Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@yagmurmuyummmm

Bazen insan kendini çok yorulmuş hissediyor. Ama en yakınlarına bile bunu söyleyemiyor. Ve bu onları daha çok yoruyor. Kendini kötü hissetsen bile kimseye bunu çaktırmamalısın. , Korkuyorsun ama korkmuyormus gibi davranmalısın. Bu insanı cidden yıpratıyor.

Babamın odasına girdik. Ve bakışları bize döndü. Herkesi incelerken sıra bana gelince hafif kaşlaranı çatıp sonra kimse fark etmesin diye hemen düzeltti.

"Bir sorun mu var oğlum." Dedi. Cenk abime bakarak. O sırada Derin benim yanıma gelip elini belime attı. Bu bizim "yanındayım" deme şeklimizdi. Bunu yapıyordu çünkü Derin benim hakkımda herşeyi bilirdi. Abilerimden bile daha çok şeyime hakimdi benim.

Cenk abimin "Evet baba sana birşey söylememiz gerek müsait misin?" Babam merak ile kaşlarını kaldırdı. "Müsaitim şuan söyleyebilirsiniz"

Ve herşeyi anlatmaya başladılar

 

...

 

Babam duydukları ile hiç şaşırmadı. Ama şaşırmış gibi yaparak diğerlerine rol kesti. Duygu okuma konusunda çok iyiyimdir. İnsanların her bir mimiğine dikkat ederim.

"Onca yıl sonra sizi buldular demek." Dedi. Hepsi beklenti ile ona bakıyordu. Ben ise kimse bana bakmadığı için boş gözlerle babama bakıyordum.

Babamın bakışları kısa bir an bana dokundu. Sonra hemen kimse görmeden çekti. Derin hariç o Babam ile beni inceliyordu. Ve herşeyi bildiği için özellikle dikkat ediyordu.

"Madem sizi bulmuşlar bi gidin bakın bakalım. Ama dikkatli olmalısınız büyük ihtimal ile gelecek kişiler sizden büyük ve daha tecrübeli olur. Onlar genelde kılıç kullanır yanınıza kılıçlarınızı alın..." devam edecekken bakışları bana döndü. Kendimi hemen düzelttim abimler bakışlarımı görmesin diye "Derin en azından kendini savunmayı biliyor. Ama sen kılıç tutmayı bile bilmiyorsun. Abinlerin arkasında dur bir durum olursa " buradaki mesaj "eğer kötü bir durum olursa abinlere ayak bağı olma "

Ama bilmiyordu ki ben dövüşmeyi ve dövüş aletlerini kullanmasını abimlerden bile daha iyi biliyorum. Ama bu ona özel bir durum değil. Benim dövüşmeyi ve dövüş aletlerini kullanmayı bildiğimi sadece Derin ve abimler biliyordu. Onlarda kimsenin bu durumu bilmediğini bildikleri için çaktırmadılar.

Kafamı salladım. Ve "tamam." Diyerek kısa kestim. Mesajı anlayıp ona göre davranacağımı sandığı için memnuniyetle kafasını sallayıp diğerlerine döndü.

"Başka birşey var mı "diye sordu babam artık gitmemizi istiyordu. Ancak bunu öyle bir ses tonu ile söyledi ki Derin bile anlamadı altındaki imayı.

"Yok baba teşekkürler" Dedi. Deniz abim Babam bize doğru gelip ilk önce Deniz abime sarıldı. Sonra Cenk abime, daha sonra Derin'e sarıldı. Bana gelince once bir yüzüme baktı. Sonra yapmacık bir şekilde bana da sarıldı. Aynı şekilde karşılık verdim.

