@yagmurluhikayeler
|
1. Kat : Cehennem En az can yakan, en az kavuran. "Bu kata cehennem derler ve azabı, ötekilerinden hafif, daha zariftir." -marifetname. _____ 🌑 Ölüme son 7 ---------------------- Sunucuya giriş yaptınız. Cemre : günaydınnnn 🔆 Telefon kameranız aktifleştirildi. Cemre : hay amk her seferinde neden bunu yapıyonuz kil maskesi vardı yüzümde sıçtım yine altıma Katil sohbete katıldı. Katil : Merhaba Cemre. Fikir değişimlerinde para iadesi yapmıyorum. Cemre : fikir değiştirmedim hala ölmek istiyorum 😅 sadece ölürken de cildim bebek gibi olsun istiyorum kendime bi zebani koca bulucam diğer taraftan 🤰🏻 Katil : Neden girdin sunucuya tekrardan? Cemre : şey için rahatsız ettim katilişko birkaç soru var da aklımda... Cemre : nasıl ve nerede öldüreceksin beni seçebiliyor muyuz katalog falan var mı? bir de saat kaçta tahmini? Katil : İşime karışma. Cemre : ne :D ?? Katil : Gece vakti. Saat üç civarı. Cemre : ben yatağımdayken mi yani🙀 bana bir veda busesi de verecek misin öldürmeden 💋 Katil sohbetten ayrıldı. 2 SAAT SONRA Cemre : katilişko nasılsınız? (korkak gözler) Cemre : huhuuuuuu👀 Katil sohbete katıldı. Cemre : ya benim psikoloji o kadar gitti ki az önce bi müşteri geldi kahve almaya siyah bi şapkası vardı böyle çok PSİKOPAT BİR KİRALIK KATİL gibi duruyodu dedim benim katilişko şimdiden beni gözetlemeye mi geldi hehe 🤭 Katil : Ben kahve içmem ve şapka takmam. Cemre : ee sabahları ayılmak için ne içiyorsun?!? (şaşkın-gözleri kocaman açık) Katil : Neden parantez içine öyle şeyler yazıyorsun? Cemre : komik çünkü (görüldü) Cemre : sormayacak mısın neden beni öldürmen için seni tuttuğumu? Katil : Hayır. Cemre : merak etmiyor musun ya Katil : Etmiyorum çünkü biliyorum. Cemre : niyeymiş söyle Katil : Sıkıcı hayatına bir eğlence istedin ve benim gerçek bir kiralık katil olduğumu düşünmüyorsun. Cemre : ayy bugün dükkan çok yoğun olduğu için latte içemedim ee sen ev adresimi bildiğine göre bari akşam bana bi latte yolla yemeksepetinden? getir bi mutluluk da olur migroshemen de olur 🥰 Katil : Tam olarak neden hala buradasın Cemre? Arkadaş arıyorsan başka sitelere gitmelisin. Cemre : dün sana bir ton soru sordum o zaman hiç böyle demiyodun ama bu erkekler var ya hepinizin Allah belasını versin parayı aldın şimdi domuşturdun o bet suratını (bet bizim burada çirkin anlamında kullanılıyo) Katil : Yorumlar kısmından müşterilerin yorumlarına bakabilirsin. Eğer beni dolandırıcı zannedip heyecan için tuttuysan üzgünüm, işleme aldığım zaman geriye dönmüyorum. Cemre : tmmm bak gece civarı gelicem dedin ya o gün özel bi iç çamaşırı giyicem ve mum yakcam 🤪 (görüldü) Cemre : adın ney? (görüldü) Cemre : heyyyy baksana domuşuk (görüldü) Cemre : bak şimdi asayişten çocuklar mesaj attı bana bulmuşlar senin adresini oraya gelip seni ters kelepçelicekler haberin olsun Katil : Garipsin. Cemre : gülmedin mi konuşmalara hiç ya ben olsam bi mal bana para yollasa beni öldür dese ben PATLARDIM Katil : Hayır gülmedim. Cemre : bence asıl sen garipsin bir de bana laf ediyosun söylesene cidden katil misin Katil : Bu konuyu çoktan konuştuk. Cemre : bak gerçekten ölmek istiyorum tamam mı ama kendime bunu yapacak kadar cesur değilim bu nedenle seni tuttum işte anlasana (keder-ızdırap) Katil : Neden böyle enteresan mesajlar atıyorsun o zaman? Cemre : çünkü senin gelip de beni öldüreceğini düşünmüyorum kim bilir hangi şehirdesin belki yaşın küçük eğlencesine açtın bu siteyi bilemiyorum ben de o yüzden seninle uğraşıyorum işte 🤪 Katil : O halde neden bana para ödedin? Cemre : çaresizlikten (gariban) Katil : Kendini öldürmeyi beceremedin mi? Cemre : iki kere denedim olmadı korktum işte aslında babamdan çok korkuyorum ve beni öldürmesinden çok korkuyorum hapiste şu an ve çıkmasına üç beş gün kaldı o çıkmadan keşke gelsen ve beni öldürsen ben de bu sikik hayattan kurtulsam keşke gerçek olsaydın... 😔 (umutlu) Katil : Babanı öldürmem için beni tutman daha mantıklı olmaz mıydı? Cemre : olurdu ama o öldüğünde ben yine mutlu olmayacağım benim yaşamak için bir nedenim yok bi de babam ölürse annemi öbür dünyada rahatsız eder belki ben gideyim annemin yanına özledim zaten Cemre : neyse umarım gerçeksindir ama bir yandan da korkuyorum hayatıma bir heyecan getirdin biliyor musun dediğinde haklısın gerçek olduğuna inanmıyorum ama yine de bir ümittir yaşamak demişler dimi ☺️ ... Katil : Cemre ben şimdi biraz araştırma yaptım seninle ilgili. Hayatın oldukça düşük kalitede. Beni tutmak için ödeyecek kadar büyük bir meblağ nasıl geçti eline? Cemre : araştırma dediğin ne yoksa instagramdan beni stalkladın mı? 🤣🤣🤣 Katil : Beni kiralayacak para eline nasıl geçti? Cemre : annemin son hatırasını sattım.... (kolyesini sattım has altın çok pahalıydı) Katil : Ölen annenin kolyesini satıp beni kiraladın üstelik benim bir dolandırıcı olduğumu düşünüyorsun öyle mi? Cemre : anlıyor musun çaresizliğimi işte. ben sadece gitmek istiyorum katilcim ben annemin yanına gitmek istiyorum o yüzden diyorum umarım gerçeksindir ve bana yardımcı olursun. 🌸🦋 Katil : Merak etme, Cemre. Sana yardımcı olacağım. Dediğim gibi, bu işten vazgeçmek istesen de işleme alındığı için iptal etmiyorum. Müşteri memnuniyetim esastır. Lütfen beni rahatsız etme artık. Cemre : ya of celladımla uğraşmak bir başka oluyormuş hehe 😁 Cemre : neden bu işi yapıyorsun anlatsana biraz Katil : Seni tekrar tekrar uyarmak istemiyorum lütfen beni rahatsız etme. Cemre : tmm söyle gitçem neden bu işi yapıyorsun Katil : Çok para var. Cemre : yakalanırsan ne olur? Katil : Yarağı yerim. Cemre : BU CEVABI BEKLEMİYODUM AMK PATLADIM Katil : Ben seni patlatıcam Cemre. Cemre : ASĞASDĞSAFPDASPSDFĞPĞDASFADS Cemre : şimdi ben yedi gün boyunca senin gerçek bir katil mi yoksa dolandırıcı mı olduğunu düşünüp durucam ya offf Katil : İyi düşünmeler. Cemre : hangi şehirdesin? mesela biri vana çağırsa oraya gidip sonra çanakkaleye çağırsa oraya mı gidiyorsun yani seyyar katilişko musun Katil : Benim için çalışan