Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@yagmurayyer

Duyduklarım doğru muydu? Yoksa ben mi yanlış anlıyordum?

Berdel denilen şeyin ne olduğunu bilmek, görmek ve duymak bu kadar acıyken, bu acıya birde ben mi kurban gidecektim? Hayır! Bu asla olamaz, olmamalı.. Bu topraklar daha kaç günahsız cana kıyacaktı? Kaç can daha bu Berdel denilen şeye kurban gidecekti? Yetmemişmiydi bu topraklarda kadının hor görülmesi?! Eziyet edilmesi! Bu resmen bir saçmalıktı, saçmalıktan öte delilikti.. Ama en çok merak ettiğim ise Cihan Azadoğlu 'nun cevabı olmuştu.. Ne düşünüyordu acaba bu konuda? Gerçekten onunla evlenip, mutlu, çocuklu bir hayat sürdüreceğimi falan mı düşünüyordu?? Yoksa oda mı bu saçma kararı reddediyordu?

Kafamın içindeki düşünceleri bir kenara atıp hızla Kudret Ağa 'nın karşısına geçtiğimde, dimdik bir şekilde durup "Ne saçmalıyorsun sen Kudret Ağa?! Dediğini kulağın duyuyor mu? Bu ne saçmalık böyle! Ne zannediyorsunuz siz?

Bunu kabul edeceğimi falan mı?! Öyleyse çok beklersiniz! Asla böyle birşey olmayacak! Asla! " derken kısa bir an Cihan Azadoğlu 'nun elalarıyla buluşturdum gözlerimi. Gözlerinde ise bir gram bile duygu yoktu. Duygudan arınmış gözlerle bana bakıyordu, oda tıpkı benim ona baktığım gibi.. Bir kerede karışık olma be adam! Gözlerimi Kudret Ağa 'nın konuşmasıyla ona çevirmiştim.

 

"Ben dediğimi dedim Nare Hanım. Senin o Koray abin benim kızımı kaçırmasaydı bunların hiçbirini yaşamak zorunda kalmayacaktık. Ama işte olmuşla ölmüşe çare yok derler. Olan oldu, biten bitti. Buradan geri dönüş yok artık! Bu verilen kararla berdel yapılacaktır iki aile arasında. "

 

Babam bağırarak "Bende size verilecek kız mız yok Kudret Ağa! Bunuda böyle belleyesin! Evimin göz nurunu, biricik kızımı size vermem! "

 

O sırada Cihan Azadoğlu 'nun dediği şeyle sinirlerim tavan yapmıştı..

 

"O kadar emin konuşma istersen Ahmet Ağa. Neticesinde verilen hüküm bellidir. "

 

Bu kadar mıydı yani? Diyeceği son söz bu muydu? İçimde gittikçe harlanan ateşi dindirmek adına biraz hava almaya ihtiyacım vardı. Madem onun son sözü buydu benimkide buydu!

 

"Ya sen ne dediğinin farkında mısın ! Ne berdeli?! Ne evlenmesi?! Ayrıca seninle evlenip mutlu bir hayat sürdüreceğimizi falan mı düşünmüyorsun?! Cevap ver! Gerçekten bunu mu düşünüyorsun cidden? Yazık gerçekten çok yazık.. Şunu iyi belleyesin Cihan Azadoğlu seninle evleneceğime ölürüm daha iyi. "

 

Orada daha fazla duramayacağımı anlayınca "Yok, yok ben bu saçmalığa daha fazla dayanamayacağım" diyerek hızlıca kendimi konaktan dışarı attım. Ahırdan da kendi atımı alıp yine Mardin topraklarını toza dumana katmaya başlamıştım. Göz yaşlarım ise benden bilinçsizce akmaya başlamışlardı. Bir ateşin içine düşmüştüm sanki kalbim cayır cayır yanıyor, acıyordu..

 

"Neden! Neden! Neden! " diye bağırıyordum etrafta. En sonunda ise bir uçurumun kenarında durmuştum. Atımdan inip manzarayı izlemeye başladığımda beynimde dönüp duran cümleler ile kendi içimde âdeta bir savaş veriyordum.

