@yagmurayyer
|
Silah sesini duymamla dona kalmıştım. Fakat hemen kendime gelip hızlı adımlarla merdivenlerden aşağı inerek, avluya çıktığımda ise karşımda gördüğüm adamla sinirlerim tepeme çıkmıştı. Bu adam yıllardır bana platonik aşık olan Adar Dağlı 'dan başkası değildi.. Birde peşine tüm korumalarını -itlerini- takıp konak basmaya gelmişti utanmadan! Had bilmeyene çok güzel had bildirilirdi.. Bunu seve seve yapardım. Bende durur muyum? Hemen belimde gizlediğim silahımı çıkardım , babamların ve Azadoğullar 'ının önüne geçtim.. Silahımı tam olarak Adar Dağlı 'ya doğrulttuğumda ise avluda duyulan şaşkınlık nidalarına kulaklarımı tıkadım. Sonuç olarak ben bir Savcıydım ve Yenilmez aşiretinin de tek kızıydım. E haliyle de küçüklüğümden beridir silah eğitimleri alıyordum. Bunun nesini garipsiyorlardı anlamış değildim.
"Sen kendini ne zannediyorsun! Hangi cürretle benim bulunduğum ortamda silah ateşliyorsun!Karşında kim olduğunun farkında mısın sen?! "
"Ben gayet farkındayım ne yaptığımın , seni o adama yâr etmem!"
"Ne saçmalıyorsun be adam! Kendine gel yoksa ben seni kendine getirmesini bilirim! Ayrıca bu yaptığının bir suç olduğunu biliyorsun öyle değil mi?! "
"Suçsa suç umurumda bile değil, ben senin için her türlü suçu işlerim be gülüm.." demesiyle Cihan Azadoğlu 'nun konakta âdeta kükremesi bir olmuştu..
"Lan sen kime gülüm diyorsun! Senin o ağzını yüzünü dağıtır daha sonra da münasip bir yerine montalarım ulan! " Tam adamın üzerine doğru yürüyorken, araya kardeşi girip zar zor tutmuştu onu. Ve kulağına birşeyler fısıldamıştı, fakat ne söylediğini bir türlü duyamamıştım. Tabi abilerim durur mu? Asla! Onlarda tam Adar Dağlı 'ya saldıracakken bağırmamla oldukları yerde durmuşlardı.
"Eeh! Yeter bir durun artık, fazla uzadı bu mesele, diyerek Adar Dağlı 'nın üzerine doğru yürümeye başlamıştım. Ardından tam önüne geldiğimde ise ağzının ortasına bir güzel yumruğumu geçirmiştim. Ve yumruk geçirmem ile de yere düşmüştü. Bende elimdeki silahı tam olarak alnına yaslayıp..
"SEN İLK ONCE O AĞZINI TOPLAYACAKSIN BENİMLE KONUŞURKEN! DUYDUNMU LAN BENİ ?! HADDİNİ BİLECEKSİN! HA EĞER HADDİNİ BİLMİYORSAN BEN SANA ÇOK GÜZEL BİLDİRİRİM O HADDİ! ANLADIN MI LAN BENİ!! " diyerek hemen acil durumlar için yanımda taşıdığım kelepçeyi çıkararak, ellerini bir güzel kelepçelemiştim.
"Haneye Tecavüz ve Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması suçundan seni göz altına alıyorum! " (Burayı biraz araştırmış olabilirim 🤭..)
Daha sonra ise telefonumdan bizim çocukları aramıştım..
"Alo hemen Azadoğlu konağına bir ekip gönderiyorsunuz, derhal! " demiştim. Ve yaklaşık 15 - 20 dakika sonra konağa gelen ekip ile Adar Dağlı 'yı kollarından tuttuğum gibi ayağı kaldırıp daha sonra onu bizim çocuklara teslim etmiştim. Ve daha sonra arkamı döndüğümde ise babamın, ailemin vede diğerlerinin gururlu bakışlarının altında kalmıştım.. Benim için ailemin gözlerinde gördüğüm bu bakış herşeye değerdi, bedeldi... Babam bana doğru yürüyerek ,tam olarak önümde durduğunda, ona anlamaz bakışlar atıyorken, bir anda beni kendisine doğru çekip sımsıkı sarılınca olduğum yerde donup kalmıştım.. Dünya yine benim için durmuştu o an, ve ben yine babamın o güvenli kolları arasındaydım. Kendimi en güvenli hissettiğim yerdeydim.. Babam geri çekilip, kollarımdan tutup yine o gurur dolu bakışlarla konuşmaya başlamıştı..
"Güzel kızım benim, seninle bir kez daha gurur duyuyorum.. Benim kızım olduğun nasılda belli ama?" demesiyle yüzümde kocaman bir tebessüm peydah olmuşmuştu. Ve babam daha sonra saçlarımın üzerine bir öpücük kondurmuştu. İşte şimdi içim yine kıpır, kıpır olmuştu..
