Yeni Üyelik
9.
Bölüm

8.Bölüm -Geri dön-

@yagmurungokyuzu

30 gün sonra

Ben, herkesten bir darbe yedim.En çokta sevdiklerimden zaten ne olduysa onlar yüzünden oldu.Benim kokumu alabilmek için papatyanın yapraklarını koparttıkları gibi benim canımı yaktılar.

Benden faydalanmak için beni öldürdüler.

Annemle Yakup salonda konuşurlarken onların yanına geldim ve gelmemle sustular.

Annem son günlerini yaşıyor diye eve gönderip vakit geçirebileceğimizi söylemişlerdi.Elbette bu durum çok acıydı fakat alışmak zorundayım.

"Anne yarın babama gidiyoruz değil mi?"Annem sustu sonra kocasına döndü ona baktı "Bakarız kızım." dedikten sonra bana baktı.

Burukça gülümseyerek "Peki." dedim ve merdivenlerden yukarı çıktım.Tam odama gireceğim sırada Turgay'ın sesi duyuldu.

"Hazan?"

Derin bir nefes alıp ona döndüm "Ne var?"demek istesem de onun hiçbir suçu olmadığının farkında olarak "Efendim?" dedim.

Büyük ihtimalle yeni duştan çıkmıştı çünkü birkaç tutamı alnına dökülen saçları ıslaktı.

"Neredeyse bir aydır benden kaçıyorsun.Bir şey mi yaptım?"

Yapmadın Turgay.Bana o kadar çok iyi davrandın ki bunu kelimelere bile dökemiyorum.

Sanırım bana iyi davranmanı yadırgadım.Evet, kesinlikle yadırgadım.

"Hayır,kaçmıyorum."bu yetersiz bir cevap olmuştu

"Sadece annemle son zamanlarımızı yaşayınca yalnız kalıp, düşünmek istiyorum." dedim.

"Seni anlıyorum... umarım her şey senin için güzel olur."Ona gülümseyip" Umarım." diyerek odama girdim.

İlk önce yatağa yattım, gözlerimi tavana dikmeden önce bir müzik açtım acılarımı bastirabilmesi için.

Sezen Aksu şarkıya girdiğinde baygın bakışlarım çoktan tavanı bulmuştu.

Bu şarkı bir aşk şarkısı olsa da cümleler benim acılarımı anlatıyordu.

Belki de ben öyle sanıyorumdur.

 

Alışırım zannettiğim yokluğundan acılanmam

Vazgeçmek zor, senin o büyülü tuhaf sıcağından

Dön demeye, utanırım zavallı korkularımla

Arkasına, saklandığım gururumdan

 

Babamın yokluğuna alışırım zannetmiştim.Alışamamıştım.Annemin kokusundan vazgeçmenin ne kadar zor olduğunu ise çok geç anladım.Korkularımın arkasına saklanarak susmuştum.Gururumun ezilmesine karşın susmuştum.

Geri dön geri dön, ne olur geri dön

Uzanıp tutuver elimi bir gün

Utanır diyemem ne olur geri dön

Geri dön geri dön, ne olur geri dön

Uzanıp tutuver elimi bir gün

Utanır diyemem ne olur geri dön

 

Babama her gece o toprağın altından çıkması için yalvarmıştım.Her zamanki gibi elimi tutup beni kaldırmasına istemiştim fakat o artık yoktu.Benim babam zaten toprak kokardı ne diye toprağa hapis kalmıştı?Annem,eskiden sardığı yaralara yeni yaralar ekleyerek beni dumura uğratıyordu.Ben ne babamın geri dönmesini ne de annemin eskisi gibi olmasını istiyorum.

Ben mutluluğumun dönmesini istiyorum.Çok mu şey istiyorum?

🍂🍂🍂

Baş ağrısı ile uyanmak hele ki gecenin bir saatinde uyanmak aşırı rahatsız ediyordu.

Düşüncelerim ile uyumuşken uyanmıştım.Büyük ihtimalle geri uyuyamam.

Tezgahta duran gevrekten bir tane alıp ağzımdaki buruşuk tatla yedim sonrasına ağrı kesici içip sandalyeye oturdum.Hap etkisini yavaş yavaş gösterirken mutfağın kapısı açıldı.

