@yagmurkkk
|
Güneş hoş giyinmişti. Pes pembe elbisesi mini boy, straplez, vicuduna oturuyordu. Hafif çilleri vardı sanırım yeni farketmiştim. Saçları sarıydı boya olmadığı anlaşılıyordu. Çok doğal duruyordu çünkü. -Tutku Mark nasıl yola geldi? -Ben istersem yaparım Bora. -Şaşırmadım gerçi. -Neden? Dedi Mark soğuk, sert ve çarpıcı bir sesle. -Çocukken de hep böyleydi. -Ama o zamanlar daha inatçıydı. Diye Bora yı düzelttim. -Aman konuşacak başka bişey bulamadınız mı sizde? -Abi parti- Güneş in sözü yarıda kaldı.Kapı çalmıştı. Kapıyı açmak için ayağa kalktığımfa biranda bir el belinden beni sarıp koltuğa geri otutturdu. -Napıyorsun? -Yorulucaksın ve o yüksek topuklularla canın acıyabilir. -Alt tarafı kapıyı açıcam. -Sen otur Kumral bende o iş merak etme. -Tamam. Bora kapıyı açtığında mutfağa yöneldim oturma odasında çıktım. Mutfaktan ses geliyordu. Kapının eşiğine yaslandım ve içeri baktım. Bir kız vardı. Bu dosyadan tanıdıktı ama adı neydi ki? Mükemmel bir hafızam var. Kadın mavi, saten, vücuduna çok iyi oturan, kısa, elbise hafif parıltılıydı. Kahverengi saçları dakgalnmış bir şekilde bir kısmı omzunda bir kısmı sırtındaydı. -Boracımmm. Ne? -Efendim Büşra. Bora kızgındı. -Bora neden böyle yapıyorsun? Kadını sesinde büyük bir tutku vardı. -Sana hayır dedim. -Ama bir kere. -Hayır. Benden böyle şeyler isteme. -Az önce - -Sus kendin yaptın sen o sırada. Bora beni fark etti. -Kumsal. -Efendim. -Sen neden orda duruyorsun? -Su içmek için geldim. -Yeni mi? -Evet. -Büşra sen az çıksana. -Neden? -Ne söylüyorsam yap. -Tamam Boracımm. Diyip gitti. Bora bana döndü. Ben bardağa su doldurdum bir andan içeceksen Bora eşimden alıp kafasına dikti. -Komik mi? -Evet. -Sen çok sinir bozucusun aptal. -Şapşaım desene. -Neden? -Küçükken çoğunlukla öyle dersin. -Demicem. -Desene ya. -Demicem Bora. Diyip ona döndüm. Üstüme doğru bir adım attı. Çok takın olduğumuz için geri çekildim daha da yaklaştı. Tekrar çekildiğinde belimi sol eliyle kavrayıp beni kendine çekti. Kendi vücudu ile benim vücudum arasında bir parmaklık mesafa bıraktı. -Desene. -Sen fazla zorluyorsun. -Neyi? -İnadımı. -Şimdi hiç demezsin -Evet. -Keşke - Sözünü kestim. -Keşke suyumu içmeseydin. -Olsun. Sıkılmam bende. -Ben lunaparkmıyım? -Hayır. Nerden çıktı? -Sıkışınca benimle eğleniyormuşsun ya. -Hayır. Ben seninle eğlenmiyorum. Vakit geçiriyorum ve seninle geçen her saniye çok güzel. -Eeeee. -Oof. Sana da iltifat ettim. -Boynuna da sarılıyım istersen. Hatta masaj yapayım. -Masaja gerek yok. Sarılsan iyi olur. -Beni sinir etmeden önce düşünecektin. Diyip belimdeki elinden kurtulacak ayrıldım. Beni mutfaktan çıkacakken bir anda tuttu. Kapı eşiğinin ve duvarın bir kısmına sırtımı yaslayıp, elini kapı eşiğine yasladı. -Ahh. -Acıdımı? Neren acıdı? Noldu iyi misin? -Tamam sus. İyiyim. -Emin misin. Diyerek kollarını kontularol etmeye başladı. -Bora korkma. -Çok aptalım sen çok nerinsin bunu akıl edemeyecek canını yaktım ya. Off. -Bana bak aptal. -Kumralım özür - -Sus salak. Sen neden durduk yere özür diyorsun. -Canını yaktım. Sırtın mı acıdı? -Hayır. Korktuğum için. -Tamam iyisin demi? -Evet. Dediğimde uzın bir ohh çekti. Gözleri yaşardı. Sadece benim canımı yaktığını sandığı için mi ağlıyordu? -Sarılabilir miyim? -Evet kesinlikle. Çocukken de sorardı. Bana sarılmak hep isterdi. Beni özlediğinde, ağladığında, mutlu olduğunda, bana sık sık bu soruyu sorardı. Ellerimi Boranın boynuna sarıp kafamı omzuna koydum. Bora ellerini belime sardı ve kafa sını benim omzuma koydu. Derin bir iç çekti. -Biraz böyle kalabilir miyiz? -Fazlasıyla. Derin derin iç çekti. Ya benim kokumu içine çekiyordu yada nefesi sıkışmıştı ki derin nefes alıyordu. Bir anda bişey fark ettim. Bora nın kani çok hızlıydı. Yerinden fırlamak üzereydi. Bir anda geri çekildi. Ellerini belimden çekmedi. -İçeri gidelim artık. -Evet.
|
0% |