insanlar var. Cemre : beni hanginiz öldürecek? (kaslı 190 kirli sakallı seçeneğiniz var mı) Katil : Ben ölürücem seni. Cemre : izmirdesin o zaman (kaslı 190 kirli sakallı mısın?) Katil : Kişisel verilerimi paylaşmıyorum Cemre. Cemre : bi şey sorcam katilcim şimdi ben seni görsem tanır mıyım acaba düşünsene yolda çarpışıyoruz falan ben katilime bakıyorum sen bana sonra hiçbir şey olmamış gibi yolumuza bakıyoruz falan offfffff 🙀🙀🙀🙀 Katil : En az bir kere konuşacağız seninle zaten. Cemre : nE Katil : Duygusal bağ kurup öldürdüğümde daha zevkli oluyor. Cemre : Allah belanı versin senin amk ruh hastası sadist köpek Katil : Ayıp. Cemre : YA sen kesin veletsin on yaşında bi ergen dimi böyle milleti korkutuyosun burda sonra da işine bakıyosun izmirde bile değilsindir sen odanda annenden gizli dark web'e girmiş aptal bir çocuksun ... Katil : Böyle yaparak seni öldürme tarihimi erkene mi çekmeye çalışıyorsun? Cemre : bişi sorcam sen benimle bağ mı kuracaksın cidden Katil : Ben seninle değil sen benimle kuracaksın. Cemre : ne zaman seninle yüz yüze gelip bağ kurarız tahmini Katil : Bulduğum ilk fırsatta. Cemre : sen olduğunu bilecek miyim? Katil : Hayır. Cemre : insanlar onu bunu öldür diye seni tutuyor ama ben sanırım kendim için tuttuğumdan şanslıyım bu konuda yani seninle buradan mesajlaşarak bile bağ kurabiliriz aslında bir yabancı gibi benimle tanışmana gerek kalmaz bile belki Katil : Seni buradan mı etkilememi istiyorsun? Cemre : NUDE MU ATCAN BANA Katil : Ney mi atcam? Cemre : nasıl etkilicen beni burdan istiyorum hadi etkile 😳 ... Katil : Pekala. O halde seninle buradan küçük bir oyun oynayalım mı? Cemre : ayyy evet 101 okey mi oynayacaz??????????? kullanıcı adın ne ekliyim seni Katil : Artık dalgayı bırak, sana son yedi gününün en büyük şansını veriyorum. Korku içinde uyanmak mı daha kötüdür yoksa hiç uyanmamak mı? Cemre : n-ne demek o? (anlamadım soruyu amk) Katil : Dükkanın önüne çık. Cemre : BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM BEKLE HEMEN ÇIKIYORUM Cemre : nerdesin?????? Katil : Soluna bak. Katil : O tarafın sağ Cemre. Cemre : DUR HEYECANDAN KARIŞTIRDIM NERDESİN EL SALLIYORUM?? Katil : Sol tarafta bir simitçi var. Seni bekliyor. Cemre : bişey sorcam yoksa sen o simitçi dayı mısın amk püüüüüü Katil : Martılar sana bu oyunda eşlik edecekler Cemre, onların çığlıklarını duyduğunda yaklaştığını bil. Katil sunucudan ayrıldı. Telefon ekranını kapattım. Gözlerim heyecandan yanıp kavruluyordu. Telefonu tuttuğum elimi kalbime götürüp önlüğün üzerinden bastırdım. Yavaş adımlarla simitçiye doğru ilerlemeye başladım. "Cemre!" sesiyle durup kahve dükkanının girişine döndüm. Emre bana el sallıyordu, "Nereye? Bir ton müşteri var!" "İdare et lütfen!" diye bağırdım ve hızla simitçiye ilerledim. Yaşlı adam minik taburesine oturmuş, arkasındaki kocaman ağacın gövdesine sırtını dayamıştı. Önündeki küçük simit arabasına doğru adımladım ve derin bir nefes aldım. Ayaklandı, "Kaç tane simit vereyim kızım?" dedi gülümserken. Şaşkınlıkla adama bakıyordum. Durup çevreye kısacık göz gezdirdim. Simitçiyi ve beni gözetleyen birilerinin olmadığından emin olup adama döndüm. "Merhaba, size birisi bir şey dedi mi?" dedim kekeleyerek. Adamın ifadesi soldu ve taburesine oturdu. "Ne gibi?" dedi ve bir sigara yaktı. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilememiştim. "Şey tamam. Ben bir tane simit alacaktım, ne kadar?" diye sordum. Kahve dükkanına gitmem gerekliydi, çok da bir vaktim yoktu. Adam tekrar ayaklanırken sigarası ağzında, yüzüne üşüşen dumanlardan gözleri kısıktı. "Herkese on, sana yedi lira." "Tamam alayım," dedim hızla. Adam bana kağıda sardığı simidi uzattığında önlüğümün cebinden bahşişlerime elimi daldırdım. Demir para çıkartıp adama yedi lira uzattım. Dükkana ilerlediğimde elim tekrar telefonuma gitti. Cemre : ben bi bok anlamadım ne oldu şimdi? Katil sunucuya katıldı. Katil : Yaşlı amcaya para kazandırmanı istedim :) Cemre : DALGA MI GEÇİYON YA Katil sunucudan ayrıldı. Sinirle içeri daldım ve elimdeki kağıda sarılı simidi tezgahın berisindeki çantamın içine bırakarak örgülü saçımı bir omzuma aldım. Kalabalık sıranın içinden geçtim ve Emre'nin yanına koşuşturdum. Telaşla aldığı siparişlerde yardım etmeye başladım. "Nereye gittin?" diye sordu şaşkınlıkla, çantama sokuşturduğum simide bakarak, "Burada bir sürü kek poğaça var, neden simide para verdin?" "Of, sorma!" dedim bulaşıkları yıkarken. Dükkan biraz rahatladığında sigara içmek için kapının önüne çıktım. Bulaşıkları yıkadığım için ıslak olan ellerimi önlüğüme sildim ve önlük cebimden sigara paketimi çıkartıp bir sigarayı dudaklarıma götürdüm. Doğruydu, ölmek istiyordum. İnternetten bulduğum bir yabancıya tomarla para ödemiştim. Gerçek olma ihtimali ile dolandırıcı olma ihtimali arasındaki minik kopuntuda bedenim çalkalanıp gidiyordu. Ben yalnızca beni öldürmesi için ona para ödemiştim. O ise öldürmeden önce insanlarla geçebildiği kadar dalga geçen, kendine bağlayan ve sonunda gözlerine bakarak öldüren bir oyuncu olduğunu iddia ediyordu. İyi de beni bir simit ile nasıl etkilemişti ki? Mesai çıkışı kararan hava nedeni ile sahildeki minik teknelerin yanındaki yakamozu izleyerek eve dönüyordum. Havanın tablo görüntüsüne yüzüme dokunan dolunay eşlik ediyordu. Düşünüyordum, belki de katilden biraz daha acele etmesini istemeliydim. Ancak onun gerçekliği konusunda bir türlü emin olamıyordum. Ellerimi montumun ceplerine sıkıştırıp ilerlemeye başladım. İnsanlar gülüşüp eğlenerek yanımdan geçerken bir balıkçı teknesine gözüm çarptı. "Martılar bizim avları yiyorlar," dedi balıkçı elinde tuttuğu kovayı sallandırarak, yanındaki diğer balıkçıya. Gülümseyerek ilerlerken adımlarım yavaş yavaş durdu. "Martılar sana bu oyunda eşlik edecekler Cemre, onların çığlıklarını duyduğunda yaklaştığını bil." Başım denizi örten siyah gölgeye çevrildi. Karanlık havada dolunayın önünde uçuşan birkaç martı vardı. Çantamdan sabah simitçi amcadan aldığım simidi