Gelen Turgay'dı.

"Yarasa olma yolunda mı ilerliyorsun?" diye sordum

Alayla sırıtıp bir sandalye çekip oturdu."Bana diyene bak."

Cebinden sigara paketi çıkarttığında bana da uzattı.

"İçmiyorum"diyerek redettim.

Bir dal çıkartıp çakmak ile yaktı ve masada duran kültavlasıyı önüne çekti.

"Neden uyumadın?"

"Aslında uyudum lakin başım ağrıdığı için kalktım."Turgay dumanı üfledi ve "Şimdi iyi misin?" diye sordu.

Onu "İyiyim."diye yanıtladım"Sen niye uyumadın?"

Omzunu silkti"Uyku tutmadı."

"Neden? bir sorunun mu var?"

O bana şaşkınca bakarken ben ise gayet kendimden emindim.O bana bir iyilik göstermişti ben ise karşılığını veriyordum.

"Hayır." diyerek kafasını iki yana salladı."Hayatımda ufak aksilikler olsa da aşabileceğim sorunlar.Lakin bazı anlar geliyor kendimi anlayamıyorum.Konuşmalarımı, hareketlerimi, yaptıklarımı... bazı anlarda kendim olamıyorum."

Derin bir nefes aldım"Bir psikolog ile görüşmeyi ister misin?"

Yüzü anında sertleşti"Hayır."

"Neden?"diye sorup usteledim.

"Boşver."başımı sallayıp camdan dışarı baktım,hava aydınlanıyordu.

Uzun bir süre sessizlik oldu.Biz bu sessizlikte konuştuk, ağladık ve dertleştik.Biz onunla bugün susarak anlaştık.

Turgay'a uzun süredir aklımda olan o soruyu yönelttim "Neden Yakup için çalışıyorsun?"Yeşil gözleri bana döndü "Vakti geldiğinde sana anlatacağım ve emin ol bana hak vererek yardımcı olacaksın."

"Peki.Sadece... o sana geçmişte kötü mü davrandı?"

"Evet." diyerek fısıldadı.

🍂🍂🍂

Saatler geçmişti.Annem ve Yakup ile kahvaltı ettikten sonra evi toparlamış şimdi de odamda hazırlanıyordum.

Hâki renginde olan boğazlı kazak ve bol pantolon giydikten sonra saçlarımı sıkıca bağladım.Çantamı ve telefonumu alıp aşağı indim.

Annem hâlâ yatağında hazırlanmamış bir şekilde oturuyordu.

"Anne neden hazırlanmadın?"Annem koltuğu bakışları ile gösterdiğinde yanına oturdum.

"Kızım sen Yakup abine alışamadın mi ?"Kaşlarını çattım"Nerden çıktı bu?"

"Baksana adama hâlâ baba demiyorsun."

Bir kibrit yaktılar,tam evimin ortasına attılar.

O kibritle hem evim hem bütün hayatım hem de ben yandım.

O kibriti yakan ise beni doğuran kadındı.Annem beni kendi elleri ile cayır cayır yakarak öldürmüştü.

"Anne benim bir babam zaten var.Yakup...abi benim hiçbir zaman babam olamaz."

Annem hiddetle bana döndü "nasıl baban olamaz.Cihan mı seni özel üniversitelere gönderdi,o mu aç kokan nefesini doyurdu,seni lüks içinde yaşattı? Hepsini Yakup yaptı."

Başım döndü, midem bulandı, gözümün önü karardı.Bu kadın benim annem miydi?

Ayağa kalktım,elimi ağzıma götürüp odada volta attım.Merdivenin tepesinde Yakup'un sinsi bir sırıtış ile bana baktığını gördüm sonra anneme baktım bana bakıyordu.

Dış kapı açıldı içeri Turgay girdi.Benim dumura uğramış hâlimi fark etti.

"Hazan?"elimi kaldırıp "dur" dedim.

"Anne"

Alnıma dökülen kahkülü geri ittim.

Kesik izini gösterdim annem şok olmuş bir şekilde bana bakarken "kim yaptı sana bunu?" dedi.

Onu yanıtsız bıraktım üstümde ki kıyafetlerimi çıkardım sütyenim ile kaldım.

