Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@yagmuss

Hiç böyle kendinizi çaresiz hissettiniz mi? Ben çok hissettim...

 

Komutan ne olduğunu bilmediğim bir şekilde soğuk davranmıştı. Askeriyeye gidip konuşacaktım. Ve ekin komserede davayı almayacağımı söyleyecektim.

Çünkü hazırda bir dava vardı. Annem....benim annem ya bir savcının annesi bir şerefsiz yüzünden öldürülemezdi.....

Annemde hatalı fakat benim annem boğazı kesilerek ölmeyi hak etmedi.

Her ne olursa olsun hal etmedi.

Annem başka bir adamla birliktelik yaşamış ve birliktelik yaşadığı adam polismiş annemle bir kaç kez birliktelik yaşadıktan sonra annem hamile kalmış sonra adam bu yükü taşıyamam deyip annemi katletti...

 

 

Ceketimi alıp odadan çıktım.

Askeriyeye doğru ilerledim. Komutan orada bir askerle konuşuyordu. Sessizce gidip.

"Komutan naber" dedim bana yüzünü bile dönmedi.

"Komutan heeey komutaaan" dedim.

"Efendim" dedi yine dönmeden.

"Konuşabilir miyiz komutaaan" dedim.

Tatlışlık yapmaya çalıştım.

"Tamam göl var ilerde git otur geliyorum" dedi.

Bende yavaşça oraya gittim.

Gölün kıyısına oturdum.

Yaklaşık 10 dakika sonra komutan geldi.

"Evet sedef"

"Komutan hayırdır neden soğuk yapıyorsun?"

"Sedef ben... her neyse soğuk yapmıyorum "

"Komutan sen ne"

"Görüşmeyelim inan benim yüzümden çok ağlayacaksın"

"Komutan hayatında biri mi var"

"Yok hayır ama görmezden gel beni savcı"

Deyip çekip gitti.

Gözlerim dolmuştu.

Daha bir kaç gündrn ben aşık mı olmuştum.

Hemen yerimden kalkıp adliyeye doğru yol aldım.

"Sedef noluyo delirmiş yine ateş" dedi kumral.

Derince yutkundum direndim göz yaşım akmasın diye ama başaramadım.

Derin nefes aldım.

"Ona sor kumral o daha iyi bilir" dedim.

Ve gittim.

Odamın kapısını sertçe çarptım.

Hemen eşyalarımı alıp evime gittim.

Üzerimi değiştirip yatağa attım kendimi.

Uykunun kollarına bıraktım.

 

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

 

Sabah erkenden uyandım rutin işleri halledip giyinmeye başladım.

Üzerime saten kısa büstiyer giydim. Altıma dar bir kısa etek giydim.

Üzerime siyah deri ceketimi giyip adliyeye yol aldım.......

Kapıda kumral ve kızıl vardı.

İçeri geçerken

"Sedef o öyle demek istememiş "

Gözlerim dolu ve acı gülümsememle ona baktım.

"Öylemi ne demek istemiş paşam karşısında onun kırılacak biri yok lan yok acıdan kalbim taşlaştı lan NE DEMEK İSTEMİŞ HE NE DEMEK İSTEMİŞ" Dedim ve içeri gittim.

 

Odamın kapısını sertçe kapattım.

Yere oturup ağlamaya başladım.

O sırada telefonum çaldı.

Marco arıyordu .

İtalyan ama TÜRK bir şaheser avukattı.

"Ne var Marco çabuk ol"

"Sedef bulundu annenin katili nerde olduğunu bilmiyoruz ama kim onu biliyoruz."

"Ne! Kim o şerefsiz"

"Demir çevik 48 yaşında komiser bir oğlu var 26 yaşında ateş çevik asker kendisi Hakkari'de görev yapıyormuş

Dediği sırada telefonum elimde kayarak düştü.

Ateş ÇEVİK..........

Gözlerim kızarmış bir şekilde odamdan çıktım.

Askeriyeye gittim.

Kızıl ve kumral oradaydı.

"Nerde ateş" dedim ilk kez adıyla hitap ederek.....

"İ-içerde"

Dedi.

Çarparak ona geçtim içeri.

Gözlerimiz buluştuğunda ateş saçan gözlerime anlamsızca baktı.

"Ne oldu sedef ne bu halin bitiksin"

"Baban nerde ateş"

Yutkundu. Derince gözlerini kenetledi gözlerime.

"Bilmiyorum savcı vallahi bilmiyorum ilk öğrendiğimde bende çok sorguladım ama savcı gitmiş bir yere"

"Ateş ben varya ben kahroldum. Ben geberdim ateş bittim ya bittim kalmadı acı dozunu doldurdum niye taşırıyorsunuz ya bittim lan ben bittim.

Ben annem için canımı verirdim seve seve ateş ben...ben" burnumu çektim engel olamadığım gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.

"Ben bunu yanına bırakmam. O baban olacak şerefsiz varya o şerefsiz çok yanlış kişiye bulaştı ben ona bunu ödeticem bana ölmek için yalvaracak" hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım yumruk yaptığım ellerimi kalmamış gücümle göğsüne vurmaya başladım.

"Ben öldüm artık ne babam kaldı ne anam benim kimim kaldı ateş kimsem yön şu hayatta şu benim dağ gibi arkamda diyebileceğim kimse yok" dedim sessizce.

Ve çekip gittim.

Kumral ve kızıl bana acır gözlerle bakıyorlardı.

Onları önemsemeden yürümeye başladım.

Düşüncem herşeyimle bitiktim.

Eve doğru ilerledim. Yağmur yağmaya başlamıştı. Ayakkabılarımı çıkardım.

Hani derler ya "ölmüşümde ağlayanım yok" benim o sözün bir tık farklısı.

"Öldüm, Ruhum mezarda bedenim dünyada"

Eve geldiğimde merdivende oturan bir adet ateş bir adet kumral bir adet kızıl vardı.

Boş gözlerle onlara baktım.

Evime gitmeye yeltendiğimde bileğimden bir el tuttu.

Ofladım ve tutan kişiye baktım.

Kafa salladım ne var anlamında.

Her neyse der gibi bıraktı ve bileğimi bıraktı.

Evime girdim sakince......

 

 

Bu kadar kısa bir bölüm yayımlamak istemezdim ama inanın çok yorgunum son günlerde okunma ve vote artarsa daha uzun ve hızlı bölüm atmaya çalışırım gencolar...

Görüşürüüüüüüükkkkkk🌹😘

 

 

Loading...
0%