@yahomay
|
Zeynep" Mervenin sesini duymamla arkamı döndüm. "Efendim" dedim ruhsuzca. "Bugün ortalarda gözükmüyordun, neredeydin" dedi. "Kütüphanedeydim" sonra bir ses duyduk çığlık sesi "Zeynep, Merve" diye bağırıyordu biri. Arkamızı döndüğümüz de bunun Asya olduğunu gördük. "Neredesiniz kızım siz, sizi arıyorum iki saattir" dedi sitemli bir şekilde. "Buradayız işte Asya" dedi Merve ve "Hadi gidelim" dedim. İkisi de aynı anda "Tamam" dediler. Yola çıktık onların evi benim evimden biraz daha uzaktı yolda ayrılmak zorunda kaldık. "Hadi yarın görüşürüz" dedi Asya, "Tamam" dedim. "Kendini fazla üzme artık 2 ay geçti olayın üstünden kendini harap ettin." dedi Merve ve yine o anda gözlerim dolmuştu. "Tamam" dedim zor çıkan sesimle. Ayrıldık ve bende evin yolunu tuttum. Yine o lanet olası an aklıma gelmişti -gerçi hiç aklımdan çıkmıyordu- çığlıklarım, yalvarışlarım, durdurak bilmeyen ağlayışlarım hepsi sanki gözümün önündeydi. O anı hatırladıkça sanki tekrar o anı yaşıyordum o gün... Hatırlamak istemediğim bir Ekim ayı iliklerime kadar ölmek istediğim o an... Sonbaharın ruhuna uygun olarak kahve tonlarında giyinmiştim, belime kadar gelen kumral dalgalı saçlarımı serbest bırakmıştım. Yüzüme deniz mavisi gözlerimi öne çıkaran makyaj yapmıştım -buna makyaj denirse tabi-. Odadan çıktım ağzıma birkaç birşey attım ve saate bakarak evden çıktım. Merdivenlerden indiğimde karşımda beni bekleyen ve sıkılmış gözlerle bakan iki bedenle karşılaştım. Galiba onları yine bekletmiştim. "Fazlamı beklettim" diye sordum çekinerek. "Sadece 15 dakika" dedi Burak espri ile karışık sistemle. "Hadi gidelim artık geç kalıcaz" dedi Emir. "Tamam hadi gidelim bu arada günaydınn" dedim neşeyle. Günaydın güzeller güzeli kuzim" dedi Burak. "Günaydın canım kuzim" dedi Emir. Merdivenlerden indik ve kapıdan çıktık. Okula vardığımızda Merve ve Asya dedikodu yaparak bizi bekliyorlardı. Yine kimi çekiştiriyorlar diye içimden geçirirken "bu sefer kim?" diye sordum yanlarına vardığımızda. Merve gülerek cevap verdi "Okula yeni çocuk gelmiş herkes onu konuşuyor. Galiba adı Emre'ymiş." dedi. "Ama çocuğu görmeniz lazım" dedi Asya. Emir öfkeyle " öhm öhm artık içerimi girsek ders başlayacak" dedi. Öfkesini anlamamak imkansızdı. Kesinlikle Asya'yı kıskanmıştı. Zaten uzun süredir Asya dan hoşlanıyordu bunu kendine itiraf etmese bile anlaşılıyordu. Sınıfa çıkarken Merve "Emre geldi Selçuk devri kapandı" dedi kahkahayla. "Onun hakkında konuşmasak olmazmı?" diyerek sitem ettim. O sırada sınıfa varmıştık. Kim ki bu çocuk?, ben hariç herkes görmüş diye geçirdim içimden. O sırada hoca geldi bende boşvererek derse odaklanmaya çalıştım. Selçuk sabahtan beri bana o siyah gözleriyle çok kötü bakıyordu. Göz göze geldiğimizde bana yandan bir sırıtış ve göz kırparak baktı. Bende iğrendiğimi belli edercesine derin bir nefes alarak önüme döndüm. Ama hissediyordum gözleri üzerimdeydi Ne istiyordu benden ondan ayrıldığım için bana kızgın olamazdı. Kesinlikle haksızdı beni aldatmıştı ne yapmamı bekliyordu hiçbir şey olmamış gibi davranmamı mı? Asla! Zaten ona karşı hiçbir şey kalmamıştı içimde. Ben bunları düşünürken çıkış zili çaldı. Zil çaldığında Selçuk dibimde bitti "Benimle gel konuşmamız lazım" dedi."Ne konuşacağız beni nasıl aldattığını mı?" dedim. Gözlerinden ateş çıkıyordu adeta, çok sinirlenmişti "Hemen benimle geliyorsun", sinirle "Seninle hiçbir yere gelmiyorum" dedim sert çıkarmaya çalıştığım sesimle. "Benimle gelmezsen kardeşini asla göremezsin" dedi biran korktum ve "Sen ne dediğini sanıyorsun" dedim bağırarak. "Ben çok ciddiyim neler yapabileceğimi sende çok iyi biliyorsun" dedi. Evet biliyordum. O pisikopatın tekiydi