Hayır, utanmıyordum.Çünkü utanması gereken kişi ben değilim bana bunu yapanların utanması gerek.

Kolumda ki ısıtılan demir ile açılan yaraları gösterdim annemin gözünden bir damla yaş düştü.

Sırtımı döndüm anneme kemer izlerini gösterdim.Sonra yine anneme döndüm göğüslerimin üstünde ki izmarit yanıklarını gösterdim.

Saçlarımı eğdim ve annem çekilmekten koptuğu için kafamdaki boşlukları fark etti.

Annemin ağlaması şiddetlenirken"Daha bitmedi anne."diyerek

pantolonumun düğmesinin de açarak indirdim bacaklarımda ki bıçaklarla açılmış yarıklar kapanmayacak kadar büyüktü.

"Bunları kim yaptı anne? babam mı yaptı yoksa senin kocan mı?"Annem hâlâ inanmamış gözlerle bakıyordu.

Gözlerim Yakup'a yeniden değdi.Yüzünde o sırıtış son bulmuştu.Gözlerinde korku ve öfke vardı sanırım acıma duygusu da taşıyordu.Kendi yaptıklarını dışardan gözlemek acı bir his olmalıydı.

Bu sefer Turgay'a baktım.Onun bakışları bir başka yerde veya vücudumda değildi.

Gözlerimin tam içine acımı almak istercesine bakıyordu.Bana güven veren bir gülümseme sundu.

Onun sayesinde daha da çok cesaretlendim.

"Yakup yaptı anne... Yo hayır hayır sen yaptın anne."

Gözlerim acımaya başlarken "Bana kör olduğun için ben her gün bu işkencelere katlandım.Ben senin yüzünden binlerce kez öldüm.Bana nefes olan sen şimdi hayatımı ellerimden aldın."

Yakup'un merdivenden inen seslerini duyarken dengemi kaybettim.

O sırada bana birisi dayanak oldu.Bu kişi tabii ki Turgay olmuştu.

Üzerinde ki paltoyu çıkartıp üstüme sardı bir eliyle beni tutarken diğeriyle eşyalarımı topladı.

"Titriyorsun."diye fısıldadı.Farkında değildim.Beni yönlendirip merdivenlerden çıkardı.

Odamın kapısının önüne geldiğimizde "Seninle girebilir miyim?"dedi

"Hm hm." diye mırıldandım.

Yatağıma öylece oturdum "Çok mu ağır konuştum?"

"Hayır, içinde birikenleri dökerek kendine iyilik yaptın."Gülümsemekle yetindim.

"Ben arkamı döneyim sen kıyafetlerini giy."

"Olur."

O arkasını döndüğünde ben aşağıda çıkarttığım kıyafetleri giymek üzere elime aldım.O ise sehbahanın önünde durmuş kitaplarıma göz gezdiriyordu.

Eline en sevdiğim kitabı aldı

"Bu kitap ben de çok büyük etkiler bıraktı."

"Öyle mi ben okumadım anlatır mısın?"

"Elbette."dediğimde nefesimi dışarı verdim.Hemen sonra "Dönebilirsin."dedim.Bana baktığında yeniden yüzüme bakıyordu.Vücuduma değil.

Bu beni mutlu ediyordu.

"Hadi anlat."Penceremin önüne gittim.

"İlk öncelikle kitap 3.kişili anlatım.Kız deli akıl hastahanesinde yatıyor ya da ruh ve sinir hastalıkları da denilebilir.Her neyse bir gün yan odasına bir adam geliyor."

O kitabı okuduğum döneme gittim yüzümde buruk bir gülümseme oluştu

"Adamı bir gün bahçede görüyor o şekilde tanışıyorlar.Aylar geçiyor ikili birbirini sevmeye başlıyor ama öyle delice değil aklı başında olarak seviyorlar." Kitabın devamı zihnimde dolaşırken yutkundum.

"Sonra bir şey oluyor?"diye sordu.

Başımı olumlu anlamda salladım ve anlatmaya yeniden başladım

"Bir gün kız adamın yanındayken adam atak geçiriyor kızı tanımayacak dereceye geliyor.Adam bulduğu cam kesiğini kızın boğazında tutuyor o sırada içeriye doktorlar geliyor ve kitap orada bitiyor."

