Yeni Üyelik
4.
Bölüm

2.Bölüm

@yakamoz_6

Selma Yaman
Ebru Komutan gittiğinden beri herkes de bir haller vardı.Ve başta Osman’ın.Anlıyordum kardeşi gibi görüyordu onu ama yapacak bir şey yoktu.Askeriyenin bahçesinde yürürken gözüm duvarın arkasında oturan Osman’a kaydı.Kara,kara düşünüyordu. Hızlıca yanına yürüdüm. “Komutan Karaman.”dedim sadece,başını kaldırdığı yerden bana baktı.Ve o an.Ayağa kalkıp,bana bir anda sıkıca sarıldı.Başını boynuma gömüştü. “Beş dakika,sadece beş dakika komutanın değil de,nişanlın olmak istiyorum.Lütfen Selma.”dedi ses ağlamaklıydı. “Tamam Osman,sakin ol.”dedim ve başını gömdüğü yerden kaldırdım.Ellerim yanaklarındaydı. “Otur şöyle.”diyerek bankı gösterdim.İkiletmeden oturdu. “Ne oluyor?”dedim, “Korkuyorum.”dedi sadece. “Neyden?”dedim ve elimi yanaklarından çekip bacaklarımın üstüne koydum. “Bilmiyorum.”dedi.Şu dünyada nefret ettiğim iki şey vardı.Biri vatan hainleri diğeri belirsizlik.Belirsizlikten nefret ettiğimi çok iyi biliyordu.
Kaşlarımı kaldırdım.


“Tamam belirsizlikten nefret ediyorsun biliyorum.”dedi Osman. “O zaman?”dedim merakla.Derin bir nefes verdi ve konuşmaya başladı. “Ebru’ya bir şey olacakmış gibi geliyor.Kötü bir şey.”dedi alayla ona baktım. “Sence Kemal Komutan,böyle zor bir göreve niye Ebru Komutan’ı gönderdi?”dedim ve kollarımı göğsümde bağladım. “Çünkü Komutan çok yetenekli,deneyimli ve cesur.”dedim . “Korkma diyorsun yani?”diye sordu bana. “Evet,çünkü korkman için bir neden yok.”dedim dürüstçe. “Tamam,o zaman önemli bir konu daha var onu konuşalım mı acaba?”dedi ama bu konu onun için burada kapanmadığına emindim. “Neymiş bu önemli konu?”dedim.Tahmin edebiliyordum. “Düğün işi,bu çok önemli bir konu.”dedi mutlulukla.Hafifçe güldüm. “Tamam düğünü burada yapalım o zaman,ikimizin ailesi de buraya gelsin.”dedim hızlıca. “Nasıl istersen Karaman.”dedi.Kaşlarımı çatıp ona baktım. “Karaman?”dedim . “Evlenince benim soy adımı alırsın belki?”diye sordu.Kaşlarım hala çatıktı. “Ama nasıl istersen güzelim,senin kararın.”diye düzelti. “Tabii ki de kendi soy adımla kalacağım Osman!”dedim sinirle. “Tamam nasıl istersen Yaman.”dedi sonra biraz cilveyle bana baktı. “Öpem mi bir kere.”dedi.Sinirle konuştum. “Öpme!”dedim ve hızlıca ayaklandım. “İzninizle Komutanım.”dedim, “İzin sizin üsteğmen.”dedi ve biraz bile olsa ciddiydi.Hızlıca oradan uzaklaştım. Askeriyenin koridorlarında ilerlerken beni bir asker durdurdu. “Selma Komutanım,sizi Albay Kemal Korkmaz çağırıyor.”dedi “Tamam sen gidebilirsin.”dedim,asker selamı verip hızlıca uzaklaştı.Bende Kemal Albay’ın yanına gittim