ayrılma sebebimden biride buydu zaten. "Seninle gelmezsem kardeşime ne yaparsın" dedim. "Aklına gelebilecek herşeyi yapabilirim" dedi. Korkmuştum ne yapabileceğini gercekten çok iyi biliyordum. O yüzden "Tamam" dedim mecburen ve ekledim "Seninle gelince kardeşime dokunmayacaksın" dedim sinirle. "Tamam güzelim emredersin" dedi yandan bir sırıtışla. Çantamı aldım ve omzuna çarparak sınıftan çıktım peşimden geliyordu. O sırada Asya'yı gördüm "Benim bir işim var sizinle eve gelemicem siz gidin" dedim. Asya da "Tamam" dedi. Ama arkamdan gelen Selçuk'u görünce kuşkuyla ona baktı sonra bana dönüp ne iş der gibi tek kaşını kaldırdı. Yok bir şey der gibi elimi sakladım. Binanın çıkış kapısına yürüdüm. Selçuk peşimdeydi. Okuldan çıktım. Arkamdan "Araba okulun dışındaki otopark da" dedi. Sinirle "Tamam" diye bağırdım o sırada Burak'ın yanında ki ela gözlü bedeni gördüm. Bu kişiyi ilk kez görüyordum. Galiba bu okula yeni gelen Emre'ydi. Emre olduğunu sandığım çocuk bana baktı ifadesizce sonra Selçuk'a baktı sinirle gözlerini kıstı, sanki az önce gördüğüm ela gözler ona ait değildi. Biranda önümde bir araba durdu ve bunun Selçuk'un arabası olduğunu gördüm. Ona birkez daha bakıp arabaya bindim. Burak ve Emir arkamızdan ifadesizce bakıyorlardı.Neden o pisliğin arabasına bindiğimi anlamaya çalışıyorlardı. Sonra Burak'ların yanına Merve ve Asya geldi. Selçuk arabayı çalıştırdı ve gitmeye başladık. O anda telefonuma bir bildirim geldi bunun Burak'tan olduğunu gördüğüm. Mesajda "Niye o şerefsizin arabasına bindin, nereye gidiyorsunuz" yazıyordu. "Konuşmak istedi oyüzden gidiyorum" yazdım. Burak hemen cevap verdi "Tamam dikkat et bir şey olursa hemen ara" dedi. "Merak etme canım hemen gelicem" yazdım ve camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Selçuk'un evine gidene kadar ikimizde konusmadık ama onun gözlerini üzerimde hissediyordum. Nihayet beni aldattığı o lanet eve gelmiştik. Arabadan indik kapıyı açtım ve eve girdik. Ben oturma odasına giderken kapıyı kapattı ve arkamdan geldi. Odaya girdiğimde kapıyı kapatıp üzerime gelmeye başladı. Geri geri giderken "Ne yapıyorsun s-sen" diye kekeledim. Korkuyordum bu manyaktan herşey beklenirdi. Geri geri giderken koltuğa düştüm. Hâlâ geliyordu. " Gelme" diye bağırdım. Bana sırıttı ve " Artık kaçacak yerin kalmadı". "Gelme uzak dur benden" dedim ağlamaklı sesimle. "Çok geç artık" dedi yüzüme bir tokat attı. O tokatla kafam sağ tarafa düştü. Üzerime geldi, ne çığlıklarım, ne yalvarışlarım, ne göz yaşlarım onu benden uzaklaştırmamıştı. Sabah belimi saran bir kolla uyandım. Dün gece olanlardan sonra bedenim daha fazla dayanamadı ve kendini uykuya bıraktı. O pislik yanımdaydı bana kollarını sarmıştı. "O pislik uyurken nasıl kaçacağım" diye düşünürken kıpırdanmaya başladı. Beni kirleten pislik uyandı yataktan kalktı ve üstünü giydi. Bana döndü ve " İntikamımı aldım" dedi. Neyin intikamıydı, neyden bahsediyordu bu?. "Neyin intikamı" diye sordum zar zor çıkan sesimle. "Beni terk etmenin intikamı" dedi pişkin pişkin. Onun gibi bir adamla nasıl birlikte olabilirdim ki? Tam bir bir psikopattı. "Artık hepten benimsin" dedi pis bir sırıtışla. "Bana tecavüz ederek beni yanında tutabileceğini mi sanıyorsun?" dedim hiddetle. "Sen bilirsin" dedi omuz silkerek. "Senden nefret ediyorum" diye bağırdım ağlayarak artık bu lanet evden çıkmak istiyordum. Hemen kalktım üstümü giyindim. Karşımda ayna vardı ama bir kez bile bakmadım kendimi çok kirlenmiş hissediyordum, giyindikten sonra ağlamaya devam ederek evden çıktım. Yolda hızlı hızlı koşuyordum. Taki sert bir bedene çarpana kadar. Zeynep, Selçuk'la gittiğinden beri Zeynep den haber alınamıyordu. Burak