Turgay kaşlarını çattı"Yazar sonu okuyucuya mı bıraktı?"

"Kısmen."

"Peki sence sonu nasıl bitmiştir?"

"Adam kadını o cam kesiği ile canını almamıştır ama kadını yaşayan bir ölü yapmıştır.Belki de öldürmüştür.Kim bilir?"

Turgay kitabı elinde çevirdi"Kitabın adı yok mu?"

"Evet, adsız bir kitap."

O şaşkınlıkla gözünü açarken ben gülümsüyordum.Aşağıdan ikilinin bağırış sesleri geldi.Fakat Turgay bana gülümsedi.

Bir savaşın ortasında beni iyileştirmek için gülümsedi.

Ben de gülümsedim.

Bir savaşın ortasında onun için gülümsedim.

İkisinin bağırış sesi kesildi.

Sonrasında Yakup'un "Aysel."diye bağırışı kulaklarına doldu.Sinir içeren bir bağırış değil aksine acı barındıran bir bağrıştı.

İlk önce gülüşüm donuklaştı sonra gözlerim doldu,boğazım düğümlendi.

"Annem.Anneme bir şey oldu Turgay."Bunu demem ile aşağıya aceleyle indik.Annem yerde baygın bir şekilde yatıyordu Yakup başındaydı sadece duruyordu.

"Anne?"Cevapsız kaldım.

Turgay'a baktım "Bir şey yap Turgay."dedim.Cebinden telefonu çıkardı.

Annemin sol yanına geçip oturdum.

Ağlamadım, bağırmadım,onu uyandırmaya çalışmadım çünkü annem yaşıyordu.Annem ölmez ki.Anneler ölemez ki.

Yakup kaşlarını çattı "Turgay... ambulans çağır."

"Çağırdım Yakup Bey."

"Niye gelmiyorlar o zaman lan."O sırada ambulans sireni duyuldu Sonrasında ben de sesler bir sis bulutu ile uzaklaştı.

Ne zaman kalkıp hastahaneye geldik bilmiyorum.Annem girdiği stres ile kalp krizi geçirmiş kanser de zaten tetiklemişti.

Ameliyattaydı şu an.

Onu bekliyordum.

Yakup ve Turgay da karşımda duruyorlardı.Yakup'u ilk defa böyle görüyordum.

Belki iyi biri olabilirdi ama o bütün hıncını benden çıkararak gözümde bir canavar gibi gözüküyordu.

Ameliyathanenin kapısı açıldı.

Doktor ilk önce hepimizde bakışlarını gezdirdi

"Kalp krizi geçirdiği için anju ettik fakat bazı damarlar açılmadığı için bypass(baypas) yapmamız gerek."

Dişlerimle dudağımı kemirirken Yakup"Yapın o zaman.Neyi bekliyorsunuz."diye atıldı.

"Ben bu ameliyatı yapamam çünkü Aysel Hanım kanser hastası olduğu için oldukça zor bir ameliyat olacak."

Kaşlarımı çattım"Ne yani annemi ölüme mi terk edeceksiniz?"

Doktor telaşla konuştu"Hayır, hayır.Öyle bir şey olmayacak Aysel Hanım şu an iyi yarın uzman doktorumuz gelecek ve ameliyatı o yapacak."

"Bu doktor nerede ?"diye sert sesi ile sordu Yakup.

"Antalya'da yazlık evinde."

Yakup Turgay'a baktı"Antalya'ya gidiyoruz.Uçağı ayarla." dedi.

Turgay başını eğip eline telefonu alarak burdan uzaklaştı.Yakup ise doktordan numarasını aldı.

"Annemi bu kadar sevdiğini bilmiyordum." dedim.Bana burukça gülümsedi "Ben bile bilmiyordum."

O esnada Turgay bize yaklaşırken konuşmaya başladı.

"Efendim,pilotunuz yarım saate hava limanında olacak."Yakup "Çıkıyoruz "dediğinde bana arkalarını dönüp yürümeye başladılar.

Turgay bana döndü gülümsedi, gülümsedim.Gözden kayboldular .

Ben ise yalnız kaldım.Her zamanki gibi.Bu koridordan çıkıp sağdaki koridora gittim ve koltuğa oturdum

Bir insanın hiç mi arkadaşı olmazdı?

