksin, beraber balayı yapacağız herşey daha güzel olacak tamam mı. Bunları yapmamız için uyumaman lazım. Lütfen uyuma konuş benimle." Sesi ilk defa titremişti. Elimle yüzünü okşadım.

" Seni çok seviyorum. Belki bir daha ben olmayacağım hayatında belkide bu son anlarımız" dedim zorlukla.

" Sakın! Öyle şeyler düşünmek yok tamam mı güzelim. Güçlüsün sen. Sen Alev Toralısın. Güçlü olmak zorundasın." Bir eliyle yavaşça okşadı yüzümü. Diğer eli yaraya biraz daha baskı yaptığında inledim.

" Üşüyorum Pusat. Çok yorgunum uykum var."

" Hızlı sür şu arabayı " diye Gökhan'a bağırdığını duydum. Gözlerimi açık tutamıyordum. Bulanıklaşıyordu herşey. Terliyordum ama üşüyordum da.

" Seni seviyorum" dedim ve sonra hiç birşey hatırlamıyorum. Pusat beni uyandırmak için bağırıyordu. Duyuyordum ama tepki veremiyordum. Ardından beni tekrar kucağına aldığını ve çok kısa bir süre sonra düz bir zemine yatırıldığımı hissettim. Geri kalan herşey zifiri karanlık ve ölüm sessizliğiydi.

 

                                       ✨

Alev'i hemen ameliyata almışlardı. Pusat tüm siniriyle kapıda bekliyordu. Bunu yapandan bütün hıncını alacaktı.

" Adamlara haber sal. Bu Çağatay mı ne zıkkımsa o adamı bana bulup getirin çabuk" o kadar soğuk ve düz bir sesle söylemişti ki ortalık kuzey kutbuna dönmüştü âdeta. Pusat dirseklerini dizlerine yasladı. ellerini önde birleştip sabırsızlıkla beklemeye başladı. Cebinden telefonu çıkarıp babasına haber verdi. İçerden koşar adımda bir kadın hemşire çıktı. Pusat'ı n yanına gelip " ARh negatif kana ihtiyacımız var çok acil" Gökhan ve Pusat kısa süreliğine bakıştı. İkisininde kanı uymuyordu. Kadın yanlarından uzaklaşarak başka bir yere gitti. Gökhan'a adamlara sormasını istedi. Aklına bir anda Demet geldi. Hızlıca aradı Demet'i. Karşıdan ses geldiğinde hemen söze girdi.

" Demet ARh negatif kana ihtiyacımız var bulabilir misin?" Sesi hafif titrek çıkmıştı.

" Benim kan grubum uyuyor. Bir sıkıntı mı var. Alev yanında mı?" Derin bir nefes aldı Pusat.

" Herşeyi anlatacağım ama sadece çok hızlı bir şekilde buraya gelmeni istiyorum"

"Tamam" dedi karşısındaki ses. Hemen ardından kapattı telefonu.

" Abi Tamer'in kan grubuda uyuşuyor söyledim geliyor şimdi." Anlaşıldı der gibi başını salladı Pusat. Sırtını sandalyeye dayayıp beklemeye başladı. Kalbinde ince ama çok can acıtan bir sızı vardı. Ne olduğunu anlayamıyordu. Alev hayatına girdiğinden beri kötü bir şey yaşasa mutlaka hissediyordu bu sızıyı. Alev güçlüydü. Onun kurtulacağına inanıyordu. Fakat ona birşey olma duygusuda Pusat'ı yiyip bitiriyordu. Elindeki kanlara çevirdi gözlerini. Kanlar kurumuştu. Çenesini sıkarak başparmağını kanın üzerinde gezidirdi. Sevdiğinin kanını akıtanın beynini akıtacaktı. beklemeye devam ettiği sırada Demet'in koşarak yanına geldiğini gördü. Hızlıca söze girdi Demet.

" Geldim. Ne oldu? Alev nerede? " Gözleri elindeki kanlara kaydı. Donup kaldı.

" Alev'e... Birşey mi oldu?" Gözleri anında dolmuştu. Alev onun çocukluğuydu herşeyiydi. Alev'e birşey olursa bütün çocukluğu , bütün oyunları, bütün hayatıda giderdi. Pusat birşey söyleyemedi. Kısa süreliğine Gözlerini kapatıp nefes alıp verdi.

" Önce sakin ol tamam mı?" Olumlu anlamda başını salladı Demet.

" Biz odada toplantıdaydık. Sonra Alev bir anda odaya girip 'Pusat!' diye bağırdı. Ne olduğunu anlamadım. Yanıma koşup beni ittirdi. Sonra... " güçlükle yutkundu. Ardından devam etti.

" Sonra bir silah patladı ve bi anda yere yığıldı. Hastaneye kadar ayık tutmaya çalıştım. Hastaneye gelince bilinci kapanmıştı." Demet dehşet içinde baktı karşısındaki adama.

