@yakup.isikli_
|
*18. Bölüm: Sessiz Fırtına* *"BİRBİRİMİZE OLAN GÜVENİMİZ, HER ENGELİ AŞMAMIZA YARDIMCI OLACAK."* *"YENİ BİR GÜNÜN İLK IŞIKLARIYLA, BİZİ BEKLEYEN GELECEĞE HAZIRIZ."* Ege ve İrem’in gecenin karanlığında yaptıkları yolculuk devam ederken, içinde bulundukları apartman dairesi, onların hem sığınağı hem de gelecekteki planları için bir başlangıç noktası haline gelmişti. İkisi de, burada geçirdikleri sürenin ardından biraz daha kararlı ve biraz daha karanlık bir yola baş koymaya hazırdı. Artık sadece hayatta kalmak değil, aynı zamanda intikam almak için de bir planları vardı. *Hazırlıklar* Ege, eski bir masanın üzerinde haritalar, notlar ve çeşitli bilgilerle dolu dosyaları incelerken, İrem mutfakta küçük bir çanta hazırlıyordu. Bu çanta, bir sonraki adımları için gerekli her şeyi içeriyordu: bir tabanca, susturucu, plastik eldivenler ve birkaç küçük bıçak. İrem, çantayı dikkatlice hazırlarken Ege’nin sesini duydu. “Bu gece, sessiz bir fırtına gibi olmalıyız,” dedi Ege, gözlerini masadan ayırmadan. “Hiç kimse, hiçbir şey fark etmemeli. Sessizce girip sessizce çıkacağız.” İrem, Ege’nin söylediklerini dinlerken hafif bir ürperti hissetti. Bu sözler, onların içinde bulunduğu karanlık dünyanın ne kadar tehlikeli ve belirsiz olduğunu bir kez daha hatırlattı. Fakat içinde, Ege ile birlikte olduğunda her şeyi yapabileceğine dair bir inanç vardı. “Her şey hazır,” diye fısıldadı İrem, Ege’nin yanına gelerek. “Planı son bir kez gözden geçirelim.” Ege, İrem’in yanına oturdu ve haritanın üzerinde elini gezdirdi. “Bu gece, hedefimiz Hasan Şahin,” dedi. “O, bizim için büyük bir tehlike arz ediyor ve onun varlığı, planlarımızın önündeki en büyük engel.” İrem, Ege’nin gösterdiği noktaya baktı. Hasan Şahin, şehirde tanınmış bir iş adamıydı, ancak yeraltı dünyasında da önemli bir figürdü. Onunla karşı karşıya gelmek, hem büyük bir risk hem de büyük bir adımdı. “Onun evine girmenin en kolay yolu, arka bahçedeki gizli geçit,” dedi Ege, haritanın bir köşesindeki işareti göstererek. “Bu geçit, evin eski bir hizmetçisinin bize verdiği bilgiye dayanıyor. Oradan içeri sızıp, işi bitirip çıkacağız.” İrem başını sallayarak onayladı. “Sessiz ve hızlı olmalıyız. Bu gece onun son gecesi olmalı.” *Gece Yarısı* Gece yarısı olduğunda, Ege ve İrem, apartman dairesinden sessizce ayrıldılar. Sokaklar, gece karanlığında bomboştu ve onların varlığını kimse fark etmiyordu. Şehrin bir ucundan diğer ucuna doğru yürüdüler, yüreklerinde hem bir korku hem de bir kararlılık vardı. Hasan Şahin’in malikanesine ulaştıklarında, Ege ve İrem, arka bahçeye doğru yöneldiler. Bahçe, yüksek çitlerle çevriliydi, ancak Ege, çitin zayıf bir noktasını önceden belirlemişti. Küçük bir delikten geçerek bahçeye girdiler. Sessiz adımlarla, bahçenin karanlık köşelerine doğru ilerlediler. “Geçit burada,” diye fısıldadı Ege, bir çalılığın arkasına saklanmış gizli bir kapıyı göstererek. İrem, Ege’nin gösterdiği yere doğru eğildi ve gizli kapıyı açtı. Kapı, içeri doğru sessizce açıldı ve ikisi de içeri girdiler. Geçidin sonunda, Hasan Şahin’in malikanesinin bodrum katına açılan bir kapı vardı. Ege, kapıyı dikkatlice açtı ve içeri girdi. İrem, onun hemen arkasından