Kapıyı tıklatıp içeri girdim.İçeride Yüzbaşı ve Kemal Albay vardı. “Beni emretmişsiniz Komutanım.”dedim.Kapıyı kapatıp karşılarında durdum. “Bir şurayı çevirir misin?”dedi.Filipince yazıyordu ve az kişi Filipince bilirdi.Ben ise dayım sayesinde biliyordum çünkü dayım Filipinler de çalışmış ve bildiği her şeyi bana öğretmişti. “Dikkatli ol Vatan Timi,ölüm yakındır.F”dedim sesli bir şekilde.Ağzım açık kalmıştı.Biri peşimizdeydi. “Bu nasıl olur?”dedim.Aslında olduğumuz tim yani Vatan Timi,üç yıl önce teröristleri bulmak için kurulmuştu.Ve gizli bir tim idi.
“Nasıl haberleri oldu?”dedi Yüzbaşı, “Timi topla Cenan,Ebru’ya da haber verin,daha temkinli olsun.”dedi Kemal Albay. “Emredersiniz Komutanım.”dedik ikimizde. “Çıkın.”diye bir emir verdi Albay Kemal Korkmaz.Komutanla asker selamı verip dışarı çıktık. “Selma,timdekileri bul avluda buluşalım.”dedi Yüzbaşı “Emredersiniz Komutanım.”dedim ve hızlıca Osman’ı bıraktığım yere gittim.Ama orada yoktu. Diğerlerinin de avluda olabileceğini düşünüp avluya doğru hızlı ve temkinli bir şekilde ilerledim.Avluya gittiğimde timdeki herkes –Yüzbaşı dahil-sıradaydı.Karşılarında Albay Kemal Korkmaz ve Tuğgeneral vardı ama ismini hatırlayamıyorum.Hızlıca yanlarına geçip asker selamı verdim. “Üsteğmen Selma Yaman emret Komutanım.”dedim gür bir sesle. “Niye geç kaldın asker?”dedi Tuğgeneral,tam cevap verecek iken Yüzbaşı konuştu. “Timdekileri bulması için görevlendirdim Komutanım.”dedi Yüzbaşı, “Sana sormadım Yüzbaşı,cevap ver asker neden geç kaldın?”dedi ve geri bana döndü. “Cenan Komutanım timdekileri bulmamı söylediği için geç kaldım Komutanım,af edin.”dedim ve hızlıca cevabımı aldım. “Tamam.”dedi ve timdekilere geri döndü.