Gözlerimi ister istemez Cihan Azadoğlu 'na çevirdiğimde ise tuhaf bir şekilde, onunda bana gururlu ve gözlerindeki hâlâ o anlam veremediğim bakışlarla beni izlediğini görmüştüm, hemen gözlerimi onun, o elaya çalan gözlerinden hızla uzaklaştırmıştım. Babama dönerek..
"Ben bir Savcıyım babacım ve buda benim görevim, yani anlayacağın ben sadece görevimi yaptım."
"Biliyorum göz nurum, elbette bunun görevin olduğunu biliyorum, fakat unutma güzel kızım, ben baban olarak her daim senden gurur duyuyorum." dediğinde kafamı omzuma doğru eğip , kocaman bir tebessüm sunmuştum babama..
Babamım "Artık bize müsade Kudret Ağa." demesiyle artık gitme zamanımızın geldiğini anlamıştım.
"Tabi buyurun sizi yolcu edelim, amma bu böyle olmadı Ahmet Ağa bilesin, müsait bir zamanda mutlaka bekliyoruz bak ona göre ha. "
"Pekâlâ öyle olsun madem, amma sizde bize gelesiniz ha "
Bize kapıya kadar eşlik etmişlerdi. Daha sonra ise gelen aracımız ile ilk olarak Annem, babam ve daha sonra abilerim bindiğindeyse bir ben kalmıştım binmeyen, bende son kez gözlerimi birkaç saniye Cihan Azadoğlu 'nun elalarıyla buluşturup öyle binmiştim araca..
🌠🦋✨
Eve gelir gelmez hemen üzerimi değiştirmiş,makyajımı silmiş ve saçlarımıda bir toka yardımıyla toplamıştım ve tabi ki de gece bakım rutinimide itinayla yapmıştım..💅 Tam yatağıma uzanacakken tıklatılan kapı ile gidip kapıyı açmıştım. Ve karşımda elinde koca bir çiçek ve kutu kutu çikolatalar ile duran Belizi görmeyi elbette ki beklemiyordum.
"Aa bunlar ne, kimden gelmiş böyle gece, gece? "
"E orasını da artık sen bilirsin canım, kız aşk olsun bana enişte yaptında söylemiyorsun yani?"
"Off kızım saçmalama ya ne eniştesi, yok enişte falan!" deyip hemen elindekileri alıp yatağımın üzerine bırakmıştım. Kapıyı kapatacakken "Bu burada bitmedi Nare Hanım, bana herşeyi her detayıyla anlatacaksın yarın, itiraz kabul etmiyorum. Hadi çüüz." diyerek gitmişti. Bende kapıyı kapatıp, yatağın içine girince ilk olarak çiçeği incelemeye başlamıştım. Ve üzerinde bir not bulmuştum. Notta ise şunlar yazıyordu..
" Anladığım kadarıyla özel günündesin güzelim, bende bu yüzden ufak bir araştırma yaptım, ve bitter çikolatanın regl ağrısına iyi gelebileceğini öğrendim. Umarım bu sayede azda olsa ağrın dinebilir.. "
Ama bir türlü isim yazmıyordu notta.. Kim olabilirdi ki bu gizemli kişi? Kim beni böyle düşünüyordu? Meraktan çatlayacaktım! Yarın bir güzel araştırma yapmam lazımdı.. Evet, evet kesinlikle bir araştırma yapmalıydım. Ama öncelikle bir güzel uykumu almalıydım. Bu yüzden şimdilik bunları düşünmeyi rafa kaldırmıştım. Yatağın içine girmemle gözlerim hemen uykuya teslim olmuştu bile..
_______________<3 ____________________
Sabah avludan gelen bağırışma sesleriyle uyanmak zorunda kalmıştım. O yüzden hemen hızlıca üzerimi değiştirmiştim. Merdivenlerden avluya doğru inerken etrafa baktığımda Azadoğulları 'nın geldiğini görmüştüm. Ve Cihan Azadoğluyla birkaç saniyelik bir bakışma aramızda geçmişti. Beni görünce konuşmasını yarıda kesmiş ve ben merdivenlerden inene kadar da beni izlemişti.. Tam merdivenleri bitirdiğim sırada ise duyduğum cümle ile donakalmıştım..
"Karar bellidir Ahmet Ağa, bu durumda oğlum Cihan ile kızın Nare arasında berdel olacaktır! "
Evveeettt bir bölümü daha geride bıraktık efenim.. Sizden ricam lütfen beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.. Bir sonraki böl üme kadar hoşçakalın, sağlıcakla kalın.. Sizleri seviyorreee..🥰
|
0% |