geliyordu. Bodrum katı, loş bir ışıkla aydınlanıyordu ve duvarlarda eski tablolar asılıydı. “Şimdi,” diye fısıldadı Ege, tabancasını çıkartarak. “Üst kata çıkmalıyız.” *Büyük Hesaplaşma* Ege ve İrem, merdivenlerden yukarı çıktılar ve Hasan Şahin’in yatak odasının kapısına ulaştılar. Kapı, ağır bir ahşap kapıydı ve Ege, kapının kilidini açmak için küçük bir maymuncuk kullandı. Kapı, hafif bir gıcırtıyla açıldı ve ikisi de odaya girdiler. Hasan Şahin, odanın ortasında duran büyük bir yatakta uyuyordu. Ege, tabancasını susturucu ile donatarak, yatağa doğru yaklaştı. İrem ise kapının yanında durarak, herhangi bir tehlikeye karşı tetikte bekliyordu. “Şimdi,” diye fısıldadı Ege, tabancasını Hasan Şahin’in başına doğru doğrultarak. “Bu, senin sonun olacak.” Fakat tam o anda, Hasan Şahin gözlerini açtı ve Ege’ye baktı. Yüzünde şaşkınlık ve korku vardı. Ege, bir an için tereddüt etti, fakat sonra İrem’in gözlerine baktı. O an, Ege’nin içinde bir kararlılık yükseldi. İrem, ona güven dolu bir bakışla karşılık verdi. “Bitti,” dedi Ege, tetiği çekerek. Silahın sesi, susturucu sayesinde neredeyse hiç duyulmamıştı, ancak odadaki atmosfer bir anda değişmişti. Hasan Şahin, sessizce yatağın üzerine yığıldı ve hayatını kaybetti. Ege ve İrem, odayı hızlıca kontrol ettiler ve iz bırakmamaya özen gösterdiler. Odadan çıkıp merdivenlerden aşağı inerken, her adımlarında daha da hızlı hareket ediyorlardı. Bodrum katına geri döndüler ve gizli geçitten çıkarak, bahçeye doğru yöneldiler. “Başardık,” dedi İrem, Ege’ye sarılarak. “Bu karanlık dünyada, birlikte her şeyi yapabiliriz.” Ege, İrem’e sımsıkı sarıldı. “Evet, birlikteyiz ve bu bizim gücümüz,” diye cevapladı. “Şimdi buradan uzaklaşmalıyız.” *Gecenin Ardından* Ege ve İrem, malikaneden sessizce ayrıldılar ve karanlık sokaklarda ilerlemeye başladılar. Şehrin bu kısmı, gece boyunca onların sığınağı olmuştu, ancak şimdi başka bir yere gitmeleri gerekiyordu. Geçmişin izlerini silmek ve yeni bir sayfa açmak için harekete geçtiler. Yol boyunca konuşmadılar, ancak birbirlerinin varlığı onlara güven veriyordu. İkisi de biliyordu ki, bu gece sadece bir başlangıçtı. Önlerinde daha büyük zorluklar vardı ve onlar, bu zorluklarla yüzleşmek için hazırdılar. Şehrin uzak bir köşesinde, eski bir binanın önünde durdular. Bu bina, onların yeni sığınağı olacaktı. Ege, kapıyı açtı ve içeri girdiler. Burası, daha önce kaldıkları yerden daha geniş ve daha korunaklıydı. “Burası, yeni evimiz,” dedi Ege, İrem’e bakarak. “Burada, planlarımızı yapacağız ve geleceğimizi inşa edeceğiz.” İrem, Ege’nin sözlerini duyunca başını salladı. “Evet, birlikte her şeyin üstesinden geleceğiz,” diye cevapladı. “Bu karanlık dünyada, yalnızca birbirimize güvendiğimiz sürece hayatta kalacağız.” İkisi de, yeni sığınaklarının içinde, birbirlerine sarılarak geceyi geçirdiler. Gecenin sessizliği, onların kararlılığını güçlendirirken, geleceğe dair umutlarını da artırdı. Bu karanlık dünyada, Ege ve İrem için tek ışık, birbirlerine olan inançlarıydı. *Sabahın İlk Işıkları* Ege ve İrem, yeni sığınaklarında gecenin sessizliğinde dinlenmeye çalıştılar. Gözlerini kapattıklarında, Hasan Şahin'in evinde yaşadıkları anlar bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti. Sabahın ilk ışıkları içeri süzülürken, gece boyunca yaptıklarını düşünmeye başladılar. İrem, Ege'nin yanında hafifçe kıpırdandı ve sessizliği bozdu. "Ege, bundan sonra ne yapacağız?" diye fısıldadı. Sesi yorgun ama aynı zamanda kararlıydı. Ege, gözlerini açtı ve İrem'e baktı. "Artık geri dönüş yok, İrem," dedi. "Daha fazla risk, daha fazla tehlike var önümüzde. Ama birlikte olduğumuz sürece her şeyin üstesinden gelebiliriz." İrem, Ege'nin gözlerindeki ciddiyeti gördü ve başını sallayarak onayladı. "Seninleyken her şeyi yapabileceğimi biliyorum," diye karşılık verdi. "Ama dikkatli olmalıyız. Düşmanlarımız her yerde olabilir." Ege, İrem'in bu sözlerini duyunca, yanındaki küçük masanın üzerinde duran haritayı aldı. "Hasan Şahin sadece başlangıçtı," dedi, haritanın üzerindeki işaretli noktalara bakarak. "Onun gibi birçok kişi var ve biz onların peşine düşeceğiz." *Yeni Hedefler* Haritanın üzerinde belirli noktalar vardı; şehirdeki farklı kişiler, yerler ve gizli toplantılar. Ege ve İrem, bu noktaları teker teker incelerken, sıradaki hedeflerini belirlediler. Onların amacı, şehirdeki güç dengelerini değiştirmek ve kendi yollarını çizmekti. "Sıradaki hedefimiz, Kerem Aydın," dedi Ege, haritanın üzerindeki kırmızı bir noktayı işaret ederek. "O, yeraltı dünyasının önemli bir figürü ve Hasan Şahin'in de yakın dostu. Onun varlığı, bizim için büyük bir engel." İrem, Ege'nin gösterdiği noktaya baktı ve hafifçe gülümsedi. "Kerem Aydın, bizim için önemli bir adım olacak," diye onayladı. "Ama onunla başa çıkmak için iyi bir plan yapmalıyız." Ege, İrem'in bu sözlerini duyunca, yeni bir plan hazırlamaya başladı. Kerem Aydın, şehirdeki en korunaklı evlerden birinde yaşıyordu ve onunla karşı karşıya gelmek büyük bir risk olacaktı. Ama Ege ve İrem, bu riski göze almaya hazırdılar. *Hazırlık ve İnfaz* Ege ve İrem, yeni planlarını uygulamaya koymak için gün boyunca çalıştılar. Kerem Aydın'ın evinin etrafındaki güvenlik önlemlerini incelediler ve olası kaçış yollarını belirlediler. Onların amacı, Kerem Aydın'ı evinin içinde yakalamak ve sessizce ortadan kaldırmaktı. Gece çöktüğünde, Ege ve İrem hazırlıklarını tamamladılar. İkisi de, siyah kıyafetler giymiş ve silahlarını hazır etmişti. Kerem Aydın'ın evine doğru yola çıktılar ve planlarını uygulamaya başladılar. Evin etrafında dolaşırken, güvenlik kameralarından kaçınmak için dikkatli adımlarla ilerlediler. Ege, evin arka tarafında bulunan küçük bir pencereden içeri girdi ve İrem'i de yanına çekti. İkisi de, evin içinde sessizce hareket ederek Kerem Aydın'ın odasına doğru ilerlediler. Kerem Aydın, odasında yalnız başına oturmuş, bir şeyler okuyordu. Ege ve İrem, odanın kapısının arkasında durarak birbirlerine baktılar. İrem, elindeki silahı sıkıca tutarken, Ege kapıyı sessizce açtı ve içeri girdi. "Kerem Aydın," diye fısıldadı Ege, adamın dikkatini çekerek. "Biz geldik." Kerem Aydın, Ege'nin sesini duyunca şaşırdı ve elindeki kitabı yere düşürdü. "Siz de kimsiniz?" diye sordu, sesi titrek ve korku doluydu. "Ege ve İrem," diye cevapladı İrem, odanın köşesinden çıkarken. "Seninle bir hesabımız var." Kerem Aydın, bu sözleri duyunca ayağa kalktı ve kaçmaya