"Kendinize dikkat edin" yine harika bir ses tonu ile konuştuğu için kimse anlamadı. Ama altındaki mesaj " umurumda değilsiniz " Ve bunu sadece benim anladığımı bildiği için özellikle bana diyordu

 

Odadan çıktık ve yine salona indik. Oturduğumuzda kafamı öne eğip şakaklarimı ovmaya başladım. "Saat kaçta çıkcaz?" Dedim. Deniz abim bana bakıp sakince "saat 21.00'da ... ormanında olun diyordu. Orman yarım saat uzaklıkta ama biz yine biraz erken çıkalım bence. 20.00'da çıksak 20.30' da orda oluruz geriye kalan yarım saattede orman da onları ararız."

Kolumdaki saate baktım saat 19.00'dı "ben hazırlanmaya çıkıyorum ozaman" dedim ve ayaklandım. Derin'de benle kalkıp yanıma geldi. Beraber merdivenlere doğru gittik. Kolidora çıktığımızda odama doğru ilerledim ve girdim. Ama odama benle birlikte Derin'de girdiğinde şaşırdım.

"Senin odan yanda değil miydi"

"Evet"

"Odaları karıştırdın ozaman "

"Hayır"

Meraklanarak "E niye geldin ozaman Derin" dedim. Derin yürüyüp kendini yatağımın karşısında ki koltuğa attı. "Şimdi napcaz gerçekten gitcek miyiz?" Dedi.

Bende kendimi yanına atıp "Deniz abim anlattı ya herşeyi" dedim. Aptala yatarak. Bıkkınlık bana baktı ve " Bana oynama Duru. Senin abinler den bile iyi tanıyorum. Ve ne kadar zeki olup her haltı düşündüğünü biliyorum. Bari bana apral sarışını oynama" Dedi. Umursamazlık ona baktım

"Oraya gitcez bunu zaten biliyorsun. Ama oraya gidersek kurtulma şansımız çok düşük. Abimler şuan kendilerini onlara karşı çok güçlü sandığı için o kadar rahat. Ancak babam bizi oraya yolliyor çünkü onları yenemeyip orda öleceğimizi düşünüyor. 2 seçenek var zaten ya ölücez yada Olimpos'a gitcez. Onun yararına olan şey ölmemiz olur çünkü eğer çocuklarını ve güneşin çocuklarından 1 kızı alıp kaçırdığı duyurursa bizim için geldikleri gibi onun içinde gelirler . Ve o 2. Seçeneği hiç düşünmüyor çünkü ben onun bildiği kadar ile hiç dövüşmeyi ve dövüş aletlerini kullanmayı bilmiyorum. Ve sende sadece savunma biliyorsun. Senin sadece savunma bildiğin doğru ama kavga da hiç katkın olmayacağı için Babam sadece abimler savaşcak saniyor"

Derin ful dikkat beni dinlerken şaşkınlıkla bana bakıyordu "ama onun abinlerle bir sorunu yok ki senle var ve herseyi bildiğim için benle var abinleri niye ölüme atsın ki."Dedi ona göre mantıklı bir soruydu. Ancak bazı gerçekleri oda bilmiyordu.

"Bazı şeyleri sen bile bilmiyorsun Derin. Babam abimlere iyi davranıyor çünkü onun soyunu devam ettirecek olan onlar. Yani bu bir çıkar ilişkisi benden ise hiç bir çıkarı yok bu yüzden bana oynamıyor. Biiz çagıranlar Normal birileri olsa asla tehlikeye atmaz çıkarlarını ve bizi yollamaz. Ama gelenler Olimpios'dan geliyor ve hepimiz den kurtulma şansını kaybetmek istemiyor. Eğer bizden kurtulursa ona ulaşakları hiç birşey kalmaz. Yani ona göre bu mektupta yazan şeyler ona şunu anlatıyor. Ya soyu devam etcek yada yaşamaya devam etcek. Eğer gitmezsek bu sefer bizim ile deil direkt ona gelceklerini biliyor çünkü. Ve oda soyunun devam etmesindense kendi yaşamaya devam etmek istiyor."

