@yagmurmuyummmm
|
Merhaba ey cemiyet ben geldim. hoş buldum, hoş buldum Kendimi şizofren gibi hissettim bir an. amaaaaan bea kinu bu değil. Üste yine şarkı bıraktım dinlersiniz belki Yorumları ve oyları unutmayın 6.BÖLÜM Baya bi vakit geçirmiştik. Akşam olduğunda ise Dilan teyzeler gelmişti. Şuan salonda oturmuş masanın hazırlanmasını bekliyorduk. Doruk amca "yıl başına kadar şirketler birleşiyor Cihangir." Dediğinde Cihangir Bey "evet ama keşke bu şirketleri birleştirmeyi daha erken yapsaydık. Bu dönem işleri erteledim ama hala kızıma vakit ayıramıyorum her şey üst üste geldi" Diyerek karşılık verdi. Elimde olmadan gülümsedim. Gerçekten benle vakit geçirmek istediği belli oluyordu. Ama şartlar buna izin vermiyordu. Doruk amcada bu haline gülerek "sana önceden 10 kere söyledim Cihangir. Boşuna mızmızlanma. " Dedi. Elif hanım "Ay sürekli iş mi konuşcaz ya kızım için ben işlerimi ertelemisim. Şurqda bir boşluk bulmuşum. Gidin başka yerde konuşan işinizi." Dediğinde Cihangir Bey açtığı ağzının hemen kapattı. Anladığım kadarıyla eve Cihangir beyin Sözü ,Cihangir beye Elif hanımın sözü geçiyor. hanımcılık her nesilde var. Yanımda oturan Elif hanım bana biraz daha yaklaşıp "tırnaklarım nasıl olmuş hayatım? Böyle oval güzel mi küt mü yapsam. Veya rengini falan mı değistirsem" dedi Üstüne biraz düşünüp "şeklini sakın değiştirmeyin, ama renk olarak bir kaç ton kuyusu hem daha güzel olur hemde sonbahar renklerine uyum sağlamış olursunuz" dedim Aradığı yorumu bulmuş gibi gözleri parladı "yemin ederim DNA testleri olmasa şu zevkinden bile benim kızım olduğunu anlarım" Diyip sarılmaya başladı. Sarılırken aynı zamanda "bu zevkli şaheseri ben doğurdum " diye hava atıyordu. En sonunda beni bırakıp Dilan teyzeye döndü. "Kusura bakma Dilan ama sana 10 kere sorduğum sorunun asık cevabını kızımdan aldım. Tam benim kızım" dedi. Dilan teyze bu hallerine gülerek "benim öyle şeylerden anlamadığımı biliyorsun Elif. Ama Irmak'ın ne kadar zevkli olduğunu bende biliyorum" Dedi. arkadaşlar tamam bu kadar övmeyin beni özgüven patlaması yaşicam yoksa. İçeri hizmetli abla girip "yemekler hazır efendim" diyince herkesle beraber bende ayaklandım.