çalıştı. Fakat Ege, hızlı bir hareketle adamın önünü kesti ve silahını doğrulttu. "Bitti," dedi Ege, tetiği çekerek. Silahın sesi, odanın içinde yankılandı ve Kerem Aydın yere yığıldı. *Sonrası* Ege ve İrem, Kerem Aydın'ın evinden sessizce ayrıldılar ve şehrin sokaklarında ilerlemeye başladılar. Gecenin karanlığında, yaptıklarının sonuçlarını düşünürken, birbirlerine daha da yakınlaştılar. "Bu, sadece bir başlangıç," dedi Ege, İrem'e bakarak. "Önümüzde daha büyük hedefler ve daha tehlikeli yollar var." İrem, Ege'nin sözlerini duyunca başını salladı. "Evet, ama birlikte olduğumuz sürece, her şeyin üstesinden gelebiliriz," diye cevapladı. İkisi de, şehrin karanlık sokaklarında ilerlerken, gelecekleri hakkında düşünmeye başladılar. Onlar için bu karanlık dünya, hem bir meydan okuma hem de yeni bir başlangıçtı. Ege ve İrem, bu dünyanın içinde birbirlerine tutunarak hayatta kalacaklardı.
Gece Yarısı Kaçışı* Kerem Aydın’ın evinden ayrıldıktan sonra Ege ve İrem, şehrin arka sokaklarına doğru yürümeye başladılar. Ay, karanlık gökyüzünde solgun bir ışık yayarken, ikili sessizliğe bürünmüş bir şekilde ilerliyordu. Geçmişte yaptıkları seçimlerin ağırlığı omuzlarına çökmüş gibi görünüyordu. Sessizliği ilk bozan İrem oldu. "Bu gece her şey çok hızlı oldu," dedi, hafifçe Ege’ye bakarak. "Bazen yaptıklarımızı sorgulamıyor muyuz? Kendimize dönüp baktığımızda ne görüyoruz?" Ege, İrem’in bu sorusu karşısında bir an duraksadı. Derin bir nefes aldı ve geceye doğru baktı. "Yaptığımız şeyler kolay değil, İrem," diye cevapladı. "Ama biliyorsun ki, bazen hayatta kalmak için böyle kararlar almak zorundayız. Bu dünya bize başka bir seçenek sunmadı." İrem, Ege’nin sözlerini düşünerek yürümeye devam etti. "Evet, haklısın," diye karşılık verdi. "Ama bu yolda yürürken içimizdeki insanlığı kaybetmemeye çalışmalıyız. Birbirimize sahip çıkmak ve güvenmek, bizi ayakta tutan tek şey." *İç Dünyalarındaki Fırtına* İkili, yürüyüşlerini sürdürürken, gece boyunca düşündükleri her şeyi birbirlerine anlatmaya başladılar. İrem, çocukluğunda yaşadığı zorlukları ve hayatının bu noktaya nasıl geldiğini anlattı. Ege ise geçmişindeki acıları ve öfkesini nasıl kontrol etmeye çalıştığını paylaştı. "Çocukken hep huzurlu bir yaşam hayal ederdim," dedi İrem, uzaklara dalarak. "Ama şimdi bakıyorum da, bu hayallerimden ne kadar uzaklaştığımı görüyorum. Yine de seninle olduğumda, sanki o hayallere biraz daha yaklaşıyorum." Ege, İrem’in bu sözlerini duyunca hafifçe gülümsedi. "Ben de öyle hissediyorum," dedi. "Seninle olduğumda, bu karanlık dünyanın içinde bir ışık varmış gibi geliyor. Ama bu dünyada ışık bulmak için karanlıkla savaşmak zorundayız." İrem, Ege’nin sözlerine başıyla onay verdi. "Evet, ve bu savaşta birbirimize ihtiyacımız var. Ne olursa olsun, birbirimizi kaybetmemeliyiz." *Yeni Sığınak* Gece boyunca yürüdükten sonra, ikili şehirden uzak bir yerde, terk edilmiş bir binaya doğru yöneldiler. Bu bina, onların yeni sığınağı olacaktı. Ege, kapıyı açtı ve içeri girdiler. İçerisi, eski ama yeterince güvenliydi. İkisi de, burada yeni bir başlangıç yapabileceklerini umuyorlardı. Ege, içeri girdikten sonra bir köşede duran eski bir sandalyeye oturdu. İrem ise, pencerenin