Derin daha da şaşırak bana bakıyordu "yani biz ölcek miyiz ?" Başımı 2 yana salladım "Hayır ölmicez çünkü savaşmicaz. Savaşsakta o kadar güçlü olmicaz. Zaten onların amacı Babamın sandığı gibi öldürmek deil 2 seçenek var dedim ama bize göre deil. Babama göre 2 seçenek var. Ve ona göre 1. Seçenek daha yuksek olasılık. Ancak onların tek derdi 2. Seçenek bizi ait olduğunuz yere götürmek. Bunu oraya gidince de görücez. Ama ben seni şuan önden bilgilendiriyorum." Dedim ve ağzı bu sefer 3 karış açık kaldı. Bu haline güldüm ve ben gülünce iyice sinirleri bozuldu. "Dünya değiştircez diyorsun ve hala gülüyorsun öyle mi ?" Daha çok güldüm

"Aslında en çok senin mutlu olman gerekiodu"dedim. Ve bu dediğimde onla dalga geçiyorum sandı."Bana böyle bir konuda şaka yapma Duru." Yüzümdeki gülümseme solmadan ona baktım ve "ben şaka yapmam Derin" dedim

Tedirginlik ile bana baktı "Ne demek istiyorsun anlamadım. neden mutlu olim ki olimpos'a gitceğim için." Bugün bu kızın sorularından bakmıştım."hani babam seni gerçek ailenden kaçırarak getirdi ya Derin ve sen tam 5 sene her gece yanımda ağliodun ya Derin. Ve sen en çok bu yüzden babamdan nefret ediodun ya Derin. Sana yapılanları ben daha iyi hatırlıyorum bu nasıl iş ya"

Derin duydukları ile sevinirken bana öyle bir gülümseme ile baktı ki benimde gülesim geldi "Duru yani ailemi bulcam mı? Sen ciddisin ailemi bulcam! Inanmıyorum 24 YIL OLDU DERİN ONLARI GÖRMEYELİ 24 yıl..." sonlara doğru sesi kısılmıstı sonra aklına bisey gelmiş gibi umutsuzlukla devam etti "ama abinler gitmeyi kabul etmez ki nasıl yapıcaz? "Dedi

ona göz kırptım ve "orda sen devreye giricen işte. Abimlere dönüp "Ailemi bulmak istiyorum onlardan sizin babanız yüzünden ayrıldım bana en azından bunu borçlusunuz " diyeceksin ve abimler kabul etcek. Hiç şüphe etme onları tanıyorum kabul eder. Çünkü böylesine bir vicdan azabı ile yaşayamayacaklarını biliyorlar ." Dedim

Derin yine gülücükler saçmaya başlayarak bana sarıldı ve "iyiki varsın Duru. Seni çok seviyorum. Ve benden küçük olmana rağmen bana annelik yaptığın için teşekkürler. Ben şimdi çıkim sen de hazirlan. Çok oyalandık" Dedi ve benim birşey dememe izin vermeden gitti.

Bende kalkıp giyinme odama girdim. Altıma gri bir eşofman, üstüme lacivert dar biraz uzun bir crop giydim.

Odama geçip makyaj masamın önüne oturdum. bir toka alıp şaçimın önünden 2 tutam ayırarak örmeye başladım.

Saçımı ordüğümde yine giyinme odama girip gri bir hırka giydim. Aynanın önüne geçtiğimde cidden çok güzeldim. Bu ego değildi bu kendini bilmekti.

Hiçbir şey sürmeme rağmen parlak pürüzsüz cildim, üçgen şeklinde dolgun ve pembe dudaklarım , mavi gözlerim,uzun kirpiklerim,sarı saçlarım ve yumuşak yüz hatlarım ile mükemmeldim tek bir kötü yanım vardı oda boyum.

Böylesine bir güzelliğin 1.60 boyla sınırlandırılması ne acı. Abilerim boy konusunda babama benziyordu. Cenk abim 1.95 Deniz abim 1.93'dü ve bu daha çok canımı sıkıyordu.

