Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@yagmurmuyummmm

selamlar ,selamlar,selamlarrrr

Nabersiniz? Umarım iyisinizdir.

yukariya yine sevdiklerimden bırkatım. Eğer istediğim gibi bitirebilirsem bölümü tam bölüm sonuna yakışacak bir şarkı.

neyse hadi hemen bölüme geçelim.

yorumları ve oyları unutmayınn.

8. BÖLÜM...

 

Onları izlerken her ne kadar bastırmaya çalıssamda imrenmiştim. Kıskanmamıstim sadece imrenme. Kardeşimin onca yıl sonra yaşadığı aile sıcaklığına hiç hisstemeyecegim.

Tanışma faslı bittiği için bakışlar bizi buldu. Fırat Bey Uğurlara bakarak "ne işiniz var lan sizin burda "Dedi.

Deniz alıngan bir ses ile "aşk olsun Fırat abi. Sanki ilk defa çat kapı gelmişiz gibi davranıyorsun. "Dedi.

Demir'de onu onaylayarak oğullarını gösterdi." Oğullarını tam 3 gündür Akademiye gelmiyor. Bizde bir gelelim görelim dedik neyleri var neyleri yok." Dedi.

Baran hızla "Lan dedik ya kardeşimiz ile evimizde tanışmak istiyoruz diye." Dedi. Bu sefer Uğur söze atladı."bizde arkadaşlık görevimizi yerine getirip kardeşinizi size getirdik bide hala bağırıyorsunuz. Görmeyeli 3 gundur değer bilmez olmuşsunuz "Dedi.

Aras kafasını 2 yana sallayarak "Akedemiden geçen sene mezun olduğum için aşırı mutluyum" Dedi.

Deniz aynen aynen der gibi "kesin öyledir sürekli kardeşlerin ile gelip orda kalman ve yine 6'lı dolasmamizdan da belli zaten bu" Dedi.

Bu sefer Demir "ayrıca biz geçen sene sınıfta kalmasaydık bizde mezunduk" Dedi.

Uğur, Kerem Ve Baran'ı gösterdi "eğer sınıfta kalamsaydık bizde mezun oluyorduk ve bu ikisi kalıyordu. Biri son senesini , diğeri 3. Senesini olarak. Tabi şuanda böyle ama şuan bizde varız." Dedi.

Ablası Saye hemen araya girerek "Ablacım sende Akademiye kaydoldun değil mi? 1. Sınıf olarak en azından küçük büyüleri öğrenirsin." Dedi.

Annesi babası ve abileri ablasını onaylarken diğerleri gülmeye başladı. Kerem kaşlarını çatarak "niye gülüyonuz lan?" Dedi

Demir hala gülen bir ses ile bizi gösterdi " bence onlar direkt mezun olmalı okuldan kimsenin öğretmenlerin bile bilmediği büyüleri biliyorlar" Dedi.

Hepsi şaşırmıştı daha 1. Şoku atlatamadan Deniz beni göstererek "Hatta şu yerden bitme kız Uğur'u kılıç dövüşünde yendi. Ayrıca kendisinin dil kesme hastalığı var dövdüğü insanları ya öldürüyor yada birine dövüş bildiğini söylemesin diye dilini kesiyormuş. Valla anlaşma yapmasalar bizimkininde dil gidiyordu." Dediğinde dudağım yavaşça kırılmaya başlamıştı.

Aras sorgulamadan önce beni tanımak istediği için "sen kimsin? Yani siz kimsiniz?" Dedi abimlerede yönelik.

Tam ben konuşuyordum ki Derin "Deniz ile Cenkle eskiden çok yakındım belki hatırlıyorsunuzdur onlar zaten kardeşti bunuda biliyorsunuz." Bana baktı "Duru'da onların en küçük kardeşi aynı zamanda benimde kardeşim" Dedi.

Abimlere yapamadığı kardeşim eklenmesini bana yapması dikkat çekmişti. Ama kimse sorgulamadı.

Anne ve babasının yüz ifadesi kısa bir an tuhaf bir hal aldı. Kimse fark etmedi ama herkesi gözlemleyen ben gördüm. Birazdan bunun nedenini de öğreniriz.

Aras artık beni tanımış olacak ki "peki neden kimse dövüşebildiğini bilmesin istiyordun. Ve buraya gelince ne değisti de saklamayı bıraktın? "Dedi.

Yapmacık oldugu belli olan bir gülümseme serdim dudaklarıma. "İnsanlara hemen elin açık oynarsan oyunun bir anlamı kalmaz . Eğer herkes benim dövüşe bildiğimi bilseydi ona göre hazırlık yapıp öyle beni yok etmeye çalışırlardı. Ancak durum böyle olunca kimse benim hakkımda hiç birşey bilmediği için bana garanti bir plan hazirlayamiyorlardı. Burada elim açık oynuyorum çünkü insanlara burada potansiyelimi göstermem lazım. Burada birşey anladıysam oda güçlüye darbe yapmaya korktukları . Benim geldiğim yerde tam tersi hep beraber en güclüyü yok etmeye çalışırlar. Bu yüzden elimi bunca zaman gizli oynadım. Tabi birkaç tane özel neden de var ama bu sizi ilgilendirmez" dedim.

Hepsi tatmin olmuştu şimdi gelelim asıl meselemize annesi ve babasına döndüm."biraz önce Derin bizi tanıtirken neden öyle bir tepki verdiniz? Herkes şaşırdı ama siz daha farklıydınız" dedim.

Onların mimiklerini bu kadar iyi takip etmemi beklemiyorlardı. Dediklerim ile bizimkiler de merakanmisti .

Fırat Bey iç çekerek "sizin anneniz ve babanız kimdi?" Kaşlarım havalanmıştı babam ile ilgili miydi?

Cenk abim konuşmaya başladı."Babamız Halit Akça. Annemiz..." diyip devamını getiremeyip bana döndü .herkes daha çok meraklanmıstı. Anlamışlardı aralarında psikolojik en güclu benim olduğumu.