yanında durarak dışarıyı izlemeye başladı. Sessizce düşüncelere dalmışlardı. "Burada güvende olacağımızı düşünüyor musun?" diye sordu İrem, Ege’ye dönerek. Ege, başını salladı. "Evet, en azından bir süreliğine. Bu yer kimsenin aklına gelmez. Planlarımızı burada yapabiliriz." İrem, Ege’nin bu sözlerine güvenerek başını salladı. "Umarım haklısın," dedi. "Burada birlikte olursak, her şeyin üstesinden gelebiliriz." *Yeni Planlar ve Geleceğe Dair Umutlar* Ege ve İrem, yeni sığınaklarında bir süre dinlendikten sonra, gelecekte ne yapacaklarına dair planlar yapmaya başladılar. İkisinin de aklında, şehirdeki diğer tehlikeli figürleri ortadan kaldırmak ve kendi yollarını çizmek vardı. "Şimdi sıradaki hedefimiz, Mehmet Çakır," dedi Ege, haritanın üzerinde işaretli bir noktayı göstererek. "O, Kerem Aydın’ın da üzerinde olan biri ve onunla karşı karşıya gelmek büyük bir adım olacak." İrem, Ege’nin gösterdiği noktaya baktı ve hafifçe gülümsedi. "Bu zorlu olacak ama birlikte olduğumuz sürece başa çıkabiliriz," dedi. "Bu dünyada güçlü olmanın tek yolu, birlikte hareket etmek." Ege, İrem’in bu sözlerini duyunca içten bir şekilde gülümsedi. "Evet, birlikte daha güçlüyüz," diye onayladı. "Ve bu güçle, her engeli aşabiliriz." *Gecenin Ardından Yeni Bir Gün* Sabahın ilk ışıkları yeni sığınaklarının penceresinden içeri süzülürken, Ege ve İrem birbirlerine bakarak yeni bir günün başlangıcını kutladılar. Onların bu karanlık dünyada birbirlerine olan bağlılıkları, her yeni günde onlara umut ve cesaret veriyordu. "Bu yeni gün, bizim için yeni bir başlangıç olacak," dedi Ege, İrem’e bakarak. İrem, Ege’nin bu sözlerini duyunca başını salladı. "Evet, ve bu başlangıçta seninle olduğum için mutluyum," diye cevapladı. "Birlikte olduğumuz sürece her şeyi yapabiliriz." Ege ve İrem, birbirlerine sarılarak yeni güne merhaba dediler. Onların bu karanlık dünyada buldukları tek ışık, birbirlerine olan sevgileri ve güvenleriydi. Ve bu ışık, onları her zorluğun üstesinden gelmeye yönlendirecekti. *Sığınakta Gecenin Sessizliği* Ege ve İrem, yeni sığınaklarına yerleştikten sonra geceyi sessizce geçirdiler. İkisi de yaptıklarının ağırlığını hissediyor, ama birbirlerine destek olarak bu yükün altından kalkabileceklerini biliyorlardı. Ege, küçük bir ateş yaktı ve yanlarında getirdikleri yiyeceklerden birkaçını çıkardı. "Biraz dinlenmemiz gerekiyor," dedi İrem'e dönerek. "Yarın için güç toplamamız lazım." İrem, Ege'nin yanına oturdu ve elindeki ekmeği yavaşça ısırdı. "Bazen düşündüğümden daha güçlü olduğumuzu hissediyorum," dedi. "Ama aynı zamanda, bir gün bu gücün bizi nereye götüreceğini de merak ediyorum." Ege, İrem'in yüzüne bakarak gülümsedi. "Bu yolculukta nereye gideceğimizi kestirmek zor," diye karşılık verdi. "Ama biliyorum ki, birbirimize olan güvenimiz ve sevgimiz sayesinde her şeyin üstesinden gelebiliriz." *Geçmişten Gelen Hayaletler* İkili, gece boyunca birbirlerine geçmişlerinden bahsetmeye devam ettiler. İrem, ailesiyle yaşadığı zorlukları ve küçük yaşta kaybettiği annesinin anılarını anlattı. Annesi, İrem için hayatının en önemli figürüydü ve onun kaybı, İrem'i derinden etkilemişti. "Annem öldüğünde, sanki dünya başıma yıkıldı," dedi