Yeni Üyelik
5.
Bölüm

7 ve 8. Bölümler

@yakamoz_6

7.Bölüm-Yetmez mi?

(04.10.2011 Zehra Kılıç'ın evi)

Bugün Zehra'nın doğum günüydü 9 yaşına basmıştı.Zehra bu yıl sürpriz hazırlamışlardır diye umarak içeri gitti,ama içeride hiç istemediği bir manzara vardı.

Annesi yerde kanlar içinde yatıyordu,babası ise bir adam ve kadınla beraber içki içiyor eğleniyordu.

Zehra korkudan çığlık attı,babasının bakışları ona döndü. "Zehra sonunda uyandın,sen içeri geç birazdan geleceğim."

dedi babası ve bakışları yanında ki adama döndü.Zehra babasının sözünü ikiletmeden içeri gitti ve yatağın kenarına oturdu.

5-10 dakika sonra babası ve yanında ki adam geldiler,babası adama bir kese para uzattı,adam parayı alınca babası çıktı.Adam kapıyı kilitledi ve anahtarı ulaşamayacağı bir yere koydu.

"Merhaba küçük Zehra."diyerek Zehra'yı itti,Zehra diğer duvara doğru savruldu. "Niye yapıyorsun bunu ne yaptım ben sana!"diye bağırdı Zehra korkudan titriyordu. "Sen bir şey yapmadın ama baban bana yüklü miktarda para verdi,seni dövmemi istedi."dedi adam soğuk kanlılıkla ve bir tokat geçirdi.

Zehra'nın ilk dayağı değildi ama doğum günün de yediği ilk dayaktı.Zehra 9 yaşında büyümüştü ve kendine bir söz vermişti.

"Büyünce böyle insanlardan intikamımı alacağım!"diyerek kendine söz verdi çünkü

Pes etmek bize göre değildi ve olamazdı.

(04.01.2020 RABİA GECE'NİN ANLATIMI)

2 saat sonra eve Gökhan ile Nil geldiler,buruk bir sevinç vardı yüzlerinde.Kimse ne olduğuna anlam verememişti kaybetmiş miydi acaba?Batu söze girdi "Ne oldu Nil kazanamadın mı?"diye sordu Batu merakla.

"Alakası yok sadece biri daha,biri daha öldü 3 farklı yerinden bıçaklanmış bir şekilde."dedi Nil yutku tutulmuştu Gökhan söze girdi.

"Fransızca bir not vardı."diyerek Zehra'ya uzattı.Notu Zehra yüksek bir sesle okumaya başladı;

Pensais-tu qu'il était facile de m'échapper ou de se débarrasser de moi ?Eh bien, Rabia l'une des deux personnes qui connaissaient la vérité est morte, c'est-à-dire ton père. YAKAMOZ, pensiez-vous pouvoir vous échapper de là ? Vous n'êtes que des enfants.

"Yakamoz mu?"diye bağırdı Zeynep ve Gökhan aynı anda çok şaşkınlardı çünkü YAKAMOZ Zeynep Işıl'dı

"Kim öldü biliyor musunuz?diye sordum merakla Zehra bana döndü "Rabia veya sen Eda gerçekleri bilen kişiden biri baban ölmüş."dedi tek nefesde

"Onu umursamıyorum tanımıyorum bile.Anneme sormak zorundayım"diyerek ayaklandım Oğuz ayağa kalktı. "Tek gitme ben de geliyim gece kuşu."dedi Oğuz tam çıkarken aklıma bir şey takıldı "Not da ne yazıyor?"diye sordum

"Benden kaçmayı kolay mı sandınız veya kurtulmayı?Peki sen Rabia gerçekleri bilen iki kişiden birini öldü yani baban.YAKAMOZ sen oradan kaçabileceğini falan mı sandın.Hepiniz daha bir çocuksunuz ona göre yazıyor"dedi Zehra başımı sallayıp çıkarken bir davet vardı yerde Oğuz bana anlamayarak baktı,ben içeri doğru yürüdüm. "Buraya bakın bir davet gelmiş;

"Kazansoy ailesinin düzenlemiş olduğu'British-Turkish Cohesion Day' 04.01.2020 tarihinde sizi de aramızda görmekten onur duyarız"diye okudum gür bir sesle

Adres yazıyor gidicek miyiz?diye sordum merakla Deniz söze girdi "Kazansoy mu bizim okul da yok muydu ya?"diye sordu Deniz ama haklıydı. "Evet ya kimdi o ya?"diye sordu Mavi merakla "İngilizce bilen varsa gidelim gidelim saat kaçta?"diye sordu Zeynep bana bakarak "2 saat sonra."diye söze girdi Oğuz "Tamam gidelim gidin hazırlanın."dedi Batu bir abi tavrıyla

O gerçek bir ağabeydi

"Güzel,hadi 2 saat var hızlı olun çocuklar.