Benim yoktu.

Birisi bile bana "Nasılsın?"diye sormadı.Sorsalar hıçkıra hıçkıra ağlayacak ve rahatlayacaktım.

Bana değer veren,beni seven birisi olsa bana sarılsa "Geçecek."dese ve bütün acılarım son bulsa.Çok güzel olurdu. Buna o kadar çok ihtiyacım var ki.

Birisi bile bunu yapmıyordu.

Aksine benden kaçıyorlar.Sanki hastalıklıyımda onlara bulaşacak diye korkuyorlar.

Belki de çirkinimdir?

Ya da... kendimi kandırıyorum.

Ya da diye bir şey yoktu.Çirkindim ve insanlar beni sevmiyorlardı.Doktorla konuştuğumda annemin yoğun bakımda olduğunu,göremeyeceğimi söylemişti.Ben de bu nedenle buraya gelmiştim.Etrafıma baktım.

Birkaç kişi vardı oturan ve o oturanların arasından Melo'yu gördüm.Bu aralar yanıma çok az geliyordu.

"Melo beni yalnız bırakmayacağını biliyordum.Gelsene yanıma."

Gelmedi.Görüntü yavaş yavaş bulanıklaşırken önüme dönüp duvara baktım.

"O da bıraktı seni.Herkes seni terk edecek."

Kalbim büyük bir hızda atarken kendimi sakinleştirmeye çalıştım.

Lanet olsun ilacımı da almamıştım!

Sakin olabilirdim, olmalıydım.Kriz geçirmek istemiyordum.

Gözlerimi kapattım içimden saymaya başladım.

1,2,3,3...25,26...52 yavaş yavaş sakinleşirken gözlerim yorgunlukla kapandı.

Yazar'dan

Yakup uçakta dışarıya bakarken telefonuna mesaj geldi.

Doktordan ameliyatı yapacak olan kişinin konumunu istemişti ve şimdi atmıştı.

Yakup Aysel'i çok sevmişti fakat bu sevgi sonralarda bir takıntı hâline gelerek sadece ona sahip olmak istemiş ve kötü şeyler yapmıştı.

Yıllar önce

Yakup her zaman ki gibi arkadaş grubu ile bir bara gitmişti.

Yanına sırnaşan kızları umursamaz bir şekilde etrafa bakıyordu.

Ve onu görmüştü.

Elinde ki viski bardağı yere düşüp,kırılırken o hâlâ Aysel'e bakıyordu.

"Bu kız kim? tanıyor musun?"diye sordu Erkan'a.

Erkan gözlerini kıstı okulda görmüş gibiydi fakat yine de araştıracağını söyledi.Aysel arkadaşını gördüğünde onun yanına gitti.

Bardan çıktıktan saatler sonra Yakup'un telefonu çaldı.

Arayan Erkan olmuştu.

"Ne var?"diyerek telefonu açtı.

"Yakup,kız bu sene üniversiteye yarı burslu olarak gelmiş.Öğretmenlik okuyor.Adı Aysel.Tek çocuk, babası bir şirkette müdür annesi ev hanımı. Evinin adresini sana atıyorum."

"Eyvallah koçum."

Telefonu kapatıp kendisini koltuğa attı.

"Yarın görüşürüz Aysel."diye fısıldadı.

Ertesi gün olduğunda Yakup Aysel'e hiç rastlamadı.

Soruşturduğunda bugün okula gelmediğini öğrendi.

Fakat Yakup onu bir kez daha görmek istiyordu.

Bu yüzden atlayıp kadının evinin yolunu tuttu.

Arabayı kenara çektiğinde kadının oturduğu siteye girecekken içinde ki his orada bir süre beklemesini söyledi.O ise bekledi.

Bir süre sonra siteye uzak bir yerde kadın kahkahası sesi duyuldu

Başını çevrildiğinde Aysel'i gördü.

Ayel,bir adama bakıyordu.

Aysel,bir adam için gülüyordu.

Aysel,o adam içindi.

Bir umut abisi veya akrabası olduğunu düşündü.Fakat bu düşüncesi anında son buldu çünkü adam kıza yaklaşarak dudağına buse kondurdu.

Kız ise utanarak gözlerini kaçırdı.