“Evet Vatan Timi,sizi buraya neden topladığımızı biliyorsunuzdur diye umuyorumdur.”dedi Tuğgeneral,kimseden ses çıkmadı ama nasıl ne ara öğrendi bunlar.Ben gelene kadar Yüzbaşı söyledi herhalde. “Gizli görevde olan bir askeriniz varmış,haber verin temkinli olsun.Ve artık resmi olarak dağıldınız.”dedi Tuğgeneral.Ne bu kadar kolay mı vazgeçecekti. “Nasıl yani dağılıyor muyuz Komutanım?”dedi Yüzbaşı. “Hayır sadece resmiyet de öylesiniz,bir arada olduğunuzu siz,ve buradaki başka askerden başka kimse bilmeyecek.”dedi net bir sesle. “Diğer askerde haber verin.”dedi Tuğgeneral. “Emredersiniz Komutanım!”dedik gür sesimizle. “Gazanız mübarek olsun.”dedi Tuğgeneral. “Sağ ol!”dedik yine gür sesimizle.Tuğgeneral yanımızdan uzaklaşınca biraz bile olsa rahatladık. “Hemen Ebru’ya haber verin.”dedi Albay ve yanımızdan uzaklaştı.Herkes masaya oturdu o sırada Osman telefonu çıkarıp arayacak iken telefonu çaldı.Arayan Ebru Komutandı.
Osman telefonu açtı Ebru Komutan bir şeyler söyledi. “Gökalp mi o kim?”dedi Osman hepimizin dikkati ona geldi. Ebru Komutan bir şeyler daha söyledi. “Tamam,tamam bakarım.”dedi Osman,birkaç şey daha söyledi Osman ve kapattı. “Gökalp kim?”dedim hızlıca ve herkes Osman’a bakıyordu. “Ebru bir şeyler bulmuş.”dedi düz bir sesle. “Gökalp Kandemir,öyle biri bulmuş.” dedi Osman,yanımda oturuyordu ve bir anda elimi tuttu.Ellerimiz aşağıda birbirini bulmuştu.Ona baktım bir an.Kulağıma yaklaşıp “Yarın saçını örsene toplama.”dedi ve geri uzaklaştı ama elimi bırakmadı. “Evet ne yapacağız Komutanım.”dedi Ali.
“Görev belli,savaşacağız ve kazanacağız.”dedi Yüzbaşı. “Mehmet sen bak bakalım kimmiş bu Gökalp.”dedi Yüzbaşı, “Emredersiniz Komutanım.”dedi Mehmet ve hemen ayaklanıp hızlıca yanımızdan uzaklaştı. “Savaş başlıyor gençler hazır olun,”dedi Yüzbaşı ve sözünü ben devam ettirdim. “Vatan timi,vatan için ölmeye hazır çünkü.”
...
Ekim Adanır
Bu kimdi ve evimize niye geliyordu anlamıyordum? “Niye böyle bir şey yaptınız?”diye sordu Aylin. “Bana değil Gökçe’ye sor.”dedim sertçe. “Ya babam istedi.”dedi Gökçe.Bana boş boş baktılar. “Ne,niçin?”dedi Aylin. “Bakın.”dedi ve yemeği tabağa koyup karşımıza oturdu. “Babam Ebru’nun buraya taini çıktığını söyledi.Babasını tanırmış babam.Babası şehit olmuş on dört,on beş yaşındaymış.Annesi Kazakistan’a gitmiş Ebru ise burada kalmış.”dedi Gökçe.Galiba babası anlatmıştı bunları. “Babamda ona hep üzülürmüş,aradı beni kalsın sizle dedi,babası kötü değildi o da değildir dedi kalsın işte hem sadece bizimle kalacak en fazla ne olabilir.”dedi Gökçe. Aylin sinirle. “Terörist.”dedi Aylin. “Yok be Aylin be.”dedi Gökçe. “Gerçekten en fazla ne olabilir ki?”dedi Aybüke,Gökçe’ye destek çıktı.
“Tamam öyle olsun.”dedi Aylin. “Nasıl isterseniz.”dedim ona destek çıkarak. “Geç kalmadı mı acaba Ebru.”dedi Gökçe merakla. “Abartmayın evin önüne gidiyor.”dedim.Bu kıza ne zaman alışırdım.Bakıyorum hiçbir zaman.
Tamam bu bir ön yargı ama kendimi tanıyordum.
Aslında itiraf edeyim ki bazen Gökçe ve Aybüke’nin bana abla demek istiyordum.
“Raxmet.”dedi bir anda Aylin,Ebru’nun ağzına ökenerek.Ben kahkaha atarken,Gökçe ve Aybüke şaşkınca baktı. “Doktormuş.”dedim bir anda oturduğum yerden. “Yardım mı etseniz!”dedi bir anda Gökçe sinirle.Hepimiz mutfaktaki sandalyede otur iken,Gökçe yemeği yapıyordu. “Tamam.”dedim ve homurdanarak kalktım.
Emin değildim içimde kötü bir his vardı Ebru hakkında.

Gökalp Kandemir

Ne yapmıştım ben?Bir kadına gerçekten bu kadar yakın durdum.Gidiyordu.Allahım ben neden dediklerimi kontrol edemiyordum.Ben bu kızdan hoşlanıyor değildim dimi?Hoşlandım ama iki kere gördüm ben bu kızı basit bir şeydir geçer.Telefonum çaldı.Arayan Yusuf’tu.Kan kardeşim Yusuf’tu.

“Efendim Yusuf.”dedim. “Komutanım,müsait miydiniz?”dedi Yusuf. “Evet ne oldu?”dedim düz bir sesle. “Yüzbaşı Mehtap sizi çağırıyor.”dedi Yusuf.

“Ablam mı?”diye sordum. “Evet.”

Deniz Piyade Yüzbaşı Derya Kandemir Soylu

“Sıkıntı mı var?”dedim hem niye o beni aramadı.“Bilmiyorum,Derya Komutan hemen gelsin dedi” dedi. “Tamam geliyorum.”dedim ve telefonu kapattım.Bir mesaj gelmişti.İkiz kardeşim Helen’den.Bir video. Şarkı söylüyordu.Aslında Helen’de bizim gibiydi.O Hava Piyade Üsteğmen Helen Kandemir’di.Videoyu başlattım.Askeri kıyafeti üstündeydi.Haklıydım şarkı söylüyordu.

