Merhaba aşkımlar nabersiniz ben kötüyüm Türkiyenin kalbi denilebilecek kadar önemli olan TUSAŞ terör saldırısına uğrdaı. En kısa zamanda Ülkemizin kötülüğünü isteyen insan dışı terör PKK örgütlerinin yok olması dileğiyle artık çok beklenen o bölüme gelelim bakalım ateş savcıyı öpecek mi?

Durunun karnına dizimi geçirmemle ellerini bıraktı o sırada ellerini tutup yere yatırdım duruyu.

"Kardeşim dersin bir erkek için seni ödlürmeye çalışır o kardeşim dediğin kahpeler" dedim.

"Sedef bırak beni sen adinin tekisin"

Dedi.

"Evimden defolup gidiyorsun aksi takdirde TCK maddelerine uyarak seni içeri attırırım 3-6 ay hapis cezası yersin duydun mu beni" dedim.

"Bırak sedef bırak"dedi.

Duruyu havaya kaldırıp kapımdan dışarı attım.

"Bir daha böyle bir şeye teşebbüs edersen o zaman bu kadar sakin kalamam" kapıyı çarptım.

Arkamı dönüp gidecekken kapı tekrar çaldı.

Kapıyı açtım ve kargocuyla karşılaştım.

"Ad soyad imza hanımefendi" dedi ve kağıt uzattı.

Kağıda adımı soyadımı yazıp imzamı attım.

Ve kargoyu aldım.

Kargoyu yırtarcasına açtım mektup çıkmıştı.

Mektubu açtığımda şok geçirdim.

"Ateş ve duru öpüşü-" devamını getirmeden yırtıp çöpe fırlattım.

"ADİ HERİF ALLAH BELANI VERSİN HANİ SEVMİYORDUN" dedim kendi kendime.

Onu sevmediğini söylemişti ama onu öpmüştü......

Kendimi koşarak yatağa attım.

Ve uykunun sakinliğine bıraktım kendimi.

∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞∞

Sabah erkenden uyanıp rutin işlerimi halletim. Dizlerimin biraz üzerinde lacivert vücuda yapışan elbisemi giyip üzerine siyah deri ceket giydim. Siyah uzun çizmelerimle saçımıda toplayıp hazırdım.

Evden çıkıp arabama doğru ilerledim.

Arabama bindim oradanda adliyeye gittim.

Adliyeye girip odama çıktım.

3 saat boyunca dosyaları inceledim.

Olay yeri incelemeden bilgi aldım.

Yemek yemek için aşağıdaki kafeteryaya indim.

Bir bisküvi ve çay alıp cam kenarına oturdum.

O sırada karşımdaki boş sandalye doldu. İki çift ela gözler.......

"Naber savcı" dedi

"İyi komutan sen" dedim.

"Bende iyi duruya saldırmışsın"dedi.

Tüm benliğimle buna sadece sırıttım.

"Öylemi olmuş " dedim.

"Saldırdın mı yani gerçekten" dedi.

"Duru beni öldürmeye teşebbüse kalkıştığını söyledi mi sevgili komutancığım"dedim.

"Bana bunu söylemedi sadece seninle konuşmaya geldiğini ama senin onun karnına tekme attığını ve onu boğduğunu söyledi" dedi.

"Ne güzel söylemiş keşke yapsaydım"

Dedim.

"Sedef" dedi.

"Efendim komutanım" dedim.

"Sana güzelim desem rahatsız olur musun"dedi.

{Ay ben seni yerimm birde soruyo kurban vereneeee}

"Olmam istediğini de komutanım"

"Komutanım ne sedef ya askerlik arkadaşım mısın"

(İki anlamı vardır buradaki /-ım-im ekinin birisi komutanın dediği gibi arkadaşlık için diğeri benimsin der gibi benimsemek gibi)

​​​​"Ne diyim komutanım bende sana güzelim mi diyeyim" dediğimde kahkaha attı.