Yakup ilk o zaman ihanete uğramış gibi hissetti.O gün kendisine bir söz verdi aşkı için gerekirse dünyayı yakacaktı

Bu aslında bir ihanet değildi çünkü o kadın ile hiçbir geçmişi yoktu. Yakup bunu anlamak istemiyor ve ihanete uğramış gibi hissediyordu.

Yakup o günden sonra onlar için adeta bir azrail oldu ve Aysel yıllar sonra azrailine aşık oldu.

Şimdi ki Zaman

"Efendim uçak iniş yaptı."

Yakup Turgay'ın kendisine seslenmesi ile başını camdan çevirdiAyağa kalktı uçağın kapısı açılmıştı.

Ondan indiğinde karşıda hazırlattıkları araba duruyordu.

Turgay şoförden anahtarı alıp Yakup'un kapısını açtı.

İkili yerlerine geçtiklerinde Turgay hızla arabayı sürmeye başladı.

Yaklaşık iki saat sonra araba doktorun evinin önünde durdu.

Yakup Turgay'a "sen kal"diyip arabadan indi.

Yakup bahçeli eve göz gezdirdi.

Ağaçlar yapraklarını yere dökmüştü.

Saksıda olan çiçekler açmaya yüz tutmuş ve ortaya hoş bir koku yayılmıştı.

Yakup mavi kapının önünde durup bekledi derin bir nefes alıp kapıyı iki kere tıkladı.Kapı gıcırdayarak açıldı.Yakup karşısında altmışların sonunda bir adamla karşılaştı.

Adam kaşlarını çatmış anlamsızca bakıyordu.

Yakup ağzını açtığında adam daha çabuk davranıp konuştu "Sizde kimsiniz? burada ne işiniz var?"diye sordu.

"Efendim ben Yakup Sarı.Size neden burada olduğumu anlatacağım."

Adam "buyrun" diyerek kapıyı sonuna kadar açtı.

Kapı bir salona açıklıyordu eski denilemeyecek koltuğa oturdu adam da karşıdaki koltuğa oturdu.

"Adınız Mehmet değil mi?"

"Evet, öyle."

Yakup boğazını temizledi "Size bilgi vermişlerdir.Ben Aysel Sarı'nın eşiyim."

"Evet, yarın ameliyata gireceğim."

"İşte benim özel uçağım var ve sizin benimle gelip ameliyatı yapmanızı istiyorim."Mehmet ağzını açıp itiraz edeceği an Yakup tekrar konuştu"İstediğiniz miktarda para veririm."

Adam gülümseyerek kabul etti.

🍂🍂🍂

Hazan'dan

Gecenin huzuru içime işlerken yanıp sönen lambadan çektim bakışlarımı.

Kahvemin son yudumunu içip ayaklandım

Koridoru yürürken yanımda Melo belirdi ona gülümsedim ve beraber yürüdük.

Yanıma sadece Seda abla gelmişti az bir süre kalıp gitmek zorunda kalmıştı.Onun haricinde Melo vardı.

Evet, hiç kimse yoktu yanımda.

Kafamdaki ses ve Melo haricinde.Melo konuşmasa bile yanımda durması yeterdi.Olsun hiç olmamasından iyidir.

Derin bir nefes verdim.

Turgay ve Yakup yirmi dakikaya gelirlerdi.Turgay beni aramış ve durumlardan haber etmişti.Bu doktor benim son umudum olarak kalmıştı.Belki annemi iyileştir?

Doktorun görevi iyileştirmekse annemi de iyileştirsin.

Beni kimsesiz bırakmasın.

Belki annem uyandığında ona sert çıkıştığım için affetmezdi ama yaşardı.Nefes aldırdı.Hatta gülerdi kim bilir?Asansörün kapısı açıldığında üç adam çıktı.

Yüzümde belirsiz bir gülümseme oluşurken "Annem bu ameliyattan sağ salim geri dönsün"diye fısıldadım.

Selam çiçeklerim 🌸

Bölümde sevmediğiniz yer?

Bölümde sevdiğiniz yer?

Melo'ya henüz veda etmiyoruz.

Sizce nasıl bir bölümdü?

Aysel'in dediklerine ne demeli?

Yakup pişman olacak mı?

Hazan ve Turgay arasındaki çekim?

Loading...
0%