“Mapusa limanı,limandır liman aman,aman.”dedi sesi çok güzeldi. “Bizi öldüren de,yoktur din iman.”dedi.Videoyu durdurdum aslında bir dakika falandı. Helen, “Nasıl Gökalpcum?”yazmıştı. “Çok güzel.”yazıp kapattım telefonumu.Biz dört kardeştik.Dördü de asker dört kardeş.

Deniz Yüzbaşı Derya Kandemir Soylu

Üsteğmen Gökalp Kandemir

Hava Üsteğmen Helen Kandemir

Teğmen Gökdeniz Kandemir

Bizler şehit Binbaşı Ahmet Kandemir’in çocuklarıydık.

Helen çocukluğundan beri şarkılara söylemeyi severdi ama havacılığa tutkuluydu.Hızlı adımlarla askeriyeye ilerledim,bu gün izindeydim.Yani sivildeydim.Askeriyeye girip. “Deniz Yüzbaşı Derya Kandemir Soylu,çağır.”dedim nöbetçi askere. “Emredersiniz paşam.”dedi ablamdı bu.Ben askere bakmamıştım. “Abla.”dedim şaşkınlıkla. “Niye askere bakmıyon lan!”dedi sinirle, “Hem ne ablası,Komutanım diyecen!”dedi ablam hafif Karadeniz şivesi yüklenmişti sinirlenince.Bacaklarını masanın üstüne koymuştu. “Tamam Komutanım beni niye çağırdınız?”dedi ciddiyetle. “Al.”dedi ve bir anahtar uzattı. “Bu ne?”dedim merakla. “Evin anahtarı git temizle.”dedi bir anda. “Ne diyon abla ya.”dedim bana da bir Karadeniz şivesi gelmişti. “Temizle diyom evi diyom Gökalp diyom!”dedi sinirle şiveliydi. “Delirtme beni be!”dedim sinirle. “Üsteğmen Gökalp Kandemir sana emrediyorum al bu anahtarı ve evi temizle.”dedi ablam. “Tamam Komutanım.”dedim ve anahtarı aldım. “Arabanı versen olur mu?”dedim sakince.Cebinden bir anahtar çıkardı. “Al, şu kenarda.”dedi ve anahtarı uzattı.Anahtarı aldım ve arabaya doğru gittim.

Bir dakikaya ya ablamın yaptığını ben niye askerlerime,Gökdeniz’e ve Helen’e yapmıyordum.Aslında Helen ve ablam burada olmasının sebebi ortak bir time seçilmeseydi.Çok önemli görevlere giderlerdi.Ben de önemli görevlere giderdim ama onlar yurtdışındaki görevlere giderdi ve bir göreve gittiklerinde en az beş ay gelemeyebilirlerdi.

Telefonumu çıkarıp Helen’e “Ablamın evine gel hemen!”yazdım.Ardından Yusuf’u arayıp. “Yusuf Timdekilerle beraber ablamın evine gelin.”dedim. “Emredersiniz Komutanım.”dedi Yusuf ve hemen kapattı.Ben hızlıca arabaya binip eve sürdüm.Evin önünde Helen vardı. Arabadan inip Helen’in yanına gittim.Sinirli bir şekilde bekliyordu. “Çalıyorum,çalıyorum açmıyor hem sen niye beni buraya çağırdın?”dedi Helen. “Bekle,bizim tim de gelsin,öyle ablama çıkarız.”dedim ve merdivenlere oturdum.Ayakta olan Helen yanıma oturdu. “Niye sizin timi bekliyoruz.”dedi Helen merakla “Ablamın evini temizleyeceğiz.”