İkisi de gerçek bir ağabeydi

Onlar bir ağabeydi veya öz kardeşleri olduğu için herkese karşı böylelerdi.

(2 SAAT SONRA)

Kızlar olarak hazırlanmış sohbet ediyorduk.Ben her zaman ki gibi siyahdim,Zehra kırmızı,Zeynep kahverengi,Mavi kendi gibi mavi renkdeydi,Nil beyazdı.Biz buyduk.

Hem heyecanlı,hem durgunun bir haldeydik.Neden mi peşimizde bir katil var!Ölüm sessizliği içindeydik.Zehra söze girdi. "Gece sen annene gitmeyecek miydin?"diye sordu Zehra merakla

"Giderken uğrayabilir miyiz?"diye sordum biraz utanmıştım,hem nasıl konuyta girecektim ki.

"Tabi ki,kardeşim annesiyle konuşması gereken bir konu olacak ve biz hayır diyeceğiz,anca rüyanda."dedi Mavi gülerek onun için bir kardeştim.

"Dün bütün gece uyumadım Deren Demir ve Deren Demir mi diyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Mavi Akın."dedim gülerken,diğerleri de bana katılarak gülmeye başladı.

Bir anda içeri Deniz içeri girdi,yutku tutulmuş bir şekilde Mavi'ye baktı. "Çok,çok güzel olmuşsun."dedi Mavi'ye bakarken "Hepiniz çok güzel olmuşsunuz."dedi utanarak arkadan Oğuz çıktı.

"Yavşama lan kardeşime!"dedi Oğuz yarı sinirli,yarı gülüyordu.Bana bakınca bir anda durdu,beni süzdü.

"Çok güzelsin Gece kuşu,sende öylesin çift yumurta ikizim."dedi Oğuz gülerek.

Nil konuya girdi. "Yarın okulla gitmeliyiz,erken dönelim."dedi bu kız hep mantıklı konuşuyordu.Hepimiz onaylamıştık düşüncesini.Aşağıdan zil sesi duyulmuştu.Hiç birimiz anlamamıştık.Aşağıya indiğimiz de Gökhan kapıyı açmıştı bile.

Dışarı da ince bir beli olan,mavi bir crop altına siyah hafif dar kot pantolon giyen saçları siyah uzundu,saçlarını açık bırakmıştı bir kız yanında ise iki oğlan vardı.

İki oğlanda simsiyahdı,saçları,gözleri her şeyi siyahdı.Oğlanlar içeri doğru ilerledi,ilerledikce Zeynep arkamıza doğru ilerliyordu.

"Ne var Efe ne istiyorsun?diye bağırdı Gökhan korkmuyordu,korkmazdı.

"Bir selam verseydin keşke Gökhancığım."dedi yanında ki kız alaylı bir tavırla.

"Selam falan yok!"diye bağırdı Zeynep saklandığı yerden çıkarak.O da korkmuyordu.

"Biz kendimiz tanıtalım."yanındaki kızı göstererek. "Bu Ecrin Demirel"dedi soyadı vurgulayarak.Anlamayarak araya girdim."Nasıl yani siz kardeş misiniz?"dedim yanındaki oğlan araya girdi.

"Hayır,Özcan hepimize aynı soyadı taşımasını istedi ve onların soyadını verdi bizlere.'Demirel'.Ve ben Miraç Demirel."dedi o da soyada vurgu yaptı.

"Tamam o zaman ben de kendimi tanıtayım Efe Demirel"dedi o da diğerleri gibi soy ada vurgu yaptı.

"Eeee ne yapalım biz bu bilgilerle,bir yerlerinize mi sokalım istiyorsunuz!"diye bağırdı Batu sinirle

"Bakın ne güzel hazırlandık dışarı çıkacağız yormayın bizi ya ama söz biz sizi bir gün döve,döve öldürürüz."dedi Zehra korkusu yoktu.

"Siz kana susadınız herhalde."dedim korkmuyordum,korkamazdım.Mavi artık sıkılmış gibiydi aldı eline bir kitap onlara vura vura çıkardı.

