@yalnizbirfenerli
|
🔸Bilge🔹 Sabah uyandığımda aşağıdan mis gibi kokular geliyordu. Hemen elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim. Yengem fırında patates yapmıştı. "Günaydın canım" demişti yengem. "Günaydın, ne yapayım ben" Diye sordum. "Şu tabakları masaya yerleştirir misin " demişti yengem."Tabi" Diye kısa bir cevap verip tabakları yerleştirmeye başladım. Abim nerede diye soracakken abimin sesi geldi. Önce " Günaydın Gözde'm" Diyip yengeme sarıldı, ardından " Günaydın Bilge'm" diyip bana sarıldı. Yengem ve bende senkronize bir şekilde günaydın demiştik. Masa neredeyse hazırdı tam oturacaktım ki telefonum çalmaya başlamıştı. Telefonu açıp kulağıma tuttuğunda karşıdaki adamın polis memuru olduğunu ve dün akşam benim valizime benzer bir valizin geldiğini, gelip bakmam gerektiğini söylemişti. Yengem ve abime dediğimde abimin beraber gidelim teklifini reddedip birşeyler atıştırdım. Sonra odama gidip üstümü giyindim ve emniyete doğru yola çıktım. Emniyet'in kapısından içeri girip, danışmaya olanları söyleyince beni yetkili polisin odasına yönlendirmişti. Kapıyı tıklayıp içeri girdiğimde yine o adamı görmüştüm, yine kalbim hızlanmıştı, yine kızarmıştım, yine sıcak basmıştı. Polis memuru, "Bilge Hanım yani Bilge Kahveci sizsiniz değil mi " diye sorduğunda dikkatimi polise verip "Evet benim" demiştim. " Bilge hanım da geldiğine göre siz valizleri kontrol edin bende gerekli belgeleri hazırlayım" demişti polis memuru. Daha sonra da masasının yanında masanın yanına gelerek kendi tarafındaki valizi gösterip " Bu sizin Mert bey " demişti, ardından bana dönerek "öbür valizde sizin Bilge Hanım " dedi ve masasına oturup masanın üzerindeki kağıtlara birşeyler yazmaya başladı. Masanın üzerinde olan valizimin sıkışan fermuarıyla cebelleşirken, yanımdan gelen " Yardım edeyim istersiniz" teklifini, kadife sesi ve yan yana durduğumuz andan beri hafif hafif gelen ama daha yoğun gelmeye başlayan portakal çiçeği kokusuyla reddedemeyerek, " Çok iyi olur " demiştim. Valizimi açmak için aniden eğildiğinde, pek geriye gitmediğim için iyice dip dibe gelmiştik. Tam bir iki adım geriye ilerleyecektim ki fermuarı açmıştı. Biraz da olsun uzaklaşmıştık. Çıkarmaya çalıştığım ama yinede çok kısık çıkan sesimle "teşekkür ederim" demiştim. Valizimin içine baktığımda eksik birşey görünmüyordu. Polis işini bitirmiş olacakki yanımıza gelmişti, " Eksik birşey var mı" demişti "Benim herşeyim tamam , eksik yok" dediğimde, o adam yani Mert'te aynı cevabı vermişti. Memur bey bize gerekli belgeleri imzalattıktan sonra odadan çıkıyordum tam kapıyı açacaktım ki Mert benden daha önce davranmıştı. Eliyle geçmem için bana öncelik tanımıştı bende odadan çıkıp teşekkür etmiştim. Bu olanları artık düşünmek istemiyordum. Ama sürekli aklıma geliyordu özellikle de kokusu yaklaştığında buram buram gelen ama asla rahatsız etmeyen o portakal çiçeği kokusu. Tesadüften ibaret miydi bu yaşananlar. Bu sorudan daha önemli olan ise tesadüf olmasını istemem mi yoksa istememem mi. Ben bunları düşündüğüm sırada abim aramıştı. Aramayı yanıtlayıp" Efendim abi" dediğimde abim, " Bulunan valizini senin miymiş. Ne zaman geliyorsun yengen soruyor Sera'ya gidecekmişsiniz" demişti. Bende" Evet valiz benimmiş, emniyetten çıktım geliyorum hadi görüşürüz." demişti. Arabaya binip eve gittiğimde, yengem, " Bilge pek birşey yemedin yengem sana bir ekmek arası yapayım yer misin" demişti. Açtım ama hiç birşey yiyesim yoktu. " Yok yengem birşey yemeyeceğim" demiştim. Abimde, " Senin neyin var bir moralin bozulmuş gibi " dedi. "Yooo birşeyim yok sadece yemek yiyesim gelmedi" dedim. "Sen bilirsin, birşey olursa ben buradayım" dedi. Abimin yanağına bir öpücük kondurdum. Ve yengeme dönüp, " Yenge ben böyle gideceğim sende hazırsan gidelim mi " demiştim. "Hemen çantamı alıp geliyorum." Bende ayakkabılarımı giymiştim. Yengem de geldiğinde arabaya binip Sera'nın evine doğru gitmeye başladık. Sera'nın evinin önüne geldiğimizde zile basıp kapının açılmasını bekledik. Kapı Sera tarafından açıldığında kısa bir hoş geldin- hoş buldum faslından sonra Sera gelinliğini denemeye gitmişti. Geldiğinde çok güzel olmuştu. Saten, A kesim, düşük omuz bir gelinlik seçmişti. Terzi son rütuş yaptılran sonra Sera "nasılım" diye sormuştu. Yengemle haberimiz olmadan senkronize bir şekilde "Çok güzel olmuşsun" dediğimizde, Sera siz böyle dediğinize göre gerçekten güzel olmuşum diyip gelinliğini çıkarmaya gitmişti. Sera geldiğinde biraz sohbet ettikten sonra yengem ve Sera'nın ısrarıyla tatlı yemeye gitmiştik.
Bu bölümünde sonuna geldik. Diğer bölümlere göre biraz kısa olsa da. Bu bölüm pek içime sinmediği için silip tekrar yazabilirim.
Bölüm yazacağım zaman çöken uygulamaya karşı benim iç ses.
|
0% |