“Sana inanamıyorum Gökalp!”diye bağırdı Helen. “Komutanım Allah aşkına biz niye ev temizliyoruz?”diye sordu Poyraz. “Söylenmede temizle.”dedi Aylin sinirle. “Komutanım yanlış anlamayın ama biz kimin evini temizliyoruz?”diye sordu Ilgaz. “Ablamızın!”diye kükredi Helen bana doğru.Ve sinirle temizlik eşyalarını bıraktı. “Ya sana vermedi mi bu görevi verdi biz niye temizliyoruz.”dedi Helen. “Ablam bana yapıyor,ben niye size yapmayayım?”diye kendimi savunmaya çalıştım. “Helen burada ikimizde kalmıyor muyuz?”dedim,başını olumlu anlamda salladı. “Onlar?”diye timi gösterdi.Tim ise hala temizlik yapıyordu. “Helen Komutanım,bizlik sıkıntı yok temizleriz ne olacak ki?”dedi Farah. “Siz ciddi misiniz?”dedi Helen time bakarak.Timdekiler gülerek işine devam etti. Helen de böbürlenerek işe devam etti.

“Erik dalı gevrektir,erik dalı gevrektir.Amanın basmaya gelmez.Haydi basmaya gelmez.”dedi şarkı,bir kahkaha sesi geldi.Bu ses Aylin’e aitti.Aylin gözü kara bir askerdi ama arkadaşlarına karşı çok eğlenceliydi.

İki saat sonra kendimizi koltuklara attık. “Allah aşkına üç saat antremana dayanıyorum ama bir saat temizliğe dayanamıyorum!” Ozan yorgunlukla. “Gördünüz mü kadınlar bunu her gün yapıyor.”dedi Helen Ozan’a bakarak. “İşte bizde bu yüzden kadınlar kutsaldır diyoruz Komutanım.”dedi Ilgaz ciddiyetle.Kapı çaldı bir anda. “Ben baktım.”dedi Helen ayağa kalkıp.Sanki buradan uzaklaşmak istiyordu. “Abla!” kükredi. “Buyur ablacığım.”dedi ablam alaycı bir sesle. “Abla biz bugün senden ne çektik ama ya!”diye böbürlenerek içeri girdi Gökdeniz. “Dört saat antreman yaptık hatta bir ara sıkıldı gitti başıma asker dikti.”diye sinirlendi Gökdeniz.

“Bize de iş yaptırdı ablacığım.”dedi Helen.Ablam içeri geçip, “Siz ne arıyorsunuz burada ben Gökalp’i gönderdim.Hem senin tim ne arıyor?”dedi ablam bana bakarak. “Yardım.”dedim düz bir sesle. “Lan öküz ,on kişi iki artı bir,evi mi temizlediniz?”dedi ablam şaşkınca. “Ben bu evi tek başıma temizliyorum hayvan!”dedi ablam sinirle. “Gençler sizi de yormuş izin gününüzde bu densiz.”dedi ablam.İlk konuşan Aylin oldu. “Olur mu Komutanım biz yorulmadık hem bu bize az gelir.”dedi Aylin. “Tamam siz çıkın.”diyip kapıyı gösterdi ablam.Tim dışarı çıktı an ablam sinirlenmeye başladı. “Allah seni bildiğu gibu yapsun Gökalp!”dedi ablam,beni koruyan ise Gökdeniz oldu. “Abla yeter ya ne istiyon bizden?”dedi ve şiveli konuşmuştu. “Sadece iyi askerler olun istiyorum ablacığım.Anlayacaksınız yakında.”dedi ve odasına gitti.Kimse yemek yapmadı.Kimsede istemedi.Helen de ablamla aynı odada kalıyordu.Biraz siniri geçsin diye bekledi sonra odaya geçti.Sonra Gökdeniz gitti. Odaya girdiğimde çoktan uyumuştu Gökdeniz.

Yatağa girip uyumaya çalıştım ama aklım bu günkü hatamdaydı.Ben bir kadına cidden bu kadar yaklaşmıştım.Dur o bana yaklaşmadı mı?Evet,artık peşinde gitmek yoktu.Belki kaderlerimiz beraberse illa karşılaşacaktık.

Kaderleri beraber yazılan insanlar döner dolaşır birbirini bulurdu.Annemle babamın kaderi beraberdi.Ahiretde bulaşacaklardı.

NOT

Bölümleri geç attım üzgünüm beni destekleyenlere çok teşekkür ederim

Loading...
0%