2 saat sonra: Yemekler yenmiş sohbetler edilmiş ve Akın abiler kendi evlerine geçmişti. Bizde salonda oturmuş birinin sessizliği bozmasına bekliyorduk. yarın okul olduğu için en sonunda ayağa kalkıp "yarın okuk var sizinle oturmak isterdim ama yatmam lazım" Dedim. Cihangir Bey aklına yeni gelmiş olmalı ki hemen cebinden kimliğimi çıkardı "Buyur kızım yeni kimliğin, bu arada seni Emre'nin sınıfına aldık" Dediğinde kimliğimi almıştım. Kaşlarımı kaldırarak "Emre 9. Sınıf değil mi?" Dediğimde Emre hemen lafa atladı "ben 2009 luyum doğal olarak 10. Sınıf oluyorum. Asıl senin 11. Sınıf olman lazım 08 doğumlususn" Dediğinde Kafamı evet anlamında salladım "08 doğumluyumda baya bi sonunda doğduğum için 10. Sınıfım yani 3 gün geç doğsaydım 09'lu olcaktım" Dediğimde hepsi beni onayladı. Cihangir Bey ile Elif Hanıma dönüp "Daha fazla birşey yoksa iyi geceler" Diyip yanlarından ayrıldım Pijamalarımı giyinip direkt kendimi yatağa attım. Zaten 5 dakika sonra kapımın açılma sesini işitmiştim. Gözlerimi haffi aralayıp baktığımda Cihangir beyi gördüm. Yatağımın başına oturup "Bugün baba kız beraber uyuyalım mı?" Dedi. İçtenlikle gülümseyip yatakta uca geçtim. Hareketinden cevabımı anlayıp oda yanıma yattı. Göğsüne çekip saçlarımı okşamaya başlayınca kısa bi an dondum hemen kendime gelip uyumaya çalıştım. Cihangir Bey "Seni daha önce bulamadığım ve aile sevgisinden eksik büyümek zorunda kaldığın için özür dilerim" Dedi. Sorun yok manasında kolumu onun göğsüne koydum "sizin hatanız değildi. Düşününce sizi suçlicak bir yan bulamıyorum. Eğer gerçekten ölseydim bile hergün mezarıma gelen bir babaya sahip olduğum için üzülmezdim " Dedim. Hissetiğim ıslaklık ile Cihangir beyin yüzüne baktım ağlıyordu "bh abları böyle göğsümde yattığın anları ne kadar hayal ettiğimi sana anlatamam bile. Normalde bir babaya güzel bir rüya olacak şeyler benim kabusum oldu. Çünkü o an hiç gelmicek sanıyordum" dediğinde benimde gözlerim dolmuştu. Burukça gülümsedi "ama geldi. Kızım şuan benim göğsümde yatıyor geç oldu ama oldu. Kabuslar rüyaya dönüştü bütün acılar, yaralar iyileşti." Dediğinde benimde gözümden 1 damla yaş aktı. Ona sıkıca sarılıp gözlerimi kapattım "geldim baba, geldim" Diyip uyumaya başladım. Dalmadan önce hissettiğim şey saçlarıma kondurulan derin ve özlem dolu bir öpücüktü. 7 saat sonra:
Sabah yani başımdaki telefondan "uyansana lan izmarit... Ben kalk dedim mi kalkacaksın " sesi ile uyanmıştım. Yanımda yatan babam ise gülerek "baya iyi alarm seçimi bayıldım" Dediğinde alarmı kapatmış yattığım yerden ayaklanmıstım. Oturduğu yerden bana bakan babama "sizi dışarı alalım babacığım bende okul için hazırlanayım " Dediğimde baba dediğim an yüzünde güller açmıştı. Güle güle odandan çıkınca Elif hanımın "hayırdır hayatım niye öyle ufu görmüş köylü gibi Sırıtarak geziyorsun. Bir problem yok ya" Dediğinde bende gülmeye başladım. Ona anne demek için başka planlarım vardı. Yer ve zaman gibi. Giyeceğim kıyafetleri alıp hemen kısa bir duş aldım. Aynadan kendime baktığımda çok güzel olmuştum. Yırtık bir kot pantolon, bol bej rengi bir sweat, koyumla aynı renk bir kol çantası-tabi içinde kitaplar ile- birde beyaz sporlarım vardı. *şapka ve gözlük yok* Saçlarımı kurutup bir güzel tarayıp yüzüme okulda belli olmucak ama yüzüme renk