çıkarttım ve martılara atmak için iskeleye doğru ilerlemeye başladım. Bir gariplik vardı, martılar bile sanki o an benim halime ağlıyordu. Simidi kağıttan çıkarttığımda kağıdın iç kısmında inci gibi yazılmış bir metinle karşılaştım. Merhamet karanlığın içinde kaybolmuş bir kelime. Aynı şu an karşında gördüğün koyu denizin içindeki kum taneleri gibi sadık kötülüklere. Varlığı kanat çırptıkça gözler önüne serilen tüm bu kıyamet martıları bile kaçışın olmadığını biliyor Cemre. İçine girmek istediğin bu oyunun tek bir kuralı var : Fısıltıları dinlemek... İnsanlar duymadıkları şeylere kulak astıkça güzelleşirler, tıpkı şu an martıların aslında çığlık attığını fark etmendeki gibi. Nefesini keseceğim, kalbini donduracağım. Canlılar ağlayacak cansızlığına yedi güne. Acının asıl anlamını sana gözlerinin içine bakarak anlatacağım. Ne yaparsan yap, beni sen istedin, ama bu oyunu ben sonlandıracağım. Sevgilerimle. Kanım donuverdi, çiyler bedenimi sarıp gitti. Birkaç martı halime ağladı, üç beş infilak ruhumu çalkaladı. Kağıdı tutan elim hafif hafif titrerken yüzüme sertçe tokat atan rüzgar bedenime cehennemi tattırıyordu. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde yere bağdaş kurarak oturdum ve metni defalarca, üst üste okudum. Korkmuştum. Hızla telefonumu elime aldım. Cemre : tamam ölmek istedim ve seni tuttum ama biraz abartmadın mı çünkü bu gerçekten rahatsız edici bir mesajdı Katil sunucuya katıldı. Katil : Merhaba Cemre. Mesajlar kimi zaman rahatsız etmeli. Cemre : böyle mi bağlayacaksın beni kendine? korkutarak mı? sen benim karşıma çıksan seni tokat manyağı yaparım Katil : Evet seni bu mesaj ile kendime bağlayacağım. Cemre : ben sadece bu mesajdan rahatsız oldum ve gerçekten KANIM DONDU Katil : Demek ki yeterince dikkatli okumamışsın yoksa eminim ki benden etkilenirdin. Katil sunucudan ayrıldı. Ekranı kapatıp kağıdı iki elime aldım. Tekrar tekrar okurken bir anda gözlerim fal taşı oldu. Bir bölüklük koca bir toz bulutunu bedenimin tepesine bıraktı, tozların yağmurunda örtülmek gibi ürpertti beni. Mesajın her bir cümlesinin baş harfi... Merhamet karanlığın içinde kaybolmuş bir kelime. Aynı şu an karşında gördüğün koyu denizin içindeki kum taneleri gibi sadık kötülüklere. Varlığı kanat çırptıkça gözler önüne serilen tüm bu kıyamet martıları bile kaçışın olmadığını biliyor Cemre. İçine girmek istediğin bu oyunun tek bir kuralı var : Fısıltıları dinlemek... İnsanlar duymadıkları şeylere kulak astıkça güzelleşirler, tıpkı şu an martıların aslında çığlık attığını fark etmendeki gibi. Nefesini keseceğim, kalbini donduracağım. Canlılar ağlayacak cansızlığına yedi güne. Acının asıl anlamını sana gözlerinin içine bakarak anlatacağım. Ne yaparsan yap beni sen istedin; ama bu oyunu ben sonlandıracağım. Mavi Fincan, bu sahildeki bir kahve dükkanının adıydı. Hızla ayaklandım. Mavi Fincan'a giderken bir yandan kağıdı tıkıştırıp çantama attım ve simidi bir bankın üzerine bıraktım. Koşar adımlarla kahveciye