Öncelikle merhaba.

Bu açıklamayı tekrar yapıyorum çünkü içim yanıyor kendimi eksik hissediyorum biliyorsunuz ki Ülkemizde 2 "kadın" denilen fakat iki çocuk olan güzelim kızlarımızı katlettiler. Hemde annesi o kadar çaresizdi ki "Keşke kızımı silahla öldürdeydiniz daha az canı yanar" diyecek kadar çaresizdi. Bir anne bile bu duruma düşüyorsa vay halimize ben artık kadın cinayeti duymaktan yoruldum. Bu insanlar adaletin olmadığı bir ülkeden cesaretlenip ay yok şu benden ayrıldı ben onu katledeyim ay yok şu bana bunu dedi kafasını kesip annesinin önüne atayım yok lan öyle bir dünya yapamazsın ya Allahın yarattığı bir kulunun canını o almadan sen alamazsın zarar veremezsin yapamazsın ya ben utanıyorum lan. Sizin yerinize ben utanıyorum. Ben hiç bir erkekten korkmuyorum fakat bir gün bu benim başıma sizin başınıza (ALLAH KORUSUN) gelse mağdur kısım biz olacağız lütfen empati kurarak binlerce kadının mezarında huzurla uyuması için yayalım adalet için elimizden gelen her şeyi yapalım ADALET İÇİN..........

Bölüme geçiyorum bir önceki bölüm kısaydı içim rahat etmedi.

Hani derler ya Aşk Nedir?

Herkes sevgi mutluluk cart curt diyor.peki AŞK NEDİR?

sabahın göz yakıcı ışıklarıyla ayağa kalktım.

Rutin işlerimi halledip saten göğüs dekolteli kremimsi beyazımsı bir büstiyer üstünede bir siyah ceket giydim.

Altıma deri siyah pantolon giyinip siyah topuklularımı ayaklarıma geçirdim.

Saçlarımı salıp gözlüğümü taktım.

Kahvaltı için bir kaç bir şey ağzıma tıkıp

adliyenin yolunu buldum.

Yandaki askeriyeyede gözlerim çarptı.

Komutan timini sıraua dizmiş bağırıyordu.

Yanlarına doğru ilerledim.

"Ne bağırıyorsun komutan "

Dememle tüm gözler beni buldu.

"Hak ettiler sayın savcım"

"Öyle herkes hak ettiğini mi yaşıyormuş" deyip adliyeden içeri girdim.

Fazla salak bu komutan.

Odama doğru ilerledim.

Odama geldiğimde kapımı açıp çantamı koltuğa bıraktım.

O sırada kapım çaldı.

"Buyrun" diye yanıtladım.

İçeri hafif uzun mavi gözlü orta yaşlarda bir adam girdi.

"Merhaba sayın savcım ben ekin komser yeni bir dava var. Dosyaları incelemenizi arz ederim"

Dedi ve dosyaları masaya bıraktı.

"Tabi incelerim ekin otur bakalım bir inceleyeyim bilgi ver bana"

"Tabi sayın savcım".

Dedi ve koltuğa oturdu bende kendi koltuğuma oturup dosyayı incelemeye başladım o sırada kapı çaldı.

"Gel" dedim hafif yüksek ses tonuyla.

İçeri ateş girmişti.

"Oo komser sende mi buradaydın'' dedi ateş.

"Dava var komutan o yüzden".

Dedi ekin.

Bende o sırada dosyanın bir genç kızın cinayetine ait olduğunu anlamıştım.

17 yaşında lise öğrencisi.

Yeşil gözlü uzun saçlı orta boylu süt gibi teni olan gencecik kız. Ersin Şirin tarafından öldürülmüş o saatten beri ersin şirin bulunamamış.

"Evet ekin dinliyorum"

"Sayın savcım Ece gür saat 17:00 civarında apartamanın önünde bıçak darbesiyle katlediliyor. Buradaki gariplik ise apartman sahipleri tanıklık ettiği halde adamı durdurmuyor. Şimdi diyeceksiniz bu Ersin Şirin kim? Ersin bey bu kızın ablasının kocası. Bu kızı taciz ediyor kız ailesine söylüyor fakat ailesi ona inanmıyor ve eceye psikolojik destek veriyorlar ersin şirin Ece gür'e tacize devam ediyor kızımız her geçen gün ağlamaktan pert oluyor. Perşembe öğleden sonra 17:00 sularında kız ekmek almaya giderken ersin şirin Ece gür'ü görüp tacize kalkıyor kız tokadı çarptığında adam bıçak darbeleriyle kızı katlediyor"

Olay değişikti fakat çözülemez değildi.

"Peki ekin apartman sakinlerini göz altına alın ifadelerini alın bende konuşayım şunlarla bakalım bundan sonra ağızlarını açabilecekler mi?" Deyip ekini gönderdim.

Ateşe kafamı çevirdiğimde " ee komutan sen niye geldin?" Dedim.

"Hiç öylesine savcı " dedi ve gitti.

Noldu ki şimdi.

​​​​​​

​​​​​​

​​​​​​