 

"Ben dediğimi dedim Nare Hanım. Senin o abin benim kızımı kaçırmasaydı bunların hiçbirini yaşamak zorunda kalmayacaktık." demişti Kudret Ağa.. İyide Koray abim bana nasıl kıymıştı? Nasıl yapabilmişti bunu bana? Hiçmi düşünmemişti beni? Hiçmi sevmemişti? Beni neden bu cayır cayır yakan ateşe atmıştı? Bu kadar değersiz miydim ben onun için? Oysa o benim her şeyimdi.. Dostum, Sırdaşım, Canım.. Aklım almıyordu gerçektende. Bir insan bunu nasıl kardeşine yapardı? Bilmiyormuydu ki buralarda af yoktu böyle şeylere.. Bilmiyormuydu.. Hiç zannetmiyorum gayette iyi biliyordu bu toprakların acımasızlığını.. Toparlanmam lazımdı. Bu böyle olmazdı! Kendime gelmeliydim artık. Güçlü durmalıydım her koşulda. Adımın anlamı gibi güçlü durmalıydım. Bu yüzden ilk olarak atımı da alıp geldiğim gibi dönmeye karar verdim. Nihayetinde konağa gelip kapıdan içeri girdiğimde ise tüm bakışlar bana çevrilmişti. Babamnın yanına doğru yürümeye başlamıştım. Yanına geldiğimde ise kulağına doğru eğilerek..

 

"Baba aşiret ne zaman toplanacak?"

 

"2 saate toplanacaklar kızım da neden sordun ki ? "

 

"O zaman gelince görürsünüz babacığım. Şimdi müsadenle biraz odama çekilip dinlenmek istiyorum."

 

"Müsade senindir kızım. Git güzelce dinlen. " demesiyle hızlıca odama çıkıp hazırlanmaya başlamıştım.

 

    

 

2 Saat sonra..

 

Üzerimi giyinmiş, saçlarımı maşa yardımıyla dalga şeklini vermiştim. Son olarakta makyaj olarak bir rimel, eyeliner , kapatıcı ve olmazsa olmaz kırmızı rujumu sürdükten sonra artık tamamen hazırdım. Kendimden emin adımlarla kapıdan çıkıp, yavaşça avluya uzanan merdivenleri inmeye başladığımda ise çıkan topuklu ayakkabımın sesi ile tüm bakışların hedefi haline gelmiştim. Bunu umursamadan başım dik bir şekilde ilerliyordum. En sonunda ise merdivenleri bitirip avlunun tam ortasına geldiğimde ise tamda tahmin ettiğim gibi benim hakkımda karar veriyorlardı. Ben buna müsade edermiydim? Asla! Ben hayatımın neredeyse her döneminde kendi kararlarımı kendim vermiştim. Elbette bu kararıda yine ben verecektim.

 

"Siz kim olduğunuzu zannedip benim hakkımda hüküm kesiyorsunuz , geleceğim hakkında karar veriyorsunuz! Benim üzerimde herhangi bir söz hakkınız yokken nasıl, hangi cürretle yanlızca benim vereceğim kararı siz vermeye yelteniyorsunuz?! Dudağımın kenarını kıvırıp alayla

 

" Sizin gibi birkaç had bilmezin dediği lafa göre mi ben hayatıma yön vereceğim. Asla! Şimdi açın kulaklarınızı ve beni iyi dinleyin! Buradaki herkes duysun ve bilsinki, Ben Nare Yenilmez

her kararımı kendim verdiğim gibi bu kararımıda kendim vererek

 

Cihan Azadoğlu ile evlenmeyi kabul ediyorum...

 

 

 

 

- Sizce Nare ne yapmayı planlıyor?

 

- Gelecek bölümlerde özellikle görmek istediğiniz sahneler varsa buraya alabilirim..

 

- Cihanın söyledikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

- Korayın yaptığı şey hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

 

Evvet arkadaşlar bölümü beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.. Bir sonraki bölüme kadar hoş

çakalın, sağlıcakla kalın efenim..

Sizleri seviyorreee 🦋💙

 

Loading...
0%