@yakup.isikli_
|
### 15. Bölüm: *Karanlıkta Derinleşen Bağlar* *"EN DERİN SIRLAR, EN KARANLIK KÖŞELERDE YATAR VE ONLARA GÖZ KULAK OLANLARIN YÜREĞİNE IŞIK OLUR."* Ege ve İrem, Taner Aslan'ın ölümünün ardından fabrikayı sessizce terk ettiler. Şehir, onların işledikleri suçlardan habersiz, kendi kaosunda kaybolmuş durumdaydı. Ege, İrem’in elini sıkıca tutarken, içindeki karanlığın onu nasıl sarıp sarmaladığını hissediyordu. Bu karanlık, sadece cinayetle değil, aynı zamanda İrem’e olan tutkusu ve aralarındaki bağla da güçleniyordu. Taner’in ölümü, şehirdeki güç mücadelesini daha da şiddetlendirmişti. Faruk Keskin'in ölümünden sonra doğan boşluğu doldurmak isteyenler, şimdi Taner’in ortadan kalkmasıyla birlikte daha da vahşi hale gelmişti. Ancak Ege ve İrem, bu kaosun içinde sadece seyirci kalmakla yetinmiyorlardı. Onlar, bu kaosu yönlendiren ve istedikleri gibi şekillendiren gizli güçlerdi. --- Ege, İrem’i bir otel odasına götürdü. Bu otel, onların kaçamakları için sık sık kullandıkları, kimsenin bilmediği, küçük bir oteldi. Odaya girdiklerinde, aralarındaki sessizlik sadece içlerindeki tutkuyu ve karanlığı büyütüyordu. İrem, Ege’ye bakarken, onun gözlerindeki karanlığı ve acımasızlığı görebiliyordu. Bu, onu hem korkutuyor hem de daha fazla yaklaştırıyordu. "Bu şehirdeki son hedefimiz kim olacak?" diye sordu İrem, Ege’nin gözlerinin derinliklerine bakarak. Ege, bir an için duraksadı ve sonra İrem’in saçlarını okşayarak, "Bu gece bu sorunun cevabını bulacağız," dedi. --- O gece, Ege ve İrem, şehirde yeni bir hedef belirlemek için sokaklarda dolaşmaya başladılar. Amaçları sadece yeni birini öldürmek değildi; bu kez, seçtikleri kişi onların karanlık oyunlarının bir parçası olacaktı. Sokaklar, gece boyunca onların izlerini taşıdı. Her adımda, ikisi de içlerindeki karanlığın daha da derinleştiğini hissediyordu. Şehirdeki lüks bir mahallede, büyük bir köşkte yaşayan zengin bir iş adamı olan Haluk Yalçın, onların yeni hedefi olarak belirlenmişti. Haluk, şehirdeki büyük bir holdingin sahibiydi ve aynı zamanda yeraltı dünyasında da etkili bir figürdü. Ancak Haluk, karanlık işlerini hep perde arkasından yürütmüş, şehirdeki kaosun bir parçası olmaktan kaçınmıştı. Ege ve İrem için bu adam, karanlık oyunlarının bir sonraki kurbanı olacaktı. --- Haluk’un köşkü, şehrin en korunaklı yerlerinden birindeydi. Ancak Ege ve İrem, bu korunaklılığı aşmak için gereken tüm planları yapmışlardı. Gece yarısı, köşkün etrafındaki güvenlik kameralarını etkisiz hale getirdiler ve sessizce içeri sızdılar. İçeri girdiklerinde, Haluk’u yalnız başına buldular. Haluk, kendini korumak için ne gerekiyorsa yapmaya çalıştı, ama bu onun sonu olacaktı. Ege, Haluk’a doğru yaklaşarak, "Bu şehirde artık senin gibilerin yeri yok," dedi. İrem ise, Ege’nin bu kararlılığını izlerken, içindeki arzunun daha da büyüdüğünü hissetti. Ege’nin bu karanlık tarafı, onun için çekici ve aynı zamanda korkutucuydu. Haluk, Ege ve İrem’in elinde çaresiz bir şekilde yere yığıldı. İkisi, Haluk’un etrafında dolanarak onun korkusunu ve çaresizliğini izlemeye başladılar. Bu an, ikisinin de içinde bir şeyleri tetikledi. Bu, sadece bir cinayet değil, aynı zamanda aralarındaki bağın daha da güçlendiği bir ritüeldi. Ege, Haluk’un üzerine eğilerek onun yüzüne baktı. Haluk’un gözlerindeki korku, Ege’yi tatmin ederken, İrem’in içindeki arzuları daha da körüklüyordu. İrem, Ege’nin yanına yaklaştı ve onunla birlikte Haluk’a son darbeyi indirdi. Haluk’un son nefesi, Ege ve İrem’in kulaklarında yankılanırken, aralarındaki bağın nasıl daha da güçlendiğini hissediyorlardı. --- Cinayetin ardından, Ege ve İrem, Haluk’un köşkünden sessizce ayrıldılar. Şehir, sabahın ilk ışıklarıyla uyanırken, onlar gece boyunca işledikleri cinayetlerin getirdiği tatminle doluydu. Ancak bu tatmin, sadece bir anlık bir huzurdu. İçlerindeki karanlık, daha fazlasını istiyor, daha büyük bir kaos ve daha derin bir zevk arzuluyordu. Otele döndüklerinde, aralarındaki sessizlik, sadece birbirlerine olan arzularını daha da belirgin hale getirdi. Ege, İrem’e yaklaşarak onun yüzüne dokundu. "Bu gece sadece başlangıç," dedi. İrem, Ege’nin gözlerine bakarak, "Bizim için hiçbir şey son olmayacak," diye karşılık verdi. Aralarındaki bu karanlık bağ, sadece cinayetle değil, aynı zamanda tutkuyla da besleniyordu. Ege, İrem’in boynuna hafifçe dokunarak onu kendine çekti. Bu dokunuş, aralarındaki karanlık arzuların bir ifadesiydi. O an, sadece birbirlerine aittiler ve bu karanlık dünyada sadece ikisi vardı. *"GECEYİ AŞMAK İÇİN, EN KARANLIK ANLARDA BİLE IŞIK ARAMAK GEREKİR."* |
0% |