Yüzüme hiç bir mimik yapmadan anlatamaya başladım." Annmiz Zümrüt Akça. Kendisi beni doğururken kalbine saplanan bir ok ile öldürülmüş. Babamda sonra zaten beni ve abilerimin alıp kaçırmaya kalkmış Derin'inde orada olması babama da sürpriz oldu" dedim

Sonuna kadar doğru gidiyordum son kısım aslında şöyle ki. Babamın Fırat Bey ile geçmişten problemleri varmış. Annemin ölümünü de ondan sorumlu tutmuş ve bizi kaçırırken onu da almış. İntikam olarak. Kaçtıktan bir süre sonra bu işte bir parmakları olmadığını öğrenmişi ancak iş işten geçmişti.

Bunu sadece ben ve Derin bilirdik çünkü babam ne anlatırsa anlatsın abimlerin bize inanmayacagini bildiği için bize oynamazdı.

Bunu bu kadar basit birşeymus gibi anlatmama abumler bile şaşırmıştı. Soğuk olduğumu duygularımı göstermediğini biliyorlardı ama bu kadarını beklemiyorlardı. Derin şasirmamısti ama çünkü o biliyordu benim içimde böyle duyguları yok ettiğimi.

Hiç birini takmadan Fırat bey ve Elif Hanım'a döndüm. "Evet bir şey söylemeyi düşünüyor musunuz?" Dedim.

Elif hanım "bunu söylemesi gereken kişi biz değiliz zamanı gelince doğru kişiden öğrenirsiniz " Dedi.

Deniz abim için bu açıklama yeterli değildi. "Ne söyliyecektiniz?" Diye bastırdı.

Hemen konuşmaya başladım "Abi anlatmickaları zaten belli eğer anlatacak olsalardı en basta biz daha sormadan söylerlerdi. Ayrıca dedikleri doğruysa ve önemli birşeyse bunu konu ile alakası olamayan kişilerden duymak istemiyorum. Asıl muhattabından duymak daha iyi olur" dedim bunları yine çok donuk bir şekilde söylemiştim.

Baran en sonunda "neden hiç mimik yapmıyorsun veya neden bu kadar soğuksun? Sadece bize değil abilerine karşıda böylesin..." Derin'e döndü "önceden tanıdıklarını kardeşim demedin ama bu kadar soğuk birine dedin. Onun hiç gerçekten güldüğünü gördün mü?" Dedi.

İç çektim alışmistim artık bu laflara ama evren değiştirmemiz rağmen hala bunları duymak bi an garip geldi . O kadar mı soğuktum insanlara karşı? Babam acaba beni bu yüzden mi sevmedi? Oysaki o bana bunu söyleseydi ben hep gülerdim.

sen zaten abinleri kandırmak için onların yanında hep gülüyorsun Duru. Napicaktin onlara oynadığın gibi bu sefer baban için herkese mi oynayacaktın? O adam için kendini bu kadar yıpratmaya değmez Duru.

değer. Eğer sevileceksem değer.

Yine üzüntümü içimde yaşayıp dışarı yansitmamıstım. Hatta gülmeye başladım.

gerçek olmayan bir gülüş.

Birden gülüsümü kesip Baran'a baktım. "Bak görüyor musun nasıl güldüm peki gülmek benim soğuk olmamı etkiledi mi? Hepiniz sahte bir gülüş olduğunu anladı. Ne yapmamı istiyorsun sırf seni eğlendirmek, sana soğuk gözükmemek için etrafa gülücükler saçmamı falan mı? Ki istersem bunu çok iyi yaparım ve hiç biriniz gerçek olmadığını anlamaz. Ve bu sayede sizde benim karakterimi gerçekten tanıyıp herhangi bir yorum yapamazdınız. Şuan çok mantıklı geldi biliyor musun keşke yapsaydım. " Dedim.

Tam ağzını açıp burşey soyliyecekken "ayrıca hiç gerçekten gülerken gördün mü diye sordun dimi? Ben cevaplıyım ben abimlerin ve Derin'in yanında hep gülerim" Uğur,Demir,Deniz üçlüsünü gösterdim. "Hatta onlarada güvenip yanlarında güldüm ve karakterime ne kadar ters olsada kendimi engelleyemeyip şaka yapmışlığım var." Dedim.

Şaşırmıştı böyle bir çıkış beklemiyordu. Onca lafımı üstüne sadece "küçük bir yorum yapmıştım. Biraz abarttın sanki" çıldırmak üzereydim ama belli etmeyerek başımla onayalayıp kestirip attım.

Fırat Bey gergin havayı dağıtmak için "siz yol yorgunusunuz şimdi odanıza geçin biraz dinlenin zaten geç oldu bizde yatalım artık" Dedi.

Canıma minnetti tam Derin'in yanına gidecekken ablası Saye benden önce davranıp beraber yatmak istediğini söylemişti. Derin kararsız kalsada onları tanımak istediği için kabul etmişti.

Bunu tabikide kıskanmamıştım. Çocuk değilim. Once yıl sonra kavuşmuşlar. Hasret gidermek istemeleri en normal şey.

Herkesin odasının üstüne ismini yazmışlardi. Ne ara yaptılar bilmiyorum ama iyi olmuştu hızlıca odama girdim.

Tam üstümü değisturmişken kapı çaldı. "Gel" diye kamut verdim. Kapi açıldığında karşımda Deniz abim ve Cenk abim vardı.

Güldüm anlaşılan tek yatmak bana yasaktı. Deniz abim beni görünce kapıyı kapatıp kahkaha atmaya başladı. Cenk abim ise gülmemek için kendini sıkıyordu.

Gülerek "Derin'de de komik duruyordu ama bunda ayrı bir komik duruyor." Dedi Deniz abim.

Ardından Cenk abim "Duru'yu böyle bir içlik ile göreceğimi söyleseler hayatta inanmazdım"dedi. Deniz abim daha çok güldü.

Beni göstererek Cenk abime döndü "baksana birde kolları ve boyu büyük gelmiş"dediğinde Cenk abimde kendini tutamayıp kahkahalar ile gülmeye başladı.