Aynanin önünden çekilip odama girdim. Büyük geniş bir sırt çantası alıp neredeyse bütün takilarımı içine attım. Olimpos'da bizim para birimimiz aynı olmaya bilirdi. Ama bütün evrenlerde mücevherler, zümrütler, altınlar,elmaslar, kullanılır bunu eskiden babam laf arasında söylemişti.

Takıları koyduktan sonra yine giyinme odama ilerleyip bir kaç parça birşeyler koydum. Daha sonra makyaj masama ilerleyip biraz ruj , dudak nemlendiricisi, maskara, göz kalemi, kapatıcı, fondöten, makyaj temizleme suyu ve pamuğu falan koydum

Farklı bir evrende makyajsız gitcek halim yoktu sonuçta. Çantayı sırtıma atip aşşağı indım.

Derin'e ve abimlere baktığımda hepsinin kılıcı elinde beni bekliyordu. Cenk abim rahatlama ile "çok şükür geldi " Dediğinde güldüm.

"Astolisler her zaman en son gelir bebeğim hala öğrenemedin mi." Dediğimde aynen aynen der gibi bana bakıyordu. Bakışlarımı Derin'e çevirdiğimde kılıcı ile boşluğa vuruyordu.

Deniz abimin yanına ilerleyip elimle Derin'i gösterdim "sonunda delirttiniz mi kızı? Napıyor şuan?" Dediğimde gülmeye başladı

Derin' inde duyacağınız bile bile seslice "düsmanı yenme çalışması yapıyor böyle vuracakmış onada" Dediğinde Cenk abim ile birlikte seslice gülmeye başladılar. Derin kaşlarını çatarak onlara bakmaya başladı.

Kılıcını masaya bırakıp yanıma geldi. Eliyle abimleri gösterdi "2 saattir bana gülüyorlar ama ben burda size yardım etmek için çalışıyorum" Dediğinde.

Yapay bir kızgınlıkla abimlere baktım "bir daha Derin ile dalga geçeni ona bırakmadan ben döverim" Diyip göz kırptım. Derin Sırıtarak onlara bakmaya başladığında bende masaya doğru ilerliyordum.

Kilıcımı alıp onlara döndüm "hadi çıkalım geç kalmayalım" dedim. Hepsi kapıya doğru yönelince bende Derin' in yanına geçtim.

Tam garaja giricekken arkadan babamın sesini duyduk. "vedalaşmadan mı gideceksiniz ?" Dediğinde yanındaki Derin'in bugün ona hatirlattiklarim yüzünden kaşları çatılmiştı.

Elimi beline atıp "yanındayım" mesajını verdim. Gülerek bana bakınca rahatlayarak bizde Babama döndük.

babam önce Cenk abime sonra Deniz abime ardından Derin'e en son ise yapmacık bir şekilde bana sarılmıştı.

babam "görüşürüz "Dediğinde hepimiz aynı şeyi söyleyip geri döndük.

Garaja girip bir arabanın önünde durduk. abimler öne Derin ile ben arkaya binmistik.

ve yolculuk başlıyor

 

...

 

Cidden şuan kocaman ormanda birilerini aradiğimza inanmak istmeiyordum. Havaya karanlık çökmüştü ve birbirimizi zor görüyorduk.

Derin elimi sıkıca tutmuştu sanki bıraksam kaybolcakmış gibi etrafına bakıyordu.

Yakınımızda bir ses duyduğumuzda hepimizin bakışları oraya döndü. "OLİMPOS YOLCULARI HOŞ GELDİNIZ!" diyordu hırıltılı ama gür bir ses.

Derin yine korkuyla şaçmalamaya başlamıştı "hiç birimizin kulağında problem yok bağirmanıza gerek yoktu. Anlaşılan Olimpos insanları çok kaba."Dedi

İşin komik yanı bunu söylerken bana güvenip elimi daha çok sıkarak öyle söylüyordu.