girdim ve telaşla insanlara bakındım. Kalabalık insan kümeleri aralarında sohbet ederek kahve içiyordu. Katil buralarda bir yerlerde olmalıydı. Boş bir yere oturdum ve hızla telefonumu elime aldım. Cemre : geldim neredesin? Cevap vermiyordu. Önüme menü bırakıldığında korkudan titriyordum. "İlk buluşma mı?" sesi ile hızla başımı yana çevirdim. Siyahlar içinde bir adam elindeki kitabı okuyordu. Başı bana çevrildi ve yavaşça gülümsedi, "Biraz gergin gibisiniz, bırakın karşınıza gelecek adam gerilsin." "Sen misin?" dedim gözlerim kocaman açılırken. Kaşları şaşkınlıkla çatıldı ve aklı noksan biri olduğumu varsayarak önüne döndü. Menüye bakarken ne yapacağımı bilemiyordum. Düşünmeye başladım. Menüdeki isimlere baktığımda yedi numarada Latte olduğunu gördüm ve masaya gelen garsona Latte istediğimi söyledim. Burada oyalanmalıydım. Katil buraya gelmemi istemişti. Sabahtan beri canım çeken o kahveyi sonunda içe- Yedi? Yedi. "Herkese on, sana yedi lira." neden herkese on, bana yedi? Ölümüme kalan gün sayısı kaçtı? Cemre : latte sipariş edeyim diye mi geldim buraya? şimitçi ondan mı sadece bana yedi liraya sattı Cemre : birşey der misin? Önüme bırakılan kahvenin yanında minik siyah bir kutu vardı. Şaşkınlıkla garsona kalktı başım. Gülümsüyordu, "Bunu bir beyefendi bıraktı." Kutuyu elime aldım ve yavaşça açtım. Katili tutmak için sattığım kolyeydi. Annemin kolyesi... Garsona baktım, "Ne zaman bıraktı?" "Şimdi," dedi ve arkasını dönüp kasanın oraya bir süre bakındı. Bana döndü şaşkınlıkla, "Gitmiş sanırım, buradaydı beyefendi şimdi." Kolyeyi avcuma aldım. Telefonum titrediğinde hızla cebimden çıkarttım. Katil : Hızlı çözdün kağıttaki mesajı. Beni şaşırttın. Cemre : ben ne diyeceğimi bilemiyorum açıkçası yani hem latte içtim sayende hemde annemin kolyesine kavuştum Cemre : şimdi ne olacak? Katil : Kolyeni tak işte. Cemre : neden yaptınki bunu ?? 🥺🌸 Katil : Mesaj üzerinden bunu yapabildim. Cemre : simitçi ne alaka orayı tam çözemedim evet bu kahvecideki menüde yedi numarada latte var ve simitçi adam bana özel yedi liraya sattı ama ne alakası var olaylarla? Katil : Gidip kolyeyi kahve içerken almanı sana açık açık mesajda söyleyecektim. Sonra baktım simitçi abiden kimse simit almıyor önce o kazansın istedim ondan sana simit aldırdım. Cemre : ULAN MANYAK HERİF BUNUN İÇİN Mİ SİMİTÇİYİ KARIŞTIRDIN ARAYA AHSHDASHAF Katil : Evet. Cemre : sen alsaydın amcadan simit?? 😂 Katil : Aldım. Hem de senin gibi yedi değil on liraya. Cemre : ya ahahjsjsjs ama latteyi ısmarlamış kabul etmem çünkü ben ödücem hehe :p Katil : Kutuyu garsona verirken kahvenin hesabını ödedim. Cemre : ayyyy katilişko 🤭🌸 Cemre : ya az önce aynı dükkanda mıydık yani şimdi yaa offf Katil : Öyleydik. Cemre : beni gerçekten çok mutlu ettin annemin kolyesi ve kahve için teşekkür ederim 🥹🥹🥰🥰🥰 Katil : Dedim sana, karşımdaki bana bağlandığında öldürmesi daha güzel. Cemre : sen tam bir ruh hastasısın amk Katil : Afiyet olsun. Katil sunucudan ayrıldı.
|
0% |