Onlar gülüyordu ama benim kaşlarım catıktı. "Çıkın ya odamdan sizi odaya alanda suç zaten" dedim. Zorla gülmelerini tutup yanıma geldiler.

İkisinede bakıp "en sonunda kendime büyü yapıp boyumu uzatıcam" diye isyankar bir ses çıkardım.

"Fiziksel özelliklere kalıcı büyü yapamazsın ayrıca sen kısa boyunla bile birsüru kıza taş çıkarırsın güzelim" Dedi Cenk abim.

Deniz abimde omu onaylayıp ardından "ama bence yapabiliyorsak şu boy büyüsüne bir bakalım" Dediğinde tam üzerine atlıyordum ki ayaklarım havada kalıp yere inmedi.

Kaşlarımı çatıp etrafıma baktığımda Cenk abim saldırmim diye beni havada yakaladığını gördüm.

Top muyum ben havada yakalıyor? Bari yere iniş yaptığımda kenara çekeydi. Hep aynısi oluyor!

Deniz abim artık senaryoyu ezberlediği icin tepki vermemişti. O beni sinirlendirir ben sinirlenip onun üzerine atarım ve Cenk abim beni HAVADA yakalar.

Abime hiç dönmeden havada kollarından çıkmak için çırpındım. Ben çırpındıkça daha da zorluyordu. Dövüste iyi olabilirim tamam güçlü de olabilirim ama abimlere karşı güç konusunda şansım yoktu.

Ben çırpındıkça Deniz abin dahada gülüyordu. Aynısı Cenk abim içinde geçerliydi.

Deniz abim "ne o Duru Hanım en son üstüme doğru bur kalkış yapmıştınız hala gelemediniz." Dediğinde sinir krizi eşiğindeydim.

Cenk abime yalvaran gözlerle bakıp "Abi bırak yatayım bari zaten saldırdığımda sana kalmadan bu orangutan" yere değmeyen ayaklarımı gösterip "beni yerden kesiyor. " Deniz abime ödlurecekmis gibi bakıp "zaten kas gücü olmasa çoktan isi bitmişti hayvanın" dedim.

Cenk abim ikna olup tam bırakacaktı ki daha o bırakmadan Deniz abim alıp ters çevirdi." Ya şaka mısın sen be adam rahat bıraksana beni!" Dedim.

"Biraz önce bana hem orangutan hem hayvan dedin dimi" Dediğinde dilimi ısırdım bazen yapıyordum öyle güzel hareketler.

"Ay abim.bende diyorum neden beni ters çevirdi. Sen iyice yaşlanmışsın valla kulaklar yanlış duyuyor ben sana hayvan der miyim hiç harika abim dedim ben sen yanlış duymuşsun. Orangutan da sana değil Cenk abime dedim yani lütfen simdi yumuşak bir iniş talep edebilir miyim?" Dedim

Cenk abim kaşlarını kaldırarak bana bakınca "Cenk abimede demedim tabii ki yapar mıyım hiç öyle şey. Kendime dedim ben kendime" dedim.

Cenk abim gülmeye başlayınca kaşlarımı çaktım. Deniz abim bu seferde biraz önceki konuşmama itafen. "Ulan şimdi de yaşlı dedin ya daha 29 yaşındayım lan ben" Dedi.

Yeter ama artık yani ya "ya ama abi sende herşeye alınıyorsun. Napayım ben? Bana göre yaşlısın. Daha 24'e bile girmedim yahu ben. 6 yaş var aramızda 6. Gerçekler yani." Dedim.

Cenk abim bize bakıp gülerken, Deniz abimin sinirli homurtularını duymuştum.

Deniz abim beni tehdit ederek "beni öv bende seni indirim. Ama baştan salma iş istemem. Çok güzel öv beni hadi başla" Dediğinde bu fırsatı tabi ki kacirmicaktım.

"Hayvanların en yakışıklısı. Hayvan olmasına rağmen dünyanın en iyi abisi. Hayvansever olmama yardım eden bir tanecik abim lütfen beni indirir misin?" Dediğimde dilimi ısırdım. Yine tutamamıstım dilimi Deniz abime karşı.

Cenk abim kahkahalar ile gülerken Deniz abim birden beni sallamaya başladı. Ve kendimi yatakta buldum.

Şaşırmıştım onca laftan sonra yatakta olmama ama umursamadan rahat bir nefes verdim. Tam abimlere arkamı dönerken bir kol omzumdan tutup engelledi.

Abin sinsice gülünce gelecek olan şeyi anlayıp "Abi yapma abi. Ben yaptım sen yapma abi. Büyüklük sende kalsın abi.Bir daha sana hakaret edersem dilimi kessinler abi." Dediğimde gülme sesleri duydum.

Kafamı kaldırıp baktığımda ikside gülmekten yarılacakmış gibi kahkaha atıyorlardı. Deniz abine bakıp şaşkına "eee gıdıklama yok mu?" Dedim. Bunu öyle bir sormuştum ki daha çok güldüler.

Deniz abim hala gülerken biraz sakinleşince " Yok abicim gıdıklama. Bu korku sana yeter bugünlük" Dediğinde kaşlarımı çatıp arkamı döndüm onlara .

Uyumaya çalışıyordum ama uyuyamıyordum. Çünkü odadaki mumlar odayı aydınlatıyordu ve ışıkta uyunmaz!

Abimlerin beni izlediğini biliyordum ama küstüm onlara birşey istemem. Kendim kapatmaya da üşeniyordum.

Cenk abimede küstüm ama diğer şahısa daha çok. "Abi?" Dedim. İkisi aynı anda "efendim" diyince "Cenk abi" dedim. Bu sefer tek basina "efendim" Dedi.

"Mumları söndürüp yanıma gelir misin? Yanındaki beni korkutmaktan zevk alan abime de söyle oda gelebilir izin veriyorum " Dediğimde gülmemek için kendilerini sıkıyorlarmıs gibi sesleri geliyordu.