Sesin olduğu yöne doğru geldiğimizde bir an şaşırdım çünkü daha kalabalık bir topluluk bekliyordum.ama bunlar 10 kişiydi 2 kişi önde geri kalan 8 kişinin 4'ü birinin arkasında diğer 4'ü diğerinin arasındaydı anlaşılan 2 lider vardı ve onlar öndekilerdi.

Öndekilerden birinin üstünde beyaz diğerinin siyah pelerin vardı.yüzlerini pelrinlerinin şapkası yüzunden tam göremiyordum sadece ağızları gözüküyordu. İçlerinde ise karanlıkta modelini tam seçemediğim soyah biseyler vardı. Beyaz da güzel durmuştu ama siyahta çok güzel durmamıştı.

Arkalarında ise portal vardı. Bizi olimpos'a götürecek portal. İkisi birden bağırarak "DERİN AKÇA, DURU AKÇA, DENİZ AKÇA VE CENK AKÇA" Evet Derin Akça çünkü babam onu kaçırdiğında yanında tutmak için himayesi altına almiştı. Ama Derin genelde kendi konağında yaşardı bazen de bizim konağa gelirdi orda kalırdı.

Cenk abim sıkkınlık ile "anlaşılan adımızı biliyorsunuz,anladık peki evimize mektupu nasıl bıraktınız?" Diye şaçma bir soru sordu. Evde çalışan görevliler de bizim gibi güçleri vardı. Ve hepsi farklı klanlardan geliyorlar. Babam bunu bilerek yapmıştı. Eğer biri bizi konuşurken duyarsa şok olmasın diye ve çalışanlar Babamın bizi olimpos'tan kaçırdığını biliyordu. Büyük ihtimal ile bu konuda başlarına dert almaktan korkup yapmışlardır. Yada büyü ile bırakmıslardır.

Beyaz pelerinli adam beni şaşırmayarak "evinizdeki çalışanların da gücleri olması işimize geldi diyelim."

Siyah pelerinli adam yan durarak portalı gösterdi "beklemenin bir anlamı yok bence." Dediğinde olacakları bildiğim için sessizce ofladım.

Deniz abim alayla gülerek "size Olimpos'a geleceğimizi düşündüren nedir?" Diye sorduğunda bu sefer bakışları Derin'i buldu .

"Arkadaşınız bence ailesini çok özlemiştir 24 yıllık bir özlem sonuçta."

Busefer Cenk abim "Derin ailesini çoktan unuttu 24 yıldır bizle ve ailesi olarak bizi görüyor" Dediğinde Derin tam ağzını açmış benim ona söylediklerimi soyliyecekti ki abimler adamlara dalmaya başladılar.

Dehşetle onlara bakarken bende hızlıca onlara yardıma gittim. ama sinirliydim çünkü en azından bana haber verebilirdiler!

Kılıcımı bir tane adam ile çarpıstırirken arkamda kalan Derin 'e baktım "DERİN YAKINIMDA DUR VE.KENDINI IYI KORU" diye ona bağırdım beni onaylayıp yanıma gelirken bir tane adam yolunu kesti hemen kednini korumaya başladı . Dovüşmeyi bilmiyor olabilir ama aramızda ki savunması en iyi olan kişi Derin'di.

Karşımda ki adam iyi kılıç kullanıyordu ama bazen hamleleri yavaş oluyordu. Yine o yavaş hamellerinden birinden yararalanıp boşta kalan sağ omzuna kılıcı geçirdim. kılıç öbür tarafa çıkarken hemen geri cektim.

Kılıcı geri çekmem ile oluk oluk kan akmaya başladı. Adamın dengesi bozularak yere düşünce kılıcıda düşmüştü. Geri almaya çalışınca hızla elinin üstüne bastım ve bir hamle yapmasına müsade etmeden kılıcı boynuna geçirdim.

