@yagmurayyer
|
Öğrendiğim gerçekle şaşkına dönmüştüm. Karşımda oturan adam daha önce çarşıda çarpıştığım adamdı. Yollarımız bugün bu masada birkez daha kesişmişti.. Neydi bu şimdi? Kaderin bir oyunu muydu? Yoksa sadece basit bir tesadüf müydü? Peki ya aslında gerçekten kader miydi bizi terkardan bir araya getiren? Yoksa zorunluluklarımız mıydı? Daha fazla bunları düşünmek istemediğimden karşımda bana elini uzatan adama baktım. Gözlerinin tam içine ve elini yavasca sıkarken..
"Bende memnun oldum Cihan Bey." demekle yetindim ve tam elimi geri çekeceğim anda bırakmayıp elinin baş parmağı ile yavaşça bileğimin tersindeki damarlarımın olduğu yeri okşadı birkaç saniye boyunca ve bende hemen kaşlarımı çatıp hızla elimi ondan çekip kurtardım. Ve sert bakışlarımı birkaç saniye boyunca yüzünde dolaştırdım. Yanımdan gelen öksürük sesi ile bakışlarımı yanıma doğru çevirdiğimde ise Koray abimin Cihan Azadoğlu 'na " sen hayırdır " bakışı attığını farkettim. Ve üstelik sadece Koray abimin değil, diğer abileriminde aynı şekilde âdeta sinirli bir boğayı andıran bakışlarına maruz kalıyordu şuan Cihan Azadoğlu. Buda benim gülmem için oldukça yeterli bir sebepti fakat her ne kadar gülmeyi istesemde şuan ciddi bir ortamdaydık ve bu sebeplede gülmemem gerekiyordu. İçten içe gülsemde yüzüme yansıtmamaya çalışıyordum.. Yemek yerken Aylin hanım 'ın konuşmasıyla bakışlarımı ona çevirdim..
"Nare güzel kızım sen duyduğuma göre Savcıymışsın"
"Evet efendim savcıyım."
-Bu arada bu konu hakkında pek bir bilgim yoktur, sadece karakterimin mesleğinin Savcı olmasını istediğim için öyle yazdım-
"Çok güzel maaşallah, maşallah eee tabi kolay bir meslek değildir sonuç olarak "
"Tabikide öyle, açıkçası buralara kadar gelmek öyle kolay olmadı benim için, ki zaten takdir edersiniz ki başarıya ulaşmak hiçte kolay değildir. Öncelik olarak engelleri aşmanız gerekmektedir. Sağlam, Güçlü ve emin adımlarla, adım adım ilerledikçe ancak başarıya ulaşmak mümkün olabilir. Bende bu şekilde yaparak buralara kadar geldim. Her işin zorluğu olduğu gibi şuan yapıyor olduğum mesleğinde zorlukları var ama mesleğine âşık birisi olduğum için zorluklarınıda seviyorum. "
diyip yüzüme içten bir tebessüm konudurdum.
"Peki ya kızım ayıptır sorması ama yaş kaçtır senin? "
"23 yaşındayım efendim"
"Öylemii çok bi güzel, çok güzel maaşallah. E peki evlilik düşünüyormusun? "
demesiyle içtiğim su boğazımda kaldı, koray abimin birkaç defa sırtıma vurduğunu gördüm ama sesimi çıkarmadım. Ay çünkü az daha ciddi ciddi tahtalı köyü boyluyordum a komşularr !!
Ve pek tabi Aylin hanımın bu cümleyi kurmasıylada Kudret Ağa 'nın eşine "Hanım bu kadar özel mevzulara girmesen mi? Yahu bizi ne ilgilendirir Savcı hanımın özel hayatı!? " demesini duymuştum. Bakışlarımı karşımdaki adama çevirince de alttan alttan güldüğünü görünce de sinirim tepeme çıkmıştı ama hemen sonra kendimi toparlayıp Aylin hanımın sorusuna cevap vermiştim..
"Hayır efendim, şuanlık öyle birşey düşünmüyorum." dememle bakışlarımı Cihana çevirdiğimde gözlerinde kırgınlık gördüm ama neydi yani şimdi bu? Neden bana öyle bakıyordu ki? Belkide tamamiyle ben saçmalıyorumdur ,belki bana öyle geliyordur bilemiyorum.. derin bir nefes alıp cümleme devam ettim..
"Ama belki bu fikrim ilerleyen zamanlarda değişebilir, bilemiyorum açıkçası.." bunu demem ile bakışları aniden bana döndü ve gözlerinin içinde bir çocuğun sevincine benzer bir sevinç, umut ya da adı herneyse bir duygu gördüm. Neydi bu bakışlarda ki gizem? Neden bana öyle bakıyordu? Anlayamıyordum.. derken karnıma giren sancıyla yüzümü buruşturdum. Ah! hayır bugün değil, lütfen bugün olmasın.. Sanırım regl olmuştum. Ve hemen çantamıda alıp lavaboya gitmeliydim. Koray abim sanırım buruşan yüzümü görmüş olmalı ki kulağıma yavaşca eğilip
"Güzelim iyi misin? " dedi.
"İyiyim abicim sadece biraz karnım ağrıyorda , lavaboya gitsem iyi olacak." Oda başını sallayınca önüme dönüp Aylin hanıma..
"Lavabo ne tarafta acaba? " diye sorduğum sırada Cihan Azadoğlu hemen lafa atlayıp
" İzninizle size ben göstereyim" demesiyle sandalyesini çekip kalktı. Bende hemen çantamı alıp peşinden yürümeye başladım.
Lavabonun önüne geldiğimizde ise bana "İsterseniz siz çıkana kadar bekleyebilirim " dedi.
Bende "Ne münasebet! Olurmu öyle şey, teşekkür ederim bana yolu gösterdiğiniz için fakat bu kadarı kâfi. " dedim.
"Kızmayın Savcı hanım. Kötü niyetle söylemedim. Gidiyorum şimdi." dedi ve tam yanımdan geçerken aniden durdu ve gözlerini kapatıp birkaç saniye derin derin nefesler aldı ve geldiğimiz yerden geri gitti. Bende kendimi hemen lavaboya attım ve işlerimi hallettim. Lavabodan çıkınca bir el silah sesi duymam ile olduğum yerde donakalmıştım..
Evveeettt arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik. Bölümü beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.. Bir sonraki bölüme kadar hoşçakalın, sağlıcakla kalın, sizleri seviyorreee.. <3
|
0% |