"Ateş de bâri yada aşkım da diyebilirsin sana kalmış" demesiyle öksürmeye başladım.

"Helal helal" diyerek sırtımı sıvazladı.

Kulağım yaklaşıp "O da olur bir gün ve güzelim" deyip gitti.

Şerefsiz adam yüreğime indirip siktirip gitti.

Hemen odama çıktım.

Odamda ekin ve duru vardı.

"Bir cumhuriyet savcısının odasına izinsiz girmenin cezası olduğunu ve ayrıca özel hayatın gizliliği var bilirsiniz ne bu cesaret" dedim en sakin ses tonumla.

"Sayın savcım haklısınız fakat iki çocuğun katiliyle ilgili bir gelişme var tıklattım fakat ses seda yoktu bende girdim eminim ki bir cumhuriyet savcısı olarak halı hazırda bir cevabınız vardır üzgünüm" dedi ekin.

"İstediğimde girebileceğim kadar yakın olduğumuzu düşünüyordum" dedi duru.

"Düşünme o zaman sayın doktor aksi takdirde her zamanki sakinliğimi koruyamam bunu size 2. Ve sonuncu defa iletiyorum aklınızda anlamanızda bir takım kıtlık aptallık yoksa defolun odamdan siz sayın doktor ekin sen kalabilirsin" dediğimde ekin kafasını teşekkür anlamında salladı duruda tam söylediğim gibi defolup gitti.

"Evet ekin gelişmeler nedir?"

"Savcım Alperen gökalp 21 yaşında psikolojik destek ekibi tarafından akıl hastanesine sevk edilmiş fakat oradan kaçmıştır ailesinin evlat edindiği iki çocuğu kıskançlıktan katletmiştir çocuklar aynı zamanda öksüz ve yetimdir Alperen şuanda göz altında görüşmenizi talep ediyorum" dedi.

"Görüşelim bakalım ne haddineymiş bu aptalın" deyip gözaltı odasına ilerledim.

Geldiğimde ekin kapımı açtı kendisi bilgeseyar kısmında bekledi bende içeri girdim.

21 yaşındaki genç masaya oturmuş kafasını yere eğmiş bekliyordu.

Tam karşısına oturduğumda tenezzül edip kafasını kaldırmadı.

"Kafanı kaldır Alperen"

Dediğimde hala tenezzül etmedi.

"Alperen kafanı kaldır" dedim kararlı bir şekilde.

Kafasını kaldırıp göz temasına geçti.

"Amacın neydi iki gencecik hatta genç demeye bin şahit isteyen çocukları katlederken bir söylesene merak ediyorum"dedim.

"Annemler beni o iki aptaldan daha az seviyordu"

"Peki burada çocukların suçu nedir annenle babana sevmesi için yalvarmadılar ve kendinin yaptığını kabul ediyorsun" dedim.

"Ben adalete boynunu eğdim savcı ben yaptım ama isteyerek olmadı amacım gözlerini korkutup yetimhaneye onları geri yollamaktı fakat şule dizini yardı elimle bakacağım derken beni iteklemeye başladı elimdeki bıçak istem dışı şuleye saplandı ardından denizde bana saldırmaya başladı bende karşılık vermeyince sinirlendi ve bıçağı bana doğrulttu bende ters çevirmeye çalışırken ona girdi" dedi.

"Peki Alperen suçsuz değilsin 2 can aldın mı aldın bunun cezası adalet olarak verilir" dedim ve odadan çıktım.

Saatin geç olduğunu fark ettim ve adliyeden çıktım. Arabama doğru yürüyüp evime gittim.

Kapıdan girerken tek fark ettiğim şey komutanın kapısında durunun ayakkabısının olmasıydi......

1K okunmaya(toplam okunma) ulaştığımızda yeni bölüm gelecek ve baya bir uzun olacak.

​​​​

​​​​