Derin'e baktığım da oda kendini savunuyordu. Ama asıl şaşırdığım şey Derin de çizik bile yoktu ama adamın karnından kan akıyordu gülümsediğimde Derin yaralı adamın açığını yakalamışken kalbine geçirmişti kılıcı.

Hızlıca abimlere baktığımda onlarda iyi durumdaydi. 4 kişi gitmişti liderleri saymazsak kaldı 4. Hemen Derin 'e doğru koştum. "görmeyeli bakıyorum dovüsmeyi ögrenmişsin" dedim gülerek oda bana katılıp ."Aslında öğrenmedim. Sadece karşımda benden daha beter biri vardı. benden beterini nasıl bulupta karsimıza koydular inan bilmiyorum."

Dediğinde seslice güldüm. O sırada karşıdan bize doğru gelen 2 adam gördük ."savumanı sakın bozma ve açık verme" Dediğimde başıyla beni onayladı.

Karşıma gelen adamla kılıçlarimız çarpmaya başladığında çoktan birçok açığını bulmuştum. Ama yanımda ki Derin 'e odaklandım şuan onun karşısına gelen adam fazla tecrübeli ve iyi duruyordu ama hareketlerinde bir yavaşlık vardı. Derin o yavaşlığina oynayıp hasar vermeye çalışıyordu ancak adam engel oluyordu.

Adam sağ elle yavaştı. Ama sol eline almıyordu kılıcını. Bundan anladığım kadarı ile sol eli ile dovusemiyor. Ama Derin sol ile savunmada kalabilir. Ve dediğim gibi sağ eli yavaş dövüşüyor. Bu da demek oluyordu ki yarası var. pelerininden cikan el bileğine ve dirseğine baktiğimda orada birsey yoktu. Buda demek oluyor ki sağ omzunda yarası var.

Yaralı adam duymasın diye sadece Derin'in duyabileceği şekilde. "sağ omzunda yara var oraya oyna. Engel olmakta daha da zorlnacaktir. çünkü sağ el ile sağ omzunu korumak zor olur. Sol eline de alamaz çünkü o elini kullanamıyor ." Dediğimde başıyla beni onaylayarak defiğimi yapmaya başladı.

Bende geri karşımdaki adma döndüm. Cidden çok kötüydü. Hemen yorulmuştu. Kılıç en ağır dövüş aletlerinden biriydi ama burda karşımıza koydukları kişilerde çok kötüydü sanki bizle dalga geçiyorlar gibiydi.

Büyük ihtimal ile bizi öldürmek istemedikleri için böyle adamlar bulmuş olmalılar.

Derin'in rakibini anlıyorum yaralı ama benimki ben daha ona hasar vermeden kılıcını düşürmüştü. Ve dövüşmek için hazırlandı madem dövüş istiyordu dovüşelim bakalım.

Bende kılıcımı yere bırakıp karşına geçtim . Yumruk atmak için elini kaldırdığında daha yüzüme gelmeden sakince bileğinden yakaladım. Sertçe tek hamlede bileğini büktüğümde kırılma sesi geldi. Acıyla inlediğinde boşluğuna bir tekme attım ve yere yatırdım hala bilegin acısını yaşarken üzerine eğildim . Diğer eli bana yumruk atmaya çalıştı. Elini hemen tutup onuda büktüm. Bu sefer daha yüksek sesle inledi.

Yüzüne bir yumruk atıp sersemletikten sonra ensesinden tuttuğum gibi yanimizdaki kayaya 5 kere ard arda çarptım. Ve yandaki kılıcimi alıp boynundan kestim.

Derin'e döndüğümde gördüğüm kadarıyla adamın sağ omzunu yaralamayı başarmıştı. Ancak adam yaralandığında kılıcı atıp dövüş moduna geçti. Derin'in dövüste bu adama karşı çok zor kazanırdı.