Mumlar sönerken bende yatağın ortasına kaydım. Sağ tarafıma Cenk abim , sol tafıma gıcık olan abim geldi.

Yastığa yüz üstü yattığımdan tam göremiyordum. Ama Başımı hafif kaldırıp sağıma soluma bakınca ikisininde bana dönük olduğunu gördüm.

Bende önce sırt üstü dönüp sonra Cenk abime doğru döndüm. Dışarıdan gelen mumları ışığı ile az çok yüzünü seçebiliyordum. Gülüyordu.

Deniz abim arkadan "beni dışlıyor musunuz?" Dediğinde omuz silktim. "Seni neden dışlayalım Deniz? Sırt üstü yatamam illa ki bir tarafa dönmem gerek. Cenk abimin tarafı bana daha güzel geldi. " Dedim

"Deniz mi Deniz'de kim abiye noldu . Küstün mü sen bana küsünce abi demezsin sen?" Dediğinde omuz silktim.

Umursamadan Cenk abime sarıldım. Arkadan kolların bana sarıldığını hissettiğimde. Elimde olmadan güldüm. Özlemiştim abimler ile uyumayı.

Omzumu indirip kaldırarak Başımı öne döndürdün "bu seferlik affedim bari" dedim.

Cenk abime dönüp ona sarılmaya devam ettim. Ayaklarımda Deniz abimin dizlerinin arasına koydum.

Kafamı göğsüne yaslayıp uykuya dalmayı bekledim. Uykuya dalmadan önce "iyi geceler abiler..." Dedim uykulu bir sesle.

Tam uykuya dalıp bilinç altım kapanmadan önce duyduğum ses onlara aitti.

"iyi geceler minik"

 

7 saaat sonra

 

"Hayır lütfen bugün olmaz hayır baba lütfen " dedım. Bugün doğum günümdü 18 olmuştum.

şuan ruyadaydım biliyorum ama uyanamıyordum. Şuan kabus görmenin hiç zamanı değildi. Yanımda abimlerin de yattığını hatırlıyorum sayıklamamam lazım. Kendimi sıkmaya başladım.

babam "Bugün 18 oldun kızım yetişkin oldun hediyeni görmek istemiyor musun?" Dedi. Bire bir hatırladığım kelimeler yine ağzımdan döküldü. "Hayır baba bırak bari bu doğum günüm güzel bitsin lütfen" dedim.

kimseye ezilip bükülmeyen, kimseden korkmayan ben babamın yanında hiç öyle değildim. Zaten böyle olmamda onunda katkısı vardı. En dibi görmüştüm çünkü bir daha hiç birinin sözleri beni ezemezdi. Veya hareketleri korkutamazdı.

babam dışında.

Babam dudaklarına psikopat bir sırıtış yerleştirdi "Bugün doğduğun gün bana ölmek için seni öldürmem için yalvaracaksın. Ama ben seni öldürmeyerek doğum günü hediyeni vereceğim kızım. Umarım bu iyiliğimi unutmazsın" Dedi.

Ağlamayı unutmuştum. Ağlamıyorum ama gözlerim yapma der gibi yalvarıyordu. Evde kimse yoktu hepsi doğum günü kutladığımız oteldeydi ve bugün orada kalacaktık.Babam bunu fırsat bilip beni kaçırıp eve getirtmişti.

kapıya doğru dönüp "gel hadi istediğini alma zamanı" demişti. Ama ben titremekten birşey algılayamıyordum.

Kapıdan içeri kumral bir adam girdi.

kumral bir adam.

Şuan rüyada olduğum için fark ediyordum ama ozaman yüzünü hiç incelememistim. Bu oydu .Dilini kestiğim adam. Benim, bizim için gelmelerinim asıl sebebi buydu. Babamın dedikleri ona bahane olmuştu.

adam bana bakıp "tam 2 yıldır reşit olmanı bekliyorum sonunda zaman geldi" dedi.

babam evet babam bana bunuda yapmıştı beni tecavüz etmesi için adam tutmuştu. Doğum günümde tecavüze uğramıştım. Bu günden sonra bir daha asla doğum günlerimi kutlamamıştım.

babam odadan çıkıp bizi tek bırkatı. Adam bana yaklaşmya başlayınca o anları bir daha yaşamak istemediğim için kendimi öyle bir zorladım ki yataktan fırladım.

Etrafıma bakındım abimler hala uyuyordu. Baş ucumda bakır sürahiyi alıp şu doldurup içtim.

Elimde olmadan o günü hatırladım. O anda kriz geçirdiğim için kendimi koruyamamıştım. Adam benden istediğini aldıktan sonra gitmişti .

Ama ben babamın bıraktığından da beterdim. Beni o halde görünce keyfi yerine gelmiş gibi güldüğünü unutamıyordum.

Beni bıraktıktan sonra hıçkıra hıçkıra uyumuştum ama yine ağlayamamıstım. Sabah uyandığımda baş ucumda ertesi gün hapı bulmamı da unutamıyordum.

Ama asıl unutamadığım ben o gün babama gerçekten yalvarmıştım ölmek için. Ve babam bana ona göre en güzel hediyeyi vermişti beni öldurmemişti. Ne büyük iyilik ama.

Bana sürekli soğuksun derlerdi bu olaydan öncede soğuktum ama yapmacık da olsa gülerdim.

18 yaşımdan sonra Yüzümdeki gülümseme solmuştu. Bunun sebebini de her zaman ki gibi sadece Derin biliyordu. Abimler sorduğunda "artık çocuk değilim sürekli sırıtmanın bir anlamı yok" Diyip geçistirirdim.

Derin bir nefes alıp yerimden kalktım. Abimlere dönüp baktım. Onlara bunları anlatmaya çalışmıştım. Ama beni dinlememislerdi. Belii bir zaman sonra bunlara alınmayı bırakmıştım.

Lavaboya girdiğimde su gördüm anlaşılan biz yatarken gelip bırakmışlardı. Hızlıca sıcak veya soğuk olduğunu önemsemeden yıkandım.