getiren bir makyaj yaptım. Kendimi hazır hissettiğimde odadan ayrılıp yemek odasına ilerledim. İçeri girince Emre dışında herkesin burada olduğunu gördüm. Elif hanım "kızım sende yeni geldin masaya ama ayaktayken gidip bi Emreyi çağırsan olur mu? Sıpanın okulu var diye normalde 5 dakikalık işini yarım saatte yapiyor" Dedi. Sadece "Enre'nin odası hangi odaydı" Dediğimde babam "Senin odanın sağındaki oda" Dedi. Daha fazla uzatmadan geldiğim yolları geri çıktım. Odasının önüne geldiğimde tam tıklatacak iken Elif hanımın assagidan "sakın tıklatma dal direkt birşey olmaz. Tıklattığın an hızlanıyor kareta sanki sen abartmıssin gibi yapıyor " diye bağırdığını duydum. Keşke aşşağıda iken söyleseydi şuan ben duyduysanız zaten Emre'de duymuştur. Yinede tıklatımadan odaya girdiğimde hazırlanmış sırtında çantası ile kapıya yönelmiş Emreyi gördüm. Elif hanım haklıydı. Emre gülerek "noldu beni çağırmaya mi gelmiştin? Oysaki tam ben çıkıyordum " Dedi. Kafamı olumsuz manada sallayıp "odam yanda ya bi an o karıştı ama sen benim seni çağırmam için böyle bekliyorsan bilemem" dedim. Alayla gülüp "zaten bende annemin söylediklerini duymadım dimi beni mi kandırmaya çalışıyorsun sen" Dediğinde zafer ile gülümsedim. Kaşlarımı kaldırıl sorgularcasına "yani sen anneni duyup hazır ola geçtiğini kabul ediyorsun " Dediğimde afallamıştı. Kafasını 2 yana sallayıp odadan çıktı. Çıkarken kolunu omzuma atıp benide çıkarmayı unutmadı tabi. Yemek odasına geldiğimizde herkes bir çok şükür çekmişti. Masada 2 tane boş yer vardı önce Emre yerine geçsin diye bekleyip. Daha sonra boş kalan Mert ve Selim'in ortasına oturdum. Herkes yerleşip babam "Afiyet olsun" diyince çatal kaşık sesleri çıkmaya başlamışti. Telefonum acelen bildirim ile masadakilerden özür dileyip telefonu açıp baktım. Akın abi bugün gelmeyecekmiş ailesi birkaç günlüğüne yurt dışına çıkacağını ve onunda gelmesini istemişler. Tamam diyip telefonu geri kitaplarımın arasına attım. Kahvaltımw geri döndüm. Babam "Bugün sizi ben bırakıcam. Gazeteciler falan yine orda olur zaten artık seni herkese bildirme zamanı geldi" Dediğinde ağzımdaki lokma bitmediği için kafamı sallamak ile yetindim. Biraz daha atıstırdıktan sonra babam "doyduysanız kalkalım artık" bakışlarını Ayaz'a çıkarıp "Senin araban hala tamirde bizimle gel seni de bırakayım" Dedi. Ayaz kafası ile onaylarken Elif hanım "bende bur kaç saate şirkete geçerim. Zaten okullar başladı evde dursakda kimse yok" Dedi. Babam onu onaylarken bakışları hala yemek yiyen bize döndü "ee kalkmayı düşünüyor musunuz?" Dediğinde ayağa kalmayı unuttuğumu fark edip hemen kalktım. Babam önde, onun arkasında Ayaz, onunda arkasında ben ve Emre ilerlemeye başladık. Arabanın yanına geldiğimizde Ayaz öne babam sürücü kısmına bizde arkaya bindik. Yarım saatlik yol hızla akarken sadece yolu izliyordum o kadar dalmışım ki telefonuma gelen bildirimleri yeni duymuştum. okula gidiyordum ve telefonu sessize almayı unutmuşum. Bunuda şuna fark ediyorum. Bu akılla daha cok yaşarım. Mesaja babamdan önce telefonu sessize alıp instagramdan gelen bildirime girdim. Cihan mesaj atmıştı. Her zamanki gibi. engellemiştim ama kendisi surekli yeni hesapalardan glediği için veya başaramazsa sürekli yeni hat alıp numaramı yazdığı için en sonunda engellemeyi kesmiştim. İse yaramiyordu çünkü. Cihan: Naber güzelim? bugün Akım yokmuş. Sınıf grubundan gördüm konuşuyorlardı. içimden bir ses bugün çok güzel geçecek diyor. Sen ne dersin? Ben:
Siktır git cihan Cihan: illaki benle düzgün konuşmayı da öğreticem sana. ama bakalım bugünde böyle konuşa bilecek misin? o aklını başına toplamana çok güzel yardın edicem güzelim hiç korkma. çok yardım severimdir :) okulda görüşürüz Irmak'ım sadece görüldü atıp bırakmıştım. Umursamıyordum çünkü daha önceden de böylebiş rehditler savurmuşluğu vardı. Hepsi sadece benim kendimi yemem ile bitmişti. Araba durduğunda çantamı omzuma asıp arabadan indim. Etrafıma baktığımda gerçekten tüm gazetecilerin burada olduğunu gördüm. Babamın yanına geçip yürümeye başladım kameralar buraya döndüğünde beni gördükleri an sorular yağmaya başlamıştı. "Cihangir Bey daha önceden haberi i aldığımız kızınız ile mi tanışıyoruz şuan" gibi bir çok soru yağmuruna maruz bırskmışlardı. Babam sakinlik ile elini belime koyup biraz daha kendine yaklaştirdı "Evet arkadaşlar daha o çeken haberini verdiğimiz kızımız Irmak Göksel ile tanışıyorsunuz" dediği an bütün kameralar özellikle benim üstümde durmaya başladı. Okul olduğu için babama dönüp "okula geç kalacağız" Dediğimde gülümseyerek alnımı öpüp "Allah zihin açıklığı versin " Dedi. Gülümseyerek ona baktığımda o Emreyide öpüp aynı şeyi söylemişti. Ayaz ise Babamın diğer yanında gazeteciler ile ilgileniyordu. Ona baktığımı hissetmiş gibi bana dönüp goz kırptı. Elimde olmadan gülümseyerek okulun bahçesine girdim. Emre yine kolunu omzuna atıp kendi arkadaş grubunun yanıma ilerlemeye başladı. İlerlediğimiz yerde 1 kız 3 erkek vardı. Yanlarına gittiğimizde hepsi gülümseyerek bana bakıyordu. "Demek Emre'nin bize çok güzel diye ballandıra ballandıra anlattığı ablası sensin" Dedi içinde en iri duran. Emre tabi der gibi bakmaya başladı daha sonra ise tanıştırmak faslina gecti önce ben gelir gelmez konuşan iri çocuğu gösterdi "Yusuf kendisi 12. Sınıflardan " Yusuf'un yanında oturan onun kadar olmsada iri ve ona benzeyen kisyi gösterdi "Yusuf'u kardeşi Murat kendisi 11. Sınıf" Dedi. Daha sonra yan yana kızın omzuna kolunu atan çocuğu gösterdi "Ahmet bizim sınıftan kendisi" Diyip yanındaki kıza döndü "Ahmet'in sevgilisi Alara. Henüz yeniler. Ve ida bizim sıniftan" Dedi. Hepsine bakarak "bende Irmak 10. Sınıf öğrencisiyim " Dediğimde Murat "sen Emre'nin ablası deği miydin?" Dediğinde dün yaptığım açıklamanın aynısını yaptım. Anladiklarına dair miriltilar çıkardıklarında Emreye dönüp "bizim şube neydi?" Dediğimde "A" Dedi. Başımı sallayarak onu onayladım "tamam birazdan ders başlar ben bir lavaboya gidiyim sınıfta görüşürüz " Dedim tam gidecek iken Alara "bende geliyim" Dedi. Oda geldiğinde beraber lavaboya girdik kimse yoktu. 1 tane kabine girip işimi hal ettikten sonra tam çıkacak iken Alara kolumu tuttu. Anlamaz gözlerle ona bakmaya başlayınca "ya burda bekler misin benimde 1 işim varda hemen geliyorum beraber gideriz sınıfa " Dedi. Dersin başlamasına 5 dakika vardı tamam der gibi kafamı sallayınca lambadan çıkıp bizim sınıfa doğru ilerlemeye başladı. Kaşlarım çatılmıştı ama daha ben tepki veremeden lavaboya Cihan girmiş kapıyıda kapatmıştı. Kilitleyince ona engel olmak istedim ama başaramadım. Sinsice gülerek "en