" Peki şuan nasıl?"

" Bilmiyorum hiç birşey söylemiyorlar. Sadece kan ihtiyacı varmış." Hemşire geçerken durdurdu.

" Hemşire hanım arkadaşın kanı uyuyor kendisi Alev Toralı için kan verecekti." Kadın hemen onayladı. Tam onlar giderken Tamer' de geldi.

" Bende Alev Toralı için kan vereceğim." Hemşire Demet ve Tamer'i kan almak için kan alma odasına götürdü. Pusat oturduğu yerden kalkıp elindeki kanları yıkamak için lavaboya gitti. Suyla beraber akan kanlarda kaldı gözü. Bunun hesabını çok pis soracaktı. Ama ilk önce bu adamı bulmalıydı.

 

Demet ve Tamer odaya girdiğinde hemşire kan almaya başlamıştı.

" Tekrar karşılaşmak güzel" Demet üzgün bakışlarını ona çevirdi.

" Bu şekilde olmasaydı daha güzel olabilirdi" gözleri doluyordu. Gözyaşları kendiliğinden akmaya başlamıştı.

" Pusat birşeyler anlattı doğru mu?" Tamer derin bir nefes verdi.

" Maalesef doğru" Demet daha çok ağlamaya başladı. Tamer ise ne yapacağını bilmez bir şekilde, karşısındaki kadını nasıl sakinleştireceğini bilmiyordu.

" Üzülme. Alev yenge güçlü kadın. Herşey düzelicek ben inanıyorum sende üzme kendini." Melul melul baktı Tamer'e. Ona inanmak istedi. Dediği herşeyin gerçek olmasını istedi. Alev'in sağsalim çıkmasını istedi. Kan alma işlemi bittikten sonra kolundaki pamuğu bastırarak çıktı ikiside.

" İnşallah. Herşey güzel olur. Alev'e birşey olması demek benim çocukluğumun yok olması demek." Tamer hala ne diyeceğini bilemedi. Ona güç vermek için sırtını sıvazladı.

" Merak etme. Alev yenge buradan sağsalim çıkacak. İçindeki Küçük Demet'te tekrar oynamaya başlayacak." Yanyana yürüdükleri için Tamer'in burnuna yoğun bir vanilya kokusu geldi. Belli etmeden içine çekti kokuyu. Kumrala kaçan saçlarını öpmek istedi. Tüm benliği ile ona destek olmak istedi. Yardım etmek istedi. Sarıp sarmalak istedi ama bunların hiç birini yapamadı. Çünkü ikisinin arasındaki mesafe muhabbetten öteye geçemiyordu. Pusat'ın yanına geldiklerinde Pusat doktorla konuşuyordu. Alev'in annesi gelmek istemişti fakat Alev'in ananesi hasta olduğu için gelememişti. Pusat'ın yanına gittiler hızlıca.

" Hayati tehlikeyi atlattı. Birazdan yoğun bakıma alacağız. İlk yirmi dört saat bizim için çok önemli. Tekrardan geçmiş olsun." Herkes derin bir nefes verdi. Birazda olsa içi rahatlamıştı herkesin. Ameliyat iki saate yakın sürmüştü.

" Şükürler olsun. İnşallah bunuda atlatacak." Dedi Demet.

" Siz gidin isterseniz ben buradayım birşey olursa haber ederim." Pusat dinlenmeleri için herkesi göndermek istedi. Fakat Demet ısrar edince birşey demedi. Tamer'de Demet'in yanına oturup beklemeye başladı. Ameliyat kapısı açıldığında herkes ayaklanmıştı. Alev'i görünce Demet'in gözyaşları tekrar akmaya başlamıştı Pusat yanına gitti. Fakat yaklaşmasına izin vermediler. Pusat'ın da gözleri doluyordu ama kendisini sıktı. Çünkü kimsenin onu bu şekilde görmesine izin vermek istemedi. Alev'i yoğun bakıma götürdüklerinde camdan ona baktılar. Bir sürü kablo vardı. Pusat o kabloları yakıştıramadı sevdiği kadına. Onu bu şekilde görmek canını yakıyordu. Kalbindeki sızıyı büyütüyordu. Ne kadar canı yanarsa yansın sevdiği kadın için güçlü kalmak zorundaydı. Çünkü o Pusat Toralı'ydı. Demet bir yere çöküp ağlarken Tamer ona destek olmaya çalışıyordu. Gökhan ve Yağız Çağatay'ın peşine düşmüştü. Pusat ise eli kolu bağlı bir şekilde ilk yirmi dört saatin geçmesini bekledi ve bu sürede sevdiği kadını camın ardından izlemeye devam etti.

 

 

Arkadaşlar bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum. Bölümleri uzun tutmaya çalışıyorum. Ayrıca okullar açılacağı için bölümler gecikebilir şimdiden kusura bakmayın keyifli okumalar 💖

Loading...
0%