Banyodan havluyla çıktığımda abimler de yavaş yavaş uyaniyordu.aklıma gelen fikir ile bardağa su doldurup üzerlerine döktüm.

Zaten uyanmaya başlamışlardır ama suyun verdiği etki ile hemen uyandılar.

Deniz abim yüzünü avuşturarak "Ulan illa da diyorsun ki "abi gel beni gıdıkla" yani şansını zorlama konusunda ısrarcısın abicim" dedi

Cenk abim De onayalyarak "bu sefer elinden kurtaracak kimse olmayacak malesef " Dediğinde hızla banyoya koştum.

Cenk abide yoksa bu psikopat beni çiğ çiğ yerdi. Kapıda kilit aradım ama bulamayınca sinir krizi geçirdim. Kapının önüne geçip "Abi şu içiyordum ayağım bir yere takıldı yanlışlıkla döktüm gerçekten "dedim.

Sonra aklıma gelen bahane ile "Abi! Üzerimde havlu var odadan çıkın giyinim de öyle napacaksanız yapın." Dedim

Bahanem işe yaramış olmalı ki Denix abim " bu seferlik yırttın yerden bitme" Dediğinde tam karşılık vereceksen kendimi tuttum. Şansımı zorlamaya gerek yoktu.

Odanın kapısının açılıp kapanma sesi gelince bende çıkıp dolaba doğru ilerledim.

Biraz göz gezdirdiğimde mavi omuzları açık bir elbise gözüme çarptı.

Şuanda krallikta olduğunuz için neredeyse en sade elbise buydu. Aynadan kendime baktığımda elbise çok güzel olmuştu.

Tek sorun makyaj eşyalarım yanımda değildi. Derin bir of çektim. Diğer fark ettiğim şey saçlarım olmuştu.

Çok uzundular ve ıslaklar havalar da böyle olunca doğal yoldan kuruması çok zordu. Ve fön makinesi yoktu!

Ama tabiki Duru'da çözümler tükenmez. Hızla içimden bir şeyler mıtıldanmaya başladım.

Büyü bitince büyük bir rüzgar beni karşıladı. Ama bu rüzgar sadece benim içindi. Odadaki eşyalar yerli yerinde duruyordu.

Bir süre sonra saçlarım kuruyunca büyüyü bozdum. Aynadan kendime baktığımda saçlarım çok güzel görünüyordu. Tek problem taranmamasıydı.

Hızla baş ucumdaki çekmeceye gidip tarak aradım. Sonunda en alttaki çekmecede bulunca rahat bir nefes verdim.

Aynanın karşısında Saçımı taramaya başladım. Çok şükür o kadar kabarmamıştıda hızla taradım.

Saçlarım belimin sonuna kadar geliyordu. Yani baya uzun olduğundan bana iş çıkarıyordu. Ama böyle uzun bukleli hali çok güzeldi.

En azından öndeki saçlarım sürekli yüzüme düşmesin diye önden 2 tutam bırakıp saçımın önden bir kısmını alıp balık sırtı ördüm. Tabii ki hepsini değil yarısını. Aynısını kafamın diğer tarafına yaptım.

Aynadan bu sefer tam hazır bir şekilde kendime baktığımda çok güzel olmuştum.

Dolaptan mavi beyaz bir papuç alıp giydim. Şimdi aşşagı kahvaltıya inebilirdim.

Odandan çıkıp dün geldiğim yollardan giderek salona vardım. Herkes hazırlanmış burada oturuyordu. Onlar otururken de diğer taraftan kahvaltı hazırlanıyordu.

Boş gördüğüm abimlerin arasına geçip oturdum. Bir yere oturacaklarsa sürekli aralarında benim için yer bırakıyorlardı. Ve bu benim açıkçası çok hoşuma gidiyordu.

Herkese yönelik "günaydın" dedim. Onlar ise "iyi sabahlar" demeyi seçti. Tabiki bizimkiler dışında.

Aklıma gelen şeyle Deniz abime döndüm. "Senin şu gıdıklama işi yattı gibi abiciğim. " Dedim sessizce . Cenk abim ve Deniz abim dışında kimse duyamıyordu.

Deniz abim Sırıtarak "illa ki biz ikimiz yalnız kalacağız minik. Veya üçümüz, olamdı dördümüz ama gıdıklama işinden vazgeçtiğimi düşünmen beni şaşırttı" Dedi.

Vazgeçtiğini düşünmüyordum sadece insanların içinde beni dalga konusu yapmayacağını bildiğim için takılmıştım.

Ayrıca abimler gerçekten yaşlanıyordu. Yalnız kalana kadar 10 defa unutur.

çok şükür ki iç sesimi duymuyorlar.

Abimlerden kopup etrafıma baktım kim napıyor diye altılı bir araya gelmiş konuşuyordu. Ama Derin ile de ilgileniyordu abileri. Derin'in yanında ablası vardı. Onla konuşuyordu.

Fırat Bey ve Elif Hanım ortalıkta gözükmüyordu. Tam soracakken içeri kol kola girdiler.

Birden Aras bana dönüp "sen yokken hepsi kendini az çok tanıttı sende tanıtır mısın? Kardeşimin kardeşi bir yerde benim de kardeşimdir ve tanımak istiyorum."Dedi.

Başımı salladım. "Adim Duru. 23 yaşındayım daha yılın başındayız ama 13 Kasım'da 24 olucam. Spor, dövüş sanatları, at binmek, şarkı söyleyip çizmek gibi hobilerim var bide yüzmeyi çok severim. Dövüş sırasında insanların dilini kesmekt en zevk aldığım şeylerden biri." Dedim.

Son kısma kadar gayet güzel dinliyorlardı ama sonda şaşırmıslardı. Dil kestiğimi biliyorlardı ama bundan zevk aldığımı bilmiyorlardı.

Derin'in en gıcık abisi Baran " en son ne zaman birinin dilini kestin? " Dediğinde gülüp Derin 'e döndüm. Oda gülmeye başlayınca bakışlar ikimizin arasında gidip geliyordu.