sürekli"Ya kıza bir şey yaparsa" diyip diyip duruyordu.Emir ise "Merak etme bir şey olmaz Zeynep kendi başının çaresine bakar" diyordu Burak'ı sakinleştirmek için ama o'da içten içe endişeliydi. Saat artık gece 12 olmuştu. Zeynep den hâlâ bir haber yoktu. Gece boyu Selçuk'un evini aramışlardı. Çoktan sabah olmuştu bile. Emre okuldan birine sorup Selçuk'un evini bulmuştu. Burak'ı aradı ve "Selçuk'un evini buldum" dedi. Burak "Konum at" dedi. Emre konumu attı ve Selçuk'un evine doğru yol aldı. Yolda giderken minik bir beden çarptı. Emre ona çarpan minik baktığında Bunun Zeynep olduğunu gördü. Zeynep çok kötü haldeydi, deniz mavisi gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Emre hemen endişeli bir biçimde "Neden ağlıyorsun, ne oldu?" dedi. Emre korku dolu gözlerle Zeynep'e bakıyordu. Zeynep hiçbir şeye demeden koşarak ordan uzaklaştı. Emre, Emir'i aradı ve "Zeynep'i buldum şuanda eve geliyor siz okula gidebilirsiniz Zeynep gayet iyiydi" dedi. Burak ve Emir okula doğru yol aldı. Merve ve Asya, Burak'larla okula gidiyorlardı. Merve'nin telefonu zamana kadar."Merve telefonla konuştuktan sonra bizim eve gitmemiz gerekiyor siz okula gidin" dedi. Emir "Bizde gelelim" dedi.Merve "Yok gerek yok siz okula gidin" dedi ve Asya'yı kolundan çekiştirerek götürdü. Çarptığım beden Burak'ın yanındaki ela gözlü çocuktu yani Emre'ydi. Onu daha yakın dan görmüştüm. Gözlerinin yakında daha güzel olduğunu fark ettim. Kıvırcık siyah saçları gözlerinin önüne dökülmüştü. Siyah boğazlı kazak ve kot rengi pantolon giymişti. Bense hiçbir şey demeden ağlayarak hızlı bir şekilde oradan uzaklaştım. Koşarak eve vardım. Hemen kendimi banyoya attım. Ne kadar süre banyoda kaldığımı bilmiyordum. Ağlayarak o pisliğin bana dokunuşlarını temizlemeye çalıştım. Artık ne kadar başarılı olduysam... Banyodan çıktığım gibi Merve'yi aradım. Kendimi ağlamamaya zorlayarak "Alo" dedim. Merve "Ne oldu, iyi misin?, sesin kötü geliyor" dedi. "Hemen Asya'yla birlikte yanıma gelir misiniz?, kendimi çok kötüyüm hissediyorum, size ihtiyacım var" dedim ağlayarak ve ekledim "Sakın Burak'lara bir şey çaktırmayın onlar okula gitsin" dedim. "Tamam canım hemen geliyoruz" dedi Merve. Hemen telefonu kapattım ve ağlayarak üstümü giyindim. 5 dakika sonra çalan zil ile Merve'lerin geldiğini anladım. Hemen kapıyı açtım ve onlara sarıldım. "Ne oldu, iyi misin, neden ağlıyorsun?" diye sormaya başladıklarında onlardan ayrıldım ve oturma odasına gittim hemen arkamdan geldiler. Koltuğa yanıma oturdular. Asya "Canım anlat noldu, ne bu halin" dedi. Bense sadece hıçkırarak ağlıyordum. Merve hemen kalktı ve bana su getirdi. Bir yudum içtim kendimi durduramıyordum. Olanlar aklımdan çıkmıyordu. Ağlamam hafiflediğinde onlara herşeyi tek tek anlattım. Onlarda benimle birlikte ağlıyorlardı. Konuşmam bittiğinde Merve hiddetle ayağa kalktı göz yaşlarını sildi ve "Öldüreceğim o pisliğı" diye bağırdı. Asya'da "Neyi bekliyoruz ki o pisliğin yaşamaya hakkı yok" dedi. Onlar tam gidecekken "Durun" diye bağırdım. Bana "Neden" der gibi baktılar. "Beni kardeşimle tehdit ediyor.Siz yanına giderseniz kardeşime zarar verebilir" dedim. Asya "Burak ve Emir'e haber verelim onlar gelince ne yapacağımızı düşünürüz" dedi. "Hayır kimsenin öğrenmesini istemiyorum.Onlar öğrenirse herşey karışır ve o pislik kardeşime zarar verebilir" dedim ağlayarak.Onlarda mecburen "Tamam" deyip oturmak zorunda kaldılar. O gün kızlarla baya konuşup dertleştik. Burak ve Emir'i okula gitmememe nasıl ikna edeceğimizi düşündük ve sonunda karar verdik. Doktora gidecektim ve rapor alacaktım fakat Burak ve Emir bunun psikolojik rahatsızlıklar olacağını bilmeyeceklerdi. |
0% |