"Uğraşacak halim yok ya."dedi sırıtarak.Camdan dışaarı doğru eğildiğimde gittiklerini gördüğüm de onlara işaret yaptım.Aşağıya indiğimiz de ortalıklar da görünmüyorlardı.

"Gece annene uğrayalım mı?"diye sordu Oğuz

"Yani ben tek giderim,siz gidin kendim gelirim."dedim tam ilerleyecekken Oğuz beni durdu. "Gece olmaz öyle şey ben de geliyorum,onlar önden gidiyor biz annenle konuşup oraya gidiyoruz konu kapandı hadi hayatım."dedi ellimi sıkıca tutarak.Diğerleri arabaya binmiş hızlıca ilerliyorlardı.Benim evim zaten çok da uzak değildi zorlasan 15 dakikaydı.

Çocukken kırmızı bir bisikletim vardı.Onunla yan mahalleye kadar giderdim,buralardan çok geçmiştim ama ne Nil'i gördüm,ne Mert'i,ne Batu'yu bu normal değildi.Üçünün de çocukluğu buralarda geçti ama hiç birbirimizi görmedik.Veya fark etmedik

Bir kaç dakika sonra Oğuz konuşmaya başladı. "Sana Nil'in Gökhan'a sorduğu soruları soracağım tamam mı?"dedi mutlulukla,soruları merak etmiştim.Başımı olumlu anlamda salladım.

"İlk soru doğum günün ne zamandı senin?"dedi çok meraklı görünüyordu. "Benim ki 23 Ocak."dedi merak ettiğimi anlamıştı.

"Benim ki ise 26 Mayıs ve merak etmiştim iyi ki söyledin."dedim gülerek

"İstanbullu musun?Mavi ile bildiğimiz kadarıyla İstanbulluyuz sen?"dedi umarım doğru biliyorlardı.

"Hayır,Ankaralıyım 5 senem orada geçti sonra İstanbul'a geldik."dedim sözlerimiz bittiğinde 'evime' gelmiştik.Ellerim titriyordu ama durdurdum. "Sen burada bekle ben 5 dakika konuşur gelirim itiraz etme lütfen."dedim ellerini bırakırken.Oğuz bana bakıp gülümsediğinde bende kapıya doğru yaklaşıp zilli çaldım.Annem kapıyı açıp beni gördüğüne şaşırmıştı.

"Eda,neredesin kaç günüdür aklım gitti!"diye söyledi annem yine içeri doğru gittim ve konuşmaya başladım. "Eda değil,Eda Baharvadi hiç değil.Ben Rabia Gece Yıldız,Yusuf Yıldız'ın kızı."dedim.

Oğuz'un sesi duyuldu bir anda."İşte benim kızım!"dedi,kapı eşiğinde olduğu fark etmiştim.

"Ne zaman öğrendin?"diye sordu "Kimliğim de Rabia Gece Yıldız yazıyor,gerçek kimliğimde yetimhanede öğrendim."dedim soğukkanlı bir biçimde. "Yetimhane mi ne arıyordun orada?"diye sordu yarı sinirli yarı şefkatlı davranmaya çalışıyordu.Cevap vermedim "Sadece sana bunu diyecektim ben gidiyorum sonsuza kadar görüşürüz."dedim son kez kullanacağım kelimeyi söyledim.

"'Anne'ilk kez değil ama son kez duyuyorsun bu cümleyi benden zaten hiç hak etmemiştin,benim yüzümden evlendin zaten."dedim soğukkanlı davranmaya çalışıyordum ama içim kan ağlıyordu.Bana son kez baktı ve arkasını dönüp mutfağa doğru ilerledi.İçeri doğru giderken üst koşumuzun çığlığını duyuldu.Oğuz ile biribirimize bakıp yukarı doğru koştuk,annemde peşimizden geldi.

Üst komşumuz Selenay Kara geçen sene evlenmiş bu yıl ise 5 aylık hamileydi.Eve çıktığımızda eşi Bora Kara ve annesi Aysel Özçelik kanlar içindeydi ve ikiside 4 yerinden derin bir şekilde bıçaklanmıştı.Yine o Fransızca not vardı.Telefonumu çıkarıp fotoğrafını çektikten sonra Selenay ablaya baktım ağlıyordu."Daha bu gün öğrenecektik çocuğumuzun cinsiyetini."diye ağlıyordu "Sana söz istediğin gibi kız olursa Parla,oğlan olursa Alp koyacağım."diye bağırıyor çağırıyordu.Oğuz'un elini bir anda sıkıca tuttum.Biraz bile olsun korkmuştum.Oğuz beni dışarı çıkartmış derin bir nefes almamı sağlıyordu.Gördüğü taksiyi durdurdu önce ben,sonra kendisi bindi.Ağabeye adresi verdi ve ellimi daha sıkıca tuttu.