Derin'e göz kırpıp "sen anlatmak ister misin kraliçem?" Dediğimde hemen cilve moduna geçip bana gülücükler yollamaya başladı. "Karalım istemiş hiç geri çevirir miyim?" Dediğinde bende gülmeye başladım.

Diğerleri bize alışmışken Derin'in ailesi bize tuhaf tuhaf bakıyordu. Derin konuşmaya başladı "en son 2 gün önce 2 adamın dilini çarptık" Dedi.

Abimler hızla bize dönüp ilk önce Cenk abim "2 gün önce ormana sadece sözde gezmeye çıktığınız zaman mı?" Dediğinde gülerek kafamı salladım.

Bu sefer Deniz abim "hani hiç bir olay olmamıştı" Dediğinde yine güldüm. "Amaaan abi sanki ilk defa başımıza gelen şey" Dediğimde bu kadar umursamaz olmama bizimkiler dışında diğerleri şaşırmıştı.

Bu sefer Derin "ama cidden çok yakışıklılardı o esmer olanı keşke öldürseydik öbür tarafta kısmetimi garantilemiş olurdum." Dediğinde aklıma gelenler ile başım dönmeye başladı. Ancak belli etmeyip gülümsedim.

"Adamlar yakışıklı olsa nolacak saldırdıkları insanın yanına kesici alet almadan geliyorlar. Salak adam hiç sevmem. Bide gerizekalılar hem kesici alet almamış, hemde ilk önce dövüşüyorlar. Ulan olduda bilincimiz kapandı nasıl büyü yapmayı düşünüyorsun? Bilinci kapalı insana zaten senin beğendiğin esmerde ayrı bir salaktı adam öldürmeye çalıştığı kişiye tutulursa yanındaki sayesinde kendine gelir mi?" Dediğimde beni haklı bulup başını salladı.

Aklıma gelenler ile ona döndüm "Ben adamlar ölür diye düşünüp yanlarında aşk hayatımızı konuştum ya lan. Hayatımda ilk kez bir salaklık yaptım ve ondada rezil oldum Deriin" Dediğinde gülmeye başladı.

Bana bakıp dudaklarını sarkıttı "Duru güzelim kötü haber sende bu abiler olduğu sürece bir aşk hayatın olacağını sanmıyorum " Dediğinde kaşlarımı çattım.

Odada gülme sesleri duyunca hızla onlara döndüm. Derin ile konuşurken onları unutup herşeyi dökmüştüm!

Derin'de benle aynı anda onaran baktı ve yavaşça bana dönüp "Duru sen naptın" bakışı attı.

Baran gülüşlerinin arasından "bu kıza karşı tüm ön yargılarımm kırıldı şuan" Diyip kahkaha attı ve bana baktı "Demek öldüreceğini adamla olmayan aşk hayatını konuştun ha" diyince sinirden üstüne atlamak üzereydim.

Onu sinir etmek için malesef Derin'i yaktım. Zamanında 2 abim olmasıyla beni az zorbalamamıştı kendisi.

"Ben olamayan aşk hayatımızı konuştum..." sinsice Derin'e dönüp "siz birde Derin'i görün tabi o benim gibi olmayan aşk hayatını değil olanı konuşuyor " Dediğimde Derin hiddetle bana döndü.

Fırat Bey ve üçlü abilerin kaşları çatılmıştı. Annesi ve ablası ise gülerek izliyordu. Derin' inkiler daha birsey demeden Derin lafa atladı.

"Ben yanlışlıkla olmayan demiştim dimi.." gelecek olanın anlayıp sakın der gibi ona baktım. O ise bana göz kırpıp abimleri gösterdi. "...Abinlerin gizli sevgililerinden haberi yoktu dimi? Veya kütüphane bahanesi ile sevgililerin ile buluştuğundan..." abimlere bakıp göz devirdi "... gerçi bunlarında aklı 5 karış okuldan nefret eden kız gelmiş kütüphaneye gitcem diyor bunlarda inanıyor. " Dediğinde biraz önce onun bana attığı bakışları ben ona attım.

Deniz abim bana dönüp "Duru canım kardeşim anlatmak istediğin birseyler var mı?" Dediğinde gülerek ona döndüm.

"Abicim simdi şoyle ki yani bende hali zamanında ergen oldum. Böyle şeyler gayet normal değil mi sence de. Hem yemin ederim 18 olduktan sonra hiç yapmadım. " Dedim.

Bu sefer Cenk abim " Duru bu biraz ters olmamış mı abim sencede? Yani çocukken sevgilinin olması ama reşit olduktan sonra olmaması." Güldüm. Sebebini bilmiyorlardı.

bilmelerinede gerek yoktu.

Derin'e baktığımda aklıma gelenleri anlamış bana özür dileyerek bakıyordu.

Kimseye belli etmeyerek omuz silktim. "Ergenlik işte abi napabilirim. Büyüdükçe ilgim böyle şeylerden azalmaya başladı ve kendimi işlere verdim biliyorsun. " Dediğimde bana inanmıslardı.

zaten hep yalanlarıma inanıp, gerçeklerime inanmadılar.

Kerem eğlenen bir ses çıkarıp Derin'e baktı "daha dün kardeşim diyordun şimdi o senin sende onun sırlarını söylüyorsunuz " Dedi. Elimde olmadan alay ile baktım yüzüne. Aynısi Derin'ede olmuştu.

Bizim aramızdaki sırları oğrenseler ağızları 2 karış açık kalır oysaki.

Derin ile o kadar sır vardı ki aramızda önemsiz olanları eğlence için kullanıyorduk.

Kerem'e dönüp "Derin ile aramızda nasıl sırlar paylaştığımızı öğrenseniz hepinizin ağzı açık kalır..."abimleri gösterdim "...Onların bile. O yüzden sakın bir daha aramızda ki kardeşliğe laf söyleme, söylemeyin. Naparsanız yapın ama Derin kırmızı çizgimdir" dedim.

Şaşırmışlardı böyle bir tepki beklemiyorlardı. Abimler şüphe ile bize bakmaya başlayınca o kısmı söylediğim için pişman oldum.

