Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Ço-ço-çok güzelisin

@yagmurkkk

Sabah bor la rutinleri gerçekleştirdikten sonra akşam ki parti için hazırlık yapmaya başladım. Önce minik ikramlıklar sonra ablama ev temizliği de yardım ettim. Bu akşam mutlaka Bora nın dikkatini çekmeliydim.

Bora ablam ve benim de partiye not al bir davetli gibi katılmamız istedi. Bizim yerimize başka birikerini tutacaklarmış.

Kırmızı, yırtmaçlı, hafif göğüs üstümde biten, belli belirsiz bir yere kadar vicuduma yapışan bir elbise giydim. Ablam da dizinin baya bir üstünde biten vicuduma tam oturup hatlarını çok iyi belli eden yok göğüs dekolteli siyah bir elbise ve topuklu ayakkabı giydi. Benim topuklu ayakkabılarım topuğu çok yüksekti ve pırlantaya benzer taşlardan oluşuyordu.Saçlarımı bol güzel bir topuz yapıp kahküllerimi hafif dalgalandırdım. Ablamda saçlarını sıkı bir topuz yaptı.Şık bir makyaj yaptım. Ablam daha göz makyajını yapıyordu. Odadan çıkıp salona geldiğimde Bora, Mark L koltukta oturuyordu. Çaprazlarında tanıdık gelen çıkarmadığım bir kadın vardı Benden bile yaşça küçüktü ki ben o kadın dışında bu ortamdaki en genç kişiyim.

Yavaşça salona girdim ve Boranın görebileceği bir açıda durup ablamı beklerken konuştum.

-İyi mi?

-Ne? 

-İyi olmuş muyum?

-Ço-ço-çok güzelsin.

O az önce kekeledi mi? Evet be işte adamı böyle kekeme yaparlar. Demek ki beni çok güzel buldu şapşal.

-Sağol.

Dedim. Sanki savaş kazanmış gibi bir gururla.

-Tutku nerde?

Dedi soğuk sesiyle Mark.

-Gelir şimdi.

Dediğimde ablamın topuklu ayakkabısını sesi evi doldurup.

Herkes bir anda ablamın geldiği yöne baktı. Sanki bir manken gibi asla yıkılmayan egosunu mükemmel bir hoşnutlukla yanında taşıyordu.

Mark ablamı görür görmez öksürmeye başladı. Ablam yanımıza gelene kadar öksürdü. Bora ona masadaki suyu uzattı ve koca bardağı tekte içti. Bardağı masaya koyup hızlı bir şekilde ayağa kalkıp baş ucundaki ablamın bileğimi tuttu.

-Git değiştir şunu.

-Sana ne.

-Erkeklerde var ve üşütürsün.

-Sen beni kıskanıyorsun.

Dedi ablam kendinden emin bir oyun kazanmış gibi.

-Ben seni düşündüm sadece.

-Eğer beni düşünüyorsan şu gömleğini ilikle.

Mark siyah bir pantalan ve siyah bir gömlek giymişti. Ve düğmelerin çoğu açıktı.

-Aynı şey değil.

-Hayır aynı şey.

-Benim sadece bir kaç düğmem açık ama senin.

-İliklemiyceksen benim elbiseme karışma!

Diye gürledi ablam.

-Elbise değil bu kumaş parçası. Hem sen değiştirmiyor san ben değiştirmeni sağlarım.

-Hadi bakalım.

Dedi ablam ve Mark ablamı tuttuğu bileğinden alt kata götürdü kimse umursamadı.

Bora nın oturduğu koltuğa oturup ondan biraz uzaklaştığım bana doğru kayp elini omzuma daydı ve kadına beni gösterdi.

-Sizide tanıştıra madım. Kumsal bu kız kardeşim Güneş. Bugün yurt dışından geldi.

-Memnun oldum Güneş.

-Bende Kumsal.

-Sorun olmazsa bişey sorabilir miyim?

-Aa tabi sor?

-Kaç yaşındasın?

-20.

Dediğimde jeton düştü. Demekki bu kız Bora bizim mahhalemizden ayrılıktan bir sene sonra doğmuştu.

Bora ya dönüp

-Hiç bahsetmemiştin.

-Ne? 

Diye afalladı. Belliydi sadece bana odaklanmıştı. Kahküllerimi kenarında bıraktığım perçemle oynuyordu. Eliyle okşuyordu.

-Bir kardeşin olduğundan bahsetmemiştin.

-Aklıma gelmedi.

Dediğinde inanmayarak da olsa hafifçe güldüm.

-Abi gerçekten mi hiç mi aklına gelmedim?

-Evet.

Dedi Bora dikkatini saçımdan ve yüzümden ayırmadan.

-Sanırım sizde abimin sevgilisiniz.

-Siz yerine sen desen güzel olurdu ve ben aslında Bora nın eski bir tanıdığı ve çalışanıyım.

-Demek ki eski. Abimin bu kadar sana odaklanmısından anlaşılıyor.

Dedipinde Güneş te bende hafifçe kıkırdadık.

-Burnun estetik mi?

-Evet. Güzel değil mi?

-Kesinlikle çok güzel.

-Aslında büyük bir geğiz eti sorunum vardı. Ameliyatta taşındılar sonrada burnunun daha düzgün bir şekli olsun diye estetik yaptırdım mecburen.

-Geçmiş olsun.

-Teşekkürler.

-Acaba bende mi yaptırsam.

Dediğimde Bora araya girdi. Çirkin bir burnum yoktu ama ne Fındık burunda ne büyük burun nede kemikli burun.

-Senin burnu çok güzel. Eşi benzeri yok.

-Abi kızdan biraz uzaklaşsam diyorum.

-Neden?

Dedi hoşnut olmadığını belli eden bir sesle.

-Kumsalında özel bir alanı var.

-Kumsal çekilmeme herke var mı?

-Aaaa.

Diye mırıldandım ne diyeceğimi bilemediğim için. O sırada kurtarıcı gibi ablam ve Mark yanımıza geldiler.

Bu iki inatçı keçiden kazanan ablam Dı. Mark bir kaç düğmesini kapatmış tı. Ablamda hiç bir değişiklik yoktu.

-Nasıl Mark ın inedını kırdın?

-Bende inatçı biriyimdir.

Dedi galibiyetini kutlalarcasına.

-Çenenizi kapamazsanız size gününüz gösteririm.

-Mark! Sus ve otur.

Dedi ablam emir verir gibi.

-Tamam.

Diyip oturdu Mark.

 

 

 

 

 

 

 

İliklemek :düğmeleri kapatmak demektir.

 

 

 

 

Loading...
0%