1 günde 3 kişi ölmüştü.

1 günde 3 kişi ölmüştü.

1 günde 3 kişi ölmüştü.

Eski hayatımı özlüyordum.

8.Bölüm-Umut

(DENİZ TÜRKÖNDER'İN EVİ) 11.05.2013 Hatay Reyhanlı

"Abi korkuyorum!"diye ses duydu Deniz bu kardeşinin sesiydi. "Korkma Sahra ben yanındayım!" dedi Deniz ama kendi de korkuyordu.12 yaşındaydı ne yapabilirdi ki?Aslında olay Türk tarihinin de önemli bir yer olan 11 Mayıs Hatay Reyhanlı olaydı.Bir silah sesi duyuldu ve bir çığlık,annesinin çığlığını.Teröristler annesini öldürmüştü.Babası zaten işlerinden yine il dışındaydı.Deniz Sahra'nın gözlerini sıkıca kapatmıştı ama Sahra her şeyi görmüştü.Çığlık atamıyorlardı,yoksa buraya gelirlerdi.Susuyorlardı.Deniz kardeşine bakıp sıkıca sarıldı,gözünden bir damla yaş akıyordu ama güçlü olmak zorundaydı zaten Deniz Sahra'ya hem abilik hem babalık yapmıştı ama artık hem annelik hem babalık yapacakt.Ne Sahra'nın,ne Deniz'in birbirlerinden başka kimsesi yoktu.

Pes etmek bize göre değil ve olamaz.

(RABİA GECE'NİN ANLATIMI)04.01.2020

Saat 19.35 gibi davet yerine varmıştık.Hepsi girişte durmuş bizi bekliyordular. "Sonunda geldiniz be."diyerek bize doğru yürüdü Batu. "Hadi abi yürüyün keyfimiz kaçmasın sonra her şeyi en ince ayrıntısına kadar konuşacağız."dedi Oğuz sırıtarak içeri girdiğimde bizi yabancı bir adam selamladı.İngilizce biraz biliyordum ama profesyonel konuşamazdım.Adam gür sesiyle konuşmaya başladı.

"Hello sir welcome(Merhabalar efendim hoşgeldiniz)"dedi adam gür sesiyle Batu söze başladı. "Thank you I am Batu Mutlu,they are my sibling(Merhabalar ben Batu Mutlu onlar ise benim kardeşlerim)"dedi gururlu bir şekilde. "Ok I am understand.What was your name?(Tamam anladım,sizlerin adı neydi?)"diye sordu gür sesiyle adam Nil araya girerek "I am Nil Şimşek I am their sister(Ben Nil Şimşek onların kız kardeşiyim)diyerek Batu ve Mert'i gösterdi.Mert ciddi bir tavırla araya girdi. "Hi I am Mert Mutlu,but there is something I dont understand.Why dont you let us in?(Selam ben Mert Mutlu ama anlamadığım bir şey var neden içeri girmemize izin vermiyorsunuz?)dedi Mert merakla gür sesli adam bozulmuş gibi baktı.Tuttuğu nefesini yavaşça verdi.Eliyle bize yolu işaret etti.Mert sırıtarak "Sonun da."dedi.

Hepimiz bu kadar iyi İngilizce konuştuklarını bilmiyorduk. "Siz bu kadar iyi İngilizce nereden biliyorsunuz?"diye sordu Zeynep çok merak etmiş gibiydi.

"Tamam sonra konuşuruz bunu bu Rena Kazansoy bulmamız lazım!"dedi Batu sinirle

"Neden ki Batu onla ne alakası var?"dedi Zeynep anlamamıştı.

"Bizim apartmana bir davet geliyor ve böyle şık bir yer için az kaçıcak bir apartmana ve bir cinayettin ortasındayken bu Rena denen kızın bu işte bir parmağı var adım kadar eminim."dedi Batu Zeynep'e bakarak sırıttı.

"Tamam bulalım bu kızı."dedi Zehra ellerini bağlayarak sırıttı ve gözleriyle etrafı süzdü.O süzerken Mert de fark ettirmeden onu Zehra'yı süzüyordu.

"Rena orada."dedim parmağımı uzatarak.Deniz bir anda durdu ve dudaklarından "Sahra."ismi döküldü.Mavi bir an durdu.