İçeriden bir hizmetli gelip "kahvaltı sofrası hazır efendim" Dedi. Fırat Bey ve Elif Hanıma bakarak.

Herkesle beraber bende ayaklanınca salondan çıkıp başka bir salona girdik. Burası da büyüktü. Ama biraz önceki salon daha da büyüktü. Burası daha çok yemek için kullanıldığı belliydi.

Herkes oturunca bende yine abimlerin arasına geçip oturdum. Tabağıma kahvaltılık alırken özellikle soğan,sarımsak ve acı var mı diye bakıyordum.

Görünüşü güzel olanları tabağıma ekliyordum. Masa çok uzundu ve benim kolum reçele yetişmiyordu. Kendim içinde kimseyi rahatsız etmeyeceğim için önüme döndüm.

Tam yeni birşeye uzanırken önüme bırakılan reçel ile kaşlarım havalandı. Kafamı kaldırdığım da bana bakan Uğur'u gördüm. Halbuki belli etmemiştim nasıl anlamıştı ki. Gözlerim reçelde nereden baksan en fazla 2 saniye oyalanmişti.

Umursamazca omuz silkip tabağima biraz reçel koydum. Uğur hala bana bakarak "anladığım kadarı ile tuzlu şeylerden ise tatlıyı daha çok seviyorsun " Dediğinde onaylamak için kafamı salladım.

Abartarak "önüme 1 tepsi baklava koysalar yerim" Dediğimde herkes gülmeye başladı. Derin'in abisi Aras "belli oldu abilerinin öküz kadar olupta kardeşlerinin cüce kadar olmasının nedeni. Kız hiç vitamin protein almıyormuş ki" Dedi.

Ben kaşlarımı çalarken özellik ile abimler olmak üzere herkes gülmeye başladı. Altta kalmamak için "sende diyorsun öküz gibiler herşeyi yedikleri için bana proteinsiz yiyecekler kalıyordu. E bende tabi doğal olarak alışmaya başladım" Dedim.

Bu sefer abimlerin kaşları catılıp herkes gülmeye başladı. Onlara bakıp göz kırptığımda sabır çeker gibi başlarını iki yana salladılar.

hadsizler benim gibi kardeş bulmuşlar birde sabır çekiyorlar. Asıl sabrı benim çekmem gerek ya neyse.

ben reçeli ekmeğin bir kısmına sürmüş yerken Fırat Bey konuşmaya başladı. "Bugün akşam için bütün klan liderlerini ve o klandaki güçlü insanları çağırdım. Yani akşama davet var haberiniz olsun." Dedi.

Derin ile aynı anda yerimizden kalkıp bir ağızdan "bu şimdi mi söylenir" dedik. Masadakiler afallayarak bize bakerken biz bu sefer birbirimize dönüp yine birlikte "ne giyeceğiz ?" Dedik.

Yüz ifadesi ilk düzelen Kerem "ablamın hiç şuana kadar böyle görmedim. Siz niye şimdi böyle telaşlandınız ki davet akşama." Dedi.

Derin ile aynı anda bu sefer "akşama" diye mırıldandık. Tabi masa sessiz olduğundan buda duyuldu .Deniz "önceden anlaşmış gibi niye aynı mimiği yapıyor ve aynı şeyleri söylüyorlar?" Dedi yanındaki Uğur'un kulağına tabi biraz yüksek çıkmıştı sesi.

Hızla ona dönüp "ben sana dedikodu sessiz şekilde yapılır ve sesimize özellikle diğerleri duymasın diye dikkat etmeliyiz demedim mi? Yine bizim drdikodumuzu yapıyorsun ve sesin çok yüksek. Söylediğim şeyleri ciddiye almıyor musun sen?" Dedim.

Diğerleri kaşlarını çatmış bize bakarken. Bizimkiler ile birlikte Uğur'da gülüyor. Deniz ve Demir'de gelirken yaptıkları gibi yine ciddiyetle kafalarını salladılar. Demir herhalde bir öncekinde onada laf söylediğim için biraz alınmıştı.

Saye abla şaşkınlığı atıp "ben bu kızı çok sevdim. Fazla ciddi falan ama ortama alışınca farkında olmadan eğlenceli oluyor." Dedi.

Bu sefer ona dönüp "belki de benim hakkımda yanlış fikirlere kapılmanız için rol yapıyorum? Henüz tanışalı 1 gün olmuş biri için böyle bir yorum yapma Saye Abla. Kardeşimin kardeşisiniz size öyle birşey yapmam ama herkese karşı tedbirli olmalısınız" dedim.

Saye abla alınmak yerine bana katılmıştı "haklısın ama hem gördüğüme inanırsam hemde kardeşimin düzgün birisi ile kardeşlik yapacağını düşünerek yapmıştım bu yorumu" Dedi.

Kafamı sallayarak onu onayladım ve Derin'e döndüm. "Hadi hızlı ol! Acele etmemiz gerek." Dedim.

Derim ağzına bir salata atıp hızla yanıma geldi. "Önce kimin ki ile ilgileniyoruz"dedi. "Benim saçlarım uzun zaman alır önce hızla onu halledelim. Sonra senin saçını yaparız. Keşke makyaj eşyalarımı getirseydim. Neyse sonrada giyinmek için ayrılırız. " Dedim.

Başıyla beni onayladığıda onu beklemeden hızla odama doğru koşmaya başladım. Oda arkamdan geliyordu.

(Şarkıyı burada açabilirsiniz)

Odama çıktığımda hemen durdum Derin'de odaya girince hemen durup heyecanlı halinden çıkmıştı. "Ne oldu ne anlatacaksın?" Dedi.

Başta gösterdiğimiz tepki gerçekti ama bakıştîğımiz an Derin gözlerimden demek istediğimi anlamıştı.

Derin yatağa geçince bende kapıyı kilitleyip derin bir nefes aldım. Yanına geçip herzaman ki gibi göğsündeki yerini aldım.