Derin'e doğru yürürken "DERİN GERİ ÇEKİL HEMEN" diye bağırıp onun bıraktığı boşluğa girdim. adamın noldugunu anlamsina fırsat vermeden yüzüne en sert yumruklarimdan birini geçirdim. 2 adım geriye sedelendiginde hafif bi sersemlemisti. Ama sonra noldugunu anlayıp oda bana saldırdı.

Bu adma normal şartlarda bana saldırsa zor da olsa yenerdim ama şuan sağ omzundan 2 yara almış ve sol kolunu kullanamayarak karşımdaydı. Bu yüzden o da yumruk almaktansa karnıma tekme atmaya çalıştı. İzin vermeyip hızla geri çekildim ve bacağını tuttuğum gibi kendime çekerek yere düşmesini sağladım.

Yere düşmesi onu durdurmamıştı benim bacağımı tutmaya çalıştı. Sol ayağımı hızla havaya kaldırdığında oda diğer bacağıma asıldı. Yere düşmemeye çalışarak sol ayağımı bileğine bastırdım. Ama o daha çok güç uygulayarak sonunda beni yere düşürdü.

Hızlı üstüme çıktığında yüzünü görür görmez hazırda beklettiğm yumruğumla sağ omzuna vurdum. Acıyla inlemişti ama üstümden düşmemişti. Bu sefer ayağımla karnına tekme atacakken dizimi hızla yakaladı.

Bunu yapınca omzu sızlamıştı ancak görmezden geldiğini anlamıştım. Son çare güzel yüzümü tehlikeye atarak alninin tam ortasına kafa attım.

Hizla dizimi kurtardım onu ittim ve bu sefer ben üstüne çıktığımda o bana yumruk attı. Ama omzu yaralı olduğu için o kadar güçlü bir yumruk değidi.

Artık sıkıldığım için omzuna yumruk attığımda açıdan bayılmasın bekledim ama anlaşılan iradesi güçlüydü. Acıyla güldü ve ilk defa konuşarak "anlaşılan senle işimiz var." Dedi. Sevimlice güldüm "Hayır sadece biraz eğlenmek istedim." Dedim ve hemen Derin'e işaret verdim. Adamın dönüp ona bakmasına izin vermeden hızla kılıcı kalbine sapladı.

Derin dövüş falan öğrenmek istemediği için eğitim alınan yerde genelde ona narin derlerdi. Benimde almadığını sandıkları için öyle derlerdi ama çok takmazdım. Derin'de takmazdı ama bu narinliğinden değil üşendiğinden di evet dövüsmeyi öğrenmedi çünkü üşendi.Aksi takdir de Derin insanları kolay yoldan rahatça öldürüyordu. Ama dövüşürken onlarla uğraşmaya üseniyordu.

Yandaki kılicimı alıp kalktığımda Derin ile ellerimizi birbirine çarptık. Diğer tarafa baktığımızda abimlerin işini bitirmiş bize baktığını gördüm ama liderler hala duruyordu.

"Onları sona bıraktık" Dedi Deniz abim bakışlarımı görmüş olmalı. Derin'e baktığımda bakışlarından anlayarak konuşmaya başladı.

"Onları öldürmicez" Dediğinde abimler kaşlarını çatmıştı. bende yapay bir şekilde çattiğımda rol yaptığımı bildiği için takmadı.

Adamlar beklediğini almış gibi Derin'e baktığında Derin abimlere ve bana bakarak "beni ailemden sizin babanız yüzünden ayrıldım. Bana en azından bunu borçlusunuz. Ben ailemi özledim."

ve Derin konuya noktayı koymuştu.Olimpos'a gidiyorduk.

 

...

 

VEEEEEE 2. BÖLÜM SONUNDAN MERHABALAR EFENDİM

 

BÖLÜM HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSÜNUZZZZ

bence uzunluğu normaldi çok kısa olmasını istemedim

neyse 3.BÖLÜMDE GÖRÜSURÜZZZZ

 

🩶🩶...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%