son sana benim ile düzgün konuşmayı öğretecekdik dimi güzelim" Dediğinde korkmaya başlamıştım. Şuanda yardım isteyeceğim kimse yoktu. "Hayır" diye mirildanmaya başladım. "Hayır, Hayır,hayır" git gide sesim yükseliyordu. Yine aynı şeyler olamazdı korkuyla ona bakarken o sadece gülüyordu "Henüz hiç birşey yapmadım...ama sen kendi kendine istediğim kıvama gelmeye başladın bile " Dediğinde korkuyla yutkundum. Alara tam olarak gidecek zamanı bulmuştu. Tek duam erken gelmesiydi. "Naocaksın? Naocaksın bana?" Dediğimde dudak büktü. Omzunu indirip kaldırdı "Bilmem neler yapsam acaba sana " Dediğinde backaalrım titremeye başlamıştı. Birden beni ellemeye başlayınca yere düştüm. Tekme atmaya çalışıyordum ama olmuyordu gücüm yoktu "Hayır,olmaz lütfen olmaz bu olmaz" diye isyan etmeye başladım Gülerek "oysaki beni o kadar ciddiye almiyordun ki görüldü atıyordun. Ama hayata bak şuan sana dokunmamam için bana yalvarıyorsun" Dedi. Son bir umut "yapma lütfen yapma istemiyorum lütfen" Dediğimde daha çok gülmeye başladı. Sweatim birden üstümden çıkınca ağlamaya başladım. "Hayır!" Diye öyle bir bağırdım ki duyulmayacağini oda bilmesine rağmen korktu. Bakışlarını kapıdan çekip göğüslerine getirdi. Hareket etmeye engellemeye çalışıyordum ama işe yaramıyordu. Elleri göğüslerimi okşayıp sıkmaya başlayınca öyle bir ağlamaya başladım ki feryat etsem bu kadar olurdu. Pantolonumun düğmesini açıp onu da çıkarınca ayaklarımı hareket ettirerek engellemeye çalıştım ama kendi bacakları ile benimkilerini sabitlenmiş için işe yaramıyordu. Külidumun üzerinden rahmeti ellemeye çalışınca bacaklarımı birbirine bastirdım herşeyi engelliyirdu ama bunu yapmayacağını anlayınca beni ters çevirdi. Sinirli bir homurtusunu duydum "be i engellemeye çalışmayı bırakmalısın " Diyip kalcama vurdu. Şutyenimin kopçasını açınca òyle bir çığlık attım ki bilincim kapandı. En son hissettiğim şey ise her yerimde artık rahatça dolaşan eller. 1 saat sonra: Gözlerimi açtığımda kendimi revirde buldum. Etrafıma bakınmaya başladığımda ise Emre ve arkadaşlarını gördüm. Emre endise ile yanıma gelince ona bakarak "noldu" dedim. Alara konuşmaya başladı. "Ben seni tuvalette kısa süreliğine yalnız bırakmıştım. Geldiğimde ise lavaboda yoktun. Cihan bugün okula geç kalmış sınıfına giderken içeride seni baygın görmüş revire getirmiş o haber verdi bize" Dedi. Aklıma gelenler ile gözlerim doldu "Hayır, Hayır olamaz" Herkes bana anlamaz gözleri ile bakıyordu. Ama ben Cihangir yanında bilincimi kaybetmiştim. Kim bilir ne yapmıştı. Hepsine bakıp "Emre ile beni yalnız bırakır mısınız?" Dedim. Hepsi çıkacak iken Alara "ince biz yalnız konuşalım sonra siz Emre ile konuşun" Dediğinde eilmaz der gibi kafamı salladım "Hayır bu çok onemli" dedim. Alara'da benim gibi "buda çok önemli Emre kaçmıyor ya benle konuş sonra söylersin ne söyleyeceksen" tam ısrar edecek iken Emre "tamam Alara ne bu kadar önemli ise konuşsun senle ben dışarıda beklıyorum. " Dediğinde omuzlarım düştü. Hepsi odadan çıkınca Alara birden pis pis siritmaya başladı "abim seni çok mu ağlattı Irmak gözlerin şişmiş " Dediğinde hızla ona döndüm. "Abin?... Cihan" dedim. Onaylayan miriltilar çikardı. "Aynen abim Cihan. Şansı görüyor musun tam ben çıkarken geldi. Şans işte" Dediğinde korkuyla yutkundum. Yerimde