"Sahra kim Deniz?"dedi hem meraklı hem sinirliydi.Deniz Mavi'yi duymazlıktan etti ve kızın yanına doğru gitti Mavi de peşinden gitti.Biz de peşlerinden gittik.Deniz sinirle kıza baktı.

"Sahra ne arıyorsun sen burada ve içki içiyorsun ve İstanbul da ne işin var senin Ankara da değil miydin neden haber vermedin Sahra!"dedi Deniz sinirle kıza bakarak.Kızın ağzını açtı.

"Abi."dedi kız telaşla.

"Abi ha abi Sahra ne yapıyorsun bunlar kim?"diye bağırdı Deniz. Zeynep konuşmaya başladı.

"Hakan Oğuz ve Ateş Öz."dedi Zeynep onları tanıyordu herhalde.

Kız başını öne eğdi. "Özür dilerim abi."dedi kız üzgünce

"Dileme,dileme Sahra sen Ankara da fen lisesi kazanıdın tamam gurur duydum gecemi gündüzüme kattım çalıştım her ay para göndermek için ama sen daha 16 yaşında olmana rağmen İstanbul'a geldiğini haber vermeyip ve içki içiyorsan sorun yok Sahra."dedi Deniz sinirine hakim olamayark oradan hızlıca uzaklaşırken Mavi onu durdurmuştu.

"Deniz nereye gidiyorsun?"diye sordu Mavi kolundan tutarak

Deniz ani bir şey yaparak Mavi'yi belinden kavradı.Dudaklarını dudaklarına yaklaştırdı biraz bekledi dudaklarını yapıştırdı.Oğuz'un gözelerini faltaşı gibi açmamış hatta kıskanmamıştı tebessüm vardı.Onun yerine o kız şaşırmış sinir küpüne binmişti.

"Hadi Rena'yı bulmalıyız."dedi Mavi gülerek,ondan ayrıldı Oğuz’a göz kırptı.”Hadi bakalım çifte kumrular.”dedi Mert gülerek ve bana döndü “Rena neredeydi?”diye sordu merakla.”Şurada olmalı evet şurada bakın.”diyerek Rena’yı gösterdim. “Hep beraber gitmeyelim yani 10 kişi beraber ürpermesin.”dedi Gökhan “Tamam Rabia,Zehra,Mert,Gökhan sizin ağzınız iyi laf yapar siz gidin.”dedi Batu biz hemen Rena’nın yanına gittik Rena bizi gördüğü an duraksadı gözleri ni Mert’e çevirdi. “Mert neredesin günlerdir notları vereyim mi?”diye sordu Zehra sinirle araya girdi. “İstemez biz hallederiz.”dedi Zehra sinirle Rena bozulmuş şekilde durdu. “Başka cinayetler oldu mu?”diye sordum “Yani Eda ne cinayetmiş.”derken sözünü böldüm. “Eda değil Rabia Gece benim adım.”dedim Rena yine bozulmuştu hem şaşırmıştı. “Of tamam Rabia Gece cinayetleri takmayın polis ne güne duruyor,ve sen kimsin acaba?”dedi Rena “Birincisi ben Gökhan Demirel ikincisi okulunda bir cinayet işleniyor ve takmıyorsun canın tehlikede olmasını umursamıyor musun?”diye sordu Gökhan Rena alaycı bir tavırla konuştu. “Niye umursayım ki canım tehlike de değil benim.”dedi alayla.

Bir anda bir çığlık koptu yukarda ki kadınlar tuvalettinden hepimiz birbirimize bakıp koşmaya başladık gittiğimizde herkes oradaydı.Kolları ve bacakları kesilmiş her yerinden kan akan şah damarından derin bir kesik ile boynunda ki kemik gözüken bir kadın yanında ise ağzına silah konulan ve yanağın köşesinde bıçak olan ve kafa derisi soyulmuş ve bıçak ile vurulmuş 2 çıplak kadın vardı.

Ve yanında da bir kadın daha vardı.Deniz’in kardeşiydi herhalde.Koluna bıçak saplanmıştı bayılmıştı.Deniz kızın yanına koştu.

“Sahra!”diye haykırdı Deniz kızın yanına koştu,sıkıca sardı. “Sen de bırakma beni Sahra uyan Sahra uyan ne olur uyan!”diye haykırdı kardeşine doğru.Mavi Deniz’e doğru yaklaştı .”Tamam sakin ol,sakin ol Deniz!”dedi Mavi yere eğilerek sırtına dokundu. “Bunları söylememeliydim.”diye ağlayarak konuştu.

Loading...
0%