"Abla" dedim Lafa girmeden önce. Ses tonundan konun ciddi olduğunu anlamıştı. Konuşmadan devam etmemi bekledi. "Hani 18. Doğum günümde bir olay yaşamıştım ya" dile getirmek istemiyordum.

Derin'in kısa süreliğine nefesi kesilmişti. Bu konuyu nereye bağliyacağimı merak ediyordu.

"Bunu sana ilk anlattığımda 1 saat boyunca kim olduğunu söylememi en azından tarif etmemi istemiştin. O kişiyi işkenceler ile öldürmek için" dedim. Gelecek olanı anlamıştı.

"Öğrendim abla öğrendim. Kim olduğunu öğrendim. Dilini çarptigimiz kumral adammış. Beni bizi öldürmek için aslında bu yüzden gelmiş. Babamın söyledikleri tuzu biberi olmuş. " Dedim.

Beklemiyordu bunu hiç beklemiyordu. Kafasını bana eğdi "nasıl öğrendin?" Dedi. "Bugün bir kabus gördüm o anı tekrar yaşadım... Yani yaşıyordum ama bilinç altım bana o olayı izletiyordu. O girdi abla kumral adam. Olayı yaşarken travma geçirdiğim için kim olduğunu yüzünü ilk gördüğümde tanıyamadım. Ama bu sefer dışarıdan izledim olayı ve tanıdım abla" dedim.

Derin nefesini tutmuş beni dinliyordu. "6 yıl da o şerefsizi sonunda bulduk. Normalde insan öldürmeye üşenen ben tüm vaktimi ona harcayıp onu en yaratıcı işkenceler ile öldürücem." Dedi. Güldüm

"Öldürsende ben bu travmaları kurtulamicam abla. Sen onu öldürsen bile ben bidaha bir erkek ile ciddi ilişki yaşayamicam. Veya sizin dışınızdaki insanlara şüpheyle yaklaşmadan duramicam. Hiçbir zaman anı yaşayamicam sürekli sonra nolcak diye düşünüp öyle hareket edicem. Senin dışında kimseye duygularımı göstermicem çünkü benim duygularım önemli değildir. Eğer olduda gelecekte bir adamı sevdim ona geçmişimi anlatamicam çünkü ben yalancıyım. Ona bunları anlatmayı bıraktığımda bana hediye alarak ödüllendirir" dedim.

Derin beni dinlerken gözleri dolmuştu ama susmadım. Daha çok güldüm "insanların gözünde soğuk kibirli birinden başkası olmicam. Görmedin mi abini daha tanışalı 1 saat olmadan bana önyargı ile yaklaştı. Ama biride "çok soğuksun" Demek yerine "Neden soğuksun?" Dedi mi? Ulan belki de biri de bana bunu sorsa ben travmalarımı aşardım ona anlatırdım. Ama bir kişide çıkıpta bana "Neden Duru?, nasılsın Duru?" Demedi . Ama artık çok geç abla sende biliyorsun. Zaten benim abilerim bile bana inanmamışken başkasından beklemek aptallık olur. Ama ben bir kerede aptal olmak istemiştim abla." Dedim.

Bunları söylerken yattığım yerden kalkmış, odada dolaşmış sonra bir duvar kenarına geçip Derin'e bakmaya başlamıştım. Ağlıyordu.

benin yerimede ağla abla. Ben bu gözlerden yaş yerine kan aktığıdan beri ağlamaktan korktum. Sonrada unuttum.

bu seferde şu durumda bile akmayan yaşlarım için içten içe ezildim.

titreyerek yaslandığın duvar dibine oturdum. Dışarıdan gören ağlıyor sanardı ama gözümden tek damla akmıyordu.

Derin zar zor oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Sonra oda yere oturdu. Kafamı omzuna yasladım.

Ablam bana "nasılsın" diye soran tek kişiydi. Ben ona gitmeden o bana gelmişti. İşte bu yüzden bende yeri çok ayrıydı. Biri bana zarar vermek ister ise benim canımdan önce Derin'in tek bir tel saçına zarar gelmeliydi.

Ben düşünürken Derin "ben yanındayım ablacım. Ben hem yanında hem arkadan hem önündeyim. Yanında sana destek olmak için daima duracağım. Arkanda olmaz deme oldu da düştün seni tutmak için duracağım. Önünde ise her daim seni korumak için" Dedi.

Gülümsedim en içten şekilde sadece Derin'in bildiği gülümsemelerimden . "İyiki varsın abla " dedim.

O ise devam etti "bırak kimse sormasın "Neden Duru? Nasılsın Duru?" Diye ben sorarım. Kimse inanmasın sana ben senin yalanına bile inanmış gibi yaparım. Sen bana yalan söylemezsin ama diyelim ki söyledin. Zorunda kalmıştır Duru yinede benim ona güvenim tam derim. Kimse olmasın Duru ama ablan var. Ve nereye dönersen dön onu göreceksin. Çünkü ablan sen nerede istersen her daim orada olacak. Travmalarını atlatmak mi istiyorsun? Onuda beraber yaparız her daim hep yanındayım kardeşim. Unutma tek bir yanın deil , her yanındayım. Beni hiç bir zaman aramak zorunda kalmayacaksın. Ben her zaman karşına çıkacağım " Dedi.

Varlığı gerçekten yaşam kaynağımdı. Kimse olamyabilirdi ablam var. Her daim her yanımda.

Hemen ekledi "ayrıca o şerefsizide ölmek için sana yalvaracak duruma getireceğim. Kimin Kardeşinin savunmasız halinden yaralandığını ona göstericem." Dedi

Sadece "Seni çok seviyorum abla" dedim

ve seni hep seveceğim abla.

 

​​BÖLÜM SONU.

 

Bölüm sonundan selamlarrrr.

evett bölüm nasıldı. Ne düşünüyorsunuz.

Diğer bölümlerden biraz daha uzun oldu.

Neyse bu bölümü biraz hızlı attım çünkü diğer bölüm derslerden dolayi geç gelebilir.

Görüsürüzzzzz🩶🩶...

 

 

Loading...
0%