dikleşip etrafıma baktım. Ne yaptığımı görüp hemen "korkma abim yok" kapı çaldı "şuan var" Dediğinde tam kapıya yönelmişken "açma nolur açma" dedim. Gülerek omuz silkti ve kapıyı açtı. Dışarıdan Emreler gözükmüyordu. Cihan gülerek bana doğru gele.ye başlayınca korkudan gözlerim dolmuştu. Eğlenen bir ses tonu ile "korkma düşündüğün şeyleri yapmadım. Sadece biraz eğlenip bıraktım. " Dediğinde dişlerimi sıkarak "Seni şikayet edicem" dedim. Omuz silkti "kim inanır ki sana Akın abin yok. Yeni ailem desen şuanda sana kendilerini alıştırıp bırakmak için aralarında plan yapıyorlar. Neden sana yardım etsinler. Biliyor musun kimse görmesin diye kamera kayıtlarını bile ellemdim o kadar eminim" Dedi. Hayır der gibi başımı salladım. Tam ağzımı açmış birseyler söyleyecek iken kapı birden acilip içeri Emre daldı. Emre sinir ile Cihan'ı yakasından tuttuğu gibi dövmeye başladı. Kendinden büyük birini cidden iyi dovuyirdu eğitim aldığı her halinden belliydi. Cihan'in işi bitince Alaraya döndü "defol git yoksa elimden bir kaza cikcak" Dedi. Alara yerde yatan abisini hızla kaldırıp sırtından destek vererek zorla yürütmeye başladı. Böyle hemcinslerim olunca bazen kendimi çok kötü hissediyorum. Emre kapıyı kapatıp benim yanıma ilerledi "anlatmak ister misin güzelim" diyince başımı aşşaği yukarı salladım. Inalra güveniyordum . Ve Cihan'a inamıyordum. Derin bir nefes alıp nasıl anlatacağımi düşündüm "Alara ile lavaboya gitmiştik. Tam çıkacak iken benim kolumu tutup işi olduğunu onu orada beklememi hemen geleceğini beraber sınıfa gideceğimizi söyeldi. Dersin başlamasına daha 5 dakika vardı. hocada derse geç giren bir hocaydı. Kabul ettim..." Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım devamını nasıl getireceğini düşünüyordum. Emre saçlarımı okşama başlayınca bakışlarımı ona çıkardım. Ben buradayım der gibi bakıyordu. "... o gitti ama sınıfa doğru ilerledi. Zaten burda huylanmıstım biraz ama üstünde durmama fırsat kalmadan Cihan içeri girip kapıyı kilitledi. Sabah okula gelirkende telefonda bana yazıp tehdit etmişti ama daha önceden de olduğu için takmamıştım. Ama bugün lavaboya girip kapıyı kilitleyince tehditlerine ciddi olduğunu zaten anladım..." Asıl şey burdan sonra başladığı için bir süre kendime izin verdim. "Üzerime üzerime yürümeye başladı. Sonra ise bana dokundu, her yerime dokundu Emre. Kıyafetlerimi çıkardı. Ağladım bağırdım sesimi duyuramadım direndim bu onu daha fazla sinirlendirdi iç çamsirlarima kadar çıkardı. Ordan sonra ise derin bir çığlık atıp bilincimi onun yanında kaybettim. Biraz öncede öyle birşey yapmadığını sadece eğlenip bıraktığını soyeldi. Zaten sende duydun öyle geldin galiba" dedim. Emre yanımda öyle bir gerilmişti ki şuanda saçımdaki elleri bile hareket etmiyordu. Son olarak "yine bir erkeğin birkaç dakikalık zevki bir kadının travması olarak kaldı" dedim. Emre bana bakarak "ben yanındayım abla. Ben her zaman yanındayım babalardan söyleriz hallederiz korkma sen" Dedi. Ona butuk bir gülümseme göndererek "Teşekkürler kardeşim" Dediğimde bana sıkıca sarıldı. ve bugün daha geçmeyen travmalar arasına yeni bir tane daha geldi. BÖLÜM SONU Bölüm sonundan selamlarrr Bölüm nasıldı sizce. biraz olaylar olsun dedim. Bakalım gelecek bölümlerde bizi neler bekliyor. Görüsuruzzzzz🩶🩶...
|
0% |