İrem, gözlerinde yaşlarla. "Ama o bana her zaman güçlü olmayı ve zorluklarla başa çıkmayı öğretti. Onun sayesinde bu kadar dayanıklı olabildim." Ege, İrem'in bu sözlerini duyunca içten bir şekilde başını salladı. "Senin gibi birini tanımış olmaktan mutluyum," dedi. "Seninle bu yolda yürümek, benim için büyük bir şans." Ege de kendi geçmişinden bahsetti. Zorlu bir çocukluk geçirmiş ve ailesini genç yaşta kaybetmişti. Sokaklarda hayatta kalmaya çalışırken, içinde biriken öfke ve acıyı kontrol etmeyi öğrenmişti. "Geçmişim beni bu noktaya getirdi," dedi Ege, derin bir nefes alarak. "Ama seninle birlikteyken, sanki o geçmişin ağırlığı hafifliyor." *Geceye Dair Planlar* Ege ve İrem, gece boyunca yeni hedefleri hakkında konuşmaya devam ettiler. Mehmet Çakır, şehirdeki en tehlikeli adamlardan biriydi ve onunla yüzleşmek büyük bir adım olacaktı. "Onunla nasıl başa çıkacağımızı düşünmeliyiz," dedi Ege, haritanın üzerinde işaretli olan noktaya bakarak. "Bu sefer daha dikkatli olmalıyız." İrem, Ege'nin bu sözlerini onayladı. "Mehmet Çakır'ın evini ve hareketlerini takip etmek zorundayız," diye ekledi. "Onun zayıf noktalarını bulmalıyız." Ege, İrem'in bu sözlerini duyunca planlarını yapmaya başladı. "İlk adım, onunla ilgili bilgi toplamaktır," dedi. "Bu yüzden, çevresindeki insanları izlemeli ve bilgi toplamaya çalışmalıyız." İrem, Ege'nin planına başıyla onay verdi. "Tamam, bu gece uyumadan önce bir plan hazırlayalım," dedi. "Sabah olduğunda harekete geçmeye hazır olalım." *Gecenin Sonunda* Gece ilerledikçe, Ege ve İrem sığınaklarında bir köşeye oturdular ve birbirlerine sarılarak uyumaya çalıştılar. Gelecekteki belirsizliklere rağmen, birbirlerine olan bağlılıkları onları güçlü tutuyordu. Gece boyunca, ikisinin de aklında aynı düşünce vardı: "Birlikte olduğumuz sürece, her şeyin üstesinden gelebiliriz." Ege, İrem'e doğru eğilerek hafifçe fısıldadı. "Ne olursa olsun, seni asla bırakmayacağım," dedi. İrem, Ege'nin bu sözlerini duyunca gözleri doldu. "Ben de seni," diye karşılık verdi. "Bu karanlık dünyada, birbirimize tutunarak ayakta kalacağız." *Sabahın İlk Işıklarıyla Başlayan Yeni Bir Gün* Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, Ege ve İrem yeni günün getireceklerine hazır bir şekilde uyandılar. İkisi de, önlerindeki zorlu yolların farkındaydı ama birlikte oldukları sürece her şeyin üstesinden gelebileceklerine inanıyorlardı. "Ege, bugün yeni bir gün," dedi İrem, hafifçe gülümseyerek. "Planlarımızı uygulamaya koymak için hazırız." Ege, İrem'in yüzüne bakarak gülümsedi. "Evet, hazırız," diye onayladı. "Bu dünyada birlikte var olabilmek için, her zorluğu göze alacağız." İkisi de, yeni güne başlamak için hazırlıklarını yapmaya başladılar. Onların bu karanlık dünyada birbirlerine olan bağlılıkları ve güvenleri, her zorluğun üstesinden gelmelerine yardımcı olacaktı. *"BU KARANLIK DÜNYADA BİRBİRİMİZE OLAN SEVGİMİZ, IŞIK OLARAK YOL GÖSTERİYOR."* *"GECENİN SESSİZLİĞİNDE BİRBİRİMİZE TUTUNARAK, HER ZORLUĞUN ÜSTESİNDEN GELEBİLİRİZ."* *"HAYATIN AĞIR YÜKLERİNİ OMUZ OMUZA VERİP TAŞIYORUZ, VE BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜYÜZ."* *"BU YOLDA İLERLERKEN, SEVGİMİZ BİZE EN BÜYÜK KALKAN OLACAK."* |
0% |